MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Bazı çevreler, 2024 yılının içerisinde MHP’ye karşı çok büyük haksızlıklar, iftiralar, yalanlar, hakir görmeler, küçük görmeler, suçlamalarda bulunmuşlardır. Bunların toplamı 154 kişidir. Şu görmüş olduğunuz lise kimin hangi gün hangi saatte, hangi programda nasıl konuştuklarının, kimlerle konuştuklarının, MHP’ye hangi hakaretleri yaptıklarının toplamıdır. Bu dosya elimizdedir. Günü geldiğinde bu dosya eyleme de geçecektir. Eylem hukuki nitelikte olacaktır. Bizi hedef gösteriyorlar saçmalığından da korkaklığından da kendilerini kurtarsınlar. Onlarla muhatap olmayı dahi kabul etmeyiz’’ dedi.

(ANKARA) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Bazı çevreler, 2024 yılının içerisinde MHP’ye karşı çok büyük haksızlıklar, iftiralar, yalanlar, hakir görmeler, küçük görmeler, suçlamalarda bulunmuşlardır. Bunların toplamı 154 kişidir. Şu görmüş olduğunuz lise kimin hangi gün hangi saatte, hangi programda nasıl konuştuklarının, kimlerle konuştuklarının, MHP’ye hangi hakaretleri yaptıklarının toplamıdır. Bu dosya elimizdedir. Günü geldiğinde bu dosya eyleme de geçecektir. Eylem hukuki nitelikte olacaktır. Bizi hedef gösteriyorlar saçmalığından da korkaklığından da kendilerini kurtarsınlar. Onlarla muhatap olmayı dahi kabul etmeyiz’’ dedi.
Devlet Bahçeli, MHP Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bahçeli, ''yeni yüzyılın Türkiye için emsalsiz fırsatlarla dolu olduğunu" belirterek, milli birlik ve beraberlik içinde bu fırsatları yakalayabileceklerini düşündüğünü ifade etti. "Fakat milletimizin hassasiyetleri üzerinde oynama yapanlar, tahrip etmek için çaba harcayanlar çok tehlikeli provokasyonları birer birer sahneye sürmektedir'' diyen Bahçeli, şunları kaydetti:
" 'Terörist’ Demirtaş ile ziyaretçi kuyruğuna girenlerin, profili çeşitlenen Soroscu Kavala’ya siyasi geleceğini bağlayanların ne milliyetçilikten ne de milli onurumuzun muhafaza temininden bahsetmeleri söz konusu değildir. Demlenen CHP milli güvenliğimize zarar vermektedir. CHP'nin şifreleri PKK'nın elindedir. Mersin'de bölücü örgüt adına halay çekenler, şımarıklıklarına katlanacaktır. Azgınlaşmış tahrikleri yakından takip ediyoruz. CHP ile DEM ateş ile oynuyor. Bugünlerde CHP liderinin 'Kürtler ben eşit hissetmiyorum, onlar eşit hissedene kadar mücadeleye devam edeceğiz' ifadesi bölücü bir ağızdır. Demlenen CHP demokrasimize leke sürmekte, milli birliği kundaklamakta, CHP şifreleri DEM'in kullanımındadır. CHP milli güvenliğe zarardır.
‘’Türkiye ekonomisi, yükseliş kulvarındadır’’
Karamsar tablolar çizenler, kötümser telaffuz ve telkinlerle vakit geçirenler, gerçek manada Türkiye’nin gücünü ve Türk milletinin gürbüz iradesini kavramaktan aciz düşenlerdir. CHP Genel Başkanı’nın tarihin en ağır ekonomik krizinin yaşandığını iddia etmesi, yalnızca ağır bir bühtan değil, aynı zamanda ülkesine ve milletine itibar etmeyen bir siyasetçinin deli saçmasıdır. Halbuki Türkiye ekonomisi güven verici adım ve hamlelerle istikrarlı ve umut uyandıran bir yükseliş kulvarındadır.
‘’İstismar edilen emeklilerimiz hak ettikleri ekonomik seviyeye kavuşacaklardır’’
Dezenflasyon süreci, her geçen gün tesirini göstermekte, büyüme, istihdam, ihracat, yatırım ve üretim cari fazla hedefleri iyimser beklentileri karşılamaktadır. Uluslararası derecelendirme şirketlerinin ekonominin pozitif ivmesini teyit etmesi, ayrıca değerli ve sevindirici bir gelişmedir. Azalan dış finansman ihtiyacıyla birlikte artan uluslararası rezervler, ekonomik dengelemeyi tetiklemektedir. Türkiye ekonomisi, en kötü senaryoların, engellemelerine takılmadan hızla ilerleme kaydetmektedir. Toplumun her kesimi büyümenin nimetlerinden elbette istifade edecek, özellikle istismar edilen emeklilerimiz hak ettikleri sosyal, ekonomik ve insani seviyeye kavuşacaklardır.
