Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde 29 yaşındaki Z.Ş. isimli kadın hasta doktor C.E’nin kendisine cinsel saldırıda bulunduğunu iddia ederek şikayetçi oldu. Z.Ş.’nin şikayeti üzerine gözaltına alınan doktor C.E. savcılık ifadesinin ardından serbest bırakıldı. RTEÜ Rektörü Prof.Dr. Yusuf Yılmaz, doktorla ilgili Tıp Fakültesi Dekanının inceleme başlattığını belirtirken, Z.Ş.’nin avukatı Eren Keskin, “Doktor kamu görevinin kendisine verdiği görevi de istismar ederek bir kadına cinsel saldırıda bulunmuştur hastasına ve bu olayın sonuna kadar takipçisi olacağız" dedi. Doktor C.E ise “Tamamen iftira. İddiaları reddediyorum gerekirse dava açacağım. Daha önce psikolojik sorunları olmuş başkaları hakkında da iftira da bulunmuş” dedi.
GENÇAĞA KARAFAZLI
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde 29 yaşındaki Z.Ş. isimli kadın hasta doktor C.E’nin kendisine cinsel saldırıda bulunduğunu iddia ederek şikayetçi oldu. Z.Ş.’nin şikayeti üzerine gözaltına alınan doktor C.E. savcılık ifadesinin ardından serbest bırakıldı. RTEÜ Rektörü Prof.Dr. Yusuf Yılmaz, doktorla ilgili Tıp Fakültesi Dekanının inceleme başlattığını belirtirken, Z.Ş.’nin avukatı Eren Keskin, “Doktor kamu görevinin kendisine verdiği görevi de istismar ederek bir kadına cinsel saldırıda bulunmuştur hastasına ve bu olayın sonuna kadar takipçisi olacağız" dedi. Doktor C.E ise “Tamamen iftira. İddiaları reddediyorum gerekirse dava açacağım. Daha önce psikolojik sorunları olmuş başkaları hakkında da iftira da bulunmuş” dedi.
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde görevli beyin cerrahi doktoru C.E. hakkında Z.Ş. adlı 29 yaşındaki kadın hasta, doktorun kendisine cinsel saldırıda bulunduğu iddiasıyla şikayetçi oldu. Doktor hakkında hem Rize Cumhuriyet Savcılığı’na hem de üniversite hastanesine şikayet başvurusunda bulunan Z.Ş. şikayet dilekçesinde yaşadıklarını şöyle anlattı:
"06.12.2023 günü saat 14:00'da yaşamış olduğum sırt ağrısı şikayetleri nedeni ile Rize Eğitim Araştırma Hastanesi Beyin Cerrahi Servisi’nde kontrol olmak için doktor C.E.'den randevu aldım. Randevu saatinde hastanede hazır bulundum. Doktor C.E.'nin muayenehanesine girdim, 'neyin var' diye sordu. Ben de sadece sırt ağrılarım olduğunu söyledim. Bana MR çektirmemi sonucuna göre tedavi uygulayacağını belirtti. MR randevusu aldım 27.12.2023 günü annemin kontrolü sebebi ile hastaneye gittim. Aynı gün MR sonuçlarımı göstermek için tekrar doktorum C.E.'nin görev yaptığı Beyin Cerrahi Servisi’ne gittim. Muayene sıramı aldım doktor C.E.'nin polikliniğine girdim. MR sonucunu kendi ekranın da görüntüledi ve bana omur iliğimde sıvı birikmesi olduğunu söyledi. O sırada bir reçete yazdığını bu yazdığı reçetedeki ilaçları hemen alıp gelmemi söyledi. Ben de hızlı bir şekilde belirttiği ilaçları aldım. Tekrar polikliniğe gittim. Beni görünce 'geldin mi' dedi ve odasının kapısını çekerek 'hadi gidelim' dedi. Ben de kendisini takip ettim. Beyin Cerrahi Servisi’ne girdik, ikinci odaya geçmemi söyledi, doktor ve asistanların dinlenme odası olduğunu gördüm ve odaya girdim. Arkamdan doktor C.E. geldi kapıyı kapattı ve içeriden kilitledi ve koltuğa yüz üstü uzanmam gerektiğini söyledi. Ayakkabılarımı ve üzerimde ki sweatimi çıkarmam gerektiğini öyle daha rahat edeceğimi söyledi. İkisini de çıkarmadım ve yüz üstü koltuğa uzandım.
