31 Mart yerel seçim çalışmaları kapsamında halk buluşmalarını İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP Halk Partisi Sarıyer Belediye Başkan Adayı Mustafa Oktay Aksu ile Sarıyerlilerle buluştu. Sarıyer’i 20 yıldan sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi hizmetleriyle buluşturan İmamoğlu, Sarıyerli komşularına, ‘Oylarınızın bölünmesine izin vermeyin. İstanbul’u da, Sarıyer’i de kaybetmemeliyiz. Hep birlikte daha yapacak çok işimiz var’ diye seslenerek 31 Mart’ta İstanbul’da kendisine, Sarıyer’de de Mustafa Oktay Aksu’ya oy istedi
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 31 Mart
yerel seçim çalışmaları dolayısıyla Sarıyerli komşularıyla buluştu. CHP Sarıyer
Belediye Başkan Adayı Mustafa Oktay Aksu ile ilk olarak Fatih Sultan Mehmet
Mahallesi’ndeki vatandaşlarla buluşan İmamoğlu, otobüsle Sarıyer halkını
selamladıktan sonra İstinye Dereiçi İETT Son Durak’ta Sarıyerlilere seslendi.
Sarıyer’de gerçekleştirilen halk buluşmasına CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan
Zeybek, PM Üyesi Bedirhan Berk Doğru, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, CHP
Osmaniye Milletvekili Asu Kaya, CHP İstanbul Milletvekili Namık Tam, CHP Yüksek
Disiplin Kurulu Üyesi İsmail Emre Telci, CHP Sarıyer İlçe Başkanı Mehmet Kubat,
önceki dönem ilçe başkanları, CHP Sarıyer belediye başkan aday adayları
katıldı. Katılımın yüksek olduğu buluşmada ilk sözü CHP Belediye Başkan Adayı
Mustafa Oktay Aksu aldı.
‘Sarıyer için canla başla çalışacağım’
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile
birlikte on yıldır siyaset yaptığını ifade eden CHP Sarıyer Belediye Başkanı
Mustafa Oktay Aksu, ‘Yürüdüğümüz yol Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa
Kemal Atatürk’ün çizdiği halkçı, toplumcu, hizmet yoludur. Önümüzdeki 5 yıl
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Sarıyer Belediyesi, hizmet noktasında tam
bir uyum içinde çalışacak ve kazanan siz değerli komşularım olacaktır.
Sarıyer’i daha yaşanabilir bir kent haline getirmek için canla başla çalışacağım’
dedi.
‘Birlikte başaracağız, birlikte kazancağız’
Sarıyer’de hayat geçireceği mahallemi dinliyorum, kreşler,
çocuk oyun evi, kadın aile müdürlüğü, sosyal tesisler, kütüphaneler, yurt,
bilim ve deney merkezi, yaşam vadileri gibi projelerine değinen Aksu, ‘Çalışan
bir Sarıyer için yola çıkıyoruz. Bu yolculuğumuzda her komşumun desteği bizim
için çok değerli. Ama çok önemli bir nokta var. Bun size Cumhuriyet Hak
Partisi’nin belediye başkan adayı olarak söylüyorum. Bundan sonra yapmamız
gereken şey oylarımızı böldürmemektir. Ne yapacağız? Partimize sahip çıkacağız.
Sandıklara sahip çıkacağız ve oylarımızı sonuna kadar koruyacağız. 1 Nisan günü
hem Sarıyer’de hem de İstanbul’da Cumhuriyet Halk Partisi’nin halkçı
belediyecilik anlayışı devam edecek. Geleceğe umut olacağız. Geleceğe umutla
bakacağız. Birlikte başaracağız, birlikte kazanacak, Sarıyer’de ve İstanbul’da
‘Tam yol ileri’ diyeceğiz’ şeklinde konuştu.
‘Tüm örgütümüzle Oktay başkanımızın yanındayız’
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ise ‘Harikasınız’ diye
seslendiği Sarıyerlilere hitaben yaptığı konuşmasında şunları söyledi:
Gördüğünüz gibi genel başkanlarımızla, parti meclis üyelerimizle,
milletvekillerimizle, parti meclis üyelerimizle, ilçe başkanımızla, büyükşehir
belediye başkanımızla hep birlikte tüm örgütümüzle Sarıyer Belediye Başkan
Adayımız Mustafa Oktay Aksu’nun yanındayız. 15 yıllık belediyecilik deneyimine
sahip Oktay başkanımız 31 Mart’tan sonra Sarıyer’de halkçı, sosyal demokrat
belediyecilik hizmetlerini en yükseğe taşıyarak sizlerle buluşturacak. Bunun
için hep birlikte sandıklara güçlü bir şekilde sahip çıkacağız. Yolumuz, açık
ve aydınlık olsun. Oktay başkanımın ayağına taş değmesin, tam yol ileri diyor
hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum’ dedi.
