CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, TBMM Genel Kurulu'nda, "TÜİK’in gelir dağılımı istatistiklerine göre, en yüksek gelire sahip yüzde 20’lik kesimin toplam gelirden aldığı pay, önceki yıla göre de 1,3 puan artarak yüzde 48’e çıkmış, buna karşılık, en düşük yüzde 20 ancak yüzde 6 alabilmiş. Başka bir deyişle, iktidarınız ve yandaşlarınız hızla zenginleşirken, bal tutan parmağını yalarken vatandaş avucunu yalamaya devam etmiş. Diyoruz ya, hep söylüyorsunuz, yaparsa AKP yapar. Türkiye’yi Sefalet Endeksi’nde dünyada ilk 10’a soktunuz, önünüzde Zimbabve, Suriye, Sudan, Yemen gibi ülkeler var. Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokacaktınız, en sefil 10 ülkesinden biri yaptınız; yaparsa AKP yapar, bu utanç da sizin" dedi. Hükümetin politikalarını da eleştiren Günaydın, "Emevi Camisi’nde cuma namazı kılacağız diye, yine emperyalizmin maşası haline gelerek Suriye'ye Irak’a yapılan bütün operasyonlara destek verdiniz. 10 milyon mülteciden başka ne kaldı elinizde? Oralarda öldürülen masum insanlardan başka ne kaldı elinizde? Şimdi 10 milyon mültecinin para karşılığı bakıcılığını yapıyorsunuz; bu memleketi gerçekten bu hale düşürdünüz. Şimdi, 'bu can bu bedende', 'bu fakir bu görevde oldukça' diye başlayan nutuklarınız hep Türkiye’ye pahalıya patladı. 30 askerimizi şehit edenlerin kapısında beklediniz. Rahmetli Ecevit’in Clinton karşısında duruşuyla alay etmeye kalkarken, Ecevit-Erbakan ikilisinin Kıbrıs’ta yazdığı destanı görmezden geldiniz. Afyon’da afyon tarlalarına yazılan efsaneyi unuttunuz. Sonra size Beyaz Saray’dan beyzbol sopası gösterdiler, gıkınızı çıkaramadınız; sonra size zehir zemberek mektuplar yazdılar, cevap bile veremediniz" diye konuştu.

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, TBMM Genel Kurulu'nda, "TÜİK’in gelir dağılımı istatistiklerine göre, en yüksek gelire sahip yüzde 20’lik kesimin toplam gelirden aldığı pay, önceki yıla göre de 1,3 puan artarak yüzde 48’e çıkmış, buna karşılık, en düşük yüzde 20 ancak yüzde 6 alabilmiş. Başka bir deyişle, iktidarınız ve yandaşlarınız hızla zenginleşirken, bal tutan parmağını yalarken vatandaş avucunu yalamaya devam etmiş. Diyoruz ya, hep söylüyorsunuz, yaparsa AKP yapar. Türkiye’yi Sefalet Endeksi’nde dünyada ilk 10’a soktunuz, önünüzde Zimbabve, Suriye, Sudan, Yemen gibi ülkeler var. Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokacaktınız, en sefil 10 ülkesinden biri yaptınız; yaparsa AKP yapar, bu utanç da sizin" dedi. Hükümetin politikalarını da eleştiren Günaydın, "Emevi Camisi’nde cuma namazı kılacağız diye, yine emperyalizmin maşası haline gelerek Suriye'ye Irak’a yapılan bütün operasyonlara destek verdiniz. 10 milyon mülteciden başka ne kaldı elinizde? Oralarda öldürülen masum insanlardan başka ne kaldı elinizde? Şimdi 10 milyon mültecinin para karşılığı bakıcılığını yapıyorsunuz; bu memleketi gerçekten bu hale düşürdünüz. Şimdi, 'bu can bu bedende', 'bu fakir bu görevde oldukça' diye başlayan nutuklarınız hep Türkiye’ye pahalıya patladı. 30 askerimizi şehit edenlerin kapısında beklediniz. Rahmetli Ecevit’in Clinton karşısında duruşuyla alay etmeye kalkarken, Ecevit-Erbakan ikilisinin Kıbrıs’ta yazdığı destanı görmezden geldiniz. Afyon’da afyon tarlalarına yazılan efsaneyi unuttunuz. Sonra size Beyaz Saray’dan beyzbol sopası gösterdiler, gıkınızı çıkaramadınız; sonra size zehir zemberek mektuplar yazdılar, cevap bile veremediniz" diye konuştu.
TBMM Genel Kurulu’nda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi ile Sayıştay raporlarının görüşmeleri devam ediyor. TBMM Genel Kurulu'nda bugün 2024 bütçesi üzerindeki son konuşmalar yapılıyor. Bütçenin tümü üzerine söz alan CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, şunları söyledi:
"KİŞİ BAŞINA GELİRDE SİZ EN AZINDAN ON BEŞ YILDIR YERİNİZDE SAYIYORSUNUZ"
"Sık sık büyüme rakamlarından bahsediyorsunuz, ekonomik analize fırsat vermeyen bir yalnızlık içinde anlatıp duruyorsunuz. Size göre artan jeopolitik risklere, dünyada gelişen iktisadi krizlere, darbe girişiminin hâlâ süren etkilerine rağmen AKP bir büyüme efsanesi yaratmış. Bakalım, veriler bunu teyit ediyor mu? Türkiye Zincirlenmiş Hacim Endeksine göre, 1923-2023 döneminde yüzde 5,4 büyümüş ortalama, dönemsel bazda en yüksek büyüme oranı 1923-1929 arasında ve yüzde 7,3 olarak gerçekleşmiş. Daha sonra, düşünelim, 1929'daki Büyük Ekonomik Buhran, İkinci Dünya Savaşı, petrol krizi, koalisyonlar, askeri darbeler, kapitalizmin birikim krizleri, bütün bunların hepsini toplayın Cumhuriyet dönemi boyunca yüzde 5’in üzerinde bir büyüme temposu ortaya koyabilen bir ekonomiden söz ediyoruz.
2003-2008 döneminde yüzde 6,21 büyümüşsünüz, 2009-2023 dönemi büyümeniz Cumhuriyet dönemi toplam büyümesinin gerisinde yüzde 5,15. Demek ki ortada Türkiye'nin tarihsel büyüme oranını yakalayabilen bir büyüme temponuz yok, övünülebilecek bir şey yok. Büyümenin kalkınmaya dönüşüp dönüşemediğini iki rakamdan bakarız. Bir, acaba kişi başına geliri nasıl çerçevelenmiş? Yetmez, bölüşüm ilişkilerine odaklanmanız lazım. O halde Gini katsayısına bakmamız lazım. Türkiye'nin 2008 yılı kişi başına gayrisafi yurt içi hasılası 11 bin 18 dolar, 2022 için bu rakam 10 bin 659 dolar olarak gerçekleşmiş, 2023’te de 12 bin 415 dolar olacak. Demek ki kişi başına gelirde siz en azından on beş yıldır yerinizde sayıyorsunuz.
