İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, “2024 net asgari ücret için teklifimiz, yılın ilk yarısında 17 bin TL en az, ikinci yarısında en az 20 bin 500 TL şeklindedir. Yaşam maliyeti o kadar yükseldi ki bu miktarlar da büyük haneler için bir anlam ifade etmeyebiliyor. Diğer taraftan düşüyor dense de hala yüksek olan enflasyon nedeniyle birkaç ay sonra zammın da bir anlamının kalmadığını hep birlikte göreceğiz ve konuşacağız. Maalesef ülkemiz vatandaş olmanın kolay ama mutlu olmanın zor olduğu bir ülke haline getirilmiştir. 137 ülke arasında ortalama mutluluk açısından 106. sıradayız. Bu gidişle biz mutsuz asgari ücretliler ülkesi olarak anılmaya başlanacağız. Buna sebep olan da elbette mevcut siyasi iktidar olacaktır” dedi.

İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, “2024 net asgari ücret için teklifimiz, yılın ilk yarısında 17 bin TL en az, ikinci yarısında en az 20 bin 500 TL şeklindedir. Yaşam maliyeti o kadar yükseldi ki bu miktarlar da büyük haneler için bir anlam ifade etmeyebiliyor. Diğer taraftan düşüyor dense de hala yüksek olan enflasyon nedeniyle birkaç ay sonra zammın da bir anlamının kalmadığını hep birlikte göreceğiz ve konuşacağız. Maalesef ülkemiz vatandaş olmanın kolay ama mutlu olmanın zor olduğu bir ülke haline getirilmiştir. 137 ülke arasında ortalama mutluluk açısından 106. sıradayız. Bu gidişle biz mutsuz asgari ücretliler ülkesi olarak anılmaya başlanacağız. Buna sebep olan da elbette mevcut siyasi iktidar olacaktır” dedi.
İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Zorlu, özetle şunları söyledi:
“Bugün Necip Hablemitoğlu suikastının yıl dönümü. Bu tür suikastların karşısında olan bir parti, İYİ Parti. Vatanı için mücadele eden, mesleğini halkımıza yakışır bir onurla icra eden böylesi şahsiyetlerin uğradığı saldırılar karşısında Türk milleti olarak bir ve bütünlük içinde olmalıyız. Bir kez daha merhumu, rahmetle anmak istiyorum.
“ERKAN’IN AÇIKLAMALARI, BAŞKASI ADINA UTANMAMIZIN DOZUNU ARTIRMIŞ OLDU”
Ülkemizin en büyük sorunu ekonomi. Siyasi iktidarın hatalı politikaları ile derinleşen hayat pahalılığı, buna asla yetmeyen gelir grupları artık bir gerçeğimiz. Böyle bir ortamda 2024 asgari ücretinin açıklanmasını bekliyor, milyonlarca çalışanımız. Bugün, Asgari Ücret Komisyonu ikinci toplantısını gerçekleştirecek. Muhtemelen bir mutabakata da varılmayacak. Bizler, asgari ücretin ve genel olarak ücretlerin yetersizliğini gündemde tutmaya ve hükümetin ‘rasyonele dönüş’ planının iki kahramanı olan Sayın Şimşek ve Merkez Bankası Başkanı Sayın Erkan’ın talihsiz açıklamalarına değinmek istiyoruz. Özellikle Merkez Bankası Başkanı Sayın Erkan’ın açıklamaları uluslararası basına da yansıyarak, başkası adına utanmamızın dozunu artırmış oldu. Aslında her iki açıklama da konut ya da barınma krizi ile ilgili. Sayın Şimşek, sosyal medyadaki bir paylaşımında konut arzında artışı sağlayan düzenlemelere bağlı olarak özellikle büyük şehirlerde kiraların gerilediğinden söz etti. En son Ekim verisi açıklanan kira endeksi, aylık artışın devam ettiğini, ancak sadece artış hızında bir yavaşlama olduğunu söylüyordu. Kasım ayı kiralık ilan ortalamalarının açıklandığı çalışma ise kiralarda reel gerilemenin yaşandığını, ancak düzeylerin hala yüksek olduğuna işaret ediyordu. Bu düzeyleri seslendirmek, sorunun boyutunu anlamak; ‘kiralardaki düşüş başladı’ demenin anlamsızlığını teyit etmek açısından çok önemli…
“AYDA YAKLAŞIK 200 BİN TL ÜCRET GELİRİ OLAN BİRİNİN, ‘İSTANBUL’DA EV BULAMADIM, ANNEMDE KALIYORUM’ DEMESİ MANTIKLI MI?”
