Tutuklu Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesinin ardından partinin İstanbul İl Örgütü, İstanbul’daki Beşiktaş İskelesi önünde eylem yaptı. TİP Genel Başkan Yardımcısı ve eski Hatay Milletvekili Barış Atay, “Birileri bize terörist diyecek diye biz bildiğimiz yoldan yürümekten de verdiğimiz mücadeleden de vazgeçmeyiz ama illa bir terörist görmek istiyorsanız, sevgili yoldaşımız Can’ın aylar önce bırakılması ve yemin etmesi gereken kürsüde bugün ağzından salyalar akarak onun vekilliğini düşürme kararını okuyan Bekir Bozdağ’a bakacaksınız. Bugün terörist dediğiniz Fethullahçıların elini eteğini öpen milletvekilinden bakanına, hatta Cumhurbaşkanı’na kadar bakacaksınız” dedi.

Haber: ÇAĞATAN AKYOL - Kamera: SADIK KARAKULOĞLU
Tutuklu Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesinin ardından partinin İstanbul İl Örgütü, İstanbul’daki Beşiktaş İskelesi önünde eylem yaptı. TİP Genel Başkan Yardımcısı ve eski Hatay Milletvekili Barış Atay, “Birileri bize terörist diyecek diye biz bildiğimiz yoldan yürümekten de verdiğimiz mücadeleden de vazgeçmeyiz ama illa bir terörist görmek istiyorsanız, sevgili yoldaşımız Can’ın aylar önce bırakılması ve yemin etmesi gereken kürsüde bugün ağzından salyalar akarak onun vekilliğini düşürme kararını okuyan Bekir Bozdağ’a bakacaksınız. Bugün terörist dediğiniz Fethullahçıların elini eteğini öpen milletvekilinden bakanına, hatta Cumhurbaşkanı’na kadar bakacaksınız” dedi.
14 Mayıs’ta milletvekili seçilmesine rağmen cezaevinden tahliye edilmeyen TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın vekilliği; eski Adalet Bakanı, TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ’ın kararı bugün TBMM Genel Kurulu’nda okumasıyla düşürüldü. Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) de hakkında iki kez “hak ihlali” verdiği Atalay, Yargıtay 3. Ceza Dairesi ile İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi kararlarıyla tahliye edilmemişti.
Kararın ardından TİP İstanbul İl Örgütü, Beşiktaş İskelesi önünde akşam saatlerinde Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesini protesto etti. Çok sayıda siyasi parti, örgüt ve kurum temsilcisi ile birlikte CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik’in de katıldığı eylemde, “Saray yargısı değil, halk iradesi” ve “Can Atalay’a özgürlük” yazılı pankartlar açıldı.
ARZUM YALÇIN: ANAYASA’NIN ORTADAN KALKARAK MECLİS TARAFINDAN KABUL EDİLDİĞİNİ GÖRÜYORUZ
“Hak, hukuk, adalet”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz” ve “Faşizme karşı omuz omuza” sloganlarının da atıldığı eylemde ilk olarak TİP Gençlik Sekreteri Arzum Yalçın konuştu. AYM kararlarının uygulanmadığını anımsatan Yalçın, şunları söyledi:
“Buradan soruyoruz. Bugünden itibaren bu ülkeye hukuki bir devlet, demokratik bir devlet diyebilir miyiz? Bugün bizzat Meclis’te Anayasa, ayaklar altına alınmış; Türkiye Büyük Millet Meclisi, Yargıtay eliyle gerçekleştirilen bu darbe girişiminin bir ortağı hâline getirilmiştir. Bu saatten sonra bu ülkede herkes çıkıp ‘Ben Anayasa’yı da Anayasa Mahkemesi’ni de tanımıyorum’ diyebilir. Türkiye’de artık bir Anayasa’nın bulunmadığını, anayasal güvencenin de ortadan kalktığını, bizzat Meclis tarafından kabul edildiğini görüyoruz. Bu kararı onaylayanlara sesleniyoruz. Bir işe kalkıştıysanız cesaretiniz olsun. Bu hukuksuz kararı Numan Kurtulmuş’un okumaması ve yurt dışına çıkması, adı geçmiş dönem kumpas davalarıyla anılan ve çokça Fethullah Gülen’i açıktan övmesiyle tanıdığımız Bekir Bozdağ’ın bu kararı okumasından da bir şeyi çok iyi anlıyoruz, çok iyi görüyoruz. Bu hukuksuz karara tüm AKP’lilerin dahi altına imzasını atmadığını, imzasını atmaktan çekindiğini görüyoruz.
