CHP Genel Başkanı Özgür Özel, dokuz şehit verilmesi nedeniyle olağanüstü toplanan MYK’nın ardından açıklama yaptı. “Elbette evlatlarımızın kanı yerde kalmaz, evlatlarımızın kanı yerde kalmayacak diyorsunuz; evlatlarımızın kanının üzerine silah arkadaşlarının kanı dökülüyor” diyen Özel, “Bugün susarak, ezberleri tekrarlayarak; hiçbir şey değişmeyecekmiş gibi kabullenerek, bugün sessizlikle birilerinin suçunu örterek durulacak gün değildir. Artık bu düzen değişecek. Kararlıyız. Askerlerimiz için, vatanımız için, birliğimiz bütünlüğümüz için bundan sonra sorumlular sorumluluklarını yerine getirene kadar; kasta varan kusurları ortadan kalkana kadar, kendi siyasi çıkarları için iç politikayı, dış politikayı, milli güvenlik politikalarını alet etmeyi bırakana kadar; bu ülkenin bir gerçek Cumhuriyet, gerçek demokrasi olduğunu idrak edene kadar ana muhalefet partisinin görevinin de peşlerinden yürümek değil, doğru yolu göstermek olduğunu onlar anlayana kadar doğruları söylemeye, bildiğimizi söylemeye devam edeceğiz” diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, dokuz şehit verilmesi nedeniyle olağanüstü toplanan MYK’nın ardından açıklama yaptı. “Elbette evlatlarımızın kanı yerde kalmaz, evlatlarımızın kanı yerde kalmayacak diyorsunuz; evlatlarımızın kanının üzerine silah arkadaşlarının kanı dökülüyor” diyen Özel, “Bugün susarak, ezberleri tekrarlayarak; hiçbir şey değişmeyecekmiş gibi kabullenerek, bugün sessizlikle birilerinin suçunu örterek durulacak gün değildir. Artık bu düzen değişecek. Kararlıyız. Askerlerimiz için, vatanımız için, birliğimiz bütünlüğümüz için bundan sonra sorumlular sorumluluklarını yerine getirene kadar; kasta varan kusurları ortadan kalkana kadar, kendi siyasi çıkarları için iç politikayı, dış politikayı, milli güvenlik politikalarını alet etmeyi bırakana kadar; bu ülkenin bir gerçek Cumhuriyet, gerçek demokrasi olduğunu idrak edene kadar ana muhalefet partisinin görevinin de peşlerinden yürümek değil, doğru yolu göstermek olduğunu onlar anlayana kadar doğruları söylemeye, bildiğimizi söylemeye devam edeceğiz” diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Pençe-Kilit Harekât Bölgesi’nde dokuz şehit verilmesinin ardından bugün olağanüstü olarak toplanan MYK toplantısının ardından CHP Genel Merkezi’nde açıklama yaptı.
Özel şunları söyledi:
“Dün, Pençe-Kilit Operasyon bölgesinden gelen ve tüm ülkemizi, tüm milletimizi tarifsiz bir acıya boğan haberlerle sarsıldık ve kahrolduk. Üs bölgesine, terör örgütü PKK tarafından gerçekleştirilen sızma girişiminde dokuz askerimizi, dokuz vatan evladımızı kaybettik. Üsteğmenimiz Gökhan Delen, Uzman Çavuşlarımız Serkan Sayın, Hakan Gün, Ahmet Köroğlu; Sözleşmeli erlerimiz Müslüm Özdemir, Kemal Batur, Emrullah Gülmez, Murat Atar, Muhammed Tunahan Evcin şehit oldular. Şehitlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet, yaralı askerlerimize acil şifalar; milletimize, ailesine, ailelerine başsağlığı diliyoruz. Son bir ayda 25 askerimiz şehit düştü. 25 eve, haneye ateş düştü. 25 annenin, babanın, kardeşin yüreklerine ateş düştü. Her gelen şehit haberinden sonra lanetledik. Her gelen şehit haberinden sonra kınadık. Her gelen şehit haberinden sonra Allah’tan rahmet diledik.
SON BİR AYDA ŞEHİT OLAN 25 ASKERİMİZDEN 23’Ü PENÇE-KİLİT OPERASYON BÖLGESİ’NDEN: İktidar partisi uyarıları dinlemek, önlem almak yerine sanki alışılmış bu haberlerde, ezberlerini tekrar etmeye devam ettiler. Son bir ayda şehit olan 25 askerimizden 23’ü Pençe-Kilit Operasyon Bölgesi’nden. Kasım, Aralık ve Ocak aylarında aynı üs bölgesine; rakımı, koordinatları bilinen; Twitter’de gezen, benim tekrar etmeyeceğim, aynı üs bölgesine üç saldırı oldu ve toplam 19 şehidimiz var, o üs bölgesinden.
