Türkiye İşçi Partisi (TİP) Çankaya Belediye Başkan adayı İrfan Değirmenci, “Ya mevcut düzeni kazanacak Çankaya'nın ya da Türkiye İşçi Partisi kazanacak. Üçüncü bir seçenek yok. Çankaya’da AKP'nin kazanma riskini görsem, oyları bölüp AKP'ye kazandıran bir isim olarak anılmak beni bunca yıllık tecrübemi ve ekranda sergilediğim tavrı reddetmem olurdu. Ben burada AKP'nin kazanma riski olmadığını, oylar CHP'nin oyları ikiye değil üçe de bölünse yine de AKP'nin kazanamayacağını gördüğüm için burada ya TİP ve İrfan Değirmenci ya da CHP ve adayı kazanacak. İki ihtimal olduğunu gördüğüm için buradayım. Çankaya seçmeninin karşısındayım” dedi.

Haber: NİSANUR YILDIRIM / Kamera: ÜNAL AYDIN
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Çankaya Belediye Başkan adayı İrfan Değirmenci, ''Ya mevcut düzeni kazanacak Çankaya'nın ya da Türkiye İşçi Partisi kazanacak. Üçüncü bir seçenek yok. Çankaya’da AKP'nin kazanma riskini görsem, oyları bölüp AKP'ye kazandıran bir isim olarak anılmak beni bunca yıllık tecrübemi ve ekranda sergilediğim tavrı reddetmem olurdu. Ben burada AKP'nin kazanma riski olmadığını, oylar CHP'nin oyları ikiye değil üçe de bölünse yine de AKP'nin kazanamayacağını gördüğüm için burada ya TİP ve İrfan Değirmenci ya da CHP ve adayı kazanacak. İki ihtimal olduğunu gördüğüm için buradayım. Çankaya seçmeninin karşısındayım'' dedi.
İrfan Değirmenci, TİP Genel Merkezi’nde gazetecilerle bir araya geldi. Değirmenci’ye; TİP Ankara İl Başkanı Fırat Çoban, TİP PM üyesi İlke Kumartaşlıoğlu ile Ankara Barosu Hayvan Hakları Merkezi Başkanı ve TİP Çankaya Belediye Meclisi Üyesi Adayı Tuğba Gürsoy eşlik etti.
Sözlerine Gezi Direnişi’nde öldürülen Berkin Elvan’ı anarak başlayan TİP Ankara İl Başkanı Fırat Çoban, şöyle konuştu:
''Bu kazanım siyasetinin en somutlandığı alanlar bizim için yerel seçimler. Ümit ediyoruz ki TİP 31 Mart yerel seçimlerinden, memleket genelinde, Ankara'da, Hatay'da, Malatya'da, Tokat'ta, Erzincan'da, belediyeler kazanarak ve bu memlekete, cumhuriyetin ikinci yüzyılında bir Sosyalist Belediyeler Birliği armağan ederek yoluna devam edeceğiz. Şimdi bu yerel seçimlerde 2 ilke önceledik. Birincisi; her ne olursa olsun biz saray rejiminin yeni belediyeler kazanmamasını arzu ediyoruz. Muhalefetin yönetmesi hiçbir şey ifade etmeyebilir ama saray rejiminin yeni bir belediye kazanması, bu memleketteki emekçiler, kadınlar, gençler adına çok şey ifade ediyor. Bu yüzden TİP hiçbir tartışmaya girmeden, pazarlığa girmeden, üzerine düşen sorumluluğu memleketi adına yerine getirmiştir. Aday çıkarmadığımız yerler, büyükşehirler, iller, ilçeler, bunlar zaten kamuoyunun da malumudur. Biz saray rejimine yeni bir belediye hediye eden, yalnızca kendi ikbalini düşünen bir siyasi hareket değiliz. Masalara oturan, masalardan kalkan, vekil, belediye pazarlıklarına giren, çantaları alıp götüren bir siyasi hareket değiliz. Memlekette bunlardan yığınla zaten var.
İkinci ilkemiz bu memlekette AKP iktidarı gibi bu kadar pespaye bir rejimin 20 yıldır hüküm sürmesinin, üstelik kendisini sürekli tahkim ederek ve egemenlik alanını genişleterek hüküm sürmesinin en temel sebeplerinden biri de muhalefet yapma biçimi. Bu memlekette kurumsallaşmış, ana akım muhalefet… TİP aldığı bir milyon oyun yurttaş iradesinin desteğiyle bu seçimlerde AKP'ye hediye etmeyeceği ama kendisinin kazanabileceği yerlerde çok güçlü adaylarla seçime girme kararı almıştır. Çankaya da bu iddiamızın en merkezileştiği yerlerden biri. Burada Çankaya da çok açık ki aradan AKP, MHP adayının, Cumhur İttifakı adayının sıyrılma riski kesinlikle yok. Ya TİP’in aday gösterdiği İrfan Değirmenci Çankaya'nın belediye başkanı olacak ya da müesses nizam devam edecek. Böyle gelmiş, böyle gider denilen ilişkiler, belediye anlayışı. Yurttaşa, müşteri, kente parsellenecek bir arsa olarak bakan, yakasına taktığı rozet her ne olursa olsun bu bakışı değişmeyen bu anlayış devam edecek.''