“GEZİ’Yİ KİRLETMENİZE İZİN VERMEYECEĞİZ”
Buradan bu hukuksuz kararın alınmasında en ufak payı olanlara, kararının altına imzasını atanlara sesleniyoruz. Bu ülkenin tarihinin en şanlı direnişlerinden biri olan Gezi direnişini karanlığınızla kirletmenize izin vermeyeceğiz. Gezi direnişi onurumuzdur. Gezi’de sadece Can yoktu. Burada gördüğünüz binler, bu ülkede gördüğünüz 10 binler Gezi’deydi ve her birimiz Gezi’den de Gezi’deki kaybettiğimiz arkadaşlarımızdan da Gezi’de dövüştüğümüz her barikattan da gurur duyuyoruz. Hatay depreminin, asrın felaketinin üzerinden neredeyse bir yıl geçti. Bu kararı Meclis’te okutanlar, Hatay halkını çadırlara mahkûm edenlerdir. Hatay halkını, mahkûm ettikleri çadırları da utanmadan parayla satmaya kalkanlardır. Ölümü reva gördüğünüz, ölüme mahkûm ettiğiniz Hatay halkının iradesini hiçe saymanın bedelini elbet ödeyeceksiniz. Can Atalay, er ya da geç o sıkıştırdığınız dört duvarın arasından çıkacak, Hatay halkı vekiline kavuşacaktır. En son biz biliyoruz ki, kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet diyoruz.”
ÖZGÜR URFA: GÜLEN’İ ÖVEN BOZDAĞ, 15 TEMMUZ’DA YAPAMADIĞINI BUGÜN YAPMIŞTIR
TİP Parti Meclisi (PM) üyesi ve avukat Özgür Urfa da bugünün tarihini bir kenara not aldıklarına dikkat çekerek şöyle konuştu:
“Bu ülkede 12 Mart’ta, 12 Eylül’de ne olduysa bugün de bir benzeri olmuştur. Bugün yaşanan şeyin adı darbedir. Bunun altında kimin imzası varsa bunların hepsi de darbecidir. Bu ülke 12 Mart’ta darbecilerini, 12 Eylül darbecilerini unutmadı. Bugünkü darbecileri de unutmayacağız. Üstünden kaç yıl geçse de darbecilikten yargılanacaklar ve hak ettikleri cezaevine girecekler. Bugün Meclis’te yaşanan şudur. 15 Temmuz’da darbeye direnen Meclis, bugün darbenin parçası olmuştur. Bu utanç onlara yetecektir. Bunun hesabını vereceklerdir. 15 Temmuz’da darbenin başında olan Fethullah Gülen’i öven Bekir Bozdağ, o gün yapamadıklarını bugün yapmıştır. O gün yapılamayan darbeyi bugün yine Bekir Bozdağ, altına imza atarak yapmıştır ama mesele esir düşmekte değil, mesele teslim olmamaktadır. Biz teslim olmuyoruz. Bundan sonra da olmayacağız. Bizi korkutamayacaklar, yıldıramayacaklar. Vazgeçmeyeceğiz, unutturmayacağız. Kaç gün sürerse sürsün, kaç ay sürerse sürsün bu darbeye hep birlikte direneceğiz.
“BU DARBE EN ÇOK HATAY HALKINA YAPILMIŞTIR”
Türkiye’de bugün Anayasa rafa kalkmıştır. Anayasa Mahkemesi bugün kapatılmıştır. Bugün hukuk kalmamıştır. Hukuk yoksa sokak vardır diyoruz. Buradayız. Sokakta olmayı sürdüreceğiz. Bu darbe sadece Can Atalay’a karşı değil, sadece Türkiye İşçi Partisi’ne karşı yapılmamıştır; bu darbe en çok Hatay halkına karşı yapılmıştır. Bir yıl önce dümdüz olan, taş üstünde taş kalmayan Antakya, Defne, Samandağ, Arsuz halkına karşı yapılmıştır. Taş üstünde taş kalmayan yerlerin sorumluları yargılanmamaktadır. Aradan bir yıl geçti. Kimse hesap vermemektedir. Müteahhitler ellerini kollarını sallayarak gezmeye devam etmektedir. Kamu görevlileri ellerini kollarını sallayarak gezmeye devam etmektedir. İşte Can Atalay bu yüzden hâlâ tutsaktır. Onlar dışarıda rahat gezebilsinler diye tutsaktır ama pes etmiyoruz. Can Atalay’ı çıkaracağız. O müteahhitleri, o belediyedeki kamu görevlilerini, o bakanlıktaki görevleri hak ettikleri yere göndereceğiz. Bugün burada bitmiyor mücadelemiz. Hatay halkının yanında daha fazla olacağız. Can Atalay’ın gidemediği yere biz gideceğiz. Arsuz’da, Defne’de, Samandağ’da halkçı belediyecilik nasıl yapılır, bir kez daha göstereceğiz.”