"BENDEN İÇ ÇAMAŞIRLARIMI ÇIKARMAMI İSTEDİ"
Sweatimi omzuma kadar elimle sıyırdım ve elimle omzumdan tuttum. Eczaneden aldığım ilaçların arasında bulunan spreyi aldı eline sıktı ardından dolaptan başka bir sıvı daha eline sıktı ve çıplak elle sırtıma masaj yapar gibi ovalamaya başladı. Bu sırada bana 'kasların kasılmış' diyordu. Daha sonra sırt üstü yatmamı söyledi ben de sırt üstü koltuğa uzandım. Bu defa kıyafetlerimi ön taraftan omuzlarıma kadar sıyırdım. Bu kez doktor C.E boynumdan başlayarak iç çamaşırımın içerisine ellerini sokarak göğüslerimi de ovalamak suretiyle aynı işlemi yapmaya devam etti. Bu esnada iç çamaşırım üzerimdeydi. Bu işlemleri yaparken benden hep iç çamaşırımı çıkarmamı istedi ancak ben çıkarmadım. Daha sonra aynı işlemleri karın bölgeme ovalama şeklinde devam ettirdi. Daha sonra daha da aşağıya inerek pantolonum yüksek bel olmasına rağmen aşağıya indirerek kasık bölgelerime aynı işlemi yaptı. Bu sırada 'buraların da ağrı var mı' diye sordu. Bende özellikle benim sırtımdan başka bir yerde ağrım yok dedim. Ben böyle söyleyince bana 'omur ilikteki kas sistemi bir bütündür gevşeteceğiz onları dur bakalım ne olacak' dedi . Beni yüz üstü yatırdı sırt kısımdan çamaşırlarımın içerisine ellerini sokarak boyun kısmıma yanlarıma aynı işlemi yapmaya başladı ben de kendisine iğneyi ne zaman yapacaksınız diye sorduğumda bana 'daha değil' şeklinde yanıt verdi.
"TELEFONDA ARAYAN KİŞİYE AMELİYATTA OLDUĞUNU SÖYLEDİ"
Bu kez yana yatırdı aynı işlemleri koltuk altımdan başlayarak kalçalarıma kadar devam ettirdi. Bu esnada kendisi ile hiç yüz yüze gelmedim. Bana bu sırada kısa atletimi ve iç çamaşırımı da sıyırmamı belden üzerimin çıplak olmasını söyledi, ancak ben bu işlemleri yapmadım. Bu defa kendisi atletimi ve iç çamaşırlarımı çekti göğüslerimi elleri ile dışarıya çıkardı bunu yaparken de göğüslerimin büyük olduğunu ve atletim ile iç çamaşırımın onları sıkıştırdığını söyledi. Bu defa aynı işlemi göğüslerimi ovalamak suretiyle devam ettirdi. O sıra da telefonu çaldı, Bülent diye birisiyle konuştu yalan söyleyerek ameliyatta olduğunu söyledi ve bir arkadaşımlayım diye cevap verdi. Ben o sırada üzerimi kapattım tekrar sandalyesini bana yaklaştırdı aynı şekilde elleri ile göğüslerimi açarak ovalamaya devam etti sonra karın bölgeme masaj yapmaya devam etti. Ben o sırada taytımı da yukarıya çektim bana da bu sırada taytımı ve alt iç çamaşırımı aşağıya indirmemi istedi. Ben bunu yapmadım bu defa da bir eliyle taytımı ve iç çamaşırımı kaldırdı diğer eliyle de kasıklarımı ve ön cinsel organımın üst kısmına aynı işlemi yapmaya başladı. Ben çok gerildiğim için kendimi sıkıyordum. O da bunu fark etti ve bana 'kendini çok sıkıyorsun' dedi bu sıra da bana kasıklarıma dokunup 'buranda ağrı var mı' diye sordu ben de kendisine sert bir şekilde 'yok benim oralarımda ağrı yok' diye cevap verdim. Tekrar iğneyi ne zaman yapacağını sordum 'daha değil dur bakalım bu ilaç sana ne yapacak hiç gevşeme olacak mı' şeklinde cevap verdi.
