
Suriye Geçici Devlet Başkanı Ahmed el Şara, gelecek hafta iki kritik dış ziyaret gerçekleştirecek. Şara'nın önce Birleşik Arap Emirlikleri'ne (BAE), ardından ise Türkiye'ye resmi ziyarette bulunacağı açıklandı.
Gündem: Yeniden İnşa, Güvenlik ve Ekonomik İşbirliği
Suriye Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan resmi açıklamada, Ahmed el Şara'nın ziyaretlerinin odağında ülkenin yeniden inşası, bölgesel bağların güçlendirilmesi ve güvenlik iş birliğinin artırılması olduğu belirtildi.
Suriyeli yetkililer, temasların ana gündeminde mali yardım sağlanması, ticaret anlaşmalarının yapılması ve savaş sonrası ülkenin istikrarının sağlanmasına yönelik somut adımların planlanmasının yer alacağını bildirdi.
Türkiye Ziyaretinde Gündem: Sınır Güvenliği ve Terörle Mücadele
Şara, son olarak Şubat ayında Türkiye’yi ziyaret etmiş, Ankara’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya gelmişti. O görüşmede savaş sonrası yeniden inşa süreci ve güvenlik koordinasyonu gündeme gelmişti.
Yeni ziyaretin ise ekonomik toparlanma, sınır güvenliği ve ortak terörle mücadele girişimleri etrafında şekillenmesi bekleniyor.
Körfez Temasları Devam Ediyor
Ahmed el Şara, ocak ayında geçici Devlet Başkanlığı görevini üstlendikten sonra, ilk yurt dışı ziyaretini Suudi Arabistan’a yapmıştı. Bu kapsamda BAE ziyareti, ikinci Körfez teması olacak. Ziyaretin, Suriye’nin Arap dünyasıyla ilişkilerinin yeniden canlandırılmasına katkı sunması bekleniyor.
Yorumlar
Yorum Yapın
İlginizi Çekebilir
Fatih Erbakan’dan İktidara Sert Eleştiri: “Koltuk Uğruna PKK ile Pazarlık Masasına Oturdular”

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Bartın’da düzenlenen partisinin 3. Olağan İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada hükümete ve muhalefete yönelik dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Erbakan, hem AK Parti'yi hem de CHP'yi ekonomi ve dış politika üzerinden eleştirirken, iktidarın PKK ve Abdullah Öcalan’la pazarlık içinde olduğunu iddia etti.
“Düne Kadar Terörist Dediğinizle Şimdi Pazarlık Yapıyorsunuz”
Fatih Erbakan, iktidarın HDP ve PKK konusundaki tutum değişikliğini sert sözlerle eleştirdi. Geçmişte DEM Parti’ye selam verenin dahi "terörist" ilan edildiğini hatırlatan Erbakan, bugün siyasi çıkarlar uğruna pazarlıkların yapıldığını öne sürdü:
“Daha düne kadar Abdullah Öcalan’a selam verenleri bile hedef gösteren iktidar ittifakı, şimdi koltuk uğruna PKK ve Öcalan’la sıkı pazarlıklar içinde. Bu tabloyu milletimizin vicdanına bırakıyoruz.”
“Çare Ne AK Parti’de Ne CHP’de, Çare Yeniden Refah’ta”
Erbakan, konuşmasında hem iktidar hem de ana muhalefet partisini ekonomi politikaları üzerinden eleştirdi:
“AK Parti de, CHP de borçlanıyor, sonra bu borçların faizini vatandaşa zam ve vergi olarak yüklüyor. Akaryakıttan cezalara, ulaşımdan suya kadar yapılan fahiş zamlar ortada. Bunların birbirinden farkı yok. Her ikisi de dış güçlerin kapısında çare arıyor.”