İstanbul’a Atatürk Kent Ormanı’nı kazandırmanın
mutluluğunu yaşıyoruz’
Sarıyerlilerin coşkulu alkışlarıyla sahneye çıkan İstanbul
Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ‘Derbent Spor seninle’ pankartı açan
sporculara, evlerden kendisini selamlayan, kendisinin ve Aksu’nun bez
afişlerini evlerine asan mahalle sakinlerine teşekkür ederek Sarıyerlilere
hitap ettiği konuşmasında şunları söyledi: Atatürk Kent Ormanı’nın eteklerinde
konumlu parkta toplanan coşkulu kalabalığa seslenen İmamoğlu, “Atatürk Kent
Ormanı'nı beğendik mi? Ben bazen diyorum ki, ‘Allah Allah, bunlar Atatürk Kent
Ormanı'nı böyle metruk, kenarda, her tarafa açık, sahipsiz niye bırakırlar?
Şimdi benim aklım ermiyor, niye bırakırlar? Bir yandan Büyükdere Fidanlığı’na
bakıyorum. Yıllarca çürümeye bırakılmış. 250 bin metrekare, düşünsenize. Şimdi
cıvıl cıvıl bir yer oldu. Bazen diyorum, ‘Allah Allah, bunları niye böyle
bıraktılar?’ Acaba içine bir şeyler mi düşündüler? Yani bazen şeytanın aklına
gelmeyen, bunların aklına geliyor. Böyle garip bir dünya. Şimdi bakın orada;
pırlanta gibi. Bütün İstanbul öğrendi. Belki de İstanbul, tarih boyu bu ormanı
‘Atatürk Kent Ormanı’ diye anacak ve hiçbir zaman ismi, oradan eksik olmayacak.
Ne mutlu bana” dedi.
‘Bizim dönemimizde Sarıyer, en çok hizmet alan ilçelerden
biri oldu’
“Bizim dönemimizde Sarıyer, İstanbul'un en çok hizmet alan
ilçelerinden oldu” diyen İmamoğlu, özetle şunları söyledi:
“Sarıyer ilçesinde, yaklaşık 200 bin aileyi etkileyen, 200
bin insanımızı etkileyen, 55-60 yıldır çözüm bekleyen, tapu sahibi olmak
isteyen hemşehrilerimizin tapu sorununu çözdük. Bu anlamda Sarıyerlileri, tapu
sahibi yapmaya başladık. Hedefimiz, herkesi tapu sahibi yaparak, sorun yaşanan
bütün mahalleleri kentsel dönüşümü teşvik etmek ve bütün hemşehrilerimizi
yıllardır bu sorundan, bu beladan bir an önce kurtarmak. Yola çıktık, tam gaz
devam edeceğiz. Bakın; Kocataş, Poligon, Çayırbaşı, Rumelihisarüstü, Sarıdağ,
Kazımkarabekirpaşa, Reşitpaşa, Cumhuriyet, Emirgan, Çamlıtepe Derbent'in bir
bölümü… Bu mahallelerin sakinleri, uzun yıllardır bu müjdeyi bekliyordu.
Bugünden itibaren, Büyükdere Fidanlığı'nda bir ofis açtık. ‘İBB Arsa Satışı ve
Başvuru Ofisi’ orada hizmete başlıyor bugünden itibaren. Son derece şeffaf,
sağlıklı bilgilendirmeyle, belediyemiz bütün vatandaşlarımıza bilgi verecek,
yardımcı olacak. Ben, bütün hemşehrilerimi, o saydığım mahallelerdeki bütün
komşularımı, konuşmaya, oraya gelip oradaki arkadaşlarımızla birlikte
paylaşmaya davet ediyorum. Bütün Sarıyer'in bu sorununu çözmenin onurunu,
gururunu taşıyorum. Hayırlı uğurlu olsun.”
“Onlar eski düzen geri gelsin istiyorlar”
“İstanbul'un tırnağına dahi zarar gelsin istemiyoruz
ve getirmeyeceğiz. Onun için ‘İstanbul muhafızıyım’ diyorum. Hep birlikte
muhafız olacağız. Bunu, onurlu bir vazife olarak, her birimiz omuzlarında
hissetmeli. İstanbul'u muhafızıyız. Bu kadim şehirde, bu güzel şehirde, bize
atalarımızın, dedelerimizin, ninelerimizin emaneti bu dünya güzeli şehirde
yaşıyorsak, bu bizim için onurlu bir vazifedir. Karşımızdakiler farklı bakıyor.
Onlar ne İstanbul'u ne de 16 milyon İstanbulluyu düşünmüyor. Onların başka dertleri
var. İnanın düşünmüyorlar. Onlar, bir avuç insanın menfaatinin peşinde.