ÖZGÜR ÇELİK: BU KARAR, ANAYASAL DÜZENE DARBEDİR
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik de konuşmasında, anayasal düzene, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye sahip çıkmak için burada olduklarını vurguladı. Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugün Türkiye demokrasi tarihine yeni bir karar leke eklenmiştir. Depremzede Hatay halkının özgür iradesiyle seçtiği Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi kararını tanımıyoruz. Bu karar, anayasal düzene bir darbedir. Bu karar, Türkiye’de demokrasiyi ortadan kaldırmaya yönelik büyük bir girişimdir. Yüksek yargı organları suç işlemiştir ancak bugün bu suça Türkiye Büyük Millet Meclisi ortak edilmiştir. Bizim bu topraklarda 150 yıla yakın bir anayasa deneyimimiz var. Bugün Türkiye’de saray iktidarı, Türkiye’yi çoklu bir kriz ortamına sürüklemiştir. Bir yanda yoksulluk ve sefalet içerisinde yaşayan milyonlar yokluğa, yoksulluğa mahkûm edilmiştir; bir yanda siyasal krizler, devlet krizleri yaşanmaktadır. Her gün Anayasa ayaklar altına alınmaktadır. Demokrasi her gün tahrip edilmektedir ancak şunu bilmelerini isteriz. Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya yönelik girişimlerde bulunanlara, demokrasiyi ortadan kaldırmaya çalışanlara şunu söylemek isteriz.
“MİLLETİN İRADESİNİN ÜZERİNDE HİÇBİR ŞEY YOKTUR”
Biz bu ülkede Anayasa’yı, demokrasiyi savunacak milyonlarız. Biz bu ülkede toplumun barış, huzur, refah içerisinde yaşamasını savunan milyonlarız. Saray ve saray iradesi şunu bilsin. Milletin iradesinin üzerinde hiçbir şey yoktur. Millet, halkımız bu darbeye, bu demokrasiyi ortadan kaldırma girişimine gereken cevabı verecektir. Can Atalay, Hatay milletvekilidir. Can Atalay, ülkemizin milletvekilidir. Kendisini millet iradesinin üzerinde gören bu anlayışı, bu düzeni hep birlikte sokaklarda, meydanlarda, hayatın her alanında birlikte mücadele ederek değiştireceğiz. Çünkü biz milyonlarız, biz birlikte mücadele ettiğimizde bu düzeni hep beraber değiştireceğimize sonsuz ve yürekten inanıyoruz. Dayanışmayla sokaklarda olmaya devam edeceğiz. Hayatın her alanında mücadelemizi sürdüreceğiz.”
BARIŞ ATAY: BİZİM MİLLETVEKİLLERİMİZ HIRSIZLIKLA, DOLANDIRICILIKLA, RANTLA ANILMAZ
Sırayla siyasi parti, dernek ve kurum temsilcilerinin konuşmasının ardından TİP Genel Başkan Yardımcısı ve eski Hatay Milletvekili Barış Atay söz aldı. Bugün ortaya çıkan görüntünün tanıdık olduğunu ama Türkiye’de sağ hareketlerin toplamının aciz, gülünç ve asla bitmeyecek olan çaresizliği olduğunu dile getiren Atay, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye sağ hareketi 10 yıllardır iktidarı elinde tutmanın verdiği, kendilerine göre özgüvenle Türkiye’deki devrimcileri, sosyalistleri tutuklayarak, öldürerek, kaybederek, yok sayarak sindireceklerini sanmışlardır ama gelin görün ki buradaydık, buradayız ve burada olacağız. Onlara bir türlü anlamadıkları bir şeyi söylemek her zaman olduğu gibi yine borcumuzdur. Biz verdiğimiz mücadelenin ne olduğunun farkında olan insanlarız. Biz başımıza gelme ihtimali olan şeylerin hep farkında olan insanlardık zaten. Tutuklanabileceğimizi de öldürülebileceğimizi de başımıza türlü türlü felaketler gelebileceğini de bilerek verdik bu mücadeleyi. 10 yıllardır bu mücadeleyi verenlerin açtığı yolda yürüdük, yürümeye devam ediyoruz. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Şu önemlidir. İnsanlar kendilerini bilmeli. Biz kendimizi nasıl biliyorsak AKP’liler, MHP’liler, milletvekilleri, yöneticileri mutlaka kendilerini biliyorlar. Mesela bizim milletvekillerimiz, diğer milletvekillerinin bazıları gibi hiç cinayetle anılmaz. Mesela hiç hırsızlıkla anılmaz, hiç dolandırıcılıkla, rantla anılmaz.
“CAN AVUKATTIR, DEVRİMCİDİR, ÇOK GÜZEL BİR İNSANDIR”
Bizim milletvekillerimiz ya da yoldaşlarımız yaptıkları, söyledikleri hiçbir şey için başı aşağıda gezmezler. Can Atalay’ı tanımak mı istiyorsunuz? Bugün bazı iktidar mensupları, ‘Hakkında terör örgütünden oluşan suçlamalar, milletvekilliğinin düşürülmesini gerektirir’ diye bilmiş bilmiş laflar ettiler. Bu ne demektir, Can Atalay’a terörist diyorlar, öyle mi? Biz buna, bize terörist denmesini alışığız ama ben Can Atalay’ı anlatayım. Can Atalay avukattır, devrimcidir, çok güzel bir insandır öncelikle. Nerenin avukatıdır; Soma’da madende, Çorlu’da trenlerde, Sakarya’da fabrikalarda, patlamalarda, Hatay’da, Adıyaman’da, Elbistan’da, Pazarcık’ta depremde katledilenlerin, Aladağ’da yakılan kız çocuklarının avukatıdır. Sizin Can’ı dört duvar arasına hapsettiğini sanmanız, Can’ı niteliklerinden toz zerresi kadar götürmez, bilesiniz. Can’a terörist mi diyorsunuz? Terörist demek bu ülkede bedava. Gördüğünüz herkes iktidara göre terörist. Bizim bununla bir sorunumuz yok.