"YAŞADIĞIM ŞOK NEDENİYLE HASTANEDEN ÇIKIŞ YOLU BULAMADIM"
Tekrar yüzümün üstüne koltuğa yatırdı elleri ile aşağıya inerek kalçalarıma da ağrı olup olmadığını sordu. Ben de olmadığını söyledim ağrının sırtımda olduğunu gösterdim. Bana tekrar kas sisteminin bütün olduğunu boyundan ayağa kadar bütün olduğunu söyledi. Ben artık dayanamadım titremeye başladım bana o sırada kilomu sordu bana ideal kilomun 53 olması gerektiğini ve kadının biraz ele gelmesi gerektiğini söyledi. Daha sonra eczaneden almış olduğum iğneyi kendi elleriyle taytımı ve iç çamaşırımı aşağıya indirerek kalçamın sol tarafına yaptı. Daha sonra bana telefon numarasını verdi yaptığı tedavinin sonuçlarını öğrenmek için kendisi ile iletişime geçmemi söyledi. Daha sonra kilitlediği kapıyı açtı içeriye yeşil kıyafetli bir hastane personeli girdi ve bana bir hafta sonra aynı gün saatte kontrole gelmem gerektiğini geldiğimde kendisini bulamazsam başka bir doktora kontrol edilmemem gerektiğini söyledi. Ben de tamam diyerek odadan hızlı bir şekilde çıktım. Yaklaşık odada bir saatten fazla bir süre kaldım. Yaşadıklarımın şokuyla hastaneden çıkışı bulamadım. Kapıda birinden yardım istedim önce hastanenin güvenlik şefine daha sonra başhekime kadar gittim. Daha sonra şikayetçi olmak için polis merkezine gittim. Olay ile ilgili olarak beni birden fazla kez ve uzun süreli olarak göğüslerime kalçalarıma ve vücudumun farklı bölgelerine ovalamak suretiyle cinsel saldırıda bulunan C.E isimli şahıstan davacı ve şikayetçiyim."
"RTEÜ DEKANLIĞINA ŞİKAYETİ İLETTİK"
Z.Ş.'nin şikayetinin ardından Rize Cumhuriyet Savcılığı’nın kararıyla cinsel istismarda bulunduğu iddia edilen doktor C.E’yi gözaltına alındı ve ifadesinin ardından serbest bırakıldı. Savcılık,m Memurin Muhakematı Hakkında Kanun kapsamında soruşturmanın yürütülebilmesi için RTEÜ Rektörlüğü’nden soruşturma izni istedi.
RTEÜ Eğitim Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Özcan Yavaş, olayla ilgili ANKA haberin sorusuna, "Bu olayda suçlanan doktor arkadaşımız RTEÜ öğretim görevlisi olması nedeniyle bize yapılan şikayet konusunu biz direkt RTEÜ TIP Fakültesi Dekanlığına ilettik. Konuyla ilgili soruşturmayı orası yürütüyor" dedi.
RTEÜ Rektörü Prof. Dr. Yusuf Yılmaz ise, "İddia konusu olay 2 gün önce olmuş. Kişi karakola gidip şikayetçi olmuş, adli süreç başlamış. Ayrıca hastaneye de dilekçe ile dün başvurdu. Üniversite personeli olduğu için Tıp Fakültesi dekanlığına evrak ulaştırıldı. Dekan bey inceleme başlattı" ifadelerini kullandı.