Başta İBB’yi, Sarıyer'i ve diğer ilçeleri çok istiyorlar. Buralar onlar için
kıymetli. Bakın insanı için değil ha, başka türlü kıymetli. Biliyorsunuz değil
mi? Tedbirliyiz değil mi? Tedbiri elden bırakmayacağız değil mi? Onlar, tekrar
eski düzen geri gelsin istiyorlar. Biz, millet için çalışıyoruz. Milletin
parasını, millete veriyoruz. Onlar, bir avuç insan için çalışıyor. Aramızda
büyük fark var.”
“Biz geri adım atmayız, tam yol ileri gideriz”
“Anne Kart, bunların akıllarına bile gelmezdi. Gelmedi de.
Kreş açtılar mı bir tane? Açmazlar. Kent Lokantası. Vatandaşın hissetmezler,
bilmezler. Hisarüstü’nü açtık. İnşallah sayısını çoğaltacağız. Bakın, yurtlar.
Bir çocuğu yatıracak yatak, yurt yapmaz mı? Yapmazlar. Onların derdi başka.
Meydanlar… Bugün Eminönü Meydanı’nı açtık. Gidin bakın, pırlanta gibi, biblo
gibi yaptık 15 yıldır çöplüğe dönen o alanı. 5 yılda yapamadıkları tramvay
yaptık. Bitiremedikleri köprüleri yaptık, yeniledik. Alt geçitler, altyapı,
İSKİ çalışmaları; hepsini bitirdik. Unkapanı Köprüsü'nden Mısır Çarşısı'na
kadar 100 bin metrekare aralığı pırlanta gibi yaptık. Aynen Atatürk Kent Ormanı
gibi. İşte biz onun için muhafızız. Bu tür yerlerden işgalleri kaldırdık. Zapt
edenleri süpürdük, yolladık. Polisimizi bile kullanarak, polisle oradaki
yıkımları engellemeye kalkıştılar. Üsküdar'ı hatırlayın. Ama biz, asla bir
milim geri adım atmadık. Niye? Milletin hakkını, millete teslim edenleriz biz.
Onun için biz geri adım atmayız. Tam yol ileri gideriz.”
“Hani bir meczup vardı ya, Ata’mıza hakaret eden…”
“Onların işleri güçleri başka. Makam mevkii de bu şekilde
yorumlamazlar. Kaçak kafeleri de bir avuç insana verirler. Bakın; 100 bin
gencimize burs verdik değil mi? ‘Allah'ıma bin şükür’ diyorum, verebildik. Daha
fazla vereceğiz. 7 bin 500 lira verdik, bu sene 15 bin lira vereceğiz. Geçen,
sahurdan sonra bir camiden çıkıyoruz, yanıma 15-20 tane genç yanaştı. KYK
yurdundan sabah namazına gelmişler. 8-10 tanesi kulağıma eğilip, ‘Başkanım,
bursunuzun son dilimi bugün yattı. Allah razı olsun’ dedi. Dünyanın en mutlu
insanı oldum. Bu ne biliyor musunuz? Benim param değil, sizin helal
paralarınızı, bereketli şekilde yönetip, doğru yerlere vermenin gururunu
yaşıyorum. Sizin adınıza helali hoş olsun. Sizlerin parası bu. Annelerimizin
cebindeki kart da sizin paranız, milletimizin parası. Zorda olanla
paylaşıyoruz. O birileri var ya, lütuf verir gibi, lütufta bulunur gibi, sanki
cebindeki para. Onlar o kadar ileri gidiyorlar ki. Bakın; makamları da eş,
dost, akrabaya dağıtıyorlar. Hani bir meczup vardı ya, Ata’mıza hakaret eden;
Sülale boyu devletin kurumlarında, sülale boyu. Bu nedir ya? Bu nedir? Biz,
milletin evlatlarıyla yönettik, milletin evlatlarıyla bu şehri yönetmeye devam
edeceğiz.”
“Ben niye bu kadar cesur konuşuyorum”
“Ben niye bu kadar cesur konuşuyorum? Arkamda millet var,
millet. Onlar, onlar niye suskun suskun, ‘pıt pıt’ konuşuyorlar. Onların
arkasında bir kişi var. Onlar cümlenin iznini bile oradan alıyorlar. Biz, sizi
temsil ediyoruz. En zor şartlarda dahi, millet sevgisiyle mücadeleye de devam
edeceğiz. Mücadelemizin sahası bu kadar derin ve önemlidir. Sadece İstanbul
için değil, Türkiye için de çok değerli ve önemlidir. Büyük mücadele veriyoruz
sevgili hemşehrilerim. Sarıyer için veriyoruz, İstanbul için veriyoruz.
