CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, “Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında ikinci kez verdiği hak ihlali ve tahliye kararını tanımamakla yargıdaki siyasallaşmanın zirveye çıktığını somutlaştırdı. Kararda dile getirilen iddialar, AYM ve anayasal rejime karşı açılmış siyasi mücadele niteliğindedir. AYM’nin kendisini jüristokrasi konumunda gördüğünü iddia eden Yargıtay, TBMM’yi dizayn etmek istiyor. Seçimi ve seçmen iradesini yok sayıp seçilmiş bir vekilin görevini engelliyor” dedi.

CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, “Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında ikinci kez verdiği hak ihlali ve tahliye kararını tanımamakla yargıdaki siyasallaşmanın zirveye çıktığını somutlaştırdı. Kararda dile getirilen iddialar, AYM ve anayasal rejime karşı açılmış siyasi mücadele niteliğindedir. AYM’nin kendisini jüristokrasi konumunda gördüğünü iddia eden Yargıtay, TBMM’yi dizayn etmek istiyor. Seçimi ve seçmen iradesini yok sayıp seçilmiş bir vekilin görevini engelliyor” dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, Haftalık Değerlendirme Raporu'nu bugün yayınladı. Toprak'ın raporda yer alan değerlendirmeleri şöyle:
"YARGITAY 3. CEZA DAİRESİ, AYM’NİN TAHLİYE KARARINI TANIMAMAKLA YARGIDAKİ SİYASALLAŞMANIN ZİRVEYE ÇIKTIĞINI SOMUTLAŞTIRDI”
“Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında ikinci kez verdiği hak ihlali ve tahliye kararını tanımamakla yargıdaki siyasallaşmanın zirveye çıktığını somutlaştırdı. Kararda dile getirilen iddialar, AYM ve anayasal rejime karşı açılmış siyasi mücadele niteliğindedir. Cumhurbaşkanı, Yargıtay, Danıştay, Sayıştay, YÖK, Barolar Birliği ve TBMM’nin seçtiği yüksek yargıçlardan oluşan AYM’yi ‘demokratik rejime tehdit’, ihlal kararınıysa ‘hukuken değersiz’ diye nitelemek kabul edilemez. Yargıtay 3. Ceza Dairesi, hukuk devleti ilkesi başta olmak üzere Anayasa’ya karşı siyasi manifestoya dönüştürdüğü kararında, AYM’nin ‘terör örgütleriyle söylem birliği içinde’ olduğunu öne sürmektedir. AYM’nin kendisini jüristokrasi konumunda gördüğünü iddia eden Yargıtay, TBMM’yi dizayn etmek istiyor. Seçimi ve seçmen iradesini yok sayıp seçilmiş bir vekilin görevini engelliyor. Anayasa’nın yanı sıra Yargıtay’ın en üst karar organı Yargıtay Genel Kurulu’nun defalarca verdiği ‘AYM kararları Yargıtay’ı da bağlar’ içtihadını yok sayıyor.
"ARAP BAHARI İLE GEZİ ARASINDA BENZERLİK KURMAK HUKUKİ TEMELDEN YOKSUN BİR AKIL TUTULMASIDIR”
Arap Baharı ile Gezi arasında benzerlik kurmak hukuki temelden yoksun bir akıl tutulmasıdır. Yargıtay, yine zorlama bir yorumla AYM’nin yerel mahkemeye tahliye emri verdiğini, Anayasa’ya göre kimsenin mahkemelere ‘emir-talimat’ veremeyeceğini söylüyor. Oysa Yargıtay’ın da temyizde bozduğu kararlara yerel mahkemenin uyması zorunlu. Anayasa’nın 153 ve 158’inci maddelerindeki ‘AYM kararları kesindir. Yargı dahil herkesi bağlar. Yargı kurumları arasında yetki ihtilafı halinde AYM kararı esas alınır’ hükmünü de görmezden gelerek tümüyle siyasi tutum sergiliyor.