‘’Cumhur İttifakı’nın gayesi budur’’
MHP’nin ve Cumhur İttifakı’nın ortak gayesi budur. Kaldı ki ülkenin bekası ile milletin refahı en üst düzeyde tesis edilecektir. Dar gelirli ve muhtaç vatandaşlarımıza her desteğin verilmesi, sosyal devlet anlayışının bir mecburiyetidir. Aynı şekilde emeklilerimizin, memurlarımızın, işçilerimizin, esnaflarımızın, çiftçilerimizin ekonomisinin ve hayat standartının yükseltilmesi, siyasi ve manevi sorumluluk listesinde ilk sıradadır. Ancak CHP’nin siyasi ve ekonomik temelli söz ve eylemleri, esasen çelişkiler yumağıdır. Dişe dokunur ve sadra şifa hiçbir plan, proje ve teklif iktifa etmemektedir. CHP’nin tek yaptığı bol keseden atıp tutmaktadır. Üstelik parti içi gerilim ve hesaplaşmalar, CHP yönetimini sürekli zora sokmakta, gündemi değiştirme hevesleri de kursaklarında kalmaktadır. Krizlerin, kulislerin ve kutuplaşma dalgalarının partisi CHP’dir.
''Tuzağın mimarı da dış güdümlü zillet cephesidir''
Bu kimliksiz ve köşesiz partinin siyasi kozmik odası işgale uğramış, güvenlik duvarları yıkılmış, karar ve irade bünyesi çoklu organ yetmezliği ile komaya girmiştir. Yumuşama dayatması altında Türkiye’nin Türk siyaset ve demokrasi sisteminin ilkelerinden uzaklaşması, yine yumuşama, dedikodu altında ihanetin ve melanetin aklanma ve temize çıkarma uğraşları, stratejik bir tuzak olarak karşımızdadır. Bu tuzağın mimarı da dış güdümlü zillet cephesidir. Rotasını kaybeden CHP'nin yumuşama veya normalleşme çağrıları, zemzem diye ikram edilen baldıran zehrinden başka şey değildir. Nitekim CHP Genel Başkanı’nın Kıbrıs sorununun çözümünü vatan toprağından pay vermekle mümkün olacağını söyleyen eski Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yı ziyaret etmesi, akıl tutulması olduğu kadar 50. yıl kutlamalarına gölge düşürmüştür.
''Tüm dikkatlerin odağı Kıbrıs’tır''
Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50’inci yıldönümü münasebetiyle Kıbrıs Türk halkıyla kucaklaşmak, hasret gidermek, ortak bir gelecek etrafında kenetlenmek kuşkusuz milli bir heyecan yaratmıştır. Türk milleti tek yürek halinde Kıbrıs davasına inanmakta ve arkasında durmaktadır. Kıbrıs Türklüğünün zulümden ve zulmetten kurtuluş gününde soydaşlarımızla beraber olmaktan, bu kutlu günde kabaran milli coşkuya şahit olmaktan şahsım adına büyük bir memnuniyet duyduğumu bilvesile açıklamak boynumun borcudur. Kıbrıs, sadece üzerinde hayat sürülen bir ada değil, Türk milletinin tarih, şehitlik, kardeşlik, var oluş anıtıdır. Bu nedenle tüm dikkatlerin odağı Kıbrıs’tır. Öteden beri açık veya gizli hesaplaşmaların, medeniyetler ve milletler arası devam edegelen seri ve sert mücadelelerin ağırlık merkezi Kıbrıs’tır. Kıbrıs Türklüğünün egemenlik haklarını ve tarihi emanetlerini göz ardı eden, yok sayan, hatta imhası için fırsat kollayan karanlık çevrelerin tahrikleri, tacizleri ve tuzakları hiç bitmemiştir. On yıllar boyunca çözümsüzlüğün çözüm olarak dayatılması, kurulan müzakere masalarının ve makul uzlaşma vasatının tahrip edilmesi boşuna değildir. Çünkü Kıbrıs’ta barış, huzur ve refah ikliminin tesisinden ödü kopanlar vardır ve bunların oyunları kesintisiz şekilde sahne almaktadır. Kıbrıs Türklüğünün onuruyla, milli kimliğiyle, dahası var oluş haklarıyla birlikte bağımsız yaşama gayesine tahammülsüzlük gösterenlerin nasıl bir yanlışa düştükleri her türlü izahtan varestedir.
''Ada’dan yükselen çığlıklara, kardeşin kardeşe feryat içindeki çağrılarına sessiz ve seyirci kalamazdık''
Girit’te ne yapıldıysa Kıbrıs’ta da aynısı planlanmıştır. Şayet Türkiye’nin 50 yıl önce müdahalesi olmasaydı Kıbrıs Türklüğü Hocalı’da, Kerkük’te, Doğu Türkistan’da ve Gazze’de yaşanan dramların, acıların ve insani felaketlerin aynısıyla karşılaşması mukadderdir. Sanmasınlar ki Taşkent, Taşpınar, Sinde, Gönyeli, Yuvalı, Paşaköy, Kanlı Noel, Limasol, Gazi Mağusa, Geçit Kale, Murat Ağa, Sandallar, Atlılar katliamlarını unuttuk. Sanmasınlar ki bebeklerimize, çocuklarımıza, kadınlarımıza, masum ve mazlum soydaşlarımıza yönelik kanlı saldırıları hafızamızdan çıkardık. 50 yıl önce Ada’dan yükselen çığlıklara, kardeşin kardeşe feryat içindeki çağrılarına sessiz ve seyirci kalamazdık. Nitekim Türkiye Cumhuriyeti, Zürih ve Londra Antlaşmalarından kaynaklanan garantörlük hakları temelinde 20 Temmuz 1974 sabahı Ayşe'yi tatile, kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerini de Kıbrıs'a göndermiştir. Bu askeri çıkarma Kıbrıs Türklüğünün hürriyetini, can ve mal güvenliğini, asayiş ve barış özlemlerini temin hedefini esas almıştır.
