Avustralya'da meydana gelen deniz uçağı kazası, trajik sonuçlarla gündeme geldi. Kalkıştan kısa bir süre sonra bir kayalığa çarpan deniz uçağı, üç kişinin yaşamını yitirmesine yol açtı.

Kaza, uçağın kalkışını gerçekleştirmesinden hemen sonra yaşandı. Sert bir kayalığa çarparak düşen uçak, olay yerinde ciddi hasara yol açtı. Uçakta bulunan yedi kişiden üçü olay yerinde hayatını kaybetti. Kazadan yaralı olarak kurtulan dört kişi, acil sağlık ekiplerinin müdahalesiyle hastaneye kaldırıldı. Yaralıların durumlarının ciddiyetini koruduğu, tedavilerinin sürdüğü bildirildi.

Kazanın nasıl meydana geldiğine dair soruşturma başlatan yetkililer, olay yerinde kapsamlı incelemeler yaptı. İlgili birimlerin kazanın nedenine dair detaylı bir rapor hazırlamaya başladığı bildirildi. İncelemelerin sonuçları, uçağın düşüş nedenini daha net bir şekilde ortaya koyacak.

Bu üzücü olay, hava güvenliği konularını bir kez daha gündeme getirdi. Kazanın arka planını ve mevcut güvenlik önlemlerinin yeterliliğini araştıracak olan uzmanlar, benzer olayların önüne geçilmesi için gerekli adımların atılacağını belirtti.

Sosyal medya fenomeni Kerimcan Durmaz ve oyuncu Atakan Yılmaz, yasa dışı bahis reklamları yaptığı gerekçesiyle gözaltına alındı. Haklarındaki iddialar doğrultusunda Sulh Ceza Hakimliğine sevk edilen Durmaz ve Yılmaz, çıkarıldıkları mahkemede tutuklama kararıyla karşılaştı.

Yasa dışı bahis reklamlarının sosyal medya üzerindeki etkisini artırarak, yasa dışı faaliyetlerin teşvik edilmesine yol açan paylaşımlar nedeniyle başlatılan soruşturma sonucunda, her iki isim de suçlu bulundu.

Yargılama sürecinde Kerimcan Durmaz ve Atakan Yılmaz'ın yasa dışı bahis faaliyetlerine olan katkıları, yapılan reklamların kapsamı ve sosyal medya üzerindeki etkileri detaylı bir şekilde incelendi. Mahkeme, her iki kişiyi de kamu düzenini bozucu nitelikteki eylemlerinden dolayı tutuklama kararı aldı.

Yasa dışı bahsin yaygınlaşmasının önlenmesi amacıyla sıkı denetimlerin ve hukuki süreçlerin devam edeceği bildirildi. Yetkililer, bu tür yasa dışı faaliyetlere karşı toplumda farkındalık oluşturmak için çeşitli kampanyalar başlatacaklarını açıkladı.

2025 yılı Millî Savunma Üniversitesi Askerî Öğrenci Aday Belirleme Sınavı için başvuru süreci 2 Ocak 2025 tarihinde resmen başladı. Askeri kariyer hedefleyen öğrenciler için büyük önem taşıyan bu sınavın başvuruları, 27 Ocak 2025 tarihinde sona erecek.

Adaylar, başvurularını ÖSYM’nin resmî internet sitesi üzerinden gerçekleştirebilecek. Başvuru işlemlerinin zamanında yapılabilmesi için adayların, belirtilen süre zarfında işlemlerini tamamlamaları gerekiyor.

Milli Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, sınav başvuruları yalnızca belirtilen tarihler arasında kabul edilecek ve belirtilen tarihler dışında başvuru yapılamayacak.

Kağıthane Belediye Başkanı, Sultan Selim Millet Kıraathanesi'nde ders çalışan öğrencilerle buluştu. Gençlerle sohbet eden ve onlara eğitim hayatlarında başarılar dileyen başkan, ilçede gençlere yönelik çalışmaların önemine vurgu yaptı.