Kiralık konutların ortalama ilan metrekare fiyatı Türkiye’deki ortalama ücretten de asgari ücretten de emekli aylığından da çok daha yüksek durumda. Merkez Bankası Başkanı Sayın Gaye Erkan… Ülkenin para politikasından sorumlu kurumun başkanı, ‘İstanbul’da ev bulamadık, müthiş pahalı, annemlere yerleştik, onların yanında kalıyoruz’ diyor. Üstelik bunu, bir arkadaş ortamında falan değil; kamuya açık olacağını bile bile bir röportajda söylüyor. Türkiye’nin yabancı yatırıma duyduğu ihtiyacı en çok bilmesi gereken, bildiğini de düşündüğümüz kişi söylüyor. Önceki pozisyonda milyonlarca dolar kazanmış ve şimdi de ayda yaklaşık 200 bin TL ücret geliri olan birinin, ‘İstanbul’da ev bulamadım, annemde kalıyorum’ demesi mantıklı mı? Bunu geçtik… Bir kişinin 10 evi olacağına 10 kişinin bir evi olmalı gibi bir cümleyi de kurdu. Özellikle bir Merkez Bankası Başkanı, yaptığı işin yüzde 90’ının iletişim olduğu gerçeğini unutmamalıdır. Hele hele ülkemiz, 10 kişinin birleşip bir ev alamayacağı durumdayken, yanlış kelime seçiminiz doğal olarak tepkilere de eleştirilere de yol açacaktır. Buna hazırlı olacaksınız. Ülkemizdeki ortalama hane halkı büyüklüğü, 3,17 kişi olduğuna göre; ‘üç hane birleşip bir ev almalı’, mı demek istiyor? Belki de hayat pahalılığından dert yanan Gaye Hanım, ‘üç hane birleşseniz de ev alamazsınız’ demeye mi getiriyor? Sayın Başkan Erkan, kendi kurumunun yayınladığı verilerden haberdardır. Ülkemizdeki satılık konut ortalama metrekare fiyatının, Eylül 2023 itibarıyla; 29 bin 110 TL’ye çıktığını biliyor olmalıdır. İstanbul’daki konutun ortalama metrekare fiyatının ise 43 bin 669 TL olduğunu da… İstanbul’da 120 metrekare büyüklüğünde bir ev alalım deseniz, vatandaşımız için; en az 5.2 milyon TL’yi gözden çıkarmanız lazım. Yani 460 asgari ücret…
Hep asgari ücret ya da emekli aylığı üzerinden örnek vermemizi eleştirenler olduğunu da görüyoruz. Oysa TEPAV’ın son araştırması, emek geliri olarak hanesine sadece tek asgari ücret giren yaklaşık 3 milyon ev olduğunu gösteriyor. Özel sektörde çalışanların yüzde 46’sı asgari ücret statüsünde, ama iki asgari ücretin altında ücret kazanıyor çok daha fazlası…
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz da memur ve emekliler için yaklaşık yüzde 50 zam yapmayı düşündüklerini ifade etti. Ancak TÜİK’in makyajlı verilerine göre enflasyon yüzde 61, ENAG verilerine göre yüzde 126 iken; verilecek yüzde 50 zammın vatandaşlarımızın geçimini sağlaması, barınma, beslenme giyinme, ulaşım ve eğitim giderlerinin karşılanması için yeterli olmadığı ortadadır. Gelinen aşamada bir yandan emeklilerin çilesini ve asgari ücretin norm ücret haline gelmesini eleştirirken, bir yandan da milyonlarca lira ile ‘geçinmeye’ çalışan Merkez Bankası Başkanı’nın talihsiz açıklamalarını hep birlikte üzülerek takip ediyoruz.
“BÜROKRASİNİN EN YENİ SİMASI SAYIN ERKAN YOKSA SİYASET DÜNYASINA MI HAZIRLANMAK İSTİYOR?”
Merkez Bankası Başkanı’nın açıklamaları sadece bizim için değil; yabancı yatırımcı için oldukça önemli. Mesela bu açıklamalar sonrası, Türkiye’ye doğrudan yatırım yapma imkanı olan bir yabancı yatırımcının kararından vazgeçmiş olmasına neden olmuş, olabilir misiniz Sayın Erkan? Bunu en iyi siz biliyorsunuz. Ne pahasına? Bürokrasinin en yeni siması Sayın Erkan yoksa siyaset dünyasına mı hazırlanmak istiyor. Böyle bir niyeti varsa, keşke başkanlıktan affını istese. Keşke bu rekabetin içine girse… Yok böyle bir amacı yok ise icra ettiği görevin Merkez Bankası Başkanlığı olduğunu kendisine hatırlatmakta yarar görüyoruz.
“HER MİKROFON UZATANA KONUŞMAMASINI ÖNERİYORUZ”
Merkez Bankası Başkanı’ndan ne bekliyoruz? Çünkü Türkiye’deki hayat pahalılığının giderilmesi konusunun en önemli sorumlu kişisidir. Bilimle, verilerle çelişmeyen para politikası kararlarını özgürce almasını; Merkez Bankası’nın nitelikli insan kaynağı için yıpranan çekiciliğini yeniden inşa etmesini; yok denecek kadar azalmış itibar ve güven sorununu çözecek etkili bir iletişim politikası uygulamasını… Ülkenin yatırım iklimine yönelik negatif algılanabilecek açıklamalar yapmamasını ve hatta her mikrofon uzatana konuşmamasını öneriyoruz.