“BİZİ SİNDİREBİLECEĞİNİZİ SANIYORSANIZ HODRİ MEYDAN”
Sonuç itibarıyla daha önce de söyledik. Birileri bize terörist diyecek diye biz bildiğimiz yoldan yürümekten de verdiğimiz mücadeleden de vazgeçmeyiz ama illa bir terörist görmek istiyorsanız, sevgili yoldaşımız Can’ın aylar önce bırakılması ve yemin etmesi gereken kürsüde bugün ağzından salyalar akarak onun vekilliğini düşürme kararını okuyan Bekir Bozdağ’a bakacaksınız. Terörist görmek istiyorsanız ona bakacaksınız. Bugün terörist dediğiniz Fethullahçıların elini eteğini öpen milletvekilinden bakanına, hatta Cumhurbaşkanı’na kadar bakacaksınız. Bizi sindirebileceğinizi zannediyorsanız buyurun, hodri meydan. Biz asla başımıza eğik gezmedik, asla yaptıklarımızdan utanmadık. Dün ne diyorsak bugün de aynısını söylüyoruz. Yarın da aynısını söyleyeceğiz. AKP devletleşmiş ve hatta mafyalaşmış bir hükümettir. Yarın Can Atalay çıkacak, yarın siyasi fikirleri yüzünden tutsak edilen bütün yoldaşlarımız çıkacak ama şunu da söyleyeyim.
“‘OSMANLIYIZ’ DEDİĞİNİZ ATALARINIZ GİBİ GEMİLERLE KAÇMAK ZORUNDA KALACAKSINIZ”
Rantıyla, dolandırıcılığıyla, bu ülkenin bütün topraklarının işgal edilmesine izin vermeleriyle, bugün bu ülkenin bütün kaynaklarını sömürmeleriyle, bugün Anayasa’ya darbe yapmalarıyla vatana ihanet suçu işleyen bu iktidar yargılanmaya başlayacak. İşte o zaman siz Can kadar cesur olup, gelip, ifadenizi verip tutuklanmayı beklemeyeceksiniz. Bugün sırtınızı dayadığınız ‘Biz Osmanlı’yız’ dediğiniz atalarınız gibi gemilere binip kaçmak zorunda kalacaksınız ama biz size izin vermeyeceğiz. Bu artık Can Atalay meselesi, bu artık bir milletvekilinin tutuklanması meselesi değil. Bu ülkede şu an isimlerini tek tek sayamayacağız onlarca milletvekili tutuklandı, hâlâ içeride. Bu mesele artık bu ülkede hakkın, hukukun, doğal olarak adaletin olmadığı ama ağır aksak işleyen, güya bir Anayasa varken artık Anayasa’nın da olmadığını, bu gerçekle yüzleşmemiz gerektiğinin göstergesidir. Bizim hep beraber yapmamız gereken ortaklaşarak, omuzlaşarak mücadele etmektir.
“HEPİNİZ TARİHİN TOZLU SAYFALARINDA YOK OLUP GİDECEKSİNİZ”
Bu mesele, Can Atalay meselesi değil. Bu mesele, Türkiye halklarının tamamının meselesidir. Eğer dün sahip çıkamadıklarımızın üzerine bugün Can Atalay’a da sahip çıkamazsak yarın yaşamınız olmayacak. Buradan bir selam da Can’ın yoldaşı Selçuk Kozağaçlı’ya gönderelim. Ne diyordu? ‘Mesele, sadece yaşamak meselesi değil. Onurlu bir yaşamdır önemli olan. Emek dolu bir yaşamdır. Bunun için mücadele etmektir’. Hepiniz sağ olun, var olun. Şunu unutmayın. Bugünkü görüntü Denizlerin (Gezmiş), Yusufların (Aslan), Hüseyinlerin (İnan) idam kararlarını oylayan o faşist milletvekillerinin görüntüsünü andırıyordu. Bugün Mahir (Çayan), İbrahim (Kaypakkaya) katledildiğinde arkasından gülen o sağ, faşist milletvekillerinin yüz ifadelerini andırıyordu ama bugün Deniz’i, Yusuf’u, Hüseyin’i, Mahir’i, İbrahim’i hepimiz biliyoruz. Yolundan yürüyoruz. O çift el ayakta buna oy veren hiç kimseyi tarih hatırlamıyor. Hepiniz tarihin tozlu sayfalarında yok olup gideceksiniz. Bu da böyle biline. Madem beraber mücadele edeceğiz. Şunu asla unutmayalım. Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz.”
TİP adına hazırlanan ortak metnin okunmasıyla eylem sona erdi.
