Gazze’ye insani yardım taşırken uluslararası sularda durdurulan “Sumud Filosu”nun 22 aktivisti hâlâ tutuklu. Silahsız, barışçıl ve yalnızca vicdanın sesini taşıyan bu insanlar, bugün özgürlüklerinden mahrum. Bu olay, yalnızca bir tutuklama değil; insanlığın, hukukun ve vicdanın sınandığı bir dönüm noktasıdır.

Sumud Filosu: Sessiz Denizlerden Yükselen Çığlık

Gazze’ye insani yardım taşırken uluslararası sularda durdurulan “Sumud Filosu”nun 22 aktivisti hâlâ tutuklu.
Silahsız, barışçıl ve yalnızca vicdanın sesini taşıyan bu insanlar, bugün özgürlüklerinden mahrum.
Bu olay, yalnızca bir tutuklama değil; insanlığın, hukukun ve vicdanın sınandığı bir dönüm noktasıdır.


Arka Haber – Özel


Bir İnsani Görev, Bir Hukuk Krizi

Gazze’ye insani yardım ulaştırmak amacıyla yola çıkan Sumud Filosu, Akdeniz’in uluslararası sularında askeri müdahaleye uğradı.
Gemideki insanlar, doktorlar, öğretmenler, gazeteciler ve gönüllülerdi. Ellerinde silah değil; ilaç, gıda ve umut vardı.
Ancak bugün, bu insanların demir parmaklıklar ardında tutulması, uluslararası hukukun ihlal edildiği bir tabloyu gözler önüne seriyor.

Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne göre, uluslararası sularda barışçıl seyir halindeki gemilere müdahale edilemez.
Sumud Filosu’na yapılan saldırı, bu ilkenin artık sadece kâğıt üzerinde kaldığını gösteriyor.


Dünyanın Sessizliği: En Büyük Utanç

Ne Avrupa’dan ne Amerika’dan ciddi bir diplomatik tepki geldi.
Gazze’deki insani trajediye sessiz kalan dünya, şimdi o trajediye dikkat çekmek isteyenleri de görmezden geliyor.

Bu sessizlik, suçun ortağı haline gelen bir uluslararası düzeni gözler önüne seriyor.
Ukrayna’da insan haklarını savunan Batı dünyası, Gazze söz konusu olduğunda suskun.


Bir Kadrajın İçine Sığmayan Cesaret

“Sumud Filosu” yalnızca bir yardım gemisi değil, vicdanın seferiydi.
Bu filoda yer alan insanlar; öğretmenler, sağlık çalışanları, gazeteciler, aktivistler
Onlar birer kahraman değil, insanlığın onurlu sesi oldular.

Yola çıkarken taşıdıkları tek inanç şuydu:

“İyiliğin bir sınırı yoktur.”

Bugün paylaşılan fotoğraflarda onların yüzlerindeki o kararlılığa bakınca, insan şu gerçeği hissediyor:
Bazen bir insanın duruşu, bir coğrafyanın haysiyetini taşır.


Hukuk, Vicdan ve Sorumluluk

Sumud Filosu vakası, yalnızca İsrail’in politikalarını değil, uluslararası sistemin çifte standartlarını da ortaya koydu.
İnsan hakları kavramı, coğrafyaya göre eğilip bükülüyor; hukuk artık güçlülerin silahı haline geliyor.

Oysa hukuk evrensel olmalıydı. Vicdan da öyle.
Bugün bu 22 insanın sessizliği, yarın hepimizin sesi susturulduğunda yankılanacak.


Bir Çağrı: Vicdanı Uyandırmak İçin

Sumud Filosu’nun hikayesi bir gün tarih kitaplarına geçecek.
Ama orada nasıl anlatılacağı, bugün vereceğimiz tepkiye bağlı.

Bu nedenle Arka Haber olarak şu çağrıyı yineliyoruz:

  • Uluslararası insan hakları örgütleri bu hukuksuzluğa derhal müdahil olmalı,

  • Birleşmiş Milletler ve Avrupa Parlamentosu sessizliğini bozmalı,

  • Türkiye ve bölge ülkeleri diplomatik kanalları devreye sokmalıdır.

Çünkü adalet yalnızca mahkeme salonlarında değil, kamu vicdanında da inşa edilir.

Sumud Filosu’nun yolcuları belki bugün özgür değil,
ama onların taşıdığı insani değer, hâlâ dalgalarla birlikte yankılanıyor.

Gazze’ye ulaşamayan o gemiler, aslında hepimize ulaştı.
Ve bizden tek bir şey istiyorlar:

Unutmayın, sessizlik suça ortak olmaktır.