“AK Parti ve CHP Dış Güçlerle Aynı Masada”
Erbakan, her iki partinin de küresel sermaye ve dış güçlerle iş birliği içinde olduğunu belirtti:
“AK Parti, 750 milyar dolarlık kaynağı faiz olarak küreselcilere aktardı. D-8 yerine AB’nin peşinden koştu. CHP ise kazandığı belediyelerde ilk iş olarak yabancı bankalardan borç aldı. Her iki parti de 6284 sayılı yasa ve İklim Kanunu gibi küresel dayatmaları destekliyor.”
“Yolsuzlukta da Hukukta da Çifte Standart Var”
Yargı bağımsızlığına yönelik kaygılarını dile getiren Erbakan, iktidar ve muhalefet belediyelerine uygulanan hukuk süreçlerinin farklı olduğunu savundu:
“Muhalefet belediyelerine soruşturma üstüne soruşturma açılırken, AK Parti dönemine ait yolsuzluk iddiaları görmezden geliniyor. Eğer bir suç varsa herkes için suçtur. Adalet kişilere göre değişmemelidir.”
“Adaletin Yanındayız, Siyaset Hesabı Yapmıyoruz”
Erbakan, konuşmasının sonunda, Yeniden Refah Partisi’nin hiçbir siyasi partinin tarafı olmadığını, yalnızca milletin ve adaletin yanında olduklarını vurguladı:
“Biz sadece adaletten yanayız. Doğruya doğru, yanlışa yanlış diyoruz. Türkiye’nin yeniden milli duruşa, milli ekonomi modeline ve adaletli yönetime ihtiyacı var.”
CHP Erzurum İl Başkanı Serhat Can Eş’ten Sert Çıkış: “Mesnetsiz İddialara Cevap Vermeyi Kendime Zul Sayarım”
CHP Erzurum İl Başkanı Serhat Can Eş, hakkında ortaya atılan rüşvet iddialarına ilişkin Arka Haber ve Haber Derin’e konuştu. Can Eş, söz konusu iddiaların AK Parti’ye yakın sosyal medya hesapları ve troll ağları tarafından organize şekilde yayıldığını belirterek, "Bu mesnetsiz iftiralara cevap vermek kendime zul sayarım" ifadelerini kullandı.

CHP Erzurum İl Başkanı Serhat Can Eş, hakkında ortaya atılan rüşvet iddialarına ilişkin Arka Haber ve Haber Derin’e konuştu. Can Eş, söz konusu iddiaların AK Parti’ye yakın sosyal medya hesapları ve troll ağları tarafından organize şekilde yayıldığını belirterek, "Bu mesnetsiz iftiralara cevap vermek kendime zul sayarım" ifadelerini kullandı.
“İddialar kirli siyasetin ürünüdür”
Can Eş, yapılan iftiraların Cumhuriyet Halk Partisi’ne zarar verme amacını taşıdığını, ancak kamuoyunun artık bu tür karalama kampanyalarına itibar etmediğini söyledi. AK Parti’nin siyasi tükenmişliğini örtmek için kirli kampanyalara başvurduğunu vurgulayan Can Eş, şu ifadeleri kullandı:
“İktidarın adaletsiz yargı süreçleri, yandaş medya ve trol ordularıyla partimize ve belediye başkanlarımıza yönelttiği bu tür iftiralar, gerçeklikten uzaktır. Bizim belediye başkanlarımız, halkın gönlünde seçilmiş, vicdanlarda meşruluğunu kazanmış insanlardır.”
“Ekrem İmamoğlu örneği, iktidarın niyetini gösteriyor”
CHP’li belediye başkanlarının özellikle Ekrem İmamoğlu üzerinden yıpratılmak istendiğini söyleyen Can Eş, İstanbul’daki süreçlerin de bu tür iddiaların arka planını gözler önüne serdiğini ifade etti:
“İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu üzerinden yürütülen siyasi operasyonlar, aslında iktidarın gerçek niyetini ortaya koymaktadır. Partimizi karalamak, halkın gözünde itibarsızlaştırmak istiyorlar. Ancak bu çabaları sonuç vermeyecek.”