"ÖNCEDEN KAPALI ŞİMDİ İNANILMAZ AÇIK BİR KADIN İFTİRA ATIYOR"
Cinsel istismarla suçlanan doktor C.E. ise şunları söyledi:
"Tamamen iftira. İfade verdim iddiaları reddediyorum gerekirse dava açacağım. Tamamen iftira, ifademde de belirttim servise götürmek de yok, savcılıkta ifadem de var. Daha önce psikolojik sorunları olmuş başkaları hakkında da iftira da bulunmuş. İntihar girişimi var psikolojik sorunları var. Rize'de 17 senedir hizmet veriyorum. Ben şunu söylüyorum kadını araştırın hayat sürecini nasıl bir yapıda olduğunu görün kapalı bir kadın sonra inanılmaz açık bir kadın başkalarına aynı şeyleri yaşatmış bir kadın. Bahsettiği konu halka açık bir yer içeri giren çıkan var böyle bir senaryonun gerçekleşmesi mümkün değil. İfadesinde zaten söylüyor başka bir odaya gittim geldim beni bekliyor. Taciz edilen biri odada bekler mi? Bir elemanınız gelirse anlar bunu zaten. Yani biri çamur attığında buna sahip çıkılmaması lazım. Ben anlatayım olayı görsün kamera kayıtları var bunu emniyet aldı. Benim saklayacak bir şeyim yok çünkü her şey ortada. Burada anlamadığım bir iftira var nedir sebebi onu anlayamadım. Kadın belli ki bunu alışkanlık haline getirmiş. Daha önce de bunu yapmış normal bir psikoloji de değil. Yapmadığım bir şeyi niye iftira atıyor. Bununla ilgili iğne yaptı diye bir rapor var mı? Şimdi desem ki siz bana iğne yaptınız bununla ilgili emniyette böyle bir rapor var mı? Dediklerinin hepsi safsata ve yalan. Muhabiriniz varsa gelir anlatırım ben toplumda saygın bir doktorum."
"BU KORKUNÇ BİR OLAY SONUNA KADAR TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ"
Cinsel istismara uğradığını iddia eden Z.Ş’nin avukatı olan İnsan hakları derneği (İHD) Genel Başkanı Eren Keskin, şunları söyledi:
"Rize Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde uzun zamandır doktoru olan C.E. tarafından 27 Aralık’ta cinsel saldırıya uğrayan bir mağdur bizlere ulaştı. Gerçekten yaşanan olay çok korkunç, üniversitede cerrahi bölümünde görevli olan doktor C.E., mağduru bir odaya alarak 'kas sistemini gevşeteceğim' söylemiyle cinsel saldırıda bulunmuştur. Mağdur kadın aynı gün savcılığa başvurmuştur, suç özellikle T:CK: 102/1 ve 102/3 b'de tanımlanan suçu oluşturmaktadır. Doktor kamu görevinin kendisine verdiği görevi de istismar ederek bir kadına cinsel saldırıda bulunmuştur hastasına ve bu olayın sonuna kadar takipçisi olacağız."
Yorumlar
Yorum Yapın
İlginizi Çekebilir
Muğla Datça Açıklarında 4,7 Büyüklüğünde Deprem Meydana Geldi
Akdeniz’deki 4,7 büyüklüğündeki deprem, Muğla’nın Datça ilçesine 224 kilometre uzaklıkta, 7 kilometre derinlikte kaydedildi.
EDİTÖR/ GÖKCAN ÖZKAN
Akdeniz’de saat 22.09’da 4,7 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından yapılan açıklamaya göre, deprem Muğla'nın Datça ilçesinin 224 kilometre güneyinde ve 7,03 kilometre derinlikte gerçekleşti. Sarsıntı, bölgedeki vatandaşlar tarafından hissedilirken, şu ana kadar can veya mal kaybı ile ilgili bir bilgi verilmedi.
Depremin etkilerini araştıran AFAD, gelişmeleri takip ettiklerini ve olası artçı sarsıntılara karşı halkı uyardı. Datça ve çevresindeki yerleşim yerlerinde güvenlik önlemleri alındığı bildirildi.
Ömer Çelik’ten Deniz Yücel’e Yanıt: “Baas Dili Kullananları Kendi Karanlık Dünyalarıyla Baş Başa Bırakıyoruz”
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP Sözcüsü Deniz Yücel’in AK Parti’ye yönelik eleştirilerine yanıt vererek, "Bu dil, 28 Şubat ve Yassıada zihniyetinden bile daha çirkin" dedi.
EDİTÖR/ GÖKCAN ÖZKAN
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP Sözcüsü Deniz Yücel’in AK Parti’yi hedef alan açıklamalarına sosyal medya hesabından yanıt verdi. Deniz Yücel’in, "AKP, küresel güçlerin asıl soytarısıdır; FETÖ ve PKK ile işbirliği yapan bir iktidardır" ifadelerine sert tepki gösteren Çelik, kullanılan dili eleştirerek "Baas zihniyetinin kalıntılarıyla mücadele etmek demokrasiye olan borcumuzdur" dedi.