Öğrencilerle bir araya gelen belediye başkanı, onların ihtiyaç ve isteklerini dinleyerek, kıraathanelerin eğitim süreçlerindeki destekleyici rolünün altını çizdi. Öğrencilerin eğitim hayatlarını daha verimli sürdürebilmeleri adına, yerel yönetimin her daim yanlarında olacağının mesajını verdi.

Özellikle ilçede gençler için hayata geçirilen projeler ve sosyal etkinliklerle ilgili olarak da bilgi paylaşan başkan, bu tür buluşmaların devam edeceğini belirtti. Eğitimde başarı elde etmenin en önemli yollarından birinin, gençlerin farklı ortamlarda motive edici destekler alması olduğuna dikkat çekti.

İstanbul Baro Başkanı İbrahim Kaboğlu, terör örgütü propagandası yapmak ve halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak suçlamalarıyla başlatılan soruşturma kapsamında İstanbul Adliyesi'nde ifade verdi.

Savcılık İfadesi Alındı

Kaboğlu, beraberindeki yönetim kurulu üyeleriyle birlikte sabah saatlerinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma çerçevesinde ifadeye çağrıldı. Soruşturmanın ayrıntıları hakkında henüz resmi bir açıklama yapılmazken, baro yönetimi süreci yakından takip ettiklerini duyurdu.

Kaboğlu: “Hukukun Üstünlüğüne İnancımız Tam”

Adliye çıkışında basın mensuplarına kısa bir açıklama yapan İbrahim Kaboğlu, “Baro olarak hukukun üstünlüğüne ve meslek onuruna her zaman önem verdik. Suçlamalara karşı yasal haklarımızı sonuna kadar kullanacağız” dedi.

Avukatlardan Destek

İstanbul Adliyesi önünde toplanan çok sayıda avukat, baro başkanlarına desteklerini dile getirdi. Avukatlar, meslek dayanışmasının ve baro bağımsızlığının önemine vurgu yaparak, bu sürecin ifade özgürlüğü açısından dikkatle takip edilmesi gerektiğini belirttiler.

Hukuk Camiasında Yankı Uyandırdı

Baro Başkanı Kaboğlu hakkında başlatılan soruşturma, hukuk camiasında endişe yaratırken, baroların bağımsızlığı ve ifade özgürlüğü üzerine tartışmaları yeniden gündeme taşıdı. Sürecin, hukuki ve toplumsal etkileri bakımından önemli bir dönüm noktası olabileceği ifade ediliyor.

İstanbul Barosu, konuyla ilgili gelişmeleri kamuoyuyla paylaşmaya devam edeceklerini belirtti.

Eyüpsultan merkezde düzenlenen etkinlikte, yerel halk ve esnaf bir araya gelerek, gündemdeki konuları tartışma ve doğrudan iletişim kurma imkanı buldu. Etkinlik, sıcak bir ortamda gerçekleşirken hem vatandaşlar hem de esnaflar yerel yönetimle birebir temas kurma şansı elde etti.

Yerel Yönetim Sorunları Dinledi

Etkinlikte, Eyüpsultan sakinlerinin ve esnafların taleplerini dinleyen yerel yönetim temsilcileri, bölgede yaşanan sorunlara daha hızlı ve etkili çözümler sunmayı amaçladıklarını belirtti. Vatandaşların dile getirdiği talepler arasında altyapı, sokak düzenlemeleri ve esnaf destekleri gibi konular ön plana çıktı.

Halkla İç İçe Yönetim

Eyüpsultan Belediyesi yetkilileri, bu tür buluşmaların halkla daha yakın bir ilişki kurmak ve ihtiyaçlara anında cevap verebilmek için önemli olduğunu vurguladı. Etkinlik sırasında, vatandaşlardan ve esnaflardan alınan geri dönüşlerin olumlu olduğu ifade edildi.

Düzenli Buluşmalar Planlanıyor

Yetkililer, Eyüpsultan’ın her köşesinde benzer etkinlikler düzenleyerek halkın nabzını tutmaya devam edeceklerini belirtti. Yerel halk ve esnaf ise bu tür buluşmaların devam etmesini, sorunlarını doğrudan iletebilecekleri bir platformun düzenli hale getirilmesini talep etti.

