Türkiye İşçi Partisi (TİP) Çankaya Belediye Başkan adayı İrfan Değirmenci, “Ya mevcut düzeni kazanacak Çankaya'nın ya da Türkiye İşçi Partisi kazanacak. Üçüncü bir seçenek yok. Çankaya’da AKP'nin kazanma riskini görsem, oyları bölüp AKP'ye kazandıran bir isim olarak anılmak beni bunca yıllık tecrübemi ve ekranda sergilediğim tavrı reddetmem olurdu. Ben burada AKP'nin kazanma riski olmadığını, oylar CHP'nin oyları ikiye değil üçe de bölünse yine de AKP'nin kazanamayacağını gördüğüm için burada ya TİP ve İrfan Değirmenci ya da CHP ve adayı kazanacak. İki ihtimal olduğunu gördüğüm için buradayım. Çankaya seçmeninin karşısındayım” dedi.

Haber: NİSANUR YILDIRIM / Kamera: ÜNAL AYDIN
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Çankaya Belediye Başkan adayı İrfan Değirmenci, ''Ya mevcut düzeni kazanacak Çankaya'nın ya da Türkiye İşçi Partisi kazanacak. Üçüncü bir seçenek yok. Çankaya’da AKP'nin kazanma riskini görsem, oyları bölüp AKP'ye kazandıran bir isim olarak anılmak beni bunca yıllık tecrübemi ve ekranda sergilediğim tavrı reddetmem olurdu. Ben burada AKP'nin kazanma riski olmadığını, oylar CHP'nin oyları ikiye değil üçe de bölünse yine de AKP'nin kazanamayacağını gördüğüm için burada ya TİP ve İrfan Değirmenci ya da CHP ve adayı kazanacak. İki ihtimal olduğunu gördüğüm için buradayım. Çankaya seçmeninin karşısındayım'' dedi.
İrfan Değirmenci, TİP Genel Merkezi’nde gazetecilerle bir araya geldi. Değirmenci’ye; TİP Ankara İl Başkanı Fırat Çoban, TİP PM üyesi İlke Kumartaşlıoğlu ile Ankara Barosu Hayvan Hakları Merkezi Başkanı ve TİP Çankaya Belediye Meclisi Üyesi Adayı Tuğba Gürsoy eşlik etti.
Sözlerine Gezi Direnişi’nde öldürülen Berkin Elvan’ı anarak başlayan TİP Ankara İl Başkanı Fırat Çoban, şöyle konuştu:
''Bu kazanım siyasetinin en somutlandığı alanlar bizim için yerel seçimler. Ümit ediyoruz ki TİP 31 Mart yerel seçimlerinden, memleket genelinde, Ankara'da, Hatay'da, Malatya'da, Tokat'ta, Erzincan'da, belediyeler kazanarak ve bu memlekete, cumhuriyetin ikinci yüzyılında bir Sosyalist Belediyeler Birliği armağan ederek yoluna devam edeceğiz. Şimdi bu yerel seçimlerde 2 ilke önceledik. Birincisi; her ne olursa olsun biz saray rejiminin yeni belediyeler kazanmamasını arzu ediyoruz. Muhalefetin yönetmesi hiçbir şey ifade etmeyebilir ama saray rejiminin yeni bir belediye kazanması, bu memleketteki emekçiler, kadınlar, gençler adına çok şey ifade ediyor. Bu yüzden TİP hiçbir tartışmaya girmeden, pazarlığa girmeden, üzerine düşen sorumluluğu memleketi adına yerine getirmiştir. Aday çıkarmadığımız yerler, büyükşehirler, iller, ilçeler, bunlar zaten kamuoyunun da malumudur. Biz saray rejimine yeni bir belediye hediye eden, yalnızca kendi ikbalini düşünen bir siyasi hareket değiliz. Masalara oturan, masalardan kalkan, vekil, belediye pazarlıklarına giren, çantaları alıp götüren bir siyasi hareket değiliz. Memlekette bunlardan yığınla zaten var.