Buradaki kazanımlarımız, Cumhuriyet ve demokrasi kazanımlarıdır; unutmayın.
Onun için bu mücadelemiz, partiler ötesi bir mücadeledir. Onun için büyük bir
ittifakla seçime gidiyoruz. Seçimin son gününe kadar bu ittifakı büyüteceğiz.
Öyle bir büyüteceğiz ki, şaşıracaklar. Bu milletin o vicdanına, o adalet
duygusuna şaşıracaklar. Ben size söyleyeyim. Vallahi billahi, ben oyunu almasam
da 16 milyon insanın gönlünü kazandığıma inanıyorum. Hiç kimsenin evladını
ayırmadık. Hiçbir anneyi birbirinden ayırmadık. Hiçbir öğrenciyi birbirinden
ayırmadık. Allah şahit. Kullar da şahit. O bakımdan sevgili Sarıyerliler,
önümüzdeki mesele, işte bu kadar büyüktür. Bu seçim, İstanbul'a sahip çıkma
seçimidir. İstanbul'un kendini yağmaya karşı müdafaa etmesinin seçimidir.”
“Eğer İstanbul kaybedilirse, eğer Sarıyer kaybedilirse…”
“Riski görmemiz gerekiyor. Eğer İstanbul kaybedilirse, eğer
Sarıyer kaybedilirse, bu sadece bizim değil, tüm Türkiye'nin direncinin,
bağışıklık sisteminin zayıflaması anlamına gelir. Bu işler, bu yol, kişisel
duygulardan ve taleplerden beslenmez. Beslenemez, beslenmemeli. Bunu kabul
etmiyorum. Bu yol, kişisellikten uzaktır; uzak olmalıdır. Çünkü ulaşılması
gereken menzil, bir kişinin değil, 16 milyonun, hatta Türkiye'nin, 86 milyonun
ortak menzilidir. Öyle değil mi? Bu yolun en büyük taşıyıcısı neresi? İstanbul'dur.
Öyle değil mi? İstanbul kadar da Sarıyer'dir. Öyle değil mi sevgili
hemşehrilerim? Şimdi burada ben sizinle dertleşeceğim. Benim sesimi herkes
duysun. Şükrü Genç Başkanım, benim ağabeyimdir. Allah'ın izniyle de hep öyle
kalacaktır, onu söyleyeyim. Benim ağabeyimdir. Bakın; 2009’da, 2014’te, 2019’da
benim partim, CHP, Şükrü ağabeyi aday yaptığında, o zaman da kırılan, gücenen
olmuştur. Doğru mu? Kendine hak görerek, yapılmadığı için kızan da olmuştur,
öfkelenen de olmuştur. Öyle değil mi? Haksızlığa uğradığını düşünmüştür. Öyle
değil mi? Elbet. Bu çok doğal süreçtir. Bugün de kırılanlar olduğu gibi. Ama
bunun çözümü, duygusal eylemlere girmek değildir.”
“Biz bu yola kendi içimizde gönüller kırılsın diye değil
yeni gönüller fethetmek için çıktık”
“Hele hele şimdi, hele hele şu anda, biz bu yola, kendi
içimizde gönüller kırılsın diye değil, biz bu yola yeni gönüller fethetmek için
çıktık. Bu yolda geride bırakılacak tek bir yurttaş, tek bir oy dahi yoktur.
Bölünmek ve ayrışmak, sadece bir kişinin işine gelir. Biliyorsunuz değil mi o
bir kişiyi? Onun için buradan size, sizin nezdinizdeki bütün Sarıyerli
hemşehrilerime sesleniyorum: Oyunuzu bölmeyin. Anlaştık mı? İstanbul'un büyük
ittifakında birlikte olacağız. Öyle değil mi? Partiler ötesi bu büyük ittifakın,
bir parçası olacağız. Öyle değil mi? O zaman Sarıyer'de, Cumhuriyet Halk
Partisi adayımız Oktay Aksu'yu destekleyeceğiz. Allah'ın izniyle, geçtiğimiz 5
yıl Sarıyer'e çok güzel işler başardık, bu 5 yıl onu da ikiye katlayacağız
birlikte. Hep birlikte kenetlenelim. Tamam mı? Sarıyer, kenetlenmeye hazır mı?
Hep birlikte gelin İstanbul'da, Sarıyer'de, yağmaya, ayrıştırmaya,
düşmanlaştırmaya karşı bir birlik ve demokrasi hattı kuralım. Bunu kuracağız.
Bakın; bu demokrasi birliğine, beraberliğine asla bir gedik açmayacağız.
Müsaade etmeyeceğiz. Bana söz veriyor musunuz? İnşallah bütün mahallelerdeki
tapu sorunlarını çözerek, diğer sorunları da hallederek, önümüzdeki dönem
kentsel dönüşüm noktasında Oktay Başkan'la, Sarıyer'den başlayarak bütün
İstanbul'da devrim yapacağız.”
