Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin ardından evleri ağır hasar alan ve Elazığ'da Kırklar Mahallesi'ndeki konteyner kentte kalan vatandaşlar yaşam koşullarına tepki gösterdi. Depremzede bir vatandaş, "Ben neredeyse bir yıldır buradayım. Geldiğimizden beri hemen girişin altı su içinde. Hep su akıyor. Çocuklar ayakkabılarını çıkardığı an su içindeler. 15 santimetre su var. Biz yönetime söylüyoruz. Hep yapacaklarını söylüyorlar hala hiçbir şey yapılmadı" dedi. Başka bir depremzede ise, "Ben iş istiyorum. Bir tenekede 4 yıl kim yaşamak ister. Açık cezaevi gibi. İş sözü verdiler ama kimse ilgilenmedi. Ben dilencilik yapmıyorum. Yardım da istemiyorum. Sadece iş verin. Kiramı ödeyeyim ya. Ben oturayım evimde" diye konuştu.
SERRA TAYLAN
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin ardından evleri ağır hasar alan ve Elazığ'da Kırklar Mahallesi'ndeki konteyner kentte kalan vatandaşlar yaşam koşullarına tepki gösterdi. Depremzede bir vatandaş, "Ben neredeyse bir yıldır buradayım. Geldiğimizden beri hemen girişin altı su içinde. Hep su akıyor. Çocuklar ayakkabılarını çıkardığı an su içindeler. 15 santimetre su var. Biz yönetime söylüyoruz. Hep yapacaklarını söylüyorlar hala hiçbir şey yapılmadı" dedi. Başka bir depremzede ise, "Ben iş istiyorum. Bir tenekede 4 yıl kim yaşamak ister. Açık cezaevi gibi. İş sözü verdiler ama kimse ilgilenmedi. Ben dilencilik yapmıyorum. Yardım da istemiyorum. Sadece iş verin. Kiramı ödeyeyim ya. Ben oturayım evimde" diye konuştu.
Zafer Partisi Elazığ İl Başkanı Onur Omrak, Elazığ Kırklar Mahallesi'ndeki konteyner kentlerde kalan depremzede vatandaşları ziyaret etti. Omrak'a konteyner kentteki sağlıksız yaşam koşullarından dolayı yaşadıkları sıkıntıları anlatan depremzedeler sorunlarına çözüm bulunması için yardım istedi.
"YÖNETİME BİR ŞEY DEDİĞİMİZDE KÖPEK GİBİ AZARLAYIP ATIYORLAR"
Depremde evleri ağır hasar alan 3 çocuk annesi vatandaş şunları söyledi:
"Bizi depremzede saymıyorlar. Sayılmamız için herhalde bir can kaybı vermemiz gerekiyordu ki 2 tane de can kaybımız var. Ona rağmen bizi depremzede saymıyorlar. Buraya geldik geleli neredeyse senesine gireceğiz. Yapılan tek şey 4 tane yardım kolisi onun dışında da bir kart dağıttılar. Onu da herkese vermediler. Haklı, haksız usulsüzce dağıttılar. İhtiyacı olan kişilere verilmedi, ihtiyacı olmayanlara da verildi. Ben aldım ama sadece kendi adıma konuşmuyorum. Burada hepimiz birlikte yaşıyoruz. Bu zor süreci hepimiz atlatmaya çalışıyoruz. En önemlisi de yönetim yönetim değil. Yönetime biz bir şey için gittiğimizde bize köpek gibi azarlayıp dışarı atıyorlar.
"DEPREMDE ÖLMEDİK AMA BU DEMEK DEĞİL Kİ BURADAKİ İNSANLAR MAĞDUR DEĞİL"
Konteynerim çürük. Bende videosu var. Kışın ortasında ben suyun içinde konteynerde yaşadım. Gelen yardımlar geri çevriliyormuş. Bunu ben yaşamadım duydum. 'Buradakilerin ihtiyacı yok, alın götürün başka yere verin' deniliyormuş kapıdaki görevliler tarafından. Benim ricam, burada bir Hatay gibi, Maraş gibi ölüm kaybımız yok ama bu demek değil ki buradaki insanlar mağdur değil. Burada da son derece mağdur insanlarımız var. Biri de benim. Hatay'da Maraş'ta nasıl ilgileniliyorsa, burayı da bir deprem bölgesi sayıp ilgilenilmesini istiyoruz. Yönetimin ayrım yapmadan ilgilenmesini istiyoruz. İnanılmaz torpil dönüyor. Herkes kendi adamını seçiyor. Ona göre yardımlar dağıtılıyor. Bunu tespit ettiğimizde valinin üzerine atıyorlar. Herkes birbirinin üzerine atıyor.