“ÜLKEMİZ VATANDAŞ OLMANIN KOLAY AMA MUTLU OLMANIN ZOR OLDUĞU BİR ÜLKE HALİNE GETİRİLMİŞTİR”
11 bin 402 TL olan asgari ücretin, 7 bin 500 TL olan düşük emekli aylığının yeterliliği hepimizce tartışılıyor. Bir haneye iki asgari ücret girse, hanenin geliri bu ay 22 bin 804 TL idi. Kasım 2023 itibarıyla İstanbul’daki kiralık konutların ortalama ilan metrekare fiyatı, 166,7 TL. 120 metrekare ortalama bir ev için talep edilen kira ne kadar, 20 bin 4 TL. Ne kaldı iki asgari ücretten geriye?.. Ücretler öyle bir düzeye geldi ki işçiyi, emekçiyi açlıkla imtihan eder hale geldiler. Yaptıklarının adı olsa da vatandaşımızla alay etmek anlamına geliyor. İYİ Parti olarak asgari ücrete ilişkin önerimizi dile getirmiş, Çalışma Bakanı’nın asgari ücrete yılda iki defa zam yapılamaz açıklamasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ifade etmiştik. 2024 net asgari ücret için teklifimiz, yılın ilk yarısında 17 bin TL en az, ikinci yarısında en az 20 bin 500 TL şeklindedir. Yaşam maliyeti o kadar yükseldi ki bu miktarlar da büyük haneler için bir anlam ifade etmeyebiliyor. Diğer taraftan düşüyor dense de hala yüksek olan enflasyon nedeniyle birkaç ay sonra zammın da bir anlamının kalmadığını hep birlikte göreceğiz ve konuşacağız. Maalesef ülkemiz vatandaş olmanın kolay ama mutlu olmanın zor olduğu bir ülke haline getirilmiştir. 137 ülke arasında ortalama mutluluk açısından 106. sıradayız. Bu gidişle biz mutsuz asgari ücretliler ülkesi olarak anılmaya başlanacağız. Buna sebep olan da elbette mevcut siyasi iktidar olacaktır.
Dün bütçe görüşmelerinde, Millî Eğitim Bakanlığı’na yönelik değerlendirmeler yapıldı. Sayın Bakan kürsüye geldi. Öğretmenlerimiz ve aileleri ekranları başındaydı. Uzun süredir seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Ne atama bekleyen öğretmenlerimiz somut bir açıklama bulabildi, ne de mülakat konusu açıklığa kavuşturulabildi. Netice, 1 milyona yakın vatandaşımız için ortada yine belirsizlik ve yine güvensizlik. Ancak Sayın Bakan, ‘meri kanunlar’ derken neyi kastediyor?.. Sadece 2016’da yayınlanan bir KHK ile öğretmen alımlarına bir sözlü sınav getirilmiştir. Sayın Cumhurbaşkanı seçimden önce ‘mülakatı kaldıracağız’ demişti. Bilmiyor muydu, kanunlarda mülakat zorunluluğunun olmadığını? Siz şimdi koskoca Milli Eğitim sisteminde yarattığınız o büyük problemin, siyasi saiklerle kontenjan artırımı ile öğretmenlerimizi zor sürecin içine soktunuz. Kendi yaptığınız yanlışlığı eleştiriyor ve bütün yükü de öğretmenlerimizin sırtına bırakıyorsunuz. Her meslek için farklı değerlendirme yapmak gerekiyor.
Buradan bir teklifimiz var. Madem Sayın Bakan’ın dediği gibi ‘meri hukukta mülakat zorunluluğu var.’ Ve o var olduğu için öğretmenlerimiz mülakata tabi tutuluyor. O halde, öğretmenlerimizi mülakat zorunluluğunun dışında tutacak düzenleme teklifimizi İYİ Parti olarak hazırlayıp TBMM’ye getireceğiz. Samimiyseniz, meri hukuktaki bu zorunluluğu kaldıralım, siz de böyle zoraki açıklamalar yapmaktan kurtulun, öğretmenlerimiz de ucu açık bu belirsizlikten…
İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği mezalim devam ederken; Irak ve Suriye’deki iki önemli gelişmeye dikkatinizi çekmek istiyorum. Özellikle dikkatlerden kaçan Suriye’de sessiz sedasız yeni bir tehlikenin işaretleri gelmeye başladı. Terör örgütü PYD, Suriye’nin kuzeydoğusunda ‘anayasa taslağı’ olarak lanse ettiği bir belge ile ayrılıkçılık yolunda bir adım daha attı. Aslında İsrail ile Hamas arasında çıkan çatışma, PYD’ye bu anlamda yeni bir olanak tanıdı da denilebilir. Suriye’nin kuzeyinde yaşanan ayrılıkçılığın, terör koridoru ile tahkim edilmek istenmesi, ardından defacto bir terör devletine kapı aralanması hedefi; 12 Aralık’ta açıklanan yeni bir metin ile bambaşka bir evreye taşınmıştır. Buna karşı uyanık olmak durumundayız. ABD ile