CHP Grup Başkanı ve Genel Başkan Adayı Özgür Özel, CHP Kahramanmaraş İl Başkanlığı'nda, "Cumhuriyet'in 100'üncü yılını bu kadar bilerek sönük kutlamaları ve gençlerin bu yüzyılla ilgili umutları üzerinden ortaya çıkacak bir enerjinin büyük bir dalgaya dönüşebileceğini görüyorum. Bu dalgayı yakalamak durumundayız. Eğer bu dalgayı yakalayıp partimizi üstüne çıkarırsak durum iyi. Yapamazsak bir büyük kırgınlık ve küskünlüğü yönetememekten hep birlikte endişe etmeliyiz. Kongreyi yaptık, şundan emin olun o kongre salonundan kendi adıma bir tek kırgınlık ve küskünlük çıkarmam. Kaybettik, partinin evladıyız, neferiyiz, hep beraber çalışırız. Kazanacağımız görünüyor ama çalışırız. Kimseyi kaybetmeyiz. Salona 46 il başkanı ile girerim, 81 il başkanıyla çıkarım" dedi.

CHP Grup Başkanı ve Genel Başkan Adayı Özgür Özel, CHP Kahramanmaraş İl Başkanlığı'nda, "Cumhuriyet'in 100'üncü yılını bu kadar bilerek sönük kutlamaları ve gençlerin bu yüzyılla ilgili umutları üzerinden ortaya çıkacak bir enerjinin büyük bir dalgaya dönüşebileceğini görüyorum. Bu dalgayı yakalamak durumundayız. Eğer bu dalgayı yakalayıp partimizi üstüne çıkarırsak durum iyi. Yapamazsak bir büyük kırgınlık ve küskünlüğü yönetememekten hep birlikte endişe etmeliyiz. Kongreyi yaptık, şundan emin olun o kongre salonundan kendi adıma bir tek kırgınlık ve küskünlük çıkarmam. Kaybettik, partinin evladıyız, neferiyiz, hep beraber çalışırız. Kazanacağımız görünüyor ama çalışırız. Kimseyi kaybetmeyiz. Salona 46 il başkanı ile girerim, 81 il başkanıyla çıkarım" dedi.
CHP Grup Başkanı ve Genel Başkan Adayı Özgür Özel, bu akşam CHP Kahramanmaraş İl Başkanlığı'nı ziyaret etti. Burada konuşan Özel, şunları söyledi:
"CHP; KİŞİLERİN İDDİA KOYABİLDİĞİ, 'BEN DAHA İYİ YÖNETİRİM' DİYEBİLMENİN MÜMKÜN OLABİLDİĞİ BİR PARTİ"
"CHP, genel başkanına rakip çıkabilen ve genel başkanı çoklu yarışta seçebilen Meclis'teki tek partidir. Elbette Adalet ve Kalkınma Partisi'nde zaten böyle bir şeyi imkansız görüyor hatta bir milletvekili şöyle demişti Meclis'te, 'Genel başkana rakip çıkan parti mi olur?' Oysaki çıkmayınca parti olunmuyor. O zaman işte krallık oluyor, padişahlık oluyor, emirlik oluyor, sultanlık oluyor. Kan bağıyla, soy bağıyla geçiyor yönetici olmak ama seçimle, demokrasiyle geçiyorsa oraya demokrasi diyorlar. Milliyetçi Hareket Partisi'nde kalkıştılar, içinden parti çıktı. İhraç ettiler hepsini. İYİ Parti'de henüz bir çoklu yarış olmadı. Halkların Demokratik Partisi şimdiki adı HEDEP'te eş genel başkanları belirlenmiş şekilde kurultay salonuna birlikte giriyorlar. CHP kişilerin iddia koyabildiği, ekiplerin, grupların iddia koyabildiği, 'Ben daha iyi yönetirim' diyebilmenin mümkün olabildiği bir parti. Bunun yapılması ayrıcalıklı bir durum. O zaman Türkiye'de parlamenter demokrasi ya da siyasal partilerin etkin olduğu bir rejimin, bir düzenin olduğunu savunamazsınız. Siyasi partinin lideri bir şekilde geliyor ve gitmiyorsa ya da gitmesi tartışılamıyorsa asla olmaz.
