İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, TBMM'deki grup toplantısında; cezaevindeki TİP Hatay Milletvekili Can Atalay'ın dün TBMM Genel Kurulu’nda hakkındaki Yargıtay kararı okutularak milletvekilliğinin düşürmesini eleştirerek "Yargıtay’ın Anayasa’yı tanımayarak yol açtığı hukuk skandalına maalesef, Türkiye Büyük Millet Meclisi de eşlik etmiş oldu. Yürütmenin yargının üzerindeki siyasi baskısından maalesef yasama da payını almış oldu. Ve gelinen noktada ülkemizde aylardır süregelen anayasal devlet krizi Gazi Meclisimizden çıkan Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesi kararıyla birlikte artık ülkemizi anayasasız bir devlet olma tehlikesine doğru sürüklemeye başladı. Anayasamız, Türk milletinin andıdır. Bugün bu andı çiğneyenler bundan sonra milletin iradesini nasıl temsil edecekler? Uyguladıkları kararların meşruiyetini neye dayandıracaklar" dedi.

ANKARA/ARKA HABER
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, TBMM'deki grup toplantısında; cezaevindeki TİP Hatay Milletvekili Can Atalay'ın dün TBMM Genel Kurulu’nda hakkındaki Yargıtay kararı okutularak milletvekilliğinin düşürmesini eleştirerek "Yargıtay’ın Anayasa’yı tanımayarak yol açtığı hukuk skandalına maalesef, Türkiye Büyük Millet Meclisi de eşlik etmiş oldu. Yürütmenin yargının üzerindeki siyasi baskısından maalesef yasama da payını almış oldu. Ve gelinen noktada ülkemizde aylardır süregelen anayasal devlet krizi Gazi Meclisimizden çıkan Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesi kararıyla birlikte artık ülkemizi anayasasız bir devlet olma tehlikesine doğru sürüklemeye başladı. Anayasamız, Türk milletinin andıdır. Bugün bu andı çiğneyenler bundan sonra milletin iradesini nasıl temsil edecekler? Uyguladıkları kararların meşruiyetini neye dayandıracaklar" dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, bugün TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Akşener, konuşmasına başlamadan önce İYİ Parti'nin bazı il ve ilçelerdeki belediye başkan adaylarını tanıttı. Buna göre Mansur Şen Bolu Belediye Başkanı Adayı, Emine Başar Bolu'da Mengen Gökçesu Belde Belediye Başkan Adayı, Cengiz Çetinöz Adana'da Karataş Belediye Başkan Adayı, Şahin Olgun Adana'da Yumurtalık Belediye Başkan Adayı, Yusuf Özer Adana'da Sarıçam Belediye Başkan Adayı, Bekir Kaplan Adana'da Aladağ Belediye Başkan Adayı, Erhan Algan Aydın'da Bozdoğan Belediye Başkan Adayı ve Veysel Kalfa Aydın'da' Karpuzlu Belediye Başkan Adayı, Ayhan Çengel Bilecik'te Söğüt Belediye Başkan Adayı, Miraç Mete Yüksel Bilecik'te Bozhöyük Belediye Başkan Adayı, Osman Yetim Bilecik'te Dodurga Belde Belediye Başkan Adayı, Bekşr Torun Bilecik'te Osmaneli Belediye Başkan Adayı, Fatmagül Özcan Eskişehir'de Çifteler Belediye Başkan Adayı, Ahmet Dalar Eskişehir'de İnönü Belediye Başkan Adayı, Mahmut Çetiner Eskişehir'de Han Belediye Başkan Adayı, Canan Rüzgar Temizel Eskişehir'de Mihalgazi Belediye Başkan Adayı, Hacer Bülbül Gaziantep'te Islahiye Belediye Başkan Adayı, Osman Türk Kayseri'de Akkışla Belediye Başkan Adayı, Alper Ceyhan Kayseri'de Hacılar Belediye Başkan Adayı, Metin Kılıçarslan Kayseri'de Pınarbaşı Belediye Başkan Adayı, Zafer Çakmaklı Kırıkkale'de Keskin Belediye Başkan Adayı, Murat Orhan Mersin'de Mut Belediye Başkan Adayı, Gökçen Aker Nevşehir'de Avanos Belediye Başkan Adayı, Ahmet Gazi Acar Nevşehir'de Uçhisar Belediye Başkan Adayı, Salih Atakan Duran İzmir'de yeniden Tire Belediye Başkan Adayı olarak gösterildi.