Şimdi hatırlamak ve hatırlatmak gerekiyor. Daha 20 gün önceydi, 23-24 Aralık’ta; Pençe-Kilit Bölgesi’nde bir gün arayla toplam 12 şehit verdik. Biz CHP olarak o tarihlerde; derhal Meclis’in bilgilendirilmesini, Milli Yas ilan edilmesini istedik. Bölgedeki askerlerimizin can güvenliğinin sağlanması için gereken her türlü adımın atılmasını talep ettik. Sorumluluk makamlarında oturanlara sorumluluklarını hatırlattık. Bölgedeki endişelerimiz ile ilgili iktidara sorular yönelttik. 26 Aralık’taki Grup Toplantımızda, artık yeter dedik. Artık yeter, şehitler gelmesin; artık yeter, ne yapılacaksa yapılsın; kimin üzerine ne sorumluluk düşüyorsa düşsün; artık yeter, bu işe bir çare bulunsun dedik.
BU SORULARA 18 GÜNDÜR TEK BİR YANIT ALAMADIK: Ve şu soruları sorduk: Dedik ki 20 aydır süren Pençe-Kilit Harekatı’nın siyasi ve askeri hedefleri nedir, bu hedeflere ulaşılma durumu nedir? Harekatın başarısı ne durumdadır? Dedik ki, bölgedeki teröristlerin faaliyetlerine ilişkin istihbarat temininde bir zafiyet var mıdır? Yine sorduk, teröristlerin saldırıları üs bölgelerinin mevsimsel koşullara karşı yeterli korumaya, gerekli tahkimata sahip olmaması sebebiyle mi önlenemiyor? İnsansız Hava Araçlarının, mevsimsel koşullar nedeniyle uçamadığı durumlarda, gözetleme faaliyetlerindeki eksiklikleri giderecek ilave tedbirler alınıyor mu, diye sorduk. Üs bölgelerindeki termal kamera ve benzeri gözetleme sistemleri nicelik ve nitelik olarak yeterli mi? Yetersizse bu eksiklikler hızla giderilmiyor diye sorduk. Ve özellikle altın saat olarak tabir edilen süre içinde, sağlık desteği, tıbbi müdahale için imkân ve kabiliyetler yeterli mi; askeri sağlık sisteminin ilga edilmesinin askeri hastanelerin kapatılmasının bu zafiyetteki payı nedir, diye sorduk. Daha önce her timde bulunan askeri doktorlar yerine, şimdi o doktorların bulunmaması, ihtiyaç olduğu zaman sivil doktor görevlendirilmesi nasıl zafiyetler yaratıyor özellikle sorduk. Bu sorulara 18 gündür tek bir yanıt alamadık.
BİZ GARA’DA DA İMZA ATMADIK, SİZ DE ATMAMIŞTINIZ, NE DEĞİŞTİ: Biz o günlerde sorumluları meşrulaştırma çabalarına alet olmadık. Onları meşrulaştırmak, sorumluluklarından kaçmak, bu soruları yanıtlamamak için onların peşine düşmedik. Onlarla aynı metne imza atmadık. Aynı A4’ün altında sorumlularla buluşup, onların sorumluluğunu hafifletme oyununa gelmedik. O gece biz, kendi bildirimizi kaleme aldık ve yayınladık. Neden imza atmıyorsun diyenlere; biz Gara’da da imza atmadık, siz de atmamıştınız, ne değişti de şimdi imza atıyorsunuz diye de sorduk. Şimdi de soruyoruz. O gün imza attınız, kendi bildirisini imzalayan ve kendi bildirisinde çok daha net ve sert bir şekilde; terörü lanetleyen, ortak bildiri kınamakla yetinirken lanetleyen CHP’ye sanki terör örgütünü koruyormuşçasına muamele yapacak kadar hadsizleştiniz, utanmazca davrandınız ve provoke ettiğiniz birtakım yandaşlarınızı, sosyal medyada hatta kutsal ibadethanemizde, üzerimize saldınız.
EVLATLARIMIZIN KANI YERDE KALMAYACAK DİYORSUNUZ; EVLATLARIMIZIN KANININ ÜZERİNE SİLAH ARKADAŞLARININ KANI DÖKÜLÜYOR: Peki şimdi ne oldu? O gün atılan imzalar, dün akşamki şehitlere mani oldu mu? O gün cevapsız bırakılan sorular, cevaplansaydı bu bahsettiğimiz eksiklikler giderilseydi; birbirinin tıpa tıp aynısı, dün akşamki hain saldırı dokuz evladımızı daha alabilir miydi? O gün üst üste iki kez altı şehit verip de arkadaş ne oluyor, bunun bir sonu gelmeyecek mi diyenlere vatan haini muamelesi yapmak kolay. Hadi, hadi attığınız imzalar durdursaydı şehitleri… O yüzden bu soruları sormaya, sorumluların arkasına dizilmemeye, itiraz etmeye, hak aramaya devam edeceğiz. Elbette evlatlarımızın kanı yerde kalmaz, evlatlarımızın kanı yerde kalmayacak diyorsunuz; evlatlarımızın kanının üzerine silah arkadaşlarının kanı dökülüyor.