"BAŞARISIZLIĞIN BÜTÜN SUÇU GENEL BAŞKANA YÜKLENMEZ AMA GENEL BAŞKANIN SORUMLULUĞUNU DA ORTADAN KALDIRMAZ"
Cumhuriyet'in 100'üncü yılındayız. Bütün boş vermişliklerini unutturma çabalarına rağmen Cumhuriyet'in ve Cumhuriyet'i Cumhuriyet yapan değerlerin kıymetini biliyoruz ve bu süreçte partimizin yüzüncü yılını geçtik ama CHP'nin Cumhuriyet'in 100'üncü yılında yönetecek kadroların, yönetecek genel başkanın, yönetim şeklinin ve bundan sonraki siyaset yapış biçiminin tartışılıyor olması son derece kıymetlidir, önemlidir. Çünkü Cumhuriyet'in yüzüncü yılında bir seçime gittik. Hepimiz inandık ve inandırdık ki bu en önemli seçimdir. Cumhuriyet'in kurucu kadrolarına, kurucu değerlerine husumet duyanlar, hamaset gösterenlerin asla ve asla Cumhuriyet'in 100'üncü yılında yönetimde kalmasını kabul etmiyorduk. Bunun için çalıştık. Bunun sonunda, bunu başaramadıysak elbette oturup düşünmemiz lazım, tartışmamız lazım. Öz eleştiri yapmamız lazım ve bir daha bu durumun yaşanmaması için Cumhuriyet'in 100'üncü yılında cesur, kararlı, büyük bir adım atmak lazım. Bu adım, asla ve asla içinde vefasızlığı barındırmaz. Bu adım, bütün suçu genel başkana yüklemez ama genel başkanın sorumluluğunu da ortadan kaldırmaz. Bu adım, bütün suçu kadrolara yüklemez ama kadroların değişmesi gerektiğini, A'dan Z'ye değişmesi gerektiği gerçeğini kaldırmaz.
"SEÇİMDEN SONRA HİÇBİR ŞEY OLMAMIŞ GİBİ DAVRANMANIN PARTİYE DE GENEL BAŞKAN'A DA ZARAR VERECEĞİNİ BÜYÜK BİR SAMİMİYETLE ANLATTIM"
14 ve 28 Mayıs seçimlerinden sonraki süreçte burada topyekun bir öz eleştiri, bir kurultay süreci ve hiçbirimizin sorumluluk almamasını söylemiş, savunmuş birisiyim. Genel merkezimizdeki bir grup arkadaşımız ise Genel Başkan'ın mutlaka devam etmesi gerektiğini, kendilerinin de devam etmesi gerektiğini, toplumda bize bir kızgınlık ve küskünlük olmadığını, durumu abarttığımızı söylediler ilk günlerde. Ben onlara yas evini anlattım, yas evindeki ilk üç günlük suskunluğun, 7 güne kadarki sessizliğin, kırkı çıkana kadarki arkadan konuşmamanın sorumluluğu ortadan kaldırmadığını, eğer biz bizden bekleneni yapmazsak, başta gençler toplumda bir öfke yükseleceğini hiçbir şey olmamış gibi davranmanın partiye de Genel Başkan'a da yönetici kadrolara da zarar vereceğini büyük bir samimiyetle anlattım.
"SAĞDAN GELEN DANIŞMANDAN AKIL ALIP UYGULADIĞIMIZ DA OLDU AMA FAYDA GÖRDÜĞÜMÜZ OLMADI"
Soruluyor, 'Değişim olacak da eskilerle mi olacak?' Vallahi önceki dönemlerden arkadaşlarımızın önemli bir kısmı Genel Başkanımızın orada, bir kısmı da bizim burada ama arada bir fark var. O taraftaki arkadaşlar, 'Genel Başkan devam, biz devam diyorlar.' İsim isim biliyorsunuz, oradalar. Bizim bu taraftakiler, 'Değişim bizden başlayacak, bizim bir görev talebimiz yok' diyorlar. Bizim burada yeni yüzleri göreceğiniz ve mevcutların fedakarlık yapacağı bir süreç var. Elbette yeni yüzler, gençler veya dışarıdan CHP'li olan çok iyi dış politikacılar, milli savunma uzmanları elbette katacağız takıma. Bir elin parmaklarını biraz geçer. Genç arkadaşlar katacağız, gruptan katacağız, mevcut Parti Meclisi'nin gençlerinden tutacağız ama esas örgütümüz baktığında Parti Meclisi'nde ve yönetim kademelerinde kendisini görmesi lazım. Cumhuriyet Halk Partisi'nin bu kadar geniş bir coğrafyada, Parti Meclisi'nin bu kadar temsilsiz kalması kabul edilebilir bir mevzu değil. AK Parti'de olur, sağ partilerde olur. Onlarda padişah-ferman geleneği var. Yukarıda kararı veriyorlar, ferman'ı yazıyorlar, aşağı yolluyorlar. Sol partilerde olmaz. Bizde tartışma mahallede yapılır, kahvede yapılır, parti binasında yapılır, ilçede olgunlaşır, ile gelir şekillenir, Parti Meclisi'ne bildirilir ve siyaset, propaganda, karar böyle kurulur, söz böyle kurulur, böyle olursa biz başarılı olabiliyoruz. Aksini denedik. Sağdan gelen kadrolarla, sağdan gelen danışmanlarla, sağdan gelen adamların partinin en kritik yerlerine de koyduğumuz oldu, danışmandan akıl alıp uyguladığımız da oldu ama fayda gördüğümüz olmadı.