“İktidar panikte, korkuları büyüyor”
Can Eş, konuşmasının devamında iktidarın değişimin yaklaştığını gördükçe panik havasına girdiğini belirtti:
“Partimizin ve Genel Başkanımızın olağanüstü mücadelesi sayesinde CHP iktidara yürüyor. İşte bu yüzden korkuyorlar. İftiraların, manipülasyonların, sahte haberlerin nedeni budur. Daha da korkacaklar. Çünkü halk artık gerçekleri görüyor.”
⚖️ “Bizim mücadelemiz adalet ve halk içindir”
Can Eş, CHP teşkilatlarına yönelik yürütülen karalama kampanyalarına karşı sessiz kalmayacaklarını belirterek, şu mesajla açıklamasını tamamladı:
“Bizim mücadelemiz kişisel çıkarlar için değil, bu ülkenin adaleti, eşitliği ve geleceği için. Bu tür mesnetsiz saldırılar, bizi yıldıramaz; bilakis daha da kararlı yapar. Biz haklıyız, biz halkız.”
İstanbul Valiliği’nden “Ben Okuyorum İstanbul Okuyor” Projesi Hakkında Açıklama: “İddialar Asılsızdır”

İstanbul Valiliği, 5 Nisan 2025 Cumartesi günü Sözcü Gazetesi ve Sözcü TV’de yer alan bir haberde, kamuoyuna sunulan iddialara karşı bir basın açıklaması yayımladı. Söz konusu haberlerde, Valiliğin yürüttüğü “Ben Okuyorum İstanbul Okuyor” projesi hedef alınarak, projenin iktidara yakın yayınevlerinden 71 milyon TL’lik kitap alımıyla desteklendiği, yarışma kapsamında çok sayıda siyasal İslamcı yazarın kitabının okutulacağı yönünde iddialara yer verilmişti.
Valilik, bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını ifade ederek açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Yarışma, kitap okuma kültürünü teşvik etmeye yönelik bir projedir"
Açıklamaya göre, “Ben Okuyorum İstanbul Okuyor” projesi İstanbul Valiliği’nin himayesinde, öğrenci ve velileri kitap okumaya teşvik etmek amacıyla yürütülen kapsamlı bir projedir. Yarışma, ailelerin de dahil olduğu bir okuma organizasyonu niteliğindedir.
Proje kapsamında, merhum tarihçi Prof. Dr. Haluk Dursun’un kaleme aldığı “İstanbul’da Yaşama Sanatı” adlı kitaptaki bilgiler temel alınarak öğrencilere yönelik bilgi yarışması düzenlenecek. Aileler, kitabı kendi imkanlarıyla temin edecek ve yarışmaya gönüllülük esasına göre katılım sağlayacak.
Kitabın belirlenmesi sürecinde, Milli Eğitim Müdürlüklerinde görev yapan 39 ilçenin Türk Dili ve Edebiyatı zümre öğretmenlerinden oluşan komisyonların görüşlerinin dikkate alındığı belirtildi.
“Projenin amacı kütüphaneleri zenginleştirmek”
Valilik açıklamasında, “Ben Okuyorum İstanbul Okuyor” projesinin İstanbul’daki okul kütüphanelerindeki kitap sayısını 6,5 milyondan 13 milyona çıkarmayı hedefleyen daha geniş kapsamlı bir çalışmanın parçası olduğu vurgulandı.
Proje kapsamında kitapların tespiti, İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün uzman eğitimcileri tarafından yapılmakta olup, TÜBİTAK Yayınları da dahil olmak üzere çok sayıda yayınevinden şimdiye dek yaklaşık 4 milyon kitap temin edildiği ifade edildi.
“Siyasi içerikli kitaplar listede yok”
Açıklamada özellikle kamuoyunu meşgul eden siyasi içerikli kitap iddialarına da net bir dille yanıt verildi. Proje kapsamında alınan kitapların siyasi propaganda niteliği taşımadığı, listelerde yalnızca eğitsel ve kültürel içerikli eserlerin yer aldığı belirtildi. Ayrıca tüm kitap seçimleri şeffaf bir süreçle ve eğitimci onayıyla yapılmaktadır.