"KONTEYNER KENTTE GÜVENLİK YOK"
Güvenlik yok. Herkes elini kolunu sallayarak girebiliyor. Yazın burada silahlı kavgalar da oldu, bıçaklı kavgalar da oldu. Burada hiç bir şekilde çocuğumuzun da bizim de can güvenliğimiz olmadı yani. Ben bunun için de şikayette bulundum ama ilgilenen olmadı. Burada uyuşturucusu da dönüyor, her şey de dönüyor çünkü kayıtlı olmayan insanlar da buraya yerleştirildi. Yönetim kafasına göre insanları getirip konteynerlere yerleştirmiş diye duyduk. Burada her çeşit insan var. Evet olabilir ama buranın güvenliği yönetimle alakalıdır. Sağlık yok. Birçok yerde izliyoruz, Maraş'ta olsun, diğer bütün deprem bölgelerinde olsun daha doğrusu bütün konteyner kentlerde, mesela bizim Malatya tarafında, şehrin girişine Ukraynalıların kaldığı konteyner kent var. Orada tanıdıklarım var. Palyaçosuna kadar gidildi, pamuk şekerler dağıtıldı. Çocukları mutlu etmek adına ki depremzede değiller. Ayrım yapmıyorum. Neticede onlar da mağdurlar ama burada da mağdur olan çocuklar vardı. Çocuklar adına hiçbir şey yapılmadı."
"GELDİĞİMDEN BERİ SUYUN İÇİNDE YAŞIYORUM"
6 Şubat depremlerinin ardından konteyner kentte kalmaya başlayan bir başka vatandaş ise şunları söyledi:
"Ben neredeyse bir yıldır buradayım. Geldiğimizden beri hemen girişin altı su içinde. Hep su akıyor. Sürekli yaz gelip geçti oraya bakılmadı. Çocuklar ayakkabılarını çıkardığı an su içindeler. 15 santimetre su var. Biz yönetime söylüyoruz. Hep yapacaklarını söylüyorlar hala hiçbir şey yapılmadı. Gelip bakıp dönüyorlar. Bir açın bakın. Yapamıyorsanız 'yapamıyoruz' deyip dönün. Ne elektriğe bakıyorlar. Gelip baksınlar. Prizi nereden aldığımız belli. Banyoda su akıyor. Çamaşır makinasının altına bez koyduk. Öyle muhafaza ediyoruz. Bakan yok."
"BİR TENEKENİN İÇİNDE 4 YIL NASIL YAŞANIR?"
2020 Depreminde hem evini hem işini kaybeden ve 4 yıldır iş bulamadığını ifade eden depremzede ise şunları söyledi:
"Ben iş istiyorum. Bir tenekede 4 yıl kim yaşamak ister. Açık cezaevi gibi. İş sözü verdiler ama kimse ilgilenmedi. Ahıskalılar var. Onlara devlet iş verdi. Bizim suçumuz ne? Konteyner verdiler orada kalıyoruz ama mağduriyetimiz çoktur gerçekten. Bir de şunu söylemek istiyorum; başkanımızın neye yönelik yaptığını bilmiyorum ama dışarıdan gelenlere, mültecilere daha çok önem veriyorlar, bize vermiyorlar. Bana vermiyorlar mesela. Ben 4 yıldır iş istiyorum. Kiraya çık diyorlar. Kiralar önceden bin liraydı, şimdi 7 bin lira Elazığ'da. Zaten kiralık ev de yok. Buraya bakarsak, buralardayız. Üst kattayım. Tenekenin içinde bir insan 4 yıl nasıl kalır arkadaşım? Ben bunu sormak istiyorum. Bir insan 4 yıl tenekenin içinde kalamaz. Sormak istiyorum. Artı hiçbir imkan yok.