Yorumlar
Yorum Yapın
İlginizi Çekebilir
Okul önünde silah sesleri: Batman’da öğrenciler korku dolu anlar yaşadı!

Okul önünde silah sesleri: Batman’da öğrenciler korku dolu anlar yaşadı!
Batman’da bir lisenin önünde çıkan silahlı kavga, çevrede büyük paniğe neden oldu. İddiaya göre, aralarında husumet bulunan iki grup okul önünde karşı karşıya geldi. Tartışmanın kısa sürede büyümesiyle taraflar birbirine tabancayla ateş açtı.
Çatışma sırasında ölen ya da yaralanan olmadı, ancak park halindeki bazı araçlara kurşun isabet etti. Öğrenciler ve veliler yaşanan olay nedeniyle büyük korku yaşarken, çevrede güvenlik önlemleri artırıldı.
Polis ekipleri olaya karışan şüphelileri yakalamak için geniş çaplı çalışma başlattı.
İstanbul’da “sex bomb” dansı skandalı: Polis baskınıyla son buldu!!

İstanbul’da “sex bomb” dansı skandalı: Polis baskınıyla son buldu!
İstanbul’un Fatih ilçesinde, turistlere yönelik müstehcen gösteriler düzenlendiği belirlenen bir eğlence işletmesine polis ekipleri baskın düzenledi. “Sex bomb” dansı adı altında yapılan uygunsuz gösterilerin sosyal medyada yayılması üzerine harekete geçen ekipler, mekânda detaylı denetim gerçekleştirdi.
Yapılan baskında işletmede uygunsuz içerikli eğlencelerle turistlerin eğlendirildiği ortaya çıktı. Polis, işletmede bulunan bir kişiyi gözaltına alırken, söz konusu mekâna 120 bin 482 TL idari para cezası uygulandı.
Yetkililer, kamu düzenini ve toplumsal değerleri zedeleyen bu tür faaliyetlere izin verilmeyeceğini, denetimlerin artarak süreceğini belirtti.
Silivri’de Kayıp Vatandaş Sağ Olarak Bulundu

Silivri’nin Büyükkılıçlı Mahallesi’nde kaybolan bir vatandaş, İstanbul AFAD’ın koordinesinde yürütülen yoğun arama-kurtarma çalışmaları sonucunda sağ olarak bulundu.
AFAD Koordinesinde Ortak Çalışma
Kaybolma ihbarının ardından harekete geçen ekipler, İlçe Jandarma Komutanlığı, Silivri Belediyesi Arama ve Kurtarma (SAK) ekibi, sivil toplum kuruluşları (STK) ve gönüllülerin katılımıyla bölgede kapsamlı bir çalışma gerçekleştirdi. Koordineli arama çalışmaları sayesinde vatandaş kısa sürede sağ olarak bulundu.
Sağlık Kontrolleri İçin Hastaneye Sevk Edildi
Bulunan vatandaş, yapılan ilk müdahalenin ardından ambulansla hastaneye sevk edildi. Sağlık durumunun kontrol altında olduğu öğrenildi.
“Tüm kurumlara teşekkür ediyoruz”
Silivri Belediyesi’nden yapılan açıklamada, sürece katkı sağlayan tüm kurum, ekip ve gönüllülere teşekkür edilerek şu ifadelere yer verildi:
“Süreç boyunca özveriyle görev yapan tüm kurumlarımıza, ekiplerimize ve gönüllülerimize teşekkür ediyor; hemşehrimize geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.”
Esenyurt Adliye Sarayı İçin İlk Adım Atıldı

Esenyurt’ta uzun süredir beklenen Adliye Sarayı projesi için önemli bir gelişme yaşandı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile yapılan görüşmenin ardından sürecin resmen başladığı duyuruldu.
Yıl Sonuna Kadar Temel Atma Hazırlıkları Başlıyor
Görüşmeye Esenyurt Kaymakamı Fatih Çobanoğlu, AK Parti İlçe Başkanı Togay Çoban ve Esenyurt Belediye Başkan Vekili Can Aksoy katıldı. Yapılan istişareler sonucunda, yıl sonuna kadar Esenyurt Adliye Sarayı’nın temel atma hazırlıklarının başlayacağı açıklandı.
“Vatandaşlarımız Adalet Hizmetlerine Daha Kolay Ulaşacak”
AK Parti Esenyurt İlçe Başkanı Togay Çoban, ilçenin en büyük ihtiyaçlarından biri olan Adliye Sarayı’nın hayata geçirilmesiyle hem vatandaşların adalet hizmetlerine daha kolay erişebileceğini hem de Esenyurt’un kurumsal kimliğine değer katacağını vurguladı.
“Proje Bakanlığın Desteğiyle Hızla İlerleyecek”
Esenyurt Kaymakamı Fatih Çobanoğlu ise, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un desteğiyle projenin hızla ilerleyeceğini ifade ederek, yıl sonu itibarıyla çalışmaların somut şekilde başlayacağına dikkat çekti.