''GEZİ DİRENİŞİ’NDE SANSÜRE BOYUN EĞMEDİM' DİYEBİLİRİM”
TİP Çankaya Belediye Başkan adayı İrfan Değirmenci, şunları söyledi:
''14 yaşında martı kaşlı bir çocuk. Aramızdan koparıldı. Bugün tam 10 yıl olmuş. 10 yıl önce o gün doğanlar bugün 10 yaşında. 10 yıl önce o gün 8 yaşında olanlar bu yıl ilk kez oy kullanacaklar. Gezi Direnişi’nden, Berkin Elvan'dan söz ediyorum. Yan stüdyoda penguen belgeseli gösterirlerken, tüm sansür girişimine rağmen ona boyun eğmeyerek Berkin Elvan’dan söz eden, Kanal D sabah haberlerinde bunu yapan biriyim. Gururla söylüyorum. İleride anlatmam gerekirse sadece kendimle ilgili bunu söylerim herhalde. ‘Ne yaptınız siz hayatınızda’ dediklerinde. ‘Gezi Direnişi’nde sansüre boyun eğmedim’ diyebilirim.
2013 yılından sonra hiçbir şey bizim için eskisi gibi olmadı. Benim dünya bakışım da değişti. Yıllar boyunca yaptığım muhabirliği sorgulamaya başladım. Etkisiz miydi acaba diye. Bir başıma ne kadar mücadele edebileceğimi sorguladım. O çadırlarda, Gezi Parkı’nda biber gazı yerken, birbirimizin gözünün içine limon sıkmaya çalışırken, hepimiz gibi o gün değişti dünyaya bakış açım. 2013’ten sonra hiçbir şeyi eskisi gibi olmadı benim içinde. Zaten sakıncalı piyadeydim, Uğur Mumcu'nun tabiriyle. Ama 2013’te Gezi Direnişinde yaptığımız yayınlarla daha da sakıncalı hale geldim. En son 2017 yılında, tek adam rejiminin oylandığı referandum sürecinde ‘hayır’ oyu kullanacağımı tweet serisiyle kamuoyuna açıkladığım için işime son verildi. Doğan Grubu ‘gazeteciliğin tarafsızlığı’ ilkesini zedelediğimi söyledi. Çok kısa bir fıkraydı. Çünkü aynı grupta ‘evet’ oyu kullanacağını açıkça beyan edenler terfi ettirilirken ben ‘hayır’ oyu kullanacağımı açıkladığım için tazminatsız işten çıkarıldım.''
''TÜRKİYE'DE REJİM DEĞİŞTİ''
Türkiye’de rejim değişti. Rejim değişikliğine karşı daha da güçlü muhalefet edebilmek için bir parti çatısı altında örgütlenmem gerektiğini fark ettim. O parti çatısı TİP’ti. Çünkü TİP, toplumsal muhalefetin Gezi'de yan yana duran ve büyüyen toplumsal muhalefetin siyasi haliydi. Meclis’te TİP’i temsil eden dört milletvekili Erkan Baş, Sera Kadıgil, Barış Atay ve Ahmet Şık aslında gezinin ta kendisiydi. Her zaman yapılanları yaparak farklı sonuç beklenemeyeceğini bize anlattılar, öğrettiler. Muhalefet yapmak için de farklı bir tarz gerekiyordu. Daha etkili muhalefet yapmak için de kürsülerde farklı söylemler geliştirmek gerekiyordu. Beni TİP’e yönlendiren de onların Meclis’te sergilediği bu cesur tablo oldu aslında. Son bir buçuk iki yıldır da TİP’te siyaset yapmaktayım. Doğup büyüdüğüm, okula gittiğim yerde, ilk kez aşık olduğum Ankara'da, Çankaya'da değiştirebileceğimiz çok şey olduğunu düşünüyorum. Çankaya'da ya mevcut düzen böyle gelmiş böyle gider denilen mevcut düzen devam edecek ya da TİP yıllardan sonra yollardan sonra yeniden şarkı söylenmesini sağlayacak çocuklar için. Bizim de bütün amacımız o zaten. Çocuklar yeniden şarkı söyleyebilsinler. Bu kente neşesi geri gelsin. Bu kentin şenliği geri gelsin. Bu kentte yapılması gerekenler yapılsın diye yola çıktık.''