Yorumlar
Yorum Yapın
İlginizi Çekebilir
Muğla Datça Açıklarında 4,7 Büyüklüğünde Deprem Meydana Geldi
Akdeniz’deki 4,7 büyüklüğündeki deprem, Muğla’nın Datça ilçesine 224 kilometre uzaklıkta, 7 kilometre derinlikte kaydedildi.
EDİTÖR/ GÖKCAN ÖZKAN
Akdeniz’de saat 22.09’da 4,7 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından yapılan açıklamaya göre, deprem Muğla'nın Datça ilçesinin 224 kilometre güneyinde ve 7,03 kilometre derinlikte gerçekleşti. Sarsıntı, bölgedeki vatandaşlar tarafından hissedilirken, şu ana kadar can veya mal kaybı ile ilgili bir bilgi verilmedi.
Depremin etkilerini araştıran AFAD, gelişmeleri takip ettiklerini ve olası artçı sarsıntılara karşı halkı uyardı. Datça ve çevresindeki yerleşim yerlerinde güvenlik önlemleri alındığı bildirildi.
Ömer Çelik’ten Deniz Yücel’e Yanıt: “Baas Dili Kullananları Kendi Karanlık Dünyalarıyla Baş Başa Bırakıyoruz”
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP Sözcüsü Deniz Yücel’in AK Parti’ye yönelik eleştirilerine yanıt vererek, "Bu dil, 28 Şubat ve Yassıada zihniyetinden bile daha çirkin" dedi.
EDİTÖR/ GÖKCAN ÖZKAN
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP Sözcüsü Deniz Yücel’in AK Parti’yi hedef alan açıklamalarına sosyal medya hesabından yanıt verdi. Deniz Yücel’in, "AKP, küresel güçlerin asıl soytarısıdır; FETÖ ve PKK ile işbirliği yapan bir iktidardır" ifadelerine sert tepki gösteren Çelik, kullanılan dili eleştirerek "Baas zihniyetinin kalıntılarıyla mücadele etmek demokrasiye olan borcumuzdur" dedi.
Çelik, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“CHP Sözcüsü’nün kullandığı dil, tarihimizde Yassıada ve 28 Şubat zihniyetinin dilinden bile daha çirkindir. Cumhurbaşkanımıza yönelik ifadeleri ise çeşitli ülkelerdeki Baas Partisi sözcülerinin söylemleriyle birebir örtüşmektedir. Siyasi bilgi ve birikimden yoksun bir şekilde, milletimize hizmet eden politikalarımızı hedef alan bu sözleri reddediyoruz.”
Deniz Yücel’e, dış politika ve milli meselelerdeki tutumunu gözden geçirme çağrısında bulunan Çelik, şunları kaydetti:
“Mavi Vatan’a masal diyen, sınır ötesi harekatlara karşı çıkan, Türkiye’nin Azerbaycan ile dayanışmasını eleştiren CHP yöneticileri, milletimizin duruşuyla zıt hareket ediyor. Bu durum, CHP’ye gönül veren vatandaşlarımız için de üzücüdür.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın demokrasi mücadelesine vurgu yapan Çelik, "28 Şubat faşizmi ve Baas zihniyetine karşı mücadelemiz, milletimize olan borcumuzdur" dedi. Çelik, CHP’yi milletin hassasiyetlerine kulak vermeye davet etti.
Fatih Erbakan’dan Ekonomi Eleştirisi: “Bu Saatten Sonra Manda Yoğurtlu Tarif Verebilirler”
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, iktidarın ekonomi politikalarını eleştirerek, "Milletten koptular, verebilecekleri tek şey manda yoğurtlu tarif" dedi.
EDİTÖR/ GÖKCAN ÖZKAN
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, partisinin Mersin İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, iktidarın ekonomi politikalarını sert bir dille eleştirdi. Vatandaşların temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlandığını belirten Erbakan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın manda yoğurduyla ilgili önerisini hatırlatarak, iktidarın halkın sorunlarından uzaklaştığını söyledi.
Erbakan, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“17 bin lira asgari ücretle, hatta 20-30 bin lira maaşla dahi insanlar bu masrafları nasıl karşılayacak? Bu durum, iktidarın milletten koptuğunu gösteriyor. Milletin derdiyle dertlenmekten tamamen uzaklaştılar. Bu saatten sonra verebilecekleri hiçbir şey kalmadı. Millete ancak manda yoğurtlu, kestane ballı, Medine hurmalı tarif verebilirler. Başka verebilecekleri bir şey yok.”