"'KAZANDIRACAK İTTİFAK' DEYİP TOPLAMDA YÜZDE 25 ALMANIN, KAYBETMENİN ÜZÜNTÜSÜNÜ ÖRGÜT UZUN SÜRE ÜZERİNDEN ATAMADI"
Muhalefetin toplamı, Ekmeleddin İhsanoğlu adaylığı: 48, iktidar: 52. Referandum, 'Hayır': 48, 'Evet': 52. Yerel seçimler, İl Genel Meclisi oyları, muhalefet: 48, iktidar: 52. 2018 baskın seçimi; Muharrem İnce aday, bütün muhalefet: 48, iktidar: 52. Bu seçimde muhalefet: 48, iktidar: 52. Bu denklemi değiştiremiyoruz ve her dört kişiden birinin oyunu alıyoruz. Olmasalar rejim değişir. Ama üçünün alamıyoruz. 'Başımızın üstünde bir cam tavan var, yüzde 25'i bu parti geçemez, ittifak kuralım.' Kuralım ama adil, mantıklı, doğru ittifaklar kuralım. Kuralım ama bir müsabakaya çıkacaksak öncesi tartıya çıkıp tartılalım. Kim kaç kilo basıyorsa kantarda ona göre paylaşalım. Bunu bir yıl önce söylediğimde,
'İttifakın iç hukukunu yazmamız lazım' diye, 'Yazılır yazılır o da yazılır' ama yazılmadı. Ve en son gün müzakereye dayalı bu paylaşım CHP canını sıktı, yüreklerini yaktı ve partimizin oyu yüzde 30'larda görünürken, 'Kazandıracak ittifak' deyip toplamda yüzde 25 almanın, kaybetmenin üzüntüsünü bu örgüt uzun süre üzerinden atamadı.
"SİYASET YERELDEN ÖRÜLECEK"
Bu tutum belgesinin içinde; sorunlar, parti ne durumda, Türkiye ne durumda, Türkiye'de ne yaparız ve tüzüğümüze neyi koyarsak daha demokratik bir tüzük olur o var. Ayrıca dünyayı doğru yerden okuyan saptamalar var. Ama burada en önemlisi işin merkezinde örgüt var. Çünkü sağ örgütlenmeler liderden, sol örgütlenmeler tabandan gücünü alır. Buradan beslenmeyen bir yapının yukarıda başarılı olma imkanı yok. Biz çoklukla, onlar teknikle kazanırlar. Onlar tek adamcı, biz çok adamcıyız. Ne kadar çoksak ne kadar çok kadın, ne kadar çok adam, ne kadar çok insan beraber sahadaysak ve fikir birliğimiz varsa, söylem birliğimiz varsa o şekilde kazanırız. Burada söylüyorum. Bundan sonra Gaziantep'te Urfa'da, Adıyaman'da, Kahramanmaraş'ta. Bir karar verilecekse örgüt verecek kardeşim. Milletvekili sıralamasına da örgüt karar verecek. Belediye Meclisi sıralamasına da örgüt karar verecek. Burada ittifak mı yapılacak? İlçeyse önce ilçe başkanı konuşacak, gelecek il başkanına. İl başkanı gelecek Ankara'ya. 'Şu ilçede bu olur, bu ilçede bu olur, burada tek girilirse olur, burada böyle yaparsak olur' diyecek. Siyaset yerelden örülecek. Ankara'dan belirlenip aşağı dayatılmayacak. Bundan sonra genel başkan bir daha delege sistemiyle seçilmeyecek. Bütün üyelerin önüne sandık konacak, karar verilecek, genel başkanı üyelerimiz belirleyecek.