“İlçeye Büyük Katkı Sağlayacak”
Esenyurt Belediye Başkan Vekili Can Aksoy da, ilçenin böylesine önemli bir yatırıma kavuşmasının Esenyurt için büyük katkı sağlayacağını dile getirdi.
Modern ve Hızlı Hizmet Sunacak
Bakan Tunç’un onayıyla kısa süre içerisinde temeli atılacak olan Esenyurt Adliye Sarayı, ilçedeki adalet hizmetlerini tek çatı altında toplayarak vatandaşlara modern ve hızlı hizmet sunmayı hedefliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Teşekkür
Son olarak, böylesine önemli bir eserin Esenyurt’a kazandırılmasında gösterdiği güçlü irade ve destek için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a şükran ifade edildi.
AK Parti Esenyurt’ta “Türkiye Yüzyılı Buluşması” Düzenlendi

AK Parti Esenyurt İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen “Türkiye Yüzyılı Buluşması”, Esenyurt Recep Tayyip Erdoğan Eğitim Külliyesi’nde yoğun katılımla gerçekleştirildi. Programa, AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir, AK Parti Esenyurt İlçe Başkanı Togay Çoban, eski Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, AK Parti Kars Milletvekili Adem Çalkın, AK Parti İstanbul Milletvekili Seyithan İzsiz ve çok sayıda partili katıldı.
“Milletin iradesine karşı devlet dimdik duruyor”
Buluşmada konuşan AK Parti Esenyurt İlçe Başkanı Togay Çoban, Esenyurt’un kayyum tarafından yönetildiğini hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:
“Esenyurt ilçemiz şu an kayyum tarafından yönetilmektedir. Kayyum, devletin ta kendisidir! Milletimizin emaneti olan belediye, devletimizin güvencesi altındadır. Bu durum bir kez daha göstermiştir ki aziz milletin iradesini yok saymaya kalkan anlayışa karşı devletimiz dimdik durmaktadır.”
“Her kesime dokunuyoruz”
Çoban, Esenyurt’un demografik yapısına değinerek teşkilatın gücünü vurguladı:
-
İlçede yaklaşık 110 bin üyenin bulunduğunu söyledi.
-
Kongre sonrası 2 bin 746 yeni üyenin katıldığını açıkladı.
-
Üyelerin yarısının kadın, yarısının erkek olduğunu, ayrıca 7 binden fazla gencin AK Parti çatısı altında yer aldığını belirtti.
Çoban, “Bu tablo AK Parti’nin Esenyurt’ta her kesime dokunduğunun en güçlü ispatıdır. Dokunmadığımız tek bir yürek, girmediğimiz tek bir ev bırakmamaya kararlıyız. Ak noktamızda sürekli vatandaşlarımızla bir araya geliyor, doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine herkes ile yan yana oluyoruz.” dedi.
“Güçlü teşkilat kurduk”
Çoban, konuşmasında mahalle başkanları, yönetim kurulu üyeleri, meclis üyeleri, kadın ve gençlik kollarının fedakârlıklarını anarak teşekkür etti. İl Başkanı Abdullah Özdemir’in vizyonu ve liderliğinin İstanbul teşkilatına güç kattığını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür
Çoban, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a özel olarak teşekkür ederek şunları kaydetti:
“Onun güçlü liderliği, vizyonu ve milletimiz için gece gündüz demeden ortaya koyduğu gayret bizlere daima yol göstermektedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu irade sayesinde Türkiye, yalnızca kendi vatandaşlarının değil, aynı zamanda tüm mazlum coğrafyaların da umudu olmuştur.”
“Esenyurt Türkiye’dir”
Konuşmasını birlik ve beraberlik mesajıyla tamamlayan Çoban,
“Biz sadece bir siyasi hareket değiliz. Biz bu milletin umudu, geleceği, birliği ve kardeşliğiyiz. Esenyurt için, AK Parti için, Türkiye için hep birlikte haykırıyoruz: Bir olacağız! İri olacağız! Diri olacağız! Hep birlikte güçlü olacağız! Esenyurt Türkiye’dir, Türkiye Esenyurt’tur!” sözleriyle salondaki coşkuya ortak oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ABD’de Yoğun Diplomasi Trafiği

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 80. Genel Kurulu için gittiği Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) New York kentinde yoğun bir diplomasi trafiği yürüttü. Erdoğan, BM Genel Kurulu’na hitabının yanı sıra çok sayıda liderle görüşmeler gerçekleştirdi, uluslararası konferanslara katıldı ve önemli iş birliği mesajları verdi.
Türk Yatırım Konferansı: “100 milyar dolarlık ticaret hedefi sürüyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 22 Eylül’de Türkiye-ABD İş Konseyi tarafından düzenlenen Türk Yatırım Konferansı’na katıldı. Enerji ve savunma sanayi iş birliğini öncelikli alanlar olarak gördüklerini belirten Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ile 2019 yılında belirlenen 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefinin sürdüğünü vurguladı.