EVLATLARIMIZIN KANI YERDE KALMASIN DEMEK YERİNE ARTIK EVLATLARIMIZIN KANI YERDE KALMASIN DİYORUZ: Biz evlatlarımızın kanı yerde kalmasın demek yerine artık evlatlarımızın kanı dökülmesin diyoruz. Bunun için de tedbir alın diyoruz, akılcı olun diyoruz. O üs bölgesinde kalınacaksa, güvenlik tedbirleri tam alınacak. Alınamayacaksa, o evlatlar orada feda edilmeyecek diyoruz. Sadece sırça köşklerinden oturup, konforlu kaloriferli evlerinden 25 derece sıcaklıktan tweet atmakla, önüne gelen terörist demekle olmuyor. Eksi 14 derecede can veriyor o çocuklar. Ve onların briket evlerdeki annelerinin, babalarının yüreğine ateş düşüyor. Sadece senin attığın tweet düşüyor, başka bir şey düşmüyor ortaya.
SUÇÜSTÜ YAKALANAN İKTİDARIN YALAN TELAŞINI…: Kahramanmaraşlı şehidimiz Müslüm Özdemir’in ailesinin durumu… Ve birkaç yönden suçüstü yakalanmış iktidarın yalan telaşını, bir kez daha herkese göstermeyi bir borç biliyorum. (Fotoğrafı göstererek) Müslüm Özdemir’in ailesi… Bu çadır. Bir sene sonra herkese evini vereceğim diye oyunu alan Recep Tayyip Erdoğan’ın yalanı, kandırdıklarının içinde bulunduğu durum; milyonlarca kişi var böyle. Şehit ailesinin yüreğine ateş, çadırda düşüyor. Geliyorlar, çadırı bayraklıyorlar. Sosyal medyada bu haberler çıkınca, vali beye yalanlatıyorlar. Konteyner verildi, falan… Sonra Mehmet Özhaseki, bugün kendi valisi yalanlıyor. Ne diyor? Konteyner vermiştik, ısınma gerekçesiyle çadıra geçmişler, konteyneri de depo olarak kullanıyorlar diyor. Ev yok, konteyner var; konteyner buz gibi, mecburen çadırın içini ısıtarak, çadıra geçen bir şehit ailesi. On binlerce, yüz binlerce ailenin durumu ortada… Ama şehit ailesinin içinde olduğu durum ortaya çıkınca briket evlere astıkları bayraklar, o camsız evlerden utanmayanlar; çadıra bayrak asmaktan utanmışlar, hemen diyorlar ki dezenformasyondur. Oysa herkes gerçeği biliyor. En niyetinde kendi bakanları Mehmet Özhaseki de durumu açıklıkla ifade eden paylaşımını yapmış.
GÜVENLİK TOPLANTISI SARAYLARDA, ACILAR ÇADIRLARDA: Kaymakam gidiyor, acı haberi çadırda veriyor. Ama güvenlik toplantısı sarayda yapılıyor. Güvenlik toplantısı saraylarda, sırça köşklerde yapılırken; acılar çadırlarda sıvasız evlerde, camsız evlerde, cam yerine naylon çekilmiş pencereli, soğuk evlerde çekiliyor.
ARTIK SUSMAYACAĞIZ: İktidar, artık sorumluluğunu gizlemeyecek. Artık susmayacağız. Artık yeter. Bu millet susmayacak, biz susmayacağız. Şehidin acısının üzerine konuşmayalım diye diye; yeni şehitler geliyor. Biz konuşmuyoruz, yeni şehitler geliyor. Bu oyuna artık, bu millet gelmeyecek. Herkes sorumluluğunu bilecek. Bugün gelen bütün şehitlerin sorumlusu Pençe-Kilit Operasyonunu planlayanların; bu planı niye yaptıklarını, hedeflerini, sürelerini, sonuçlarını, önlemlerini netleştirmemiş olmamasından, evlatlarımızı sürekli bu sorumsuzluğa ortak etmesinden kaynaklanmaktadır.
SESSİZ KALMAK MİLLİYETÇİLİK FALAN DEĞİLDİR: Bunlara sessiz kalmak, milliyetçilik falan değildir. Bunlara sessiz kalmamak milliyetçiliktir. Milliyetçilik askerin, milliyetçilik Mehmetçiğin; hakkını, hukukunu korumak hepimiz adına yaptıkları görevde en yüksek güvenliğin onlar için sağlanmasını talep etmektir. Bu ülkeyi bu acılara sürüklemek, sonra da sorumluların arkasına geçmek, milliyetçilik değildir.
Bugün 7 saat süren MYK toplantımızdan sonra; konuyu tüm yönleri ile değerlendirdik ve MYK bildirimizi paylaştık. Bizim bildirimiz ortada, altındaki imza CHP’ye, onun kurumsal kimliğine aittir, hepimize aittir. Öyle sorumluluk sahiplerinin imzalarının sağında, solunda; onlarla aynı A4 kağıdında buluşmayacağız. Ancak bildirimizle ortaklaşan tüm vatandaşlarımızla; aynı duydu durumunda buluşuyoruz. Artık yeter diyoruz. Artık yeter, artık yeter.