Çelik, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“CHP Sözcüsü’nün kullandığı dil, tarihimizde Yassıada ve 28 Şubat zihniyetinin dilinden bile daha çirkindir. Cumhurbaşkanımıza yönelik ifadeleri ise çeşitli ülkelerdeki Baas Partisi sözcülerinin söylemleriyle birebir örtüşmektedir. Siyasi bilgi ve birikimden yoksun bir şekilde, milletimize hizmet eden politikalarımızı hedef alan bu sözleri reddediyoruz.”
Deniz Yücel’e, dış politika ve milli meselelerdeki tutumunu gözden geçirme çağrısında bulunan Çelik, şunları kaydetti:
“Mavi Vatan’a masal diyen, sınır ötesi harekatlara karşı çıkan, Türkiye’nin Azerbaycan ile dayanışmasını eleştiren CHP yöneticileri, milletimizin duruşuyla zıt hareket ediyor. Bu durum, CHP’ye gönül veren vatandaşlarımız için de üzücüdür.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın demokrasi mücadelesine vurgu yapan Çelik, "28 Şubat faşizmi ve Baas zihniyetine karşı mücadelemiz, milletimize olan borcumuzdur" dedi. Çelik, CHP’yi milletin hassasiyetlerine kulak vermeye davet etti.
Fatih Erbakan’dan Ekonomi Eleştirisi: “Bu Saatten Sonra Manda Yoğurtlu Tarif Verebilirler”
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, iktidarın ekonomi politikalarını eleştirerek, "Milletten koptular, verebilecekleri tek şey manda yoğurtlu tarif" dedi.
EDİTÖR/ GÖKCAN ÖZKAN
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, partisinin Mersin İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, iktidarın ekonomi politikalarını sert bir dille eleştirdi. Vatandaşların temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlandığını belirten Erbakan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın manda yoğurduyla ilgili önerisini hatırlatarak, iktidarın halkın sorunlarından uzaklaştığını söyledi.
Erbakan, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“17 bin lira asgari ücretle, hatta 20-30 bin lira maaşla dahi insanlar bu masrafları nasıl karşılayacak? Bu durum, iktidarın milletten koptuğunu gösteriyor. Milletin derdiyle dertlenmekten tamamen uzaklaştılar. Bu saatten sonra verebilecekleri hiçbir şey kalmadı. Millete ancak manda yoğurtlu, kestane ballı, Medine hurmalı tarif verebilirler. Başka verebilecekleri bir şey yok.”
Erbakan, mevcut ekonomi politikalarının halkın yaşam standartlarını giderek kötüleştirdiğini ve çözüm önerilerinin gerçeklikten uzak olduğunu dile getirdi. Kongrede partililerden gelen alkışlar eşliğinde konuşmasını sürdüren Erbakan, Yeniden Refah Partisi’nin halka gerçek çözümler sunacağını vurguladı.
Şanlıurfa’da 5 Günlük Eylem Yasağı
Şanlıurfa Valiliği, 23-27 Aralık tarihleri arasında kent genelinde yapılması planlanan tüm eylem ve etkinlikleri 5 gün süreyle yasakladı.
EDİTÖR/ GÖKCAN ÖZKAN
Şanlıurfa Valiliği, kentteki huzur ve güven ortamını koruma amacıyla, 23 Aralık 2024 saat 00.01’den 27 Aralık 2024 saat 23.59’a kadar tüm açık alan etkinliklerini yasakladığını duyurdu.
Valilikten yapılan açıklamada, yasak kararının 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu ile 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunu çerçevesinde alındığı belirtildi. Bu süre boyunca kentte planlanan basın açıklamaları, yürüyüşler, mitingler, oturma eylemleri, stant açma gibi etkinliklere izin verilmeyeceği vurgulandı. Ayrıca, eylem ve etkinlik amacıyla Şanlıurfa’ya gelmek isteyenlerin kent sınırlarına girişine de müsaade edilmeyecek.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Şanlıurfa’nın huzur ve güvenliğinin, kamu düzeninin ve vatandaşlarımızın dokunulmazlığının korunması amacıyla alınan bu karar doğrultusunda, Valilik ve Kaymakamlık makamlarının uygun göreceği özel etkinlikler dışında hiçbir açık alan faaliyetine izin verilmeyecektir. Yasak, il merkezi ve tüm ilçelerimizi kapsayacaktır.”
