İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Çatalca’da düzenlenen halk buluşmasında; AKP’nin İBB Başkanı adayı Murat Kurum’u işaret ederek “Ne zaman ki rakibim aday, hakkımda iftiralara başladı; aynı anda eş zamanlı sosyal medya üzerinden de aynı kampanya harekete geçti. Milyonlarca reklam vererek bu videoları herkesin görmesini istiyorlar. Siz bu videoları, bir önceki seçimden hatırlıyorsunuz. Bu kumpasın patronu, o zaman canlı yayında, milyonlarca vatandaşın gözüne bakıp ‘Ama montaj ama şu ama bu’ demişti. Sahibi çok belli. Kumpası yapanlara sesleniyorum. Öncelikle kendinize yapılmasını istemediğiniz bir şeyi bana da yapmayın. Yapmaya devam mı edeceksiniz, yine kaybedeceksiniz. Sizin o kumpaslarınız, iftira kampanyalarınız bende toz zerresi kadar leke bırakmaz. İşinize bakın” dedi.

Haber: ÇAĞATAN AKYOL - Kamera: SADIK KARAKULOĞLU
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Çatalca’da düzenlenen halk buluşmasında; AKP’nin İBB Başkanı adayı Murat Kurum’u işaret ederek “Ne zaman ki rakibim aday, hakkımda iftiralara başladı; aynı anda eş zamanlı sosyal medya üzerinden de aynı kampanya harekete geçti. Milyonlarca reklam vererek bu videoları herkesin görmesini istiyorlar. Siz bu videoları, bir önceki seçimden hatırlıyorsunuz. Bu kumpasın patronu, o zaman canlı yayında, milyonlarca vatandaşın gözüne bakıp ‘Ama montaj ama şu ama bu’ demişti. Sahibi çok belli. Kumpası yapanlara sesleniyorum. Öncelikle kendinize yapılmasını istemediğiniz bir şeyi bana da yapmayın. Yapmaya devam mı edeceksiniz, yine kaybedeceksiniz. Sizin o kumpaslarınız, iftira kampanyalarınız bende toz zerresi kadar leke bırakmaz. İşinize bakın” dedi.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP Çatalca Belediye Başkan adayı Erhan Güzel ile birlikte Çatalca Avrupa Yakası Müteferrik 1 İçme Suyu Temel Atma Töreni’ne ve halk buluşmasına katıldı. Cumhuriyet Meydanı’ndaki kalabalığa seslenen İmamoğlu; AKP’li Çatalca Belediye Başkanı’nın, ilçede yaptıkları hiçbir temel atma törenine veya etkinliğe katılmadığını söyledi. İmamoğlu, şöyle konuştu:
“BU MAKAMIN SAHİBİ, BU ŞEHRİN 16 MİLYON İNSANI"
Ben hayata şöyle bakıyorum. Bu makamlar gelir geçer. Benim şu anda bulunduğum makam, çok kutlu bir makam. Kadim şehrimizin önemli bir makamı. Bu makamın sahibi, bu şehrin 16 milyon insanı. Çatalca’nın belediye başkanlığı makamının da sahibi Çatalcalılar. Bazıları şöyle düşünüyor olabilir. O makam, ona kimin tarafından verildiyse o makamın sahibi de o zannediyor olabilir. Değil sevgili kardeşim. Makam, milletin. Millete ait olan makamın hakkını verirken insanların siyaseti, şusu busu seçimden öncesinde kalır. Seçim biter, sonra hizmet yolculuğu başlar. Bu hükümet atmosferi değiştirdi. Bunlar iklimi, ahlâkı değiştirdi ama onların ortaya koyduğu ahlâk, iyi ahlâk değil. Onun peşinden gidenin hâli yaman. Biz, milletin yolunun peşinden gidiyoruz. Bizim yolumuz o.
KANAL İSTANBUL FELAKETİNE İZİN VERMEYECEĞİZ"
Çatalca’nın tarım alanlarına, ormanlarına, Çatalca’nın güzelim doğasına, meralarına göz dikmiş birileri de var. Tarıma saygı duymayan birileri de var. Ağızlarına almasalar da Kanal İstanbul denen ihanet projesiyle beraber Silivri’ye, Çatalca’ya uzanan alanları kontrolsüz bir biçimde, dehşet bir sürece taşıma gayretinde olanlar var. Bu, İstanbul’un sonu demek olur. Onlara karşı çok uyanık olmak ve el birliğiyle karşı durmak mecburiyetindeyiz. Bunlar ‘Gündemimizde yok’ diyorlar. Sakın inanmayın. Bunlar, seçimden önce her kılığa girerler. Bunlar, her türlü renge bürünürler. Bunlar, asıl niyetlerini gizlemeye çalışan insanlar ama ilk fırsatta harekete geçirecekler. Zaten ‘Yapmayacağız’ demiyorlar, diyemiyorlar. Öyle çevrelere öyle sözler, öyle vaatler verdiler ki yapmak mecburiyetindeler. Onun için sandıkta ne olacağız? Birlik olacağız. Kanal İstanbul denen büyük doğal felaket kaynağını, milli güvenlik sorununu bu milletin başına açmalarına izin vermeyeceğiz. Bu şehre muhafızlık yapacağız. Onlar talanla, yalanla, iftirayla hayatlarını sürdürsünler. Onlar israfla gündeme geldiler. Biz, icraatla gündeme geldik.