"BURADA BİR TANE SURİYELİ GÖREMEZSİNİZ ÇÜNKÜ HEPSİNİN EVİ VAR"
Kendi imkanlarımızla sağ olsun devletimiz bize konteyner verdi yine. Çadırlarda kalan insanlarımız var onlar da mağduriyette. Biz bütçemize uygun, kiralık da olsa ev istiyoruz. Bunu duyduk. Burada Ahıskalılar var. Aşağı Demirtaş konteyner kentte. Onlara Bitlis Ahlat'ta yapılan evler var, biliyoruz. Dışardan gelen Suriyeliler mesela. Burada bakın bir tane Suriyeli yok konteynerde kalan. Neredeler; evleri var çünkü. Onlara kira yok, elektrik yok, hiçbir şey yok, sağlık ücreti yok. Ben tansiyon hastasıyım, mide kanaması geçirdim. Bu sıkıntıda kaç tanesi geldi 'biz sana iş bulacağız' dediler. Vermediler, iş vermediler ama Ahıskalılara bakın valilik bunların hepsini işe soktu. Hepsi çalışıyor. Dışardan paraları da geliyor. Bunlar bizim misafirimiz diyorlar. Ne misafiri? Türkiye'de 15 milyon misafir olur mu? Belediye Başkanı Şerifoğulları'ndan sadece iş istedim. 'Bana iş ver, ben buradan çıkayım, kiramı ödeyeyim' diye. Ben dilencilik yapmıyorum. Yardım da istemiyorum. Sadece iş verin. Kiramı ödeyeyim ya. Ben oturayım evimde."
"İNSANLAR BURADA EŞYALARI İLE ÇÜRÜMEK ÜZERELER"
Zafer Partisi İl Başkanı Onur Omrak ise ziyaret sonrası yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Daha önce de başka bir konteyner kentte kalan depremzedelerimiz yeni bir konteyner kente getirilmelerine rağmen, hala şikayetleri çözülmüş değil. Gezdiğimiz yerlerde, gördüğümüz evlerde sürekli sorunlarla karşılaşıyoruz. Şans eseri yaşadıklarını görüyoruz. Burada insanlar gerçekten mağdur ve bu mağduriyetleri giderilmiyor. Yönetim tarafından bazı yardım kartları insanlara adil şekilde dağıtılmıyor. İnsanlar burada eşyalarıyla beraber çürümek üzereler. Bunlara acilen yetkililerin el atması gerekiyor. Biz her platformda bunu dile getireceğiz."
Yorumlar
Yorum Yapın
İlginizi Çekebilir
Muğla Datça Açıklarında 4,7 Büyüklüğünde Deprem Meydana Geldi
Akdeniz’deki 4,7 büyüklüğündeki deprem, Muğla’nın Datça ilçesine 224 kilometre uzaklıkta, 7 kilometre derinlikte kaydedildi.
EDİTÖR/ GÖKCAN ÖZKAN
Akdeniz’de saat 22.09’da 4,7 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından yapılan açıklamaya göre, deprem Muğla'nın Datça ilçesinin 224 kilometre güneyinde ve 7,03 kilometre derinlikte gerçekleşti. Sarsıntı, bölgedeki vatandaşlar tarafından hissedilirken, şu ana kadar can veya mal kaybı ile ilgili bir bilgi verilmedi.
Depremin etkilerini araştıran AFAD, gelişmeleri takip ettiklerini ve olası artçı sarsıntılara karşı halkı uyardı. Datça ve çevresindeki yerleşim yerlerinde güvenlik önlemleri alındığı bildirildi.
Ömer Çelik’ten Deniz Yücel’e Yanıt: “Baas Dili Kullananları Kendi Karanlık Dünyalarıyla Baş Başa Bırakıyoruz”
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP Sözcüsü Deniz Yücel’in AK Parti’ye yönelik eleştirilerine yanıt vererek, "Bu dil, 28 Şubat ve Yassıada zihniyetinden bile daha çirkin" dedi.
EDİTÖR/ GÖKCAN ÖZKAN
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP Sözcüsü Deniz Yücel’in AK Parti’yi hedef alan açıklamalarına sosyal medya hesabından yanıt verdi. Deniz Yücel’in, "AKP, küresel güçlerin asıl soytarısıdır; FETÖ ve PKK ile işbirliği yapan bir iktidardır" ifadelerine sert tepki gösteren Çelik, kullanılan dili eleştirerek "Baas zihniyetinin kalıntılarıyla mücadele etmek demokrasiye olan borcumuzdur" dedi.