"ŞAH DAMARINDA PARTİ VE ATATÜRK SEVGİSİ ATAN DELEGE NE YAPMASI GEREKİYORSA ONU YAPAR"
Şah damarında parti ve Atatürk sevgisi atan delege ne yapması gerekiyorsa onu yapar seçimde. Gidip kulağına üflediğini değil, kulağıyla duyduğunu yapar. Bir kurultaya gitmeden önce delege ne yapar? Berbere gider düğün evine gider gibi. Berber yandan tıraş yapıyor. Dedi mi, 'Abi bir değişim olmazsa işimiz zor.' Bizim delege berberde duyduğunu mu yapar? Kulağına üfleneni mi yapar? Bizim delege asansöre çıktı. Üst kattaki 20 yaşında bir kız, 'Ben bu sefer oy verdim ama bir daha vermeyeceğim. Yurt dışına gideceğim' diyorsa delege kulağına söyleneni mi yapar? O kızdan kulağının duyduğunu mu yapar? Bu partinin madden ve manen örgütlerini asla yalnız bırakma, zayıf bırakma hakkı yok. Bu parti madden ve manen örgütlerinin arkasında durması gerekiyor. Bundan sonraki süreç artık CHP'nin bir yeniden yapılanma sürecidir.
"KONGRE SALONUNA 46 İL BAŞKANI İLE GİRERİM, 81 İL BAŞKANIYLA ÇIKARIM"
Ben CHP'nin bir evladı olarak 'Fedakarlık' dedik, 'Sorumluluk sende' dediler, sorumluluk üstlendik. Bundan sonraki süreçte var gücümüzle çalışacağız, hep birlikte çalışacağız. Bu partiyi ayağa kaldırmak için, bu örgütü ayağa kaldırmak için var gücümüzle çalışacağız. Ben bu yolun 100'üncü yıl olması, beklenen seçimi kaybetmememiz, kazanmamız gereken bir seçimi, Cumhuriyet'in 100'üncü yılını bu kadar bilerek sönük kutlamaları ve gençlerin bu yüzyılla ilgili umutları üzerinden ortaya çıkacak bir enerjinin büyük bir dalgaya dönüşebileceğini görüyorum. Bu dalgayı yakalamak durumundayız. Eğer bu dalgayı yakalayıp partimizi üstüne çıkarırsak durum iyi. Yapamazsak bir büyük kırgınlık ve küskünlüğü yönetememekten hep birlikte endişe etmeliyiz. Kongreyi yaptık, şundan emin olun o kongre salonundan kendi adıma bir tek kırgınlık ve küskünlük çıkarmam. Kaybettik, partinin evladıyız, neferiyiz, hep beraber çalışırız. Kazanacağımız görünüyor ama çalışırız. Kimseyi kaybetmeyiz. Salona 46 il başkanı ile girerim, 81 il başkanıyla çıkarım."
Yorumlar
Yorum Yapın
İlginizi Çekebilir
Silivri’de Kayıp Vatandaş Sağ Olarak Bulundu

Silivri’nin Büyükkılıçlı Mahallesi’nde kaybolan bir vatandaş, İstanbul AFAD’ın koordinesinde yürütülen yoğun arama-kurtarma çalışmaları sonucunda sağ olarak bulundu.
AFAD Koordinesinde Ortak Çalışma
Kaybolma ihbarının ardından harekete geçen ekipler, İlçe Jandarma Komutanlığı, Silivri Belediyesi Arama ve Kurtarma (SAK) ekibi, sivil toplum kuruluşları (STK) ve gönüllülerin katılımıyla bölgede kapsamlı bir çalışma gerçekleştirdi. Koordineli arama çalışmaları sayesinde vatandaş kısa sürede sağ olarak bulundu.
Sağlık Kontrolleri İçin Hastaneye Sevk Edildi
Bulunan vatandaş, yapılan ilk müdahalenin ardından ambulansla hastaneye sevk edildi. Sağlık durumunun kontrol altında olduğu öğrenildi.
“Tüm kurumlara teşekkür ediyoruz”
Silivri Belediyesi’nden yapılan açıklamada, sürece katkı sağlayan tüm kurum, ekip ve gönüllülere teşekkür edilerek şu ifadelere yer verildi:
“Süreç boyunca özveriyle görev yapan tüm kurumlarımıza, ekiplerimize ve gönüllülerimize teşekkür ediyor; hemşehrimize geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.”
Esenyurt Adliye Sarayı İçin İlk Adım Atıldı

Esenyurt’ta uzun süredir beklenen Adliye Sarayı projesi için önemli bir gelişme yaşandı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile yapılan görüşmenin ardından sürecin resmen başladığı duyuruldu.
