CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, “Millî Eğitim Bakanlığı ve bizzat Yusuf Tekin, gerçekleştirilen bu icraatlar ve söylemler ile maalesef laiklik karşıtı odakların sözcüsü ve hamisi durumuna gelmiş bulunmaktadır… AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ‘Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusu ve şerefi üzerine’ ant içtiği, laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağına yönelik yeminini hatırlatıyor, görevlendirdiği Milli Eğitim Bakanı’nı görevden alması çağrısında bulunuyoruz” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, “Millî Eğitim Bakanlığı ve bizzat Yusuf Tekin, gerçekleştirilen bu icraatlar ve söylemler ile maalesef laiklik karşıtı odakların sözcüsü ve hamisi durumuna gelmiş bulunmaktadır… AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ‘Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusu ve şerefi üzerine’ ant içtiği, laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağına yönelik yeminini hatırlatıyor, görevlendirdiği Milli Eğitim Bakanı’nı görevden alması çağrısında bulunuyoruz” dedi.
CHP Milli Eğitim Bakanlığı'ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, bugün Ankara’da; Eğitim Sen’in 12. Olağan Genel Kurulu’na katıldı.
Özçağdaş, bugün 81 ilde CHP İl Başkanlıklarının eş zamanlı olarak Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in “Sizin 'tarikat cemaat' dediğiniz, bizim 'STK' dediğimiz yapılarla protokol yapmaya devam edeceğiz” sözlerine karşı yaptığı ortak açıklamanın metnini okudu. Özçağdaş, şunları söyledi:
“Bugün tüm illerimizde, eş zamanlı olarak bir basın açıklaması gerçekleştirdik. Ben de Eğitim Sen kongresine geldiğimde, bu basın açıklamasını burada sizlerle paylaşmanın çok güncel olacağını düşündüm.
‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün; ‘Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüce bir toplum olarak yaşatır; ya da bir milleti esaret ve sefalete terk eder’ şeklinde ifade ederek önemini vurguladığı Milli Eğitim, mevcut iktidarın tam bir başarısızlık içinde olduğu bir alandır. AKP Genel Başkanı’nın ‘Eğitim alanında başarısız olduk’ sözleri ile bir itiraf olarak hafızalarımıza kazınan 21 yıllık dönemde; dokuz bakan değişmiş, eğitim sistemi yaz-boz tahtasına dönmüş, bilerek ve isteyerek siyasallaştırılmış, dinselleştirilmiş ve iktidarın ideolojik hedefleri için araç haline getirilmiştir. PISA ve benzeri uluslararası araştırma sonuçları da eğitimin niteliğine yönelik başarısızlığı net bir biçimde ortaya koymaktadır. Oysa Milli Eğitim, ülkemizi geleceğe taşıyacak kuşakların iyi eğitimli ve donanımlı olmasını sağlayacak en önemli hizmet alanı ve ülke için bir beka sorunudur.
Meclis’te kabul edilen bütçe; öğretmenlerin, akademisyenlerin, eğitim emekçilerinin ve en önemlisi ülkemizin geleceği olan çocuklarımızın sorunlarını çözebilecek bir akla, vicdana ve niyete sahip değildir. Merkezi Yönetim Bütçesi içindeki payı yüzde 19,24’lerden, yüzde 14,56’ya gerileyen; yüzde 81’i personel gideri olan, yatırım bütçesi 2002’de yüzde 17,18 iken, yüzde 9,15’e kadar gerileyen Millî Eğitim Bakanlığı bütçesi Meclis Genel Kurulu’nda görüşülerek iktidar milletvekillerinin oyları ile kabul edilmiştir. Öğrencilere bilimsel ve nitelikli bir eğitim vermekten uzak, ailelerin artan mali yüklerini ve kaygılarını azaltmayı hedeflemeyen, öğretmenlerine yoksulluk sınırının altında maaşları reva gören, 1 milyonu aşan atanamayan öğretmenlere bir umut veremeyen bu bütçeyi konuşmamız gerekirken; maalesef Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in gün boyu yapılan bütçeye yönelik eleştirilere vermesi gereken cevapları değil, Türkiye’nin geleceği için çok büyük bir tehlike olan laiklik karşıtı demeçlerini konuşmak zorunda kalıyoruz.
Bakanın verdiği rakamlara göre, Millî Eğitim Bakanlığı; 1167’si resmî kurumlarla olmak üzere 2709 protokol imzalamış bulunuyor. Bu protokoller, okullarımızın ve Milli Eğitim sistemimizin gereksinim duyduğu fiziki altyapı, malzeme ve/veya donanıma yönelik çeşitli kurumların yapacağı katkılara yönelik değildir. Aksine Millî Eğitim Bakanlığı’nın anayasal görevi olan ve öğretmenlerimizin uzmanlığında, okul yaşamında geliştirilmesi beklenen yaşam becerilerine yöneliktir. Bunu, bakanın; Meclis’te bu protokolleri savunurken ortaya koyduğu gerekçelerden de anlıyoruz.