MİLLETİN PARASINI MİLLETE DAHA ÇOK DAĞITACAĞIZ
Onların döneminde hangi parselde kime daha fazla imar verilirdi, öyle konuşuldu. Biz ise 4,5 yıldır Halk Süt’le, Anne Kart’la, kreşlerle, eğitim desteği ve burslarıyla… 100 bin üniversite gencine bu kardeşiniz, ekip arkadaşlarıyla beraber -helali hoş olsun- 7 bin 500 lira burs verdik bu sene. Seneye 100 bin gencimize 15’er bin lira vereceğiz. Bu zor, dar günlerde başımıza yoksulluğu bela etti bu hükümet. Paramızı pul etti. Emeklimizi fakir eyledi. Biz elimizden gelen katkıyı, fedakarlığı yapacağız. Niye, biliyor musunuz? Onların derdi başka ama bizim derdimiz ne, biliyor musunuz? Milletin parasını millete dağıtıyoruz. Önümüzdeki dönemde daha çok dağıtacağız. Tek asgari ücretle geçinen evlere, tek emekli maaşıyla geçinen evlere yıllık 10 bin lira pazar desteği vereceğiz. Bu haneler, Halk Ekmek büfelerinden ücretsiz olarak günde bir ekmeğini alacak. Tek asgari ücretle geçinen hanelerdeki bir kişiye tam 10 bin lira da ulaşım desteği vereceğiz. Yeni evli çiftlere, evlenecek çiftlere sağlamakta olduğumuz evlilik desteğini -ki biz başlattık- 30 bin liraya çıkaracağız. Bunu İstanbul genelinde, bu 5 yılda 100 bin çifte çıkaracağız. İhtiyaç sahibi lise ve üniversite öğrencisi gençlere yılda iki defa kıyafet kuponu desteği sağlayacağız.
İSTANBUL’UN YENİDEN İHANETE DÖNMEYE TAHAMMÜLÜ YOK
Sözüm ona bu arkadaşlar, bu kampanyada sadece İstanbul konuşacaklardı. Böyle dediler, hatırlayın. Daha birkaç hafta dayanabildiler, hemen su kaynattılar, hemen kayış attılar. Çünkü görüyorlar, İstanbul başardı. Hep birlikte israfı bitirdik, hizmeti getirdik. Bundan geri dönüş yok. İstanbul’un yeniden ihmale, ihanete, israfa dönmeye tahammülü yok, dönmeyecek. Eşitlik ve adalet yolunda hep birlikte yürümeye devam edeceğiz. Birlik ve kardeşlik yolunda hep birlikte yürümeye devam edeceğiz. Hazır mıyız? Birlikten, kardeşlikten söz açılmışken şimdi biraz sizlerle dertleşmek istiyorum. Bakın, 5 yıldır konuşmalarımı dinliyorsunuz, tavrımı biliyorsunuz. Soruyorum, Allah aşkına, benim bir gün -hangi siyasi görüşten olursa olsun, hangi etnik kökenden olursa olsun, hangi inanca sahip olursa olsun, fark etmez- bir kişiye ayrımcılık yaptığımı ya da ötekileştirdiğimi gördünüz mü? Bana her gün hakaret eden siyasi rakiplerimin, bir gün bile onların vatanseverliğini ya da onların inancını sorguladığımı işittiniz mi? Kıskanıyorlar, doğru. Çekemiyorlar. Kimse, kendisine karşı böyle bir şey yapılmasını hoş karşılamaz. O zaman kendisine yapılmasını istemediğin şeyi bir başkasına yapmayacaksın.
EŞ ZAMANLI BİR OPERASYON BAŞLADI
Bunları niye söylüyorum? Çok eş zamanlı bir operasyon başladı. Yeni yeni filizlendirmeye çalışıyorlar. Operasyonun sahibini de belli ediyor. Ne zaman ki rakibim aday, hakkımda iftiralara başladı; aynı anda eş zamanlı sosyal medya üzerinden de aynı kampanya harekete geçti. Kampanya, bildiğimiz şey. Tam da şu. Sahte videolar ile kumpas videoları ile neymiş, terör örgütü beni destekliyormuş gibi gösteren videolar. Onlarca hesaptan aynı anda kumpas başladı. Milyonlarca reklam vererek bu videoları herkesin görmesini istiyorlar. Rakibimin açıklamalarıyla eşgüdümlü başladı. Altını çiziyorum bunun. Rastgele değil. Peki, siz bu videoları hatırlıyorsunuz. Nereden hatırlıyorsunuz? Bir önceki seçimde, değil mi? Bu kumpasın patronu, o zaman canlı yayında, milyonlarca vatandaşın gözüne bakıp kumpası nasıl itiraf etmişti? Ne demişti? ‘Ama montaj ama şu ama bu’ demişti. Sahibi çok belli. Kumpası yapanlara sesleniyorum. Öncelikle kendinize yapılmasını istemediğiniz bir şeyi bana da yapmayın. Yapmaya devam mı edeceksiniz, yine kaybedeceksiniz. Her babayiğidin yoğurt yiyişi farklıdır. Sizin o kumpaslarınız, iftira kampanyalarınız bende toz zerresi kadar leke bırakmaz. İşinize bakın.