Erbakan, mevcut ekonomi politikalarının halkın yaşam standartlarını giderek kötüleştirdiğini ve çözüm önerilerinin gerçeklikten uzak olduğunu dile getirdi. Kongrede partililerden gelen alkışlar eşliğinde konuşmasını sürdüren Erbakan, Yeniden Refah Partisi’nin halka gerçek çözümler sunacağını vurguladı.
Şanlıurfa’da 5 Günlük Eylem Yasağı
Şanlıurfa Valiliği, 23-27 Aralık tarihleri arasında kent genelinde yapılması planlanan tüm eylem ve etkinlikleri 5 gün süreyle yasakladı.
EDİTÖR/ GÖKCAN ÖZKAN
Şanlıurfa Valiliği, kentteki huzur ve güven ortamını koruma amacıyla, 23 Aralık 2024 saat 00.01’den 27 Aralık 2024 saat 23.59’a kadar tüm açık alan etkinliklerini yasakladığını duyurdu.
Valilikten yapılan açıklamada, yasak kararının 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu ile 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunu çerçevesinde alındığı belirtildi. Bu süre boyunca kentte planlanan basın açıklamaları, yürüyüşler, mitingler, oturma eylemleri, stant açma gibi etkinliklere izin verilmeyeceği vurgulandı. Ayrıca, eylem ve etkinlik amacıyla Şanlıurfa’ya gelmek isteyenlerin kent sınırlarına girişine de müsaade edilmeyecek.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Şanlıurfa’nın huzur ve güvenliğinin, kamu düzeninin ve vatandaşlarımızın dokunulmazlığının korunması amacıyla alınan bu karar doğrultusunda, Valilik ve Kaymakamlık makamlarının uygun göreceği özel etkinlikler dışında hiçbir açık alan faaliyetine izin verilmeyecektir. Yasak, il merkezi ve tüm ilçelerimizi kapsayacaktır.”
Yetkililer, yasağın kamu düzeninin korunmasına yönelik önleyici bir tedbir olduğunu ifade ederek, vatandaşların kurallara riayet etmelerini istedi.
Muğla Belediye Başkanı Aras: Büyük bir faciadan dönüldü
Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, ambulans helikopterin hastane binasına çarparak düşmesiyle ilgili yaptığı açıklamada, Pazar günü olması nedeniyle hastanenin boş olduğunu ve daha büyük bir facianın önlendiğini belirtti.
EDİTÖR/ GÖKCAN ÖZKAN
Muğla’da Sağlık Bakanlığı’na ait bir ambulans helikopterin Eğitim ve Araştırma Hastanesinin binasına çarparak düşmesiyle ilgili açıklama yapan Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, büyük bir facianın önlendiğini söyledi.
Antalya’ya gitmek için havalanan ambulans helikopter, yoğun sis nedeniyle bu sabah saat 10.07’de hastane binasına çarptı. Kazada Pilot Bayram Çiçek, Pilot Tamer Gönül, Dr. Cengiz Coşkun ve acil tıp teknisyeni Selçuk Soykan hayatını kaybetti.
Kazanın ardından hastaneye gelen Başkan Aras, ANKA Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Bugün Pazar olduğu için normalde çok kalabalık olan hastanemiz, sabah saatlerinde oldukça sakindi. Vatandaşlarımızın çevrede olmaması daha ağır sonuçları engelledi. Helikopterin çarptığı bölgenin toplantı salonu olduğunu öğrendik. Neyse ki içeride kimse yoktu.”
Başkan Aras, hava şartlarının kazaya neden olduğunu belirterek, “Helikopterin yoğun sis nedeniyle görüşün sıfır olduğu bir anda havalandığını görüyoruz. Böyle olayların bir daha yaşanmamasını diliyoruz. Milletimizin başı sağ olsun” ifadelerini kullandı.
Helikopterin bakımlarına ilişkin iddialar hakkında da konuşan Aras, “Bakımlarla ilgili herhangi bir sorun duymadım. Kaza kırım ekibi detaylı incelemeyi yapacaktır” dedi.
Adli ve idari soruşturmalar devam ederken kazanın kesin nedenlerinin tespit edilmesi bekleniyor.
TGC’den Halk TV ve KRT TV’ye Yapılan Saldırılara Kınama
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Halk TV ve KRT TV’ye yönelik saldırıları kınayarak saldırganların hak ettikleri cezayı almasını beklediklerini açıkladı. TGC, bu saldırıların basın özgürlüğüne ve halkın haber alma hakkına yönelik bir tehdit olduğunu vurguladı.
EDİTÖR/ GÖKCAN ÖZKAN
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Halk TV ve KRT TV’ye yönelik gerçekleşen saldırılara ilişkin yazılı bir açıklama yaparak saldırıları kınadı. Açıklamada, basına yönelik bu tür saldırıların halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkına ciddi bir tehdit oluşturduğu ifade edildi.