IŞİD’e karşı bir operasyonel ortaklığa dönüşen PYD/PKK desteği son birkaç yılda giderek siyasal bir proje hüviyeti kazanmıştır. Önce Suriye’de özerk bir yapı isteyen PYD, sonrasında federalizm çıkışını gerçekleştirmiş. Bugün ise Anayasa adı öne sürülen bir belge ile; demokratik konfederalizm kavramı devreye sokulmuştur. Türkiye’de yeterince yer bulmayan bu gelişme karşısında yetkili kurumlarımızı uyarıyoruz. PKK terör örgütünün ve terörist başı Öcalan’ın kullandığı biçimi ile demokratik konfederalizm kavramı, yeni yapının anahtar kelimesi olarak burada tekrarlanmıştır. Söz konusu metnin 5. Maddesinde, ‘Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Cumhuriyeti, Suriye Demokratik Cumhuriyeti’nin bir parçasıdır’ ifadesi ile burada yer almaktadır. Oysa Suriye Demokratik Cumhuriyeti diye bir devlet şu anda bulunmamaktadır. Burada hangi yakın gelecek nasıl öngörülmektedir, uzmanlarımızın bunu irdelemesini salık veriyoruz. Bugünlerde Gazi Meclis’imizde, Türk milletinin iradesinin tecelligahında terörist başı Abdullah Öcalan’a övgüler düzen konuşmalar yapılması karşısında her zamankinden daha fazla dikkatli olunmalıdır. Gerçek şudur ki; PYD eşittir PKK’dır bizim için…”
“BUNUN ADI, OPERASYON SİYASETİDİR”
Zorlu, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. İYİ Parti’den istifa eden siyasilerin anımsatılması üzerine Zorlu, şunları söyledi:
“Partimize yönelik manipülatif, bütünleşik, yer yer planlı bir saldırının olduğunu ifade etmek istiyorum. Diyarbakır… Orada bizim 11 bin 179 kayıtlı üyemiz vardı. Bir haftada 525 üye istifası gerçekleşti, sadece. Bu üye sayımıza karşın, biz son seçimde 20 bin üye aldık. Son 10 günlük süreç içinde birtakım istifalar yaşandı. Ama bize yine üye katılımları da oldu.
Biz eleştiriye çok açığız. Partimizin içinde de eleştiri yaygın ve hakimdir. Genel Başkanımız bütün toplantılarda buna açıktır. İçeriden ya da dışarıdan, bizim içimizden ayrılan arkadaşların da bize yönelik kayda değer eleştirileri elbette önemlidir. Bu açıdan bakmıyoruz, meseleye. İstanbul örneği… Bu ismi geçen arkadaşlardan bir tanesi bugün İstanbul dışında yakın bir ilin bir belediye meclis üyemizi arıyor. Diyor ki, ‘Biz bu akşam bir TV kanalında, bazı arkadaşlarla topluca istifa ettiğimizi meclis üyeleri olarak ifade edeceğiz. Siz de istifa edin…’ CHP bir başka kişinin ismini vererek, ‘Size onunla bir görüşme ayarlayalım’ diyor. Bunun adı, operasyon siyasetidir. Elbette biz partimizden kimsenin gitmesini istemeyiz. Ancak, haklı eleştirilerle böyle bir inisiyatif alarak partimizden ayrılan arkadaşlarımıza saygımız var. Bu bahsettiğim başka bir şeydir. Bir parti, kendi iradesi ile yetkili organları ile hür ve müstakil bir şekilde, ben rekabet etmek istiyorum, diyorsa; Türkiye’de üçüncü bir yolun öncüsü olacağım diyerek, bu kutlu duruşu ortaya koyuyorsa, karşımızda bulacağımız bir davranış mıdır bu? Hangi parti disiplinine yakışan bir davranıştır?”
Zorlu, İYİ Parti’nin İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye başkan adayları ile ilgili sorusuna şu yanıtı verdi:
“Aday belirleme çalışmalarımız devam ediyor. Şu ana kadar dört büyükşehir, yedi il, 85 ilçe ve 10 beldede adaylarımızı açıkladık. Yarın Uşak’ta, cuma günü Nevşehir’de olacağız. Adaylarımızı açıklamaya devam edeceğiz. İstanbul ve diğer büyükşehir belediyelerimiz özel bir çalışmayı gerektiriyor. Bunları da önümüzdeki günlerde sizlerle paylaşacağız.”
Ahmet Zeki Üçok’un, İYİ Parti Başkanlık Divanı’ndaki görevinden alınması ile ilgili soru üzerine Kürşad Zorlu, “Sayın Üçok, bu aşamada Başkanlık Divanı bir üyesi değil Genel İdare Kurulu üyesi olarak görevine devam edecek. Bunu farklı noktalara çekmek doğru değil, her siyasi partinin içinde bu tür değişiklikler oluyor. Olacaktır. İYİ Parti, güneşi ile milletimizi aydınlatmaya devam edecek” dedi.