"TÜRKİYE’Yİ SEFALET ENDEKSİ’NDE DÜNYADA İLK 10’A SOKTUNUZ"
TÜİK’in gelir dağılımı istatistiklerine göre, en yüksek gelire sahip yüzde 20’lik kesimin toplam gelirden aldığı pay, önceki yıla göre de 1,3 puan artarak yüzde 48’e çıkmış, buna karşılık, en düşük yüzde 20 ancak yüzde 6 alabilmiş. Başka bir deyişle, iktidarınız ve yandaşlarınız hızla zenginleşirken, bal tutan parmağını yalarken vatandaş avucunu yalamaya devam etmiş. Diyoruz ya, hep söylüyorsunuz, yaparsa AKP yapar. Türkiye’yi Sefalet Endeksi’nde dünyada ilk 10’a soktunuz, önünüzde Zimbabve, Suriye, Sudan, Yemen gibi ülkeler var. Sefalet Endeksi’nin nasıl hesaplandığı, sitelerine girerseniz bilimsel olarak orada yazıyor. Danışmanlarınız var, elinizin altında bir bürokrasi var, hesap edin, deyin ki: 'Bunlar yalan söylüyorlar ya, Türkiye asla o noktada değil.' Niye buna kalkışamıyorsunuz biliyor musunuz? Çünkü gerçeğin ne olduğunu siz de biliyorsunuz. Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokacaktınız, en sefil 10 ülkesinden biri yaptınız; yaparsa AKP yapar, bu utanç da sizin.
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Sayın Fatih Erbakan burada bir konuşma yaptı ve tıpkı babası rahmetli Erbakan gibi faize ayrılan miktarları eleştirdi, bunun bakanlık bütçeleriyle oranlarını da ortaya koydu ama anlayamadığımız bir şekilde, bu konuşmayı yaptıktan sonra bütçeye olumlu oy vereceğini söyledi. '22'nci bütçemiz' diye övünüyorsunuz, burada iç ve dış faiz lobilerine yirmi bir yılda 2 trilyon 189 milyar TL para ödediniz. Bu, 2017'ye kadar her yıl ortalama '50 milyar TL' diye gidiyordu. Sonra canavarlaştı bu rakamlar; 2018'de 74 milyar TL, 2019'da bir yılda 100 milyar TL, 2020’de 134 milyar TL, 2021'de 181 milyar TL, 2022’de 311 milyar TL. Bu senenin bütçesinin ne kadarı faize gidiyor, biliyor musunuz? Tam 632 milyar TL'yi faize veriyorsunuz. Son yirmi bir yılda faiz lobilerine 559 milyar dolar ödediniz. Bu, sizden evvelki hükümetlerin toplam ödediği faizin 2 katı. İktidarınızda her yıl 27 milyar dolar, her ay 2,2 milyar dolar, her gün 73 milyon dolar, her saat 3 milyon dolardan fazla faizi milletin kesesinden aldınız, iç ve dış faiz lobilerinin kesesine attınız.
"YİRMİ İKİ YILDA KİTABINA UYDURMA KONUSUNDA DA EPEY MESAFE KAYDETTİNİZ"
Yirmi bir yılda ne kadar yatırım yapmışsınız? İfade ettiğiniz rakam 540 milyar dolar. Faize ne kadar para ödemiştiniz? 559 milyar dolar. Demek ki siz yirmi bir yılda yatırımdan çok daha yüksek parayı faize vermişsiniz. Siz yirmi bir yılda toplam 13,5 trilyon TL vergi topladınız. Bunu ortalama dolar kuru üzerinden hesapladığınızda, dolar cinsinden ifadesi 3 trilyon dolardır. Bunun üzerine 64 milyar dolar özelleştirmeyi, 500 milyar dolar da kullandığınız borcu eklediğinizde ne görüyorsunuz? 3,5 trilyon dolar gelir kullanmış AKP. Bunun ne kadarını yatırıma çevirdiniz, 540 milyar doları yani gelirinin yalnızca yedide 1’ini yatırıma çevirebilen bir AKP'den bahsediyoruz. Bu kamu ihalelerinden elde ettiğiniz rantla siyaseti nasıl finanse ettiğinizi, medyayı nasıl dizayn ettiğinizi artık sağır sultanlar duydu. Elbette yirmi iki yılda kitabına uydurma konusunda da epey mesafe kaydettiniz.
Sıhhiye’de, birkaç kilometre ötede Ankara Adalet Sarayı var, yepyeni bir bina, sapasağlam bir bina. Adalet Bakanlığı’nın toplam bütçesi de 88 milyar TL. Siz o binayı arkasındaki uygun alana genişletmeyi planlamak yerine yıkmak ve yeniden yapmayı hedefliyorsunuz çünkü yıktığınızın yerine rant üreteceksiniz, yeniden yaparken de başka bir rant üreteceksiniz. Açık ihale mi yaptınız burayı? Yok, açık ihale yapmadınız. Ne yaptınız? Pazarlık usulü. 3 tane firma kıyasıya çarpışmış, kıyasıya rekabet etmiş. Kimmiş bunlar? Biri Kalyon, biri Limak, öbürü de Rönesans. Tanıdık geldi mi? Bu üç firma aralarında kıyasıya çarpışmış ve Rönesans 24 milyar liraya burayı almış. Yani bir tek adalet binası Adalet Bakanlığı bütçesinin yüzde 27’sini yutmuş. Ben şimdi soruyorum: Bu 3 firmadan başka buranın ihalesine girecek ve o binayı yapabilecek firma yok mu Türkiye'de? Acaba bunu pazarlık usulüyle değil de açık ihaleyle yapsaydınız kamunun ne kadar kaynağını esirgemiş olurdunuz? Yapmazsa AKP yapmaz, her zaman 'Yaparsa AKP yapar' demiyoruz. Bazen 'Yapmazsa da yalnızca AKP yapmaz' diyoruz çünkü siz bu kaynakları siyasetin finansmanına kullanıyorsunuz.