Filistin Konferansı: “1967 sınırları temelinde bağımsız Filistin”
BM’de düzenlenen Filistin Konulu Yüksek Düzeyli Uluslararası Konferansa katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin’i tanıyan ülkeleri tebrik ederek şu mesajı verdi:
“Türkiye olarak 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, coğrafi bütünlüğe sahip Filistin Devleti kurulana kadar mücadeleye devam edeceğiz.”
Yoğun Lider Diplomasisi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, New York temasları çerçevesinde birçok lider ve üst düzey temsilciyle görüştü:
-
AB Konseyi Başkanı Antonio Costa ile Avrupa Birliği ilişkilerini değerlendirdi.
-
Kanada Başbakanı Mark Carney ile enerji, savunma sanayi ve NATO müttefikliği üzerine görüştü; Kanada’nın Filistin’i tanımasından memnuniyetini dile getirdi.
-
Kuveyt Veliaht Prensi Sabah Halid el-Hamed es-Sabah ile ticaret ve ikili ilişkilerin geliştirilmesi üzerine görüş alışverişinde bulundu.
-
Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi ile Libya’da kalıcı istikrar ve güvenlik için Türkiye’nin desteğini vurguladı.
-
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile Türkevi’nde yaptığı görüşmede, yaptırımların kaldırılması ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması mesajını verdi.
-
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile ikili ilişkiler, AB süreci ve Filistin meselesini ele aldı. Macron’un Filistin’i tanıma kararını memnuniyetle karşıladı.
-
Vietnam Devlet Başkanı Luong Cuong ile Filistin konusunda ortak duruşu değerlendirdi.
BM Genel Kurulu’nda Dünya Liderlerine Mesajlar
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulu kürsüsünden yaptığı konuşmada ağırlıklı olarak Gazze’de yaşanan soykırıma dikkat çekti.
“Gazze’de iki taraftan söz edilemez. Bir yanda en modern silahlarla donatılmış düzenli ordu, diğer yanda masum siviller vardır. Gün bugündür. Gün, insanlık adına Filistinli mazlumların yanında dimdik durma günüdür.”
Erdoğan, ayrıca Suriye, Rusya-Ukrayna savaşı, KKTC’nin tanınması ve BM reformu gibi başlıklarda da önemli mesajlar verdi.
ABD’de Türk Toplumuyla Buluşma
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi tarafından düzenlenen akşam yemeğine katılarak ABD’de yaşayan Türk vatandaşlarıyla bir araya geldi.
Türk-Amerikan ilişkilerinin müttefiklik ve stratejik ortaklık temelinde ilerlediğini belirten Erdoğan, Başkan Trump’ın ikinci döneminde kurumlar arası diyaloğun hız kazandığını söyledi.
Trump ile Zirve Görüşmesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, temaslarının sonunda Washington’a geçerek ABD Başkanı Donald Trump ile Beyaz Saray’da görüştü.
İki liderin görüşmesi 2 saat 20 dakika sürdü. Erdoğan, F-16 ve F-35 projeleri, Halkbank davası ve Heybeliada Ruhban Okulu konularını gündeme getirdi.
Görüşme kapsamında, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ile ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, iki ülke arasında Stratejik Sivil Nükleer İşbirliği Mutabakat Zaptı’nı imzaladı.
BM İklim Zirvesi: 2035 için emisyon hedefi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM İklim Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin 2035 yılına kadar 466 milyon ton emisyon azaltımı sağlamayı hedeflediğini ve yenilenebilir enerji payının yüzde 60’ın üzerine çıktığını açıkladı.
Beylikdüzü’ndeki Özel Bakım Merkezi İçin Kapatma Kararı

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, İstanbul Beylikdüzü’nde faaliyet gösteren özel bir bakım merkezine yönelik basında yer alan iddialar üzerine açıklama yaptı. Bakanlık, iddiaların ardından kurum hakkında derhal inceleme başlatıldığını, sorumluların görevden alındığını ve merkezin kapatıldığını duyurdu.
İnceleme ve Soruşturma Başlatıldı
Bakanlıktan yapılan açıklamada, söz konusu özel bakım merkeziyle ilgili iddiaların tespit edilmesinin ardından il müdürlüğü tarafından acil denetim sürecinin başlatıldığı ifade edildi.
İhmali bulunan kişilerin iş akitlerinin feshedildiği ve haklarında Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğu belirtildi.
Engelli Bireyler Başka Merkezlere Yerleştiriliyor
Bakanlık açıklamasında, merkezin kapatma kararı alındığı ve burada hizmet alan engelli bireylerin güvenli şekilde başka merkezlere yerleştirilme sürecinin başlatıldığı vurgulandı.
“Süreci Titizlikle Takip Ediyoruz”
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, ihmali bulunanların en ağır cezayı alması için sürecin bizzat takip edildiğini açıkladı:
“İhmali bulunanların en ağır cezayı alması için bizzat suç duyurusunda bulunduğumuz ve müdahil olduğumuz dava sürecini titizlikle takip edeceğiz.”
Bakanlık, kamuoyuna saygıyla duyuruda bulunarak gelişmelerin yakından izleneceğini belirtti.