İkinci ilkemiz bu memlekette AKP iktidarı gibi bu kadar pespaye bir rejimin 20 yıldır hüküm sürmesinin, üstelik kendisini sürekli tahkim ederek ve egemenlik alanını genişleterek hüküm sürmesinin en temel sebeplerinden biri de muhalefet yapma biçimi. Bu memlekette kurumsallaşmış, ana akım muhalefet… TİP aldığı bir milyon oyun yurttaş iradesinin desteğiyle bu seçimlerde AKP'ye hediye etmeyeceği ama kendisinin kazanabileceği yerlerde çok güçlü adaylarla seçime girme kararı almıştır. Çankaya da bu iddiamızın en merkezileştiği yerlerden biri. Burada Çankaya da çok açık ki aradan AKP, MHP adayının, Cumhur İttifakı adayının sıyrılma riski kesinlikle yok. Ya TİP’in aday gösterdiği İrfan Değirmenci Çankaya'nın belediye başkanı olacak ya da müesses nizam devam edecek. Böyle gelmiş, böyle gider denilen ilişkiler, belediye anlayışı. Yurttaşa, müşteri, kente parsellenecek bir arsa olarak bakan, yakasına taktığı rozet her ne olursa olsun bu bakışı değişmeyen bu anlayış devam edecek.''
''GEZİ DİRENİŞİ’NDE SANSÜRE BOYUN EĞMEDİM' DİYEBİLİRİM”
TİP Çankaya Belediye Başkan adayı İrfan Değirmenci, şunları söyledi:
''14 yaşında martı kaşlı bir çocuk. Aramızdan koparıldı. Bugün tam 10 yıl olmuş. 10 yıl önce o gün doğanlar bugün 10 yaşında. 10 yıl önce o gün 8 yaşında olanlar bu yıl ilk kez oy kullanacaklar. Gezi Direnişi’nden, Berkin Elvan'dan söz ediyorum. Yan stüdyoda penguen belgeseli gösterirlerken, tüm sansür girişimine rağmen ona boyun eğmeyerek Berkin Elvan’dan söz eden, Kanal D sabah haberlerinde bunu yapan biriyim. Gururla söylüyorum. İleride anlatmam gerekirse sadece kendimle ilgili bunu söylerim herhalde. ‘Ne yaptınız siz hayatınızda’ dediklerinde. ‘Gezi Direnişi’nde sansüre boyun eğmedim’ diyebilirim.
2013 yılından sonra hiçbir şey bizim için eskisi gibi olmadı. Benim dünya bakışım da değişti. Yıllar boyunca yaptığım muhabirliği sorgulamaya başladım. Etkisiz miydi acaba diye. Bir başıma ne kadar mücadele edebileceğimi sorguladım. O çadırlarda, Gezi Parkı’nda biber gazı yerken, birbirimizin gözünün içine limon sıkmaya çalışırken, hepimiz gibi o gün değişti dünyaya bakış açım. 2013’ten sonra hiçbir şeyi eskisi gibi olmadı benim içinde. Zaten sakıncalı piyadeydim, Uğur Mumcu'nun tabiriyle. Ama 2013’te Gezi Direnişinde yaptığımız yayınlarla daha da sakıncalı hale geldim. En son 2017 yılında, tek adam rejiminin oylandığı referandum sürecinde ‘hayır’ oyu kullanacağımı tweet serisiyle kamuoyuna açıkladığım için işime son verildi. Doğan Grubu ‘gazeteciliğin tarafsızlığı’ ilkesini zedelediğimi söyledi. Çok kısa bir fıkraydı. Çünkü aynı grupta ‘evet’ oyu kullanacağını açıkça beyan edenler terfi ettirilirken ben ‘hayır’ oyu kullanacağımı açıkladığım için tazminatsız işten çıkarıldım.''
''TÜRKİYE'DE REJİM DEĞİŞTİ''
Türkiye’de rejim değişti. Rejim değişikliğine karşı daha da güçlü muhalefet edebilmek için bir parti çatısı altında örgütlenmem gerektiğini fark ettim. O parti çatısı TİP’ti. Çünkü TİP, toplumsal muhalefetin Gezi'de yan yana duran ve büyüyen toplumsal muhalefetin siyasi haliydi. Meclis’te TİP’i temsil eden dört milletvekili Erkan Baş, Sera Kadıgil, Barış Atay ve Ahmet Şık aslında gezinin ta kendisiydi. Her zaman yapılanları yaparak farklı sonuç beklenemeyeceğini bize anlattılar, öğrettiler. Muhalefet yapmak için de farklı bir tarz gerekiyordu. Daha etkili muhalefet yapmak için de kürsülerde farklı söylemler geliştirmek gerekiyordu. Beni TİP’e yönlendiren de onların Meclis’te sergilediği bu cesur tablo oldu aslında. Son bir buçuk iki yıldır da TİP’te siyaset yapmaktayım. Doğup büyüdüğüm, okula gittiğim yerde, ilk kez aşık olduğum Ankara'da, Çankaya'da değiştirebileceğimiz çok şey olduğunu düşünüyorum. Çankaya'da ya mevcut düzen böyle gelmiş böyle gider denilen mevcut düzen devam edecek ya da TİP yıllardan sonra yollardan sonra yeniden şarkı söylenmesini sağlayacak çocuklar için. Bizim de bütün amacımız o zaten. Çocuklar yeniden şarkı söyleyebilsinler. Bu kente neşesi geri gelsin. Bu kentin şenliği geri gelsin. Bu kentte yapılması gerekenler yapılsın diye yola çıktık.''