Değirmenci, bir gazetecinin ''CHP’nin kalesi olan bir yerden adaysınız. Seçilme şansınız çok kolay değil. Burada neden aday oldunuz. TİP kendini mi görmek istiyor? Hedefiniz nedir'' sorusunu, şöyle cevapladı:
“BİZ İKTİDARIN EKMEĞİNE SÜREN, MUHALEFETE ZARAR VEREN BİR PARTİ OLMAK İSTEMİYORUZ”
''Biz iktidarın ekmeğine süren, muhalefete zarar veren bir parti olmak istemiyoruz. İstemedik de. Genel seçimde de tavrımız buydu. Kendini muhalefette tanımlayan, saray iktidarıyla mücadele eden hiçbir partiye zarar vermemek gibi bir politika benimsemiş durumdayız. Çok bıçak sırtı olan yerlerde de aday gösterip, iktidar bloğunun kazanmasının önünü açmak istemedik. Bu aday belirleme kriterlerimizden biriydi. Ancak çok sembolik olan ilçeler var. Türkiye sol hareketi için çok sembolik ve önemli olan ilçeler var. O ilçelerde adayımız var. Büyükşehir belediyesinde bir adayımız yok mesela. Ama şunu biliyoruz ki Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi'nde de TİP’li üyelerin olması en azından belki bu kentin bir ulaşım master planını artık hayata geçirilmesini sağlayacak. Çünkü bilime kulak verilmemiş. Kentin ulaşımı planlanırken master plan ya ne olacak, beklesin denilerek ellerinin tersiyle itilmiş ve bugün trafikte saatler kaybediyoruz Ankara'da. Planlama olmadığı için. TİP’li belediye meclis üyeleri iyi bir oy aldığımız ve Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi'ne de girdiğimiz takdirde bunun yapılmasını sağlayacak mesela. Bir işe yarayacağız.
Çankaya, son seçimlerde yüzde 70’e varan oyla mevcut Belediye Başkanı'na destek olmuş. CHP’nin oyları hiçbir zaman yüzde 50’nin altına düşmemiş, AKP'nin aldığı oy da yüzde 15’in üzerine çıkmamış. Burada bir rahatlığımız var. Ya mevcut düzeni kazanacak Çankaya'nın ya da Türkiye İşçi Partisi kazanacak. Üçüncü bir seçenek yok. Çankaya’da AKP'nin kazanma riskini görsem, oyları bölüp AKP'ye kazandıran bir isim olarak anılmak beni bunca yıllık tecrübemi ve ekranda sergilediğim tavrı reddetmem olurdu. Ben burada AKP'nin kazanma riski olmadığını, oylar CHP'nin oyları ikiye değil üçe de bölünse yine de AKP'nin kazanamayacağını gördüğüm için burada ya TİP ve İrfan Değirmenci ya da CHP ve adayı kazanacak. İki ihtimal olduğunu gördüğüm için buradayım. Çankaya seçmeninin karşısındayım.''
Değirmenci, somut projelerine ve planlarına ilişkin soru üzerine, şöyle konuştu:
“ÇANKAYA’DA İŞLEVSEL DURUMDA TEK BİR KADIN SIĞINMA EVİ YOK”
''Çankaya’da işlevsel durumda tek bir kadın sığınma evi yok şu anda. Bir tek kadın sığınma evi var, adı adresi bilinmekte. Belediye üzerine düşeni yapmış olsaydı bu şiddete karşı Çankaya’da en azından adım atılmış olabilirdi. 1 milyon insanın yaşadığı Çankaya'da müteahhitlere rica minnet yaptırılmış 15 kreş var. 123 mahalle var Çankaya'nın. 15 kreşimiz var. Kreşlerin ortalama kapasitesi 40 çocuk. Toplasanız 600 çocuk. 1 milyon kişiyiz. 600 çocukluk kreşimiz var. Sonra diyorlar ki ‘Kadın istihdamını arttıracağız, destek olacağız.’ Bugüne kadar 123 mahallenin 123’ünde de belediyenin kendi imkanlarıyla çalışan anne babaların çocuğunu bırakabileceği hatta gece de bırakabilecekleri, gündüz ve gece kreşlerini yapmış olmanız gerekiyordu. Yapacağız.
100 bini aşkın üniversite öğrencisi var Çankaya'da. 6 devlet, 6 özel üniversite var. Öğrencilerin barınma sorunu var. Bugüne kadar yönetmiş olanlar bu barınma sorununu çoktan çözebilmiş olmalıydı. Çankaya'da dahi apartmanın giriş katında ya da bilmediğiniz bir dairesinde dernek, vakıf adı altında cemaat ve tarikatların öğrencileri kendi tuzağına düşürmeye çalışmasının önüne geçmiş olması gerekiyordu. Yapacağız.''