Çelik, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“CHP Sözcüsü’nün kullandığı dil, tarihimizde Yassıada ve 28 Şubat zihniyetinin dilinden bile daha çirkindir. Cumhurbaşkanımıza yönelik ifadeleri ise çeşitli ülkelerdeki Baas Partisi sözcülerinin söylemleriyle birebir örtüşmektedir. Siyasi bilgi ve birikimden yoksun bir şekilde, milletimize hizmet eden politikalarımızı hedef alan bu sözleri reddediyoruz.”
Deniz Yücel’e, dış politika ve milli meselelerdeki tutumunu gözden geçirme çağrısında bulunan Çelik, şunları kaydetti:
“Mavi Vatan’a masal diyen, sınır ötesi harekatlara karşı çıkan, Türkiye’nin Azerbaycan ile dayanışmasını eleştiren CHP yöneticileri, milletimizin duruşuyla zıt hareket ediyor. Bu durum, CHP’ye gönül veren vatandaşlarımız için de üzücüdür.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın demokrasi mücadelesine vurgu yapan Çelik, "28 Şubat faşizmi ve Baas zihniyetine karşı mücadelemiz, milletimize olan borcumuzdur" dedi. Çelik, CHP’yi milletin hassasiyetlerine kulak vermeye davet etti.
Fatih Erbakan’dan Ekonomi Eleştirisi: “Bu Saatten Sonra Manda Yoğurtlu Tarif Verebilirler”
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, iktidarın ekonomi politikalarını eleştirerek, "Milletten koptular, verebilecekleri tek şey manda yoğurtlu tarif" dedi.
EDİTÖR/ GÖKCAN ÖZKAN
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, partisinin Mersin İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, iktidarın ekonomi politikalarını sert bir dille eleştirdi. Vatandaşların temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlandığını belirten Erbakan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın manda yoğurduyla ilgili önerisini hatırlatarak, iktidarın halkın sorunlarından uzaklaştığını söyledi.
Erbakan, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“17 bin lira asgari ücretle, hatta 20-30 bin lira maaşla dahi insanlar bu masrafları nasıl karşılayacak? Bu durum, iktidarın milletten koptuğunu gösteriyor. Milletin derdiyle dertlenmekten tamamen uzaklaştılar. Bu saatten sonra verebilecekleri hiçbir şey kalmadı. Millete ancak manda yoğurtlu, kestane ballı, Medine hurmalı tarif verebilirler. Başka verebilecekleri bir şey yok.”
Erbakan, mevcut ekonomi politikalarının halkın yaşam standartlarını giderek kötüleştirdiğini ve çözüm önerilerinin gerçeklikten uzak olduğunu dile getirdi. Kongrede partililerden gelen alkışlar eşliğinde konuşmasını sürdüren Erbakan, Yeniden Refah Partisi’nin halka gerçek çözümler sunacağını vurguladı.
Şanlıurfa’da 5 Günlük Eylem Yasağı
Şanlıurfa Valiliği, 23-27 Aralık tarihleri arasında kent genelinde yapılması planlanan tüm eylem ve etkinlikleri 5 gün süreyle yasakladı.
EDİTÖR/ GÖKCAN ÖZKAN
Şanlıurfa Valiliği, kentteki huzur ve güven ortamını koruma amacıyla, 23 Aralık 2024 saat 00.01’den 27 Aralık 2024 saat 23.59’a kadar tüm açık alan etkinliklerini yasakladığını duyurdu.
Valilikten yapılan açıklamada, yasak kararının 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu ile 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunu çerçevesinde alındığı belirtildi. Bu süre boyunca kentte planlanan basın açıklamaları, yürüyüşler, mitingler, oturma eylemleri, stant açma gibi etkinliklere izin verilmeyeceği vurgulandı. Ayrıca, eylem ve etkinlik amacıyla Şanlıurfa’ya gelmek isteyenlerin kent sınırlarına girişine de müsaade edilmeyecek.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Şanlıurfa’nın huzur ve güvenliğinin, kamu düzeninin ve vatandaşlarımızın dokunulmazlığının korunması amacıyla alınan bu karar doğrultusunda, Valilik ve Kaymakamlık makamlarının uygun göreceği özel etkinlikler dışında hiçbir açık alan faaliyetine izin verilmeyecektir. Yasak, il merkezi ve tüm ilçelerimizi kapsayacaktır.”