ATA’YA HAKARET ETMEK BUNLARIN DÖNEMİNDE SERBESTLEŞTİ
Bunlar, bu milletin milli duygularını, inancını rencide edecek seviyede ne yazık ki her şeyi alet ediyorlar. Bunlara söylüyorum, buradan sesleniyorum. Ben, sizin gibi günübirlik Atatürkçü değilim. Çıkıyor bir meczup; bize, yüzümüze, gözümüzün içine baka baka Atatürk’e hakaret ediyor. O meczup hakaret ediyor ama kimsenin çıtı çıkmıyor. Herkes bir anda lal oluyor. Ağzını açan yok. Ata’ya hakaret etmek, küfretmek ne yazık ki bunların döneminde serbestleşti. Bu meczup gibiler bir de bize Osmanlı dersi vermeye kalkıyor. Sen kim, Osmanlı kim? Sen ne anlarsın Osmanlı’dan? Osmanlı da bizim, sarı saçlı, mavi gözlü lider de bizim liderimiz. Bunu buradan bilin. Bu yeminli Atatürk düşmanlarını bu iktidar, sadece bu tür durumlarda uzaktan izlemiyor. Ne yapıyor, biliyor musunuz? Onlara destek de oluyor hem de öyle az buz destek değil.
KÜFÜRBAZ ATATÜRK DÜŞMANI, ONLARIN SİYASİ YOL ARKADAŞI
Şimdi bilmediğiniz şeyler söyleyeceğim. O küfürbaz Atatürk düşmanı, onların siyasi yol arkadaşı. Doğru mu? Yetmedi. Atatürk’e küfreden o adamın oğlu, hâlâ partilerinin milletvekili. Yetmedi. Damadı Sakarya Çevre İl Müdürü. Yetmedi. Abisini bir şirketin başına kayyum atadınız. Diğer oğlunu da Kocaeli İşkur İl Müdürü yaptınız. Aileye bak. Yetmedi. Abisinin damadı da eski milletvekili. Hani şu ‘Yeliz’ var ya... O işte, o arkadaş. Bakın, işte sizin liyakat anlayışınız. Atatürk’e hakaret edenlerin sülalesine üst düzey kamu görevleri vermek mi sizin Atatürkçülüğünüz? Vatanseverliğiniz bu mu? Siz, bu halkın çocuklarının hak ettikleri makama gelmesini istemeyenlersiniz. Bu anneler, bu hanımefendiler, bu çocuklarını, bu sıraladığım insanlardan katbekat daha iyi yetiştiriyor ama sizin tek derdiniz, bir avuç insan ve onların aileleri. Bizim derdimiz ne, biliyor musunuz? Bizim derdimiz 16 milyonun, milletin evlatları. Onun için siz, partizanlıkla milyonlarca gencin hakkını gasp edenlersiniz. Siz, alın teriyle başarı zincirini kırarak bu toplumun dengesini bozan bir yapısınız. Aileye bakın. Babası bunlardan milletvekili. Oğlu milletvekili. Damadı milletvekili. Diğer oğlu genel müdür. Damadı genel müdür. Abisi kayyum genel müdürü. Ne mübarek aile, değil mi? Bir de bu memleketin başının tacına hakaret edecek, küfredecek… Devletin bir tane kurumu bile harekete geçmedi. Yazıklar olsun size.
EKREM İMAMOĞLU’YLA UĞRAŞMAYI BIRAKACAKLAR
2015 yılında, bunların zamanında Çatalca’da, KİPTAŞ konutlarının 100’den fazlası, bunların partili yandaşlarına dağıtıldı. Kimler yok, kimler... Şimdi milletvekili yaptıkları Kadın Kolu Başkanı var. Belediye başkanlarının oğlu var. Başkan yardımcısının kızı var. Vakıflarının yöneticileri var. Zaten deprem olur, deprem konutunda kurada her nedense o kura milletvekiline çıkar. Bugün de buraya gelirken okudum. TOKİ’nin alt gelir seviyesi için yaptığı ‘İlk evim arsa’ projesinden arsa bilin bakalım kime çıkmış... AK Parti milletvekiline yine. İşte bunların gerçek yüzü bu. Bu saltanatı kim yerle bir edecek, biliyor musunuz? Vicdanlı ve hakkını koruyan milyonlarca genç, yerle bir edecek. Hem de ne zaman, biliyor musunuz? Çok uzak değil. Sadece 35 gün sonra. 31 Mart’ta hep beraber bunlara öyle bir ders vereceğiz ki, milleti tehdit etmeyi bırakacaklar. Onları, milletin hizmetkarı yapacağız. Hep beraber yapacağız. Seçimde öyle bir ders alacaklar ki, kalan zamanlarında enflasyonu düşürmek için uğraşacaklar. Kalan zamanlarında, berbat ettikleri ekonomiyi, maliyet artışlarını, dibe vuran asgari ücreti düzeltme gayretinde olacaklar. Bunlara halkımız, hangi partiden olursa olsun İstanbul İttifakı, milletimizin o güçlü vicdan birliği, öyle bir ders verecek ki, sandıktan bir gün sonra tutuşup hükümet işlerine koşacaklar. Ekrem İmamoğlu’yla uğraşmayı bırakacaklar.