“EĞİTİMİN TOPYEKÛN DİNSELLEŞTİRİLMESİNİ İÇEREN POLİTİKALARI İFŞA ETMİŞTİR”
Öğrencilerin bilgi, beceri ve davranışlarının geliştirilmesi; Millî Eğitim Bakanlığı ve öğretmenlerin görevidir. Tarikat ve cemaatleri, çocukların dağa çıkmasını engelleyen sivil toplum örgütleri olarak gördüğüne ve protokol imzalamaya devam edeceğine yönelik beyanları asla kabul edilemez. Bakanın bu sözleri, bugüne kadar zor şartlarda hizmet veren öğretmenlerimizi dağa insan kaynağı yetiştirmekle suçlaması anlamına da gelmektedir. Öğretmenlerimizin, çocukların terör örgütüne kaynak olarak dağa çıkmasını engellemeyeceklerini; ama kerameti kendinden menkul tarikat ve cemaat unsurlarının engelleyeceğini dile getirmekte, başlı başına bir zavallılıktır. Milli Eğitim Bakanı, bu yapılarla ilişkiyi savunurken, özellikle belirli bir bölgeye işaret etmekte; cemaat ve tarikatlar aracılığı ile bölgenin şekillendirilmek istendiğini de açıkça itiraf etmektedir.
Yatılı okulları kapatıp, çocuklarımızı tarikat ve cemaatlerine mahkûm eden kişinin gerekçesi bu nedenle doğru değildir. Bakanlığın, tarikat ve cemaatlerle yaptığı protokolleri tasdik etmesi; eğitimin topyekûn dinselleştirilmesini içeren politikaları ifşa etmiştir. Ancak unutulmamalıdır ki bu politikalar, geçmişte milletimizin hafızasından uzun süre silinmeyecek travmalar ile sonuçlanmıştır. Bu yapıların araç olarak kullanılmasının sonuçları 15 Temmuz darbe girişimi ile acı bir şekilde deneyimlenmiştir. Bakanın ve AKP kadrolarının bu yaşananlardan ders almadığını görüyor, kendilerine bu yoldan dönmeleri için bir kez daha çağrıda bulunuyoruz.
“LAİK EĞİTİMİ SONLANDIRMA HAMLESİNİN BUGÜN ARTIK BAŞKA BİR AŞAMAYA GEÇTİĞİ ANLAŞILIYOR”
Bakanın açıklamalarından ve tavırlarından siyasi iktidarın 4 artı 4 artı 4 düzenlemesi ile hız kazanan bilimsel, çağdaş, laik eğitimi sonlandırma hamlesinin bugün artık başka bir aşamaya geçtiği anlaşılıyor. Bakanın, ‘çocukların dağa çıkmasını engellemek’ perdesi ile gizlemek istediği bu icraatlar, örneğin ÇEDES Projesi’nin İzmir, Kırklareli, Eskişehir gibi partisinin az toplumsal destek aldığı bölgelerde başlaması göz önüne alındığında, başka bir siyasal hedefin unsurları olduğunu da açıkça göstermektedir.
“GÖREVLENDİRDİĞİ MİLLİ EĞİTİM BAKANI’NI GÖREVDEN ALMASI ÇAĞRISINDA BULUNUYORUZ”
Millî Eğitim Bakanlığı ve bizzat Yusuf Tekin, gerçekleştirilen bu icraatlar ve söylemler ile maalesef laiklik karşıtı odakların sözcüsü ve hamisi durumuna gelmiş bulunmaktadır. Kişiye özel bir yasal değişiklikle rektör olan ve Millî Eğitim Bakanlığı’nın tüm tartışmalı icraatlarının sorumluluğunu taşıyan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’i istifaya davet ediyoruz. Bu çağrının karşılık bulamayacağı ve AKP iktidarında görevden çekilme erdemi gösteren bir bakan olmadığı öngörüsü ile kendisinin atamasını yapan AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ‘Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusu ve şerefi üzerine’ ant içtiği, laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağına yönelik yeminini hatırlatıyor, görevlendirdiği Milli Eğitim Bakanı’nı görevden alması çağrısında bulunuyoruz.
“MÜCADELE ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ”
Son sözümüz milletimizedir. Laiklik bu ülkenin geleceği için en önemli Cumhuriyet ilkesidir. AKP ve onun beslediği her türlü laiklik karşıtı unsur, politika ve söylemle yasal ve toplumsal her platformda mücadele etmeye devam edeceğiz.”
