Öğretmen Metin Lokumcu katledilişinin 13. yılında Hopa’da anıldı. Eğitim Sen Hopa Temsilcisi Zeliha Yıldırım “Metin Hoca’yı katledenler, Hopa’yı ‘süpürün’ diyenler yıllarca korundu. Ölümünden yaklaşık 10 yıl sonra açılan dava memleketinden kaçırıldı. Asıl sorumlular dosyada yer almadı. Bizler Hopa sokaklarında da adliye koridorlarında da ‘Metin Lokumcu için adalet’ demeye devam edeceğiz” dedi.

Öğretmen Lokumcu katledilişinin 13. yılında Hopa’da anıldı

UĞUR İSTANBULLU

(ARTVİN) - Öğretmen Metin Lokumcu katledilişinin 13. yılında Hopa’da anıldı. Eğitim Sen Hopa Temsilcisi Zeliha Yıldırım “Metin Hoca’yı katledenler, Hopa’yı ‘süpürün’ diyenler yıllarca korundu. Ölümünden yaklaşık 10 yıl sonra açılan dava memleketinden kaçırıldı. Asıl sorumlular dosyada yer almadı. Bizler Hopa sokaklarında da adliye koridorlarında da ‘Metin Lokumcu için adalet’ demeye devam edeceğiz” dedi.

Hopa’da 31 Mayıs 2011 tarihinde düzenlenen bir miting sırasında, Hopa halkının HES’ler ve çay tarımı politikalarına karşı yapılan basın açıklamasında polis müdahalesi sonrasında kalp krizi geçirerek hayatını kaybeden öğretmen Metin Lokumcu, ölümünün 13. yılında Hopa’da anıldı. Anmaya; CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, CHP Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin, Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Çervatoğlu, Kemalpaşa Belediye Başkanı Erhan Yılmaz, Hopa Belediye Başkanı Utku Cihan, CHP, SOL Parti, Halkevleri temsilcileri, sivil toplum örgütleri ve Hopalılar katıldı.

Hopa halkı adına Eğitim Sen Hopa Temsilcisi Zeliha Yıldırım, şunları söyledi:

“13 yıl önce bu sokaklarda; çayda kotaya ve kontenjana son dedik, Suyumuzu sattırmayacağız ve derelerimize HES yapmayacaksınız diye haykırdık. Yaşam alanlarımızı savunduk. O gün bu meydanda haykıranlardan biriydi Metin Hoca ve o hayatta en çok deresini suyunu öğretmeyi sevdi. Çünkü insan yaşadığı yere benzer. Metin Hoca da Hopa’nın ve Kemalpaşa’nın suyuna toprağına, suyunda yüzen balığa, dağarının tepelerinin dumanlı eğilimine benziyordu.

“Biz 31 Mayısı yaratanlarız ve biz Metin Lokumcu’nun yoldaşlarıyız

‘Haydi alın beni kurtarın memleketi ‘diyen ses ‘Özgür akan derelerin kırmızı benekli alabalığın alın terimizin suladığı çay tarlalarının maden şirketlerine peşkeş çekilen toprağın ormanların’ sesiydi. Onlar 31 Mayıs 2011’de Hopa’da bu sesi susturmak istediler. Biz 2013’te Gezi Direnişi’nde milyonlar olduk. Berkin olduk, Ahmet olduk, Abdullah olduk. Cerratepe’de, İkizdere’de her yerde hep beraber yaşam alanlarımızı savunduk, yeşil yola karşı Havva ana, Denizli’de madencilere karşı Hatice teyzemiz olduk. Onlar memleketimizin yüzde yetmiş birini madenlere ruhsatladılar. Ama biz yeni Soma, Ermenek ve İliç yaratmalarına izin vermeyeceğiz. Çünkü biz 31 Mayıs’ı yaratanlarız ve biz Metin Lokumcu’nun yoldaşlarıyız, biz Metin Lokumcu’yuz.

2013te Haziran isyanını yaratan irade, 1 Mayıs tutuklularını faşizm zindanlarından söküp alacaktır

1 Mayıs’ta Metin Lokumcu’nun yoldaşları ‘Taksim, 1 Mayıs meydanıdır’ diyerek faşizmin üstüne, üstüne yürüdü. Yoksulluğun yolsuzluğun gericiliğin karşısında eşit adil bir yaşam için özgürlük isteyen emekçilerin geleceğine sahip çıkmak ve halkın güvenceli geleceğini kurmak için ‘1 Mayıs Taksim’dir’ diyen binlerce kişiye yine AKP iktidarı saldırdı. Onlarca arkadaşımız hukuksuz bir şekilde tutuklandı. Faşizm karşısında 2011’de Hopa Direnişi’ni, 2013’te Haziran isyanını yaratan irade bugün 1 Mayıs tutuklularını faşizm zindanlarından söküp alacaktır.

Hopa’yı süpürün diyenler yıllarca korundu”

13 yıl önce kentini ve yaşam alanlarını savunurken yargılananlar Metin Hoca’yı katledenler halkın taleplerine kulaklarını tıkayanlar, Hopa’yı ‘süpürün’ diyenler yıllarca korundu ve katledilişinden yaklaşık on yıl sonra açılan dava memleketinden kaçırıldı. Asıl sorumlular dosyada yer almadı. Avukatların ve ailenin hiçbir talebi yerine getirilmedi. Bizler Hopa sokaklarında da adliye koridorlarında da Metin Lokumcu için adalet demeye devam edeceğiz. Gerçek sorumlular yargılanana kadar mücadeleyi sürdüreceğiz. 11 Haziran’da 13. kez Trabzon Adliyesi’nde olacağız.

Ne geçmiş tükendi ne de yarınlar”

'Ne geçmiş tükendi nede yarınlar' ve bizler nice bedeller ödeyerek bugüne taşıdığımız mücadele ruhuyla yaşam alanlarımız için direnişimizi omuz omuza sürdüreceğiz. Emeğimizi gasp edenler doğamızı katledenler geleceğimizi çalanlar bilsinler ki bu memleket bu halk sahipsiz değil. Demokratik, adil, eşit insanca bir yaşam için, ekmeğimize, emeğimize, doğamıza, onurumuza ve yarınımıza sahip çıkmak için buradaydık, buradayız ve burada olacağız. Umut hala Gezi’de umut hala direnişte.”