HEP BİRLİKTE KAZANALIM
Sevgili Çatalcalılar; bu şehrin çocuklarına, bu şehrin gençlerine, bu şehrin saygıdeğer annelerine, hanımefendilerine, dar gelirlilerine, emeklilerine sahip çıkanı seçin. Güzel günler için bir kez daha birlik olun. Birlik olun hepimiz için, hep birlikte kazanalım. Haydi İstanbul, tam yol ileri. Ben, bu şehrin Erhan Bey’le gençleşeceğine, enerjisini bulacağına, sokakta, caddede, pazarda onunla birlikte hizmet üreten bir belediye başkanı olacağına, ahlâkına, erdemine, iş yapma çalışkanlığına kefilim. Çatalca’da Erhan Güzel’e oy vermek için hazır mıyız? Meclise de oy istiyoruz. İstanbul’a da oy istiyoruz. Her şey çok güzel olacak.”
Yorumlar
Yorum Yapın
İlginizi Çekebilir
İstanbul'a Fırtına Uyarısı: Rüzgarlar Perşembeye Kadar Etkili Olacak

İstanbul'da etkili olmaya başlayacak olan kuvvetli rüzgar ve zaman zaman fırtına şiddetinde esmesi beklenen hava durumu nedeniyle vatandaşlar dikkatli olmaları konusunda uyarıldı. AKOM (Afet Koordinasyon Merkezi) tarafından yapılan yazılı açıklamada, rüzgarların 1 Mayıs Perşembe gününe kadar etkili olması bekleniyor.
Rüzgar Hızı ve Etki Alanları
Açıklamada yer alan bilgilere göre; İstanbul genelinde rüzgar hızının zaman zaman saatte 70
- 90 kilometreye ulaşabileceği belirtildi. Özellikle kıyı bölgeleri, yüksek kesimler ve açık alanlarda fırtınanın etkisi daha belirgin hissedilecek. Bu durum, özellikle deniz ulaşımını olumsuz etkileyebilirken, binaların çatıları, ağaçlar ve elektrik direkleri gibi yapıların hasar görmesine neden olabilir.
- Dışarıda bulunan eşyaların (saksı, sandalye vb.) güvene alınması
- Ağaç altlarında ve elektrik direklerinin yakınında bulunmaktan kaçınılması
- Deniz ulaşımının kısıtlanabileceği göz önünde bulundurularak seyahat planlarının buna göre yapılması
- Çatı veya yüksek yapıların bulunduğu bölgelerde gerekli güvenlik önlemlerinin alınması
Vatandaşlara Uyarılar
AKOM yetkilileri, vatandaşlardan aşağıdaki konularda dikkatli olmalarını istedi:
Yetkililerin Hazırlıkları
İstanbul'daki ilgili birimler, olası fırtınaya karşı hazırlıklarını tamamladı. İtfaiye ve acil durum ekipleri teyakkuza geçirilerek, herhangi bir olumsuz durumda hızlı müdahale için hazır bekletiliyor. Ayrıca, rüzgarın etkisini göstereceği alanlarda gerekli önlemler alınarak vatandaşların güvenliği sağlanmaya çalışılıyor.
AKOM yetkilileri, hava durumuyla ilgili güncel bilgilerin düzenli olarak paylaşılacağını ve vatandaşların bu bilgilere dikkat etmesi gerektiğini vurguladı.
Türkiye Güreş Federasyonu, Altyapı Çalışmalarına Öncelik Veriyor

Türkiye Güreş Federasyonu Başkanı Taha Akgül, altyapıda yaşanan düşüşü canlandırmak amacıyla kapsamlı çalışmalar başlatıldığını açıkladı. Altyapının güçlendirilmesinin federasyonun öncelikli hedeflerinden olduğunu vurgulayan Akgül, sadece sporcu performansı değil, aynı zamanda kurumun kurumsal yapısının da geliştirilmesi için çabaladıklarını belirtti.
Kurumsal Güçlenmeye Odaklanılıyor
Akgül, yaptığı açıklamada federasyonun hem performans hem de kurumsal anlamda ileriye taşınmasının önemine dikkat çekti. Altyapıdaki eksikliklerin giderilmesi ve genç yeteneklerin keşfedilerek desteklenmesiyle güreşin geleceğinin daha parlak olacağını ifade etti. Bu kapsamda, antrenör eğitimlerine ağırlık verileceği, spor kulüpleriyle işbirliğinin artırılacağı ve altyapı tesislerinin iyileştirilmesi için projeler geliştirileceği öğrenildi.
Altyapı Çalışmalarının Detayları
Federasyonun altyapı çalışmalarında şu adımlar öne çıkıyor:
- Antrenörlerin sürekli eğitimi ve gelişimleri için seminerler düzenlenmesi
- Okullarda güreşin tanıtılması ve sevilmesinin sağlanması amacıyla projeler başlatılması
- Genç yeteneklerin erken yaşta tespit edilerek, milli takıma kazandırılmasına yönelik taramalar yapılması
- Güreş kulüplerine maddi destek sağlanarak altyapı imkanlarının güçlendirilmesi
- Mevcut güreş tesislerinin modernizasyonu ve yeni tesislerin inşa edilmesi için çalışmalar yürütülmesi
Akgül, güreşin Türkiye'nin köklü sporlarından biri olduğunu hatırlatarak, bu sporu daha geniş kitlelere ulaştırmak ve uluslararası arenada başarıları artırmak için gereken tüm adımların atılacağını vurguladı. Federasyonun uzun vadeli stratejisi, altyapıdaki düşüşün önüne geçmek ve güreşi yeniden eski ihtişamına kavuşturmak üzerine kurulu olacak.
