Turkuvaz Medya Grubu tarafından düzenlenen ‘3. Finansın Geleceği Zirvesi’nin ardından Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in katılımıyla Para Sohbetleri’nin 11’incisi gerçekleştirildi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Orta Vadeli Programı’n çalıştığını ve sonuç verdiğini vurgulayarak, “Programlar sadece teknik birer doküman değildir, programlar gerçekçi olduğu oranda kararlılıkla uygulandığı ve toplumsal desteği kazandığı zaman başarılı olur, biz bunu başarabiliriz. Dolayısıyla biraz sabır ve tüm kesimlerin desteğini bekliyoruz” diye konuştu.

Bakan Şimşek, katılımcıların sorularını yanıtladığı basına kapalı olarak gerçekleştirilen oturum öncesi OVP’nin hedefleri ve uygulamadaki sonuçlarına ilişkin bir sunum gerçekleştirdi. Şimşek, OVP’nin hem kamu hem de özel sektör için bir yol haritası niteliğinde olduğuna işaret ederek “Eylül ayı başında Sayın Cumhurbaşkanımız açıkladı. Bugün daha çok program çalışıyor mu diye bakmak lazım. Bu soruya yanıt vermek için hedefleri öncelikle hatırlatayım. En önemli hedef en önemli sorununuz neyse odur, enflasyon. Enflasyonu tekrar tek haneye indirmek, fiyat istikrarını sağlamak, deprem nedeniyle bozulan mali dengelerimizin yeniden tesis edilmesi, büyümede yeniden dengelenme, sürdürülebilir cari açık ve rezerv biriktirilmesi... Tüm bunların hepsini kalıcı hale getirebilecek bir yapısal reform bütünü var ve OVP’den kastımız da bu” dedi.
Aylık bazda enflasyon patikaya oturmuş durumda
Dezenflasyon programı kapsamında geleneksel para politikasında sıkılaşma, seçici kredi sıkılaşması ve miktarsal sıkılaştırma olduğunu bununla birlikte gelirler politikası ayağının da bulunduğunu dile getiren Şimşek, şöyle konuştu: “Enflasyon yıllık bazda 2026 sonunda tekrar tek haneye inecek. Enflasyon bu sene için yüzde 65 civarında görünüyor, gelecek sene yüzde 36’ya düşecek bir sonraki sene 14 ve nihayet tek hane. Bu patika nasıl olacak diye yıllık bazda baktığınızda enflasyon bir süre daha yüksek seyredecek. Aylık bazda özellikle çekirdek enflasyonda son üç ayda bir trend var. Bu trend oldukça net, aylık enflasyonda ivme kaybı var ve şu an itibariyle çok rahat şekilde söyleyebilirim ki yıl sonu hedefimizle aynı doğrultuda patikaya oturmuş durumda.”
2024 yıl sonu hedefinin yüzde 36 olduğunu yineleyen Şimşek hesapların bu hedefe göre yapılması gerektiğini dile getirerek bu hedefin tutturulamayacağını söyleyenlere yönelik ise şöyle dedi: “Bazıları şunu söylüyor, enflasyon şu anda yüzde 65, önümüzdeki birkaç ay yıllık bazda yükselecek ve yüksek kalacak. Nasıl olur da yüzde 36’ya iner? Çok basit. Birincisi para politikasında attığımız adımların gecikmeli etkisi gelecek sene devreye girecek, özellikle yılın ikinci yarısı. İkinci olarak bu sene önemli deprem yaşandı ve depremin etkisiyle inşaat malzemeleri bu yılın ikinci yarısında çok hızlı arttı. Yine temmuz ayında bütçe açığını daraltmak için önemli adımlar attık. Bunlar da enflasyonist adımlardı. Gelecek yıl temmuz ayında bunlar da endeksten düşecek. Maliye politikasında bu sene deprem nedeniyle gelecek sene de bir miktar daha geniş daha açıkla karşı karşıyayız. Bunun da enflasyonist etkisi var, ama beklentiler kanalı çok önemli. Son 2 ayda enflasyon beklentilerinde 5 puana yakın iyileşme var. Hala piyasanın enflasyon beklentisi yüzde 40 civarında. Ben inanıyorum ki önümüzdeki 3-4-5 ayda enflasyonun kalıcı olarak daha düşük patikaya oturduğunu aylık bazda gösterebileceğiz ve bunu gösterdiğimizde piyasanın enflasyon beklentileri bizim hedefimizle aynı doğrultuya gelecek. Dolayısıyla enflasyon konusunda gerçekten şu anda program çalışıyor.”
Düşük tek haneli enflasyonda firmalar 10 yıl vadeli tahvil çıkarabilir
Bakan Şimşek, aylık enflasyon rakamlarına bakıldığında çekirdek enflasyonda programın çalıştığının görüleceğini söyleyerek şöyle devam etti: “Dezenflasyonu kalıcı şekilde başarabilirsek Türkiye’de öngörülebilirlik artar, sizler rahat şekilde planlama, fiyatlama yapabileceksiniz. Yatırım noktasında her alanda önünüzü görebileceksiniz. Makrofinansal istikrar açısından dezenflasyon çok değerli bileşen.” Sürdürülebilir yüksek büyüme açısından sermaye piyasalarında derinleşmenin önemli olduğunu enflasyon tek haneye, düşük tek haneye indiğinde firmaların makul maliyetlerle kaynağa erişmesinin son derece olası olduğunu vurgulayan Bakan Şimşek, şunları söyledi: “Bugün bankacılık sistemimiz yükün büyük kısmını üstlenmiş durumda. Uzun vadeli finansman sağlıyorlar ama ciddi risk alarak yapıyorlar. Sermaye piyasalarının derinleşmesi kalkınma açısından çok değerli. Uzun vadeli finansmana erişim çok önemli bizim açımızdan. Tüm bunları enflasyonu tek hane, özellikle düşük tek haneye indirip tuttuğumuzda Türkiye’nin tüm bu avantajları rekabet gücüne yansıyacağını biliyoruz. Bizim firmaların 10 yıl vadeli tahvil çıkarabileceklerini düşünüyoruz. Bununla dünyada gerçekten çok büyük işler başarabiliriz, biz buna inanıyoruz.”