Ardından gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Akşener, şöyle konuştu:
"DEFALARCA DURDURULMAK, SİNDİRİLMEK, SUSTURULMAK İSTENDİK. HEPSİNİ, TEKER TEKER AŞTIK"
"İYİ Parti olarak haftaya ilginç ve bir o kadar da manidar bulduğum bir olayla başladık. Görünen o ki görüşleri fark etmeksizin siyasetteki herkes bizden çok rahatsız. İktidar kurulduğumuz günden beri bizden çok rahatsızdı zaten biliyorduk. Eski HDP’liler yeni DEM’liler zaten ezelden beri bizden çok rahatsızdı onu da biliyorduk. Son dönemdeyse artık açıkça görmeye başladık ki ana muhalefet partisi de bizden çok rahatsızmış. Hal böyleyken ittifak sisteminden beslenen bu kadar çok aktörü aynı anda rahatsız ediyorsak bu ne demektir biliyor musunuz? Milletimiz için, çok doğru şeyler yapıyoruz demektir. Bugüne kadar, karşımıza nice engeller, iftiralar, yalanlar çıktı. Türlü baskılarla, tehditlerle, linçlerle mücadele ettik. Defalarca durdurulmak, sindirilmek, susturulmak istendik. Hepsini, teker teker aştık. Durmadık, yılmadık, yorulmadık bugünlere geldik.
"BİZİ SANSÜRLEMEK İSTEYEN SARAY DEĞİL, BELEDİYE, BEŞTEPE DEĞİL, SARAÇHANE"
Bugün de önümüzde, yeni bir engel var. Bugün de birileri istiyor ki billboardsız, seçim kampanyası yapalım. Ama bu defa, öncekilerden farklı ve ilginç olarak önümüze, bu engeli çıkartan iktidar değil, ana muhalefet. Bizi sansürlemek isteyen saray değil, belediye, Beştepe değil, Saraçhane. 'Hadi canım, o kadar da olur mu' dediğinizi, duyar gibiyim; maalesef oluyor. Ekranda, gördüğünüz görseller yerel seçim kampanyamızın, ilk aşaması için hazırladığımız billboard görselleri. 4 sloganımız var; birincisi; 'Tek adam baskısına da; eş başkan kavgasına da mecbur değilsin İkincisi; 'Cumhuriyet’e savaş açana da teröre alan açana da mecbur değilsin.' Üçüncüsü; 'Yandaş medyaya da yoldaş medyaya da mecbur değilsin.' Dördüncüsü; 'Hain diyene de cahil diyene de mecbur değilsin.' Muhteremlerin büyük karın ağrısının sebebi işte bunlar. Bir tane de, benden olsun, beşinciyi de, ben eklettim; 'Saray sansürüne de belediye sansürüne de mecbur değilsin.' Biz iğnenin deliğinden geçtik, hayatınızda el bebek gül bebek gelmişsiniz, el tokadı yememişsiniz bizi mi korkutacaksınız.
"SEÇİM GÖRSELLERİMİZ ANKARA, İSTANBUL, İZMİR'DE BİLBORDLARA ASILMAYACAKMIŞ. SONRA DA EŞ BAŞKANLIK DEYİNCE ALINIYORLAR"
Her siyasi parti gibi biz de seçim kampanyamızın hazırlıklarını tamamladıktan sonra bir şirketle anlaşarak Ankara, İstanbul ve İzmir’de billboardlar kiraladık. Şirketle yaptığımız anlaşmaya göre standart bir uygulamayla belediyelerden onay alındıktan sonra billboardlarımız, geçtiğimiz Pazar akşamı asılacak pazartesi sabahı da, sokaklarda görünür olacaktı. Billboard görsellerimiz baskıya gitti ancak ne hikmetse basımı yapılan billboardlarımızın fotoğrafları çekilip birilerine gönderilmiş. Sonra da 'İstanbul’dan' şirkete bir telefon gelmiş. Peki telefonda ne denmiş biliyor musunuz; 'Bunları asmayacaksınız, bunları yumuşatın.' Üstelik, sadece İstanbul’da değil Ankara ve İzmir’de de asılmayacakmış. Sonra da eş başkanlık deyince alınıyorlar.
"BİZ MAĞDURUN KİM OLDUĞUNA BAKMAKSIZIN YERİ GELDİĞİNDE PINARHİSAR’A YERİ GELDİĞİNDEYSE, SARAÇHANE’YE EN ÖNDE KOŞANLARIZ"
Bu tip durumlarda, prosedür gereği eğer belediye onay vermiyorsa sebebiyle beraber bir ret yazısı kaleme alıp imzalı ve kaşeli şekilde şirkete dolayısıyla bize iletmesi gerekir. Ama ne hikmetse lafa gelince, kapsayıcılık ve şeffaflık abidesi kesilen bu belediyeden bize gönderilen ne bir ret ne de bir onay yazısı olmadı. Sadece şirket gelen bu telefon sebebiyle bilbaordlarımızın asılamayacağını söyledi. İşte o nedenle çok yakın bir gelecekte bu kepazeliğin ihalesini şirketin üzerine yıkarlarsa hiç şaşırmayacağız. Çünkü biz zaten şirkete telefon açan bu fevkalade cabbar arkadaşları kapalı kapılar ardında aslan kesilip iş icraata geldiğinde ise meydana çıkmaya cesaret edemeyişleriyle tanıyoruz. Ama belli ki, bunlar karşılarında kimlerin olduğunu unutmuşlar. Ben hatırlatayım, biz 15 yıllık bir iktidarın en güçlü en acımasız ve en baskıcı zamanında hiç kimsenin kafasını kaldırmaya bile cesaret edemediği bir dönemde sadece milletimizi arkamıza alarak tek adam rejimine karşı cesurlar hareketini başlatan İYİ Partiyiz. Biz mağdurun kim olduğuna bakmaksızın yeri geldiğinde Pınarhisar’a yeri geldiğindeyse, Saraçhane’ye en önde koşanlarız. Biz 'Kahrolsun İstibdat, Yaşasın Hürriyet' diye haykıran hür ve müstakil yepyeni bir siyasetin yolunu açanlarız.