İrfan Değirmenci, ''Seçilemezseniz gazeteciliğe tekrar dönecek misiniz yoksa siyasete devam mı edeceksiniz'' sorusuna, ''1 Nisan sabahı çok güzel bir sürpriz yapacak Çankayalı. Onların yanlarında olduğum gibi aynı zamanda belediye meclisinde belediye başkanı olarak oturumu yönetiyor olacağım. Sözümü duyurmak için TV’de olmak durumunda değiliz, sosyal medyada da kamuoyu yaratmak mümkün, birçok alandan bunu yapabiliriz'' yanıtını verdi.
Yorumlar
Yorum Yapın
İlginizi Çekebilir
AK Partili Belediyelerde Eş Zamanlı Buluşma: Halkla 1. Yıl Değerlendirmesi

HABER/HASAN MESUT EKMEN
AK Partili belediyeler, yerel yönetimlerde geçen bir yılın ardından, halkla bütünleşen ve şeffaf yönetişim anlayışı çerçevesinde 19 Nisan Cumartesi günü anlamlı bir etkinliğe imza atacak.
AK Parti çatısı altındaki tüm belediyelerde eş zamanlı olarak düzenlenecek programda, belediye başkanları vatandaşlarla birebir buluşacak. Bu buluşmalarda, halkın soruları, önerileri ve talepleri doğrudan muhataplarına iletilecek.
Partiden yapılan açıklamada, bu buluşmaların “çözümün bir parçası olarak birlikte üretme” anlayışıyla şekilleneceği belirtildi. AK Partili belediyelerin hizmet odaklı çalışmalarını, 1 yılın sonunda halkla birlikte değerlendirecek olan başkanlar, yerel yönetimde katılımcı demokrasiye örnek teşkil edeceklerini vurguladı.
📍 Etkinlik Tarihi: 19 Nisan 2025, Cumartesi
📌 Yer: Tüm AK Partili Belediyeler
🗣 Katılımcılar: Belediye Başkanları ve Vatandaşlar
Yılmaz Tunç: "Adaletle Güçlenen İstikrarla Kalkınan Bir Türkiye Hedefliyoruz"

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türkiye’nin adalet sistemi ve ekonomik kalkınması üzerine önemli açıklamalarda bulundu. Tunç, “Adaletle güçlenen istikrarla kalkınan ve büyüyen bir Türkiye için çalışıyoruz” diyerek bakanlığının öncelikli hedeflerini net bir şekilde ortaya koydu. Bu vizyon doğrultusunda atılacak adımların ülke genelinde hukukun üstünlüğünün sağlanması ve ekonomik istikrarın desteklenmesi amacıyla hayata geçirileceği belirtildi.
Adalet Sistemindeki Reformlar
Bakan Tunç, adalet sisteminin etkinliğini artırmak için bir dizi reformun üzerinde çalışıldığını vurguladı. Bu reformların arasında duruşma süreçlerinin hızlandırılması, yargı personelinin eğitimi ve teknolojik altyapının güçlendirilmesi gibi önemli başlıklar yer alıyor. Özellikle son yıllarda mahkeme kararlarının icra edilmesindeki gecikmelerin önüne geçmek için yeni düzenlemeler yapıldığına dikkat çekildi.
Ekonomik Kalkınma ve Adaletin İlişkisi
Adalet Bakanı, adaletin ekonomik kalkınma ile doğrudan ilişkili olduğunu belirterek, şeffaf ve güvenilir bir hukuki zeminin yatırım ortamını iyileştireceğini ifade etti. Bu bağlamda, ticaretin kolaylaştırılması, sözleşmelerin ihlallerine karşı etkin koruma sağlanması ve fikri mülkiyet haklarının güvence altına alınmasının ekonomik büyüme için kritik öneme sahip olduğu vurgulandı.
Hukukun Üstünlüğü İlkesi
Tunç, bakanlık olarak hukukun üstünlüğü ilkesini her zaman ön planda tuttuklarını belirtti. Bu ilke çerçevesinde, vatandaşların hak ve özgürlüklerinin korunması, yargı bağımsızlığının sağlanması ve adalete erişimin kolaylaştırılması gibi konularda hassasiyet gösterdiklerini ifade etti. Ayrıca, uluslararası hukuk normlarına uygun hareket ederek Türkiye’nin hukuki saygınlığını artırmayı hedeflediklerini söyledi.