''Türk milleti Ada’ya barışın hakim olmasıyla ilgili kesin tavrını ve tarafını göstermiştir.''
Kıbrıs’ta işlenen vahşi cinayetlere, yapılan baskı ve zulümlere sözde medeni ülkeler tepkisiz kalırken, hatta alttan alta körüklerken, Türkiye haksızlığa boyun eğmemiş, soydaşlarımız çaresiz ve kimsesiz bırakılmamıştır. 20 Temmuz 1974’de Kıbrıs Türkü'nün gözyaşları silinmiştir. 20 Temmuz 1974’de Kıbrıs Türkü'nün ağıtları dindirilmiştir. Beşparmak Dağları’na istiklal şerefinin ebediyen çıkmayacak izleri şehit kanlarıyla kazınmış, Kıbrıs’taki Türk varlığının ebedi varlığı nice kahramanlıklarla yazılmıştır. Mehmet'lerimizle Mücahit'lerimiz ele ele vererek eziyetlere, çilelere, işkencelere, saldırılara ve suikastlara cesaretle direniş sergilemişlerdir. Kıbrıs Türklüğü bir yanda hürriyetine kavuşurken diğer yanda Türk milleti Ada’ya barışın hakim olmasıyla ilgili kesin tavrını ve tarafını göstermiştir.
Geçen günlerde Güney Kıbrıs’ı ziyaret eden Yunanistan Savunma Bakanı’nın, 50’inci yıl kutlamalarını karalamak için 'Kıbrıslı Türklerin utanç şenlikleri' iftirası atması, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin varlığından rahatsızlığını telaffuz etmesi kabalık, korkaklık, su katılmamış küstahlık olarak değerlendirilmelidir. 50’inci yıl kutlamalarına utanç şenlikleri demek bir müstevlinin hezeyanı, bir utanmazın hesap hatasıdır. 20 Temmuz Barış Harekatı, Kıbrıs Türklüğü'ne karşı yapılan soykırım teşebbüslerini sonlandırmış, EOKA’cılara bedel ödetmiş, Kıbrıs’ın bir Helen adası olmasını engellemiş, Kıbrıs Türkü'nün varlığını güvence altına alarak müteakiben 50 yıllık barış ve istikrar döneminin kapısını açmıştır. Bundan dolayı Türk düşmanları huzursuzdur, sancılıdır, uykuları kaçmıştır. Kıbrıs Türklüğü duruşuyla, haklı mücadelesiyle, uluslararası hukuk kapsamındaki tanınma çabalarıyla ve Türkiye’nin sonuna kadar desteğiyle muhasımları çileden çıkarmaya devam edecektir.
''Kıbrıs Türk devleti muhakkak tanınmalıdır''
Bir Yunan şarkıcının İzmir Çeşme’de Türk bayrağına ve Atatürk posterine karşı sergilediği saygısızlık ile egemenliğimiz altındaki bazı adalarda fiili durum yaratılması sabrımızı zorlayan ilkel ve istilacı ahlaksızlığa bir başka örnektir. Bu kafa yapısıyla iyi komşuluk hukuku ilişkisi kurmanın ne kadar mümkün ve muhtemel olduğu ayrıca ele alınmak durumundadır. CHP Genel Başkanı’nın, Kıbrıs’ta federasyon tezine ve AB sürecine aynen döneceklerini iddia etmesi Rumların değirmenine su taşıma gafletidir, çatlak bir sestir ve esef verici bir savrulmadır. Kıbrıs’ta eşit haklara sahip iki halk vardır. Kıbrıs’ta egemen iki devlet bulunmaktadır. Kıbrıs Türklüğünün eşit statüsüyle egemen eşitliği mutlaka teyit ve tescil edilmelidir. Uluslararası toplum Kıbrıs Türk halkının mahkum edildiği hukuk dışı ve insan haklarına aykırı izolasyonlara derhal son vermelidir. Kıbrıs Türk devleti muhakkak tanınmalıdır. Bunun dışında her öneri, her temenni ölü doğmaya müstahaktır.
''Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile güçlü dayanışmasını sonuna kadar azimle sürdürecek''
Unutulmamalıdır ki Kıbrıs Türkü asla yalnız değildir, asla kimsesiz değildir, asla yetim değildir. Anavatan Türkiye, Kıbrıs Türk vatanını her şart altında bağrına basmaya, anıda olduğu gibi acıda ve sevinçte de bir olmaya, ortak bir gelecek ülküsü etrafında tek nefes olmaya her zaman olduğu gibi yine hazırdır, buna kararlıdır. Allah’ın izniyle Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerine birlikte ulaşılacaktır. Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar tarafından 2021 yılında Cenevre’de muhataplarıyla paylaşılan çözüm vizyonu egemen eşitliğin ve eşit statünün tezahürü için tek çare, tek çıkar yoldur. Bizim de iki devletli çözüm vizyonuna desteğimiz tamdır. Ada’da iki halkın çıkarını ve varlığını, aynı zamanda eşit egemenlik haklarını müzakere etmekten kaçan ve kaçınan bir anlayışın barışa hizmeti düşünülemeyecektir. Kıbrıs’ın huzuru demek Doğu Akdeniz’in huzuru demektir. Bu huzur ortamı içinde, Akdeniz’in potansiyel yer altı kaynaklarının adaletli ve hukuk temelli paylaşımından başka bir seçenek de bize göre yoktur. Kıbrıs’ın refahı bölgenin yükseliş ve toparlanışı demektir. Şartlar ne olursa olsun Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile güçlü dayanışmasını sonuna kadar azimle sürdürecek, dostluk ve kardeşlik köprülerini titizlikle koruyacaktır.