"YILLARDIR CEBERUT BİR İKTİDAR KARŞISINDA DİMDİK DURAN BİZLER ŞİMDİ ONUN KÖTÜ BİR TAKLİDİNE Mİ BOYUN EĞECEĞİZ?"
Yıllardır ceberut bir iktidar karşısında dimdik duran bizler şimdi onun kötü bir taklidine mi boyun eğeceğiz? Ateşten çemberlerden geçip, bugünlere gelen bizler şimdi bir kibritle mi yanacağız? Elbette hayır, bunlar bize vız gelir tırıs gider. Varsın onlar sırf doğruları söylüyoruz diye bizi 9 köyden kovmaya kalksınlar. Biz milletimizle beraber 10’uncu köyü inşa ederiz. Varsın onlar saray gücünü de belediye gücünü de üzerimize salsınlar. Biz şerbetliyiz, ikisiyle de mücadele ederiz. Tüm köşeleri tutsunlar tüm yolları kessinler. Biz yepyeni bir yolu milletimizle birlikte yürümekten asla vazgeçmeyiz.
"AK PARTİ İLE İTTİFAKLARI DOLAYLI OLARAK YAPA YAPA SİZLER YAPIYORSUNUZ, BİZ DEĞİL"
Özgür Özel, Eskişehir'de çok ilginç bir konuşma yaptı. Bizimle ilgili imanın ötesine geçen AK Parti ile tuhaf bazı alışverişlerimiz olabildiğini ifade eden bir konuşma yaptı. Bana göre çok ağır bir iftira. Buradan Özel'e sesleniyorum, bunun cevabını vermek zorundasınız muhterem. Siz bilmeyebilirsiniz, 2017'de biz hayır oyu kullanmak üzere kampanya yaptık, partimiz yok. Eski Genel Başkanınız Kılıçdaroğlu'na sorun; Meral Akşener ve arkadaşlarına CHP 1 liralık yardım yapmış mı? Biliyorum ki cevabı hayır. Kılıçdaroğlu'nun başında bulunduğu CHP ve belediyeler eliyle bize 1 kuruş para yardımı yatmış mı? Kılıçdaroğlu, buna cevap vermek zorundasınız, bu işin peşini bırakmayacağım. Biz sürünürken başımız dimdik gezdik, en fazla aldığımız yardım parasını ödediğimiz belediye salonlarıdır. Sayın Özel sorun Genel Başkanınıza 2018'de CHP ve onun belediyelerinden İYİ Parti'ye bu seçim esnasında 1 kuruş gelmiş midir, verilmiş midir? Bunun cevabını vereceksiniz, bunu benim kaldırmam mümkün değildir. Kendi imkanlarımızla sürünerek propaganda yaptık. 2019, seçimler oldu İmamoğlu, Mansur Yavaş, Zeydan Karalar, Muhittin Böcek, ben sizi herhangi bir işle ilgili şu kişiye şu işi verin oradan bize para gelecek diye aradım mı? Kılıçdaroğlu, ben sizden herhangi bir talepte bulundum mu? Sizden istemedik size kazandırdık. 2017'den beri AK Parti ve iktidarını, Türkiye'yi getirdiği yeri eleştiren, onunla mücadele eden bir genel başkan olarak partime bu dediğiniz alandan 1 lira almadığıma göre biz AK Parti ile ittifak yapmadık muhteremler. AK Parti ile ittifakları dolaylı olarak yapa yapa sizler yapıyorsunuz, biz değil. Bu sorunun cevabını Kılıçdaroğlu ve Özel vermek zorundadır. Bu işin peşini bırakmayacağımı buradan ilan ediyorum, herkes haddini hukukunu bilecek.