Valilik, haberin herhangi bir araştırmaya dayanmadan hazırlandığını ve içeriğindeki iddiaların kamuoyunu yanıltma potansiyeli taşıdığına işaret ederek, “Asılsız iddialar ve çarpıtmalarla kamuoyunu yanıltmaya yönelik bu haberlere karşı sessiz kalamayız” açıklamasını yaptı.
CHP Genel Başkanı Özel'den Erdoğan'a Çağrı: "Milletten Korkmayın, Karşımıza Çıkın"

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a doğrudan seslenerek meydan okudu. Özel, Erdoğan'ı milletten korktuğu iddiasıyla eleştirirken, cesaret çağrısında bulundu. CHP lideri, Erdoğan’ın iddialarına karşı millete güven duyduğunu ve bu nedenle seçmenlerden destek beklediğini vurguladı.
"Milletten Korkmayın, Karşımıza Çıkın"
Özel, konuşmasında "Korkmuyorsan yiğitsen mertsen cesaretin varsa çık karşımıza Erdoğan" ifadelerini kullanarak, Erdoğan’ı açıkça bir tartışmaya davet etti. Bu çağrı, siyasi arenada geniş yankı uyandırdı. CHP lideri, Cumhurbaşkanı'nın sürekli olarak iftira ve yalan iddialarda bulunduğunu öne sürerek, bu durumun seçmen nezdindeki güven kaybına yol açabileceğini belirtti.
Milletin Güvenine Vurgu
CHP Genel Başkanı, "O büyük iftiralarına, yalanlarına ikna olacağını düşünüyorsan bu millet bize niye oy versin?" sorusunu yönelterek, seçmenlerin sağduyulu olduğuna ve gerçekleri ayırt edebileceğine inancını dile getirdi. Özel, partisinin millete güven duyduğunu ve bu nedenle hiçbir zaman halktan uzaklaşmayacaklarını ifade etti.
İsrail'de İngiliz Milletvekillerine Giriş Yasağı

İki İngiliz milletvekili, İsrail'e giriş yaparken havalimanında alıkonulup sorgulanmasıyla ilgili olarak İngiltere parlamentosunda siyasi gerilim yaşanıyor. İşçi Partisi milletvekilleri Abtisam Mohamed ve Yuan Yang'ın İsrail'e girişi, yetkililer tarafından engellendi.
Alıkoyma Süreci ve Tepkiler
Milletvekillerinin alıkonulmasıyla ilgili detaylar henüz tam olarak netleşmiş olmasa da, sorgulamanın nedenine dair resmi bir açıklama yapılmadı. Bu durum, İngiltere'de hem iktidar partisi hem de muhalefet tarafından tepkilere yol açtı. Ana muhalefetteki Muhafazakar Parti lideri Badenoch, yaşananları eleştirerek İsrail makamlarına çağrıda bulundu.
İktidar ve Muhalefetin Karşı Karşıya Geldiği Noktalar
Yaşanan olay, İngiltere siyasetinde farklı görüşlerin çatışmasına neden oldu. İşçi Partisi milletvekilleri, hükümetin bu duruma yeterli tepki göstermediğini savunurken, Muhafazakar Parti ise İsrail'in güvenlik kaygılarını anladıklarını belirtiyor. Bu durum, parlamentoda hararetli tartışmalara yol açtı.
- Alıkonulan milletvekillerinin isimleri: Abtisam Mohamed ve Yuan Yang
- Olayın yaşandığı yer: İsrail havalimanı
- Tepki gösteren partiler: İşçi Partisi ve Muhafazakar Parti
İngiltere Dışişleri Bakanlığı, konuyla ilgili olarak İsrail makamlarıyla temas halinde olduğunu ve milletvekillerinin durumu hakkında bilgi almaya çalıştığını açıkladı. Olayın diplomatik ilişkileri etkileyebileceği değerlendiriliyor. İlerleyen günlerde bu konunun parlamentoda daha geniş bir şekilde tartışılması bekleniyor.