Yetkililer, yasağın kamu düzeninin korunmasına yönelik önleyici bir tedbir olduğunu ifade ederek, vatandaşların kurallara riayet etmelerini istedi.
Muğla Belediye Başkanı Aras: Büyük bir faciadan dönüldü
Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, ambulans helikopterin hastane binasına çarparak düşmesiyle ilgili yaptığı açıklamada, Pazar günü olması nedeniyle hastanenin boş olduğunu ve daha büyük bir facianın önlendiğini belirtti.
EDİTÖR/ GÖKCAN ÖZKAN
Muğla’da Sağlık Bakanlığı’na ait bir ambulans helikopterin Eğitim ve Araştırma Hastanesinin binasına çarparak düşmesiyle ilgili açıklama yapan Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, büyük bir facianın önlendiğini söyledi.
Antalya’ya gitmek için havalanan ambulans helikopter, yoğun sis nedeniyle bu sabah saat 10.07’de hastane binasına çarptı. Kazada Pilot Bayram Çiçek, Pilot Tamer Gönül, Dr. Cengiz Coşkun ve acil tıp teknisyeni Selçuk Soykan hayatını kaybetti.
Kazanın ardından hastaneye gelen Başkan Aras, ANKA Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Bugün Pazar olduğu için normalde çok kalabalık olan hastanemiz, sabah saatlerinde oldukça sakindi. Vatandaşlarımızın çevrede olmaması daha ağır sonuçları engelledi. Helikopterin çarptığı bölgenin toplantı salonu olduğunu öğrendik. Neyse ki içeride kimse yoktu.”
Başkan Aras, hava şartlarının kazaya neden olduğunu belirterek, “Helikopterin yoğun sis nedeniyle görüşün sıfır olduğu bir anda havalandığını görüyoruz. Böyle olayların bir daha yaşanmamasını diliyoruz. Milletimizin başı sağ olsun” ifadelerini kullandı.
Helikopterin bakımlarına ilişkin iddialar hakkında da konuşan Aras, “Bakımlarla ilgili herhangi bir sorun duymadım. Kaza kırım ekibi detaylı incelemeyi yapacaktır” dedi.
Adli ve idari soruşturmalar devam ederken kazanın kesin nedenlerinin tespit edilmesi bekleniyor.
TGC’den Halk TV ve KRT TV’ye Yapılan Saldırılara Kınama
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Halk TV ve KRT TV’ye yönelik saldırıları kınayarak saldırganların hak ettikleri cezayı almasını beklediklerini açıkladı. TGC, bu saldırıların basın özgürlüğüne ve halkın haber alma hakkına yönelik bir tehdit olduğunu vurguladı.
EDİTÖR/ GÖKCAN ÖZKAN
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Halk TV ve KRT TV’ye yönelik gerçekleşen saldırılara ilişkin yazılı bir açıklama yaparak saldırıları kınadı. Açıklamada, basına yönelik bu tür saldırıların halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkına ciddi bir tehdit oluşturduğu ifade edildi.
TGC açıklamasında, “Basın özgürlüğünün olmadığı bir toplumda demokrasiden söz etmek mümkün değildir. Halk TV binasına giren saldırgan, çalışanlara hakaret etmiş ve malzemelere zarar vermiştir. Saldırganın çok sayıda suç kaydı olduğu belirlenmiştir. KRT TV’de ise el bombası taşıdığını iddia eden bir kişi güvenliği aşarak yönetim katına ulaşmıştır. Her iki olayda da büyük bir tehlike atlatılmış, saldırganlar yakalanarak tutuklanmıştır” denildi.
Açıklamada ayrıca, gazetecilerin ve medya kuruluşlarının sürekli hedef gösterildiği bir ortamda toplumsal barışın sağlanamayacağına dikkat çekildi. TGC, saldırganların cezalandırılmasını talep ederken, Halk TV ve KRT TV çalışanlarına geçmiş olsun dileklerini iletti.