"MİLLETİN VERDİĞİ YETKİDEN ALDIĞI GÜCÜN KİBRİYLE KENDİNİ KAYBEDEN SADECE AK PARTİ DEĞİL BİZZAT ANA MUHALEFETİ YÖNETENLERMİŞ"
Bugün hep birlikte siyaseti teslim almış, derin bir hakikat krizinin pençesinde sürüklenip gidiyoruz. Mesela bunlar lafa gelince en büyük Atatürkçü kendileriymiş gibi yaparlar. Ama bir taraf Atatürk’ümüze düşman hangi onursuz varsa onunla birlikte yol yürürken diğer taraf ise malum şer odağına şirin gözükmek için ismini, bizzat Atatürk’ümüzün verdiği vilayetimizin adını bile söyleyemez, Tunceli'yi söyleyemez. Mesela bunlar lafa gelince Cumhuriyet’imize, sahip çıkıyormuş gibi yaparlar. Ama bir taraf federasyon ve özerkliği dilinden düşürmeyen HÜDAPAR’la el ele tutuşurken diğer taraf ise cumhuriyeti 100 yıllık yıkım ve zulüm olarak gören DEM’li kafaların kuyruğundan ayrılmaz. Bugün geldiğimiz noktada sözde düşmanlıklar özde süt kardeşliğine dönüşmüş. Sözde mücadeleler, özde dayanışmaya dönüşmüş. Nitekim iktidarın yıllardır pazarladığı 'AK Parti işi demokrasi' trenine de bine bine hem de birinci sınıf bilet alıp ana muhalefet partisi binmiş. Hak, hukuk, demokrasi hassasiyetleri aynı iktidarınki gibi sadece kendileriyle aynı fikirde olanlar içinmiş. Milletin verdiği yetkiden aldığı gücün kibriyle kendini kaybeden sadece AK Parti değil bizzat ana muhalefeti yönetenlermiş.
"YARGITAY’IN ANAYASAYI TANIMAYARAK YOL AÇTIĞI HUKUK SKANDALINA TBMM DE EŞLİK ETTİ, CAN ATALAY'IN MİLLETVEKİLLİĞİNİN DÜŞÜRÜLMESİ KARARIYLA ÜLKEMİZİ ANAYASASIZ BİR DEVLET OLMA TEHLİKESİNE DOĞRU SÜRÜKLEMEYE BAŞLADI"
Dün akşam Gazi Meclisimizde yaşananlar bize 100 yıllık cumhuriyetimizin hukuk devleti ilkesinin ne denli büyük bir tehdit altında olduğunu bir kez daha gösterdi. Bildiğiniz gibi Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi'nin Can Atalay için verdiği hak ihlali kararını tanımamakta inat ederek bir anayasal devlet krizini tetiklemişti. Bugüne kadar yargı kurumları arasında süren, bu uyumsuzluğa maalesef dün akşam Türkiye Büyük Millet Meclisi de dahil oldu. Yargıtay’ın Anayasa’yı tanımayarak yol açtığı hukuk skandalına maalesef, Türkiye Büyük Millet Meclisi de eşlik etmiş oldu. Yürütmenin yargının üzerindeki siyasi baskısından maalesef yasama da payını almış oldu. Ve gelinen noktada ülkemizde aylardır süregelen anayasal devlet krizi Gazi Meclisimizden çıkan Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesi kararıyla birlikte artık ülkemizi anayasasız bir devlet olma tehlikesine doğru sürüklemeye başladı. Peki tüm bunlar olurken Erdoğan ne yapıyor dersiniz? Her zaman olduğu gibi sorunu büyütmeyi uyumsuzluğu körüklemeyi krizi derinleştirmeyi tercih ediyor. Çünkü artık öyle bir noktaya geldiler ki bu arkadaşlar için devletmiş, anayasaymış, kanunmuş artık önemsiz bir teferruat haline geldi. Anayasamız, Türk milletinin andıdır. Bugün bu andı çiğneyenler bundan sonra milletin iradesini nasıl temsil edecekler? Uyguladıkları kararların meşruiyetini neye dayandıracaklar? Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni hukuka, adalete, vicdanlara düşürdükleri, bu gölgeyle nasıl yönetecekler? Türk hukuk sistemini küçük bir grubun çıkarlarına malzeme ettirmeyeceğiz. Türk milletini de kimsenin kendi marabası olarak görmesine müsaade etmeyeceğiz.
"MİLLETİMİZE SÖZÜMÜZ OLSUN Kİ İYİ PARTİ’NİN YÖNETTİĞİ TÜM BELEDİYELERDE SIĞINMACI SAYISINI AZALTACAĞIZ"
İYİ Parti olarak, yetkiyi devraldığımızda kaçak ve sığınmacıların belediyelerimize ait park ve mesire alanlarında sosyal tesislerde istirahat ve eğlence yerlerinde toplumsal huzuru bozacak davranışlarına asla izin vermeyeceğiz. Kaçakların tespiti ve sınır dışı edilmesi için bu alanlarda sürekli denetimler yapacağız. Yönettiğimiz belediyelerdeki hizmet ihaleleri ve doğrudan hizmet alımlarında tedarikçi şirketlerden yerel ve milli sermayeli olma, çalışanlarını Türk vatandaşlarından istihdam etme gibi özelikler arayacağız. Sözleşme imzalandıktan sonra bu koşullarda, değişiklik yapan firmaların da sözleşmelerini feshedeceğiz. Yönettiğimiz belediyelerimizde ve bağlı kuruluşlarda yöre halkından vatandaşlarımızın istihdam edilmesini sağlayacağız. Statüsü ne olursa olsun yabancı uyruklu hiçbir kişinin kurumlarımızda çalıştırılmasına izin vermeyeceğiz. Milletimize sözümüz olsun ki İYİ Parti’nin yönettiği tüm belediyelerde sığınmacı sayısını azaltacağız. Üstelik bunu da anayasamızın ve uluslararası hukukun bize tanıdığı haklar çerçevesinde yapacağız."