Yetkililer, yasağın kamu düzeninin korunmasına yönelik önleyici bir tedbir olduğunu ifade ederek, vatandaşların kurallara riayet etmelerini istedi.
Muğla Belediye Başkanı Aras: Büyük bir faciadan dönüldü
Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, ambulans helikopterin hastane binasına çarparak düşmesiyle ilgili yaptığı açıklamada, Pazar günü olması nedeniyle hastanenin boş olduğunu ve daha büyük bir facianın önlendiğini belirtti.
EDİTÖR/ GÖKCAN ÖZKAN
Muğla’da Sağlık Bakanlığı’na ait bir ambulans helikopterin Eğitim ve Araştırma Hastanesinin binasına çarparak düşmesiyle ilgili açıklama yapan Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, büyük bir facianın önlendiğini söyledi.
Antalya’ya gitmek için havalanan ambulans helikopter, yoğun sis nedeniyle bu sabah saat 10.07’de hastane binasına çarptı. Kazada Pilot Bayram Çiçek, Pilot Tamer Gönül, Dr. Cengiz Coşkun ve acil tıp teknisyeni Selçuk Soykan hayatını kaybetti.
Kazanın ardından hastaneye gelen Başkan Aras, ANKA Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Bugün Pazar olduğu için normalde çok kalabalık olan hastanemiz, sabah saatlerinde oldukça sakindi. Vatandaşlarımızın çevrede olmaması daha ağır sonuçları engelledi. Helikopterin çarptığı bölgenin toplantı salonu olduğunu öğrendik. Neyse ki içeride kimse yoktu.”
Başkan Aras, hava şartlarının kazaya neden olduğunu belirterek, “Helikopterin yoğun sis nedeniyle görüşün sıfır olduğu bir anda havalandığını görüyoruz. Böyle olayların bir daha yaşanmamasını diliyoruz. Milletimizin başı sağ olsun” ifadelerini kullandı.
Helikopterin bakımlarına ilişkin iddialar hakkında da konuşan Aras, “Bakımlarla ilgili herhangi bir sorun duymadım. Kaza kırım ekibi detaylı incelemeyi yapacaktır” dedi.
Adli ve idari soruşturmalar devam ederken kazanın kesin nedenlerinin tespit edilmesi bekleniyor.
TGC’den Halk TV ve KRT TV’ye Yapılan Saldırılara Kınama
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Halk TV ve KRT TV’ye yönelik saldırıları kınayarak saldırganların hak ettikleri cezayı almasını beklediklerini açıkladı. TGC, bu saldırıların basın özgürlüğüne ve halkın haber alma hakkına yönelik bir tehdit olduğunu vurguladı.
EDİTÖR/ GÖKCAN ÖZKAN
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Halk TV ve KRT TV’ye yönelik gerçekleşen saldırılara ilişkin yazılı bir açıklama yaparak saldırıları kınadı. Açıklamada, basına yönelik bu tür saldırıların halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkına ciddi bir tehdit oluşturduğu ifade edildi.
TGC açıklamasında, “Basın özgürlüğünün olmadığı bir toplumda demokrasiden söz etmek mümkün değildir. Halk TV binasına giren saldırgan, çalışanlara hakaret etmiş ve malzemelere zarar vermiştir. Saldırganın çok sayıda suç kaydı olduğu belirlenmiştir. KRT TV’de ise el bombası taşıdığını iddia eden bir kişi güvenliği aşarak yönetim katına ulaşmıştır. Her iki olayda da büyük bir tehlike atlatılmış, saldırganlar yakalanarak tutuklanmıştır” denildi.
Açıklamada ayrıca, gazetecilerin ve medya kuruluşlarının sürekli hedef gösterildiği bir ortamda toplumsal barışın sağlanamayacağına dikkat çekildi. TGC, saldırganların cezalandırılmasını talep ederken, Halk TV ve KRT TV çalışanlarına geçmiş olsun dileklerini iletti.