Mitingi, yaptığımız MYK toplantımızda; yarın saat 13.00’te yapılması planlanan mitingimizi; şehit cenazeleri ile aynı saate gelmesi, her ne kadar ilan etmeseler de, her ne kadar Suudi Kralın 90 yaşındaki ölümünde üç günlük yas ilan etseler de yarın milletimizle birlikte yasta olacağımız ve cenaze törenlerinde olacağımız bir günde, miting yapmayı doğru bulmadık. Miting kararı CHP’ye aitti. Ancak davetimize olumlu yanıt veren siyasi parti liderlerini, yarın katılacağını söyleyen siyasi parti liderlerini bizzat aradım. Katılım göstereceğini söyleyen siyasi partilere, arkadaşlarımız ayrı ayrı ulaştılar. Bu konudaki düşüncelerimizi aktardık, kendilerinin uygun görüşlerini alarak mitingimizi iptal ettik. Yarın şehitlerimizin yasını tutacağız.
MİLLİ GÜVENLİK POLİTİKALARI DANIŞMA KURULUMU VE DIŞ POLİTİKA DANIŞMA KURULU TOPLANACAK: Yarın 14.00’te, Milli Güvenlik Politikaları Danışma Kurulumuzu toplantıya çağırdım. Bu kurulumuz; ilgili MYK üyelerimiz, emekli askerler, güvenlik uzmanları ilgili iki komisyonumuzun sözcülerinden oluşan, toplam 11 kişiden oluşuyor. Komisyonumuzda altısı güvenlik uzmanı olan emekli askerler, beş tane de CHP’nin benim de içinde bulunduğum yetkilileri var. Milli Güvenlik Politikaları Danışma Kurulu toplantımızda bu durumu enine boyuna araştıracağız, bu konuyu enine boyuna tartışacağız. Bundan sonra da yeni oluşturduğumuz ilk toplantısını önümüzdeki günlerde yapmayı planladığımız bu kurulu, yarın öncelikle bu gündemle toplantıya çağırıyoruz. Bundan sonra da düzenli olarak gerekli çalışmaları yapıp, gerekli uyarıları en solut şekilde aktarmaya devam edeceğiz.
Ayrıca biraz önce sayın Genelkurmay Başkanımıza taziye amacıyla, CHP adına; telefonda görüşmek üzere kendisini aradım. Kendisinin bölgede olduğunu, operasyonların sürdüğünü, en kısa zamanda döneceklerini ifade ettiler. Bu vesile ile buradan, Sayın Genelkurmay Başkanının şahsında TSK’ya, kahraman ordumuza ve her mensubuna başsağlığı dileklerimizi iletiyorum.
Yarın 14.00’teki toplantımızın ardından saat 17.30’da Dış Politika Danışma Kurulumuzu da toplantıya çağırdım. Daha önceki dönemlerde hem dışişleri bürokrasisinde önemli görevler yapmış büyükelçilerimizin, hem de Dışişleri Bakanlarımızın bulunduğu bu komite ile de Adalet ve Kalkınma Partisi’nin şahsi, bir kişinin kararlarıyla yürütülen, özensiz, geleneksel dış politika anlayışımızı terk eden ve Hariciye birikimimizi reddeden bu anlayışın bizi dış politikada getirdiği durum ve milli güvenlik anlayışı açısından yarattığı tehditleri değerlendireceğimiz toplantımızı da yarın saat 17.30’da gerçekleştireceğiz.
NATO’NUN, ANA GÖREV VE FONKSİYONU; BİR ÜYESİNE YÖNELEN GÜVENLİK TEHDİDİNİ ORTADAN KALDIRMAKTIR: Öte yandan NATO’nun, ana görev ve fonksiyonu; bir üyesine yönelen güvenlik tehdidini ortadan kaldırmaktır. Buradan tüm müttefiklerimizi Türkiye’ye yönelen güvenlik tehdidine ilişkin olarak ne yaptıkları konusunda yakından takip ettiğimizin de bilinmesini isterim. Tüm müttefiklerimiz Türkiye’deki terör örgütleri ile ilgili nasıl davranıyorlar, hangi ilişkiler içindeler ve Türkiye’deki terör örgütlerinin faaliyeti bizim canımızı yakıyor. Bize yönelen bu güvenlik tehdidi tüm NATO’ya, NATO’nun en büyük üyesi, en kalabalık ordusuna sahip Amerika’dan tutun, en yeni üyesine kadar herkesi bağlıyor. Bu konuyu dikkatle takip ettiğimizi, tüm müttefiklerimiz açısından not ettiğimizin bilinmesini isterim. Bu ifadelerimizin yarın öğlen saatlerine kadar ilgili kriptolarla, ilgili mercilere aktarılacağı konusunda Türkiye’de görev yapan müttefiklerimizin temsilcilerinin gecikmeyeceklerini ümit ediyorum.
BU DÜZEN DEĞİŞECEK, KARARLIYIZ: Tüm vatandaşlarımıza seslenmek isterim: Bugün susarak, bugün ezberleri tekrarlayarak; hiçbir şey değişmeyecekmiş gibi kabullenerek, bugün sessizlikle birilerinin suçunu örterek durulacak gün değildir. Artık bu düzen değişecek. Kararlıyız. Askerlerimiz için, vatanımız için, birliğimiz bütünlüğümüz için bundan sonra sorumlular sorumluluklarını yerine getirene kadar; kasta varan kusurları ortadan kalkana kadar, kendi siyasi çıkarları için iç politikayı, dış politikayı, milli güvenlik politikalarını alet etmeyi bırakana kadar; bu ülkenin bir gerçek Cumhuriyet, gerçek demokrasi olduğunu idrak edene kadar ana muhalefet partisinin görevinin de peşlerinden yürümek değil, doğru yolu göstermek olduğunu onlar anlayana kadar doğruları söylemeye, bildiğimizi söylemeye devam edeceğiz. Bir kez daha milletimizin başı sağ olsun. Böyle acı günlerde, böyle olağanüstü gündemlerle karşınızda olmamak ümidiyle, hepinizi saygıyla selamlıyorum."