''Kıbrıs Türk devletiyle Türkiye’nin alternatifsiz olmadığını bilmelerinde yarar vardır''
20 Temmuz 1974 yılının kutlu iradesi her zaman yaşayacaktır. Yükselen Türkiye, aynı şekilde yükselen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti anlamına gelecektir. Çünkü bizim iki devletimiz olsa da milletimiz tektir, adı da Türk’tür. Ada’nın ve tarihin gerçeklerinden tamamıyla kopuk, maksimalist, dürüstlükten uzak ve şımarık bir anlayışla Kıbrıs’ın tamamında hak iddia edenlerin ulaşacağı hiçbir yer yoktur.
Güney Kıbrıs’ı İsrail’in lojistik merkezi haline getirme çabaları, Rum yönetiminin Yunanistan’la dayanışma içinde Larnaka’da deniz üssü kurma girişimleri istikrarsızlık ortamını tırmandırmaktan ve Gazze katliamına destek vermekten başka bir anlam taşımayacaktır. Bu yanlışın faili olanlar samimi değildir. Umudum bu vahim skandaldan geri dönülmesidir. Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de kurduğu tarih, kültür ve stratejik üssü her türlü mütecaviz emele cevap niteliğindedir ve gerekirse askeri olarak da tahkim edilmelidir. Çözüm yollarını tıkayarak alınacak bir mesafe, ulaşılacak bir hedef yoktur. Verilen sözde durmak bir erdemdir. Kıbrıs Türklüğü erdemlidir, sözü de senettir. Egemen eşitlik temelinde yapılacak müzakereleri reddedenlerin, Kıbrıs Türk devletiyle Türkiye’nin alternatifsiz olmadığını bilmelerinde yarar vardır.
''Biden’ın gidişi müjdedir’’
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Bahçeli, ABD Başkanı Joe Biden'ın 2024 Kasım ayındaki seçimlerde başkan adaylığından çekilmesine ilişkin ''Biden’ın gidişi bir müjdedir. Netanyahu’nun gidişi de ikinci müjde olacaktır’’ ifadelerini kullandı.
''Türk milleti, köpekleri dost kabul eder’’
Bahçeli, Meclis’te görüşmeleri devam eden sokak hayvanlarına yönelik yasa teklifi hakkındaki görüşlerinin sorulması üzerine “Türk milleti hayvanları sever, köpekleri dost kabul eder. O sebepten dolayı köpeklere karşı uygulanacak her türlü yanlışın karşısında durur. MHP de üzerine düşeni yapacaktır. Hiç kimse merak etmesin. Köpekleri dost olanlar, köpekleri dost zannedenler, sokaklara dökülerek köpekleri taşlamaya devam etmesinler. Onlar Cenab-ı Allah’ın bir yaratığıdır” dedi.
''Günü geldiğinde bu dosya eyleme de geçecektir’’
Devlet Bahçeli, MHP’nin Sinan Ateş cinayetinde değerlendirmelerde bulunan gazeteci, siyasetçi, akademisyen ve hukukçuların yer aldığı listeye ilgili “hesaplaşacaklarını” söyledi. Bahçeli, şunları kaydetti:
“Bazı çevreler, 2024 yılının içerisinde MHP’ye karşı çok büyük haksızlıklar, iftiralar, yalanlar, hakir görmeler, küçük görmeler, suçlamalarda bulunmuşlardır. Bunların toplamı 154 kişidir. MHP olarak basın mensupları olan değerli kardeşlerime bu gerçeği hatırlatmak istiyorum; sizlerle çoğu zaman beraber oluyoruz ama televizyonlarda ayrıldığımız şahsiyetler var. Onları kabul etmekte zorlanıyoruz. Ama yakın takip altındayız. Şu görmüş olduğunuz liste kimin hangi gün hangi saatte, hangi programda nasıl konuştuklarının, kimlerle konuştuklarının, MHP’ye hangi hakaretleri yaptıklarının toplamıdır. Bu dosya elimizdedir. Günü geldiğinde bu dosya eyleme de geçecektir. Eylem hukuki nitelikte olacaktır. Bizi hedef gösteriyorlar saçmalığından da korkaklığından da kendilerini kurtarsınlar. Onlarla muhatap olmayı dahi kabul etmeyiz. Ama hukuk zemininde mutlaka hesaplaşacağız. Olayları abartıyorlar ve saptırıyorlar. Konuşmaması gerekenleri, konuşmaya mecbur ediyorlar. Bizim hedefimiz adalettir. Kendileri muhatabımız dahi değildir.”
Yorumlar
Yorum Yapın
İlginizi Çekebilir
AK Partili Belediyelerde Eş Zamanlı Buluşma: Halkla 1. Yıl Değerlendirmesi

HABER/HASAN MESUT EKMEN
AK Partili belediyeler, yerel yönetimlerde geçen bir yılın ardından, halkla bütünleşen ve şeffaf yönetişim anlayışı çerçevesinde 19 Nisan Cumartesi günü anlamlı bir etkinliğe imza atacak.
AK Parti çatısı altındaki tüm belediyelerde eş zamanlı olarak düzenlenecek programda, belediye başkanları vatandaşlarla birebir buluşacak. Bu buluşmalarda, halkın soruları, önerileri ve talepleri doğrudan muhataplarına iletilecek.