Şişhane’deki Protestoda Gözaltına Alınan 14 Kişiden 9’u Tutuklandı
Suriye’de yaşamını yitiren gazeteciler için Şişhane Meydanı’nda basın açıklaması yapmak isteyen çoğu gazeteci 14 kişiden 9’u tutuklandı. 5 kişi ise adli kontrolle serbest bırakıldı.
Şişhane Meydanı’nda, Suriye’de "SİHA saldırısı sonucu" hayatını kaybettiği belirtilen gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin için düzenlenmek istenen basın açıklamasına müdahale sırasında gözaltına alınan 14 kişiden 9’u tutuklandı. Basın açıklaması, DİSK Basın İş, Mezopotamya Kadın Gazeteciler (MKG) ve Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) tarafından organize edilmişti.
Tutuklanan isimler arasında gazeteciler Gülistan Dursun, Pınar Gayıp, Serpil Ünal, Hayri Tunç, Enes Sezgin ve Osman Akın yer aldı. Diğer tutuklanan kişiler ise Can Papila, Haci Ugis ve İmam Şenol oldu.
Adli kontrol şartıyla serbest bırakılanlar arasında gazeteciler Zeynep Kuray, Yadigar Aygün, Mahsum Sağlam, Yağmur Filiz ve Pelin Laçin bulunuyor.
Tutuklamalar, basın özgürlüğü ve ifade hakkına yönelik tartışmaları yeniden gündeme taşıdı. Gazeteci örgütleri, gözaltılar ve tutuklamalara tepki göstererek dayanışma çağrısında bulundu.
Hakan Fidan ve Ahmed eş-Şara, Kasyun Dağı’nda Şam’ı Seyrederek Çay İçti
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye’nin yeni lideri Ahmed eş-Şara ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından Kasyun Dağı’nda bir araya geldi. İkili, Şam manzarası eşliğinde çay keyfi yaptı.
EDİTÖR/ GÖKCAN ÖZKAN
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye’de yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şara ile kritik bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısından sonra ikili, Şam’ın simge noktalarından Kasyun Dağı’nda buluşarak Şam manzarası eşliğinde çay içti.
Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz, X hesabından yaptığı paylaşımda bu anlara dair bir fotoğraf yayınladı. Yılmaz, paylaşımına “Kasyun Dağı’ndan Şam’a doğru çay keyfi” ifadelerini ekledi.
Fidan ve Şara’nın görüşmesinde iki ülke ilişkilerinde yeni bir sayfanın açılmasına yönelik adımların ele alındığı öğrenildi. Manzaralı çay sohbeti, ikili diyaloğun samimi bir atmosferde geçtiğinin göstergesi olarak yorumlandı.
Muğla’da Ambulans Helikopter Kazası: 4 Kişi Memleketlerine Uğurlandı
Muğla’da yoğun sis nedeniyle Eğitim ve Araştırma Hastanesi binasına çarpan ambulans helikopterde yaşamını yitiren 4 sağlık çalışanının cenazeleri, düzenlenen törenlerin ardından memleketlerine gönderildi.
EDİTÖR/ GÖKCAN ÖZKAN
Muğla’da Sağlık Bakanlığı’na ait ambulans helikopterin, yoğun sis nedeniyle Eğitim ve Araştırma Hastanesi binasına çarpması sonucu meydana gelen kazada hayatını kaybeden 4 kişinin cenazeleri, Adli Tıp Kurumu’ndaki işlemlerin ardından memleketlerine uğurlandı.
Sabah saatlerinde Antalya’ya gitmek üzere havalanan helikopter, kısa süre sonra hastane binasına çarparak düştü. Kazada Pilot Bayram Çiçek, Pilot Tamer Gönül, hekim Dr. Cengiz Coşkun ve acil tıp teknisyeni Selçuk Soykan yaşamını yitirdi.
Olayın ardından Adli Tıp Kurumu’nda otopsi işlemleri tamamlanan sağlık çalışanlarının naaşları, düzenlenen törenlerle ailelerine teslim edildi. Pilot Bayram Çiçek ve Pilot Tamer Gönül için Aksaz Deniz Üs Komutanlığı tarafından askeri tören düzenlendi.
Törene Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, Vali Yardımcısı ve Menteşe Kaymakamı Mehmet Eriş, Başsavcı Oğuzhan Dönmez ve İl Sağlık Müdürü Ali Burak Mülayim katıldı.