Yıl Sonuna Kadar Temel Atma Hazırlıkları Başlıyor
Görüşmeye Esenyurt Kaymakamı Fatih Çobanoğlu, AK Parti İlçe Başkanı Togay Çoban ve Esenyurt Belediye Başkan Vekili Can Aksoy katıldı. Yapılan istişareler sonucunda, yıl sonuna kadar Esenyurt Adliye Sarayı’nın temel atma hazırlıklarının başlayacağı açıklandı.
“Vatandaşlarımız Adalet Hizmetlerine Daha Kolay Ulaşacak”
AK Parti Esenyurt İlçe Başkanı Togay Çoban, ilçenin en büyük ihtiyaçlarından biri olan Adliye Sarayı’nın hayata geçirilmesiyle hem vatandaşların adalet hizmetlerine daha kolay erişebileceğini hem de Esenyurt’un kurumsal kimliğine değer katacağını vurguladı.
“Proje Bakanlığın Desteğiyle Hızla İlerleyecek”
Esenyurt Kaymakamı Fatih Çobanoğlu ise, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un desteğiyle projenin hızla ilerleyeceğini ifade ederek, yıl sonu itibarıyla çalışmaların somut şekilde başlayacağına dikkat çekti.
“İlçeye Büyük Katkı Sağlayacak”
Esenyurt Belediye Başkan Vekili Can Aksoy da, ilçenin böylesine önemli bir yatırıma kavuşmasının Esenyurt için büyük katkı sağlayacağını dile getirdi.
Modern ve Hızlı Hizmet Sunacak
Bakan Tunç’un onayıyla kısa süre içerisinde temeli atılacak olan Esenyurt Adliye Sarayı, ilçedeki adalet hizmetlerini tek çatı altında toplayarak vatandaşlara modern ve hızlı hizmet sunmayı hedefliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Teşekkür
Son olarak, böylesine önemli bir eserin Esenyurt’a kazandırılmasında gösterdiği güçlü irade ve destek için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a şükran ifade edildi.
AK Parti Esenyurt’ta “Türkiye Yüzyılı Buluşması” Düzenlendi

AK Parti Esenyurt İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen “Türkiye Yüzyılı Buluşması”, Esenyurt Recep Tayyip Erdoğan Eğitim Külliyesi’nde yoğun katılımla gerçekleştirildi. Programa, AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir, AK Parti Esenyurt İlçe Başkanı Togay Çoban, eski Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, AK Parti Kars Milletvekili Adem Çalkın, AK Parti İstanbul Milletvekili Seyithan İzsiz ve çok sayıda partili katıldı.
“Milletin iradesine karşı devlet dimdik duruyor”
Buluşmada konuşan AK Parti Esenyurt İlçe Başkanı Togay Çoban, Esenyurt’un kayyum tarafından yönetildiğini hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:
“Esenyurt ilçemiz şu an kayyum tarafından yönetilmektedir. Kayyum, devletin ta kendisidir! Milletimizin emaneti olan belediye, devletimizin güvencesi altındadır. Bu durum bir kez daha göstermiştir ki aziz milletin iradesini yok saymaya kalkan anlayışa karşı devletimiz dimdik durmaktadır.”
“Her kesime dokunuyoruz”
Çoban, Esenyurt’un demografik yapısına değinerek teşkilatın gücünü vurguladı:
-
İlçede yaklaşık 110 bin üyenin bulunduğunu söyledi.
-
Kongre sonrası 2 bin 746 yeni üyenin katıldığını açıkladı.
-
Üyelerin yarısının kadın, yarısının erkek olduğunu, ayrıca 7 binden fazla gencin AK Parti çatısı altında yer aldığını belirtti.
Çoban, “Bu tablo AK Parti’nin Esenyurt’ta her kesime dokunduğunun en güçlü ispatıdır. Dokunmadığımız tek bir yürek, girmediğimiz tek bir ev bırakmamaya kararlıyız. Ak noktamızda sürekli vatandaşlarımızla bir araya geliyor, doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine herkes ile yan yana oluyoruz.” dedi.
“Güçlü teşkilat kurduk”
Çoban, konuşmasında mahalle başkanları, yönetim kurulu üyeleri, meclis üyeleri, kadın ve gençlik kollarının fedakârlıklarını anarak teşekkür etti. İl Başkanı Abdullah Özdemir’in vizyonu ve liderliğinin İstanbul teşkilatına güç kattığını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür
Çoban, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a özel olarak teşekkür ederek şunları kaydetti:
“Onun güçlü liderliği, vizyonu ve milletimiz için gece gündüz demeden ortaya koyduğu gayret bizlere daima yol göstermektedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu irade sayesinde Türkiye, yalnızca kendi vatandaşlarının değil, aynı zamanda tüm mazlum coğrafyaların da umudu olmuştur.”