Yorumlar
Yorum Yapın
İlginizi Çekebilir
Silivri’de Kayıp Vatandaş Sağ Olarak Bulundu

Silivri’nin Büyükkılıçlı Mahallesi’nde kaybolan bir vatandaş, İstanbul AFAD’ın koordinesinde yürütülen yoğun arama-kurtarma çalışmaları sonucunda sağ olarak bulundu.
AFAD Koordinesinde Ortak Çalışma
Kaybolma ihbarının ardından harekete geçen ekipler, İlçe Jandarma Komutanlığı, Silivri Belediyesi Arama ve Kurtarma (SAK) ekibi, sivil toplum kuruluşları (STK) ve gönüllülerin katılımıyla bölgede kapsamlı bir çalışma gerçekleştirdi. Koordineli arama çalışmaları sayesinde vatandaş kısa sürede sağ olarak bulundu.
Sağlık Kontrolleri İçin Hastaneye Sevk Edildi
Bulunan vatandaş, yapılan ilk müdahalenin ardından ambulansla hastaneye sevk edildi. Sağlık durumunun kontrol altında olduğu öğrenildi.
“Tüm kurumlara teşekkür ediyoruz”
Silivri Belediyesi’nden yapılan açıklamada, sürece katkı sağlayan tüm kurum, ekip ve gönüllülere teşekkür edilerek şu ifadelere yer verildi:
“Süreç boyunca özveriyle görev yapan tüm kurumlarımıza, ekiplerimize ve gönüllülerimize teşekkür ediyor; hemşehrimize geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.”
Esenyurt Adliye Sarayı İçin İlk Adım Atıldı

Esenyurt’ta uzun süredir beklenen Adliye Sarayı projesi için önemli bir gelişme yaşandı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile yapılan görüşmenin ardından sürecin resmen başladığı duyuruldu.
Yıl Sonuna Kadar Temel Atma Hazırlıkları Başlıyor
Görüşmeye Esenyurt Kaymakamı Fatih Çobanoğlu, AK Parti İlçe Başkanı Togay Çoban ve Esenyurt Belediye Başkan Vekili Can Aksoy katıldı. Yapılan istişareler sonucunda, yıl sonuna kadar Esenyurt Adliye Sarayı’nın temel atma hazırlıklarının başlayacağı açıklandı.
“Vatandaşlarımız Adalet Hizmetlerine Daha Kolay Ulaşacak”
AK Parti Esenyurt İlçe Başkanı Togay Çoban, ilçenin en büyük ihtiyaçlarından biri olan Adliye Sarayı’nın hayata geçirilmesiyle hem vatandaşların adalet hizmetlerine daha kolay erişebileceğini hem de Esenyurt’un kurumsal kimliğine değer katacağını vurguladı.
“Proje Bakanlığın Desteğiyle Hızla İlerleyecek”
Esenyurt Kaymakamı Fatih Çobanoğlu ise, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un desteğiyle projenin hızla ilerleyeceğini ifade ederek, yıl sonu itibarıyla çalışmaların somut şekilde başlayacağına dikkat çekti.
“İlçeye Büyük Katkı Sağlayacak”
Esenyurt Belediye Başkan Vekili Can Aksoy da, ilçenin böylesine önemli bir yatırıma kavuşmasının Esenyurt için büyük katkı sağlayacağını dile getirdi.
Modern ve Hızlı Hizmet Sunacak
Bakan Tunç’un onayıyla kısa süre içerisinde temeli atılacak olan Esenyurt Adliye Sarayı, ilçedeki adalet hizmetlerini tek çatı altında toplayarak vatandaşlara modern ve hızlı hizmet sunmayı hedefliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Teşekkür
Son olarak, böylesine önemli bir eserin Esenyurt’a kazandırılmasında gösterdiği güçlü irade ve destek için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a şükran ifade edildi.
AK Parti Esenyurt’ta “Türkiye Yüzyılı Buluşması” Düzenlendi

AK Parti Esenyurt İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen “Türkiye Yüzyılı Buluşması”, Esenyurt Recep Tayyip Erdoğan Eğitim Külliyesi’nde yoğun katılımla gerçekleştirildi. Programa, AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir, AK Parti Esenyurt İlçe Başkanı Togay Çoban, eski Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, AK Parti Kars Milletvekili Adem Çalkın, AK Parti İstanbul Milletvekili Seyithan İzsiz ve çok sayıda partili katıldı.
“Milletin iradesine karşı devlet dimdik duruyor”
Buluşmada konuşan AK Parti Esenyurt İlçe Başkanı Togay Çoban, Esenyurt’un kayyum tarafından yönetildiğini hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:
“Esenyurt ilçemiz şu an kayyum tarafından yönetilmektedir. Kayyum, devletin ta kendisidir! Milletimizin emaneti olan belediye, devletimizin güvencesi altındadır. Bu durum bir kez daha göstermiştir ki aziz milletin iradesini yok saymaya kalkan anlayışa karşı devletimiz dimdik durmaktadır.”