Yorumlar
Yorum Yapın
İlginizi Çekebilir
Silivri’de Kayıp Vatandaş Sağ Olarak Bulundu

Silivri’nin Büyükkılıçlı Mahallesi’nde kaybolan bir vatandaş, İstanbul AFAD’ın koordinesinde yürütülen yoğun arama-kurtarma çalışmaları sonucunda sağ olarak bulundu.
AFAD Koordinesinde Ortak Çalışma
Kaybolma ihbarının ardından harekete geçen ekipler, İlçe Jandarma Komutanlığı, Silivri Belediyesi Arama ve Kurtarma (SAK) ekibi, sivil toplum kuruluşları (STK) ve gönüllülerin katılımıyla bölgede kapsamlı bir çalışma gerçekleştirdi. Koordineli arama çalışmaları sayesinde vatandaş kısa sürede sağ olarak bulundu.
Sağlık Kontrolleri İçin Hastaneye Sevk Edildi
Bulunan vatandaş, yapılan ilk müdahalenin ardından ambulansla hastaneye sevk edildi. Sağlık durumunun kontrol altında olduğu öğrenildi.
“Tüm kurumlara teşekkür ediyoruz”
Silivri Belediyesi’nden yapılan açıklamada, sürece katkı sağlayan tüm kurum, ekip ve gönüllülere teşekkür edilerek şu ifadelere yer verildi:
“Süreç boyunca özveriyle görev yapan tüm kurumlarımıza, ekiplerimize ve gönüllülerimize teşekkür ediyor; hemşehrimize geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.”
Esenyurt Adliye Sarayı İçin İlk Adım Atıldı

Esenyurt’ta uzun süredir beklenen Adliye Sarayı projesi için önemli bir gelişme yaşandı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile yapılan görüşmenin ardından sürecin resmen başladığı duyuruldu.
Yıl Sonuna Kadar Temel Atma Hazırlıkları Başlıyor
Görüşmeye Esenyurt Kaymakamı Fatih Çobanoğlu, AK Parti İlçe Başkanı Togay Çoban ve Esenyurt Belediye Başkan Vekili Can Aksoy katıldı. Yapılan istişareler sonucunda, yıl sonuna kadar Esenyurt Adliye Sarayı’nın temel atma hazırlıklarının başlayacağı açıklandı.
“Vatandaşlarımız Adalet Hizmetlerine Daha Kolay Ulaşacak”
AK Parti Esenyurt İlçe Başkanı Togay Çoban, ilçenin en büyük ihtiyaçlarından biri olan Adliye Sarayı’nın hayata geçirilmesiyle hem vatandaşların adalet hizmetlerine daha kolay erişebileceğini hem de Esenyurt’un kurumsal kimliğine değer katacağını vurguladı.
“Proje Bakanlığın Desteğiyle Hızla İlerleyecek”
Esenyurt Kaymakamı Fatih Çobanoğlu ise, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un desteğiyle projenin hızla ilerleyeceğini ifade ederek, yıl sonu itibarıyla çalışmaların somut şekilde başlayacağına dikkat çekti.
“İlçeye Büyük Katkı Sağlayacak”
Esenyurt Belediye Başkan Vekili Can Aksoy da, ilçenin böylesine önemli bir yatırıma kavuşmasının Esenyurt için büyük katkı sağlayacağını dile getirdi.
Modern ve Hızlı Hizmet Sunacak
Bakan Tunç’un onayıyla kısa süre içerisinde temeli atılacak olan Esenyurt Adliye Sarayı, ilçedeki adalet hizmetlerini tek çatı altında toplayarak vatandaşlara modern ve hızlı hizmet sunmayı hedefliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Teşekkür
Son olarak, böylesine önemli bir eserin Esenyurt’a kazandırılmasında gösterdiği güçlü irade ve destek için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a şükran ifade edildi.
AK Parti Esenyurt’ta “Türkiye Yüzyılı Buluşması” Düzenlendi

AK Parti Esenyurt İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen “Türkiye Yüzyılı Buluşması”, Esenyurt Recep Tayyip Erdoğan Eğitim Külliyesi’nde yoğun katılımla gerçekleştirildi. Programa, AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir, AK Parti Esenyurt İlçe Başkanı Togay Çoban, eski Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, AK Parti Kars Milletvekili Adem Çalkın, AK Parti İstanbul Milletvekili Seyithan İzsiz ve çok sayıda partili katıldı.