"BİST’TE DÖNEN 4,1 TRİLYON TL’NİN YÜZDE 80’İ HESAP SAHİPLERİNİN YÜZDE 0,2’SİNE AİT”
Borsa İstanbul (BİST) Başkanı’nın yatırımcı sayısının 8 milyonu aştığını, her 10 kişiden birisinin borsa yatırımcısı olduğunu ilan etmesine karşılık halka arzlardaki büyük vurgunlar, hisse senedi piyasalarındaki manipülasyonlar, peş peşe alınan işlem yasağı kararlarıyla küçük yatırımcı ağır kayıplar verip BİST’ten çıktı. Merkezi Kayıt Kuruluşu’nun (MKK) açıkladığı rakamlara göre, aralık ayının son haftasında 1 milyon 182 bin küçük yatırımcı hesap kapattı. BİST’te yatırımcı sayısı 7,6 milyona geriledi. Borsayı sadece 15 bin kişi kontrol ederken Gelir İdaresi Başkanlığının (GİB) açıkladığı vergi rekortmenleri listesi çok daha vahim bir servet transferiyle gizli zenginleri sergiliyor. Gelir Vergisi rekortmenlerinde ilk 100 kişiden 76’sının ismi gizli. Kim olduklarını sadece iktidar biliyor. İsmi açıklanan 34 rekortmense Türkiye’nin önde gelen, tanınmış zenginleri. İlginç olan, gelir vergisi rekortmenlerinin milyarlarca liralık kazancının faiz ve menkul kıymetlerden elde edilmiş olması.
Trilyonlarca liralık kişisel ve kurumsal kazançların sahibi bir avuç kişi ya da şirket. Milyonlarca asgari ücretli, memur, emekli vb. için aylardır 3-4 bin liralık zam pazarlığı yapılıyor. Küçük bir azınlıksa bu iktidar sayesinde trilyonlara ve ulusal servetin yüzde 80-90’ına sahip. Kazançları öylesine büyük ki yoksullaşan bir ülkede iyimser bir yaklaşımla bu kadar büyük paralar kazanmaktan utanıyorlar. Olası tepkilerden kaçınmak için kendilerini gizliyorlar.
"İSRAİL’E YÖNELİK SÖYLEMLERİNE RAĞMEN TİCARİ İLİŞKİLERİ SÜRDÜREN İKTİDAR, BU GÖRÜNTÜYÜ ÖRTMEK İÇİN MİTİNGLERLE TOPLUMUN TEPKİSİNİ AZALTMAYI ÖNGÖRMEKTEDİR”
Yeni yılın ilk gününde Cumhurbaşkanı aile fertlerinin yönetiminde yer aldığı Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) öncülüğünde Gazze ve Filistin’e destek için düzenlenen miting ve yürüyüşte bugüne kadar uygulanan yasak ve engeller kaldırıldı. İsrail’e yönelik söylemlerine rağmen arka kapı diplomasisi ve artan şekilde ticari ilişkileri sürdüren iktidar, bu görüntüyü örtmek için böyle mitinglerle toplumun tepkisini azaltmayı öngörmektedir. İsrail limanlarına 7 Ekim’den bu yana 500 dolayında geminin mal taşıdığı, askeri malzeme ve mühimmat ihracatı yapıldığı TÜİK ve Ticaret Bakanlığı’nın dış ticaret kayıtlarında yer alıyor. Mitingdeyse İsrail ile ticaret yapan yerli-yabancı şirketlere boykot çağrısı yapılırken sermayeden hesap sorulacağı tehditleri savruldu. Bu da muhtemelen aile içi ayrı bir çelişki. İsrail’e mal taşıyan gemilerin iktidar yakınlarının denizcilik şirketlerine ait olduğu açığa çıktı.
"BU YIL 1 MAYIS, TAKSİM DIŞINDA SİRKECİ-EMİNÖNÜ-KARAKÖY MEYDANI VE GALATA KÖPRÜSÜ’NDE KUTLANMAK İSTENDİĞİNDE İZİN VERİLECEK Mİ”
Türkiye, bugüne kadar tüm iktidarlar döneminde Filistin davasını sahiplendi. Filistinlilerin devlet kurma, topraklarında özgür ve güvenle yaşam hakkını savundu. Dolayısıyla yeni yılın ilk gününde böyle bir miting düzenlenmesi Türkiye’nin geleneksel tavrının sürdürülmesi doğrultusunda yapılan bir eylem. İstanbul Valiliği, bugüne kadar pek çok miting ve yürüyüş için toplum güvenliği, genel asayiş ve sağlık, ulaşım vb. gerekçelerle sadece Yenikapı ve Maltepe’ye izin verdi. Bu yıl 1 Mayıs, Taksim dışında Sirkeci-Eminönü-Karaköy meydanı ve Galata Köprüsü’nde kutlanmak istendiğinde izin verilecek mi?