İspanya ve Portekiz'de Elektrik Kesintisi Milyonlarca Kişiyi Etkiledi

İspanya ve Portekiz’in çeşitli bölgelerinde meydana gelen elektrik kesintileri, milyonlarca kişiyi etkiledi. Kesintiler nedeniyle ulaşım, iletişim ve temel hizmetlerde aksamalar yaşanıyor. Olayın ardından yetkililer, sorunun kaynağını tespit etmek ve enerji arzını normale döndürmek için çalışmalarını yoğunlaştırdı.
Madrid'de Yaşam Durduruldu
Kesintilerden en çok etkilenen şehirlerden biri olan Madrid’de, toplu taşıma sistemleri çalışmayı durdurdu. Metro seferleri iptal edilirken, otobüsler de sınırlı sayıda hizmet verebilmektedir. Özellikle yoğun saatlerde yaşanan aksaklıklar nedeniyle sokaklar tıkanırken, birçok iş yeri ve okul da faaliyetlerine ara vermek zorunda kaldı. Madrid Belediye Başkanı Almeida yaptığı açıklamada, vatandaşlara mümkün olduğunca bulundukları yerde kalmaları çağrısında bulundu ve acil durumlar haricinde dışarı çıkılmaması uyarısını yaptı.
Havalimanlarında Uçuşlar Etkilendi
Elektrik kesintisi, havalimanlarını da etkiledi. Madrid Barajas Havalimanı ve Barselona El Prat Havalimanı’nda yaşanan aksaklıklar nedeniyle birçok uçuş iptal edildi veya rötarlandı. Yolcular, havalimanlarında uzun kuyruklar oluştururken, havayolu şirketleri de yolcularına bilgi vermekte zorlanıyor. Kesintinin ne kadar süreceği konusunda henüz kesin bir bilgi olmaması, belirsizliği artırıyor.
Enerji Şirketlerinden Açıklama
Olayla ilgili olarak enerji şirketleri tarafından yapılan ilk açıklamalarda, kesintilerin nedeninin teknik arıza olduğu belirtildi. Ancak arızanın kaynağına ilişkin detaylı bir açıklama henüz yapılmadı. Yetkililer, sorunun en kısa sürede çözülmesi için tüm imkanların seferber edildiğini ve enerji arzının normale döndürülmeye çalışıldığını ifade ettiler.
Vatandaşlar Zorluk Yaşıyor
Elektrik kesintisi nedeniyle evlerinde ısıtma sistemlerini kullanamayan vatandaşlar, soğuk havada zorluk yaşıyor. Ayrıca, iletişim hatlarının da kesilmesiyle birlikte bilgiye ulaşmakta ve sevdikleriyle haberleşmekte güçlük çeken birçok kişi bulunuyor. Kesintinin uzaması durumunda, daha ciddi sorunların yaşanabileceği endişesi artıyor.
- Toplu taşıma sistemleri durdu
- Havalimanlarında uçuşlar iptal edildi veya rötarlandı
- Isıtma ve iletişim hizmetlerinde aksaklıklar yaşandı
İstanbul'da Deprem Hasar Tespiti: 15 Bin 13 Bina İncelendi

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İstanbul'da meydana gelen deprem sonrası yürütülen hasar tespit çalışmalarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Bakan Kurum, ekiplerin şimdiye kadar toplam 15 bin 13 binayı detaylı bir şekilde incelediğini belirtti.
Hasarsız ve Az Hasarlı Bina Sayısı Açıklandı
Yapılan incelemeler sonucunda, incelenen binaların 12 bin 398'inin hasarsız olduğu tespit edildi. Ayrıca, 1025 bina ise az hasarlı olarak kategorize edildi. Bakan Kurum, hasar tespit çalışmalarının titizlikle yürütüldüğünü ve en kısa sürede tüm yapıların incelenmesinin hedeflendiğini vurguladı.
Çalışmaların Kapsamı ve Yöntemi
Hasar tespit ekipleri, depremde etkilenen bölgelerde bina bazında detaylı incelemeler yapıyor. Bu incelemelerde;
- Binaların taşıyıcı sistemleri kontrol ediliyor
- Yapısal hasarlar belirleniyor
- Kullanılabilirliğe ilişkin değerlendirme yapılıyor
Önemli olan, doğru ve hızlı bir şekilde hasar tespiti yaparak vatandaşların güvenliğini sağlamak. Bu amaçla, uzman mühendislerden oluşan ekiplerin sahada aktif olarak çalıştığı belirtildi. Hasarlı binaların güçlendirilmesi veya yıkılmasıyla ilgili süreçlerin de en kısa sürede başlatılacağı ifade edildi.
Gelecek Planları ve İhtiyaçlar
Bakan Kurum, hasar tespit çalışmalarının yanı sıra, depremden etkilenen vatandaşların barınma ihtiyaçlarının karşılanması için de gerekli adımların atıldığını belirtti. Ayrıca, İstanbul'daki yapı stokunun depreme dayanıklılığını artırmaya yönelik uzun vadeli planlar üzerinde çalışıldığına da değindi. Deprem riski yüksek bölgelerde kentsel dönüşüm projelerinin hızlandırılacağı ve yeni binaların daha güvenli inşa edileceği vurgulandı.