Partiden yapılan açıklamada, bu buluşmaların “çözümün bir parçası olarak birlikte üretme” anlayışıyla şekilleneceği belirtildi. AK Partili belediyelerin hizmet odaklı çalışmalarını, 1 yılın sonunda halkla birlikte değerlendirecek olan başkanlar, yerel yönetimde katılımcı demokrasiye örnek teşkil edeceklerini vurguladı.
📍 Etkinlik Tarihi: 19 Nisan 2025, Cumartesi
📌 Yer: Tüm AK Partili Belediyeler
🗣 Katılımcılar: Belediye Başkanları ve Vatandaşlar
Yılmaz Tunç: "Adaletle Güçlenen İstikrarla Kalkınan Bir Türkiye Hedefliyoruz"

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türkiye’nin adalet sistemi ve ekonomik kalkınması üzerine önemli açıklamalarda bulundu. Tunç, “Adaletle güçlenen istikrarla kalkınan ve büyüyen bir Türkiye için çalışıyoruz” diyerek bakanlığının öncelikli hedeflerini net bir şekilde ortaya koydu. Bu vizyon doğrultusunda atılacak adımların ülke genelinde hukukun üstünlüğünün sağlanması ve ekonomik istikrarın desteklenmesi amacıyla hayata geçirileceği belirtildi.
Adalet Sistemindeki Reformlar
Bakan Tunç, adalet sisteminin etkinliğini artırmak için bir dizi reformun üzerinde çalışıldığını vurguladı. Bu reformların arasında duruşma süreçlerinin hızlandırılması, yargı personelinin eğitimi ve teknolojik altyapının güçlendirilmesi gibi önemli başlıklar yer alıyor. Özellikle son yıllarda mahkeme kararlarının icra edilmesindeki gecikmelerin önüne geçmek için yeni düzenlemeler yapıldığına dikkat çekildi.
Ekonomik Kalkınma ve Adaletin İlişkisi
Adalet Bakanı, adaletin ekonomik kalkınma ile doğrudan ilişkili olduğunu belirterek, şeffaf ve güvenilir bir hukuki zeminin yatırım ortamını iyileştireceğini ifade etti. Bu bağlamda, ticaretin kolaylaştırılması, sözleşmelerin ihlallerine karşı etkin koruma sağlanması ve fikri mülkiyet haklarının güvence altına alınmasının ekonomik büyüme için kritik öneme sahip olduğu vurgulandı.
Hukukun Üstünlüğü İlkesi
Tunç, bakanlık olarak hukukun üstünlüğü ilkesini her zaman ön planda tuttuklarını belirtti. Bu ilke çerçevesinde, vatandaşların hak ve özgürlüklerinin korunması, yargı bağımsızlığının sağlanması ve adalete erişimin kolaylaştırılması gibi konularda hassasiyet gösterdiklerini ifade etti. Ayrıca, uluslararası hukuk normlarına uygun hareket ederek Türkiye’nin hukuki saygınlığını artırmayı hedeflediklerini söyledi.
Örnek Uygulamalar
Bakan Tunç'un açıklamalarına göre, adalet sistemini güçlendirmek için başlatılan bazı projeler şunlardır:
- Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yöntemleri (AUÇY): Mahkemelerin yükünü hafifletmek ve uyuşmazlıkların daha hızlı çözülmesini sağlamak amacıyla AUÇY’nin yaygınlaştırılması.
- E Duruşma Sistemi: Duruşma süreçlerini dijitalleştirmek, şeffaflığı artırmak ve zamandan tasarruf sağlamak için e-duruşma sisteminin geliştirilmesi.
- Yargı Personeli Eğitimi: Hakimler, savcılar ve diğer yargı personelinin güncel hukuk mevzuatı ve yargılama teknikleri konusunda eğitilmesini sağlayacak programların düzenlenmesi.
Tunç, bu projelerin Türkiye’nin adalet sistemini daha etkin, verimli ve güvenilir hale getirmeyi amaçladığını belirtti.
İstanbul'da 3. Uluslararası Yeditepe Bienali Başladı

İstanbul'da 3. Uluslararası Yeditepe Bienali açıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bienalin ülkemize ve kültür sanat camiasına hayırlar getirmesini diledi. Gelenekselleşen etkinlik, bu yıl 15 farklı ülkeden 263 sanatçının 215 eserine ev sahipliği yapıyor.
Bienalde Yer Alan Eserler
Yeditepe Bienali, geniş bir yelpazede sanatsal çalışmaya yer veriyor. Resim, heykel, seramik, gravür gibi farklı disiplinlerdeki eserler, sanatseverlerin ilgisini çekmeyi hedefliyor. Bienale katılan sanatçılar arasında Türkiye'den ve dünyadan önde gelen isimler bulunuyor.
Etkinlik 2 Ay Sürecek
Bienal kapsamında çeşitli yan etkinlikler de düzenlenecek. Sanatçı söyleşileri, atölye çalışmaları ve panel tartışmaları ile bienalin zengin içeriği daha da genişletiliyor. Bu etkinliklerin amacı, sanatseverlerle sanatçılar arasında etkileşim kurmak ve sanata olan ilgiyi artırmak.
2 ay boyunca sürecek bienal, İstanbul'un kültürel yaşamına önemli bir katkı sağlaması bekleniyor. Bienalin, yerli ve yabancı turistler tarafından yoğun ilgi göreceği tahmin ediliyor. Etkinlik, sanatın evrenselliğini vurgularken, farklı kültürlerin etkileşimine de zemin hazırlıyor.