"ALMANYANIN EN KÖKLÜ AKADEMİK ÖZGÜRLÜK ENDEKSİ 2023 SIRALAMASINDA TÜRKİYE, 179 ÜLKE ARASINDA 165’İNCİLİĞE İNDİ”
Konya’da, Necmettin Erbakan Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde görevli bir tıp profesörünün MS hastalığıyla ilgili bilimsel makalesinde bu ve benzeri hastalıkların ‘Allah’ın insana cezası olduğuna’ inandığını belirttiği, Türkiye’de üniversitelerin geldiği noktayı en somut şekilde sergileyen veriler, Akademik Özgürlük Endeksi (AÖE) 2023 değerlendirmesinde yer aldı. Almanya’nın en köklü üniversitelerinden Friedrich-Alexander Üniversitesi’nin her yıl güncellediği Küresel AÖE 2023 sıralamasında Türkiye, 179 ülke arasında 165’inciliğe indi. Akademik özgürlük sıralamasında Türkiye’nin yer aldığı grupta daha kötü durumdaki diğer 13 ülke; Suudi Arabistan, Güney Sudan, İran, Nikaragua, Çin, Suriye, Belarus, Ekvator Ginesi, Bahreyn, Türkmenistan, Eritre, Miyanmar, Kuzey Kore.
Dünyanın en iyi ilk 100, 500 üniversitesi arasında Türkiye’den girebilen üniversite yer almıyor. İlk 1000’e bazı Türk üniversiteleri ancak girebiliyor. Akademik özgürlükte ilk 100’e hiçbir üniversitenin girememiş olması, ülkemiz açısından yüz kızartıcı bir tablo. Bir üniversite ortamında şayet bir tıp profesörü hastalığın tedavi yollarını arayacağına, ‘Allah’ın kuluna cezası’ diye yaklaşıyorsa bilim ve akıl, araştırma, keşif ve icat heyecanı bitmiş demektir.
"TÜRKİYE’NİN GERİSİNDEKİ 5 ÜLKE DİKTATÖRLÜK”
Türkiye Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde 2023’te daha alt sıralara geriledi. World Justice Project’in (WJP) 2023 raporunda, 142 ülke arasında 117’nciliğe inen Türkiye’nin ülke puanı, 100 üzerinden 41. Yolsuzluk endeksinde 71, temel haklarda 133, hukuk yargılamasında 119, ceza yargılamasında 107’nci sırada. İktidarın kullandığı güç ve yetkilere hukuki ve yasal sınırlama getirebilme kriterindeyse 142 ülke içinde 137’nci sırada yer alan Türkiye’nin gerisinde yer alan diğer 5 ülkenin hepsi diktatörlük.
"MİLYONLARCA EMEKLİ İÇİN 8-10 BİN TL SEYYANEN VE YÜZDE 36’LIK ENFLASYON HEDEFİNİN DE İLAVESİYLE BİR ARTIŞ YAPILMASI ZORUNLUDUR”
Memur ve memur emeklilerinin resmi zam oranı yüzde 49,25 olurken SSK ve Bağ-Kur emeklilerine yüzde 37,56’lık enflasyon farkı yansıtılacak. Gelinen aşamada 7 bin 500 TL’lik en düşük emekli aylığının artırılması, emeklilere seyyanen zam vb. için yasal düzenleme gerekiyor. Milyonlarca emekli için enflasyon farkı dışında 8-10 bin TL seyyanen ve 2024’ün yüzde 36’lık enflasyon hedefinin de ilavesiyle reel bir maaş artışı yapılması zorunludur. Bunun dışında yapılacak zam oranı ne olursa olsun, milyonlarca kişi TÜİK’in siyasi talimatlı enflasyon hesabının mağduru olacaktır.
"NARENCİYE ÜRÜNLERİNE YÖNELİK ACİL BİR PLANLAMA YAPILMASI GEREKİYOR”
Ege bölgesinin yanı sıra Adana, Mersin ve Antalya’daki narenciye üreticileri, bahçede mandalinanın kilosunu 1 TL, portakalın kilosunu 3 TL’ye sattıkları halde alıcı bulamadıklarını, ürünlerin dalda çürümeye terk edildiğini söylerken şehirlerde market ve pazarlarda narenciye ürünleri mevsime rağmen fahiş fiyattan satılıyor. Narenciye ürünlerine yönelik acil bir planlama yapılması gerekiyor.