Örnek Uygulamalar
Bakan Tunç'un açıklamalarına göre, adalet sistemini güçlendirmek için başlatılan bazı projeler şunlardır:
- Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yöntemleri (AUÇY): Mahkemelerin yükünü hafifletmek ve uyuşmazlıkların daha hızlı çözülmesini sağlamak amacıyla AUÇY’nin yaygınlaştırılması.
- E Duruşma Sistemi: Duruşma süreçlerini dijitalleştirmek, şeffaflığı artırmak ve zamandan tasarruf sağlamak için e-duruşma sisteminin geliştirilmesi.
- Yargı Personeli Eğitimi: Hakimler, savcılar ve diğer yargı personelinin güncel hukuk mevzuatı ve yargılama teknikleri konusunda eğitilmesini sağlayacak programların düzenlenmesi.
Tunç, bu projelerin Türkiye’nin adalet sistemini daha etkin, verimli ve güvenilir hale getirmeyi amaçladığını belirtti.
İstanbul'da 3. Uluslararası Yeditepe Bienali Başladı

İstanbul'da 3. Uluslararası Yeditepe Bienali açıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bienalin ülkemize ve kültür sanat camiasına hayırlar getirmesini diledi. Gelenekselleşen etkinlik, bu yıl 15 farklı ülkeden 263 sanatçının 215 eserine ev sahipliği yapıyor.
Bienalde Yer Alan Eserler
Yeditepe Bienali, geniş bir yelpazede sanatsal çalışmaya yer veriyor. Resim, heykel, seramik, gravür gibi farklı disiplinlerdeki eserler, sanatseverlerin ilgisini çekmeyi hedefliyor. Bienale katılan sanatçılar arasında Türkiye'den ve dünyadan önde gelen isimler bulunuyor.
Etkinlik 2 Ay Sürecek
Bienal kapsamında çeşitli yan etkinlikler de düzenlenecek. Sanatçı söyleşileri, atölye çalışmaları ve panel tartışmaları ile bienalin zengin içeriği daha da genişletiliyor. Bu etkinliklerin amacı, sanatseverlerle sanatçılar arasında etkileşim kurmak ve sanata olan ilgiyi artırmak.
2 ay boyunca sürecek bienal, İstanbul'un kültürel yaşamına önemli bir katkı sağlaması bekleniyor. Bienalin, yerli ve yabancı turistler tarafından yoğun ilgi göreceği tahmin ediliyor. Etkinlik, sanatın evrenselliğini vurgularken, farklı kültürlerin etkileşimine de zemin hazırlıyor.
Çatalca Belediyesi, 18 Nisan Uluslararası Anıtlar ve Sitler Günü'nü Kutladı

Çatalca ilçesinde tarihi ve kültürel mirasın korunması amacıyla yapılan çalışmalarla bilinen Çatalca Belediyesi, 18 Nisan Uluslararası Anıtlar ve Sitler Günü dolayısıyla bir açıklama yaptı. Açıklamada, ilçenin zengin tarihi dokusuna dikkat çekilerek, geçmişten günümüze uzanan mirası koruma ve gelecek nesillere aktarma çabalarının devam edeceği vurgulandı.
Çatalca'nın Tarihi Dokusu
Çatalca, İstanbul'a yakın konumu ve tarihi boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapması sebebiyle önemli bir kültürel mirasa sahip. İlçe sınırları içerisinde bulunan antik kalıntılar, tarihi camiler, kiliseler ve Osmanlı döneminden kalan eserler, Çatalca’nın geçmişine ışık tutuyor. Özellikle Çatalca Kalesi, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde stratejik öneme sahip olmuş ve günümüze kadar korunmuş önemli bir yapı olarak dikkat çekiyor.
Belediye'nin Miras Koruma Çalışmaları
Çatalca Belediyesi, tarihi yapıların restorasyonu ve bakımına büyük önem veriyor. Son yıllarda yapılan çalışmalarla birçok tarihi eser restore edilerek turizme kazandırıldı. Bunlar arasında;
- Tarihi Çatalca Merkez Camii'nin minare onarımı
- Köy içindeki eski taş evlerin cephelerinin yenilenmesi
- Roma dönemine ait kalıntıların bulunduğu alanlarda arkeolojik kazı çalışmaları desteklenmesi
Geleceğe Yönelik Hedefler
Belediye yetkilileri, 18 Nisan Uluslararası Anıtlar ve Sitler Günü vesilesiyle yaptıkları açıklamada, kültürel mirasın korunması konusunda daha fazla adım atacaklarını belirtti. Çatalca'nın tarihi değerlerinin tanıtımı için çeşitli etkinliklerin düzenleneceği, yerel halkın ve turistlerin bu eserlere olan ilgisinin artırılmasının hedeflendiği ifade edildi. Ayrıca, genç nesillerin tarihi bilincini güçlendirmek amacıyla okullarda yönelik eğitim programlarının da planlandığı öğrenildi.