Şişhane’deki Protestoda Gözaltına Alınan 14 Kişiden 9’u Tutuklandı
Suriye’de yaşamını yitiren gazeteciler için Şişhane Meydanı’nda basın açıklaması yapmak isteyen çoğu gazeteci 14 kişiden 9’u tutuklandı. 5 kişi ise adli kontrolle serbest bırakıldı.
Şişhane Meydanı’nda, Suriye’de "SİHA saldırısı sonucu" hayatını kaybettiği belirtilen gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin için düzenlenmek istenen basın açıklamasına müdahale sırasında gözaltına alınan 14 kişiden 9’u tutuklandı. Basın açıklaması, DİSK Basın İş, Mezopotamya Kadın Gazeteciler (MKG) ve Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) tarafından organize edilmişti.
Tutuklanan isimler arasında gazeteciler Gülistan Dursun, Pınar Gayıp, Serpil Ünal, Hayri Tunç, Enes Sezgin ve Osman Akın yer aldı. Diğer tutuklanan kişiler ise Can Papila, Haci Ugis ve İmam Şenol oldu.
Adli kontrol şartıyla serbest bırakılanlar arasında gazeteciler Zeynep Kuray, Yadigar Aygün, Mahsum Sağlam, Yağmur Filiz ve Pelin Laçin bulunuyor.
Tutuklamalar, basın özgürlüğü ve ifade hakkına yönelik tartışmaları yeniden gündeme taşıdı. Gazeteci örgütleri, gözaltılar ve tutuklamalara tepki göstererek dayanışma çağrısında bulundu.
Hakan Fidan ve Ahmed eş-Şara, Kasyun Dağı’nda Şam’ı Seyrederek Çay İçti
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye’nin yeni lideri Ahmed eş-Şara ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından Kasyun Dağı’nda bir araya geldi. İkili, Şam manzarası eşliğinde çay keyfi yaptı.
EDİTÖR/ GÖKCAN ÖZKAN
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye’de yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şara ile kritik bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısından sonra ikili, Şam’ın simge noktalarından Kasyun Dağı’nda buluşarak Şam manzarası eşliğinde çay içti.
Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz, X hesabından yaptığı paylaşımda bu anlara dair bir fotoğraf yayınladı. Yılmaz, paylaşımına “Kasyun Dağı’ndan Şam’a doğru çay keyfi” ifadelerini ekledi.
Fidan ve Şara’nın görüşmesinde iki ülke ilişkilerinde yeni bir sayfanın açılmasına yönelik adımların ele alındığı öğrenildi. Manzaralı çay sohbeti, ikili diyaloğun samimi bir atmosferde geçtiğinin göstergesi olarak yorumlandı.
Muğla’da Ambulans Helikopter Kazası: 4 Kişi Memleketlerine Uğurlandı
Muğla’da yoğun sis nedeniyle Eğitim ve Araştırma Hastanesi binasına çarpan ambulans helikopterde yaşamını yitiren 4 sağlık çalışanının cenazeleri, düzenlenen törenlerin ardından memleketlerine gönderildi.
EDİTÖR/ GÖKCAN ÖZKAN
Muğla’da Sağlık Bakanlığı’na ait ambulans helikopterin, yoğun sis nedeniyle Eğitim ve Araştırma Hastanesi binasına çarpması sonucu meydana gelen kazada hayatını kaybeden 4 kişinin cenazeleri, Adli Tıp Kurumu’ndaki işlemlerin ardından memleketlerine uğurlandı.
Sabah saatlerinde Antalya’ya gitmek üzere havalanan helikopter, kısa süre sonra hastane binasına çarparak düştü. Kazada Pilot Bayram Çiçek, Pilot Tamer Gönül, hekim Dr. Cengiz Coşkun ve acil tıp teknisyeni Selçuk Soykan yaşamını yitirdi.
Olayın ardından Adli Tıp Kurumu’nda otopsi işlemleri tamamlanan sağlık çalışanlarının naaşları, düzenlenen törenlerle ailelerine teslim edildi. Pilot Bayram Çiçek ve Pilot Tamer Gönül için Aksaz Deniz Üs Komutanlığı tarafından askeri tören düzenlendi.
Törene Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, Vali Yardımcısı ve Menteşe Kaymakamı Mehmet Eriş, Başsavcı Oğuzhan Dönmez ve İl Sağlık Müdürü Ali Burak Mülayim katıldı.