“Her kesime dokunuyoruz”
Çoban, Esenyurt’un demografik yapısına değinerek teşkilatın gücünü vurguladı:
-
İlçede yaklaşık 110 bin üyenin bulunduğunu söyledi.
-
Kongre sonrası 2 bin 746 yeni üyenin katıldığını açıkladı.
-
Üyelerin yarısının kadın, yarısının erkek olduğunu, ayrıca 7 binden fazla gencin AK Parti çatısı altında yer aldığını belirtti.
Çoban, “Bu tablo AK Parti’nin Esenyurt’ta her kesime dokunduğunun en güçlü ispatıdır. Dokunmadığımız tek bir yürek, girmediğimiz tek bir ev bırakmamaya kararlıyız. Ak noktamızda sürekli vatandaşlarımızla bir araya geliyor, doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine herkes ile yan yana oluyoruz.” dedi.
“Güçlü teşkilat kurduk”
Çoban, konuşmasında mahalle başkanları, yönetim kurulu üyeleri, meclis üyeleri, kadın ve gençlik kollarının fedakârlıklarını anarak teşekkür etti. İl Başkanı Abdullah Özdemir’in vizyonu ve liderliğinin İstanbul teşkilatına güç kattığını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür
Çoban, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a özel olarak teşekkür ederek şunları kaydetti:
“Onun güçlü liderliği, vizyonu ve milletimiz için gece gündüz demeden ortaya koyduğu gayret bizlere daima yol göstermektedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu irade sayesinde Türkiye, yalnızca kendi vatandaşlarının değil, aynı zamanda tüm mazlum coğrafyaların da umudu olmuştur.”
“Esenyurt Türkiye’dir”
Konuşmasını birlik ve beraberlik mesajıyla tamamlayan Çoban,
“Biz sadece bir siyasi hareket değiliz. Biz bu milletin umudu, geleceği, birliği ve kardeşliğiyiz. Esenyurt için, AK Parti için, Türkiye için hep birlikte haykırıyoruz: Bir olacağız! İri olacağız! Diri olacağız! Hep birlikte güçlü olacağız! Esenyurt Türkiye’dir, Türkiye Esenyurt’tur!” sözleriyle salondaki coşkuya ortak oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ABD’de Yoğun Diplomasi Trafiği

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 80. Genel Kurulu için gittiği Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) New York kentinde yoğun bir diplomasi trafiği yürüttü. Erdoğan, BM Genel Kurulu’na hitabının yanı sıra çok sayıda liderle görüşmeler gerçekleştirdi, uluslararası konferanslara katıldı ve önemli iş birliği mesajları verdi.
Türk Yatırım Konferansı: “100 milyar dolarlık ticaret hedefi sürüyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 22 Eylül’de Türkiye-ABD İş Konseyi tarafından düzenlenen Türk Yatırım Konferansı’na katıldı. Enerji ve savunma sanayi iş birliğini öncelikli alanlar olarak gördüklerini belirten Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ile 2019 yılında belirlenen 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefinin sürdüğünü vurguladı.
Filistin Konferansı: “1967 sınırları temelinde bağımsız Filistin”
BM’de düzenlenen Filistin Konulu Yüksek Düzeyli Uluslararası Konferansa katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin’i tanıyan ülkeleri tebrik ederek şu mesajı verdi:
“Türkiye olarak 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, coğrafi bütünlüğe sahip Filistin Devleti kurulana kadar mücadeleye devam edeceğiz.”
Yoğun Lider Diplomasisi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, New York temasları çerçevesinde birçok lider ve üst düzey temsilciyle görüştü:
-
AB Konseyi Başkanı Antonio Costa ile Avrupa Birliği ilişkilerini değerlendirdi.
-
Kanada Başbakanı Mark Carney ile enerji, savunma sanayi ve NATO müttefikliği üzerine görüştü; Kanada’nın Filistin’i tanımasından memnuniyetini dile getirdi.
-
Kuveyt Veliaht Prensi Sabah Halid el-Hamed es-Sabah ile ticaret ve ikili ilişkilerin geliştirilmesi üzerine görüş alışverişinde bulundu.
-
Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi ile Libya’da kalıcı istikrar ve güvenlik için Türkiye’nin desteğini vurguladı.
-
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile Türkevi’nde yaptığı görüşmede, yaptırımların kaldırılması ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması mesajını verdi.
-
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile ikili ilişkiler, AB süreci ve Filistin meselesini ele aldı. Macron’un Filistin’i tanıma kararını memnuniyetle karşıladı.
-
Vietnam Devlet Başkanı Luong Cuong ile Filistin konusunda ortak duruşu değerlendirdi.
BM Genel Kurulu’nda Dünya Liderlerine Mesajlar
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulu kürsüsünden yaptığı konuşmada ağırlıklı olarak Gazze’de yaşanan soykırıma dikkat çekti.
“Gazze’de iki taraftan söz edilemez. Bir yanda en modern silahlarla donatılmış düzenli ordu, diğer yanda masum siviller vardır. Gün bugündür. Gün, insanlık adına Filistinli mazlumların yanında dimdik durma günüdür.”