Eğiğtimin konuşulması gereken çok sorunu olduğunu belirterek konuşmasını sürdüren Özçağdaş, şöyle konuştu:
“Öğretmenlerimizin yaşadığı çok gerçek, çok somut sorunlar var. Okullarımızda, eğitim camiamızda tamamen tek bir sendikaya havale edilmiş; müthiş bir baskı ortamı var. Yoksulluk sınırının altında bir yaşama mahkûm edilmiş öğretmenlerimiz var. Belirli bir yaştan sonra özellikle büyük şehirlerde yaşamlarını sürdürmek için ailelerinin evlerine dönen öğretmenlerimiz var. Stajyer öğretmen, ücretli öğretmen, öğretmen, başöğretmen, uzman öğretmen gibi aynı işi yapan öğretmenlerin farklı gruplara bölündüğü, çalışma barışını tehdit eden bir eğitim sistemi var. Niteliğini kaybetmekte olan, bilimsel ve laik eğitimin her gün örselendiği bir eğitim sistemimiz var. CHP olarak, bununla mücadele etmeye devam edeceğiz. Eğitim Sen’in verdiği mücadele bizim siyasal bir parti olarak yapmış olduğumuz çalışmaları, yolumuzu aydınlatan bir mücadele.”
Yorumlar
Yorum Yapın
İlginizi Çekebilir
Dervişoğlu: "Kırmızı Kartı PKK'nın Metnine Gösteremeyenlere Soru Sormak Gerek"

İyi Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, terörle mücadele konusunda sert açıklamalarda bulundu. Dervişoğlu, partisi adına yaptığı açıklamada, terör örgütlerinin metinlerini ve söylemlerini yeterince analiz edemeyen ve kırmızı kartı gösteremeyenlere yönelik eleştirilerde bulundu. Bu eleştiriler, terör örgütlerinin ideolojisinin ve hedeflerinin tam olarak anlaşılmasının önemine dikkat çekiyor.
Terörün Kök Nedenleri ve Analiz İhtiyacı
Dervişoğlu, terör örgütlerinin söylemlerini ve ideolojisini derinlemesine anlamanın, etkili bir mücadele için kritik olduğunu belirtti. Terör örgütlerinin propagandasının ve hedeflerinin anlaşılmaması durumunda, mücadelede önemli eksiklikler yaşanabileceği vurgulandı. Bu kapsamda, terör örgütlerinin metinlerinin ve söylemlerinin dikkatle incelenmesi gerektiği, bu analizlerin de halkı bilinçlendirmesi gerektiği ifade edildi.
"Kırmızı Kartı Gösteremeyenlere Soru Sormak Gerek"
Genel Başkan Dervişoğlu, yaptığı açıklamada, "Cebimde gezdirdiğim kırmızı kartı, PKK'nın metnine gösteremeyenlere soruyorum" ifadelerini kullandı.
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek: Dijital Ödeme Platformlarında Gelir Arayanlar da Vergi Yükümlülüğünü Yerine Getirmeli

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kayıt dışı ekonomiye karşı mücadelenin dijital platformlarda da devam ettiğini bildirdi. Özellikle sanal POS cihazları ve diğer dijital ödeme sistemleri aracılığıyla gelir elde edenlerin de vergi yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiği vurgulandı.
Sanal POS Kullanıcılarına Vergi Uyarı
Bakan Şimşek'in açıklamalarına göre, sanal POS cihazları ve mobil ödeme sistemleri üzerinden yapılan satışlardan elde edilen gelirler de vergilendirme kapsamındadır. Bu platformları kullanarak gelir elde eden işletmelerin ve şahısların, elde ettikleri gelirleri beyan ederek vergi yükümlülüklerini yerine getirmeleri gerekmektedir. Bu durum, özellikle küçük işletmeler ve serbest çalışanlar için büyük önem taşımaktadır.
Gönüllü Uyuma Teşvik, Aksi Takdirde İnceleme
Hazine ve Maliye Bakanlığı, işletmeleri ve şahısları gönüllü olarak vergi uyumuna geçmeleri konusunda teşvik ediyor. Vergi dairesine kayıtlı olmayan ve düzenli olarak vergi beyannamesi vermeyenler için gönüllü uyum süreci, vergi incelemesi ve cezai işlem sürecini önleyebilecek bir fırsat sunuyor. Bu süreç, işletmelerin olası cezaları ve ek maliyetleri en aza indirmelerine yardımcı olabilir.
Vergi İncelemesi ve Cezai İşlemler
Vergi uyumuna gönüllü olarak uyulmaması durumunda, vergi dairesi tarafından vergi incelemesi başlatılabilecek. İnceleme sonucunda tespit edilen eksiklikler ve usulsüzlükler nedeniyle ek vergi ödeme yükümlülüğü doğabilir. Ayrıca, gecikme faizi ve cezai işlem uygulanabilir. Bu nedenle, vergi mükelleflerinin kayıt dışı faaliyetlerden kaçınarak, vergi yükümlülüklerini zamanında yerine getirmeleri büyük önem taşımaktadır.