“Milletin iradesine karşı devlet dimdik duruyor”
Buluşmada konuşan AK Parti Esenyurt İlçe Başkanı Togay Çoban, Esenyurt’un kayyum tarafından yönetildiğini hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:
“Esenyurt ilçemiz şu an kayyum tarafından yönetilmektedir. Kayyum, devletin ta kendisidir! Milletimizin emaneti olan belediye, devletimizin güvencesi altındadır. Bu durum bir kez daha göstermiştir ki aziz milletin iradesini yok saymaya kalkan anlayışa karşı devletimiz dimdik durmaktadır.”
“Her kesime dokunuyoruz”
Çoban, Esenyurt’un demografik yapısına değinerek teşkilatın gücünü vurguladı:
-
İlçede yaklaşık 110 bin üyenin bulunduğunu söyledi.
-
Kongre sonrası 2 bin 746 yeni üyenin katıldığını açıkladı.
-
Üyelerin yarısının kadın, yarısının erkek olduğunu, ayrıca 7 binden fazla gencin AK Parti çatısı altında yer aldığını belirtti.
Çoban, “Bu tablo AK Parti’nin Esenyurt’ta her kesime dokunduğunun en güçlü ispatıdır. Dokunmadığımız tek bir yürek, girmediğimiz tek bir ev bırakmamaya kararlıyız. Ak noktamızda sürekli vatandaşlarımızla bir araya geliyor, doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine herkes ile yan yana oluyoruz.” dedi.
“Güçlü teşkilat kurduk”
Çoban, konuşmasında mahalle başkanları, yönetim kurulu üyeleri, meclis üyeleri, kadın ve gençlik kollarının fedakârlıklarını anarak teşekkür etti. İl Başkanı Abdullah Özdemir’in vizyonu ve liderliğinin İstanbul teşkilatına güç kattığını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür
Çoban, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a özel olarak teşekkür ederek şunları kaydetti:
“Onun güçlü liderliği, vizyonu ve milletimiz için gece gündüz demeden ortaya koyduğu gayret bizlere daima yol göstermektedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu irade sayesinde Türkiye, yalnızca kendi vatandaşlarının değil, aynı zamanda tüm mazlum coğrafyaların da umudu olmuştur.”
“Esenyurt Türkiye’dir”
Konuşmasını birlik ve beraberlik mesajıyla tamamlayan Çoban,
“Biz sadece bir siyasi hareket değiliz. Biz bu milletin umudu, geleceği, birliği ve kardeşliğiyiz. Esenyurt için, AK Parti için, Türkiye için hep birlikte haykırıyoruz: Bir olacağız! İri olacağız! Diri olacağız! Hep birlikte güçlü olacağız! Esenyurt Türkiye’dir, Türkiye Esenyurt’tur!” sözleriyle salondaki coşkuya ortak oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ABD’de Yoğun Diplomasi Trafiği

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 80. Genel Kurulu için gittiği Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) New York kentinde yoğun bir diplomasi trafiği yürüttü. Erdoğan, BM Genel Kurulu’na hitabının yanı sıra çok sayıda liderle görüşmeler gerçekleştirdi, uluslararası konferanslara katıldı ve önemli iş birliği mesajları verdi.
Türk Yatırım Konferansı: “100 milyar dolarlık ticaret hedefi sürüyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 22 Eylül’de Türkiye-ABD İş Konseyi tarafından düzenlenen Türk Yatırım Konferansı’na katıldı. Enerji ve savunma sanayi iş birliğini öncelikli alanlar olarak gördüklerini belirten Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ile 2019 yılında belirlenen 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefinin sürdüğünü vurguladı.
Filistin Konferansı: “1967 sınırları temelinde bağımsız Filistin”
BM’de düzenlenen Filistin Konulu Yüksek Düzeyli Uluslararası Konferansa katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin’i tanıyan ülkeleri tebrik ederek şu mesajı verdi:
“Türkiye olarak 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, coğrafi bütünlüğe sahip Filistin Devleti kurulana kadar mücadeleye devam edeceğiz.”
Yoğun Lider Diplomasisi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, New York temasları çerçevesinde birçok lider ve üst düzey temsilciyle görüştü:
-
AB Konseyi Başkanı Antonio Costa ile Avrupa Birliği ilişkilerini değerlendirdi.
-
Kanada Başbakanı Mark Carney ile enerji, savunma sanayi ve NATO müttefikliği üzerine görüştü; Kanada’nın Filistin’i tanımasından memnuniyetini dile getirdi.
-
Kuveyt Veliaht Prensi Sabah Halid el-Hamed es-Sabah ile ticaret ve ikili ilişkilerin geliştirilmesi üzerine görüş alışverişinde bulundu.
-
Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi ile Libya’da kalıcı istikrar ve güvenlik için Türkiye’nin desteğini vurguladı.
-
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile Türkevi’nde yaptığı görüşmede, yaptırımların kaldırılması ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması mesajını verdi.
-
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile ikili ilişkiler, AB süreci ve Filistin meselesini ele aldı. Macron’un Filistin’i tanıma kararını memnuniyetle karşıladı.
-
Vietnam Devlet Başkanı Luong Cuong ile Filistin konusunda ortak duruşu değerlendirdi.
BM Genel Kurulu’nda Dünya Liderlerine Mesajlar
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulu kürsüsünden yaptığı konuşmada ağırlıklı olarak Gazze’de yaşanan soykırıma dikkat çekti.