Mali disiplin alanında hükümetlerin çok iyi performansları olduğunu hatırlatan Bakan Şimşek, son 20 yılda bütçe açığının milli gelire oranının ortalamasının yüzde 2,4 olduğunu söyledi. Şimşek, bu sene yüzyılın felaketini depremin etkisiyle bütçe açığında önemli artış olduğunu kaydederek, her şeye rağmen bu yılki bütçe açığının OVP’de öngörülen yüzde 6’nın altında gerçekleşeceğini açıkladı.
Deprem hariç bırakıldığında ise bütçe açığının milli gelire oranının yüzde 3’ten aşağı olacağını belirten Şimşek, kamunun iç ve dış brüt borç stokunun milli gelire oranının da yüzde 33 civarında olduğunu dile getirdi. Şimşek şunları söyledi: “Yüzde 33 gelişmekte olan bize benzer ülkelerin yarısından az. Dolayısıyla deprem etkisini kaldırabiliriz. 2026 sonunda kamunun brüt borcunun milli gelire oranını yüzde 36 olarak öngörüyoruz. Geçici yükselecek, ama tekrar aşağı çekeceğiz. Türkiye’nin toplamda yüksek borçlu olduğunu iddia etmek için zorlamak lazım. Hane halkı, devleti, şirketleri ve finansal kesimin borcunun milli gelire oranı yüzde 117, bize benzerlerde yüzde 250’yi aşıyor, dünya ortalaması yüzde 330. Bu sürdürülebilir yüksek büyümeyi sağlamak açısından. bizim için önemli bir avantaj.”
Bizim gibi ülkelerde cari açık ve bütçe açığını yani ikiz açığı yönetmenin zor olduğunu dile getiren Bakan Şimşek, “Dezenflasyonu sağlayıp, bütçe açığını azaltıp mali alan yaratmak makro istikrarı sağlanması için önemli. Biz hem cari açığı hem de bütçe açığını makul düzeylere indirmek zorundayız. İndirirsek makro finansal istikrarı kurarız” dedi. Şimşek, bütçede alan yaratmanın yapısal dönüşümler için gereken kaynaklar için de çok önemli olduğunu vurgulayarak, ‘dünyadaki yakın ve dost ülkenin al’ trendinin de Türkiye için fırsat yarattığını dile getirdi.
Yatırım taahhütlü avans kredisine çağrı
Doğal felaketlere hazırlık için de mali alan gerektiğini bu sene deprem yaralarını sarmak için 762 milyar lira harcadıklarını, seneye de 1 trilyonun üzerinde harcanacağını hatırlatan Şimşek, borçta nesiller arası adaletin sağlanmasının da çok önemli olduğuna işaret etti. Şimşek, borcun düşük olduğunu ancak bunu borç alarak finanse ederseniz gelecek nesilleri borçlandırmış olduğunuzu vergileri çok artırırsanız da bugünkü nesli faturayla baş başa bıraktığınızı vurgulayarak, nesiller arası adaletin tesis edilmesi gerektiğini söyledi.
İhracat odaklı sürdürülebilir yüksek büyümenin diğer bir önemli alan olduğunu söyleyen Şimşek, şöyle konuştu: “Biz 2024 yılında 2,2 trilyon lira vergiden vazgeçtik. Buna vergi harcaması diyoruz yarım trilyondan fazla parayı ARGE yatırım teşvikleri için almaktan imtina ettik, asgari ücrete vergi muafiyeti getirdik, yıllık maliyeti 630 milyar lira. Tarım, eğitim, sağlık ve dezavantajlı grupların korunması gibi teşvikler için vazgeçtiğimiz vergiler, 1 trilyon üzerinde.”
Yatırım taahhütlü avans kredisine dikkat çeken Bakan Şimşek dış ticaret açığında büyük rol oynayan önemli kalem olan 284 tane ürün tespit ettiklerini ve bunların özelliğinin yüksek teknolojili olmaları olduğunu söyledi. Bakan Şimşek şöyle konuştu: “Önümüzdeki 3 yıl içinde herhangi biriniz ben bu ürünlerden birini üretebilirim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nı teknik yeterlilikte, bankaları finansal fizibilitede ikna ettiğinizde Merkez Bankası’yla bu 284 alanda size 2 yıl ödemesiz TL cinsinden 10 yıl vadeli kredi sunuyoruz. Bankalarımız 10 yıl vadeli kredi vermekte zorlanıyorlar. Bununla yetinmiyoruz bir de faiz avantajı oluşturuyoruz. Şu anki piyasa faizlerine göre üçte bir oranında bir maliyetle bu kaynağa erişilebilecek. Faizi koymadık, projenin özelliğine bağlı olarak Merkez Bankası tarafından şekillendiriliyor. Bunu değerli buluyorum, lütfen listeyi inceleyin, bunu ben yaparım geliştirebilirim diyorsanız mutlaka gelin.”