Sadece narenciye ürünleri değil, kış mevsimine ait pek çok sebze ve meyvede benzer durum söz konusu. Üretici mevcut maliyetlerden dolayı ürününü toplayıp satışa arz edemiyor. Pazar ve marketlere az ürün gelince de bu kez fiyatlar olağanüstü düzeylere ulaşıyor. Yüzde 72’ye varan gıda enflasyonuyla kendi ülkesindeki ürünleri en pahalıya tüketen vatandaşlar başta kırmızı et olmak üzere ithal gıda için kur farkından dolayı her gün zamlı fiyat ödemeye mecbur kalıyor.
"İKTİDAR; ABD, İNGİLTERE VE NATO’NUN BASKISINA KARŞI MONTRÖ SÖZLEŞMESİ’Nİ SAHİPLENMEK ZORUNDA KALDI”
Her fırsatta Lozan Anlaşması ve beraberinde Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin Türkiye’ye sağladığı egemenlik hakkı ve kazanımları tartışmaya açan iktidar, geçen hafta ABD, İngiltere ve NATO’nun baskısına karşı Montrö Sözleşmesi’ni sahiplenmek zorunda kaldı. Yaşanan gelişmeler Lozan ve Montrö Anlaşmalarının Türkiye’nin bağımsızlık ve egemenliği açısından hayati önemini bir kez daha sergiledi. Boğazlardaki egemenlik, Karadeniz’de savaşın yayılmaması yanında, olası barışın da güvencesi.”
Yorumlar
Yorum Yapın
İlginizi Çekebilir
Silivri’de Kayıp Vatandaş Sağ Olarak Bulundu

Silivri’nin Büyükkılıçlı Mahallesi’nde kaybolan bir vatandaş, İstanbul AFAD’ın koordinesinde yürütülen yoğun arama-kurtarma çalışmaları sonucunda sağ olarak bulundu.
AFAD Koordinesinde Ortak Çalışma
Kaybolma ihbarının ardından harekete geçen ekipler, İlçe Jandarma Komutanlığı, Silivri Belediyesi Arama ve Kurtarma (SAK) ekibi, sivil toplum kuruluşları (STK) ve gönüllülerin katılımıyla bölgede kapsamlı bir çalışma gerçekleştirdi. Koordineli arama çalışmaları sayesinde vatandaş kısa sürede sağ olarak bulundu.
Sağlık Kontrolleri İçin Hastaneye Sevk Edildi
Bulunan vatandaş, yapılan ilk müdahalenin ardından ambulansla hastaneye sevk edildi. Sağlık durumunun kontrol altında olduğu öğrenildi.
“Tüm kurumlara teşekkür ediyoruz”
Silivri Belediyesi’nden yapılan açıklamada, sürece katkı sağlayan tüm kurum, ekip ve gönüllülere teşekkür edilerek şu ifadelere yer verildi:
“Süreç boyunca özveriyle görev yapan tüm kurumlarımıza, ekiplerimize ve gönüllülerimize teşekkür ediyor; hemşehrimize geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.”
Esenyurt Adliye Sarayı İçin İlk Adım Atıldı

Esenyurt’ta uzun süredir beklenen Adliye Sarayı projesi için önemli bir gelişme yaşandı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile yapılan görüşmenin ardından sürecin resmen başladığı duyuruldu.
Yıl Sonuna Kadar Temel Atma Hazırlıkları Başlıyor
Görüşmeye Esenyurt Kaymakamı Fatih Çobanoğlu, AK Parti İlçe Başkanı Togay Çoban ve Esenyurt Belediye Başkan Vekili Can Aksoy katıldı. Yapılan istişareler sonucunda, yıl sonuna kadar Esenyurt Adliye Sarayı’nın temel atma hazırlıklarının başlayacağı açıklandı.
“Vatandaşlarımız Adalet Hizmetlerine Daha Kolay Ulaşacak”
AK Parti Esenyurt İlçe Başkanı Togay Çoban, ilçenin en büyük ihtiyaçlarından biri olan Adliye Sarayı’nın hayata geçirilmesiyle hem vatandaşların adalet hizmetlerine daha kolay erişebileceğini hem de Esenyurt’un kurumsal kimliğine değer katacağını vurguladı.