Özgür Özel: "Kanal İstanbul’dan Vazgeçildiği Yalan!"

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, sosyal medya hesabından bir video paylaşarak hükümetin "Kanal İstanbul gündemimizde yok" açıklamalarını sert bir dille yalanladı.
Özel, yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:
“Tüm Türkiye’ye ilan ve ifşa ederiz ki: 'Kanal İstanbul gündemimizde yok' açıklamaları yalandır. 'Hükümet Kanal İstanbul’dan vazgeçti' ifadeleri tamamen aldanmadır, aldatmacadır.”
Özgür Özel, 19 Mart tarihinde yaşanan darbe girişiminin siyasi hedefinin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, maddi hedefinin ise Kanal İstanbul Projesi olduğunu iddia etti.
Tarih vererek dikkat çeken Özel, "Tarih 27 Şubat 2025. İşte Erdoğan, işte kayıt, işte kanıt!" sözleriyle de açıklamasını destekledi.
Özgür Özel’in paylaştığı videoda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kanal İstanbul ile ilgili daha önce yaptığı açıklamalara yer verildiği görüldü.
Dışişleri Bakanlığı'ndan Liman Açıklaması: İddialar Gerçeği Yansıtmıyor

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, Türk limanlarının Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) gemilerine açılacağına dair dolaşan iddiaların gerçeği yansıtmadığını vurguladı. Keçeli, bu tür iddiaların tamamen hayal ürünü olduğunu belirtti ve konuyla ilgili spekülasyonlara son verilmesi gerektiğini ifade etti.
AB Vize Kolaylığı ve Liman İddiaları Arasındaki Bağlantı
Son günlerde Türk iş insanlarına yönelik Avrupa Birliği (AB) vizesi kolaylığı sağlanması ile eş zamanlı olarak ortaya atılan liman açılacağı iddiaları, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Bu iddialar, özellikle denizcilik sektöründe ve ilgili iş çevrelerinde endişeye neden oldu. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Keçeli ise bu iki konu arasında herhangi bir bağlantı olmadığını net bir şekilde ortaya koydu.
Türkiye'nin Liman Politikası Hakkında Bilgiler
Türkiye’nin liman politikası, uluslararası deniz ticaretinin gelişmesine katkıda bulunmayı ve bölgesel işbirliğini teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Ancak bu politika, ulusal çıkarlar doğrultusunda belirlenir ve herhangi bir dış baskı altında hareket edilmez. Türkiye, GKRY ile olan ilişkilerinde kendi belirlediği prensiplere bağlı kalmaya devam edecektir.
Gelecek Dönem İçin Beklentiler
Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Türk limanlarının güvenli ve etkin bir şekilde işletilmeye devam edeceğini vurguladı. Ayrıca, uluslararası deniz ticaretinin kurallarına uygun olarak tüm ülkelere eşit mesafede yaklaşılacağı belirtildi.
- AB vize kolaylığının Türk iş insanları için yeni fırsatlar sunması bekleniyor.
- Liman iddialarının asılsız olduğu teyit edildi.
- Türkiye, ulusal çıkarlarını koruyarak deniz ticaretine katkıda bulunmaya devam edecek.
CHP'li Belediyelerden DHKP/C'ye Para Aktarıldığı İddiasına Dava Açıldı

25 Şüpheli Hakkında İddianame Hazırlandı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu, terör örgütü DHKP/C’ye para aktarıldığı iddialarına ilişkin yürütülen soruşturmayı tamamladı. Hazırlanan iddianamede, aralarında eski belediye başkanlarının da bulunduğu 25 şüpheli hakkında dava açıldı.
İddianamede, şüphelilerin görevde oldukları dönemde DHKP/C ile ters düşmemek ve örgütü finanse etmek amacıyla örgüt yöneticileriyle irtibat kurdukları ve çeşitli yollarla para transferi sağladıkları öne sürüldü.
Gizli Tanık ve Şüpheli Beyanları Delil Oldu
İddianamede, örgüte yönelik yürütülen operasyonlar kapsamında gözaltına alınan Berk E., Ceyhun B., Mesut Y., Uğur Berk H. gibi isimlerin ifadelerine yer verildi. Ayrıca "S.G." kod adlı gizli tanığın anlatımları da dosyaya delil olarak girdi.
İfadelerde, 2014 yılında örgütün merkez komitesinin talimatıyla maddi kaynak sağlamak amacıyla İKOM (İhtiyaç Komitesi) isimli bir yapılanmanın oluşturulduğu, belediyeler, müteahhitler, yasa dışı kumar işletmeleri ve esnaflardan para toplandığı belirtildi.
Belediyelerden Destek: Araç, Organizasyon ve Ürün Alımı
İddianamede, belediyelerin DHKP/C'nin kontrolünde çıkarılan yayınlara abone yapıldığı, örgütün düzenlediği etkinlikler için araç temin ettikleri ve Kazova Tekstil isimli örgüt bağlantılı işletmeden piyasa fiyatının üzerinde ürün satın aldıkları kaydedildi. Bu yöntemlerle örgüte doğrudan ve dolaylı finansman sağlandığı ileri sürüldü.