Çatalca Belediyesi, 18 Nisan Uluslararası Anıtlar ve Sitler Günü'nü Kutladı

Çatalca ilçesinde tarihi ve kültürel mirasın korunması amacıyla yapılan çalışmalarla bilinen Çatalca Belediyesi, 18 Nisan Uluslararası Anıtlar ve Sitler Günü dolayısıyla bir açıklama yaptı. Açıklamada, ilçenin zengin tarihi dokusuna dikkat çekilerek, geçmişten günümüze uzanan mirası koruma ve gelecek nesillere aktarma çabalarının devam edeceği vurgulandı.
Çatalca'nın Tarihi Dokusu
Çatalca, İstanbul'a yakın konumu ve tarihi boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapması sebebiyle önemli bir kültürel mirasa sahip. İlçe sınırları içerisinde bulunan antik kalıntılar, tarihi camiler, kiliseler ve Osmanlı döneminden kalan eserler, Çatalca’nın geçmişine ışık tutuyor. Özellikle Çatalca Kalesi, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde stratejik öneme sahip olmuş ve günümüze kadar korunmuş önemli bir yapı olarak dikkat çekiyor.
Belediye'nin Miras Koruma Çalışmaları
Çatalca Belediyesi, tarihi yapıların restorasyonu ve bakımına büyük önem veriyor. Son yıllarda yapılan çalışmalarla birçok tarihi eser restore edilerek turizme kazandırıldı. Bunlar arasında;
- Tarihi Çatalca Merkez Camii'nin minare onarımı
- Köy içindeki eski taş evlerin cephelerinin yenilenmesi
- Roma dönemine ait kalıntıların bulunduğu alanlarda arkeolojik kazı çalışmaları desteklenmesi
Geleceğe Yönelik Hedefler
Belediye yetkilileri, 18 Nisan Uluslararası Anıtlar ve Sitler Günü vesilesiyle yaptıkları açıklamada, kültürel mirasın korunması konusunda daha fazla adım atacaklarını belirtti. Çatalca'nın tarihi değerlerinin tanıtımı için çeşitli etkinliklerin düzenleneceği, yerel halkın ve turistlerin bu eserlere olan ilgisinin artırılmasının hedeflendiği ifade edildi. Ayrıca, genç nesillerin tarihi bilincini güçlendirmek amacıyla okullarda yönelik eğitim programlarının da planlandığı öğrenildi.
Çatalca Belediyesi'nin açıklaması, ilçenin tarihi ve kültürel mirasına verilen önemin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. İlçe sakinleri ise belediyenin bu çalışmalarını takdirle karşılıyor ve Çatalca’nın geçmişten günümüze taşıdığı değerlerin korunmasına destek veriyor.
Beylikdüzü Belediyesi'nden Genç Sporculara Destek

Beylikdüzü Belediyesi, genç sporcuların hayallerine ulaşmalarına destek olmak amacıyla düzenlediği Spor Akademileri Sınavlarına Hazırlık Kurslarına kayıtlar devam ediyor. Bu kurslar, spor alanında eğitim almak isteyen ve çeşitli üniversitelerin beden eğitimi öğretmenliği veya spor bilimleri bölümlerini hedefleyen öğrencilere yönelik kapsamlı bir hazırlık imkanı sunuyor.
Kursların İçeriği ve Hedef Kitle
Hazırlık kursları, sınavda başarıya ulaşmak için gerekli olan teorik bilgilerin yanı sıra pratik uygulamaları da içeriyor. Kurs programı; anatomi, fizyoloji, spor psikolojisi, antrenman metodları gibi konularda uzman eğitmenler tarafından veriliyor. Özellikle son yıllarda spor alanına olan ilgi ve üniversitelerin bu bölümlere olan talebi göz önünde bulundurulduğunda, kurslar öğrencilere önemli bir avantaj sağlıyor.
Kayıt İşlemleri ve İletişim Bilgileri
Kurslara kayıt yaptırmak isteyen adayların, 444 09 39 numaralı çağrı merkezinden 7948 nolu dahiliden bilgi alabileceği belirtildi. Kayıt sürecinde öğrencilerin, gerekli belgeleri hazırlamaları ve belirlenen tarihler arasında başvurularını tamamlamaları gerekiyor. Beylikdüzü Belediyesi yetkilileri, kursların kontenjanının sınırlı olduğunu ve başvuru yapacak adayların acele etmelerini tavsiye ediyor.
Beylikdüzü'nde Sporun Teşvik Edilmesi
Beylikdüzü Belediyesi, sporun teşvik edilmesi ve gençlerin sağlıklı yaşam alışkanlıkları kazanması amacıyla çeşitli projeler yürütüyor. Bu kapsamda düzenlenen hazırlık kursları, öğrencilerin hem akademik başarılarını desteklemeyi hem de spor yeteneklerini geliştirmeyi amaçlıyor. Belediye tarafından hayata geçirilen bu tür çalışmalar, ilçe genelinde sporun daha geniş kitlelere ulaşmasına katkıda bulunuyor.