“Gazze’de iki taraftan söz edilemez. Bir yanda en modern silahlarla donatılmış düzenli ordu, diğer yanda masum siviller vardır. Gün bugündür. Gün, insanlık adına Filistinli mazlumların yanında dimdik durma günüdür.”
Erdoğan, ayrıca Suriye, Rusya-Ukrayna savaşı, KKTC’nin tanınması ve BM reformu gibi başlıklarda da önemli mesajlar verdi.
ABD’de Türk Toplumuyla Buluşma
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi tarafından düzenlenen akşam yemeğine katılarak ABD’de yaşayan Türk vatandaşlarıyla bir araya geldi.
Türk-Amerikan ilişkilerinin müttefiklik ve stratejik ortaklık temelinde ilerlediğini belirten Erdoğan, Başkan Trump’ın ikinci döneminde kurumlar arası diyaloğun hız kazandığını söyledi.
Trump ile Zirve Görüşmesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, temaslarının sonunda Washington’a geçerek ABD Başkanı Donald Trump ile Beyaz Saray’da görüştü.
İki liderin görüşmesi 2 saat 20 dakika sürdü. Erdoğan, F-16 ve F-35 projeleri, Halkbank davası ve Heybeliada Ruhban Okulu konularını gündeme getirdi.
Görüşme kapsamında, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ile ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, iki ülke arasında Stratejik Sivil Nükleer İşbirliği Mutabakat Zaptı’nı imzaladı.
BM İklim Zirvesi: 2035 için emisyon hedefi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM İklim Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin 2035 yılına kadar 466 milyon ton emisyon azaltımı sağlamayı hedeflediğini ve yenilenebilir enerji payının yüzde 60’ın üzerine çıktığını açıkladı.
Beylikdüzü’ndeki Özel Bakım Merkezi İçin Kapatma Kararı

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, İstanbul Beylikdüzü’nde faaliyet gösteren özel bir bakım merkezine yönelik basında yer alan iddialar üzerine açıklama yaptı. Bakanlık, iddiaların ardından kurum hakkında derhal inceleme başlatıldığını, sorumluların görevden alındığını ve merkezin kapatıldığını duyurdu.
İnceleme ve Soruşturma Başlatıldı
Bakanlıktan yapılan açıklamada, söz konusu özel bakım merkeziyle ilgili iddiaların tespit edilmesinin ardından il müdürlüğü tarafından acil denetim sürecinin başlatıldığı ifade edildi.
İhmali bulunan kişilerin iş akitlerinin feshedildiği ve haklarında Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğu belirtildi.
Engelli Bireyler Başka Merkezlere Yerleştiriliyor
Bakanlık açıklamasında, merkezin kapatma kararı alındığı ve burada hizmet alan engelli bireylerin güvenli şekilde başka merkezlere yerleştirilme sürecinin başlatıldığı vurgulandı.
“Süreci Titizlikle Takip Ediyoruz”
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, ihmali bulunanların en ağır cezayı alması için sürecin bizzat takip edildiğini açıkladı:
“İhmali bulunanların en ağır cezayı alması için bizzat suç duyurusunda bulunduğumuz ve müdahil olduğumuz dava sürecini titizlikle takip edeceğiz.”
Bakanlık, kamuoyuna saygıyla duyuruda bulunarak gelişmelerin yakından izleneceğini belirtti.
Saral’dan mahkeme görüntülerine tepki: “Bu kalıpsıza bu şovları kim yaptırıyor?”

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı davalarda çekilen görüntülere tepki gösterdi. Saral, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda İmamoğlu için “bu kalıpsız” ifadesini kullanarak mahkeme salonuna görüntü cihazlarının sokulmasına sert sözlerle karşı çıktı.
“Davalar basına kapalı yapılır”
Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı davalarda mahkeme salonundan paylaşılan görüntüler sosyal medyada gündem olurken, Oktay Saral bu duruma tepki gösterdi. Saral, davaların basına kapalı olarak yapılması gerektiğini hatırlatarak, telefon ve kamera gibi cihazların duruşma salonuna sokulmasının yasak olduğunu vurguladı.
Saral, paylaşımında şu ifadeleri kullandı:
“Bu kalıpsıza bu şovları kim yaptırıyor? Davalar basına kapalı olarak yapılır. Telefon ya da video kamera gibi cihazların duruşma salonuna sokulması yasaktır. Hal böyle iken bu çekimlerin yapılmasına göz yuman mahkeme heyeti acilen açığa alınmalıdır. HSK’yı göreve davet ediyorum.”
HSK’ya çağrı
Saral’ın bu paylaşımında Hakimler ve Savcılar Kurulu’nu (HSK) göreve davet etmesi dikkat çekti. İmamoğlu’nun duruşmalarında çekilen görüntülerin sosyal medyada geniş yankı uyandırması ve binlerce yorum almasının ardından yapılan bu çıkış, siyasette yeni bir tartışmayı da beraberinde getirdi.
Gürsel Tekin’den CHP’den İhraç Kararına Sert Tepki: “Bizi Değil, Vicdanlarını İhraç Ettiler”

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) eski İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, partiden ihraç edilmesine sert tepki gösterdi. Tekin, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Bu kararın bizim onurumuzu zedelemesi mümkün değildir. Bizi değil, kendi vicdanlarını ihraç ettiler” ifadelerini kullandı.