TGC açıklamasında, “Basın özgürlüğünün olmadığı bir toplumda demokrasiden söz etmek mümkün değildir. Halk TV binasına giren saldırgan, çalışanlara hakaret etmiş ve malzemelere zarar vermiştir. Saldırganın çok sayıda suç kaydı olduğu belirlenmiştir. KRT TV’de ise el bombası taşıdığını iddia eden bir kişi güvenliği aşarak yönetim katına ulaşmıştır. Her iki olayda da büyük bir tehlike atlatılmış, saldırganlar yakalanarak tutuklanmıştır” denildi.
Açıklamada ayrıca, gazetecilerin ve medya kuruluşlarının sürekli hedef gösterildiği bir ortamda toplumsal barışın sağlanamayacağına dikkat çekildi. TGC, saldırganların cezalandırılmasını talep ederken, Halk TV ve KRT TV çalışanlarına geçmiş olsun dileklerini iletti.
Şişhane’deki Protestoda Gözaltına Alınan 14 Kişiden 9’u Tutuklandı
Suriye’de yaşamını yitiren gazeteciler için Şişhane Meydanı’nda basın açıklaması yapmak isteyen çoğu gazeteci 14 kişiden 9’u tutuklandı. 5 kişi ise adli kontrolle serbest bırakıldı.
Şişhane Meydanı’nda, Suriye’de "SİHA saldırısı sonucu" hayatını kaybettiği belirtilen gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin için düzenlenmek istenen basın açıklamasına müdahale sırasında gözaltına alınan 14 kişiden 9’u tutuklandı. Basın açıklaması, DİSK Basın İş, Mezopotamya Kadın Gazeteciler (MKG) ve Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) tarafından organize edilmişti.
Tutuklanan isimler arasında gazeteciler Gülistan Dursun, Pınar Gayıp, Serpil Ünal, Hayri Tunç, Enes Sezgin ve Osman Akın yer aldı. Diğer tutuklanan kişiler ise Can Papila, Haci Ugis ve İmam Şenol oldu.
Adli kontrol şartıyla serbest bırakılanlar arasında gazeteciler Zeynep Kuray, Yadigar Aygün, Mahsum Sağlam, Yağmur Filiz ve Pelin Laçin bulunuyor.
Tutuklamalar, basın özgürlüğü ve ifade hakkına yönelik tartışmaları yeniden gündeme taşıdı. Gazeteci örgütleri, gözaltılar ve tutuklamalara tepki göstererek dayanışma çağrısında bulundu.
Hakan Fidan ve Ahmed eş-Şara, Kasyun Dağı’nda Şam’ı Seyrederek Çay İçti
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye’nin yeni lideri Ahmed eş-Şara ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından Kasyun Dağı’nda bir araya geldi. İkili, Şam manzarası eşliğinde çay keyfi yaptı.
EDİTÖR/ GÖKCAN ÖZKAN
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye’de yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şara ile kritik bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısından sonra ikili, Şam’ın simge noktalarından Kasyun Dağı’nda buluşarak Şam manzarası eşliğinde çay içti.
Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz, X hesabından yaptığı paylaşımda bu anlara dair bir fotoğraf yayınladı. Yılmaz, paylaşımına “Kasyun Dağı’ndan Şam’a doğru çay keyfi” ifadelerini ekledi.
Fidan ve Şara’nın görüşmesinde iki ülke ilişkilerinde yeni bir sayfanın açılmasına yönelik adımların ele alındığı öğrenildi. Manzaralı çay sohbeti, ikili diyaloğun samimi bir atmosferde geçtiğinin göstergesi olarak yorumlandı.
Muğla’da Ambulans Helikopter Kazası: 4 Kişi Memleketlerine Uğurlandı
Muğla’da yoğun sis nedeniyle Eğitim ve Araştırma Hastanesi binasına çarpan ambulans helikopterde yaşamını yitiren 4 sağlık çalışanının cenazeleri, düzenlenen törenlerin ardından memleketlerine gönderildi.
EDİTÖR/ GÖKCAN ÖZKAN
Muğla’da Sağlık Bakanlığı’na ait ambulans helikopterin, yoğun sis nedeniyle Eğitim ve Araştırma Hastanesi binasına çarpması sonucu meydana gelen kazada hayatını kaybeden 4 kişinin cenazeleri, Adli Tıp Kurumu’ndaki işlemlerin ardından memleketlerine uğurlandı.
Sabah saatlerinde Antalya’ya gitmek üzere havalanan helikopter, kısa süre sonra hastane binasına çarparak düştü. Kazada Pilot Bayram Çiçek, Pilot Tamer Gönül, hekim Dr. Cengiz Coşkun ve acil tıp teknisyeni Selçuk Soykan yaşamını yitirdi.