Sağlık personeli Dr. Cengiz Coşkun ve acil tıp teknisyeni Selçuk Soykan’ın cenazeleri ise ailelerine teslim edilerek gözyaşları içinde uğurlandı.
Hayatını kaybedenlerden Pilot Bayram Çiçek’in cenazesi Mersin’e, Pilot Tamer Gönül, Dr. Cengiz Coşkun ve Selçuk Soykan’ın cenazeleri ise Antalya’ya gönderildi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan Şam’da Tarihi Ziyaret: "Suriye’nin Yeni Dönemi İçin Birlikte Çalışacağız"
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Şam’da Suriye’nin yeni lideri Ahmed eş-Şara ile kapsamlı bir görüşme gerçekleştirdi.
EDİTÖR/ GÖKCAN ÖZKAN
Görüşme sonrası düzenlenen ortak basın toplantısında, Fidan, Türkiye’nin Suriye’nin yeniden inşasına her alanda destek vermeye hazır olduğunu ifade ederken, Ahmed eş-Şara ekonomik yaptırımların kaldırılması çağrısında bulundu.
"Suriye Halkı İçin Tarihi Bir Fırsat"
Bakan Fidan, yaptığı konuşmada, "61 yıllık Baas rejiminin zulmünden kurtulan Suriye, artık özgür ve müreffeh bir geleceğe adım atabilir. Türkiye olarak Suriye’nin yeniden yapılandırılmasında, kapsayıcı bir yönetimin tesis edilmesinde ve terör unsurlarının temizlenmesinde iş birliği yapmaya kararlıyız" dedi.
DEAŞ ve PKK/YPG Vurgusu
Fidan, Suriye’deki terör tehdidinin tamamen sona erdirilmesi gerektiğine işaret ederek, "PKK/YPG’nin ve DEAŞ’ın Suriye topraklarından silinmesi için uluslararası toplumun da sorumluluk alması şart. Bugünkü görüşmemizde, bu konuda tam bir mutabakat sağladık" ifadelerini kullandı.
Şara: "Yaptırımlar Sona Ermeli"
Ahmed eş-Şara, uluslararası toplumu Suriye’ye uygulanan ekonomik yaptırımları kaldırmaya davet etti. "Eski rejim sebebiyle mağdur olan halkımız, bu yaptırımlar yüzünden daha fazla acı çekmemeli. Artık yeni bir döneme girdik ve bu süreçte ekonomik destek almak hayati önem taşıyor" dedi.
Türkiye’den Yeniden Yapılandırma Desteği
Fidan, TİKA, Kızılay ve AFAD gibi kurumların Suriye’nin yeniden yapılandırılmasında aktif rol oynayacağını belirterek, "Devlet kurumlarının yeniden güçlendirilmesi ve Suriyeli mültecilerin gönüllü geri dönüşlerinin sağlanması önceliklerimiz arasında" dedi.
İsrail’e Sert Mesaj
Fidan, İsrail’in Suriye topraklarındaki işgalci tavrını eleştirerek, "İsrail’in Suriye’nin toprak bütünlüğüne yönelik müdahalelerine kesinlikle müsamaha gösterilemez" açıklamasında bulundu.
"Silahlar Susturulmalı, Barış Tesis Edilmeli"
Suriye’de silahlı grupların tasfiyesi konusuna da değinen Ahmed eş-Şara, "Yeni dönemde hiçbir grup silah bulunduramayacak. Bütün silahlar Suriye Ordusu’nun kontrolünde olacak" diyerek kararlılık mesajı verdi.
"Trump’ın Yeni Dönemi Farklı Olabilir"
ABD Başkanı Donald Trump’ın göreve yeniden gelmesiyle, YPG/PKK meselesinde olumlu adımlar atılabileceğini ifade eden Fidan, "Trump’ın net ve çıkar odaklı yaklaşımı, bu sorunun çözümünde etkili olabilir" dedi.
"Azınlıklar Güvende"
Şara, Suriye’deki azınlıkların korunmasına yönelik özel hassasiyet gösterdiklerini belirterek, "Azınlıkların haklarını korumak ve provokasyonları engellemek önceliklerimiz arasında" dedi.
İlk Yorum yapan siz olun!