Vali Gül, "Ailemiz İstanbul" Projesiyle Vatandaşlarla Buluştu

İstanbul Valisi Davut Gül, Pazar günü Kağıthane ilçesinde gerçekleştirdiği ev ziyaretleriyle vatandaşlarla bir araya geldi. "Ailemiz İstanbul" projesi kapsamında 10 aileyi ziyaret eden Vali Gül, ailelerin misafirperverliğinden övgüyle bahsetti.
“Ailemiz İstanbul” Projesinin Amacı
Valilik tarafından hayata geçirilen “Ailemiz İstanbul” projesi, valinin doğrudan vatandaşlarla temas kurmasını ve onların sorunlarını yerinde dinlemesini amaçlıyor. Proje kapsamında Vali Gül'ün ev ziyaretleri belirli aralıklarla devam edecek. Ziyaretler sırasında ailelerin yaşam koşulları hakkında bilgi alınırken, ihtiyaçları doğrultusunda destek sağlanması hedefleniyor.
Kağıthane’deki Ev Ziyaretleri
Vali Gül’ün Kağıthane’deki programında Çakır Ailesi, Bark Ailesi, Türkyılmaz Ailesi, Altay Ailesi, Kılıç Ailesi, Kahraman Ailesi, Gezgin Ailesi, Demirci Ailesi ve Onur Ailesi'ni ziyaret ettiği öğrenildi. Ziyaretler sırasında ailelerle sohbet eden Vali Gül, onların taleplerini dinledi.
- Vali Gül, her ailenin evinde çay içerek samimi bir ortamda görüşmeler gerçekleştirdi.
- Ziyaretlerde çocuklarla da ilgilenen Vali Gül, onlara hediyeler verdi.
- Aileler, Vali Gül’ün ziyaretinden duydukları memnuniyeti dile getirdiler.
Vali Davut Gül, ziyaretlerinin ardından yaptığı açıklamada, “Ailemiz İstanbul” projesinin önemine vurgu yaparak, "Vatandaşlarımızla birebir temas kurmak, onların sorunlarını anlamak ve çözüm üretmek için bu projeyi hayata geçirdik. Ziyaretlerimiz sırasında aldığımız geri bildirimler doğrultusunda çalışmalarımızı daha etkin bir şekilde sürdüreceğiz." ifadelerini kullandı.
Valilikten Yapılan Açıklama
Valilik yetkilileri, Vali Gül'ün ev ziyaretlerinin önümüzdeki günlerde de farklı ilçelerde devam edeceğini ve projenin İstanbul genelinde genişletilmesinin planlandığını belirttiler. Proje kapsamında ihtiyaç sahibi ailelere yönelik çeşitli destek programlarının da hayata geçirileceği ifade edildi.
CHP'den Elektrik Zamlarına Tepki: "Milletten Çalınan Para"

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), dün açıklanan elektrik zammına sert tepki gösterdi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yaptığı açıklamada, yapılan zamların siyasi operasyonların faturasının millete ödetilmesi anlamına geldiğini vurguladı.
Milletin Kaybı: Kişi Başına 13 Bin 500 Lira
Özel, açıklamasında çarpıcı bir hesaplama yaptı ve tek bir kişinin koltukta oturmak için milletten alınan bedelin her vatandaşa bölüştürüldüğünde yaklaşık 13 bin 500 lira gibi yüksek bir meblağ olduğunu belirtti. Bu durumun, ekonomik yükün eşitsiz dağılımına işaret ettiğini ifade eden Özel, yapılan zamların dar gelirli vatandaşları olumsuz etkileyeceğini kaydetti.