"ENFLASYONU YÜZDE 5’E İNDİRECEKTİNİZ, ŞİMDİ ENFLASYON YÜZDE 65"
Çok büyük ihracat kahramanlıkları efsaneleri dinledik. Yirmi bir yılda dış ticaret fazlası verdiğiniz tek bir yıl yoktur. Yirmi bir yılda verdiğiniz dış ticaret açığının toplamı 1,3 trilyon dolardır. İhracatın ithalatı karşılama oranı döneminizin başında yüzde 68’ken bugün yüzde 70’tir. Peki siz bunu nasıl bir ortamda sağladınız biliyor musunuz? Türk lirasının değer kaybında dünya rekoru kırdığı bir dönemde yaptınız, sadece Arjantin pesosuyla yarışabiliyor bu memleket; onun dışındaki bütün para birimlerini çoktan geride bırakmış. Savaş içerisinde olan Rusya'nın para birimine karşı Türk lirası yüzde 55, Ukrayna'nın para birimine karşı yüzde 4 değer kaybetmiş. Peki devalüasyon ne yapar? İhracatınızı ucuzlatır ve rekabet gücünüzü artırır, ithalatınızı pahalılaştırır. İşte, siz böylesine büyük bir devalüasyon ortamında yani üç yılda, doları 8 liradan 30 liraya çıkarabildiğiniz bir dönemde dış ticaret açığını yılda 100 milyar dolara çıkarabilmiş bir hükümetsiniz. Ne kadar övünseniz azdır, bunu da ancak yaparsa AKP yapar.
Türkiye'nin ara malı ve yatırım malı sektörlerini mahvettiğiniz için her birim üretim ve ihracat için mutlaka ithalat yapma zorunluluğunuz var. Dolayısıyla bu yöntemle, üstelik de yüksek teknolojiyle ulaşmamış bir üretim biçimiyle dış ticaret açığını kapatabilmeniz mümkün değil. Türkiye'nin geniş tanımlı işsizlik oranlarına göre memleketin işsizliği yüzde 21'i bulmuş, işsiz vatandaşlarımızın sayısı 8 milyon 143 bin. İlk 10 ekonomi arasına girecektiniz 2023'te, ilk 20’de zor tutunuyorsunuz; 2 trilyon dolar gayrisafi yurt içi hasıla hedeflemiştiniz, yarısını bulamadınız; kişi başına 25 bin dolar gelir vaat ediyordunuz, yarısı gene gerçekleşmedi; 500 milyar dolar ihracatın yarısı olmadı; işsizliği yüzde 5’e indirecektiniz, dar tanımlı yüzde 10, geniş tanımlı yüzde 20; demek ki hepsinde 2 katı bir bozulma var enflasyon hariç. Enflasyonu yüzde 5’e indirecektiniz, şimdi enflasyon yüzde 65.
"KUR KORUMALI MEVDUATA 600 MİLYAR TL GÖMDÜNÜZ"
Son dört yıl içerisinde 4 Merkez Bankası Başkanı, 3 de Maliye Bakanı değiştirdiniz. Bir damat vardı, hatırlıyor musunuz? O damat nerede? Ne diyordu? Kuru baskılamak için arkadan 128 milyar doları sattı, yandaşlarını zengin etti, kuru tutamayınca 'Dolardan size ne, maaşınızı dolarla mı alıyorsunuz?' dedi. Yarattığı felaketin ardında da 'At izi it izine karıştı' diyerek istifa mı etti, yoksa affını mı istedi çok belli olmadı; 10 Kasım 2020'den beri yok. O yok, o keyfine bakıyordur bir yerlerde ama yarattığı tablo her gün vatandaşın mutfağını, cebini yakmaya devam ediyor. Arkasından kimler geldi? Lütfi Elvan geldi. Onu da bir grup toplantısında faizin nasıl kötü bir şey olduğu ve nasıl indirilmesi gerektiği konusunda Erdoğan’ın iktisat bilimine aykırı konuşmalarını alkışlamadığı için görevden aldınız ve yerine, arkasından Mehmet Şimşek geldi. Şimdi, Mehmet Şimşek şunu söyledi: 'İrrasyonel politikalardan vazgeçeceğiz.' Nureddin Nebati nerelerde bilmiyorum, izliyor mu acaba bütçe konuşmalarını? Yaptığı uygulamalar çerçevesinde memleketi bir kur korumalı mevduat hesabı bataklığına sürükledi. Başka bir ülkede bunu söylediğimiz zaman yer yerinden oynar, kur korumalı mevduata 600 milyar TL gömdünüz, 600 milyar TL. Peki, 21 Şubat tarihinde 11 ili yıkan, 1 milyona yakın bağımsız bölümü yerle bir eden depremin konut hasarı ne kadar? Hazine ve Maliye Bakanlığı diyor ki: 1,6 trilyon TL. Yani siz deprem zararının yüzde 40’ını yalnızca kur korumalı mevduatla verdiniz. Birincisi doğal afet, ikincisi AKP; arada böyle bir fark var işte. Evet, yaparsa AKP yapar diyoruz.
Ekonomide 'Türkiye modeli' diye sattığınız hayal, dış ticaret açığını ve işsizliği füze gibi fırlattı, Türkiye, tarihinde ilk kez bu kadar derin bir yoksulluk gerçeğiyle karşı karşıya kaldı. Gelir dağılımı öylesini arttı ki birileri lüks konutlardan onlarca satın alırken orta sınıf, beyaz yakalılar artık ev kiralarını ödeyemez hale geldiler. İnsanlar arabalarını, ikinci el arabalarını yeni arabalarla değiştiremiyor, gençler yeni araba alamıyor. 'Eski Türkiye' diye tanımladığınız bir dönem var, orada herkes için eşit olduğundan kuşku duymadığımız bazı işler vardır. Her şeyi çok güzel değildi ama eşitlik konusunda kuşku duymadığımız işler vardı. ÖSYM sınavına girdik, memlekette ÖSYM’nin sınavının adil olması, eşit olması konusunda bir tereddüt var mıydı? Çalışan geçebilirdi. Ne oldu sonra? Sonra baktık ki ÖSYM’nin de, her kurumunda soruları şakır şakır çalınmış; sakın başkalarının suç atmaya çalışmayın, çalanlar, olsa olsa koalisyon ortaklarınızdır. Dolayısıyla, dönem sizin döneminizdir. Bir kere ÖSYM’yi, güvenilmez bir kurum haline getirdiniz. Zenginlerin çocukları Türkiye'de buna rağmen üniversite kazanamıyorlar, gidiyorlar yurt dışına, içinizde bazı milletvekillerinizin de yurt dışında üniversiteleri var, o üniversitelerde bir yıl okuyorlar, sonra bu tarafa tak diye, yatay geçişle gelip garibanın çocuğunun önüne geçip üniversiteyi bitiriveriyorlar. İşte, bu kurduğunuz düzendir, dönemdir.
"ATATÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNİ, CHP VE CHP'LİLERİ KİMSE SORGULAMAYA KALKMASIN, HADDİNE DEĞİLDİR"
Ben bir memur babanın 3 çocuğundan biriyim, girdik, hakkımızla üniversite sınavını kazandık, 3’ümüz aynı anda memur bir babanın maaşıyla üniversite okuduk. Memlekette yurtlar vardı, sizin gibi yurt yetiştirmeme sorunu yoktu, hepimiz yurtta kaldık. Memleket burs alıyordu, bursumuzu aldık, hepimiz burslarla beraber üniversitemizi bitirdik. Geldim dört ay Etimesgut’ta asteğmenlik eğitimi aldım, sonra kura çektim, Şanlıurfa'ya gittim, bir yıl da Urfa'da askerlik yaptım. O sınırda koruyamayacağımız ne kadar yer varsa, bugün lafı edilen ne kadar yer varsa oraların tamamında on altı ay askerlik yaptım yani siz ve mahdumlarınız gibi bedelli askerlikler yapmadık, Instagram fotoğrafları çektirmedik, on altı ay bu memleketi koruduk. Atatürk milliyetçiliğini, Cumhuriyet Halk Partisini ve Cumhuriyet Halk Partililerini kimse sorgulamaya kalkmasın. Haddine değildir.
Geldik askerlikten, dediler ki: 'Toprak Mahsul Ofisi sınav açmış.' Gittik, sınava girdik, kazandık. Kazandığımıza göre demek ki torpil yoktu. Çalıştık, çalışmaya başladık. Bir yıl içerisinde on yaşında bir araba aldım. Dört beş yıl içerisinde de krediyle bir ev alabildim. Ben gariban bir memur babanın çocuğuyum ve bir mühendis, genç bir mühendis maaşıyla bunları yapabildim. Şimdi soruyorum: Bunları bu çocuklar yapabiliyor mu? Atanabilen var mı, iş bulabilen var mı; iş bulabiliyorsa, bir yıl içinde araba alabilen, beş yıl içerisinde ev alabilen var mı? Türkiye'yi bu hâle getirdiniz. Türkiye'yi öyle bir finans, kapital merkezi haline getirdiniz ki, insanlar, artık, en temel ihtiyaçlarının lüks olduğu bir yoksulluk içerisinde yaşamak zorunda kalıyorlar. Milletin çocuğu bizimkiler, sizinkiler gibi zeki değil ki, sizinkiler bitirir bitirmez okulu şirket kuruyorlar, gemi satın alıyorlar, zengin oluyorlar ama bizimkiler öyle değil, bizimkiler hayatları boyunca çalışıyorlar. Arada böyle bir fark var, işte, belki, eski olanla yeni olanın da farkı böyle bir şeydir.
"İTHALAT OLMASA KARNIMIZI DOYURAMAYACAK NOKTADAYIZ"
Düyun-u Umumiye’yi bilirsiniz değil mi? Osmanlı borçlarına karşılık memleketin varlıkları onlara teslim edilmişti. Bu Düyun-ı Umumiye’ye tütün inhisarı da verilmişti yani TEKEL’in bütün gelirleri, tütünün bütün gelirleri Fransız Reji İdaresine aktarılıyordu. Onlarla kolcular arasındaki savaşlarda, kolcularla köylüler arasındaki savaşlarda Anadolu'da on binlerce insan öldü. Sonra Atatürk 1925'te TEKEL’i satın aldı, 4 milyon liraya devletleştirdi. Ne oldu bu memlekette, bu TEKEL’le? Yüz binlerce üretici tütün ekti, memleketin fabrikaları, sayayım; Adana, İstanbul, İzmir, Samsun, Malatya, Bitlis, Tokat; buralarda fabrikalarımız vardı, on binlerce işçi çalışıyordu. Buralarda sigaralar üretiliyordu. Ne yaptınız? TEKEL’i British American Tobacco’ya 1,7 milyar dolara sattınız. Yani bizim TEKEL’imiz ortadan kalktı, çok uluslu şirketin İngiliz’i, Amerikalısı 1,7 milyar dolara TEKEL’i bütün fabrikalarıyla beraber satın aldı, sonra, o fabrikaların tamamı kapatıldı. Türkiye'de artık yerli tütün gerçekten son derece az bir üretime sahip olabilir, neredeyse yerli tütün üretilmiyor, fabrikalardaki işçiler işlerini kaybettiler, 1 tane markamız kalmadı. Buğday Ukrayna'dan, mısır Amerika'dan, soya Arjantin’den, çeltik Vietnam'dan, pamuk Yunanistan’dan; mercimek, nohut Kanada’dan, Hindistan'dan, et ürünleri Şili’den geliyor. Bu memlekette tarımın başladığı topraklarda tarımı çökerttiniz. İthalat olmasa karnımızı doyuramayacak noktadayız.
1 Mart 2003'te buraya son zamanlarda getirdiğiniz tezkereler gibi bir tezkere getirdiniz, 100 bin Amerikan askeri Türkiye'ye konuşlanacak ve buradan Irak’a girip Irak’ta kimyasal silah arayacaktı. 2002 seçimlerinde yalnızca CHP ve AKP Meclise girebilmişti, başka partiler yoktu. Cumhuriyet Halk Partisi’nin oyu o tezkereyi reddetmek için yetmiyordu. Buradan gururla söyleyeyim ki: AKP’de o dönem bakanlık yapanlardan bazıları, milletvekilliği yapanlardan bazıları bizimle beraber davrandılar ve tezkereye 'hayır' oyu verdiler. Irak’ta katledilen Müslümanların kanına elimiz değmedi. O tezkereye 'hayır' diyen bakanlarınızı, milletvekillerinizi daha sonra milletvekili, bakan yapmadınız, siyasetten uzaklaştırdınız. İşte sizin o antiemperyalist tutumunuz böyledir. Antiemperyalizm, konjonktürel bir şey olmaz. Amerika emrettiği zaman başka türlü davranan adam, konjonktürel olarak oralarda durabilir, memleketi kandırır, başka bir işe yaramaz.
"10 MİLYON MÜLTECİNİN PARA KARŞILIĞI BAKICILIĞINI YAPIYORSUNUZ"
Emevi Camisi’nde cuma namazı kılacağız diye, yine emperyalizmin maşası haline gelerek Suriye'ye Irak’a yapılan bütün operasyonlara destek verdiniz. 10 milyon mülteciden başka ne kaldı elinizde? Oralarda öldürülen masum insanlardan başka ne kaldı elinizde? Şimdi 10 milyon mültecinin para karşılığı bakıcılığını yapıyorsunuz; bu memleketi gerçekten bu hale düşürdünüz. Şimdi, 'Bu can bu bedende', 'Bu fakir bu görevde oldukça' diye başlayan nutuklarınız hep Türkiye’ye pahalıya patladı. 30 askerimizi şehit edenlerin kapısında beklediniz. Rahmetli Ecevit’in Clinton karşısında duruşuyla alay etmeye kalkarken, Ecevit-Erbakan ikilisinin Kıbrıs’ta yazdığı destanı görmezden geldiniz. Afyon’da afyon tarlalarına yazılan efsaneyi unuttunuz. Sonra size Beyaz Saray’dan beyzbol sopası gösterdiler, gıkınızı çıkaramadınız; sonra size zehir zemberek mektuplar yazdılar, cevap bile veremediniz."