Bu etkinlik, Eyüpsultan’da hem yerel yönetim ile halk arasındaki iletişimi güçlendirdi hem de mahalle kültürünü pekiştiren bir adım oldu.

Büyükçekmece Belediyesi, ilçeyi daha yaşanabilir ve modern bir yer haline getirmek amacıyla Bilgi İşlem Müdürlüğü öncülüğünde yenilikçi bir mobil uygulama hayata geçirdi. Bu uygulama, vatandaşların günlük yaşamını kolaylaştırmayı ve ilçeyi daha erişilebilir bir hale getirmeyi hedefliyor.

Mobil Hizmetlerde Geniş Yelpaze

Yeni mobil uygulama, vatandaşların ihtiyaçlarını bir arada karşılayabilecekleri kapsamlı bir platform sunuyor. Uygulama üzerinden e-belediye işlemleri, vergi ödemeleri, sosyal etkinlik bilgileri ve interaktif eğitim gibi hizmetlere kolayca erişilebiliyor. Ayrıca, ilçenin turistik yerlerini ve sosyal alanlarını tanıtan bir harita özelliğiyle kullanıcıların Büyükçekmece’yi yeniden keşfetmesi sağlanıyor.

"Benzersiz Kart" ile Avantajlar

Mobil uygulamanın dikkat çeken özelliklerinden biri de "Benzersiz Kart" entegrasyonu. Bu özellik, mağaza ve restoranlarda çeşitli indirim ve avantajlar sunarken, etkinliklerde özel fırsatlar sağlıyor. Böylece hem yerel ekonomiye katkı yapılıyor hem de vatandaşların alışveriş ve eğlence ihtiyaçları destekleniyor.

Teknoloji ile Daha Yaşanabilir Büyükçekmece

Belediye yetkilileri, mobil uygulamanın kullanıcı dostu bir arayüze sahip olduğunu ve vatandaşların işlemlerini kolaylaştırmayı hedeflediğini belirtiyor. Uygulamanın, ilçeyi teknolojik imkanlarla daha erişilebilir bir hale getirirken, sosyal ve ekonomik alanda da katkı sağlayacağı vurgulanıyor.

Büyükçekmece Belediyesi, bu yenilikçi adımla hem teknolojiyi vatandaşların hizmetine sunuyor hem de ilçenin yaşam kalitesini artırmayı hedefliyor.

Çatalca Belediyesi, vatandaşların sağlıklı ve güvenli alışveriş yapabilmesi için zabıta ekipleri aracılığıyla market denetimlerini hız kesmeden sürdürüyor.

Hijyen ve Güvenlik Öncelikli

Marketlerde yapılan denetimlerde özellikle hijyen koşulları ve ürünlerin son kullanma tarihleri detaylı bir şekilde inceleniyor. Zabıta ekipleri, herhangi bir olumsuzluğun tespiti halinde yasal işlemleri derhal başlatıyor. Amaç, vatandaşların gönül rahatlığıyla alışveriş yapmasını sağlamak.

Düzenli Denetimler Devam Edecek

Çatalca Belediyesi, ilçedeki tüm marketlerin düzenli aralıklarla denetleneceğini duyurdu. Bu çalışmaların, vatandaşların sağlığı ve güvenliği için büyük önem taşıdığına dikkat çekildi. Belediye yetkilileri, vatandaşlardan herhangi bir olumsuz durumla karşılaşmaları halinde durumu zabıta ekiplerine bildirmelerini istedi.

Bu tür denetimlerin, ilçe halkının sağlıklı ve güvenli bir yaşam sürdürebilmesi için temel bir öncelik olduğu vurgulanıyor.

Silivri'de tarım arazilerinin korunmasına yönelik çalışmalar hız kesmeden devam ediyor. İmar ve Şehircilik Müdürlüğü ile Zabıta Müdürlüğü ekipleri, Büyükkılıçlı Mahallesi'nde tespit edilen dört adet ruhsatsız yapıyı yıktı. Yıkım işlemi, İlçe Jandarma Komutanlığı'nın aldığı güvenlik tedbirleri altında gerçekleştirildi.

