Muğla’nın Fethiye ilçesinde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü tarafından yapılması planlanan kruvaziyer limanı için Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreci başladı. Fethiye Ekolojik Yaşam Derneği Başkanı uzman biyolog Ulaş Kiper, "Fethiye halkına ait olan sahil bandını Fethiyelilerin elinden alacak yapılaşmaya, yerel turizmciye umut tacirliği yapmanın dışında bilimsel alt yapısı olmayan bu felaket projesine karşıyız" dedi.

MUĞLA FETHİYE’DE KRUVAZİYER LİMANI İÇİN ÇED SÜRECİ BAŞLADI, HALK TEPKİLİ

 ESMA TURAN

Muğla’nın Fethiye ilçesinde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü tarafından yapılması planlanan kruvaziyer limanı için Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreci başladı. Fethiye Ekolojik Yaşam Derneği Başkanı uzman biyolog Ulaş Kiper, "Fethiye halkına ait olan sahil bandını Fethiyelilerin elinden alacak yapılaşmaya, yerel turizmciye umut tacirliği yapmanın dışında bilimsel alt yapısı olmayan bu felaket projesine karşıyız" dedi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü tarafından Fethiye Babataşı Mahallesi’nde yapılması planlanan kruvaziyer limanı projesi için geçen günlerde ÇED süreci başlatılmıştı. ÇED dosyasında yer alan bilgiye göre; limanın 2030'da 120 bin yolcu ve 100 gemiye hizmet edeceği öngörülüyor. 2043'e kadar her yıl 10 gemi ve 10 bin yolcu artışıyla limanın hizmet edeceği yolcu sayısının 250 bine ve buraya yanaşacak gemi sayısının da 230'a çıkması hedefleniyor. Projenin toplam bedeli 925 milyon 658 bin 673 lira olarak belirlenirken, yatırım ve işletme maliyetinin tamamı yatırımcı firma tarafından karşılanacak.

"GELECEK KUŞAKLARA TEMİZ TESLİM EDİLMEKTEN ÇOK UZAK"

Projeye ilişkin görüş ve önerileri almak için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından 21 Aralık’ta Babataşı Mahallesi’nde bulunan Kül Kafe Restorant’ta halkın bilgilendirilmesi ve sürece katılımı için toplantı yapılacak. Toplantı öncesinde ANKA Haber Ajansı’na konuşan Fethiye Ekolojik Yaşam Derneği Başkanı Uzman Biyolog Ulaş Kiper, projenin geçen yıllarda alg patlaması nedeniyle deniz dibinin bataklığa dönüştüğü Fethiye Körfezi’ne ek yükler getireceğini belirtti. Kiper şunları söyledi:

"Fethiye Körfezi uzun yıllardır makus talihiyle boğuşuyor. 2-3 yıl önce yaşanan alg patlaması haberleriyle ülke gündeminde de yer etti ama bir süre sonra unutuldu ne yazık ki. Oysa yıllar boyu yapılan yanlış uygulamalar, hatalı dere ıslahları nedeniyle deniz dibi hızla dolmaya devam ediyor. Körfezin bazı yerlerinde deniz dibi artık bir bataklığa dönüşmüş durumda. Körfez dibinin dolmasının yanı sıra denize ulaşan dereler tarımsal zehirlerin de Fethiye Körfezi’ne ulaşmasını da ayrı bir sorun olarak değerlendiriyoruz. Bu iki durum nedeniyle ekolojik olarak bir felaketin kıyısındayız aslında. Tüm bu süreç uzun yıllardır görmezden gelinirken, oluşan dip çamuru temizlenmeyi beklerken aksi yönde kararlar, Fethiye Körfezi’ne ek yükler getiriyor. Körfez’de yapımı planlanan tek liman projesi kruvaziyer liman projesi değil. Kentin kıyılarının neredeyse her noktası plansız, çevreye vereceği etkiler hesaplanmadan masa başında yapılan projelerle liman, marina gibi işletmelerle dolduruluyor. Körfezin girişinde yer alan Şövalye Adası nedeniyle hemen hemen kapalı bir körfez özelliği taşıyan Fethiye denizi ne yazık ki gelecek kuşaklara sağlıklı ve temiz olarak teslim edilmekten çok uzak."

"PROJE FELAKETTEN BAŞKA BİR ANLAM TAŞIMIYOR"

Projenin körfez kirliliğinin yanı sıra başka sorunlara da yol açacağını ifade eden Kiper, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Son günlerde haberlere de konu olan kruvaziyer liman projesi henüz ÇED başvuru dosyası aşamasında ve önümüzdeki hafta, 21 Aralık’ta halkın katılımı toplantısı yapılacak. Körfez kirliliğinin yanında başka açılardan da irdelediğimiz proje, ne yazık ki şu konularda Fethiye’nin önemli problemlerini içinden çıkılmaz hale getirecek. Örneğin, şehir içi trafiğin hayli sorunlu olduğu sahil bandında ne bu ölçüde otobüs trafiğini kaldıracak altyapı mevcut ne de bu araçların park edecek alanı var. Bu durum zaten keşmekeşe dönmüş şehir trafiğini çok daha karmaşık bir hale getirecektir. Diğer yandan zaten doğal olarak dolmakta olan körfeze, bahsi geçen projeye göre iki alanda olmak üzere toplamda; 505 bin 224 ton dolgu malzemesi yığılacak ve yine proje dosyasına göre yapılacak dip taraması ile toplam 1.055.000 metreküp çamur çıkarılacak. Peki, bu çamur ne olacak? Ne yazık ki o çamur başka bir yerde başka bir çevre felaketine zemin hazırlayacak. Çevresel etkilerinden bahsetmişken; proje alanının Fethiye Körfezi’nde sayıları azalan ve koruma altında olan Su Samurları için, proje sahasının hemen dibinde bulunan sulak alan vasfıyla koruma statüsü sahibi olan Çalış Kuş Cenneti’nde var olan bütün canlılar için; yıllardır devlet tarafından koruma altında olan ve üreme alanı olarak tecilli Çalış Sahili’ndeki Caretta Caretta yuvalama alanı için felaketten başka bir anlam taşımıyor.

"BİLİMSEL ALTYAPISI OLMAYAN FELAKET PROJESİNE KARŞIYIZ"

Denizcilik açısından da pek çok sorunu beraberinde getirecek bu proje, doğal olarak önü Şövalye Adası ile kapalı olan coğrafik özellikleri nedeniyle bu büyüklükteki gemilerin manevra yapmasına da müsaade etmeyecektir. Coğrafik yapısı nedeniyle oluşan bu engel hem var olan tekne trafiğini olumsuz etkileyecek hem de olası bir kazada doğrudan şehri ve üzerinde yerleşim olan adayı tehdit edecek niteliktedir. Fethiye Ekolojik Yaşam Derneği olarak, körfezin içinde bulunduğu çevre problemlerine yenilerini ekleyecek olan bu proje dahil bütün plansız marinalara; bu proje özelinde Fethiye halkına ait olan sahil bandını, Fethiyelilerin elinden alacak yapılaşmaya; yerel turizmciye umut tacirliği yapmanın dışında bilimsel alt yapısı olmayan bu felaket projesine karşıyız."