Erdoğan, ayrıca Suriye, Rusya-Ukrayna savaşı, KKTC’nin tanınması ve BM reformu gibi başlıklarda da önemli mesajlar verdi.
ABD’de Türk Toplumuyla Buluşma
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi tarafından düzenlenen akşam yemeğine katılarak ABD’de yaşayan Türk vatandaşlarıyla bir araya geldi.
Türk-Amerikan ilişkilerinin müttefiklik ve stratejik ortaklık temelinde ilerlediğini belirten Erdoğan, Başkan Trump’ın ikinci döneminde kurumlar arası diyaloğun hız kazandığını söyledi.
Trump ile Zirve Görüşmesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, temaslarının sonunda Washington’a geçerek ABD Başkanı Donald Trump ile Beyaz Saray’da görüştü.
İki liderin görüşmesi 2 saat 20 dakika sürdü. Erdoğan, F-16 ve F-35 projeleri, Halkbank davası ve Heybeliada Ruhban Okulu konularını gündeme getirdi.
Görüşme kapsamında, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ile ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, iki ülke arasında Stratejik Sivil Nükleer İşbirliği Mutabakat Zaptı’nı imzaladı.
BM İklim Zirvesi: 2035 için emisyon hedefi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM İklim Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin 2035 yılına kadar 466 milyon ton emisyon azaltımı sağlamayı hedeflediğini ve yenilenebilir enerji payının yüzde 60’ın üzerine çıktığını açıkladı.
Beylikdüzü’ndeki Özel Bakım Merkezi İçin Kapatma Kararı

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, İstanbul Beylikdüzü’nde faaliyet gösteren özel bir bakım merkezine yönelik basında yer alan iddialar üzerine açıklama yaptı. Bakanlık, iddiaların ardından kurum hakkında derhal inceleme başlatıldığını, sorumluların görevden alındığını ve merkezin kapatıldığını duyurdu.
İnceleme ve Soruşturma Başlatıldı
Bakanlıktan yapılan açıklamada, söz konusu özel bakım merkeziyle ilgili iddiaların tespit edilmesinin ardından il müdürlüğü tarafından acil denetim sürecinin başlatıldığı ifade edildi.
İhmali bulunan kişilerin iş akitlerinin feshedildiği ve haklarında Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğu belirtildi.
Engelli Bireyler Başka Merkezlere Yerleştiriliyor
Bakanlık açıklamasında, merkezin kapatma kararı alındığı ve burada hizmet alan engelli bireylerin güvenli şekilde başka merkezlere yerleştirilme sürecinin başlatıldığı vurgulandı.
“Süreci Titizlikle Takip Ediyoruz”
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, ihmali bulunanların en ağır cezayı alması için sürecin bizzat takip edildiğini açıkladı:
“İhmali bulunanların en ağır cezayı alması için bizzat suç duyurusunda bulunduğumuz ve müdahil olduğumuz dava sürecini titizlikle takip edeceğiz.”
Bakanlık, kamuoyuna saygıyla duyuruda bulunarak gelişmelerin yakından izleneceğini belirtti.
Saral’dan mahkeme görüntülerine tepki: “Bu kalıpsıza bu şovları kim yaptırıyor?”

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı davalarda çekilen görüntülere tepki gösterdi. Saral, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda İmamoğlu için “bu kalıpsız” ifadesini kullanarak mahkeme salonuna görüntü cihazlarının sokulmasına sert sözlerle karşı çıktı.
“Davalar basına kapalı yapılır”
Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı davalarda mahkeme salonundan paylaşılan görüntüler sosyal medyada gündem olurken, Oktay Saral bu duruma tepki gösterdi. Saral, davaların basına kapalı olarak yapılması gerektiğini hatırlatarak, telefon ve kamera gibi cihazların duruşma salonuna sokulmasının yasak olduğunu vurguladı.
Saral, paylaşımında şu ifadeleri kullandı:
“Bu kalıpsıza bu şovları kim yaptırıyor? Davalar basına kapalı olarak yapılır. Telefon ya da video kamera gibi cihazların duruşma salonuna sokulması yasaktır. Hal böyle iken bu çekimlerin yapılmasına göz yuman mahkeme heyeti acilen açığa alınmalıdır. HSK’yı göreve davet ediyorum.”
HSK’ya çağrı
Saral’ın bu paylaşımında Hakimler ve Savcılar Kurulu’nu (HSK) göreve davet etmesi dikkat çekti. İmamoğlu’nun duruşmalarında çekilen görüntülerin sosyal medyada geniş yankı uyandırması ve binlerce yorum almasının ardından yapılan bu çıkış, siyasette yeni bir tartışmayı da beraberinde getirdi.
Gürsel Tekin’den CHP’den İhraç Kararına Sert Tepki: “Bizi Değil, Vicdanlarını İhraç Ettiler”

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) eski İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, partiden ihraç edilmesine sert tepki gösterdi. Tekin, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Bu kararın bizim onurumuzu zedelemesi mümkün değildir. Bizi değil, kendi vicdanlarını ihraç ettiler” ifadelerini kullandı.