Enerji Fiyatlarındaki Artışın Etkileri
Dün gelen elektrik zammı ile birlikte enerji fiyatlarındaki artış devam ediyor. Uzmanlar, bu tür zamların enflasyonu tetikleyebileceği ve hayat pahalılığını daha da artırabileceği konusunda uyarıyor. Özellikle kış aylarının yaklaşmasıyla birlikte ısınma giderlerinin de artacağı göz önünde bulundurulduğunda, elektrik zammı vatandaş için ek bir yük oluşturuyor.
- Zamlar, özellikle sabit gelirli ailelerin bütçesini olumsuz etkileyecek.
- Küçük işletmelerin maliyetleri artacak ve rekabet gücü azalacak.
- Üretim maliyetlerindeki artış, tüketici fiyatlarına yansıyarak enflasyonu körükleyebilir.
CHP, elektrik zamlarının gerekçelerini sorgulayarak hükümetten açıklama talep etti. Parti yetkilileri, enerji politikalarının gözden geçirilmesi ve vatandaşın ekonomik yükünün hafifletilmesi için gerekli adımların atılması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, siyasi operasyonların millete fatura edilmesinin kabul edilemez olduğunu belirtti.
Gercüş Belediye Başkanı esnafı ziyaret etti, halk buluşmasına davet etti

HABER/HASAN MESUT EKMEN
GERCÜŞ – Gercüş Belediye Başkanı Gündüz Günaydın ve Belediye Meclis Üyesi Mehmet Emin Soyvural, ilçe esnafını ziyaret ederek vatandaşları 07 Nisan 2025 Pazartesi günü düzenlenecek halk buluşmasına davet etti.
Başkan Günaydın, yapılan ziyaretlerde hem geçmiş dönem projeleri hakkında bilgi verdi hem de önümüzdeki süreçte planlanan hizmetlerle ilgili vatandaşların görüşlerini almak istediklerini belirtti. Ziyaret sırasında özellikle güneş enerjisi yatırımları üzerinde duran Günaydın, yenilenebilir enerji kaynaklarının Gercüş'e kazandıracağı ekonomik ve çevresel faydalara dikkat çekti.
“Halkımızla birlikte karar almayı önemsiyoruz. Güneş enerjisi gibi çevreci projelerle hem tasarruf sağlayacağız hem de ilçemizin geleceğine yatırım yapacağız. Geçmişte attığımız adımları ve gelecekteki planlarımızı halkımızla açık şekilde paylaşacağız,” dedi.
Halk buluşmasında, belediye döneminde gerçekleştirilen projeler, mevcut çalışmalar ve planlanan hizmetlerin detaylı olarak anlatılacağı, vatandaşların da öneri ve taleplerini doğrudan iletebileceği ifade edildi.
Bakanlardan Özgür Özel’e Sert Tepki: “Cunta Arıyorsanız Kendi Tarihinize Bakın”

Cumhurbaşkanlığı Kabinesi üyeleri, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in partisinin 21’inci Olağanüstü Kurultayı’nda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik açıklamalarına sert tepki gösterdi. Bakanlar, Özel’in “cunta” ve “meşruiyetini yitirmiştir” ifadelerine karşı peş peşe açıklamalar yaptı.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat:
CHP’nin, siyasette darbe ve cunta geçmişiyle anılan bir parti olduğunu savunan Bolat, Özel’in açıklamalarını “iftira” olarak niteledi. “Cumhurbaşkanımızın adını kirli siyasetinize alet etmeden önce kendi tarihinize bakın” dedi.