Saral’dan mahkeme görüntülerine tepki: “Bu kalıpsıza bu şovları kim yaptırıyor?”

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı davalarda çekilen görüntülere tepki gösterdi. Saral, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda İmamoğlu için “bu kalıpsız” ifadesini kullanarak mahkeme salonuna görüntü cihazlarının sokulmasına sert sözlerle karşı çıktı.
“Davalar basına kapalı yapılır”
Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı davalarda mahkeme salonundan paylaşılan görüntüler sosyal medyada gündem olurken, Oktay Saral bu duruma tepki gösterdi. Saral, davaların basına kapalı olarak yapılması gerektiğini hatırlatarak, telefon ve kamera gibi cihazların duruşma salonuna sokulmasının yasak olduğunu vurguladı.
Saral, paylaşımında şu ifadeleri kullandı:
“Bu kalıpsıza bu şovları kim yaptırıyor? Davalar basına kapalı olarak yapılır. Telefon ya da video kamera gibi cihazların duruşma salonuna sokulması yasaktır. Hal böyle iken bu çekimlerin yapılmasına göz yuman mahkeme heyeti acilen açığa alınmalıdır. HSK’yı göreve davet ediyorum.”
HSK’ya çağrı
Saral’ın bu paylaşımında Hakimler ve Savcılar Kurulu’nu (HSK) göreve davet etmesi dikkat çekti. İmamoğlu’nun duruşmalarında çekilen görüntülerin sosyal medyada geniş yankı uyandırması ve binlerce yorum almasının ardından yapılan bu çıkış, siyasette yeni bir tartışmayı da beraberinde getirdi.
Gürsel Tekin’den CHP’den İhraç Kararına Sert Tepki: “Bizi Değil, Vicdanlarını İhraç Ettiler”

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) eski İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, partiden ihraç edilmesine sert tepki gösterdi. Tekin, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Bu kararın bizim onurumuzu zedelemesi mümkün değildir. Bizi değil, kendi vicdanlarını ihraç ettiler” ifadelerini kullandı.
“Bu karar CHP tarihine gölge düşüremez”
Gürsel Tekin, açıklamasında partideki geçmişine vurgu yaparak şunları söyledi:
“Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir neferi olarak ömrümü verdiğim partidem, suça bulaşmış kişilerin, partinin değil kendi şahsi çıkarlarının temsilciliğini yapanların aldığı bir kararla ihraç edildik. Bu kararın bizim onurumuzu zedelemesi mümkün değildir.
Biz bu partinin emektarlarıyız. Bu partiye yıllarımızı, alın terimizi, mücadelemizi verdik. Bizimle aynı yolda yürüyen binlerce yol arkadaşımızın emeğini yok sayarak kendi düzenlerini sürdürmeye çalışanların vereceği hiçbir karar CHP tarihine gölge düşüremez.”
“CHP, şaibelerden arındığında daha da büyüyecek”
Tekin, ihraç kararını partinin geleceği açısından da değerlendirdi:
“Bugün bizi ihraç edenler bilsinler ki aslında ihraç ettikleri biz değiliz; ihraç ettikleri kendi vicdanlarıdır, partinin onurlu geçmişidir. Bizim varlığımızı yok edemezsiniz. Çünkü biz CHP’nin vicdanıyız, kökleriyiz, hafızasıyız.
Sizler bu partiden gittiğinizde, bu partiyi şaibelerden, kişisel hırslardan arındırdığınızda Cumhuriyet Halk Partisi daha da büyüyecek. Çünkü CHP, birkaç kişinin koltuğunu korumak için tasfiye ettiği insanların değil, Mustafa Kemal’in izinden giden milyonların partisidir.”
“Mücadelemiz sürecek”
Partiden ihraç edilmesinin kendisini susturamayacağını vurgulayan Gürsel Tekin, şu ifadelerle açıklamasını noktaladı:
“Bizler, partimizi namussuzlardan, şaibelerden ve kirli düzenlerden temizlemek için mücadelemize devam edeceğiz. İhraç kararlarıyla bizi susturamazsınız. Tarih, bugün alınan bu haksız kararları değil, bu kararların karşısında dimdik duran bizleri yazacaktır.”
İzmir’de “Twerk” Rezaletine 2 Gözaltı!

İzmir’de “Twerk” Rezaletine 2 Gözaltı
İzmir’de bir eğlence mekanında çekilen ve sosyal medyada büyük tepki toplayan görüntüler sonrası soruşturma başlatıldı. Görüntülerde tesettürlü bir kadının, erkek dansçılarla birlikte twerk yaptığı anlar yer alıyordu.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla harekete geçen polis ekipleri, kimlikleri tespit edilen 2 kişiyi gözaltına aldı. Olayla ilgili incelemeler sürerken, gözaltındaki şüphelilerin emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edileceği öğrenildi.
Sosyal medyada kısa sürede yayılan görüntüler, toplumun farklı kesimlerinden yoğun tepki aldı.
İlk Yorum yapan siz olun!