- Kurslar uzman eğitmenler tarafından veriliyor
- Sınav içeriğine uygun ders anlatımı yapılıyor
- Pratik uygulamalarla öğrencinin başarısı destekleniyor
İsrail'in Filistin Politikalarına Tepkiler Artıyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’in Filistin topraklarında sürdürdüğü politikaları eleştirdi. Yaptığı açıklamada, yıllardır özgürlük, hak ve hukuktan bahsedenlerin, İsrail'in uyguladığı katliam politikası karşısında sessiz kaldığını belirtti. Bu durumun, uluslararası arenada çifte standartlara işaret ettiğini vurguladı.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Vurgusu
Erdoğan, açıklamasında İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ne atıfta bulunarak, bu beyannamenin prensiplerinin İsrail tarafından ihlal edildiğini savundu. Filistin topraklarında yaşanan olayların, temel insan haklarına aykırı olduğunu ve uluslararası toplumun bu duruma sessiz kalmasının kabul edilemez olduğunu ifade etti.
Batılı Devletlere Eleştiri
En ufak bir olayda ambargo uygulayan Batılı devletlerin, İsrail’e karşı neden aynı tavrı sergilemediği sorusunu yöneltti. Bu durumun, uluslararası ilişkilerdeki adaletsizliği gözler önüne çıkardığını belirtti. Uluslararası hukuk ve insan hakları ilkeleri çerçevesinde, tüm ülkelerin eşit mesafede olması gerektiğinin altını çizdi.
Filistin'de Yaşanan Son Durum
Filistin topraklarında yaşanan gerginlikler son zamanlarda artış gösterdi. İsrail ordusunun düzenlediği operasyonlar ve Filistinlilerin tepkileri, bölgedeki durumu daha da karmaşık hale getiriyor. Bu gelişmelerle birlikte uluslararası toplumdan gelen çağrılar, çatışmanın tırmanmasını engellemeye yönelik diplomatik çabaları içeriyor.
- İsrail'in Filistin politikalarına yönelik eleştiriler
- Uluslararası hukuk ihlalleri iddiaları
- Batılı devletlerin tutumu sorgulanıyor
ABD, Suriye'den Askerlerini Çekmeye Başladı

New York Times gazetesinin haberine göre ABD, Suriye’den yüzlerce askerini geri çekmeye başladı. Gazete, bu bilgiyi iki üst düzey ABD yetkilisine dayandırarak, Pentagon’un Suriye’nin kuzeydoğusundaki 8 üsten 3’ünü kapatmayı planladığını belirtti. Bu hamle, bölgedeki güvenlik dinamiklerini etkilemesi beklenen önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
Geri Çekilmenin Kapsamı ve Detayları
ABD'nin Suriye'deki askeri varlığı yaklaşık 2 bin askerden oluşuyor. Geri çekilme planı kapsamında, öncelikle kuzeydoğu bölgesindeki üslerin kapatılması hedefleniyor. Bu üsler, IŞİD ile mücadelede önemli bir rol oynadı ve bölgedeki Kürt güçlerine destek sağlıyordu. Yetkililer, geri çekilmenin kademeli olarak gerçekleşeceğini ve operasyonel ihtiyaçlara göre takvimin belirleneceğini ifade ediyorlar.
Geri Çekilme Kararının Ardındaki Nedenler
ABD'nin Suriye'den askerlerini çekme kararı, çeşitli faktörlerin bir araya gelmesiyle alındı. Bunlar arasında:
- IŞİD’in askeri olarak yenilmesi
- Bölgedeki istikrarsızlığın artması
- ABD’nin iç politik önceliklerinin değişmesi
yer alıyor. Birçok analist, bu kararın ABD'nin Suriye politikasında bir dönüm noktası olduğunu ve bölgedeki güç dengelerini değiştirebileceğini vurguluyor.
Bölgesel Etkiler ve Olası Senaryolar
ABD askerlerinin geri çekilmesi, Suriye’deki mevcut durumu karmaşıklaştırabilir. Özellikle Kürt grupların güvenliği konusunda endişeler artıyor. Geri çekilmenin ardından bölgede farklı aktörlerin güçlenmesi ve çatışmaların yeniden alevlenmesi riski bulunuyor. Uzmanlar, Türkiye'nin bu süreçte daha aktif bir rol oynayabileceğini belirtiyorlar. Ayrıca, Rusya ve İran’ın da Suriye’deki etkisini artırma potansiyeli değerlendiriliyor.
ABD’li yetkililer, geri çekilmenin IŞİD ile mücadeleyi zayıflatmayacağını, bölgedeki ortaklarla koordineli bir şekilde hareket edileceğini vurguluyor. Ancak, bu konuda henüz net bir strateji kamuoyuyla paylaşılmadı. Suriye'deki durumun gelişimi, önümüzdeki dönemde yakından takip edilecek.
6 Farklı Organize Suç Örgütü Üyesi Operasyonla Çökertildi: 158 Şüpheli Yakalandı

İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, 6 farklı organize suç örgütüne yönelik eş zamanlı operasyonlar düzenlendi. Operasyonlarda toplam 158 şüpheli gözaltına alındı. Operasyonların Adana, İstanbul, Antalya ve İzmir illerinde gerçekleştirildiği belirtildi.
Elebaşılardan Yurt Dışı Bağlantıları
Operasyonun merkezinde, farklı şehirlerde faaliyet gösteren organize suç örgütlerinin elebaşıları yer alıyor. Adana'da S.B., İstanbul'da H.Y. ve B.B., Antalya'da A.B., İzmir'de ise S.A.'nın yurt dışında olduğu ve U.G.’nin cezaevinde bulunduğu tespit edildi. Yurt dışından talimat verdiği iddia edilen bu elebaşlarının, Türkiye'deki suç faaliyetlerini yönettiği öne sürülüyor.
