31 Mart yerel seçim çalışmaları kapsamında halk buluşmalarını İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP Halk Partisi Sarıyer Belediye Başkan Adayı Mustafa Oktay Aksu ile Sarıyerlilerle buluştu. Sarıyer’i 20 yıldan sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi hizmetleriyle buluşturan İmamoğlu, Sarıyerli komşularına, ‘Oylarınızın bölünmesine izin vermeyin. İstanbul’u da, Sarıyer’i de kaybetmemeliyiz. Hep birlikte daha yapacak çok işimiz var’ diye seslenerek 31 Mart’ta İstanbul’da kendisine, Sarıyer’de de Mustafa Oktay Aksu’ya oy istedi

İmamoğlu ve Aksu Sarıyerliler ile buluştu

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 31 Mart yerel seçim çalışmaları dolayısıyla Sarıyerli komşularıyla buluştu. CHP Sarıyer Belediye Başkan Adayı Mustafa Oktay Aksu ile ilk olarak Fatih Sultan Mehmet Mahallesi’ndeki vatandaşlarla buluşan İmamoğlu, otobüsle Sarıyer halkını selamladıktan sonra İstinye Dereiçi İETT Son Durak’ta Sarıyerlilere seslendi. Sarıyer’de gerçekleştirilen halk buluşmasına CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, PM Üyesi Bedirhan Berk Doğru, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, CHP Osmaniye Milletvekili Asu Kaya, CHP İstanbul Milletvekili Namık Tam, CHP Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi İsmail Emre Telci, CHP Sarıyer İlçe Başkanı Mehmet Kubat, önceki dönem ilçe başkanları, CHP Sarıyer belediye başkan aday adayları katıldı. Katılımın yüksek olduğu buluşmada ilk sözü CHP Belediye Başkan Adayı Mustafa Oktay Aksu aldı.

‘Sarıyer için canla başla çalışacağım’

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte on yıldır siyaset yaptığını ifade eden CHP Sarıyer Belediye Başkanı Mustafa Oktay Aksu, ‘Yürüdüğümüz yol Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği halkçı, toplumcu, hizmet yoludur. Önümüzdeki 5 yıl İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Sarıyer Belediyesi, hizmet noktasında tam bir uyum içinde çalışacak ve kazanan siz değerli komşularım olacaktır. Sarıyer’i daha yaşanabilir bir kent haline getirmek için canla başla çalışacağım’ dedi.

‘Birlikte başaracağız, birlikte kazancağız’

Sarıyer’de hayat geçireceği mahallemi dinliyorum, kreşler, çocuk oyun evi, kadın aile müdürlüğü, sosyal tesisler, kütüphaneler, yurt, bilim ve deney merkezi, yaşam vadileri gibi projelerine değinen Aksu, ‘Çalışan bir Sarıyer için yola çıkıyoruz. Bu yolculuğumuzda her komşumun desteği bizim için çok değerli. Ama çok önemli bir nokta var. Bun size Cumhuriyet Hak Partisi’nin belediye başkan adayı olarak söylüyorum. Bundan sonra yapmamız gereken şey oylarımızı böldürmemektir. Ne yapacağız? Partimize sahip çıkacağız. Sandıklara sahip çıkacağız ve oylarımızı sonuna kadar koruyacağız. 1 Nisan günü hem Sarıyer’de hem de İstanbul’da Cumhuriyet Halk Partisi’nin halkçı belediyecilik anlayışı devam edecek. Geleceğe umut olacağız. Geleceğe umutla bakacağız. Birlikte başaracağız, birlikte kazanacak, Sarıyer’de ve İstanbul’da ‘Tam yol ileri’ diyeceğiz’ şeklinde konuştu.

‘Tüm örgütümüzle Oktay başkanımızın yanındayız’

CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ise ‘Harikasınız’ diye seslendiği Sarıyerlilere hitaben yaptığı konuşmasında şunları söyledi: Gördüğünüz gibi genel başkanlarımızla, parti meclis üyelerimizle, milletvekillerimizle, parti meclis üyelerimizle, ilçe başkanımızla, büyükşehir belediye başkanımızla hep birlikte tüm örgütümüzle Sarıyer Belediye Başkan Adayımız Mustafa Oktay Aksu’nun yanındayız. 15 yıllık belediyecilik deneyimine sahip Oktay başkanımız 31 Mart’tan sonra Sarıyer’de halkçı, sosyal demokrat belediyecilik hizmetlerini en yükseğe taşıyarak sizlerle buluşturacak. Bunun için hep birlikte sandıklara güçlü bir şekilde sahip çıkacağız. Yolumuz, açık ve aydınlık olsun. Oktay başkanımın ayağına taş değmesin, tam yol ileri diyor hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum’ dedi.