Yorumlar
Yorum Yapın
İlginizi Çekebilir
Dervişoğlu: "Kırmızı Kartı PKK'nın Metnine Gösteremeyenlere Soru Sormak Gerek"

İyi Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, terörle mücadele konusunda sert açıklamalarda bulundu. Dervişoğlu, partisi adına yaptığı açıklamada, terör örgütlerinin metinlerini ve söylemlerini yeterince analiz edemeyen ve kırmızı kartı gösteremeyenlere yönelik eleştirilerde bulundu. Bu eleştiriler, terör örgütlerinin ideolojisinin ve hedeflerinin tam olarak anlaşılmasının önemine dikkat çekiyor.
Terörün Kök Nedenleri ve Analiz İhtiyacı
Dervişoğlu, terör örgütlerinin söylemlerini ve ideolojisini derinlemesine anlamanın, etkili bir mücadele için kritik olduğunu belirtti. Terör örgütlerinin propagandasının ve hedeflerinin anlaşılmaması durumunda, mücadelede önemli eksiklikler yaşanabileceği vurgulandı. Bu kapsamda, terör örgütlerinin metinlerinin ve söylemlerinin dikkatle incelenmesi gerektiği, bu analizlerin de halkı bilinçlendirmesi gerektiği ifade edildi.
"Kırmızı Kartı Gösteremeyenlere Soru Sormak Gerek"
Genel Başkan Dervişoğlu, yaptığı açıklamada, "Cebimde gezdirdiğim kırmızı kartı, PKK'nın metnine gösteremeyenlere soruyorum" ifadelerini kullandı.
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek: Dijital Ödeme Platformlarında Gelir Arayanlar da Vergi Yükümlülüğünü Yerine Getirmeli

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kayıt dışı ekonomiye karşı mücadelenin dijital platformlarda da devam ettiğini bildirdi. Özellikle sanal POS cihazları ve diğer dijital ödeme sistemleri aracılığıyla gelir elde edenlerin de vergi yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiği vurgulandı.
Sanal POS Kullanıcılarına Vergi Uyarı
Bakan Şimşek'in açıklamalarına göre, sanal POS cihazları ve mobil ödeme sistemleri üzerinden yapılan satışlardan elde edilen gelirler de vergilendirme kapsamındadır. Bu platformları kullanarak gelir elde eden işletmelerin ve şahısların, elde ettikleri gelirleri beyan ederek vergi yükümlülüklerini yerine getirmeleri gerekmektedir. Bu durum, özellikle küçük işletmeler ve serbest çalışanlar için büyük önem taşımaktadır.
Gönüllü Uyuma Teşvik, Aksi Takdirde İnceleme
Hazine ve Maliye Bakanlığı, işletmeleri ve şahısları gönüllü olarak vergi uyumuna geçmeleri konusunda teşvik ediyor. Vergi dairesine kayıtlı olmayan ve düzenli olarak vergi beyannamesi vermeyenler için gönüllü uyum süreci, vergi incelemesi ve cezai işlem sürecini önleyebilecek bir fırsat sunuyor. Bu süreç, işletmelerin olası cezaları ve ek maliyetleri en aza indirmelerine yardımcı olabilir.
Vergi İncelemesi ve Cezai İşlemler
Vergi uyumuna gönüllü olarak uyulmaması durumunda, vergi dairesi tarafından vergi incelemesi başlatılabilecek. İnceleme sonucunda tespit edilen eksiklikler ve usulsüzlükler nedeniyle ek vergi ödeme yükümlülüğü doğabilir. Ayrıca, gecikme faizi ve cezai işlem uygulanabilir. Bu nedenle, vergi mükelleflerinin kayıt dışı faaliyetlerden kaçınarak, vergi yükümlülüklerini zamanında yerine getirmeleri büyük önem taşımaktadır.
Örnekler ve Detaylar
* Sanal POS kullanıcıları: Online satış yapan işletmeler, freelance çalışanlar ve diğer sanal POS kullanıcıları, elde ettikleri geliri düzenli olarak beyan etmek zorundadır.
* Mobil ödeme uygulamaları: Mobil ödeme uygulamaları aracılığıyla gelir elde eden kullanıcılar da vergi yükümlülüklerini yerine getirmelidir.
* Kripto para alım satımı: Kripto para alım satımı yoluyla elde edilen gelir de vergilendirme kapsamındadır.
DEM Parti İmralı Heyeti Öcalan’ın Mesajını Paylaştı: “Bozulan, Türk-Kürt kardeşliğidir”

📍Ankara – 18 Mayıs 2025
Terör örgütü PKK'nın kendini feshetme kararı sonrası gündeme gelen temaslar kapsamında DEM Parti İmralı Heyeti, Abdullah Öcalan’la görüşmek üzere İmralı Adası’na gitti. Görüşme sonrası kamuoyuyla paylaşılan mesajda, Öcalan “Türk-Kürt ilişkisinin mahiyeti bambaşkadır. Bozulan kardeş ilişkisidir. Kardeşler kavga eder ama birbirisiz olmaz” ifadelerini kullandı.
“Yeni bir kardeşlik sözleşmesine ihtiyaç var”
DEM Parti yetkilileri, görüşmenin ardından Öcalan’ın kaleme aldığı açıklamayı kamuoyuna duyurdu. Açıklamada, özellikle “kardeşlik hukuku” vurgusu öne çıktı:
“Kardeşlik hukuku üzerinde yeni bir sözleşmeye ihtiyaç var. Yaptığımız şeyler büyük bir paradigma değişikliğini ifade ediyor. Türk-Kürt ilişkisinin mahiyeti bambaşkadır. Bozulan şey kardeşliktir. Kardeşler kavga eder ama biri diğerisiz olmaz.”
“Tuzakları temizliyoruz, bozulan köprüleri onarıyoruz”
Öcalan, mesajında geçmişte yaşanan kırılmalara da değinerek, ortak yaşamın yeniden inşa edilmesi gerektiğini vurguladı:
“Bu ilişkiyi bozan tuzakları, mayınları tek tek temizliyoruz. Bozulan yolları, köprüleri onarıyoruz.”
“Sırrı Süreyya Önder’le bir kez daha konuşamamak içimde ukde kaldı”
Mesajda, eski milletvekili ve sanatçı kimliğiyle bilinen Sırrı Süreyya Önder’e de özel bir paragraf ayrıldı:
“Sırrı Süreyya Önder ile son bir defa daha konuşamamak içimde ukde kaldı. Türkiye için bilge bir kişiydi. Onun boşluğunu hissettirmeyeceğiz.”