Değirmenci, bir gazetecinin ''CHP’nin kalesi olan bir yerden adaysınız. Seçilme şansınız çok kolay değil. Burada neden aday oldunuz. TİP kendini mi görmek istiyor? Hedefiniz nedir'' sorusunu, şöyle cevapladı:
“BİZ İKTİDARIN EKMEĞİNE SÜREN, MUHALEFETE ZARAR VEREN BİR PARTİ OLMAK İSTEMİYORUZ”
''Biz iktidarın ekmeğine süren, muhalefete zarar veren bir parti olmak istemiyoruz. İstemedik de. Genel seçimde de tavrımız buydu. Kendini muhalefette tanımlayan, saray iktidarıyla mücadele eden hiçbir partiye zarar vermemek gibi bir politika benimsemiş durumdayız. Çok bıçak sırtı olan yerlerde de aday gösterip, iktidar bloğunun kazanmasının önünü açmak istemedik. Bu aday belirleme kriterlerimizden biriydi. Ancak çok sembolik olan ilçeler var. Türkiye sol hareketi için çok sembolik ve önemli olan ilçeler var. O ilçelerde adayımız var. Büyükşehir belediyesinde bir adayımız yok mesela. Ama şunu biliyoruz ki Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi'nde de TİP’li üyelerin olması en azından belki bu kentin bir ulaşım master planını artık hayata geçirilmesini sağlayacak. Çünkü bilime kulak verilmemiş. Kentin ulaşımı planlanırken master plan ya ne olacak, beklesin denilerek ellerinin tersiyle itilmiş ve bugün trafikte saatler kaybediyoruz Ankara'da. Planlama olmadığı için. TİP’li belediye meclis üyeleri iyi bir oy aldığımız ve Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi'ne de girdiğimiz takdirde bunun yapılmasını sağlayacak mesela. Bir işe yarayacağız.
Çankaya, son seçimlerde yüzde 70’e varan oyla mevcut Belediye Başkanı'na destek olmuş. CHP’nin oyları hiçbir zaman yüzde 50’nin altına düşmemiş, AKP'nin aldığı oy da yüzde 15’in üzerine çıkmamış. Burada bir rahatlığımız var. Ya mevcut düzeni kazanacak Çankaya'nın ya da Türkiye İşçi Partisi kazanacak. Üçüncü bir seçenek yok. Çankaya’da AKP'nin kazanma riskini görsem, oyları bölüp AKP'ye kazandıran bir isim olarak anılmak beni bunca yıllık tecrübemi ve ekranda sergilediğim tavrı reddetmem olurdu. Ben burada AKP'nin kazanma riski olmadığını, oylar CHP'nin oyları ikiye değil üçe de bölünse yine de AKP'nin kazanamayacağını gördüğüm için burada ya TİP ve İrfan Değirmenci ya da CHP ve adayı kazanacak. İki ihtimal olduğunu gördüğüm için buradayım. Çankaya seçmeninin karşısındayım.''
Değirmenci, somut projelerine ve planlarına ilişkin soru üzerine, şöyle konuştu:
“ÇANKAYA’DA İŞLEVSEL DURUMDA TEK BİR KADIN SIĞINMA EVİ YOK”
''Çankaya’da işlevsel durumda tek bir kadın sığınma evi yok şu anda. Bir tek kadın sığınma evi var, adı adresi bilinmekte. Belediye üzerine düşeni yapmış olsaydı bu şiddete karşı Çankaya’da en azından adım atılmış olabilirdi. 1 milyon insanın yaşadığı Çankaya'da müteahhitlere rica minnet yaptırılmış 15 kreş var. 123 mahalle var Çankaya'nın. 15 kreşimiz var. Kreşlerin ortalama kapasitesi 40 çocuk. Toplasanız 600 çocuk. 1 milyon kişiyiz. 600 çocukluk kreşimiz var. Sonra diyorlar ki ‘Kadın istihdamını arttıracağız, destek olacağız.’ Bugüne kadar 123 mahallenin 123’ünde de belediyenin kendi imkanlarıyla çalışan anne babaların çocuğunu bırakabileceği hatta gece de bırakabilecekleri, gündüz ve gece kreşlerini yapmış olmanız gerekiyordu. Yapacağız.