“Esenyurt Türkiye’dir”
Konuşmasını birlik ve beraberlik mesajıyla tamamlayan Çoban,
“Biz sadece bir siyasi hareket değiliz. Biz bu milletin umudu, geleceği, birliği ve kardeşliğiyiz. Esenyurt için, AK Parti için, Türkiye için hep birlikte haykırıyoruz: Bir olacağız! İri olacağız! Diri olacağız! Hep birlikte güçlü olacağız! Esenyurt Türkiye’dir, Türkiye Esenyurt’tur!” sözleriyle salondaki coşkuya ortak oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ABD’de Yoğun Diplomasi Trafiği

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 80. Genel Kurulu için gittiği Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) New York kentinde yoğun bir diplomasi trafiği yürüttü. Erdoğan, BM Genel Kurulu’na hitabının yanı sıra çok sayıda liderle görüşmeler gerçekleştirdi, uluslararası konferanslara katıldı ve önemli iş birliği mesajları verdi.
Türk Yatırım Konferansı: “100 milyar dolarlık ticaret hedefi sürüyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 22 Eylül’de Türkiye-ABD İş Konseyi tarafından düzenlenen Türk Yatırım Konferansı’na katıldı. Enerji ve savunma sanayi iş birliğini öncelikli alanlar olarak gördüklerini belirten Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ile 2019 yılında belirlenen 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefinin sürdüğünü vurguladı.
Filistin Konferansı: “1967 sınırları temelinde bağımsız Filistin”
BM’de düzenlenen Filistin Konulu Yüksek Düzeyli Uluslararası Konferansa katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin’i tanıyan ülkeleri tebrik ederek şu mesajı verdi:
“Türkiye olarak 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, coğrafi bütünlüğe sahip Filistin Devleti kurulana kadar mücadeleye devam edeceğiz.”
Yoğun Lider Diplomasisi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, New York temasları çerçevesinde birçok lider ve üst düzey temsilciyle görüştü:
-
AB Konseyi Başkanı Antonio Costa ile Avrupa Birliği ilişkilerini değerlendirdi.
-
Kanada Başbakanı Mark Carney ile enerji, savunma sanayi ve NATO müttefikliği üzerine görüştü; Kanada’nın Filistin’i tanımasından memnuniyetini dile getirdi.
-
Kuveyt Veliaht Prensi Sabah Halid el-Hamed es-Sabah ile ticaret ve ikili ilişkilerin geliştirilmesi üzerine görüş alışverişinde bulundu.
-
Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi ile Libya’da kalıcı istikrar ve güvenlik için Türkiye’nin desteğini vurguladı.
-
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile Türkevi’nde yaptığı görüşmede, yaptırımların kaldırılması ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması mesajını verdi.
-
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile ikili ilişkiler, AB süreci ve Filistin meselesini ele aldı. Macron’un Filistin’i tanıma kararını memnuniyetle karşıladı.
-
Vietnam Devlet Başkanı Luong Cuong ile Filistin konusunda ortak duruşu değerlendirdi.
BM Genel Kurulu’nda Dünya Liderlerine Mesajlar
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulu kürsüsünden yaptığı konuşmada ağırlıklı olarak Gazze’de yaşanan soykırıma dikkat çekti.
“Gazze’de iki taraftan söz edilemez. Bir yanda en modern silahlarla donatılmış düzenli ordu, diğer yanda masum siviller vardır. Gün bugündür. Gün, insanlık adına Filistinli mazlumların yanında dimdik durma günüdür.”
Erdoğan, ayrıca Suriye, Rusya-Ukrayna savaşı, KKTC’nin tanınması ve BM reformu gibi başlıklarda da önemli mesajlar verdi.
ABD’de Türk Toplumuyla Buluşma
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi tarafından düzenlenen akşam yemeğine katılarak ABD’de yaşayan Türk vatandaşlarıyla bir araya geldi.
Türk-Amerikan ilişkilerinin müttefiklik ve stratejik ortaklık temelinde ilerlediğini belirten Erdoğan, Başkan Trump’ın ikinci döneminde kurumlar arası diyaloğun hız kazandığını söyledi.
Trump ile Zirve Görüşmesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, temaslarının sonunda Washington’a geçerek ABD Başkanı Donald Trump ile Beyaz Saray’da görüştü.
İki liderin görüşmesi 2 saat 20 dakika sürdü. Erdoğan, F-16 ve F-35 projeleri, Halkbank davası ve Heybeliada Ruhban Okulu konularını gündeme getirdi.