Zizek ve Badiou’ya selam
Açıklamanın devamında, uluslararası entelektüel çevrelere de teşekkür edildi. Öcalan, sosyalist ve enternasyonalist mücadeleye destek veren isimlere özel teşekkürlerini iletti:
“Heyetimiz aracılığıyla bana ve geliştirdiğimiz barış sürecine dair mesajlarını ileten tüm aydınlara; Alain Badiou ve Slavoj Zizek şahsında teşekkür ediyorum. Ortak enternasyonal çalışmalarda buluşmayı diliyorum.”
Okan Buruk: “5. Yıldızı Kazanmak Bu Sezonun En Büyük Gururuydu”

Trendyol Süper Lig'de bitime iki hafta kala Kayserispor'u 3-0 mağlup ederek üst üste 3., toplamda 25. şampiyonluğunu ilan eden Galatasaray’da Teknik Direktör Okan Buruk, tarihi başarı sonrası duygularını basın mensuplarıyla paylaştı. “5 yıldızı kazandığımız için çok mutluyum” diyen Buruk, Avrupa’da yaşanan talihsizliğe rağmen, iki kupayla tamamlanan sezondan gurur duyduklarını belirtti.
“Hak Edilen Bir Şampiyonluktu”
Okan Buruk, sezon boyunca gösterilen performansa dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
“Oyun olarak da puan olarak da her anlamda hak ettiğimiz bir şampiyonluğu kazandık. Oyuncularıma emeklerinden dolayı teşekkür ediyorum. Sezon boyunca çok çalıştık ve bu emeklerin karşılığını aldık. Hafta içinde Türkiye Kupası’nı kazandık, ardından Süper Lig şampiyonluğu geldi. 4 gün arayla iki kupa kaldırmak büyük bir mutluluk.”
“Taraftarımız Bu Başarının En Büyük Mimarı”
Galatasaray taraftarına da özel bir teşekkür sunan Buruk, tribünlerin sezon boyunca hiç boş kalmadığını belirtti:
“Sezonun başından itibaren kapalı gişe oynadık. Deplasmanlarda, havaalanlarında, sokaklarda yanımızda oldular. Onların yüzündeki mutluluğu görmek benim için en büyük ödül. Taraftarımıza kazandırdığımız kupaların yanında, kulübe kazandırdığımız yeni bir nesil taraftar kitlesi de ayrı bir değer.”
“İlk İki Sene İcardi, Bu Sene Osimhen Lokomotif Oldu”
Okan Buruk, takımın gol yollarındaki liderliğini üstlenen yıldız isimlere de değinerek, “İlk iki sezonda lokomotifimiz İcardi’ydi, bu sezon ise Osimhen öne çıktı. Her iki isim de bu camiaya büyük katkı sundu” dedi.
“Muslera’nın Golüne Verilen Takım Tepkisi Birlikteliğimizin Göstergesiydi”
Takım içindeki uyum ve kardeşlik duygusuna da vurgu yapan Buruk, “Muslera’nın golünden sonra tüm takımın sahaya koşması, o duygusal anlar, bu takımın ne kadar kenetlendiğini gösterdi. Oynayan oynamayan herkes aynı hissi yaşadı. Bu da teknik direktör olarak beni ayrıca gururlandırıyor” dedi.
“Avrupa’da Daha İleri Gidebilirdik, Ama 5. Yıldız Her Şeye Değer”
Avrupa kupalarında hedeflenen başarıya ulaşamadıklarını da samimiyetle ifade eden Buruk, şöyle konuştu:
“Bu sezonun en büyük üzüntüsü Avrupa’da bu güçlü kadroyla devam edememekti. Ocak-şubat dönemi istediğimiz gibi geçmedi. Ancak 5. yıldızı kazanmak bizim için çok değerliydi. Bu, Galatasaray tarihine altın harflerle yazılacak bir başarı. Üç şampiyonluk bana nasip oldu, bu da benim için çok özel.”
Esenyurt'ta Gülbahçe Mesire Alanı Bakıma Alındı

Esenyurt Belediyesi, Gülbahçe Mesire Alanı'nda vatandaşların keyifli vakit geçirebilmesi için kapsamlı bakım ve iyileştirme çalışmalarına başladı. Alanın daha bakımlı, yeşil ve düzenli hale getirilmesi amacıyla yürütülen çalışmalar, vatandaşlar tarafından memnuniyetle karşılandı.
Kapsamlı Bakım Çalışmaları
Gülbahçe Mesire Alanı'nda gerçekleştirilen çalışmalar kapsamında, çalı çapası, form budaması, tamirat, temizlik ve sulama gibi çeşitli işlemler yapıldı. Bu sayede, alanın doğal güzelliği korunurken, aynı zamanda daha düzenli ve bakımlı bir görünüm kazandırıldı. Önemli olarak belirtilen, bu çalışmaların amacı, vatandaşların daha huzurlu ve keyifli bir ortamda vakit geçirmesini sağlamaktır.
- Çalı çapası çalışmalarıyla bitki örtüsü düzenlendi.
- Form budamasıyla ağaç ve bitkilerin sağlıklı gelişimi desteklendi.
- Alan içerisindeki hasarlı bölgeler onarıldı.
- Temizlik çalışmalarıyla çevre düzeni sağlandı.
- Sulama sistemleri kontrol edilerek bitki örtüsünün ihtiyacı olan su sağlandı.
Yeşil Alanların İyileştirilmesi Devam Ediyor
Esenyurt Belediyesi, ilçenin yeşil alanlarını iyileştirme ve güzelleştirme çalışmalarına ara vermeden devam ediyor. Bu kapsamda, Gülbahçe Mesire Alanı'nın yanı sıra diğer parklar ve yeşil alanlarda da benzer çalışmaların yapılması planlanıyor. Belediye yetkilileri, Esenyurt'u daha yaşanabilir bir ilçe haline getirmek için yeşil alanların önemine dikkat çekiyor. Vatandaşların önerileri doğrultusunda, yeşil alanların daha da geliştirilmesi hedefleniyor.
Vatandaşların Memnuniyeti
Gülbahçe Mesire Alanı'ndaki iyileştirme çalışmaları, vatandaşlar tarafından olumlu karşılandı. Alanı ziyaret eden bazı vatandaşlar, yapılan çalışmaların bölgeye değer kattığını ve daha keyifli hale geldiğini ifade etti. Çalışmaların düzenli olarak devam etmesi ve alanın korunması konusunda beklentiler dile getirildi.
Beylikdüzü'nde Kırlangıç Gençlik Festivali Başladı

Beylikdüzü Belediyesi, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı'nın coşkusunu yaşatmak amacıyla bu yıl 4'üncü kez Kırlangıç Gençlik Festivali'ni başlattı. Festival, Beylikdüzü'nün önemli yaşam alanlarından Yaşam Vadisi 1. Etap'ta düzenleniyor.