Çatalca Belediyesi'nin açıklaması, ilçenin tarihi ve kültürel mirasına verilen önemin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. İlçe sakinleri ise belediyenin bu çalışmalarını takdirle karşılıyor ve Çatalca’nın geçmişten günümüze taşıdığı değerlerin korunmasına destek veriyor.
Beylikdüzü Belediyesi'nden Genç Sporculara Destek

Beylikdüzü Belediyesi, genç sporcuların hayallerine ulaşmalarına destek olmak amacıyla düzenlediği Spor Akademileri Sınavlarına Hazırlık Kurslarına kayıtlar devam ediyor. Bu kurslar, spor alanında eğitim almak isteyen ve çeşitli üniversitelerin beden eğitimi öğretmenliği veya spor bilimleri bölümlerini hedefleyen öğrencilere yönelik kapsamlı bir hazırlık imkanı sunuyor.
Kursların İçeriği ve Hedef Kitle
Hazırlık kursları, sınavda başarıya ulaşmak için gerekli olan teorik bilgilerin yanı sıra pratik uygulamaları da içeriyor. Kurs programı; anatomi, fizyoloji, spor psikolojisi, antrenman metodları gibi konularda uzman eğitmenler tarafından veriliyor. Özellikle son yıllarda spor alanına olan ilgi ve üniversitelerin bu bölümlere olan talebi göz önünde bulundurulduğunda, kurslar öğrencilere önemli bir avantaj sağlıyor.
Kayıt İşlemleri ve İletişim Bilgileri
Kurslara kayıt yaptırmak isteyen adayların, 444 09 39 numaralı çağrı merkezinden 7948 nolu dahiliden bilgi alabileceği belirtildi. Kayıt sürecinde öğrencilerin, gerekli belgeleri hazırlamaları ve belirlenen tarihler arasında başvurularını tamamlamaları gerekiyor. Beylikdüzü Belediyesi yetkilileri, kursların kontenjanının sınırlı olduğunu ve başvuru yapacak adayların acele etmelerini tavsiye ediyor.
Beylikdüzü'nde Sporun Teşvik Edilmesi
Beylikdüzü Belediyesi, sporun teşvik edilmesi ve gençlerin sağlıklı yaşam alışkanlıkları kazanması amacıyla çeşitli projeler yürütüyor. Bu kapsamda düzenlenen hazırlık kursları, öğrencilerin hem akademik başarılarını desteklemeyi hem de spor yeteneklerini geliştirmeyi amaçlıyor. Belediye tarafından hayata geçirilen bu tür çalışmalar, ilçe genelinde sporun daha geniş kitlelere ulaşmasına katkıda bulunuyor.
- Kurslar uzman eğitmenler tarafından veriliyor
- Sınav içeriğine uygun ders anlatımı yapılıyor
- Pratik uygulamalarla öğrencinin başarısı destekleniyor
İsrail'in Filistin Politikalarına Tepkiler Artıyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’in Filistin topraklarında sürdürdüğü politikaları eleştirdi. Yaptığı açıklamada, yıllardır özgürlük, hak ve hukuktan bahsedenlerin, İsrail'in uyguladığı katliam politikası karşısında sessiz kaldığını belirtti. Bu durumun, uluslararası arenada çifte standartlara işaret ettiğini vurguladı.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Vurgusu
Erdoğan, açıklamasında İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ne atıfta bulunarak, bu beyannamenin prensiplerinin İsrail tarafından ihlal edildiğini savundu. Filistin topraklarında yaşanan olayların, temel insan haklarına aykırı olduğunu ve uluslararası toplumun bu duruma sessiz kalmasının kabul edilemez olduğunu ifade etti.
Batılı Devletlere Eleştiri
En ufak bir olayda ambargo uygulayan Batılı devletlerin, İsrail’e karşı neden aynı tavrı sergilemediği sorusunu yöneltti. Bu durumun, uluslararası ilişkilerdeki adaletsizliği gözler önüne çıkardığını belirtti. Uluslararası hukuk ve insan hakları ilkeleri çerçevesinde, tüm ülkelerin eşit mesafede olması gerektiğinin altını çizdi.
Filistin'de Yaşanan Son Durum
Filistin topraklarında yaşanan gerginlikler son zamanlarda artış gösterdi. İsrail ordusunun düzenlediği operasyonlar ve Filistinlilerin tepkileri, bölgedeki durumu daha da karmaşık hale getiriyor. Bu gelişmelerle birlikte uluslararası toplumdan gelen çağrılar, çatışmanın tırmanmasını engellemeye yönelik diplomatik çabaları içeriyor.