100 bini aşkın üniversite öğrencisi var Çankaya'da. 6 devlet, 6 özel üniversite var. Öğrencilerin barınma sorunu var. Bugüne kadar yönetmiş olanlar bu barınma sorununu çoktan çözebilmiş olmalıydı. Çankaya'da dahi apartmanın giriş katında ya da bilmediğiniz bir dairesinde dernek, vakıf adı altında cemaat ve tarikatların öğrencileri kendi tuzağına düşürmeye çalışmasının önüne geçmiş olması gerekiyordu. Yapacağız.''
İrfan Değirmenci, ''Seçilemezseniz gazeteciliğe tekrar dönecek misiniz yoksa siyasete devam mı edeceksiniz'' sorusuna, ''1 Nisan sabahı çok güzel bir sürpriz yapacak Çankayalı. Onların yanlarında olduğum gibi aynı zamanda belediye meclisinde belediye başkanı olarak oturumu yönetiyor olacağım. Sözümü duyurmak için TV’de olmak durumunda değiliz, sosyal medyada da kamuoyu yaratmak mümkün, birçok alandan bunu yapabiliriz'' yanıtını verdi.
Yorumlar
Yorum Yapın
İlginizi Çekebilir
Silivri’de Kayıp Vatandaş Sağ Olarak Bulundu

Silivri’nin Büyükkılıçlı Mahallesi’nde kaybolan bir vatandaş, İstanbul AFAD’ın koordinesinde yürütülen yoğun arama-kurtarma çalışmaları sonucunda sağ olarak bulundu.
AFAD Koordinesinde Ortak Çalışma
Kaybolma ihbarının ardından harekete geçen ekipler, İlçe Jandarma Komutanlığı, Silivri Belediyesi Arama ve Kurtarma (SAK) ekibi, sivil toplum kuruluşları (STK) ve gönüllülerin katılımıyla bölgede kapsamlı bir çalışma gerçekleştirdi. Koordineli arama çalışmaları sayesinde vatandaş kısa sürede sağ olarak bulundu.
Sağlık Kontrolleri İçin Hastaneye Sevk Edildi
Bulunan vatandaş, yapılan ilk müdahalenin ardından ambulansla hastaneye sevk edildi. Sağlık durumunun kontrol altında olduğu öğrenildi.
“Tüm kurumlara teşekkür ediyoruz”
Silivri Belediyesi’nden yapılan açıklamada, sürece katkı sağlayan tüm kurum, ekip ve gönüllülere teşekkür edilerek şu ifadelere yer verildi:
“Süreç boyunca özveriyle görev yapan tüm kurumlarımıza, ekiplerimize ve gönüllülerimize teşekkür ediyor; hemşehrimize geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.”
Esenyurt Adliye Sarayı İçin İlk Adım Atıldı

Esenyurt’ta uzun süredir beklenen Adliye Sarayı projesi için önemli bir gelişme yaşandı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile yapılan görüşmenin ardından sürecin resmen başladığı duyuruldu.
Yıl Sonuna Kadar Temel Atma Hazırlıkları Başlıyor
Görüşmeye Esenyurt Kaymakamı Fatih Çobanoğlu, AK Parti İlçe Başkanı Togay Çoban ve Esenyurt Belediye Başkan Vekili Can Aksoy katıldı. Yapılan istişareler sonucunda, yıl sonuna kadar Esenyurt Adliye Sarayı’nın temel atma hazırlıklarının başlayacağı açıklandı.
“Vatandaşlarımız Adalet Hizmetlerine Daha Kolay Ulaşacak”
AK Parti Esenyurt İlçe Başkanı Togay Çoban, ilçenin en büyük ihtiyaçlarından biri olan Adliye Sarayı’nın hayata geçirilmesiyle hem vatandaşların adalet hizmetlerine daha kolay erişebileceğini hem de Esenyurt’un kurumsal kimliğine değer katacağını vurguladı.