Festival Programı ve Etkinlikler
Festival kapsamında, gençlere yönelik çeşitli etkinlikler ve programlar düzenleniyor. Bu etkinlikler arasında konserler, yarışmalar, spor aktiviteleri ve daha birçok eğlenceli aktivite yer alıyor. Festivalin tam programı ve detaylı etkinlik bilgileri için Beylikdüzü Belediyesi'nin internet sitesi ziyaret edilebilir.
Yaşam Vadisi'nde Gençlik Coşkusu
Beylikdüzü Belediyesi, Yaşam Vadisi projesiyle bölgeye modern ve yaşanabilir yaşam alanları kazandırmayı hedefliyor. Yaşam Vadisi 1. Etap, festivalin düzenlendiği nokta olarak, gençlerin bir araya gelerek eğlenebileceği ve sosyalleşebileceği bir ortam sunuyor. Bu yılki festival, Yaşam Vadisi'nin canlılığını ve gençlere sunduğu imkanları bir kez daha gözler önüne seriyor.
19-Mayıs Coşkusu
Festival, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı'nın anlamını vurgularken, gençlerin bayram coşkusunu doyasıya yaşamasını amaçlıyor. Beylikdüzü Belediyesi, bu etkinliklerle gençlere unutulmaz bir bayram yaşatmayı hedefliyor.
- Konserler
- Yarışmalar
- Spor Aktiviteleri
- Sürpriz Etkinlikler
Festivalle ilgili daha fazla bilgi ve detaylı program için Beylikdüzü Belediyesi'nin resmi internet sitesini ziyaret edebilirsiniz.
Hamit Cilalı’dan 19 Mayıs’ta Şehitlere Vefa: “Haklarınızı Helal Ediniz, Bizler Vatan Nöbetindeyiz”

📍 İstanbul
Milli Yol Partisi İstanbul İl Başkanı Hamit Cilalı, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kapsamında Edirnekapı Şehitliği’ni ziyaret ederek anlamlı bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
Cilalı, şehitlikte yaptığı konuşmada aziz şehitleri rahmet ve minnetle anarken, “Haklarımız sizlere helal olsun ama aslolan sizlerin bizlere haklarınızı helal etmenizdir” dedi.
“Şehitlerimizin Kutlu Mücadelesi Sayesinde Bu Topraklardayız”
Hamit Cilalı, şehitlerin canları pahasına vatanı savunarak en kutsal mertebeye ulaştıklarını belirterek, şöyle konuştu:
“Ülke çıksın diye dardan, candan geçen siz aziz şehitlerimiz; sizler bu vatan bölünmesin, bayrak inmesin, ezan susmasın diye can verdiniz. Sayenizde bu kutsal coğrafyada huzurla yaşıyoruz.”
“Bizler Bu Vatanın Yılmaz Delileriyiz”
Cilalı, Türkiye’yi bölmek için 50 yıldır süren kirli senaryolara dikkat çekerek, Milli Yol Partisi'nin bu tür girişimlere karşı dimdik durduğunu vurguladı:
“Kim olursa olsun, bu toprakları bölme cüreti gösteren her yapının karşısındayız. Bizler bu vatanın yılmaz delileriyiz. Bizler vatan nöbetindeyiz.”
“Kapalı Kapılar Ardında Neler Vaad Ettiniz?”
Basın açıklamasında güncel siyasi tartışmalara da yer veren Hamit Cilalı, kamuoyunun merak ettiği soruları gündeme taşıdı:
“Kapalı kapılar ardında PKK ile DEMlenerek anayasa planları yapanlara sesleniyoruz. Binlerce Türk evladının canına kıymış bir terör örgütüne ne vaat ettiniz ki bugün silah bırakma açıklamaları yapılıyor? Aziz milletimiz bu soruların cevabını beklemektedir.”
“Şehit Liderimiz Yazıcıoğlu’nun Yolundayız”
Hamit Cilalı, açıklamasında merhum şehit lider Muhsin Yazıcıoğlu’nun kararlı ve milli duruşunu da hatırlattı:
“Bizler onun gerçek yol arkadaşlarıyız. Genel Başkanımız Sayın Remzi Çayır önderliğinde, onun hayallerini yaşatmak ve tamamlamak için mücadele veriyoruz.”
“Güvenlik Güçlerimizin Yanındayız”
Cilalı, başta polis, asker, korucu ve bekçiler olmak üzere tüm güvenlik güçlerinin yanında olduklarını belirterek şunları söyledi:
“Bu kutsal vatan topraklarını savunmak için gerekirse canımızı ortaya koyarız. Milli Yol Partisi’nin tüm teşkilatları güvenlik güçlerimizin yanındadır.”
“Ruhları Şad, Mekanları Cennet Olsun”
Konuşmasını duygusal bir vefa mesajıyla tamamlayan Hamit Cilalı, şu ifadelere yer verdi:
“Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve şehit liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu olmak üzere, vatanın bekası için mücadele etmiş tüm atalarımızın ruhları şad, mekanları cennet olsun. Ne mutlu Türküm diyene!”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gençlerle İstanbul'da Buluştu

İstanbul'da düzenlenen GENÇFEST programı kapsamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yarınlarımızın mimarları olarak gördüğü gençlerle bir araya geldi. Etkinlikte, Türkiye'nin dört bir yanından katılan gençlere hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerin enerjisi ve potansiyeliyle Türkiye'nin geleceğine dair umutlarını dile getirdi.
GENÇFEST Etkinliği: Gençlerin Buluşma Noktası
GENÇFEST, gençlerin sosyalleşebileceği, bilgi edinebileceği ve geleceğe yönelik vizyonlarını geliştirebileceği bir platform olarak tasarlandı. Etkinlikte konserler, söyleşiler, atölye çalışmaları ve çeşitli eğlence aktiviteleri yer aldı. Bu yılki GENÇFEST, gençlerin ilgi alanlarına ve ihtiyaçlarına yönelik geniş bir yelpazede içerik sundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Gençlere Yönelik Mesajları
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında gençlerin Türkiye'nin geleceği için taşıdığı önemi vurguladı. Gençlere, ülkenin sorunlarına çözüm üretmekten, bilimsel ve teknolojik gelişmelere katkıda bulunmaktan ve kültürel değerleri yaşatmakta önemli roller üstlenmeleri gerektiği mesajını verdi.
Erdoğan, gençlere yönelik şunları ifade etti: "Sizler, geleceğimizin teminatısınız. Ülkenizin geleceğini şekillendirecek olan sizlersiniz. Sizlerin enerjisi, potansiyeli ve azmiyle Türkiye'nin daha parlak bir geleceğe ulaşacağına inanıyorum."
Gençlerin Geleceği İçin Yatırımlar Devam Ediyor
Hükümetin gençlerin eğitimi, istihdamı ve sosyal gelişimine yönelik çeşitli yatırımlar yaptığı belirtildi. Bu yatırımların, gençlerin potansiyellerini en üst düzeye çıkarmalarına ve Türkiye'nin geleceğine daha etkin bir şekilde katkıda bulunmalarına olanak sağlayacağı ifade edildi.