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu:
Özel’in sözlerinin kabul edilemez olduğunu söyleyen Memişoğlu, “Muhalefet etmek haktır ama sorumlulukla yapılmalıdır. Milli iradeyi yok sayan bu dil kabul edilemez” ifadelerini kullandı.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş:
“Cunta arıyorsanız, kendi tarihinize bakın” diyen Göktaş, Erdoğan’ın sadece millete dayandığını ve vesayet odaklarıyla mücadele ettiğini vurguladı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan:
Özgür Özel’in açıklamalarını “milletin iradesine hakaret” olarak değerlendiren Işıkhan, CHP’yi geçmişteki vesayet dönemleriyle yüzleşmeye çağırdı.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır:
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın halkın oyuyla seçildiğini hatırlatan Kacır, “Milli irade hazımsızlığı devam ediyor” dedi.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin:
Özel’in açıklamalarını “demokrasiye açık bir saldırı” olarak niteleyen Tekin, “Bu söylem, eski vesayet zihniyetinin bugünkü yansımasıdır” dedi.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı:
Kurultay sürecini eleştiren Yumaklı, CHP’yi “siyasi menfaat için demokratik zeminden uzaklaşmakla” suçladı.
Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak:
“Cuntacılık dilini en iyi bilen sizsiniz” diyen Bak, Özgür Özel’i vesayet odaklarına sırtını dayamakla eleştirdi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar:
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın darbe girişimlerine karşı milletle birlikte direndiğini hatırlatan Bayraktar, “Cunta arayanlar 15 Temmuz gecesine baksın” ifadelerini kullandı.
Ali Yerlikaya’dan “Cunta” İddialarına Sert Tepki: “Bu, Milletin İradesine Hakarettir”

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, son günlerde kamuoyunda tartışma yaratan “cunta” söylemine karşı sert bir açıklamada bulundu. Yerlikaya, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik “cunta” benzetmelerini, demokrasiyi hedef alan bir saldırı olarak nitelendirdi.
“Bu ifade ne muhalefet ne de eleştiridir, doğrudan millete hakarettir”
Bakan Yerlikaya, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti’nin meşru hükümetine “cunta” denilmesini şu sözlerle eleştirdi:
“Milletimizin hür iradesiyle seçilmiş Sayın Cumhurbaşkanımıza ve meşru hükümetimize ‘cunta’ demek; sandığı, milli iradeyi ve demokrasiyi hedef almaktır.
‘Cunta yönetimi’ iftirası, Türkiye’yi yurtdışına şikayet etme alışkanlığının bir tezahürüdür. Bu söylem ne siyasi eleştiri ne de muhalefettir; doğrudan millete hakarettir.
Milletin iradesine dil uzatanlar, vesayet heveslileridir.”
“Cunta nedir, bu millet çok iyi bilir”
Yerlikaya, Türk siyasi tarihinde yaşanan darbeleri tek tek hatırlatarak, milletin bu acı tecrübeleri unutmadığını vurguladı:
-
27 Mayıs 1960: Demokrat Parti hükümeti darbeyle devrildi, Başvekil Adnan Menderes ve arkadaşları idam edildi.
-
12 Eylül 1980: Meclis kapatıldı, siyasi liderler susturuldu, demokrasi askıya alındı.
-
28 Şubat 1997: Milli irade üzerindeki vesayet yeniden sahneye çıktı.
-
15 Temmuz 2016: FETÖ eliyle başlatılan hain darbe girişiminde Meclis bombalandı, milletin silahları millete doğrultuldu.
“Darağacına mahkûm edilen yalnızca Adnan Menderes değil, bizatihi milletin iradesiydi” diyen Yerlikaya, bu acıların Türkiye halkının hafızasında silinmez izler bıraktığını belirtti.
“Bu söylem, vesayet zihniyetini hortlatma çabasıdır”
Bakan Yerlikaya, “cunta” söylemini kullananların asıl niyetinin geçmişin karanlık vesayet düzenini hortlatmak ve milletin iradesini değersizleştirmek olduğunu dile getirdi:
“Bu ifadeyi kullananların niyeti, geçmişin vesayet zihniyetini yeniden hortlatmak, millet iradesini değersizleştirmek ve toplumumuzu kutuplaştırmaktır.
Sandıktan çıkan iradeyi küçümseyen anlayış, demokrasiyi savunamaz.
Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Milletin iradesini yok sayan her türlü beyan ve girişime karşı hukuk devreye girecek, milletin emanetine sahip çıkılacaktır.”
İlk Yorum yapan siz olun!