Yorumlar
Yorum Yapın
İlginizi Çekebilir
Silivri’de Kayıp Vatandaş Sağ Olarak Bulundu

Silivri’nin Büyükkılıçlı Mahallesi’nde kaybolan bir vatandaş, İstanbul AFAD’ın koordinesinde yürütülen yoğun arama-kurtarma çalışmaları sonucunda sağ olarak bulundu.
AFAD Koordinesinde Ortak Çalışma
Kaybolma ihbarının ardından harekete geçen ekipler, İlçe Jandarma Komutanlığı, Silivri Belediyesi Arama ve Kurtarma (SAK) ekibi, sivil toplum kuruluşları (STK) ve gönüllülerin katılımıyla bölgede kapsamlı bir çalışma gerçekleştirdi. Koordineli arama çalışmaları sayesinde vatandaş kısa sürede sağ olarak bulundu.
Sağlık Kontrolleri İçin Hastaneye Sevk Edildi
Bulunan vatandaş, yapılan ilk müdahalenin ardından ambulansla hastaneye sevk edildi. Sağlık durumunun kontrol altında olduğu öğrenildi.
“Tüm kurumlara teşekkür ediyoruz”
Silivri Belediyesi’nden yapılan açıklamada, sürece katkı sağlayan tüm kurum, ekip ve gönüllülere teşekkür edilerek şu ifadelere yer verildi:
“Süreç boyunca özveriyle görev yapan tüm kurumlarımıza, ekiplerimize ve gönüllülerimize teşekkür ediyor; hemşehrimize geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.”
Esenyurt Adliye Sarayı İçin İlk Adım Atıldı

Esenyurt’ta uzun süredir beklenen Adliye Sarayı projesi için önemli bir gelişme yaşandı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile yapılan görüşmenin ardından sürecin resmen başladığı duyuruldu.
Yıl Sonuna Kadar Temel Atma Hazırlıkları Başlıyor
Görüşmeye Esenyurt Kaymakamı Fatih Çobanoğlu, AK Parti İlçe Başkanı Togay Çoban ve Esenyurt Belediye Başkan Vekili Can Aksoy katıldı. Yapılan istişareler sonucunda, yıl sonuna kadar Esenyurt Adliye Sarayı’nın temel atma hazırlıklarının başlayacağı açıklandı.
“Vatandaşlarımız Adalet Hizmetlerine Daha Kolay Ulaşacak”
AK Parti Esenyurt İlçe Başkanı Togay Çoban, ilçenin en büyük ihtiyaçlarından biri olan Adliye Sarayı’nın hayata geçirilmesiyle hem vatandaşların adalet hizmetlerine daha kolay erişebileceğini hem de Esenyurt’un kurumsal kimliğine değer katacağını vurguladı.
“Proje Bakanlığın Desteğiyle Hızla İlerleyecek”
Esenyurt Kaymakamı Fatih Çobanoğlu ise, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un desteğiyle projenin hızla ilerleyeceğini ifade ederek, yıl sonu itibarıyla çalışmaların somut şekilde başlayacağına dikkat çekti.
“İlçeye Büyük Katkı Sağlayacak”
Esenyurt Belediye Başkan Vekili Can Aksoy da, ilçenin böylesine önemli bir yatırıma kavuşmasının Esenyurt için büyük katkı sağlayacağını dile getirdi.
Modern ve Hızlı Hizmet Sunacak
Bakan Tunç’un onayıyla kısa süre içerisinde temeli atılacak olan Esenyurt Adliye Sarayı, ilçedeki adalet hizmetlerini tek çatı altında toplayarak vatandaşlara modern ve hızlı hizmet sunmayı hedefliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Teşekkür
Son olarak, böylesine önemli bir eserin Esenyurt’a kazandırılmasında gösterdiği güçlü irade ve destek için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a şükran ifade edildi.
AK Parti Esenyurt’ta “Türkiye Yüzyılı Buluşması” Düzenlendi

AK Parti Esenyurt İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen “Türkiye Yüzyılı Buluşması”, Esenyurt Recep Tayyip Erdoğan Eğitim Külliyesi’nde yoğun katılımla gerçekleştirildi. Programa, AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir, AK Parti Esenyurt İlçe Başkanı Togay Çoban, eski Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, AK Parti Kars Milletvekili Adem Çalkın, AK Parti İstanbul Milletvekili Seyithan İzsiz ve çok sayıda partili katıldı.
“Milletin iradesine karşı devlet dimdik duruyor”
Buluşmada konuşan AK Parti Esenyurt İlçe Başkanı Togay Çoban, Esenyurt’un kayyum tarafından yönetildiğini hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:
“Esenyurt ilçemiz şu an kayyum tarafından yönetilmektedir. Kayyum, devletin ta kendisidir! Milletimizin emaneti olan belediye, devletimizin güvencesi altındadır. Bu durum bir kez daha göstermiştir ki aziz milletin iradesini yok saymaya kalkan anlayışa karşı devletimiz dimdik durmaktadır.”