- Eğitim Reformları: Gençlerin daha iyi bir eğitim alabilmeleri için eğitim sisteminde sürekli iyileştirmeler yapılıyor.
- İstihdam Teşvikleri: Gençlerin iş hayatına girmelerini kolaylaştırmak için çeşitli istihdam teşvikleri uygulanıyor.
- Girişimcilik Destekleri: Genç girişimcilere yönelik destek programları ile yeni iş fikirlerinin hayata geçirilmesi teşvik ediliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlere "Kendinize inanın, hayallerinizin peşinden gidin ve Türkiye'nin geleceğine umutla bakın" şeklinde bir çağrıda bulundu.
Silivri Belediye Başkanı Bora Balcıoğlu’ndan 19 Mayıs Mesajı: “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir!”

📍Silivri – 18 Mayıs 2025
Silivri Belediye Başkanı Bora Balcıoğlu, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla anlamlı bir mesaj yayımladı. 19 Mayıs’ın Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinde tarihi bir dönüm noktası olduğunu belirten Balcıoğlu, “O gün yanan meşale, bugün de yolumuzu aydınlatıyor” dedi.
“106 Yıl Önceki İnançla Yürümeye Devam Ediyoruz”
Başkan Balcıoğlu, 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkarak başlattığı kurtuluş hareketinin, sadece bir askeri hamle değil, aynı zamanda bir ulusun yeniden doğuşunun simgesi olduğunu vurguladı.
“Tıpkı 106 yıl önce olduğu gibi bugün de umutluyuz. Samsun’a çıkan o inancın, kararlılığın ve cesaretin izindeyiz. Anadolu’nun dört bir yanında özgürlük meşalesini yakan kahramanlar gibi kararlıyız” ifadelerini kullandı.
“19 Mayıs, Bir Ulusun Ayağa Kalkışının Sembolüdür”
19 Mayıs’ın yalnızca bir tarih değil; bir milletin yeniden ayağa kalktığı, birlik ve beraberlikle umudu büyüttüğü bir gün olduğuna dikkat çeken Başkan Balcıoğlu, şöyle konuştu:
“Bandırma Vapuru’ndan başlayan o büyük yolculuk, bugün de bizlere ilham veriyor. 19 Mayıs, umudunu yitirmeyenlerin, geleceğe inananların bayramıdır. Bugün, o yolculuğun 106. yılında, aynı inanç ve azimle geleceğe yürümeye devam ediyoruz.”
“Milli Bayramlar, Geçmişten Geleceğe Taşınan Ruhun Adıdır”
Balcıoğlu, milli bayramların yalnızca bir gün değil, toplumsal hafızanın canlı tutulduğu özel anlar olduğunu belirtti:
“19 Mayıs, geçmişten güç alarak geleceğe yürüdüğümüz, toprağımıza ve bağımsızlığımıza sahip çıktığımız gündür. Bugün bir kez daha haykırıyoruz: Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir!”
“Gençlik, Cumhuriyetin Teminatıdır”
Gençlere seslenen Başkan Balcıoğlu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs’ı gençliğe emanet etmesinin ardındaki derin anlamı hatırlattı:
“Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirmek hepimizin görevi. Çünkü bu ülkenin yarınları, gençlerimizin hayalleriyle şekillenecek. Sizler bu büyük milletin gerçek mirasçılarısınız.”
“Atatürk ve Silah Arkadaşlarını Minnetle Anıyoruz”
Mesajının sonunda başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere istiklal mücadelesinin tüm kahramanlarını saygı ve minnetle anan Bora Balcıoğlu, tüm gençlerin ve milletin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Enerji Bağımsızlığına Yönelik Kararlılık Sürüyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin enerji alanında tam bağımsızlığa ulaşma hedefine ulaşana kadar çalışmaların aralıksız devam edeceğini belirtti. Erdoğan, eleştirilere ve engellere rağmen bu hedefe ulaşma kararlılığını vurguladı. Enerji bağımsızlığının Türkiye'nin ekonomik ve stratejik çıkarları açısından büyük önem taşıdığı belirtiliyor.
Enerji Politikalarında Devam Eden Dönüşüm
Türkiye, son yıllarda enerji üretiminde ve tüketiminde önemli dönüşümler yaşıyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımlar, yerli kaynakların kullanımı ve enerji verimliliğinin artırılması gibi adımlar, enerji bağımsızlığı hedefine ulaşma yolunda atılan kritik adımlar arasında yer alıyor. Örneğin, son yıllarda güneş enerjisi santrallerinin sayısı ve kapasitesi önemli ölçüde artırıldı.
Yerli ve Yabancı Yatırımların Rolü
Enerji bağımsızlığı hedefine ulaşmak için hem yerli hem de yabancı yatırımların teşvik edilmesi gerekiyor. Türkiye, yatırım ortamını iyileştirerek ve cazip teşvikler sunarak bu alandaki yatırımları artırmayı hedefliyor. Bu yatırımlar, yeni enerji projelerinin hayata geçirilmesine ve yerli kaynakların daha etkin bir şekilde kullanılmasına olanak sağlayacak.
Karşılaşılan Zorluklar ve Çözüm Yolları
Enerji bağımsızlığı yolunda ilerlerken çeşitli zorluklarla karşılaşılması kaçınılmaz. Bunlar arasında finansman sorunları, teknolojik eksiklikler ve dış müdahaleler sayılabilir. Bu zorlukların üstesinden gelmek için Türkiye, farklı stratejiler izliyor:
- Yerli teknoloji geliştirme: Enerji sektöründe kullanılacak teknolojilerin yerli olarak üretilmesi için destek sağlanıyor.
- Uluslararası işbirlikleri: Enerji alanında deneyimli ülkelerle işbirliği yapılarak bilgi ve know
- how aktarımı sağlanıyor.
- Yenilenebilir enerji kaynaklarına odaklanma: Güneş, rüzgar, hidroelektrik ve jeotermal gibi kaynakların daha fazla kullanılması hedefleniyor.
Ekonomik ve Stratejik Avantajlar
Enerji bağımsızlığına ulaşılması, Türkiye'ye önemli ekonomik ve stratejik avantajlar sağlayacak. Enerji ithalatına olan bağımlılığın azaltılması, cari açığın düşürülmesine ve ülke ekonomisinin güçlenmesine katkıda bulunacak. Ayrıca, enerji güvenliğinin artırılması, Türkiye'nin dış politikada daha etkin bir rol oynamasına olanak tanıyacak. Enerji bağımsızlığı, Türkiye'nin bölgesel ve küresel arenadaki konumunu güçlendirecek önemli bir faktör olarak görülüyor.
İlk Yorum yapan siz olun!