“Proje Bakanlığın Desteğiyle Hızla İlerleyecek”
Esenyurt Kaymakamı Fatih Çobanoğlu ise, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un desteğiyle projenin hızla ilerleyeceğini ifade ederek, yıl sonu itibarıyla çalışmaların somut şekilde başlayacağına dikkat çekti.
“İlçeye Büyük Katkı Sağlayacak”
Esenyurt Belediye Başkan Vekili Can Aksoy da, ilçenin böylesine önemli bir yatırıma kavuşmasının Esenyurt için büyük katkı sağlayacağını dile getirdi.
Modern ve Hızlı Hizmet Sunacak
Bakan Tunç’un onayıyla kısa süre içerisinde temeli atılacak olan Esenyurt Adliye Sarayı, ilçedeki adalet hizmetlerini tek çatı altında toplayarak vatandaşlara modern ve hızlı hizmet sunmayı hedefliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Teşekkür
Son olarak, böylesine önemli bir eserin Esenyurt’a kazandırılmasında gösterdiği güçlü irade ve destek için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a şükran ifade edildi.
AK Parti Esenyurt’ta “Türkiye Yüzyılı Buluşması” Düzenlendi

AK Parti Esenyurt İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen “Türkiye Yüzyılı Buluşması”, Esenyurt Recep Tayyip Erdoğan Eğitim Külliyesi’nde yoğun katılımla gerçekleştirildi. Programa, AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir, AK Parti Esenyurt İlçe Başkanı Togay Çoban, eski Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, AK Parti Kars Milletvekili Adem Çalkın, AK Parti İstanbul Milletvekili Seyithan İzsiz ve çok sayıda partili katıldı.
“Milletin iradesine karşı devlet dimdik duruyor”
Buluşmada konuşan AK Parti Esenyurt İlçe Başkanı Togay Çoban, Esenyurt’un kayyum tarafından yönetildiğini hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:
“Esenyurt ilçemiz şu an kayyum tarafından yönetilmektedir. Kayyum, devletin ta kendisidir! Milletimizin emaneti olan belediye, devletimizin güvencesi altındadır. Bu durum bir kez daha göstermiştir ki aziz milletin iradesini yok saymaya kalkan anlayışa karşı devletimiz dimdik durmaktadır.”
“Her kesime dokunuyoruz”
Çoban, Esenyurt’un demografik yapısına değinerek teşkilatın gücünü vurguladı:
-
İlçede yaklaşık 110 bin üyenin bulunduğunu söyledi.
-
Kongre sonrası 2 bin 746 yeni üyenin katıldığını açıkladı.
-
Üyelerin yarısının kadın, yarısının erkek olduğunu, ayrıca 7 binden fazla gencin AK Parti çatısı altında yer aldığını belirtti.
Çoban, “Bu tablo AK Parti’nin Esenyurt’ta her kesime dokunduğunun en güçlü ispatıdır. Dokunmadığımız tek bir yürek, girmediğimiz tek bir ev bırakmamaya kararlıyız. Ak noktamızda sürekli vatandaşlarımızla bir araya geliyor, doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine herkes ile yan yana oluyoruz.” dedi.
“Güçlü teşkilat kurduk”
Çoban, konuşmasında mahalle başkanları, yönetim kurulu üyeleri, meclis üyeleri, kadın ve gençlik kollarının fedakârlıklarını anarak teşekkür etti. İl Başkanı Abdullah Özdemir’in vizyonu ve liderliğinin İstanbul teşkilatına güç kattığını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür
Çoban, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a özel olarak teşekkür ederek şunları kaydetti:
“Onun güçlü liderliği, vizyonu ve milletimiz için gece gündüz demeden ortaya koyduğu gayret bizlere daima yol göstermektedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu irade sayesinde Türkiye, yalnızca kendi vatandaşlarının değil, aynı zamanda tüm mazlum coğrafyaların da umudu olmuştur.”