Görüşme kapsamında, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ile ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, iki ülke arasında Stratejik Sivil Nükleer İşbirliği Mutabakat Zaptı’nı imzaladı.
BM İklim Zirvesi: 2035 için emisyon hedefi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM İklim Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin 2035 yılına kadar 466 milyon ton emisyon azaltımı sağlamayı hedeflediğini ve yenilenebilir enerji payının yüzde 60’ın üzerine çıktığını açıkladı.
Beylikdüzü’ndeki Özel Bakım Merkezi İçin Kapatma Kararı

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, İstanbul Beylikdüzü’nde faaliyet gösteren özel bir bakım merkezine yönelik basında yer alan iddialar üzerine açıklama yaptı. Bakanlık, iddiaların ardından kurum hakkında derhal inceleme başlatıldığını, sorumluların görevden alındığını ve merkezin kapatıldığını duyurdu.
İnceleme ve Soruşturma Başlatıldı
Bakanlıktan yapılan açıklamada, söz konusu özel bakım merkeziyle ilgili iddiaların tespit edilmesinin ardından il müdürlüğü tarafından acil denetim sürecinin başlatıldığı ifade edildi.
İhmali bulunan kişilerin iş akitlerinin feshedildiği ve haklarında Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğu belirtildi.
Engelli Bireyler Başka Merkezlere Yerleştiriliyor
Bakanlık açıklamasında, merkezin kapatma kararı alındığı ve burada hizmet alan engelli bireylerin güvenli şekilde başka merkezlere yerleştirilme sürecinin başlatıldığı vurgulandı.
“Süreci Titizlikle Takip Ediyoruz”
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, ihmali bulunanların en ağır cezayı alması için sürecin bizzat takip edildiğini açıkladı:
“İhmali bulunanların en ağır cezayı alması için bizzat suç duyurusunda bulunduğumuz ve müdahil olduğumuz dava sürecini titizlikle takip edeceğiz.”
Bakanlık, kamuoyuna saygıyla duyuruda bulunarak gelişmelerin yakından izleneceğini belirtti.
Saral’dan mahkeme görüntülerine tepki: “Bu kalıpsıza bu şovları kim yaptırıyor?”

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı davalarda çekilen görüntülere tepki gösterdi. Saral, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda İmamoğlu için “bu kalıpsız” ifadesini kullanarak mahkeme salonuna görüntü cihazlarının sokulmasına sert sözlerle karşı çıktı.
“Davalar basına kapalı yapılır”
Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı davalarda mahkeme salonundan paylaşılan görüntüler sosyal medyada gündem olurken, Oktay Saral bu duruma tepki gösterdi. Saral, davaların basına kapalı olarak yapılması gerektiğini hatırlatarak, telefon ve kamera gibi cihazların duruşma salonuna sokulmasının yasak olduğunu vurguladı.
Saral, paylaşımında şu ifadeleri kullandı:
“Bu kalıpsıza bu şovları kim yaptırıyor? Davalar basına kapalı olarak yapılır. Telefon ya da video kamera gibi cihazların duruşma salonuna sokulması yasaktır. Hal böyle iken bu çekimlerin yapılmasına göz yuman mahkeme heyeti acilen açığa alınmalıdır. HSK’yı göreve davet ediyorum.”
HSK’ya çağrı
Saral’ın bu paylaşımında Hakimler ve Savcılar Kurulu’nu (HSK) göreve davet etmesi dikkat çekti. İmamoğlu’nun duruşmalarında çekilen görüntülerin sosyal medyada geniş yankı uyandırması ve binlerce yorum almasının ardından yapılan bu çıkış, siyasette yeni bir tartışmayı da beraberinde getirdi.
Gürsel Tekin’den CHP’den İhraç Kararına Sert Tepki: “Bizi Değil, Vicdanlarını İhraç Ettiler”

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) eski İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, partiden ihraç edilmesine sert tepki gösterdi. Tekin, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Bu kararın bizim onurumuzu zedelemesi mümkün değildir. Bizi değil, kendi vicdanlarını ihraç ettiler” ifadelerini kullandı.
“Bu karar CHP tarihine gölge düşüremez”
Gürsel Tekin, açıklamasında partideki geçmişine vurgu yaparak şunları söyledi:
“Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir neferi olarak ömrümü verdiğim partidem, suça bulaşmış kişilerin, partinin değil kendi şahsi çıkarlarının temsilciliğini yapanların aldığı bir kararla ihraç edildik. Bu kararın bizim onurumuzu zedelemesi mümkün değildir.