“Bu karar CHP tarihine gölge düşüremez”
Gürsel Tekin, açıklamasında partideki geçmişine vurgu yaparak şunları söyledi:
“Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir neferi olarak ömrümü verdiğim partidem, suça bulaşmış kişilerin, partinin değil kendi şahsi çıkarlarının temsilciliğini yapanların aldığı bir kararla ihraç edildik. Bu kararın bizim onurumuzu zedelemesi mümkün değildir.
Biz bu partinin emektarlarıyız. Bu partiye yıllarımızı, alın terimizi, mücadelemizi verdik. Bizimle aynı yolda yürüyen binlerce yol arkadaşımızın emeğini yok sayarak kendi düzenlerini sürdürmeye çalışanların vereceği hiçbir karar CHP tarihine gölge düşüremez.”
“CHP, şaibelerden arındığında daha da büyüyecek”
Tekin, ihraç kararını partinin geleceği açısından da değerlendirdi:
“Bugün bizi ihraç edenler bilsinler ki aslında ihraç ettikleri biz değiliz; ihraç ettikleri kendi vicdanlarıdır, partinin onurlu geçmişidir. Bizim varlığımızı yok edemezsiniz. Çünkü biz CHP’nin vicdanıyız, kökleriyiz, hafızasıyız.
Sizler bu partiden gittiğinizde, bu partiyi şaibelerden, kişisel hırslardan arındırdığınızda Cumhuriyet Halk Partisi daha da büyüyecek. Çünkü CHP, birkaç kişinin koltuğunu korumak için tasfiye ettiği insanların değil, Mustafa Kemal’in izinden giden milyonların partisidir.”
“Mücadelemiz sürecek”
Partiden ihraç edilmesinin kendisini susturamayacağını vurgulayan Gürsel Tekin, şu ifadelerle açıklamasını noktaladı:
“Bizler, partimizi namussuzlardan, şaibelerden ve kirli düzenlerden temizlemek için mücadelemize devam edeceğiz. İhraç kararlarıyla bizi susturamazsınız. Tarih, bugün alınan bu haksız kararları değil, bu kararların karşısında dimdik duran bizleri yazacaktır.”
İzmir’de “Twerk” Rezaletine 2 Gözaltı!

İzmir’de “Twerk” Rezaletine 2 Gözaltı
İzmir’de bir eğlence mekanında çekilen ve sosyal medyada büyük tepki toplayan görüntüler sonrası soruşturma başlatıldı. Görüntülerde tesettürlü bir kadının, erkek dansçılarla birlikte twerk yaptığı anlar yer alıyordu.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla harekete geçen polis ekipleri, kimlikleri tespit edilen 2 kişiyi gözaltına aldı. Olayla ilgili incelemeler sürerken, gözaltındaki şüphelilerin emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edileceği öğrenildi.
Sosyal medyada kısa sürede yayılan görüntüler, toplumun farklı kesimlerinden yoğun tepki aldı.
Ava Gitme” Dedi, Katliam Yaşandı: Annesini Av Tüfeğiyle Öldürdü!

“Ava Gitme” Dedi, Katliam Yaşandı: Annesini Av Tüfeğiyle Öldürdü
Muğla’nın Köyceğiz ilçesinde aile içi tartışma kanlı bitti. Edinilen bilgilere göre 22 yaşındaki S.S., ava gitmesine karşı çıkan annesiyle tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesi üzerine öfkelenen genç, evde bulunan av tüfeğini alarak annesini başından vurdu.
Ağır yaralanan anne olay yerinde hayatını kaybederken, mahallede büyük üzüntü yaşandı. İhbar üzerine olay yerine sağlık ve jandarma ekipleri sevk edildi. Sağlık ekiplerinin yaptığı incelemede kadının yaşamını yitirdiği belirlendi.
Olay sonrası S.S. jandarma ekipleri tarafından gözaltına alınırken, cenaze otopsi için Muğla Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Bursa’da Metroda Can Pazarı: Yaşlı Adam Raylara Düştü, Mucizevi Şekilde Kurtuldu!

Bursa’da Metroda Can Pazarı: Yaşlı Adam Raylara Düştü, Mucizevi Şekilde Kurtuldu
Bursa’da metro istasyonunda yaşanan olay, yürekleri ağza getirdi. İddiaya göre, peronda metro bekleyen iki öğrenci şakalaştıkları sırada 60 yaşındaki Abdulkadir Kavaklıgil’e çarptı. Çarpmanın etkisiyle dengesini kaybeden Kavaklıgil, raylara düştü.
O sırada istasyona yaklaşan metro makinisti, durumu fark ederek anında fren yaptı. Tren, raylara düşen Kavaklıgil’e çarpmadan durmayı başardı. Olay yerine gelen sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından yaralı adam hastaneye kaldırıldı.
Abdulkadir Kavaklıgil’in sağlık durumunun iyi olduğu öğrenilirken, olayla ilgili inceleme başlatıldı.
İlk Yorum yapan siz olun!