“Bu karar CHP tarihine gölge düşüremez”
Gürsel Tekin, açıklamasında partideki geçmişine vurgu yaparak şunları söyledi:
“Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir neferi olarak ömrümü verdiğim partidem, suça bulaşmış kişilerin, partinin değil kendi şahsi çıkarlarının temsilciliğini yapanların aldığı bir kararla ihraç edildik. Bu kararın bizim onurumuzu zedelemesi mümkün değildir.
Biz bu partinin emektarlarıyız. Bu partiye yıllarımızı, alın terimizi, mücadelemizi verdik. Bizimle aynı yolda yürüyen binlerce yol arkadaşımızın emeğini yok sayarak kendi düzenlerini sürdürmeye çalışanların vereceği hiçbir karar CHP tarihine gölge düşüremez.”
“CHP, şaibelerden arındığında daha da büyüyecek”
Tekin, ihraç kararını partinin geleceği açısından da değerlendirdi:
“Bugün bizi ihraç edenler bilsinler ki aslında ihraç ettikleri biz değiliz; ihraç ettikleri kendi vicdanlarıdır, partinin onurlu geçmişidir. Bizim varlığımızı yok edemezsiniz. Çünkü biz CHP’nin vicdanıyız, kökleriyiz, hafızasıyız.
Sizler bu partiden gittiğinizde, bu partiyi şaibelerden, kişisel hırslardan arındırdığınızda Cumhuriyet Halk Partisi daha da büyüyecek. Çünkü CHP, birkaç kişinin koltuğunu korumak için tasfiye ettiği insanların değil, Mustafa Kemal’in izinden giden milyonların partisidir.”
“Mücadelemiz sürecek”
Partiden ihraç edilmesinin kendisini susturamayacağını vurgulayan Gürsel Tekin, şu ifadelerle açıklamasını noktaladı:
“Bizler, partimizi namussuzlardan, şaibelerden ve kirli düzenlerden temizlemek için mücadelemize devam edeceğiz. İhraç kararlarıyla bizi susturamazsınız. Tarih, bugün alınan bu haksız kararları değil, bu kararların karşısında dimdik duran bizleri yazacaktır.”
İzmir’de “Twerk” Rezaletine 2 Gözaltı!

İzmir’de “Twerk” Rezaletine 2 Gözaltı
İzmir’de bir eğlence mekanında çekilen ve sosyal medyada büyük tepki toplayan görüntüler sonrası soruşturma başlatıldı. Görüntülerde tesettürlü bir kadının, erkek dansçılarla birlikte twerk yaptığı anlar yer alıyordu.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla harekete geçen polis ekipleri, kimlikleri tespit edilen 2 kişiyi gözaltına aldı. Olayla ilgili incelemeler sürerken, gözaltındaki şüphelilerin emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edileceği öğrenildi.
Sosyal medyada kısa sürede yayılan görüntüler, toplumun farklı kesimlerinden yoğun tepki aldı.
Ava Gitme” Dedi, Katliam Yaşandı: Annesini Av Tüfeğiyle Öldürdü!

“Ava Gitme” Dedi, Katliam Yaşandı: Annesini Av Tüfeğiyle Öldürdü
Muğla’nın Köyceğiz ilçesinde aile içi tartışma kanlı bitti. Edinilen bilgilere göre 22 yaşındaki S.S., ava gitmesine karşı çıkan annesiyle tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesi üzerine öfkelenen genç, evde bulunan av tüfeğini alarak annesini başından vurdu.
Ağır yaralanan anne olay yerinde hayatını kaybederken, mahallede büyük üzüntü yaşandı. İhbar üzerine olay yerine sağlık ve jandarma ekipleri sevk edildi. Sağlık ekiplerinin yaptığı incelemede kadının yaşamını yitirdiği belirlendi.
Olay sonrası S.S. jandarma ekipleri tarafından gözaltına alınırken, cenaze otopsi için Muğla Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Bursa’da Metroda Can Pazarı: Yaşlı Adam Raylara Düştü, Mucizevi Şekilde Kurtuldu!

Bursa’da Metroda Can Pazarı: Yaşlı Adam Raylara Düştü, Mucizevi Şekilde Kurtuldu
Bursa’da metro istasyonunda yaşanan olay, yürekleri ağza getirdi. İddiaya göre, peronda metro bekleyen iki öğrenci şakalaştıkları sırada 60 yaşındaki Abdulkadir Kavaklıgil’e çarptı. Çarpmanın etkisiyle dengesini kaybeden Kavaklıgil, raylara düştü.
O sırada istasyona yaklaşan metro makinisti, durumu fark ederek anında fren yaptı. Tren, raylara düşen Kavaklıgil’e çarpmadan durmayı başardı. Olay yerine gelen sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından yaralı adam hastaneye kaldırıldı.
Abdulkadir Kavaklıgil’in sağlık durumunun iyi olduğu öğrenilirken, olayla ilgili inceleme başlatıldı.
İlk Yorum yapan siz olun!