“Esenyurt Türkiye’dir”
Konuşmasını birlik ve beraberlik mesajıyla tamamlayan Çoban,
“Biz sadece bir siyasi hareket değiliz. Biz bu milletin umudu, geleceği, birliği ve kardeşliğiyiz. Esenyurt için, AK Parti için, Türkiye için hep birlikte haykırıyoruz: Bir olacağız! İri olacağız! Diri olacağız! Hep birlikte güçlü olacağız! Esenyurt Türkiye’dir, Türkiye Esenyurt’tur!” sözleriyle salondaki coşkuya ortak oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ABD’de Yoğun Diplomasi Trafiği

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 80. Genel Kurulu için gittiği Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) New York kentinde yoğun bir diplomasi trafiği yürüttü. Erdoğan, BM Genel Kurulu’na hitabının yanı sıra çok sayıda liderle görüşmeler gerçekleştirdi, uluslararası konferanslara katıldı ve önemli iş birliği mesajları verdi.
Türk Yatırım Konferansı: “100 milyar dolarlık ticaret hedefi sürüyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 22 Eylül’de Türkiye-ABD İş Konseyi tarafından düzenlenen Türk Yatırım Konferansı’na katıldı. Enerji ve savunma sanayi iş birliğini öncelikli alanlar olarak gördüklerini belirten Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ile 2019 yılında belirlenen 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefinin sürdüğünü vurguladı.
Filistin Konferansı: “1967 sınırları temelinde bağımsız Filistin”
BM’de düzenlenen Filistin Konulu Yüksek Düzeyli Uluslararası Konferansa katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin’i tanıyan ülkeleri tebrik ederek şu mesajı verdi:
“Türkiye olarak 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, coğrafi bütünlüğe sahip Filistin Devleti kurulana kadar mücadeleye devam edeceğiz.”
Yoğun Lider Diplomasisi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, New York temasları çerçevesinde birçok lider ve üst düzey temsilciyle görüştü:
-
AB Konseyi Başkanı Antonio Costa ile Avrupa Birliği ilişkilerini değerlendirdi.
-
Kanada Başbakanı Mark Carney ile enerji, savunma sanayi ve NATO müttefikliği üzerine görüştü; Kanada’nın Filistin’i tanımasından memnuniyetini dile getirdi.
-
Kuveyt Veliaht Prensi Sabah Halid el-Hamed es-Sabah ile ticaret ve ikili ilişkilerin geliştirilmesi üzerine görüş alışverişinde bulundu.
-
Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi ile Libya’da kalıcı istikrar ve güvenlik için Türkiye’nin desteğini vurguladı.
-
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile Türkevi’nde yaptığı görüşmede, yaptırımların kaldırılması ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması mesajını verdi.
-
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile ikili ilişkiler, AB süreci ve Filistin meselesini ele aldı. Macron’un Filistin’i tanıma kararını memnuniyetle karşıladı.
-
Vietnam Devlet Başkanı Luong Cuong ile Filistin konusunda ortak duruşu değerlendirdi.
BM Genel Kurulu’nda Dünya Liderlerine Mesajlar
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulu kürsüsünden yaptığı konuşmada ağırlıklı olarak Gazze’de yaşanan soykırıma dikkat çekti.
“Gazze’de iki taraftan söz edilemez. Bir yanda en modern silahlarla donatılmış düzenli ordu, diğer yanda masum siviller vardır. Gün bugündür. Gün, insanlık adına Filistinli mazlumların yanında dimdik durma günüdür.”
Erdoğan, ayrıca Suriye, Rusya-Ukrayna savaşı, KKTC’nin tanınması ve BM reformu gibi başlıklarda da önemli mesajlar verdi.
ABD’de Türk Toplumuyla Buluşma
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi tarafından düzenlenen akşam yemeğine katılarak ABD’de yaşayan Türk vatandaşlarıyla bir araya geldi.
Türk-Amerikan ilişkilerinin müttefiklik ve stratejik ortaklık temelinde ilerlediğini belirten Erdoğan, Başkan Trump’ın ikinci döneminde kurumlar arası diyaloğun hız kazandığını söyledi.
Trump ile Zirve Görüşmesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, temaslarının sonunda Washington’a geçerek ABD Başkanı Donald Trump ile Beyaz Saray’da görüştü.
İki liderin görüşmesi 2 saat 20 dakika sürdü. Erdoğan, F-16 ve F-35 projeleri, Halkbank davası ve Heybeliada Ruhban Okulu konularını gündeme getirdi.
Görüşme kapsamında, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ile ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, iki ülke arasında Stratejik Sivil Nükleer İşbirliği Mutabakat Zaptı’nı imzaladı.