İstanbul’a Atatürk Kent Ormanı’nı kazandırmanın mutluluğunu yaşıyoruz’

Sarıyerlilerin coşkulu alkışlarıyla sahneye çıkan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ‘Derbent Spor seninle’ pankartı açan sporculara, evlerden kendisini selamlayan, kendisinin ve Aksu’nun bez afişlerini evlerine asan mahalle sakinlerine teşekkür ederek Sarıyerlilere hitap ettiği konuşmasında şunları söyledi: Atatürk Kent Ormanı’nın eteklerinde konumlu parkta toplanan coşkulu kalabalığa seslenen İmamoğlu, “Atatürk Kent Ormanı'nı beğendik mi? Ben bazen diyorum ki, ‘Allah Allah, bunlar Atatürk Kent Ormanı'nı böyle metruk, kenarda, her tarafa açık, sahipsiz niye bırakırlar? Şimdi benim aklım ermiyor, niye bırakırlar? Bir yandan Büyükdere Fidanlığı’na bakıyorum. Yıllarca çürümeye bırakılmış. 250 bin metrekare, düşünsenize. Şimdi cıvıl cıvıl bir yer oldu. Bazen diyorum, ‘Allah Allah, bunları niye böyle bıraktılar?’ Acaba içine bir şeyler mi düşündüler? Yani bazen şeytanın aklına gelmeyen, bunların aklına geliyor. Böyle garip bir dünya. Şimdi bakın orada; pırlanta gibi. Bütün İstanbul öğrendi. Belki de İstanbul, tarih boyu bu ormanı ‘Atatürk Kent Ormanı’ diye anacak ve hiçbir zaman ismi, oradan eksik olmayacak. Ne mutlu bana” dedi.

‘Bizim dönemimizde Sarıyer, en çok hizmet alan ilçelerden biri oldu’

 

“Bizim dönemimizde Sarıyer, İstanbul'un en çok hizmet alan ilçelerinden oldu” diyen İmamoğlu, özetle şunları söyledi:

“Sarıyer ilçesinde, yaklaşık 200 bin aileyi etkileyen, 200 bin insanımızı etkileyen, 55-60 yıldır çözüm bekleyen, tapu sahibi olmak isteyen hemşehrilerimizin tapu sorununu çözdük. Bu anlamda Sarıyerlileri, tapu sahibi yapmaya başladık. Hedefimiz, herkesi tapu sahibi yaparak, sorun yaşanan bütün mahalleleri kentsel dönüşümü teşvik etmek ve bütün hemşehrilerimizi yıllardır bu sorundan, bu beladan bir an önce kurtarmak. Yola çıktık, tam gaz devam edeceğiz. Bakın; Kocataş, Poligon, Çayırbaşı, Rumelihisarüstü, Sarıdağ, Kazımkarabekirpaşa, Reşitpaşa, Cumhuriyet, Emirgan, Çamlıtepe Derbent'in bir bölümü… Bu mahallelerin sakinleri, uzun yıllardır bu müjdeyi bekliyordu. Bugünden itibaren, Büyükdere Fidanlığı'nda bir ofis açtık. ‘İBB Arsa Satışı ve Başvuru Ofisi’ orada hizmete başlıyor bugünden itibaren. Son derece şeffaf, sağlıklı bilgilendirmeyle, belediyemiz bütün vatandaşlarımıza bilgi verecek, yardımcı olacak. Ben, bütün hemşehrilerimi, o saydığım mahallelerdeki bütün komşularımı, konuşmaya, oraya gelip oradaki arkadaşlarımızla birlikte paylaşmaya davet ediyorum. Bütün Sarıyer'in bu sorununu çözmenin onurunu, gururunu taşıyorum. Hayırlı uğurlu olsun.”

 

“Onlar eski düzen geri gelsin istiyorlar”

 

İstanbul'un tırnağına dahi zarar gelsin istemiyoruz ve getirmeyeceğiz. Onun için ‘İstanbul muhafızıyım’ diyorum. Hep birlikte muhafız olacağız. Bunu, onurlu bir vazife olarak, her birimiz omuzlarında hissetmeli. İstanbul'u muhafızıyız. Bu kadim şehirde, bu güzel şehirde, bize atalarımızın, dedelerimizin, ninelerimizin emaneti bu dünya güzeli şehirde yaşıyorsak, bu bizim için onurlu bir vazifedir. Karşımızdakiler farklı bakıyor. Onlar ne İstanbul'u ne de 16 milyon İstanbulluyu düşünmüyor. Onların başka dertleri var. İnanın düşünmüyorlar. Onlar, bir avuç insanın menfaatinin peşinde. Başta İBB’yi, Sarıyer'i ve diğer ilçeleri çok istiyorlar. Buralar onlar için kıymetli. Bakın insanı için değil ha, başka türlü kıymetli. Biliyorsunuz değil mi? Tedbirliyiz değil mi? Tedbiri elden bırakmayacağız değil mi? Onlar, tekrar eski düzen geri gelsin istiyorlar. Biz, millet için çalışıyoruz. Milletin parasını, millete veriyoruz. Onlar, bir avuç insan için çalışıyor. Aramızda büyük fark var.”