Net ihracatın negatif etkisi olmasa yüzde 7-8 büyürdük
Türkiye’nin son 100 yılda reel olarak ortalama yıllık büyüme yüzde 4,8, hükümetleri döneminde yüzde 5,4 büyüdüğünü hatırlatan Şimşek, “Önümüzdeki dönemde de yüksek büyümeyi devam ettireceğimize inanıyoruz. Sorun büyüme net ihracatın katkısı çok sınırlı olması. Son 20 yıla bakınca ülkemiz reel yüzde 5,4 büyümüş 0,1’i net ihracat. Bu sene net ihracatın etkisi negatif. Nötr olsaydı Türkiye muhtemelen yüzde 7-8 büyüyor olacaktı. Bizim amacımız bu denklemi iyileştirmek. Enflasyonu düşürmek, cari açığı iyileştirmek, bütçe açığını iyileştirmek. Attığımız adımlar ve yapacağımız reformların tamamı büyümede yeniden dengelenmeyi sağlayacak“ diye konuştu.
Şimşek, cari açığı azaltmak, rezerv birikiminin diğer önemli hedef olduğunu dile getirerek dezenflasyon programının bütün bileşenleri, alınan tedbirlerin cari açığın da daha sürdürülebilir patikaya oturmasını sağlayacağına vurgu yaptı. Altın ithalatına dikkat çeken Şimşek son 20 yılda 8 milyar dolar iken, altın ithalatının bu sene 30 milyar dolar olduğunu, bunun normalleşmesinin gerektiğini dile getirdi.
Enerjide dışa bağımlılığın azaldığını, ihracata çok güçlü teşvikler verdiklerini, bu sayede 2026’da cari açığın yüzde 2,2 civarına düşeceğini ve bu dış yükümlülük gerektirmeden finanse edilebileceğini söyleyen Bakan Şimşek, “OVP uygulanmasıyla, enflasyonun tek haneye düşmesiyle birlikte küresel doğrudan yatırımların milli gelire oranla yüzde 2’ye çıkabileceğine inanıyorum., Yüzde 2 cari açığı borç almadan kalıcı uzun vadeli kaynak girişiyle finanse edebiliriz” dedi.
Kişi başı milli gelirde 85 milyon üstü nüfusu olan ülkelerin Türkiye dahil 6 olduğunu ve 80 milyon nüfus sınırı baz alındığında Türkiye’nin birinci olduğunu söyleyen Şimşek, yerel yatırımcıların portföy tercihlerinin de rezerv artışında önemli olduğunu kaydetti. Şimşek bu tercihin önümüzdeki dönemde ağırlıklı olarak TL varlıklar olacağına inandıklarını belirterek “Altın hariç yüzde 2’yi yakalamış durumda. Altın bir finansal varlık ama dövizle almak zorunda olduğunuz için altın ithalatı normalleşirse cari açıkta sürdürülebilirliği yakalamış oluruz. İhracata bizim çok ciddi desteğimiz var, mayıs ayına göre reeskont kredilerin limitini 10 kat arttırdık. Büyük ihtimalle ocaktan itibaren bunu daha da artıracağız, faizini yüzde 25,9 ile sınırladık. İhracatçının yüzde 40 döviz satma zorunluluğunu önümüzdeki aylarda değerlendireceğiz Eximbank’ın sermayesini yaklaşık yüzde 50 arttırdık ama yeterli bulmuyoruz” diye konuştu.
Hizmet ihracatındaki yüzde 50 matrah indirimini yüzde 80’e çıkaracaklarını söyleyen Şimşek ihracatçının böylece yüzde 5’lik düşük bir kurumlar vergisiyle karşı karşıya olduğunu da hatırlattı.
“Sürdürülebilir cari açık, makro finansal istikrar, rezerv birikimi daha istikrarlı güçlü büyüme, uluslararası doğrudan yatırım artışı ve kredibilite artışı bunların hepsini sağlayacağız. Çok kapsamlı yapısal reform gündemimiz var” diyen Şimşek, reformların saç ayağı varsa birinin dezenflasyon, birinin mali disiplin, birinin de yapısal dönüşüm olduğunu kaydetti.
Programın çalıştığının ilk sonucunun risk priminin düşmesinde görüldüğünü vurgulayan Bakan Şimşek, şöyle devam etti: “Bu gerçekten bu önemli. Bu bizim fonlama maliyetimizi, dış borç maliyetimizi belirleyen önemli bir unsur. Dolayısıyla şu anda 284’teyiz gelecek sene arzuladığımız nokta 200’ün altı mutlaka. Çünkü o zaman aynı vadede örneğin ABD tahvilleri o gün yüzde 3,5 ise kamu olarak biz yüzde 5 civarında maliyetle kaynağa erişebiliriz. Bu çok değerli. Bizde mayıs sonrası CDS düşüş 415 puanken gelişmekte olan ülkelerde düşüş 87 puan olmuş. Tahvil spreadleri yani borçlanırken aynı vadede ABD tahviline oranla bizim ödediğimiz ilave fark da önemli bir husus. Öncesinde gelişmekte olan ülkeler Türkiye’nin altında bizden daha ucuza borçlanırken, şimdi Türkiye, gelişmekte olan ülkelere göre çok daha görünür şekilde ucuza borçlanıyor.”