“Her kesime dokunuyoruz”
Çoban, Esenyurt’un demografik yapısına değinerek teşkilatın gücünü vurguladı:
-
İlçede yaklaşık 110 bin üyenin bulunduğunu söyledi.
-
Kongre sonrası 2 bin 746 yeni üyenin katıldığını açıkladı.
-
Üyelerin yarısının kadın, yarısının erkek olduğunu, ayrıca 7 binden fazla gencin AK Parti çatısı altında yer aldığını belirtti.
Çoban, “Bu tablo AK Parti’nin Esenyurt’ta her kesime dokunduğunun en güçlü ispatıdır. Dokunmadığımız tek bir yürek, girmediğimiz tek bir ev bırakmamaya kararlıyız. Ak noktamızda sürekli vatandaşlarımızla bir araya geliyor, doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine herkes ile yan yana oluyoruz.” dedi.
“Güçlü teşkilat kurduk”
Çoban, konuşmasında mahalle başkanları, yönetim kurulu üyeleri, meclis üyeleri, kadın ve gençlik kollarının fedakârlıklarını anarak teşekkür etti. İl Başkanı Abdullah Özdemir’in vizyonu ve liderliğinin İstanbul teşkilatına güç kattığını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür
Çoban, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a özel olarak teşekkür ederek şunları kaydetti:
“Onun güçlü liderliği, vizyonu ve milletimiz için gece gündüz demeden ortaya koyduğu gayret bizlere daima yol göstermektedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu irade sayesinde Türkiye, yalnızca kendi vatandaşlarının değil, aynı zamanda tüm mazlum coğrafyaların da umudu olmuştur.”
“Esenyurt Türkiye’dir”
Konuşmasını birlik ve beraberlik mesajıyla tamamlayan Çoban,
“Biz sadece bir siyasi hareket değiliz. Biz bu milletin umudu, geleceği, birliği ve kardeşliğiyiz. Esenyurt için, AK Parti için, Türkiye için hep birlikte haykırıyoruz: Bir olacağız! İri olacağız! Diri olacağız! Hep birlikte güçlü olacağız! Esenyurt Türkiye’dir, Türkiye Esenyurt’tur!” sözleriyle salondaki coşkuya ortak oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ABD’de Yoğun Diplomasi Trafiği

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 80. Genel Kurulu için gittiği Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) New York kentinde yoğun bir diplomasi trafiği yürüttü. Erdoğan, BM Genel Kurulu’na hitabının yanı sıra çok sayıda liderle görüşmeler gerçekleştirdi, uluslararası konferanslara katıldı ve önemli iş birliği mesajları verdi.
Türk Yatırım Konferansı: “100 milyar dolarlık ticaret hedefi sürüyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 22 Eylül’de Türkiye-ABD İş Konseyi tarafından düzenlenen Türk Yatırım Konferansı’na katıldı. Enerji ve savunma sanayi iş birliğini öncelikli alanlar olarak gördüklerini belirten Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ile 2019 yılında belirlenen 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefinin sürdüğünü vurguladı.
Filistin Konferansı: “1967 sınırları temelinde bağımsız Filistin”
BM’de düzenlenen Filistin Konulu Yüksek Düzeyli Uluslararası Konferansa katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin’i tanıyan ülkeleri tebrik ederek şu mesajı verdi:
“Türkiye olarak 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, coğrafi bütünlüğe sahip Filistin Devleti kurulana kadar mücadeleye devam edeceğiz.”
Yoğun Lider Diplomasisi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, New York temasları çerçevesinde birçok lider ve üst düzey temsilciyle görüştü:
-
AB Konseyi Başkanı Antonio Costa ile Avrupa Birliği ilişkilerini değerlendirdi.
-
Kanada Başbakanı Mark Carney ile enerji, savunma sanayi ve NATO müttefikliği üzerine görüştü; Kanada’nın Filistin’i tanımasından memnuniyetini dile getirdi.
-
Kuveyt Veliaht Prensi Sabah Halid el-Hamed es-Sabah ile ticaret ve ikili ilişkilerin geliştirilmesi üzerine görüş alışverişinde bulundu.
-
Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi ile Libya’da kalıcı istikrar ve güvenlik için Türkiye’nin desteğini vurguladı.
-
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile Türkevi’nde yaptığı görüşmede, yaptırımların kaldırılması ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması mesajını verdi.
-
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile ikili ilişkiler, AB süreci ve Filistin meselesini ele aldı. Macron’un Filistin’i tanıma kararını memnuniyetle karşıladı.
-
Vietnam Devlet Başkanı Luong Cuong ile Filistin konusunda ortak duruşu değerlendirdi.
BM Genel Kurulu’nda Dünya Liderlerine Mesajlar
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulu kürsüsünden yaptığı konuşmada ağırlıklı olarak Gazze’de yaşanan soykırıma dikkat çekti.
“Gazze’de iki taraftan söz edilemez. Bir yanda en modern silahlarla donatılmış düzenli ordu, diğer yanda masum siviller vardır. Gün bugündür. Gün, insanlık adına Filistinli mazlumların yanında dimdik durma günüdür.”