Örnekler ve Detaylar
* Sanal POS kullanıcıları: Online satış yapan işletmeler, freelance çalışanlar ve diğer sanal POS kullanıcıları, elde ettikleri geliri düzenli olarak beyan etmek zorundadır.
* Mobil ödeme uygulamaları: Mobil ödeme uygulamaları aracılığıyla gelir elde eden kullanıcılar da vergi yükümlülüklerini yerine getirmelidir.
* Kripto para alım satımı: Kripto para alım satımı yoluyla elde edilen gelir de vergilendirme kapsamındadır.
DEM Parti İmralı Heyeti Öcalan’ın Mesajını Paylaştı: “Bozulan, Türk-Kürt kardeşliğidir”

📍Ankara – 18 Mayıs 2025
Terör örgütü PKK'nın kendini feshetme kararı sonrası gündeme gelen temaslar kapsamında DEM Parti İmralı Heyeti, Abdullah Öcalan’la görüşmek üzere İmralı Adası’na gitti. Görüşme sonrası kamuoyuyla paylaşılan mesajda, Öcalan “Türk-Kürt ilişkisinin mahiyeti bambaşkadır. Bozulan kardeş ilişkisidir. Kardeşler kavga eder ama birbirisiz olmaz” ifadelerini kullandı.
“Yeni bir kardeşlik sözleşmesine ihtiyaç var”
DEM Parti yetkilileri, görüşmenin ardından Öcalan’ın kaleme aldığı açıklamayı kamuoyuna duyurdu. Açıklamada, özellikle “kardeşlik hukuku” vurgusu öne çıktı:
“Kardeşlik hukuku üzerinde yeni bir sözleşmeye ihtiyaç var. Yaptığımız şeyler büyük bir paradigma değişikliğini ifade ediyor. Türk-Kürt ilişkisinin mahiyeti bambaşkadır. Bozulan şey kardeşliktir. Kardeşler kavga eder ama biri diğerisiz olmaz.”
“Tuzakları temizliyoruz, bozulan köprüleri onarıyoruz”
Öcalan, mesajında geçmişte yaşanan kırılmalara da değinerek, ortak yaşamın yeniden inşa edilmesi gerektiğini vurguladı:
“Bu ilişkiyi bozan tuzakları, mayınları tek tek temizliyoruz. Bozulan yolları, köprüleri onarıyoruz.”
“Sırrı Süreyya Önder’le bir kez daha konuşamamak içimde ukde kaldı”
Mesajda, eski milletvekili ve sanatçı kimliğiyle bilinen Sırrı Süreyya Önder’e de özel bir paragraf ayrıldı:
“Sırrı Süreyya Önder ile son bir defa daha konuşamamak içimde ukde kaldı. Türkiye için bilge bir kişiydi. Onun boşluğunu hissettirmeyeceğiz.”
Zizek ve Badiou’ya selam
Açıklamanın devamında, uluslararası entelektüel çevrelere de teşekkür edildi. Öcalan, sosyalist ve enternasyonalist mücadeleye destek veren isimlere özel teşekkürlerini iletti:
“Heyetimiz aracılığıyla bana ve geliştirdiğimiz barış sürecine dair mesajlarını ileten tüm aydınlara; Alain Badiou ve Slavoj Zizek şahsında teşekkür ediyorum. Ortak enternasyonal çalışmalarda buluşmayı diliyorum.”
Okan Buruk: “5. Yıldızı Kazanmak Bu Sezonun En Büyük Gururuydu”

Trendyol Süper Lig'de bitime iki hafta kala Kayserispor'u 3-0 mağlup ederek üst üste 3., toplamda 25. şampiyonluğunu ilan eden Galatasaray’da Teknik Direktör Okan Buruk, tarihi başarı sonrası duygularını basın mensuplarıyla paylaştı. “5 yıldızı kazandığımız için çok mutluyum” diyen Buruk, Avrupa’da yaşanan talihsizliğe rağmen, iki kupayla tamamlanan sezondan gurur duyduklarını belirtti.
“Hak Edilen Bir Şampiyonluktu”
Okan Buruk, sezon boyunca gösterilen performansa dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
“Oyun olarak da puan olarak da her anlamda hak ettiğimiz bir şampiyonluğu kazandık. Oyuncularıma emeklerinden dolayı teşekkür ediyorum. Sezon boyunca çok çalıştık ve bu emeklerin karşılığını aldık. Hafta içinde Türkiye Kupası’nı kazandık, ardından Süper Lig şampiyonluğu geldi. 4 gün arayla iki kupa kaldırmak büyük bir mutluluk.”