Gelecek sene fon akışı da iştah artacak
Kur oynaklığının gelişmekte olan ülkelerin oynaklık bandının en altında olduğunu vurgulayan Şimşek, mayısta bu oynaklık yüzde 557 seviyesindeyken, şu anda yüzde 7-8 civarına gerilediğini kaydetti.
Şimşek, şöyle devam etti: “Çok dolaştınız Türkiye’ye para gelmiyor dediler, biz kimseden para istemedik zaten piyasa bizi kolluyor. Paraya ihtiyacımız yok dedim. Türkiye’de acil bir dış kaynağı ihtiyacı var, gelin demedik. Programı anlatıp gelin yatırım yapın Türkiye’ye dedik. Fakat piyasalara haziran ekim arası 4,7 milyar dolarlık giriş var. Dördüncü çeyrek çok farklı değildir, sonuç itibariyle Türkiye’ye çok ciddi dozda kaynak girişi var.”
Gelecek yıl bazılarına göre mart bazılarına göre mayıs itibariyle küresel faizlerin inmeye başlamasıyla birlikte Türkiye gibi çok güçlü hikayesi olan ülkelere hem risk iştahının artacağını hem de fon akışının artacağını ve maliyetlerin de makul seviyelere ineceğini söyleyen Şimşek, “Gerçekten program çalışıyor. Cari açıkta düşüş başladı, mayısta 60 milyar dolara kadar çıkmıştı, şimdi yılı 44-45 milyar dolar civarında açıkla kapatacağız. Hala yüksek ama üçte ikisi altın kaynaklı... Dolayısıyla cari açık sürdürülebilir bir patikaya doğru evrilmiş durumda” diye konuştu.
Merkez Bankası hem brüt hem net rezervlerin seçimden sonra çok hızlı şekilde arttığını brüt rezervlerin 142,5 milyar dolar, swapları ayırmazsanız net rezervlerin 38 milyar dolar artıda olduğunu belirten Şimşek, uluslararası normlara göre yurtdışından alınan swaplar çıkartılsa orada bile Türkiye’nin rezervlerinin yaklaşık 17-18 milyar dolar arttığını vurguladı. Rezerv noktasında Türkiye’nin elinin güçlendiğini, kırılganlığın azaldığını söyleyen Şimşek, “Henüz yolun başındayız. İnanıyorum ki cari açıktaki daralma, porftöy tercihleri, yurtdışından fon akışıyla birlikte daha kalıcı şekilde rezerv artışı devam edecek. İyileşme çok net devam ediyor” dedi.
Türkiye’ye not artışı gelecek
Şimşek, not görünümünde iyileşme bulunduğunu, bunun önemli ama yetersiz olduğunu Türkiye’nin not artışını hak ettiğini vurgulayarak şunları söyledi: “Türkiye’nin dış borcunun fiyatlaması iki veya üç kademe yüksek nota tekabül ediyor. Reyting kuruluşları gelişmeleri not etmişler, teşekkür ediyoruz. Ama piyasa onların çok önünde. Piyasa fiyatlaması mevcut notların iki üç kademe üzerinde, dolaysıyla devamı gelecek. Not artışı gelecek. Türkiye büyük potansiyeli olan çalışma çağındaki nüfusu çok önemli. Milli gelirimiz yıl sonunda 1,1 trilyon dolar civarında olacak. Bu önemli bir eşik, satın alma gücü paritesiyle zaten Türkiye dünyanın 11’inci sırasında en büyük ekonomilerden biri. Önümüzdeki yıllarda küresel yatırımcılar niye Türkiye’de değiliz, ihmal edilemez önemli ekonomi demeye başlayacaklar. Ama bir şart var sabretmemiz lazım. Sabır ve kararlılıkla OVP’ye, taahhütlere bütün kesimlerin destek vermesiyle o noktaya geleceğiz. O noktaya geldiğinizde sizin finansmana erişim diye probleminiz olmayacak. Bankalar sizin peşinizden koşacak. Enflasyonu tek hareye indirdiğimizde sermaye piyasaları çok önemli alternatif alan olarak karşımıza çıkacak. Dolayısıyla biraz sabır ve kararlık. Biz bunu başaracağız. Hep birlikte toplumsal dayanışma ve desteğe ihtiyaç var. Programlar bu şekilde başarılır. Programlar sadece teknik birer doküman değildir gerçekçi olduğu oranda kararlılıkla uygulandığı ve toplumsal desteği kazandığı zaman başarılı olur. Biz bunu başarabiliriz.” dedi
Yorumlar
Yorum Yapın
İlginizi Çekebilir
AK Partili Belediyelerde Eş Zamanlı Buluşma: Halkla 1. Yıl Değerlendirmesi

HABER/HASAN MESUT EKMEN
AK Partili belediyeler, yerel yönetimlerde geçen bir yılın ardından, halkla bütünleşen ve şeffaf yönetişim anlayışı çerçevesinde 19 Nisan Cumartesi günü anlamlı bir etkinliğe imza atacak.
AK Parti çatısı altındaki tüm belediyelerde eş zamanlı olarak düzenlenecek programda, belediye başkanları vatandaşlarla birebir buluşacak. Bu buluşmalarda, halkın soruları, önerileri ve talepleri doğrudan muhataplarına iletilecek.