Operasyonların Kapsamı
Yapılan operasyonlar çerçevesinde çeşitli suç unsurlarına el konulduğu bildirildi. Bu kapsamda şüphelilerin ev ve iş yerlerinde yapılan aramalarda uyuşturucu madde, silah, sahte belge ve nakit para ele geçirildi. Yetkililer, operasyonların organize suç örgütlerinin finans kaynaklarını kurutmaya yönelik olduğunu vurguladı.
Şüphelilerin Tutukluluk Durumu
Gözaltına alınan 158 şüphelinin emniyetteki işlemleri devam ediyor. Şüphelilerden bir kısmının çıkarıldığı mahkemece tutuklandığı, diğerlerinin ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığı öğrenildi. Operasyonun ardından bölgedeki güvenlik güçleri, organize suç örgütlerine yönelik takibini sürdürüyor.
Organize Suçla Mücadele Devam Edecek
İçişleri Bakanlığı yetkilileri, organize suçlarla mücadelede kararlılıkla devam edileceğini vurguladı. Vatandaşların huzur ve güvenliğini sağlamak amacıyla bu tür operasyonların sıklıkla gerçekleştirileceği belirtildi. Yetkililer ayrıca, organize suç örgütlerinin eylemlerine karışan herkesin adalet önüne çıkarılacağını ifade etti.
ABD Dışişleri Bakanından Rusya-Ukrayna Savaşı İçin Zaman Uyarısı

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın taraflarına ve Avrupa’ya “zamanlarının daraldığı” mesajını verdi. Yapılan açıklamada, savaşın sona erdirilmesinin mümkün olup olmadığının kısa sürede belirlenmesi gerektiği vurgulandı.
Savaşın Sonu İçin Belirleyici Anlar
Rubio, "Savaşı sona erdirmenin mümkün olup olmadığını belirlememiz gerekiyor. Netleştirmek için birkaç günden bahsediyoruz," ifadelerini kullandı. Bu açıklama, savaşın seyrini değiştirebilecek kritik bir döneme girildiğine işaret ediyor. Diplomatik çabaların ve müzakerelerin bu kısa zaman dilimi içerisinde yoğunlaşması bekleniyor.
Alternatif Senaryo: Başkan Trump'a Dönüş
Rubio, savaşın sona erdirilmesinin mümkün olmadığı takdirde ise eski Başkan Donald Trump’ın devreye girebileceği sinyalini verdi. Bu durum, ABD dış politikasında olası bir değişikliğe ve yeni bir stratejiye işaret ediyor. Savaşın uzaması halinde, farklı aktörlerin arabuluculuk rolü üstlenmesi ihtimali gündeme gelebilir.
Avrupa'ya Yönelik Uyarı
Rubio’nun Avrupa’ya yönelik “zamanınız bitiyor” mesajı ise kıta üzerindeki güvenlik kaygılarını artırdı. Bu uyarı, Avrupa ülkelerinin enerji bağımlılığı ve savunma stratejileri konusunda daha hızlı adımlar atması gerektiğini gösteriyor. Avrupa'nın Rusya
- Savaşın sona erdirilmesi için birkaç günün belirleyici olacağı vurgulandı.
- Eski Başkan Trump’ın devreye girebileceği sinyali verildi.
- Avrupa'ya yönelik zaman uyarısı yapıldı.
Galatasaray'ın Bodrum FK Maçında Alman Hakem Görev Yapacak

Süper Lig’de heyecan devam ediyor. Galatasaray, deplasmanda karşılaşacağı Bodrum FK maçında hakem Markus Schmidt tarafından yönetilecek. Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Merkez Hakem Kurulu (MHK), kritik mücadele için yapılan hakem atamasını duyurdu.
VAR Merkezi'nde Alman İsmi
Galatasaray’ın 2023 2024 sezonunda oynayacağı Bodrum FK karşılaşmasında, VAR merkezinde de Alman bir isim görev alacak. Bu durum, maçın hakem kararlarının daha yakından inceleneceği anlamına geliyor. MHK tarafından yapılan açıklamada, hakem Schmidt'in deneyimli ve uluslararası arenada da görev yapmış bir hakem olduğu vurgulandı.
Maç Öncesi Hazırlıklar
Galatasaray, Bodrum FK karşılaşması için hazırlıklarını tüm hızıyla sürdürüyor. Teknik direktör yönetimindeki antrenmanlarda oyuncular, taktiksel çalışmalar yapıyor ve fiziksel olarak kendilerini geliştiriyor. Bodrum FK da kendi sahasında Galatasaray'ı ağırlamak için yoğun bir hazırlık süreci izliyor.
Süper Lig'de Hakem Uygulamaları
Son yıllarda Süper Lig’de hakem uygulamalarında VAR sistemi önemli bir rol oynuyor. Özellikle tartışmalı pozisyonlarda hakemlerin doğru kararlar vermesine yardımcı olan bu sistem, ligin kalitesini artırmayı hedefliyor. MHK, hakem atamalarını yaparken deneyimi ve performansı göz önünde bulunduruyor.
- Galatasaray, Süper Lig'de şu ana kadar oynadığı maçlarda başarılı bir performans sergiliyor.
- Bodrum FK ise ligdeki ilk sezonunda dikkat çekici sonuçlar elde etti.
- Hakem Markus Schmidt daha önce birçok önemli karşılaşmayı yönetti.
İlk Yorum yapan siz olun!