“Taraftarımız Bu Başarının En Büyük Mimarı”
Galatasaray taraftarına da özel bir teşekkür sunan Buruk, tribünlerin sezon boyunca hiç boş kalmadığını belirtti:
“Sezonun başından itibaren kapalı gişe oynadık. Deplasmanlarda, havaalanlarında, sokaklarda yanımızda oldular. Onların yüzündeki mutluluğu görmek benim için en büyük ödül. Taraftarımıza kazandırdığımız kupaların yanında, kulübe kazandırdığımız yeni bir nesil taraftar kitlesi de ayrı bir değer.”
“İlk İki Sene İcardi, Bu Sene Osimhen Lokomotif Oldu”
Okan Buruk, takımın gol yollarındaki liderliğini üstlenen yıldız isimlere de değinerek, “İlk iki sezonda lokomotifimiz İcardi’ydi, bu sezon ise Osimhen öne çıktı. Her iki isim de bu camiaya büyük katkı sundu” dedi.
“Muslera’nın Golüne Verilen Takım Tepkisi Birlikteliğimizin Göstergesiydi”
Takım içindeki uyum ve kardeşlik duygusuna da vurgu yapan Buruk, “Muslera’nın golünden sonra tüm takımın sahaya koşması, o duygusal anlar, bu takımın ne kadar kenetlendiğini gösterdi. Oynayan oynamayan herkes aynı hissi yaşadı. Bu da teknik direktör olarak beni ayrıca gururlandırıyor” dedi.
“Avrupa’da Daha İleri Gidebilirdik, Ama 5. Yıldız Her Şeye Değer”
Avrupa kupalarında hedeflenen başarıya ulaşamadıklarını da samimiyetle ifade eden Buruk, şöyle konuştu:
“Bu sezonun en büyük üzüntüsü Avrupa’da bu güçlü kadroyla devam edememekti. Ocak-şubat dönemi istediğimiz gibi geçmedi. Ancak 5. yıldızı kazanmak bizim için çok değerliydi. Bu, Galatasaray tarihine altın harflerle yazılacak bir başarı. Üç şampiyonluk bana nasip oldu, bu da benim için çok özel.”
Esenyurt'ta Gülbahçe Mesire Alanı Bakıma Alındı

Esenyurt Belediyesi, Gülbahçe Mesire Alanı'nda vatandaşların keyifli vakit geçirebilmesi için kapsamlı bakım ve iyileştirme çalışmalarına başladı. Alanın daha bakımlı, yeşil ve düzenli hale getirilmesi amacıyla yürütülen çalışmalar, vatandaşlar tarafından memnuniyetle karşılandı.
Kapsamlı Bakım Çalışmaları
Gülbahçe Mesire Alanı'nda gerçekleştirilen çalışmalar kapsamında, çalı çapası, form budaması, tamirat, temizlik ve sulama gibi çeşitli işlemler yapıldı. Bu sayede, alanın doğal güzelliği korunurken, aynı zamanda daha düzenli ve bakımlı bir görünüm kazandırıldı. Önemli olarak belirtilen, bu çalışmaların amacı, vatandaşların daha huzurlu ve keyifli bir ortamda vakit geçirmesini sağlamaktır.
- Çalı çapası çalışmalarıyla bitki örtüsü düzenlendi.
- Form budamasıyla ağaç ve bitkilerin sağlıklı gelişimi desteklendi.
- Alan içerisindeki hasarlı bölgeler onarıldı.
- Temizlik çalışmalarıyla çevre düzeni sağlandı.
- Sulama sistemleri kontrol edilerek bitki örtüsünün ihtiyacı olan su sağlandı.
Yeşil Alanların İyileştirilmesi Devam Ediyor
Esenyurt Belediyesi, ilçenin yeşil alanlarını iyileştirme ve güzelleştirme çalışmalarına ara vermeden devam ediyor. Bu kapsamda, Gülbahçe Mesire Alanı'nın yanı sıra diğer parklar ve yeşil alanlarda da benzer çalışmaların yapılması planlanıyor. Belediye yetkilileri, Esenyurt'u daha yaşanabilir bir ilçe haline getirmek için yeşil alanların önemine dikkat çekiyor. Vatandaşların önerileri doğrultusunda, yeşil alanların daha da geliştirilmesi hedefleniyor.
Vatandaşların Memnuniyeti
Gülbahçe Mesire Alanı'ndaki iyileştirme çalışmaları, vatandaşlar tarafından olumlu karşılandı. Alanı ziyaret eden bazı vatandaşlar, yapılan çalışmaların bölgeye değer kattığını ve daha keyifli hale geldiğini ifade etti. Çalışmaların düzenli olarak devam etmesi ve alanın korunması konusunda beklentiler dile getirildi.