 

“Biz geri adım atmayız, tam yol ileri gideriz”

 

“Anne Kart, bunların akıllarına bile gelmezdi. Gelmedi de. Kreş açtılar mı bir tane? Açmazlar. Kent Lokantası. Vatandaşın hissetmezler, bilmezler. Hisarüstü’nü açtık. İnşallah sayısını çoğaltacağız. Bakın, yurtlar. Bir çocuğu yatıracak yatak, yurt yapmaz mı? Yapmazlar. Onların derdi başka. Meydanlar… Bugün Eminönü Meydanı’nı açtık. Gidin bakın, pırlanta gibi, biblo gibi yaptık 15 yıldır çöplüğe dönen o alanı. 5 yılda yapamadıkları tramvay yaptık. Bitiremedikleri köprüleri yaptık, yeniledik. Alt geçitler, altyapı, İSKİ çalışmaları; hepsini bitirdik. Unkapanı Köprüsü'nden Mısır Çarşısı'na kadar 100 bin metrekare aralığı pırlanta gibi yaptık. Aynen Atatürk Kent Ormanı gibi. İşte biz onun için muhafızız. Bu tür yerlerden işgalleri kaldırdık. Zapt edenleri süpürdük, yolladık. Polisimizi bile kullanarak, polisle oradaki yıkımları engellemeye kalkıştılar. Üsküdar'ı hatırlayın. Ama biz, asla bir milim geri adım atmadık. Niye? Milletin hakkını, millete teslim edenleriz biz. Onun için biz geri adım atmayız. Tam yol ileri gideriz.”

 

“Hani bir meczup vardı ya, Ata’mıza hakaret eden…”

 

“Onların işleri güçleri başka. Makam mevkii de bu şekilde yorumlamazlar. Kaçak kafeleri de bir avuç insana verirler. Bakın; 100 bin gencimize burs verdik değil mi? ‘Allah'ıma bin şükür’ diyorum, verebildik. Daha fazla vereceğiz. 7 bin 500 lira verdik, bu sene 15 bin lira vereceğiz. Geçen, sahurdan sonra bir camiden çıkıyoruz, yanıma 15-20 tane genç yanaştı. KYK yurdundan sabah namazına gelmişler. 8-10 tanesi kulağıma eğilip, ‘Başkanım, bursunuzun son dilimi bugün yattı. Allah razı olsun’ dedi. Dünyanın en mutlu insanı oldum. Bu ne biliyor musunuz? Benim param değil, sizin helal paralarınızı, bereketli şekilde yönetip, doğru yerlere vermenin gururunu yaşıyorum. Sizin adınıza helali hoş olsun. Sizlerin parası bu. Annelerimizin cebindeki kart da sizin paranız, milletimizin parası. Zorda olanla paylaşıyoruz. O birileri var ya, lütuf verir gibi, lütufta bulunur gibi, sanki cebindeki para. Onlar o kadar ileri gidiyorlar ki. Bakın; makamları da eş, dost, akrabaya dağıtıyorlar. Hani bir meczup vardı ya, Ata’mıza hakaret eden; Sülale boyu devletin kurumlarında, sülale boyu. Bu nedir ya? Bu nedir? Biz, milletin evlatlarıyla yönettik, milletin evlatlarıyla bu şehri yönetmeye devam edeceğiz.”

 

“Ben niye bu kadar cesur konuşuyorum”

 