Biz bu partinin emektarlarıyız. Bu partiye yıllarımızı, alın terimizi, mücadelemizi verdik. Bizimle aynı yolda yürüyen binlerce yol arkadaşımızın emeğini yok sayarak kendi düzenlerini sürdürmeye çalışanların vereceği hiçbir karar CHP tarihine gölge düşüremez.”
“CHP, şaibelerden arındığında daha da büyüyecek”
Tekin, ihraç kararını partinin geleceği açısından da değerlendirdi:
“Bugün bizi ihraç edenler bilsinler ki aslında ihraç ettikleri biz değiliz; ihraç ettikleri kendi vicdanlarıdır, partinin onurlu geçmişidir. Bizim varlığımızı yok edemezsiniz. Çünkü biz CHP’nin vicdanıyız, kökleriyiz, hafızasıyız.
Sizler bu partiden gittiğinizde, bu partiyi şaibelerden, kişisel hırslardan arındırdığınızda Cumhuriyet Halk Partisi daha da büyüyecek. Çünkü CHP, birkaç kişinin koltuğunu korumak için tasfiye ettiği insanların değil, Mustafa Kemal’in izinden giden milyonların partisidir.”
“Mücadelemiz sürecek”
Partiden ihraç edilmesinin kendisini susturamayacağını vurgulayan Gürsel Tekin, şu ifadelerle açıklamasını noktaladı:
“Bizler, partimizi namussuzlardan, şaibelerden ve kirli düzenlerden temizlemek için mücadelemize devam edeceğiz. İhraç kararlarıyla bizi susturamazsınız. Tarih, bugün alınan bu haksız kararları değil, bu kararların karşısında dimdik duran bizleri yazacaktır.”
İzmir’de “Twerk” Rezaletine 2 Gözaltı!

İzmir’de “Twerk” Rezaletine 2 Gözaltı
İzmir’de bir eğlence mekanında çekilen ve sosyal medyada büyük tepki toplayan görüntüler sonrası soruşturma başlatıldı. Görüntülerde tesettürlü bir kadının, erkek dansçılarla birlikte twerk yaptığı anlar yer alıyordu.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla harekete geçen polis ekipleri, kimlikleri tespit edilen 2 kişiyi gözaltına aldı. Olayla ilgili incelemeler sürerken, gözaltındaki şüphelilerin emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edileceği öğrenildi.
Sosyal medyada kısa sürede yayılan görüntüler, toplumun farklı kesimlerinden yoğun tepki aldı.
Ava Gitme” Dedi, Katliam Yaşandı: Annesini Av Tüfeğiyle Öldürdü!

“Ava Gitme” Dedi, Katliam Yaşandı: Annesini Av Tüfeğiyle Öldürdü
Muğla’nın Köyceğiz ilçesinde aile içi tartışma kanlı bitti. Edinilen bilgilere göre 22 yaşındaki S.S., ava gitmesine karşı çıkan annesiyle tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesi üzerine öfkelenen genç, evde bulunan av tüfeğini alarak annesini başından vurdu.
Ağır yaralanan anne olay yerinde hayatını kaybederken, mahallede büyük üzüntü yaşandı. İhbar üzerine olay yerine sağlık ve jandarma ekipleri sevk edildi. Sağlık ekiplerinin yaptığı incelemede kadının yaşamını yitirdiği belirlendi.
Olay sonrası S.S. jandarma ekipleri tarafından gözaltına alınırken, cenaze otopsi için Muğla Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Bursa’da Metroda Can Pazarı: Yaşlı Adam Raylara Düştü, Mucizevi Şekilde Kurtuldu!

Bursa’da Metroda Can Pazarı: Yaşlı Adam Raylara Düştü, Mucizevi Şekilde Kurtuldu
Bursa’da metro istasyonunda yaşanan olay, yürekleri ağza getirdi. İddiaya göre, peronda metro bekleyen iki öğrenci şakalaştıkları sırada 60 yaşındaki Abdulkadir Kavaklıgil’e çarptı. Çarpmanın etkisiyle dengesini kaybeden Kavaklıgil, raylara düştü.
O sırada istasyona yaklaşan metro makinisti, durumu fark ederek anında fren yaptı. Tren, raylara düşen Kavaklıgil’e çarpmadan durmayı başardı. Olay yerine gelen sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından yaralı adam hastaneye kaldırıldı.
Abdulkadir Kavaklıgil’in sağlık durumunun iyi olduğu öğrenilirken, olayla ilgili inceleme başlatıldı.
İlk Yorum yapan siz olun!