“Proje Bakanlığın Desteğiyle Hızla İlerleyecek”
Esenyurt Kaymakamı Fatih Çobanoğlu ise, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un desteğiyle projenin hızla ilerleyeceğini ifade ederek, yıl sonu itibarıyla çalışmaların somut şekilde başlayacağına dikkat çekti.
“İlçeye Büyük Katkı Sağlayacak”
Esenyurt Belediye Başkan Vekili Can Aksoy da, ilçenin böylesine önemli bir yatırıma kavuşmasının Esenyurt için büyük katkı sağlayacağını dile getirdi.
Modern ve Hızlı Hizmet Sunacak
Bakan Tunç’un onayıyla kısa süre içerisinde temeli atılacak olan Esenyurt Adliye Sarayı, ilçedeki adalet hizmetlerini tek çatı altında toplayarak vatandaşlara modern ve hızlı hizmet sunmayı hedefliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Teşekkür
Son olarak, böylesine önemli bir eserin Esenyurt’a kazandırılmasında gösterdiği güçlü irade ve destek için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a şükran ifade edildi.
AK Parti Esenyurt’ta “Türkiye Yüzyılı Buluşması” Düzenlendi

AK Parti Esenyurt İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen “Türkiye Yüzyılı Buluşması”, Esenyurt Recep Tayyip Erdoğan Eğitim Külliyesi’nde yoğun katılımla gerçekleştirildi. Programa, AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir, AK Parti Esenyurt İlçe Başkanı Togay Çoban, eski Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, AK Parti Kars Milletvekili Adem Çalkın, AK Parti İstanbul Milletvekili Seyithan İzsiz ve çok sayıda partili katıldı.
“Milletin iradesine karşı devlet dimdik duruyor”
Buluşmada konuşan AK Parti Esenyurt İlçe Başkanı Togay Çoban, Esenyurt’un kayyum tarafından yönetildiğini hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:
“Esenyurt ilçemiz şu an kayyum tarafından yönetilmektedir. Kayyum, devletin ta kendisidir! Milletimizin emaneti olan belediye, devletimizin güvencesi altındadır. Bu durum bir kez daha göstermiştir ki aziz milletin iradesini yok saymaya kalkan anlayışa karşı devletimiz dimdik durmaktadır.”
“Her kesime dokunuyoruz”
Çoban, Esenyurt’un demografik yapısına değinerek teşkilatın gücünü vurguladı:
-
İlçede yaklaşık 110 bin üyenin bulunduğunu söyledi.
-
Kongre sonrası 2 bin 746 yeni üyenin katıldığını açıkladı.
-
Üyelerin yarısının kadın, yarısının erkek olduğunu, ayrıca 7 binden fazla gencin AK Parti çatısı altında yer aldığını belirtti.
Çoban, “Bu tablo AK Parti’nin Esenyurt’ta her kesime dokunduğunun en güçlü ispatıdır. Dokunmadığımız tek bir yürek, girmediğimiz tek bir ev bırakmamaya kararlıyız. Ak noktamızda sürekli vatandaşlarımızla bir araya geliyor, doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine herkes ile yan yana oluyoruz.” dedi.
“Güçlü teşkilat kurduk”
Çoban, konuşmasında mahalle başkanları, yönetim kurulu üyeleri, meclis üyeleri, kadın ve gençlik kollarının fedakârlıklarını anarak teşekkür etti. İl Başkanı Abdullah Özdemir’in vizyonu ve liderliğinin İstanbul teşkilatına güç kattığını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür
Çoban, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a özel olarak teşekkür ederek şunları kaydetti:
“Onun güçlü liderliği, vizyonu ve milletimiz için gece gündüz demeden ortaya koyduğu gayret bizlere daima yol göstermektedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu irade sayesinde Türkiye, yalnızca kendi vatandaşlarının değil, aynı zamanda tüm mazlum coğrafyaların da umudu olmuştur.”
“Esenyurt Türkiye’dir”
Konuşmasını birlik ve beraberlik mesajıyla tamamlayan Çoban,
“Biz sadece bir siyasi hareket değiliz. Biz bu milletin umudu, geleceği, birliği ve kardeşliğiyiz. Esenyurt için, AK Parti için, Türkiye için hep birlikte haykırıyoruz: Bir olacağız! İri olacağız! Diri olacağız! Hep birlikte güçlü olacağız! Esenyurt Türkiye’dir, Türkiye Esenyurt’tur!” sözleriyle salondaki coşkuya ortak oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ABD’de Yoğun Diplomasi Trafiği

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 80. Genel Kurulu için gittiği Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) New York kentinde yoğun bir diplomasi trafiği yürüttü. Erdoğan, BM Genel Kurulu’na hitabının yanı sıra çok sayıda liderle görüşmeler gerçekleştirdi, uluslararası konferanslara katıldı ve önemli iş birliği mesajları verdi.