Eski Başkanlar ve Belediye Yöneticilerine Ağır Suçlamalar
İddianameye göre, eski Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç’in başkanlık yaptığı dönemde gerçekleşen para transferlerinden haberdar olmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu belirtildi. Genç’in örgütü finanse etmede aktif rol oynadığı öne sürüldü.
Öte yandan, eski Maltepe Belediye Başkan Yardımcısı Melih Morsünbül'ün teslim olurken cep telefonunu fabrika ayarlarına döndürerek delil karartmaya çalıştığı iddia edildi. Morsünbül’ün örgütle doğrudan irtibatlı olduğu ve finansal destek sağladığı ifade edildi.
Hapis Cezaları Talep Edildi
İddianamede bazı şüpheliler hakkında "silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "terörizme finansman sağlamak" suçlarından 15 yıldan 30 yıla kadar hapis cezası istendi. Bu isimler arasında Fatma Varıcı, İhsan Bulut, İsmail Yalnız, Kaya Emir Dönmez, Muhittin Yetimler, Necati Demirci, Nihat Özbey ve Sunay Yıldız bulunuyor.
Eski Ataşehir Belediye Başkan Yardımcısı Abdullah Der, eski Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü, Emir Sarıgül, Erdoğan Yıldız, Mehrali Seçme gibi eski belediye başkan ve yardımcıları hakkında ise 7 yıl 6 ay ile 15 yıl arasında değişen hapis cezaları talep edildi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, hazırlanan iddianameyi kabul ederek davayı açtı.
KAYNAK:TRT HABER
Erdoğan: "Ülkemizin Güvenliğinden ve Demografik Yapımızdan Ödün Vermeyeceğiz"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı tarafından Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Türkiye Yüzyılı'nda Türkiye'nin Göç Yönetimi Modeli" programında göç ve göçmen politikalarına ilişkin kapsamlı değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’nin göçle ilgili insani ve tarihi sorumluluklarını vurgulayan Erdoğan, ülkenin güvenliği ve demografik yapısının korunmasında taviz verilmeyeceğini net bir şekilde dile getirdi.
"Göçü Hicret Olarak Gördük"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında Suriye'deki savaştan kaçarak Türkiye'ye sığınan Suriyeli öğrencilerle ilgili süreci hatırlattı. Erdoğan, "Biz göçü, onların anladığı gibi değil, Mekke'den Medine'ye hicret olarak gördük. Suriyeli muhacirleri göndermeyeceğimizi o gün de söyledim, bugün de söylüyorum." dedi. Sahneye davet edilen Suriyeli Muhammed Eymen ve arkadaşları da programda duygusal anlar yaşattı.
"Göç Küresel Bir Krizdir, Sorumluluk Dağılması Şart"
Göç meselesinin sadece Türkiye'nin değil, tüm dünyanın problemi olduğuna dikkat çeken Erdoğan, savaş, iklim değişikliği ve yoksulluk gibi nedenlerle her yıl milyonlarca insanın yer değiştirdiğini söyledi. BM verilerine göre dünya genelinde 281 milyon göçmenin olduğunu hatırlatan Erdoğan, göçmenlerin %75'inin düşük ve orta gelirli ülkelerde barındığını, Batılı ülkelerin sorumluluk paylaşımında geri kaldığını vurguladı.
Türkiye'deki Göçmen Verileri: "Abartılı İddialara Yer Yok"
Muhalefetin iddialarına da yanıt veren Erdoğan, Türkiye'deki toplam göçmen sayısının 4 milyon 34 bin olduğunu belirterek, "İnsanlık düşmanı bazı çevrelerin abarttığı gibi bir rakam söz konusu değildir. Aldığımız önlemlerle bu sayı sürekli azalmaktadır." dedi. Erdoğan, 2 milyon 768 bin Suriyelinin geçici koruma altında olduğunu, diğerlerinin ikamet izni ya da uluslararası koruma statüsünde olduğunu ifade etti.
Kaçak Göç ve Göçmen Kaçakçılarına Karşı Sert Önlemler
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kaçak göçle mücadelenin kararlılıkla sürdüğünü belirtti. Son iki yılda 270 bin düzensiz göçmenin Türkiye'ye girişinin engellendiğini, 263 bin kişinin ise sınır dışı edildiğini aktardı. Göçmen kaçakçılarına yönelik 14 bin 400 operasyon gerçekleştirildiğini, 23 bin 780 kişinin gözaltına alındığını söyledi.
Suriye'deki Gelişmeler ve Geri Dönüşler
Erdoğan, Suriye'deki iç savaşın 8 Aralık 2024 itibarıyla sona erdiğini hatırlatarak, yeni yönetimin ülkeyi toparlamaya başladığını kaydetti. "Türkiye'den Suriye'ye dönenlerin sayısı 9 Aralık 2024'ten bu yana 200 bini aştı. Gönüllü geri dönüş yapan toplam kişi sayısı ise 931 bin 450’ye ulaştı." dedi.
"Göçmenler Türk Ekonomisine Katkı Sağlıyor"
Göçmenlerin Türkiye ekonomisine sağladığı katkıya da değinen Cumhurbaşkanı, "İş dünyası, göçmenlerin ekonomimize sunduğu katkıyı kapalı kapılar ardında kabul ediyor, ancak kamuoyu önünde ifade etmekten çekiniyor." diyerek farklı bir perspektife dikkat çekti.