BM İklim Zirvesi: 2035 için emisyon hedefi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM İklim Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin 2035 yılına kadar 466 milyon ton emisyon azaltımı sağlamayı hedeflediğini ve yenilenebilir enerji payının yüzde 60’ın üzerine çıktığını açıkladı.
Beylikdüzü’ndeki Özel Bakım Merkezi İçin Kapatma Kararı

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, İstanbul Beylikdüzü’nde faaliyet gösteren özel bir bakım merkezine yönelik basında yer alan iddialar üzerine açıklama yaptı. Bakanlık, iddiaların ardından kurum hakkında derhal inceleme başlatıldığını, sorumluların görevden alındığını ve merkezin kapatıldığını duyurdu.
İnceleme ve Soruşturma Başlatıldı
Bakanlıktan yapılan açıklamada, söz konusu özel bakım merkeziyle ilgili iddiaların tespit edilmesinin ardından il müdürlüğü tarafından acil denetim sürecinin başlatıldığı ifade edildi.
İhmali bulunan kişilerin iş akitlerinin feshedildiği ve haklarında Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğu belirtildi.
Engelli Bireyler Başka Merkezlere Yerleştiriliyor
Bakanlık açıklamasında, merkezin kapatma kararı alındığı ve burada hizmet alan engelli bireylerin güvenli şekilde başka merkezlere yerleştirilme sürecinin başlatıldığı vurgulandı.
“Süreci Titizlikle Takip Ediyoruz”
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, ihmali bulunanların en ağır cezayı alması için sürecin bizzat takip edildiğini açıkladı:
“İhmali bulunanların en ağır cezayı alması için bizzat suç duyurusunda bulunduğumuz ve müdahil olduğumuz dava sürecini titizlikle takip edeceğiz.”
Bakanlık, kamuoyuna saygıyla duyuruda bulunarak gelişmelerin yakından izleneceğini belirtti.
Saral’dan mahkeme görüntülerine tepki: “Bu kalıpsıza bu şovları kim yaptırıyor?”

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı davalarda çekilen görüntülere tepki gösterdi. Saral, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda İmamoğlu için “bu kalıpsız” ifadesini kullanarak mahkeme salonuna görüntü cihazlarının sokulmasına sert sözlerle karşı çıktı.
“Davalar basına kapalı yapılır”
Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı davalarda mahkeme salonundan paylaşılan görüntüler sosyal medyada gündem olurken, Oktay Saral bu duruma tepki gösterdi. Saral, davaların basına kapalı olarak yapılması gerektiğini hatırlatarak, telefon ve kamera gibi cihazların duruşma salonuna sokulmasının yasak olduğunu vurguladı.
Saral, paylaşımında şu ifadeleri kullandı:
“Bu kalıpsıza bu şovları kim yaptırıyor? Davalar basına kapalı olarak yapılır. Telefon ya da video kamera gibi cihazların duruşma salonuna sokulması yasaktır. Hal böyle iken bu çekimlerin yapılmasına göz yuman mahkeme heyeti acilen açığa alınmalıdır. HSK’yı göreve davet ediyorum.”
HSK’ya çağrı
Saral’ın bu paylaşımında Hakimler ve Savcılar Kurulu’nu (HSK) göreve davet etmesi dikkat çekti. İmamoğlu’nun duruşmalarında çekilen görüntülerin sosyal medyada geniş yankı uyandırması ve binlerce yorum almasının ardından yapılan bu çıkış, siyasette yeni bir tartışmayı da beraberinde getirdi.
Gürsel Tekin’den CHP’den İhraç Kararına Sert Tepki: “Bizi Değil, Vicdanlarını İhraç Ettiler”

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) eski İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, partiden ihraç edilmesine sert tepki gösterdi. Tekin, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Bu kararın bizim onurumuzu zedelemesi mümkün değildir. Bizi değil, kendi vicdanlarını ihraç ettiler” ifadelerini kullandı.
“Bu karar CHP tarihine gölge düşüremez”
Gürsel Tekin, açıklamasında partideki geçmişine vurgu yaparak şunları söyledi:
“Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir neferi olarak ömrümü verdiğim partidem, suça bulaşmış kişilerin, partinin değil kendi şahsi çıkarlarının temsilciliğini yapanların aldığı bir kararla ihraç edildik. Bu kararın bizim onurumuzu zedelemesi mümkün değildir.