Türk Yatırım Konferansı: “100 milyar dolarlık ticaret hedefi sürüyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 22 Eylül’de Türkiye-ABD İş Konseyi tarafından düzenlenen Türk Yatırım Konferansı’na katıldı. Enerji ve savunma sanayi iş birliğini öncelikli alanlar olarak gördüklerini belirten Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ile 2019 yılında belirlenen 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefinin sürdüğünü vurguladı.
Filistin Konferansı: “1967 sınırları temelinde bağımsız Filistin”
BM’de düzenlenen Filistin Konulu Yüksek Düzeyli Uluslararası Konferansa katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin’i tanıyan ülkeleri tebrik ederek şu mesajı verdi:
“Türkiye olarak 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, coğrafi bütünlüğe sahip Filistin Devleti kurulana kadar mücadeleye devam edeceğiz.”
Yoğun Lider Diplomasisi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, New York temasları çerçevesinde birçok lider ve üst düzey temsilciyle görüştü:
-
AB Konseyi Başkanı Antonio Costa ile Avrupa Birliği ilişkilerini değerlendirdi.
-
Kanada Başbakanı Mark Carney ile enerji, savunma sanayi ve NATO müttefikliği üzerine görüştü; Kanada’nın Filistin’i tanımasından memnuniyetini dile getirdi.
-
Kuveyt Veliaht Prensi Sabah Halid el-Hamed es-Sabah ile ticaret ve ikili ilişkilerin geliştirilmesi üzerine görüş alışverişinde bulundu.
-
Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi ile Libya’da kalıcı istikrar ve güvenlik için Türkiye’nin desteğini vurguladı.
-
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile Türkevi’nde yaptığı görüşmede, yaptırımların kaldırılması ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması mesajını verdi.
-
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile ikili ilişkiler, AB süreci ve Filistin meselesini ele aldı. Macron’un Filistin’i tanıma kararını memnuniyetle karşıladı.
-
Vietnam Devlet Başkanı Luong Cuong ile Filistin konusunda ortak duruşu değerlendirdi.
BM Genel Kurulu’nda Dünya Liderlerine Mesajlar
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulu kürsüsünden yaptığı konuşmada ağırlıklı olarak Gazze’de yaşanan soykırıma dikkat çekti.
“Gazze’de iki taraftan söz edilemez. Bir yanda en modern silahlarla donatılmış düzenli ordu, diğer yanda masum siviller vardır. Gün bugündür. Gün, insanlık adına Filistinli mazlumların yanında dimdik durma günüdür.”
Erdoğan, ayrıca Suriye, Rusya-Ukrayna savaşı, KKTC’nin tanınması ve BM reformu gibi başlıklarda da önemli mesajlar verdi.
ABD’de Türk Toplumuyla Buluşma
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi tarafından düzenlenen akşam yemeğine katılarak ABD’de yaşayan Türk vatandaşlarıyla bir araya geldi.
Türk-Amerikan ilişkilerinin müttefiklik ve stratejik ortaklık temelinde ilerlediğini belirten Erdoğan, Başkan Trump’ın ikinci döneminde kurumlar arası diyaloğun hız kazandığını söyledi.
Trump ile Zirve Görüşmesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, temaslarının sonunda Washington’a geçerek ABD Başkanı Donald Trump ile Beyaz Saray’da görüştü.
İki liderin görüşmesi 2 saat 20 dakika sürdü. Erdoğan, F-16 ve F-35 projeleri, Halkbank davası ve Heybeliada Ruhban Okulu konularını gündeme getirdi.
Görüşme kapsamında, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ile ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, iki ülke arasında Stratejik Sivil Nükleer İşbirliği Mutabakat Zaptı’nı imzaladı.
BM İklim Zirvesi: 2035 için emisyon hedefi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM İklim Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin 2035 yılına kadar 466 milyon ton emisyon azaltımı sağlamayı hedeflediğini ve yenilenebilir enerji payının yüzde 60’ın üzerine çıktığını açıkladı.