Ruhsatsız yapıların yıkımıyla, tarım arazileri üzerindeki kaçak yapılaşmanın önüne geçilmesi hedefleniyor. Bu adımlarla, bölgedeki tarımsal faaliyetlerin kesintisiz devam etmesi ve çiftçilerin toprak üzerindeki haklarının korunması amaçlanıyor.

Yetkililer, tarım arazilerinin korunması adına kaçak yapılarla ilgili denetimlerin ve yıkım işlemlerinin devam edeceğini belirtti. Bu tür ihlallerle karşılaştıklarında kararlı bir şekilde müdahale edileceği vurgulandı.

Gelecek-Saadet Grup Başkanvekili ve Muğla Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yaptığı konuşmada Yunus Emre Enstitüsü'nde ortaya atılan 17 milyon dolarlık yolsuzluk iddialarını gündeme taşıdı. Özdağ, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin devreye girmesiyle denetim mekanizmalarının etkisizleştiğini ve hesap verebilirliğin ortadan kalktığını dile getirdi.

"Denetçiler Raporlarını Hazırlıyor, 'Kuşa Çevrilip' Geri Gönderiliyor"

Sayıştay raporlarının artık gerçeği yansıtmadığını vurgulayan Özdağ, “Denetçilerin hazırladığı raporlar sistemde kayboluyor ya da müdahale edilerek gerçeği yansıtmayan bir şekilde geri gönderiliyor. Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi şeffaflık vaat etmişti, ancak tam tersine yolsuzluklar artmış, denetim mekanizmaları işlevsiz hale gelmiştir” dedi.

Yunus Emre Enstitüsü'ndeki Yolsuzluk İddiaları

Yunus Emre Enstitüsü'nün, Türkiye'nin kültür ve değerlerini dünyaya tanıtmak için önemli bir misyon üstlendiğini belirten Özdağ, bu kurumda ortaya çıkan yolsuzluk iddialarının Türkiye’nin uluslararası imajına zarar verdiğini söyledi. “17 milyon dolarlık bir suistimalden bahsediliyor. Ancak ilgili kurumlar bu iddiaları ciddi bir şekilde soruşturmuyor. Bürokrasi ve medya üzerindeki baskılar nedeniyle yolsuzlukların üzerine gidilemiyor” ifadelerini kullandı.

"Hükümetin Şeffaflık Sözü Yerine Getirilmedi"

Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin vaat ettiği etkin yönetim ve şeffaflık anlayışının hayata geçirilmediğini ifade eden Özdağ, “Biz yollar, köprüler ve havaalanlarına karşı değiliz. Ancak bunları yaparken ahlaklı, ehil ve liyakatli kadrolarla çalışmak gerekir. Şeffaf olun, hukuka uygun hareket edin” diyerek hükümete çağrıda bulundu.

“Meclis Araştırması Şart”

Yolsuzluk iddialarının sadece buzdağının görünen kısmı olduğunu belirten Özdağ, Meclis araştırması talep etti. “Bu sistemdeki sorunları şeffaf bir şekilde ele almak zorundayız. Gelin, Meclis araştırma önergemize destek verin ve bu yolsuzlukları ortaya çıkaralım” dedi.

"Yargı ve Medya Bağımsız Olmalı"

Özdağ, yargının ve medyanın bağımsız olması gerektiğine dikkat çekerek, “Savcılar resen soruşturma açamıyor, medya ise baskı altında. Özgür bir basın olmadan halk gerçekleri öğrenemez. Yargının tarafsız ve bağımsız olması, hukuk devletinin temel şartıdır” diye konuştu.

Kültür ve Turizm Bakanı’na Çağrı

Konuşmasını sonlandırırken Kültür ve Turizm Bakanı’nı göreve çağıran Özdağ, “Sayın Bakan, bu yolsuzluk iddialarına ilişkin tek bir cümle sarf etmedi. Yetim hakkı yeniyor ve bu olayın sorumluları mutlaka hesap vermeli. Devlet, ‘Ben yaptım oldu’ mantığıyla yönetilemez” diyerek sözlerini tamamladı.