Partiden yapılan açıklamada, bu buluşmaların “çözümün bir parçası olarak birlikte üretme” anlayışıyla şekilleneceği belirtildi. AK Partili belediyelerin hizmet odaklı çalışmalarını, 1 yılın sonunda halkla birlikte değerlendirecek olan başkanlar, yerel yönetimde katılımcı demokrasiye örnek teşkil edeceklerini vurguladı.
📍 Etkinlik Tarihi: 19 Nisan 2025, Cumartesi
📌 Yer: Tüm AK Partili Belediyeler
🗣 Katılımcılar: Belediye Başkanları ve Vatandaşlar
Yılmaz Tunç: "Adaletle Güçlenen İstikrarla Kalkınan Bir Türkiye Hedefliyoruz"

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türkiye’nin adalet sistemi ve ekonomik kalkınması üzerine önemli açıklamalarda bulundu. Tunç, “Adaletle güçlenen istikrarla kalkınan ve büyüyen bir Türkiye için çalışıyoruz” diyerek bakanlığının öncelikli hedeflerini net bir şekilde ortaya koydu. Bu vizyon doğrultusunda atılacak adımların ülke genelinde hukukun üstünlüğünün sağlanması ve ekonomik istikrarın desteklenmesi amacıyla hayata geçirileceği belirtildi.
Adalet Sistemindeki Reformlar
Bakan Tunç, adalet sisteminin etkinliğini artırmak için bir dizi reformun üzerinde çalışıldığını vurguladı. Bu reformların arasında duruşma süreçlerinin hızlandırılması, yargı personelinin eğitimi ve teknolojik altyapının güçlendirilmesi gibi önemli başlıklar yer alıyor. Özellikle son yıllarda mahkeme kararlarının icra edilmesindeki gecikmelerin önüne geçmek için yeni düzenlemeler yapıldığına dikkat çekildi.
Ekonomik Kalkınma ve Adaletin İlişkisi
Adalet Bakanı, adaletin ekonomik kalkınma ile doğrudan ilişkili olduğunu belirterek, şeffaf ve güvenilir bir hukuki zeminin yatırım ortamını iyileştireceğini ifade etti. Bu bağlamda, ticaretin kolaylaştırılması, sözleşmelerin ihlallerine karşı etkin koruma sağlanması ve fikri mülkiyet haklarının güvence altına alınmasının ekonomik büyüme için kritik öneme sahip olduğu vurgulandı.
Hukukun Üstünlüğü İlkesi
Tunç, bakanlık olarak hukukun üstünlüğü ilkesini her zaman ön planda tuttuklarını belirtti. Bu ilke çerçevesinde, vatandaşların hak ve özgürlüklerinin korunması, yargı bağımsızlığının sağlanması ve adalete erişimin kolaylaştırılması gibi konularda hassasiyet gösterdiklerini ifade etti. Ayrıca, uluslararası hukuk normlarına uygun hareket ederek Türkiye’nin hukuki saygınlığını artırmayı hedeflediklerini söyledi.
Örnek Uygulamalar
Bakan Tunç'un açıklamalarına göre, adalet sistemini güçlendirmek için başlatılan bazı projeler şunlardır:
- Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yöntemleri (AUÇY): Mahkemelerin yükünü hafifletmek ve uyuşmazlıkların daha hızlı çözülmesini sağlamak amacıyla AUÇY’nin yaygınlaştırılması.
- E Duruşma Sistemi: Duruşma süreçlerini dijitalleştirmek, şeffaflığı artırmak ve zamandan tasarruf sağlamak için e-duruşma sisteminin geliştirilmesi.
- Yargı Personeli Eğitimi: Hakimler, savcılar ve diğer yargı personelinin güncel hukuk mevzuatı ve yargılama teknikleri konusunda eğitilmesini sağlayacak programların düzenlenmesi.
Tunç, bu projelerin Türkiye’nin adalet sistemini daha etkin, verimli ve güvenilir hale getirmeyi amaçladığını belirtti.
İstanbul'da 3. Uluslararası Yeditepe Bienali Başladı

İstanbul'da 3. Uluslararası Yeditepe Bienali açıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bienalin ülkemize ve kültür sanat camiasına hayırlar getirmesini diledi. Gelenekselleşen etkinlik, bu yıl 15 farklı ülkeden 263 sanatçının 215 eserine ev sahipliği yapıyor.
Bienalde Yer Alan Eserler
Yeditepe Bienali, geniş bir yelpazede sanatsal çalışmaya yer veriyor. Resim, heykel, seramik, gravür gibi farklı disiplinlerdeki eserler, sanatseverlerin ilgisini çekmeyi hedefliyor. Bienale katılan sanatçılar arasında Türkiye'den ve dünyadan önde gelen isimler bulunuyor.
Etkinlik 2 Ay Sürecek
Bienal kapsamında çeşitli yan etkinlikler de düzenlenecek. Sanatçı söyleşileri, atölye çalışmaları ve panel tartışmaları ile bienalin zengin içeriği daha da genişletiliyor. Bu etkinliklerin amacı, sanatseverlerle sanatçılar arasında etkileşim kurmak ve sanata olan ilgiyi artırmak.
2 ay boyunca sürecek bienal, İstanbul'un kültürel yaşamına önemli bir katkı sağlaması bekleniyor. Bienalin, yerli ve yabancı turistler tarafından yoğun ilgi göreceği tahmin ediliyor. Etkinlik, sanatın evrenselliğini vurgularken, farklı kültürlerin etkileşimine de zemin hazırlıyor.