Erdoğan, ayrıca Suriye, Rusya-Ukrayna savaşı, KKTC’nin tanınması ve BM reformu gibi başlıklarda da önemli mesajlar verdi.
ABD’de Türk Toplumuyla Buluşma
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi tarafından düzenlenen akşam yemeğine katılarak ABD’de yaşayan Türk vatandaşlarıyla bir araya geldi.
Türk-Amerikan ilişkilerinin müttefiklik ve stratejik ortaklık temelinde ilerlediğini belirten Erdoğan, Başkan Trump’ın ikinci döneminde kurumlar arası diyaloğun hız kazandığını söyledi.
Trump ile Zirve Görüşmesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, temaslarının sonunda Washington’a geçerek ABD Başkanı Donald Trump ile Beyaz Saray’da görüştü.
İki liderin görüşmesi 2 saat 20 dakika sürdü. Erdoğan, F-16 ve F-35 projeleri, Halkbank davası ve Heybeliada Ruhban Okulu konularını gündeme getirdi.
Görüşme kapsamında, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ile ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, iki ülke arasında Stratejik Sivil Nükleer İşbirliği Mutabakat Zaptı’nı imzaladı.
BM İklim Zirvesi: 2035 için emisyon hedefi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM İklim Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin 2035 yılına kadar 466 milyon ton emisyon azaltımı sağlamayı hedeflediğini ve yenilenebilir enerji payının yüzde 60’ın üzerine çıktığını açıkladı.
Beylikdüzü’ndeki Özel Bakım Merkezi İçin Kapatma Kararı

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, İstanbul Beylikdüzü’nde faaliyet gösteren özel bir bakım merkezine yönelik basında yer alan iddialar üzerine açıklama yaptı. Bakanlık, iddiaların ardından kurum hakkında derhal inceleme başlatıldığını, sorumluların görevden alındığını ve merkezin kapatıldığını duyurdu.
İnceleme ve Soruşturma Başlatıldı
Bakanlıktan yapılan açıklamada, söz konusu özel bakım merkeziyle ilgili iddiaların tespit edilmesinin ardından il müdürlüğü tarafından acil denetim sürecinin başlatıldığı ifade edildi.
İhmali bulunan kişilerin iş akitlerinin feshedildiği ve haklarında Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğu belirtildi.
Engelli Bireyler Başka Merkezlere Yerleştiriliyor
Bakanlık açıklamasında, merkezin kapatma kararı alındığı ve burada hizmet alan engelli bireylerin güvenli şekilde başka merkezlere yerleştirilme sürecinin başlatıldığı vurgulandı.
“Süreci Titizlikle Takip Ediyoruz”
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, ihmali bulunanların en ağır cezayı alması için sürecin bizzat takip edildiğini açıkladı:
“İhmali bulunanların en ağır cezayı alması için bizzat suç duyurusunda bulunduğumuz ve müdahil olduğumuz dava sürecini titizlikle takip edeceğiz.”
Bakanlık, kamuoyuna saygıyla duyuruda bulunarak gelişmelerin yakından izleneceğini belirtti.
Saral’dan mahkeme görüntülerine tepki: “Bu kalıpsıza bu şovları kim yaptırıyor?”

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı davalarda çekilen görüntülere tepki gösterdi. Saral, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda İmamoğlu için “bu kalıpsız” ifadesini kullanarak mahkeme salonuna görüntü cihazlarının sokulmasına sert sözlerle karşı çıktı.
“Davalar basına kapalı yapılır”
Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı davalarda mahkeme salonundan paylaşılan görüntüler sosyal medyada gündem olurken, Oktay Saral bu duruma tepki gösterdi. Saral, davaların basına kapalı olarak yapılması gerektiğini hatırlatarak, telefon ve kamera gibi cihazların duruşma salonuna sokulmasının yasak olduğunu vurguladı.
Saral, paylaşımında şu ifadeleri kullandı:
“Bu kalıpsıza bu şovları kim yaptırıyor? Davalar basına kapalı olarak yapılır. Telefon ya da video kamera gibi cihazların duruşma salonuna sokulması yasaktır. Hal böyle iken bu çekimlerin yapılmasına göz yuman mahkeme heyeti acilen açığa alınmalıdır. HSK’yı göreve davet ediyorum.”
HSK’ya çağrı
Saral’ın bu paylaşımında Hakimler ve Savcılar Kurulu’nu (HSK) göreve davet etmesi dikkat çekti. İmamoğlu’nun duruşmalarında çekilen görüntülerin sosyal medyada geniş yankı uyandırması ve binlerce yorum almasının ardından yapılan bu çıkış, siyasette yeni bir tartışmayı da beraberinde getirdi.
Gürsel Tekin’den CHP’den İhraç Kararına Sert Tepki: “Bizi Değil, Vicdanlarını İhraç Ettiler”

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) eski İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, partiden ihraç edilmesine sert tepki gösterdi. Tekin, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Bu kararın bizim onurumuzu zedelemesi mümkün değildir. Bizi değil, kendi vicdanlarını ihraç ettiler” ifadelerini kullandı.