Beylikdüzü'nde Kırlangıç Gençlik Festivali Başladı

Beylikdüzü Belediyesi, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı'nın coşkusunu yaşatmak amacıyla bu yıl 4'üncü kez Kırlangıç Gençlik Festivali'ni başlattı. Festival, Beylikdüzü'nün önemli yaşam alanlarından Yaşam Vadisi 1. Etap'ta düzenleniyor.
Festival Programı ve Etkinlikler
Festival kapsamında, gençlere yönelik çeşitli etkinlikler ve programlar düzenleniyor. Bu etkinlikler arasında konserler, yarışmalar, spor aktiviteleri ve daha birçok eğlenceli aktivite yer alıyor. Festivalin tam programı ve detaylı etkinlik bilgileri için Beylikdüzü Belediyesi'nin internet sitesi ziyaret edilebilir.
Yaşam Vadisi'nde Gençlik Coşkusu
Beylikdüzü Belediyesi, Yaşam Vadisi projesiyle bölgeye modern ve yaşanabilir yaşam alanları kazandırmayı hedefliyor. Yaşam Vadisi 1. Etap, festivalin düzenlendiği nokta olarak, gençlerin bir araya gelerek eğlenebileceği ve sosyalleşebileceği bir ortam sunuyor. Bu yılki festival, Yaşam Vadisi'nin canlılığını ve gençlere sunduğu imkanları bir kez daha gözler önüne seriyor.
19-Mayıs Coşkusu
Festival, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı'nın anlamını vurgularken, gençlerin bayram coşkusunu doyasıya yaşamasını amaçlıyor. Beylikdüzü Belediyesi, bu etkinliklerle gençlere unutulmaz bir bayram yaşatmayı hedefliyor.
- Konserler
- Yarışmalar
- Spor Aktiviteleri
- Sürpriz Etkinlikler
Festivalle ilgili daha fazla bilgi ve detaylı program için Beylikdüzü Belediyesi'nin resmi internet sitesini ziyaret edebilirsiniz.
Hamit Cilalı’dan 19 Mayıs’ta Şehitlere Vefa: “Haklarınızı Helal Ediniz, Bizler Vatan Nöbetindeyiz”

📍 İstanbul
Milli Yol Partisi İstanbul İl Başkanı Hamit Cilalı, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kapsamında Edirnekapı Şehitliği’ni ziyaret ederek anlamlı bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
Cilalı, şehitlikte yaptığı konuşmada aziz şehitleri rahmet ve minnetle anarken, “Haklarımız sizlere helal olsun ama aslolan sizlerin bizlere haklarınızı helal etmenizdir” dedi.
“Şehitlerimizin Kutlu Mücadelesi Sayesinde Bu Topraklardayız”
Hamit Cilalı, şehitlerin canları pahasına vatanı savunarak en kutsal mertebeye ulaştıklarını belirterek, şöyle konuştu:
“Ülke çıksın diye dardan, candan geçen siz aziz şehitlerimiz; sizler bu vatan bölünmesin, bayrak inmesin, ezan susmasın diye can verdiniz. Sayenizde bu kutsal coğrafyada huzurla yaşıyoruz.”
“Bizler Bu Vatanın Yılmaz Delileriyiz”
Cilalı, Türkiye’yi bölmek için 50 yıldır süren kirli senaryolara dikkat çekerek, Milli Yol Partisi'nin bu tür girişimlere karşı dimdik durduğunu vurguladı:
“Kim olursa olsun, bu toprakları bölme cüreti gösteren her yapının karşısındayız. Bizler bu vatanın yılmaz delileriyiz. Bizler vatan nöbetindeyiz.”
“Kapalı Kapılar Ardında Neler Vaad Ettiniz?”
Basın açıklamasında güncel siyasi tartışmalara da yer veren Hamit Cilalı, kamuoyunun merak ettiği soruları gündeme taşıdı:
“Kapalı kapılar ardında PKK ile DEMlenerek anayasa planları yapanlara sesleniyoruz. Binlerce Türk evladının canına kıymış bir terör örgütüne ne vaat ettiniz ki bugün silah bırakma açıklamaları yapılıyor? Aziz milletimiz bu soruların cevabını beklemektedir.”
“Şehit Liderimiz Yazıcıoğlu’nun Yolundayız”
Hamit Cilalı, açıklamasında merhum şehit lider Muhsin Yazıcıoğlu’nun kararlı ve milli duruşunu da hatırlattı:
“Bizler onun gerçek yol arkadaşlarıyız. Genel Başkanımız Sayın Remzi Çayır önderliğinde, onun hayallerini yaşatmak ve tamamlamak için mücadele veriyoruz.”