Çatalca Belediyesi, 18 Nisan Uluslararası Anıtlar ve Sitler Günü'nü Kutladı

Çatalca ilçesinde tarihi ve kültürel mirasın korunması amacıyla yapılan çalışmalarla bilinen Çatalca Belediyesi, 18 Nisan Uluslararası Anıtlar ve Sitler Günü dolayısıyla bir açıklama yaptı. Açıklamada, ilçenin zengin tarihi dokusuna dikkat çekilerek, geçmişten günümüze uzanan mirası koruma ve gelecek nesillere aktarma çabalarının devam edeceği vurgulandı.
Çatalca'nın Tarihi Dokusu
Çatalca, İstanbul'a yakın konumu ve tarihi boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapması sebebiyle önemli bir kültürel mirasa sahip. İlçe sınırları içerisinde bulunan antik kalıntılar, tarihi camiler, kiliseler ve Osmanlı döneminden kalan eserler, Çatalca’nın geçmişine ışık tutuyor. Özellikle Çatalca Kalesi, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde stratejik öneme sahip olmuş ve günümüze kadar korunmuş önemli bir yapı olarak dikkat çekiyor.
Belediye'nin Miras Koruma Çalışmaları
Çatalca Belediyesi, tarihi yapıların restorasyonu ve bakımına büyük önem veriyor. Son yıllarda yapılan çalışmalarla birçok tarihi eser restore edilerek turizme kazandırıldı. Bunlar arasında;
- Tarihi Çatalca Merkez Camii'nin minare onarımı
- Köy içindeki eski taş evlerin cephelerinin yenilenmesi
- Roma dönemine ait kalıntıların bulunduğu alanlarda arkeolojik kazı çalışmaları desteklenmesi
Geleceğe Yönelik Hedefler
Belediye yetkilileri, 18 Nisan Uluslararası Anıtlar ve Sitler Günü vesilesiyle yaptıkları açıklamada, kültürel mirasın korunması konusunda daha fazla adım atacaklarını belirtti. Çatalca'nın tarihi değerlerinin tanıtımı için çeşitli etkinliklerin düzenleneceği, yerel halkın ve turistlerin bu eserlere olan ilgisinin artırılmasının hedeflendiği ifade edildi. Ayrıca, genç nesillerin tarihi bilincini güçlendirmek amacıyla okullarda yönelik eğitim programlarının da planlandığı öğrenildi.
Çatalca Belediyesi'nin açıklaması, ilçenin tarihi ve kültürel mirasına verilen önemin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. İlçe sakinleri ise belediyenin bu çalışmalarını takdirle karşılıyor ve Çatalca’nın geçmişten günümüze taşıdığı değerlerin korunmasına destek veriyor.
Beylikdüzü Belediyesi'nden Genç Sporculara Destek

Beylikdüzü Belediyesi, genç sporcuların hayallerine ulaşmalarına destek olmak amacıyla düzenlediği Spor Akademileri Sınavlarına Hazırlık Kurslarına kayıtlar devam ediyor. Bu kurslar, spor alanında eğitim almak isteyen ve çeşitli üniversitelerin beden eğitimi öğretmenliği veya spor bilimleri bölümlerini hedefleyen öğrencilere yönelik kapsamlı bir hazırlık imkanı sunuyor.
Kursların İçeriği ve Hedef Kitle
Hazırlık kursları, sınavda başarıya ulaşmak için gerekli olan teorik bilgilerin yanı sıra pratik uygulamaları da içeriyor. Kurs programı; anatomi, fizyoloji, spor psikolojisi, antrenman metodları gibi konularda uzman eğitmenler tarafından veriliyor. Özellikle son yıllarda spor alanına olan ilgi ve üniversitelerin bu bölümlere olan talebi göz önünde bulundurulduğunda, kurslar öğrencilere önemli bir avantaj sağlıyor.
Kayıt İşlemleri ve İletişim Bilgileri
Kurslara kayıt yaptırmak isteyen adayların, 444 09 39 numaralı çağrı merkezinden 7948 nolu dahiliden bilgi alabileceği belirtildi. Kayıt sürecinde öğrencilerin, gerekli belgeleri hazırlamaları ve belirlenen tarihler arasında başvurularını tamamlamaları gerekiyor. Beylikdüzü Belediyesi yetkilileri, kursların kontenjanının sınırlı olduğunu ve başvuru yapacak adayların acele etmelerini tavsiye ediyor.
Beylikdüzü'nde Sporun Teşvik Edilmesi
Beylikdüzü Belediyesi, sporun teşvik edilmesi ve gençlerin sağlıklı yaşam alışkanlıkları kazanması amacıyla çeşitli projeler yürütüyor. Bu kapsamda düzenlenen hazırlık kursları, öğrencilerin hem akademik başarılarını desteklemeyi hem de spor yeteneklerini geliştirmeyi amaçlıyor. Belediye tarafından hayata geçirilen bu tür çalışmalar, ilçe genelinde sporun daha geniş kitlelere ulaşmasına katkıda bulunuyor.