Olayın ardından Adli Tıp Kurumu’nda otopsi işlemleri tamamlanan sağlık çalışanlarının naaşları, düzenlenen törenlerle ailelerine teslim edildi. Pilot Bayram Çiçek ve Pilot Tamer Gönül için Aksaz Deniz Üs Komutanlığı tarafından askeri tören düzenlendi.
Törene Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, Vali Yardımcısı ve Menteşe Kaymakamı Mehmet Eriş, Başsavcı Oğuzhan Dönmez ve İl Sağlık Müdürü Ali Burak Mülayim katıldı.
Sağlık personeli Dr. Cengiz Coşkun ve acil tıp teknisyeni Selçuk Soykan’ın cenazeleri ise ailelerine teslim edilerek gözyaşları içinde uğurlandı.
Hayatını kaybedenlerden Pilot Bayram Çiçek’in cenazesi Mersin’e, Pilot Tamer Gönül, Dr. Cengiz Coşkun ve Selçuk Soykan’ın cenazeleri ise Antalya’ya gönderildi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan Şam’da Tarihi Ziyaret: "Suriye’nin Yeni Dönemi İçin Birlikte Çalışacağız"
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Şam’da Suriye’nin yeni lideri Ahmed eş-Şara ile kapsamlı bir görüşme gerçekleştirdi.
EDİTÖR/ GÖKCAN ÖZKAN
Görüşme sonrası düzenlenen ortak basın toplantısında, Fidan, Türkiye’nin Suriye’nin yeniden inşasına her alanda destek vermeye hazır olduğunu ifade ederken, Ahmed eş-Şara ekonomik yaptırımların kaldırılması çağrısında bulundu.
"Suriye Halkı İçin Tarihi Bir Fırsat"
Bakan Fidan, yaptığı konuşmada, "61 yıllık Baas rejiminin zulmünden kurtulan Suriye, artık özgür ve müreffeh bir geleceğe adım atabilir. Türkiye olarak Suriye’nin yeniden yapılandırılmasında, kapsayıcı bir yönetimin tesis edilmesinde ve terör unsurlarının temizlenmesinde iş birliği yapmaya kararlıyız" dedi.
DEAŞ ve PKK/YPG Vurgusu
Fidan, Suriye’deki terör tehdidinin tamamen sona erdirilmesi gerektiğine işaret ederek, "PKK/YPG’nin ve DEAŞ’ın Suriye topraklarından silinmesi için uluslararası toplumun da sorumluluk alması şart. Bugünkü görüşmemizde, bu konuda tam bir mutabakat sağladık" ifadelerini kullandı.
Şara: "Yaptırımlar Sona Ermeli"
Ahmed eş-Şara, uluslararası toplumu Suriye’ye uygulanan ekonomik yaptırımları kaldırmaya davet etti. "Eski rejim sebebiyle mağdur olan halkımız, bu yaptırımlar yüzünden daha fazla acı çekmemeli. Artık yeni bir döneme girdik ve bu süreçte ekonomik destek almak hayati önem taşıyor" dedi.
Türkiye’den Yeniden Yapılandırma Desteği
Fidan, TİKA, Kızılay ve AFAD gibi kurumların Suriye’nin yeniden yapılandırılmasında aktif rol oynayacağını belirterek, "Devlet kurumlarının yeniden güçlendirilmesi ve Suriyeli mültecilerin gönüllü geri dönüşlerinin sağlanması önceliklerimiz arasında" dedi.
İsrail’e Sert Mesaj
Fidan, İsrail’in Suriye topraklarındaki işgalci tavrını eleştirerek, "İsrail’in Suriye’nin toprak bütünlüğüne yönelik müdahalelerine kesinlikle müsamaha gösterilemez" açıklamasında bulundu.
"Silahlar Susturulmalı, Barış Tesis Edilmeli"
Suriye’de silahlı grupların tasfiyesi konusuna da değinen Ahmed eş-Şara, "Yeni dönemde hiçbir grup silah bulunduramayacak. Bütün silahlar Suriye Ordusu’nun kontrolünde olacak" diyerek kararlılık mesajı verdi.
"Trump’ın Yeni Dönemi Farklı Olabilir"
ABD Başkanı Donald Trump’ın göreve yeniden gelmesiyle, YPG/PKK meselesinde olumlu adımlar atılabileceğini ifade eden Fidan, "Trump’ın net ve çıkar odaklı yaklaşımı, bu sorunun çözümünde etkili olabilir" dedi.
"Azınlıklar Güvende"
Şara, Suriye’deki azınlıkların korunmasına yönelik özel hassasiyet gösterdiklerini belirterek, "Azınlıkların haklarını korumak ve provokasyonları engellemek önceliklerimiz arasında" dedi.
İlk Yorum yapan siz olun!