- İsrail'in Filistin politikalarına yönelik eleştiriler
- Uluslararası hukuk ihlalleri iddiaları
- Batılı devletlerin tutumu sorgulanıyor
ABD, Suriye'den Askerlerini Çekmeye Başladı

New York Times gazetesinin haberine göre ABD, Suriye’den yüzlerce askerini geri çekmeye başladı. Gazete, bu bilgiyi iki üst düzey ABD yetkilisine dayandırarak, Pentagon’un Suriye’nin kuzeydoğusundaki 8 üsten 3’ünü kapatmayı planladığını belirtti. Bu hamle, bölgedeki güvenlik dinamiklerini etkilemesi beklenen önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
Geri Çekilmenin Kapsamı ve Detayları
ABD'nin Suriye'deki askeri varlığı yaklaşık 2 bin askerden oluşuyor. Geri çekilme planı kapsamında, öncelikle kuzeydoğu bölgesindeki üslerin kapatılması hedefleniyor. Bu üsler, IŞİD ile mücadelede önemli bir rol oynadı ve bölgedeki Kürt güçlerine destek sağlıyordu. Yetkililer, geri çekilmenin kademeli olarak gerçekleşeceğini ve operasyonel ihtiyaçlara göre takvimin belirleneceğini ifade ediyorlar.
Geri Çekilme Kararının Ardındaki Nedenler
ABD'nin Suriye'den askerlerini çekme kararı, çeşitli faktörlerin bir araya gelmesiyle alındı. Bunlar arasında:
- IŞİD’in askeri olarak yenilmesi
- Bölgedeki istikrarsızlığın artması
- ABD’nin iç politik önceliklerinin değişmesi
yer alıyor. Birçok analist, bu kararın ABD'nin Suriye politikasında bir dönüm noktası olduğunu ve bölgedeki güç dengelerini değiştirebileceğini vurguluyor.
Bölgesel Etkiler ve Olası Senaryolar
ABD askerlerinin geri çekilmesi, Suriye’deki mevcut durumu karmaşıklaştırabilir. Özellikle Kürt grupların güvenliği konusunda endişeler artıyor. Geri çekilmenin ardından bölgede farklı aktörlerin güçlenmesi ve çatışmaların yeniden alevlenmesi riski bulunuyor. Uzmanlar, Türkiye'nin bu süreçte daha aktif bir rol oynayabileceğini belirtiyorlar. Ayrıca, Rusya ve İran’ın da Suriye’deki etkisini artırma potansiyeli değerlendiriliyor.
ABD’li yetkililer, geri çekilmenin IŞİD ile mücadeleyi zayıflatmayacağını, bölgedeki ortaklarla koordineli bir şekilde hareket edileceğini vurguluyor. Ancak, bu konuda henüz net bir strateji kamuoyuyla paylaşılmadı. Suriye'deki durumun gelişimi, önümüzdeki dönemde yakından takip edilecek.
6 Farklı Organize Suç Örgütü Üyesi Operasyonla Çökertildi: 158 Şüpheli Yakalandı

İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, 6 farklı organize suç örgütüne yönelik eş zamanlı operasyonlar düzenlendi. Operasyonlarda toplam 158 şüpheli gözaltına alındı. Operasyonların Adana, İstanbul, Antalya ve İzmir illerinde gerçekleştirildiği belirtildi.
Elebaşılardan Yurt Dışı Bağlantıları
Operasyonun merkezinde, farklı şehirlerde faaliyet gösteren organize suç örgütlerinin elebaşıları yer alıyor. Adana'da S.B., İstanbul'da H.Y. ve B.B., Antalya'da A.B., İzmir'de ise S.A.'nın yurt dışında olduğu ve U.G.’nin cezaevinde bulunduğu tespit edildi. Yurt dışından talimat verdiği iddia edilen bu elebaşlarının, Türkiye'deki suç faaliyetlerini yönettiği öne sürülüyor.
Operasyonların Kapsamı
Yapılan operasyonlar çerçevesinde çeşitli suç unsurlarına el konulduğu bildirildi. Bu kapsamda şüphelilerin ev ve iş yerlerinde yapılan aramalarda uyuşturucu madde, silah, sahte belge ve nakit para ele geçirildi. Yetkililer, operasyonların organize suç örgütlerinin finans kaynaklarını kurutmaya yönelik olduğunu vurguladı.
Şüphelilerin Tutukluluk Durumu
Gözaltına alınan 158 şüphelinin emniyetteki işlemleri devam ediyor. Şüphelilerden bir kısmının çıkarıldığı mahkemece tutuklandığı, diğerlerinin ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığı öğrenildi. Operasyonun ardından bölgedeki güvenlik güçleri, organize suç örgütlerine yönelik takibini sürdürüyor.