- Kurslar uzman eğitmenler tarafından veriliyor
- Sınav içeriğine uygun ders anlatımı yapılıyor
- Pratik uygulamalarla öğrencinin başarısı destekleniyor
İsrail'in Filistin Politikalarına Tepkiler Artıyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’in Filistin topraklarında sürdürdüğü politikaları eleştirdi. Yaptığı açıklamada, yıllardır özgürlük, hak ve hukuktan bahsedenlerin, İsrail'in uyguladığı katliam politikası karşısında sessiz kaldığını belirtti. Bu durumun, uluslararası arenada çifte standartlara işaret ettiğini vurguladı.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Vurgusu
Erdoğan, açıklamasında İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ne atıfta bulunarak, bu beyannamenin prensiplerinin İsrail tarafından ihlal edildiğini savundu. Filistin topraklarında yaşanan olayların, temel insan haklarına aykırı olduğunu ve uluslararası toplumun bu duruma sessiz kalmasının kabul edilemez olduğunu ifade etti.
Batılı Devletlere Eleştiri
En ufak bir olayda ambargo uygulayan Batılı devletlerin, İsrail’e karşı neden aynı tavrı sergilemediği sorusunu yöneltti. Bu durumun, uluslararası ilişkilerdeki adaletsizliği gözler önüne çıkardığını belirtti. Uluslararası hukuk ve insan hakları ilkeleri çerçevesinde, tüm ülkelerin eşit mesafede olması gerektiğinin altını çizdi.
Filistin'de Yaşanan Son Durum
Filistin topraklarında yaşanan gerginlikler son zamanlarda artış gösterdi. İsrail ordusunun düzenlediği operasyonlar ve Filistinlilerin tepkileri, bölgedeki durumu daha da karmaşık hale getiriyor. Bu gelişmelerle birlikte uluslararası toplumdan gelen çağrılar, çatışmanın tırmanmasını engellemeye yönelik diplomatik çabaları içeriyor.
- İsrail'in Filistin politikalarına yönelik eleştiriler
- Uluslararası hukuk ihlalleri iddiaları
- Batılı devletlerin tutumu sorgulanıyor
ABD, Suriye'den Askerlerini Çekmeye Başladı

New York Times gazetesinin haberine göre ABD, Suriye’den yüzlerce askerini geri çekmeye başladı. Gazete, bu bilgiyi iki üst düzey ABD yetkilisine dayandırarak, Pentagon’un Suriye’nin kuzeydoğusundaki 8 üsten 3’ünü kapatmayı planladığını belirtti. Bu hamle, bölgedeki güvenlik dinamiklerini etkilemesi beklenen önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
Geri Çekilmenin Kapsamı ve Detayları
ABD'nin Suriye'deki askeri varlığı yaklaşık 2 bin askerden oluşuyor. Geri çekilme planı kapsamında, öncelikle kuzeydoğu bölgesindeki üslerin kapatılması hedefleniyor. Bu üsler, IŞİD ile mücadelede önemli bir rol oynadı ve bölgedeki Kürt güçlerine destek sağlıyordu. Yetkililer, geri çekilmenin kademeli olarak gerçekleşeceğini ve operasyonel ihtiyaçlara göre takvimin belirleneceğini ifade ediyorlar.
Geri Çekilme Kararının Ardındaki Nedenler
ABD'nin Suriye'den askerlerini çekme kararı, çeşitli faktörlerin bir araya gelmesiyle alındı. Bunlar arasında:
- IŞİD’in askeri olarak yenilmesi
- Bölgedeki istikrarsızlığın artması
- ABD’nin iç politik önceliklerinin değişmesi
yer alıyor. Birçok analist, bu kararın ABD'nin Suriye politikasında bir dönüm noktası olduğunu ve bölgedeki güç dengelerini değiştirebileceğini vurguluyor.
Bölgesel Etkiler ve Olası Senaryolar
ABD askerlerinin geri çekilmesi, Suriye’deki mevcut durumu karmaşıklaştırabilir. Özellikle Kürt grupların güvenliği konusunda endişeler artıyor. Geri çekilmenin ardından bölgede farklı aktörlerin güçlenmesi ve çatışmaların yeniden alevlenmesi riski bulunuyor. Uzmanlar, Türkiye'nin bu süreçte daha aktif bir rol oynayabileceğini belirtiyorlar. Ayrıca, Rusya ve İran’ın da Suriye’deki etkisini artırma potansiyeli değerlendiriliyor.
ABD’li yetkililer, geri çekilmenin IŞİD ile mücadeleyi zayıflatmayacağını, bölgedeki ortaklarla koordineli bir şekilde hareket edileceğini vurguluyor. Ancak, bu konuda henüz net bir strateji kamuoyuyla paylaşılmadı. Suriye'deki durumun gelişimi, önümüzdeki dönemde yakından takip edilecek.
6 Farklı Organize Suç Örgütü Üyesi Operasyonla Çökertildi: 158 Şüpheli Yakalandı

İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, 6 farklı organize suç örgütüne yönelik eş zamanlı operasyonlar düzenlendi. Operasyonlarda toplam 158 şüpheli gözaltına alındı. Operasyonların Adana, İstanbul, Antalya ve İzmir illerinde gerçekleştirildiği belirtildi.
Elebaşılardan Yurt Dışı Bağlantıları
Operasyonun merkezinde, farklı şehirlerde faaliyet gösteren organize suç örgütlerinin elebaşıları yer alıyor. Adana'da S.B., İstanbul'da H.Y. ve B.B., Antalya'da A.B., İzmir'de ise S.A.'nın yurt dışında olduğu ve U.G.’nin cezaevinde bulunduğu tespit edildi. Yurt dışından talimat verdiği iddia edilen bu elebaşlarının, Türkiye'deki suç faaliyetlerini yönettiği öne sürülüyor.