“Güvenlik Güçlerimizin Yanındayız”
Cilalı, başta polis, asker, korucu ve bekçiler olmak üzere tüm güvenlik güçlerinin yanında olduklarını belirterek şunları söyledi:
“Bu kutsal vatan topraklarını savunmak için gerekirse canımızı ortaya koyarız. Milli Yol Partisi’nin tüm teşkilatları güvenlik güçlerimizin yanındadır.”
“Ruhları Şad, Mekanları Cennet Olsun”
Konuşmasını duygusal bir vefa mesajıyla tamamlayan Hamit Cilalı, şu ifadelere yer verdi:
“Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve şehit liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu olmak üzere, vatanın bekası için mücadele etmiş tüm atalarımızın ruhları şad, mekanları cennet olsun. Ne mutlu Türküm diyene!”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gençlerle İstanbul'da Buluştu

İstanbul'da düzenlenen GENÇFEST programı kapsamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yarınlarımızın mimarları olarak gördüğü gençlerle bir araya geldi. Etkinlikte, Türkiye'nin dört bir yanından katılan gençlere hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerin enerjisi ve potansiyeliyle Türkiye'nin geleceğine dair umutlarını dile getirdi.
GENÇFEST Etkinliği: Gençlerin Buluşma Noktası
GENÇFEST, gençlerin sosyalleşebileceği, bilgi edinebileceği ve geleceğe yönelik vizyonlarını geliştirebileceği bir platform olarak tasarlandı. Etkinlikte konserler, söyleşiler, atölye çalışmaları ve çeşitli eğlence aktiviteleri yer aldı. Bu yılki GENÇFEST, gençlerin ilgi alanlarına ve ihtiyaçlarına yönelik geniş bir yelpazede içerik sundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Gençlere Yönelik Mesajları
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında gençlerin Türkiye'nin geleceği için taşıdığı önemi vurguladı. Gençlere, ülkenin sorunlarına çözüm üretmekten, bilimsel ve teknolojik gelişmelere katkıda bulunmaktan ve kültürel değerleri yaşatmakta önemli roller üstlenmeleri gerektiği mesajını verdi.
Erdoğan, gençlere yönelik şunları ifade etti: "Sizler, geleceğimizin teminatısınız. Ülkenizin geleceğini şekillendirecek olan sizlersiniz. Sizlerin enerjisi, potansiyeli ve azmiyle Türkiye'nin daha parlak bir geleceğe ulaşacağına inanıyorum."
Gençlerin Geleceği İçin Yatırımlar Devam Ediyor
Hükümetin gençlerin eğitimi, istihdamı ve sosyal gelişimine yönelik çeşitli yatırımlar yaptığı belirtildi. Bu yatırımların, gençlerin potansiyellerini en üst düzeye çıkarmalarına ve Türkiye'nin geleceğine daha etkin bir şekilde katkıda bulunmalarına olanak sağlayacağı ifade edildi.
- Eğitim Reformları: Gençlerin daha iyi bir eğitim alabilmeleri için eğitim sisteminde sürekli iyileştirmeler yapılıyor.
- İstihdam Teşvikleri: Gençlerin iş hayatına girmelerini kolaylaştırmak için çeşitli istihdam teşvikleri uygulanıyor.
- Girişimcilik Destekleri: Genç girişimcilere yönelik destek programları ile yeni iş fikirlerinin hayata geçirilmesi teşvik ediliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlere "Kendinize inanın, hayallerinizin peşinden gidin ve Türkiye'nin geleceğine umutla bakın" şeklinde bir çağrıda bulundu.
Silivri Belediye Başkanı Bora Balcıoğlu’ndan 19 Mayıs Mesajı: “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir!”

📍Silivri – 18 Mayıs 2025
Silivri Belediye Başkanı Bora Balcıoğlu, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla anlamlı bir mesaj yayımladı. 19 Mayıs’ın Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinde tarihi bir dönüm noktası olduğunu belirten Balcıoğlu, “O gün yanan meşale, bugün de yolumuzu aydınlatıyor” dedi.
“106 Yıl Önceki İnançla Yürümeye Devam Ediyoruz”
Başkan Balcıoğlu, 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkarak başlattığı kurtuluş hareketinin, sadece bir askeri hamle değil, aynı zamanda bir ulusun yeniden doğuşunun simgesi olduğunu vurguladı.
“Tıpkı 106 yıl önce olduğu gibi bugün de umutluyuz. Samsun’a çıkan o inancın, kararlılığın ve cesaretin izindeyiz. Anadolu’nun dört bir yanında özgürlük meşalesini yakan kahramanlar gibi kararlıyız” ifadelerini kullandı.