Organize Suçla Mücadele Devam Edecek
İçişleri Bakanlığı yetkilileri, organize suçlarla mücadelede kararlılıkla devam edileceğini vurguladı. Vatandaşların huzur ve güvenliğini sağlamak amacıyla bu tür operasyonların sıklıkla gerçekleştirileceği belirtildi. Yetkililer ayrıca, organize suç örgütlerinin eylemlerine karışan herkesin adalet önüne çıkarılacağını ifade etti.
ABD Dışişleri Bakanından Rusya-Ukrayna Savaşı İçin Zaman Uyarısı

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın taraflarına ve Avrupa’ya “zamanlarının daraldığı” mesajını verdi. Yapılan açıklamada, savaşın sona erdirilmesinin mümkün olup olmadığının kısa sürede belirlenmesi gerektiği vurgulandı.
Savaşın Sonu İçin Belirleyici Anlar
Rubio, "Savaşı sona erdirmenin mümkün olup olmadığını belirlememiz gerekiyor. Netleştirmek için birkaç günden bahsediyoruz," ifadelerini kullandı. Bu açıklama, savaşın seyrini değiştirebilecek kritik bir döneme girildiğine işaret ediyor. Diplomatik çabaların ve müzakerelerin bu kısa zaman dilimi içerisinde yoğunlaşması bekleniyor.
Alternatif Senaryo: Başkan Trump'a Dönüş
Rubio, savaşın sona erdirilmesinin mümkün olmadığı takdirde ise eski Başkan Donald Trump’ın devreye girebileceği sinyalini verdi. Bu durum, ABD dış politikasında olası bir değişikliğe ve yeni bir stratejiye işaret ediyor. Savaşın uzaması halinde, farklı aktörlerin arabuluculuk rolü üstlenmesi ihtimali gündeme gelebilir.
Avrupa'ya Yönelik Uyarı
Rubio’nun Avrupa’ya yönelik “zamanınız bitiyor” mesajı ise kıta üzerindeki güvenlik kaygılarını artırdı. Bu uyarı, Avrupa ülkelerinin enerji bağımlılığı ve savunma stratejileri konusunda daha hızlı adımlar atması gerektiğini gösteriyor. Avrupa'nın Rusya
- Savaşın sona erdirilmesi için birkaç günün belirleyici olacağı vurgulandı.
- Eski Başkan Trump’ın devreye girebileceği sinyali verildi.
- Avrupa'ya yönelik zaman uyarısı yapıldı.
Galatasaray'ın Bodrum FK Maçında Alman Hakem Görev Yapacak

Süper Lig’de heyecan devam ediyor. Galatasaray, deplasmanda karşılaşacağı Bodrum FK maçında hakem Markus Schmidt tarafından yönetilecek. Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Merkez Hakem Kurulu (MHK), kritik mücadele için yapılan hakem atamasını duyurdu.
VAR Merkezi'nde Alman İsmi
Galatasaray’ın 2023 2024 sezonunda oynayacağı Bodrum FK karşılaşmasında, VAR merkezinde de Alman bir isim görev alacak. Bu durum, maçın hakem kararlarının daha yakından inceleneceği anlamına geliyor. MHK tarafından yapılan açıklamada, hakem Schmidt'in deneyimli ve uluslararası arenada da görev yapmış bir hakem olduğu vurgulandı.
Maç Öncesi Hazırlıklar
Galatasaray, Bodrum FK karşılaşması için hazırlıklarını tüm hızıyla sürdürüyor. Teknik direktör yönetimindeki antrenmanlarda oyuncular, taktiksel çalışmalar yapıyor ve fiziksel olarak kendilerini geliştiriyor. Bodrum FK da kendi sahasında Galatasaray'ı ağırlamak için yoğun bir hazırlık süreci izliyor.
Süper Lig'de Hakem Uygulamaları
Son yıllarda Süper Lig’de hakem uygulamalarında VAR sistemi önemli bir rol oynuyor. Özellikle tartışmalı pozisyonlarda hakemlerin doğru kararlar vermesine yardımcı olan bu sistem, ligin kalitesini artırmayı hedefliyor. MHK, hakem atamalarını yaparken deneyimi ve performansı göz önünde bulunduruyor.
- Galatasaray, Süper Lig'de şu ana kadar oynadığı maçlarda başarılı bir performans sergiliyor.
- Bodrum FK ise ligdeki ilk sezonunda dikkat çekici sonuçlar elde etti.
- Hakem Markus Schmidt daha önce birçok önemli karşılaşmayı yönetti.
İlk Yorum yapan siz olun!