Sağlık personeli Dr. Cengiz Coşkun ve acil tıp teknisyeni Selçuk Soykan’ın cenazeleri ise ailelerine teslim edilerek gözyaşları içinde uğurlandı.
Hayatını kaybedenlerden Pilot Bayram Çiçek’in cenazesi Mersin’e, Pilot Tamer Gönül, Dr. Cengiz Coşkun ve Selçuk Soykan’ın cenazeleri ise Antalya’ya gönderildi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan Şam’da Tarihi Ziyaret: "Suriye’nin Yeni Dönemi İçin Birlikte Çalışacağız"
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Şam’da Suriye’nin yeni lideri Ahmed eş-Şara ile kapsamlı bir görüşme gerçekleştirdi.
EDİTÖR/ GÖKCAN ÖZKAN
Görüşme sonrası düzenlenen ortak basın toplantısında, Fidan, Türkiye’nin Suriye’nin yeniden inşasına her alanda destek vermeye hazır olduğunu ifade ederken, Ahmed eş-Şara ekonomik yaptırımların kaldırılması çağrısında bulundu.
"Suriye Halkı İçin Tarihi Bir Fırsat"
Bakan Fidan, yaptığı konuşmada, "61 yıllık Baas rejiminin zulmünden kurtulan Suriye, artık özgür ve müreffeh bir geleceğe adım atabilir. Türkiye olarak Suriye’nin yeniden yapılandırılmasında, kapsayıcı bir yönetimin tesis edilmesinde ve terör unsurlarının temizlenmesinde iş birliği yapmaya kararlıyız" dedi.
DEAŞ ve PKK/YPG Vurgusu
Fidan, Suriye’deki terör tehdidinin tamamen sona erdirilmesi gerektiğine işaret ederek, "PKK/YPG’nin ve DEAŞ’ın Suriye topraklarından silinmesi için uluslararası toplumun da sorumluluk alması şart. Bugünkü görüşmemizde, bu konuda tam bir mutabakat sağladık" ifadelerini kullandı.
Şara: "Yaptırımlar Sona Ermeli"
Ahmed eş-Şara, uluslararası toplumu Suriye’ye uygulanan ekonomik yaptırımları kaldırmaya davet etti. "Eski rejim sebebiyle mağdur olan halkımız, bu yaptırımlar yüzünden daha fazla acı çekmemeli. Artık yeni bir döneme girdik ve bu süreçte ekonomik destek almak hayati önem taşıyor" dedi.
Türkiye’den Yeniden Yapılandırma Desteği
Fidan, TİKA, Kızılay ve AFAD gibi kurumların Suriye’nin yeniden yapılandırılmasında aktif rol oynayacağını belirterek, "Devlet kurumlarının yeniden güçlendirilmesi ve Suriyeli mültecilerin gönüllü geri dönüşlerinin sağlanması önceliklerimiz arasında" dedi.
İsrail’e Sert Mesaj
Fidan, İsrail’in Suriye topraklarındaki işgalci tavrını eleştirerek, "İsrail’in Suriye’nin toprak bütünlüğüne yönelik müdahalelerine kesinlikle müsamaha gösterilemez" açıklamasında bulundu.
"Silahlar Susturulmalı, Barış Tesis Edilmeli"
Suriye’de silahlı grupların tasfiyesi konusuna da değinen Ahmed eş-Şara, "Yeni dönemde hiçbir grup silah bulunduramayacak. Bütün silahlar Suriye Ordusu’nun kontrolünde olacak" diyerek kararlılık mesajı verdi.
"Trump’ın Yeni Dönemi Farklı Olabilir"
ABD Başkanı Donald Trump’ın göreve yeniden gelmesiyle, YPG/PKK meselesinde olumlu adımlar atılabileceğini ifade eden Fidan, "Trump’ın net ve çıkar odaklı yaklaşımı, bu sorunun çözümünde etkili olabilir" dedi.
"Azınlıklar Güvende"
Şara, Suriye’deki azınlıkların korunmasına yönelik özel hassasiyet gösterdiklerini belirterek, "Azınlıkların haklarını korumak ve provokasyonları engellemek önceliklerimiz arasında" dedi.
İlk Yorum yapan siz olun!