“19 Mayıs, Bir Ulusun Ayağa Kalkışının Sembolüdür”
19 Mayıs’ın yalnızca bir tarih değil; bir milletin yeniden ayağa kalktığı, birlik ve beraberlikle umudu büyüttüğü bir gün olduğuna dikkat çeken Başkan Balcıoğlu, şöyle konuştu:
“Bandırma Vapuru’ndan başlayan o büyük yolculuk, bugün de bizlere ilham veriyor. 19 Mayıs, umudunu yitirmeyenlerin, geleceğe inananların bayramıdır. Bugün, o yolculuğun 106. yılında, aynı inanç ve azimle geleceğe yürümeye devam ediyoruz.”
“Milli Bayramlar, Geçmişten Geleceğe Taşınan Ruhun Adıdır”
Balcıoğlu, milli bayramların yalnızca bir gün değil, toplumsal hafızanın canlı tutulduğu özel anlar olduğunu belirtti:
“19 Mayıs, geçmişten güç alarak geleceğe yürüdüğümüz, toprağımıza ve bağımsızlığımıza sahip çıktığımız gündür. Bugün bir kez daha haykırıyoruz: Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir!”
“Gençlik, Cumhuriyetin Teminatıdır”
Gençlere seslenen Başkan Balcıoğlu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs’ı gençliğe emanet etmesinin ardındaki derin anlamı hatırlattı:
“Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirmek hepimizin görevi. Çünkü bu ülkenin yarınları, gençlerimizin hayalleriyle şekillenecek. Sizler bu büyük milletin gerçek mirasçılarısınız.”
“Atatürk ve Silah Arkadaşlarını Minnetle Anıyoruz”
Mesajının sonunda başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere istiklal mücadelesinin tüm kahramanlarını saygı ve minnetle anan Bora Balcıoğlu, tüm gençlerin ve milletin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Enerji Bağımsızlığına Yönelik Kararlılık Sürüyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin enerji alanında tam bağımsızlığa ulaşma hedefine ulaşana kadar çalışmaların aralıksız devam edeceğini belirtti. Erdoğan, eleştirilere ve engellere rağmen bu hedefe ulaşma kararlılığını vurguladı. Enerji bağımsızlığının Türkiye'nin ekonomik ve stratejik çıkarları açısından büyük önem taşıdığı belirtiliyor.
Enerji Politikalarında Devam Eden Dönüşüm
Türkiye, son yıllarda enerji üretiminde ve tüketiminde önemli dönüşümler yaşıyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımlar, yerli kaynakların kullanımı ve enerji verimliliğinin artırılması gibi adımlar, enerji bağımsızlığı hedefine ulaşma yolunda atılan kritik adımlar arasında yer alıyor. Örneğin, son yıllarda güneş enerjisi santrallerinin sayısı ve kapasitesi önemli ölçüde artırıldı.
Yerli ve Yabancı Yatırımların Rolü
Enerji bağımsızlığı hedefine ulaşmak için hem yerli hem de yabancı yatırımların teşvik edilmesi gerekiyor. Türkiye, yatırım ortamını iyileştirerek ve cazip teşvikler sunarak bu alandaki yatırımları artırmayı hedefliyor. Bu yatırımlar, yeni enerji projelerinin hayata geçirilmesine ve yerli kaynakların daha etkin bir şekilde kullanılmasına olanak sağlayacak.
Karşılaşılan Zorluklar ve Çözüm Yolları
Enerji bağımsızlığı yolunda ilerlerken çeşitli zorluklarla karşılaşılması kaçınılmaz. Bunlar arasında finansman sorunları, teknolojik eksiklikler ve dış müdahaleler sayılabilir. Bu zorlukların üstesinden gelmek için Türkiye, farklı stratejiler izliyor:
- Yerli teknoloji geliştirme: Enerji sektöründe kullanılacak teknolojilerin yerli olarak üretilmesi için destek sağlanıyor.
- Uluslararası işbirlikleri: Enerji alanında deneyimli ülkelerle işbirliği yapılarak bilgi ve know
- how aktarımı sağlanıyor.
- Yenilenebilir enerji kaynaklarına odaklanma: Güneş, rüzgar, hidroelektrik ve jeotermal gibi kaynakların daha fazla kullanılması hedefleniyor.
Ekonomik ve Stratejik Avantajlar
Enerji bağımsızlığına ulaşılması, Türkiye'ye önemli ekonomik ve stratejik avantajlar sağlayacak. Enerji ithalatına olan bağımlılığın azaltılması, cari açığın düşürülmesine ve ülke ekonomisinin güçlenmesine katkıda bulunacak. Ayrıca, enerji güvenliğinin artırılması, Türkiye'nin dış politikada daha etkin bir rol oynamasına olanak tanıyacak. Enerji bağımsızlığı, Türkiye'nin bölgesel ve küresel arenadaki konumunu güçlendirecek önemli bir faktör olarak görülüyor.
İlk Yorum yapan siz olun!