Beylikdüzü’ndeki Özel Bakım Merkezi İçin Kapatma Kararı

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, İstanbul Beylikdüzü’nde faaliyet gösteren özel bir bakım merkezine yönelik basında yer alan iddialar üzerine açıklama yaptı. Bakanlık, iddiaların ardından kurum hakkında derhal inceleme başlatıldığını, sorumluların görevden alındığını ve merkezin kapatıldığını duyurdu.
İnceleme ve Soruşturma Başlatıldı
Bakanlıktan yapılan açıklamada, söz konusu özel bakım merkeziyle ilgili iddiaların tespit edilmesinin ardından il müdürlüğü tarafından acil denetim sürecinin başlatıldığı ifade edildi.
İhmali bulunan kişilerin iş akitlerinin feshedildiği ve haklarında Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğu belirtildi.
Engelli Bireyler Başka Merkezlere Yerleştiriliyor
Bakanlık açıklamasında, merkezin kapatma kararı alındığı ve burada hizmet alan engelli bireylerin güvenli şekilde başka merkezlere yerleştirilme sürecinin başlatıldığı vurgulandı.
“Süreci Titizlikle Takip Ediyoruz”
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, ihmali bulunanların en ağır cezayı alması için sürecin bizzat takip edildiğini açıkladı:
“İhmali bulunanların en ağır cezayı alması için bizzat suç duyurusunda bulunduğumuz ve müdahil olduğumuz dava sürecini titizlikle takip edeceğiz.”
Bakanlık, kamuoyuna saygıyla duyuruda bulunarak gelişmelerin yakından izleneceğini belirtti.
Saral’dan mahkeme görüntülerine tepki: “Bu kalıpsıza bu şovları kim yaptırıyor?”

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı davalarda çekilen görüntülere tepki gösterdi. Saral, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda İmamoğlu için “bu kalıpsız” ifadesini kullanarak mahkeme salonuna görüntü cihazlarının sokulmasına sert sözlerle karşı çıktı.
“Davalar basına kapalı yapılır”
Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı davalarda mahkeme salonundan paylaşılan görüntüler sosyal medyada gündem olurken, Oktay Saral bu duruma tepki gösterdi. Saral, davaların basına kapalı olarak yapılması gerektiğini hatırlatarak, telefon ve kamera gibi cihazların duruşma salonuna sokulmasının yasak olduğunu vurguladı.
Saral, paylaşımında şu ifadeleri kullandı:
“Bu kalıpsıza bu şovları kim yaptırıyor? Davalar basına kapalı olarak yapılır. Telefon ya da video kamera gibi cihazların duruşma salonuna sokulması yasaktır. Hal böyle iken bu çekimlerin yapılmasına göz yuman mahkeme heyeti acilen açığa alınmalıdır. HSK’yı göreve davet ediyorum.”
HSK’ya çağrı
Saral’ın bu paylaşımında Hakimler ve Savcılar Kurulu’nu (HSK) göreve davet etmesi dikkat çekti. İmamoğlu’nun duruşmalarında çekilen görüntülerin sosyal medyada geniş yankı uyandırması ve binlerce yorum almasının ardından yapılan bu çıkış, siyasette yeni bir tartışmayı da beraberinde getirdi.
Gürsel Tekin’den CHP’den İhraç Kararına Sert Tepki: “Bizi Değil, Vicdanlarını İhraç Ettiler”

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) eski İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, partiden ihraç edilmesine sert tepki gösterdi. Tekin, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Bu kararın bizim onurumuzu zedelemesi mümkün değildir. Bizi değil, kendi vicdanlarını ihraç ettiler” ifadelerini kullandı.
“Bu karar CHP tarihine gölge düşüremez”
Gürsel Tekin, açıklamasında partideki geçmişine vurgu yaparak şunları söyledi:
“Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir neferi olarak ömrümü verdiğim partidem, suça bulaşmış kişilerin, partinin değil kendi şahsi çıkarlarının temsilciliğini yapanların aldığı bir kararla ihraç edildik. Bu kararın bizim onurumuzu zedelemesi mümkün değildir.
Biz bu partinin emektarlarıyız. Bu partiye yıllarımızı, alın terimizi, mücadelemizi verdik. Bizimle aynı yolda yürüyen binlerce yol arkadaşımızın emeğini yok sayarak kendi düzenlerini sürdürmeye çalışanların vereceği hiçbir karar CHP tarihine gölge düşüremez.”