“Bu karar CHP tarihine gölge düşüremez”
Gürsel Tekin, açıklamasında partideki geçmişine vurgu yaparak şunları söyledi:
“Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir neferi olarak ömrümü verdiğim partidem, suça bulaşmış kişilerin, partinin değil kendi şahsi çıkarlarının temsilciliğini yapanların aldığı bir kararla ihraç edildik. Bu kararın bizim onurumuzu zedelemesi mümkün değildir.
Biz bu partinin emektarlarıyız. Bu partiye yıllarımızı, alın terimizi, mücadelemizi verdik. Bizimle aynı yolda yürüyen binlerce yol arkadaşımızın emeğini yok sayarak kendi düzenlerini sürdürmeye çalışanların vereceği hiçbir karar CHP tarihine gölge düşüremez.”
“CHP, şaibelerden arındığında daha da büyüyecek”
Tekin, ihraç kararını partinin geleceği açısından da değerlendirdi:
“Bugün bizi ihraç edenler bilsinler ki aslında ihraç ettikleri biz değiliz; ihraç ettikleri kendi vicdanlarıdır, partinin onurlu geçmişidir. Bizim varlığımızı yok edemezsiniz. Çünkü biz CHP’nin vicdanıyız, kökleriyiz, hafızasıyız.
Sizler bu partiden gittiğinizde, bu partiyi şaibelerden, kişisel hırslardan arındırdığınızda Cumhuriyet Halk Partisi daha da büyüyecek. Çünkü CHP, birkaç kişinin koltuğunu korumak için tasfiye ettiği insanların değil, Mustafa Kemal’in izinden giden milyonların partisidir.”
“Mücadelemiz sürecek”
Partiden ihraç edilmesinin kendisini susturamayacağını vurgulayan Gürsel Tekin, şu ifadelerle açıklamasını noktaladı:
“Bizler, partimizi namussuzlardan, şaibelerden ve kirli düzenlerden temizlemek için mücadelemize devam edeceğiz. İhraç kararlarıyla bizi susturamazsınız. Tarih, bugün alınan bu haksız kararları değil, bu kararların karşısında dimdik duran bizleri yazacaktır.”
İzmir’de “Twerk” Rezaletine 2 Gözaltı!

İzmir’de “Twerk” Rezaletine 2 Gözaltı
İzmir’de bir eğlence mekanında çekilen ve sosyal medyada büyük tepki toplayan görüntüler sonrası soruşturma başlatıldı. Görüntülerde tesettürlü bir kadının, erkek dansçılarla birlikte twerk yaptığı anlar yer alıyordu.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla harekete geçen polis ekipleri, kimlikleri tespit edilen 2 kişiyi gözaltına aldı. Olayla ilgili incelemeler sürerken, gözaltındaki şüphelilerin emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edileceği öğrenildi.
Sosyal medyada kısa sürede yayılan görüntüler, toplumun farklı kesimlerinden yoğun tepki aldı.
Ava Gitme” Dedi, Katliam Yaşandı: Annesini Av Tüfeğiyle Öldürdü!

“Ava Gitme” Dedi, Katliam Yaşandı: Annesini Av Tüfeğiyle Öldürdü
Muğla’nın Köyceğiz ilçesinde aile içi tartışma kanlı bitti. Edinilen bilgilere göre 22 yaşındaki S.S., ava gitmesine karşı çıkan annesiyle tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesi üzerine öfkelenen genç, evde bulunan av tüfeğini alarak annesini başından vurdu.
Ağır yaralanan anne olay yerinde hayatını kaybederken, mahallede büyük üzüntü yaşandı. İhbar üzerine olay yerine sağlık ve jandarma ekipleri sevk edildi. Sağlık ekiplerinin yaptığı incelemede kadının yaşamını yitirdiği belirlendi.
Olay sonrası S.S. jandarma ekipleri tarafından gözaltına alınırken, cenaze otopsi için Muğla Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Bursa’da Metroda Can Pazarı: Yaşlı Adam Raylara Düştü, Mucizevi Şekilde Kurtuldu!

Bursa’da Metroda Can Pazarı: Yaşlı Adam Raylara Düştü, Mucizevi Şekilde Kurtuldu
Bursa’da metro istasyonunda yaşanan olay, yürekleri ağza getirdi. İddiaya göre, peronda metro bekleyen iki öğrenci şakalaştıkları sırada 60 yaşındaki Abdulkadir Kavaklıgil’e çarptı. Çarpmanın etkisiyle dengesini kaybeden Kavaklıgil, raylara düştü.
O sırada istasyona yaklaşan metro makinisti, durumu fark ederek anında fren yaptı. Tren, raylara düşen Kavaklıgil’e çarpmadan durmayı başardı. Olay yerine gelen sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından yaralı adam hastaneye kaldırıldı.
Abdulkadir Kavaklıgil’in sağlık durumunun iyi olduğu öğrenilirken, olayla ilgili inceleme başlatıldı.
İlk Yorum yapan siz olun!