Biz bu partinin emektarlarıyız. Bu partiye yıllarımızı, alın terimizi, mücadelemizi verdik. Bizimle aynı yolda yürüyen binlerce yol arkadaşımızın emeğini yok sayarak kendi düzenlerini sürdürmeye çalışanların vereceği hiçbir karar CHP tarihine gölge düşüremez.”
“CHP, şaibelerden arındığında daha da büyüyecek”
Tekin, ihraç kararını partinin geleceği açısından da değerlendirdi:
“Bugün bizi ihraç edenler bilsinler ki aslında ihraç ettikleri biz değiliz; ihraç ettikleri kendi vicdanlarıdır, partinin onurlu geçmişidir. Bizim varlığımızı yok edemezsiniz. Çünkü biz CHP’nin vicdanıyız, kökleriyiz, hafızasıyız.
Sizler bu partiden gittiğinizde, bu partiyi şaibelerden, kişisel hırslardan arındırdığınızda Cumhuriyet Halk Partisi daha da büyüyecek. Çünkü CHP, birkaç kişinin koltuğunu korumak için tasfiye ettiği insanların değil, Mustafa Kemal’in izinden giden milyonların partisidir.”
“Mücadelemiz sürecek”
Partiden ihraç edilmesinin kendisini susturamayacağını vurgulayan Gürsel Tekin, şu ifadelerle açıklamasını noktaladı:
“Bizler, partimizi namussuzlardan, şaibelerden ve kirli düzenlerden temizlemek için mücadelemize devam edeceğiz. İhraç kararlarıyla bizi susturamazsınız. Tarih, bugün alınan bu haksız kararları değil, bu kararların karşısında dimdik duran bizleri yazacaktır.”
İzmir’de “Twerk” Rezaletine 2 Gözaltı!

İzmir’de “Twerk” Rezaletine 2 Gözaltı
İzmir’de bir eğlence mekanında çekilen ve sosyal medyada büyük tepki toplayan görüntüler sonrası soruşturma başlatıldı. Görüntülerde tesettürlü bir kadının, erkek dansçılarla birlikte twerk yaptığı anlar yer alıyordu.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla harekete geçen polis ekipleri, kimlikleri tespit edilen 2 kişiyi gözaltına aldı. Olayla ilgili incelemeler sürerken, gözaltındaki şüphelilerin emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edileceği öğrenildi.
Sosyal medyada kısa sürede yayılan görüntüler, toplumun farklı kesimlerinden yoğun tepki aldı.
Ava Gitme” Dedi, Katliam Yaşandı: Annesini Av Tüfeğiyle Öldürdü!

“Ava Gitme” Dedi, Katliam Yaşandı: Annesini Av Tüfeğiyle Öldürdü
Muğla’nın Köyceğiz ilçesinde aile içi tartışma kanlı bitti. Edinilen bilgilere göre 22 yaşındaki S.S., ava gitmesine karşı çıkan annesiyle tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesi üzerine öfkelenen genç, evde bulunan av tüfeğini alarak annesini başından vurdu.
Ağır yaralanan anne olay yerinde hayatını kaybederken, mahallede büyük üzüntü yaşandı. İhbar üzerine olay yerine sağlık ve jandarma ekipleri sevk edildi. Sağlık ekiplerinin yaptığı incelemede kadının yaşamını yitirdiği belirlendi.
Olay sonrası S.S. jandarma ekipleri tarafından gözaltına alınırken, cenaze otopsi için Muğla Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Bursa’da Metroda Can Pazarı: Yaşlı Adam Raylara Düştü, Mucizevi Şekilde Kurtuldu!

Bursa’da Metroda Can Pazarı: Yaşlı Adam Raylara Düştü, Mucizevi Şekilde Kurtuldu
Bursa’da metro istasyonunda yaşanan olay, yürekleri ağza getirdi. İddiaya göre, peronda metro bekleyen iki öğrenci şakalaştıkları sırada 60 yaşındaki Abdulkadir Kavaklıgil’e çarptı. Çarpmanın etkisiyle dengesini kaybeden Kavaklıgil, raylara düştü.
O sırada istasyona yaklaşan metro makinisti, durumu fark ederek anında fren yaptı. Tren, raylara düşen Kavaklıgil’e çarpmadan durmayı başardı. Olay yerine gelen sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından yaralı adam hastaneye kaldırıldı.
Abdulkadir Kavaklıgil’in sağlık durumunun iyi olduğu öğrenilirken, olayla ilgili inceleme başlatıldı.
İlk Yorum yapan siz olun!