“Ben niye bu kadar cesur konuşuyorum? Arkamda millet var, millet. Onlar, onlar niye suskun suskun, ‘pıt pıt’ konuşuyorlar. Onların arkasında bir kişi var. Onlar cümlenin iznini bile oradan alıyorlar. Biz, sizi temsil ediyoruz. En zor şartlarda dahi, millet sevgisiyle mücadeleye de devam edeceğiz. Mücadelemizin sahası bu kadar derin ve önemlidir. Sadece İstanbul için değil, Türkiye için de çok değerli ve önemlidir. Büyük mücadele veriyoruz sevgili hemşehrilerim. Sarıyer için veriyoruz, İstanbul için veriyoruz. Buradaki kazanımlarımız, Cumhuriyet ve demokrasi kazanımlarıdır; unutmayın. Onun için bu mücadelemiz, partiler ötesi bir mücadeledir. Onun için büyük bir ittifakla seçime gidiyoruz. Seçimin son gününe kadar bu ittifakı büyüteceğiz. Öyle bir büyüteceğiz ki, şaşıracaklar. Bu milletin o vicdanına, o adalet duygusuna şaşıracaklar. Ben size söyleyeyim. Vallahi billahi, ben oyunu almasam da 16 milyon insanın gönlünü kazandığıma inanıyorum. Hiç kimsenin evladını ayırmadık. Hiçbir anneyi birbirinden ayırmadık. Hiçbir öğrenciyi birbirinden ayırmadık. Allah şahit. Kullar da şahit. O bakımdan sevgili Sarıyerliler, önümüzdeki mesele, işte bu kadar büyüktür. Bu seçim, İstanbul'a sahip çıkma seçimidir. İstanbul'un kendini yağmaya karşı müdafaa etmesinin seçimidir.”

 

“Eğer İstanbul kaybedilirse, eğer Sarıyer kaybedilirse…”

 

“Riski görmemiz gerekiyor. Eğer İstanbul kaybedilirse, eğer Sarıyer kaybedilirse, bu sadece bizim değil, tüm Türkiye'nin direncinin, bağışıklık sisteminin zayıflaması anlamına gelir. Bu işler, bu yol, kişisel duygulardan ve taleplerden beslenmez. Beslenemez, beslenmemeli. Bunu kabul etmiyorum. Bu yol, kişisellikten uzaktır; uzak olmalıdır. Çünkü ulaşılması gereken menzil, bir kişinin değil, 16 milyonun, hatta Türkiye'nin, 86 milyonun ortak menzilidir. Öyle değil mi? Bu yolun en büyük taşıyıcısı neresi? İstanbul'dur. Öyle değil mi? İstanbul kadar da Sarıyer'dir. Öyle değil mi sevgili hemşehrilerim? Şimdi burada ben sizinle dertleşeceğim. Benim sesimi herkes duysun. Şükrü Genç Başkanım, benim ağabeyimdir. Allah'ın izniyle de hep öyle kalacaktır, onu söyleyeyim. Benim ağabeyimdir. Bakın; 2009’da, 2014’te, 2019’da benim partim, CHP, Şükrü ağabeyi aday yaptığında, o zaman da kırılan, gücenen olmuştur. Doğru mu? Kendine hak görerek, yapılmadığı için kızan da olmuştur, öfkelenen de olmuştur. Öyle değil mi? Haksızlığa uğradığını düşünmüştür. Öyle değil mi? Elbet. Bu çok doğal süreçtir. Bugün de kırılanlar olduğu gibi. Ama bunun çözümü, duygusal eylemlere girmek değildir.”

 

“Biz bu yola kendi içimizde gönüller kırılsın diye değil yeni gönüller fethetmek için çıktık”

 

“Hele hele şimdi, hele hele şu anda, biz bu yola, kendi içimizde gönüller kırılsın diye değil, biz bu yola yeni gönüller fethetmek için çıktık. Bu yolda geride bırakılacak tek bir yurttaş, tek bir oy dahi yoktur. Bölünmek ve ayrışmak, sadece bir kişinin işine gelir. Biliyorsunuz değil mi o bir kişiyi? Onun için buradan size, sizin nezdinizdeki bütün Sarıyerli hemşehrilerime sesleniyorum: Oyunuzu bölmeyin. Anlaştık mı? İstanbul'un büyük ittifakında birlikte olacağız. Öyle değil mi? Partiler ötesi bu büyük ittifakın, bir parçası olacağız. Öyle değil mi? O zaman Sarıyer'de, Cumhuriyet Halk Partisi adayımız Oktay Aksu'yu destekleyeceğiz. Allah'ın izniyle, geçtiğimiz 5 yıl Sarıyer'e çok güzel işler başardık, bu 5 yıl onu da ikiye katlayacağız birlikte. Hep birlikte kenetlenelim. Tamam mı? Sarıyer, kenetlenmeye hazır mı? Hep birlikte gelin İstanbul'da, Sarıyer'de, yağmaya, ayrıştırmaya, düşmanlaştırmaya karşı bir birlik ve demokrasi hattı kuralım. Bunu kuracağız. Bakın; bu demokrasi birliğine, beraberliğine asla bir gedik açmayacağız. Müsaade etmeyeceğiz. Bana söz veriyor musunuz? İnşallah bütün mahallelerdeki tapu sorunlarını çözerek, diğer sorunları da hallederek, önümüzdeki dönem kentsel dönüşüm noktasında Oktay Başkan'la, Sarıyer'den başlayarak bütün İstanbul'da devrim yapacağız.”