Operasyonların Kapsamı
Yapılan operasyonlar çerçevesinde çeşitli suç unsurlarına el konulduğu bildirildi. Bu kapsamda şüphelilerin ev ve iş yerlerinde yapılan aramalarda uyuşturucu madde, silah, sahte belge ve nakit para ele geçirildi. Yetkililer, operasyonların organize suç örgütlerinin finans kaynaklarını kurutmaya yönelik olduğunu vurguladı.
Şüphelilerin Tutukluluk Durumu
Gözaltına alınan 158 şüphelinin emniyetteki işlemleri devam ediyor. Şüphelilerden bir kısmının çıkarıldığı mahkemece tutuklandığı, diğerlerinin ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığı öğrenildi. Operasyonun ardından bölgedeki güvenlik güçleri, organize suç örgütlerine yönelik takibini sürdürüyor.
Organize Suçla Mücadele Devam Edecek
İçişleri Bakanlığı yetkilileri, organize suçlarla mücadelede kararlılıkla devam edileceğini vurguladı. Vatandaşların huzur ve güvenliğini sağlamak amacıyla bu tür operasyonların sıklıkla gerçekleştirileceği belirtildi. Yetkililer ayrıca, organize suç örgütlerinin eylemlerine karışan herkesin adalet önüne çıkarılacağını ifade etti.
ABD Dışişleri Bakanından Rusya-Ukrayna Savaşı İçin Zaman Uyarısı

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın taraflarına ve Avrupa’ya “zamanlarının daraldığı” mesajını verdi. Yapılan açıklamada, savaşın sona erdirilmesinin mümkün olup olmadığının kısa sürede belirlenmesi gerektiği vurgulandı.
Savaşın Sonu İçin Belirleyici Anlar
Rubio, "Savaşı sona erdirmenin mümkün olup olmadığını belirlememiz gerekiyor. Netleştirmek için birkaç günden bahsediyoruz," ifadelerini kullandı. Bu açıklama, savaşın seyrini değiştirebilecek kritik bir döneme girildiğine işaret ediyor. Diplomatik çabaların ve müzakerelerin bu kısa zaman dilimi içerisinde yoğunlaşması bekleniyor.
Alternatif Senaryo: Başkan Trump'a Dönüş
Rubio, savaşın sona erdirilmesinin mümkün olmadığı takdirde ise eski Başkan Donald Trump’ın devreye girebileceği sinyalini verdi. Bu durum, ABD dış politikasında olası bir değişikliğe ve yeni bir stratejiye işaret ediyor. Savaşın uzaması halinde, farklı aktörlerin arabuluculuk rolü üstlenmesi ihtimali gündeme gelebilir.
Avrupa'ya Yönelik Uyarı
Rubio’nun Avrupa’ya yönelik “zamanınız bitiyor” mesajı ise kıta üzerindeki güvenlik kaygılarını artırdı. Bu uyarı, Avrupa ülkelerinin enerji bağımlılığı ve savunma stratejileri konusunda daha hızlı adımlar atması gerektiğini gösteriyor. Avrupa'nın Rusya
- Savaşın sona erdirilmesi için birkaç günün belirleyici olacağı vurgulandı.
- Eski Başkan Trump’ın devreye girebileceği sinyali verildi.
- Avrupa'ya yönelik zaman uyarısı yapıldı.
Galatasaray'ın Bodrum FK Maçında Alman Hakem Görev Yapacak

Süper Lig’de heyecan devam ediyor. Galatasaray, deplasmanda karşılaşacağı Bodrum FK maçında hakem Markus Schmidt tarafından yönetilecek. Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Merkez Hakem Kurulu (MHK), kritik mücadele için yapılan hakem atamasını duyurdu.
VAR Merkezi'nde Alman İsmi
Galatasaray’ın 2023 2024 sezonunda oynayacağı Bodrum FK karşılaşmasında, VAR merkezinde de Alman bir isim görev alacak. Bu durum, maçın hakem kararlarının daha yakından inceleneceği anlamına geliyor. MHK tarafından yapılan açıklamada, hakem Schmidt'in deneyimli ve uluslararası arenada da görev yapmış bir hakem olduğu vurgulandı.
Maç Öncesi Hazırlıklar
Galatasaray, Bodrum FK karşılaşması için hazırlıklarını tüm hızıyla sürdürüyor. Teknik direktör yönetimindeki antrenmanlarda oyuncular, taktiksel çalışmalar yapıyor ve fiziksel olarak kendilerini geliştiriyor. Bodrum FK da kendi sahasında Galatasaray'ı ağırlamak için yoğun bir hazırlık süreci izliyor.
Süper Lig'de Hakem Uygulamaları
Son yıllarda Süper Lig’de hakem uygulamalarında VAR sistemi önemli bir rol oynuyor. Özellikle tartışmalı pozisyonlarda hakemlerin doğru kararlar vermesine yardımcı olan bu sistem, ligin kalitesini artırmayı hedefliyor. MHK, hakem atamalarını yaparken deneyimi ve performansı göz önünde bulunduruyor.
- Galatasaray, Süper Lig'de şu ana kadar oynadığı maçlarda başarılı bir performans sergiliyor.
- Bodrum FK ise ligdeki ilk sezonunda dikkat çekici sonuçlar elde etti.
- Hakem Markus Schmidt daha önce birçok önemli karşılaşmayı yönetti.
İlk Yorum yapan siz olun!