Erdoğan, gelişmiş ülkelerin göçü bir kalkınma fırsatı olarak değerlendirdiğini belirterek, "Biz de ekonomimize katkı sunan, topluma entegre olan insanlarla ilgili daha rasyonel politikaları devreye sokacağız." mesajını verdi.
"Nefret Söylemine ve Provokasyonlara İzin Vermeyeceğiz"
Göçmenlere yönelik nefret söylemlerine ve provokasyonlara karşı kararlı olduklarını belirten Erdoğan, "Bir avuç ırkçı figürün topluma korku yaymasına, nefret diliyle Türkiye’yi zehirlemesine izin vermeyeceğiz." dedi.
Yeni Paradigmaya Geçiş: Uzun Vadeli Göç Politikası
Erdoğan, Göç İdaresi Başkanlığı’ndan uzun vadeli bir göç yönetim modeli geliştirmesini beklediğini, gençleri yabancı düşmanı akımlardan korumak için daha aktif kamu bilgilendirmesi yapılması gerektiğini vurguladı.
"İnsanlığın Onurunu Koruduk"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye, göç krizinde insanlığın onurunu koruyan bir ülke olmuştur. Bundan sonra da aynı çizgide ilerleyeceğiz." ifadeleriyle konuşmasını tamamladı.
Samsun Canik'te Benzin İstasyonu Yanında Toprak Kayması: 1 Kişi Kurtarıldı, Kurtarma Çalışmaları Sürüyor

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Samsun'un Canik ilçesinde bu akşam saat 23.20 sıralarında meydana gelen toprak kaymasıyla ilgili açıklama yaptı. Bir benzin istasyonu yakınında yaşanan olayda, toprak kayması sonucu oto yıkamada bulunan bir aracın göçük altında kaldığı belirtildi.
Bakan Yerlikaya, olayın hemen ardından bölgeye AFAD’dan 2 araç ve 7 personelin yanı sıra Emniyet, 112 Sağlık, İtfaiye, Karayolları ve Büyükşehir Belediyesi ekiplerinin sevk edildiğini bildirdi.
Arama kurtarma çalışmaları sonucunda ilk belirlemelere göre, göçük altında kalan Ç.K.'nın bilinci açık şekilde kurtarıldığı öğrenildi. Ç.K.'nın eşi A.K. ve iki çocuğunun kurtarılması için çalışmaların devam ettiği belirtildi. Samsun Valisi de olay yerinde çalışmaları yakından takip ediyor.
İçişleri Bakanı Yerlikaya, "Vatandaşımızı ve yavrularımızı sağ salim kurtarmak için çalışmalarımız devam etmektedir." açıklamasında bulundu.
Konya’da Gıda Güvenliği Operasyonu

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Konya'da bir işletmede yapılan denetimde tespit edilen uygunsuzluklar üzerine yaklaşık 50 ton eritme peynirinin imha edildiğini duyurdu. Bakan Yumaklı, "Vatandaşımızın sofrasına ulaşacak her ürün bizim için emanettir" ifadesini kullanarak gıda güvenliğine verilen önemin altını çizdi.
Uygunsuzluk Tespit Edildi
Konya'da gerçekleştirilen rutin denetimlerde bir işletmede eritme peyniri üretiminde usulsüzlükler tespit edildi. Yapılan incelemeler sonucunda, hijyen koşullarına uyulmadığı ve ürünlerin sağlığa zararlı olabileceği belirlendi. Bu durum üzerine Tarım ve Orman Bakanlığı ekipleri harekete geçti.
50 Ton Peynir İmha Edildi
Uygunsuzluk tespit edilen yaklaşık 50 ton eritme peyniri, yetkililer eşliğinde imha edildi. Bakan Yumaklı yaptığı açıklamada, "İnsan sağlığını tehdit eden hiçbir ürüne taviz verilmeyeceğini" vurguladı. İmha işlemine ilişkin detaylarda, peynirlerin laboratuvar testleri sonucunda gıda güvenliği standartlarına uymadığına karar verildiği belirtildi.
Üretim İzni İptal ve Suç Duyurusu
Bakan Yumaklı ayrıca, söz konusu işletmenin üretim izninin iptal edildiğini ve firmaya yasal işlem başlatıldığını açıkladı. Suç duyurusunda bulunulduğu ve sorumluların adli süreçle hesap vereceği ifade edildi. Bakanlık yetkilileri, gıda güvenliği denetimlerinin ülke genelinde aralıksız devam edeceğini belirtti.
Gıda Güvenliğine Öncelik
Tarım ve Orman Bakanlığı, tüketicilerin sağlığını korumak amacıyla gıda üretiminden satışına kadar her aşamada sıkı denetimler gerçekleştiriyor. Bu kapsamda yapılan denetimlerde tespit edilen uygunsuzluklar karşısında gerekli cezai işlemlerin uygulandığı bildirildi.
- Rutin denetimler ülke genelinde devam ediyor.
- Gıda güvenliği ihlalleriyle ilgili yasal süreç başlatılıyor.
- Tüketicilerin sağlığı korunmaya yönelik çalışmalar artarak sürecek.
İlk Yorum yapan siz olun!