“CHP, şaibelerden arındığında daha da büyüyecek”
Tekin, ihraç kararını partinin geleceği açısından da değerlendirdi:
“Bugün bizi ihraç edenler bilsinler ki aslında ihraç ettikleri biz değiliz; ihraç ettikleri kendi vicdanlarıdır, partinin onurlu geçmişidir. Bizim varlığımızı yok edemezsiniz. Çünkü biz CHP’nin vicdanıyız, kökleriyiz, hafızasıyız.
Sizler bu partiden gittiğinizde, bu partiyi şaibelerden, kişisel hırslardan arındırdığınızda Cumhuriyet Halk Partisi daha da büyüyecek. Çünkü CHP, birkaç kişinin koltuğunu korumak için tasfiye ettiği insanların değil, Mustafa Kemal’in izinden giden milyonların partisidir.”
“Mücadelemiz sürecek”
Partiden ihraç edilmesinin kendisini susturamayacağını vurgulayan Gürsel Tekin, şu ifadelerle açıklamasını noktaladı:
“Bizler, partimizi namussuzlardan, şaibelerden ve kirli düzenlerden temizlemek için mücadelemize devam edeceğiz. İhraç kararlarıyla bizi susturamazsınız. Tarih, bugün alınan bu haksız kararları değil, bu kararların karşısında dimdik duran bizleri yazacaktır.”
İzmir’de “Twerk” Rezaletine 2 Gözaltı!

İzmir’de “Twerk” Rezaletine 2 Gözaltı
İzmir’de bir eğlence mekanında çekilen ve sosyal medyada büyük tepki toplayan görüntüler sonrası soruşturma başlatıldı. Görüntülerde tesettürlü bir kadının, erkek dansçılarla birlikte twerk yaptığı anlar yer alıyordu.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla harekete geçen polis ekipleri, kimlikleri tespit edilen 2 kişiyi gözaltına aldı. Olayla ilgili incelemeler sürerken, gözaltındaki şüphelilerin emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edileceği öğrenildi.
Sosyal medyada kısa sürede yayılan görüntüler, toplumun farklı kesimlerinden yoğun tepki aldı.
Ava Gitme” Dedi, Katliam Yaşandı: Annesini Av Tüfeğiyle Öldürdü!

“Ava Gitme” Dedi, Katliam Yaşandı: Annesini Av Tüfeğiyle Öldürdü
Muğla’nın Köyceğiz ilçesinde aile içi tartışma kanlı bitti. Edinilen bilgilere göre 22 yaşındaki S.S., ava gitmesine karşı çıkan annesiyle tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesi üzerine öfkelenen genç, evde bulunan av tüfeğini alarak annesini başından vurdu.
Ağır yaralanan anne olay yerinde hayatını kaybederken, mahallede büyük üzüntü yaşandı. İhbar üzerine olay yerine sağlık ve jandarma ekipleri sevk edildi. Sağlık ekiplerinin yaptığı incelemede kadının yaşamını yitirdiği belirlendi.
Olay sonrası S.S. jandarma ekipleri tarafından gözaltına alınırken, cenaze otopsi için Muğla Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Bursa’da Metroda Can Pazarı: Yaşlı Adam Raylara Düştü, Mucizevi Şekilde Kurtuldu!

Bursa’da Metroda Can Pazarı: Yaşlı Adam Raylara Düştü, Mucizevi Şekilde Kurtuldu
Bursa’da metro istasyonunda yaşanan olay, yürekleri ağza getirdi. İddiaya göre, peronda metro bekleyen iki öğrenci şakalaştıkları sırada 60 yaşındaki Abdulkadir Kavaklıgil’e çarptı. Çarpmanın etkisiyle dengesini kaybeden Kavaklıgil, raylara düştü.
O sırada istasyona yaklaşan metro makinisti, durumu fark ederek anında fren yaptı. Tren, raylara düşen Kavaklıgil’e çarpmadan durmayı başardı. Olay yerine gelen sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından yaralı adam hastaneye kaldırıldı.
Abdulkadir Kavaklıgil’in sağlık durumunun iyi olduğu öğrenilirken, olayla ilgili inceleme başlatıldı.
İlk Yorum yapan siz olun!