Eskişehir’de Eti Şehir ve Göç Müzesi için tahsis edilen binanın ‘TÜGVA Kıraathanesi’ yapılmasına yönelik tepkiler sürüyor. Eskişehir Rumeli Balkan Kültür ve Dayanışma Derneği (ELBALDER) Başkanı Neziha Bilen, müzede sergilenmesi için gözü gibi korudukları yüz yıllık değerli eşyalarını verdiklerini belirterek, “Eşyalarımız nerede? Neden açılmıyor müzemiz” dedi.

ESKİŞEHİR'DE BALKAN GÖÇMENLERİNİN ETİ ŞEHİR VE GÖÇ MÜZESİ'NE BAĞIŞLADIĞI YÜZ YILLIK DEĞERLİ EŞYALAR KAYBOLDU... DERNEK BAŞKANI BİLEN: “EŞYALARIMIZ NEREDE?"

MELTEM KARAKAŞ

(ESKİŞEHİR) - Eskişehir’de Eti Şehir ve Göç Müzesi için tahsis edilen binanın ‘TÜGVA Kıraathanesi’ yapılmasına yönelik tepkiler sürüyor. Eskişehir Rumeli Balkan Kültür ve Dayanışma Derneği (ELBALDER) Başkanı Neziha Bilen, müzede sergilenmesi için gözü gibi korudukları yüz yıllık değerli eşyalarını verdiklerini belirterek, “Eşyalarımız nerede? Neden açılmıyor müzemiz” dedi.

Eskişehir Rumeli Balkan Kültür ve Dayanışma Derneği (ERBALDER) Başkanı Neziha Bilen, Odunpazarı Tarihi Bölgesi’nde Türk Dünyası Vakfı'na ait olan ve 2015 yılında temelleri atılan 600 metrekare büyüklüğündeki Eti Şehir ve Göç Müzesi’nin Türkiye Gençlik Vakfı’na (TÜGVA) verilmesine tepki gösterdi.

Bulgaristan göçmeni olan Bilen, müzede sergilenmesi için yıllardır sakladığı ve gözü gibi koruduğu yüzlerce eşyasını verdiğini söyledi. Uzun zamandır eşyalarının akıbetini araştırdığını fakat bir yanıt alamadığını belirten Bilen, müzenin bir vakfa verilmesinin ve müzenin faaliyete geçmemesinin kendilerini çok üzdüğünü ifade etti. Bilen şunları anlattı:

“EL BİRLİĞİYLE EŞYALARI TOPLADIK VE TESLİM ETTİK”

“Bu süreç uzun süre önce başlamıştı. Çok heyecanlıydık. Eskişehir göçmen nüfusunun yoğun olduğu bir şehir. Yaklaşık 160 bin göçmenin olduğu bir şehirde böyle bir müzenin açılması bize heyecan verdi. El birliğiyle sandıklarımızda sakladığımız, gözümüz gibi koruduğumuz eşyalarımızı el nuru, göz nuru, el emeği olan eşyalarımızı orada herkesin görmesi için, herkesin dokunup o güzel duyguyu yaşaması için bağışladık. Bu müze çalışmalarının başlamasıyla el birliğiyle geri bu eşyaları topladık ve teslim ettik.

“EL OYMALI EKMEK TEKNELERİNİ VERMİŞTİK”

Ben anneannemden, dedemden, babaannemden kalan bizim kendi getirdiğimiz çeyizimizden yüz yıllık el işi eşyaları vermiştik. Hatta annemin göç ederken getirdiği el oymalı ekmek teknelerini vermiştik. Tarlalarda kullandıkları, hayvanların bakımında veya el işlerinde, ev işlerinde kullandıkları eşyaları teslim etmiştik. Bizim için çok değerliydi. Ama çok büyük bir üzüntü şu an yaşadığımız. Yıllar sonra bunların sergilenmemesi hatta müzeyle ilgili hiçbir girişimde bulunulmaması bizi endişelendirdi.

“KIYIDA KÖŞEDE GİZLEDİĞİM DEĞERLİ EŞYALARI VERDİM”

Derneği kurduktan sonra, biz Eskişehir Rumeli Balkan Kültür ve Dayanışma Derneği’nin temellerini 2021’de atmıştık. Bu işin peşine düştük ve araştırmaya başladık. Eşyalarımız nerede? Neden açılmıyor müzemiz? Hatta İstanbul Üniversitesi’ndeki bir akademisyen ekiple yeni bir müze projesi üzerine çalıştık. TÜBİTAK’a başvuru yaptık. Daha modern göç hafızası müzesi için çalışmalar yapmıştık. Fakat o müzeden de ses çıkmadı. Ne yazık ki bizim hediye ettiğimiz eşyalardan da ses çıkmadı. Sonra gerekli mercilere başvurduk. Eşyalarımızı geri istedik. Fakat hiç kimseden net bir cevap alamadık. Çok üzgünüz. Bunlar bizim için manevi değerdir. Bunlar bizim kültürümüzün bir parçasıdır. Bunlar bizim ruhumuzun bir parçasıdır. Özellikle son günlerde duyduğumuz bu haberle bir yıkım yaşadık Balkan göçmenleri olarak. Bizim için gerçekten göç ederken, ben Bulgaristan göçmeniyim. Gözüm gibi koruduğum tek bir arabayla gelmeme rağmen kıyıda köşede gizlediğim bu değerli eşyaları buraya teslim edip gönül dolusuyla bunları vermem çok önemliydi. Fakat bunun cevabını alamamak beni derinden etkiledi. Benimle beraber birçok arkadaşım da bu özveriyi göstermişti. Umarım netice alınır. Umarım bu hatalar da düzeltilir. Şehrimiz için, kültürümüz için Balkan göçmenlerinin aidiyet kültürünün gelişmesi için bir adım atılıp bu hata da düzeltilir.”