İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yerel yönetimin iktidardaki parti ile aynı olmadığı sürece hizmet gelmeyeceği yönündeki sözlerini eleştirdi. İmamoğlu, "Cumhurbaşkanının Hatay'daki sözlerini dinlediniz mi? İnsana dair böyle bir duygu olmaz. Kendisini ve partisini tercih etmediği için hem de depremzedelerin önünde 10 binlerce canın öldüğü ortamda bile isteye yardım etmediğinin ifadesi bu. Seçime bir buçuk ay kaldı diye sözüm ona insanları korkutarak siyaset yapacak ve itiraf ettiği bu durumundan ötürü insanların oyuna talip olacak. Dün yapılan konuşma görevin ihmalidir. Binlerce insanı çadır hayatına mahkum etmek, insani desteği vermemek bunun bu şekilde ifade biçimidir. Ne için? Oy için" diye konuştu.

Haber: GAYE ŞEYMA CAN / Kamera: SADIK KARAKULOĞLU
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yerel yönetimin iktidardaki parti ile aynı olmadığı sürece hizmet gelmeyeceği yönündeki sözlerini eleştirdi. İmamoğlu, "Cumhurbaşkanının Hatay'daki sözlerini dinlediniz mi? İnsana dair böyle bir duygu olmaz. Kendisini ve partisini tercih etmediği için hem de depremzedelerin önünde 10 binlerce canın öldüğü ortamda bile isteye yardım etmediğinin ifadesi bu. Seçime bir buçuk ay kaldı diye sözüm ona insanları korkutarak siyaset yapacak ve itiraf ettiği bu durumundan ötürü insanların oyuna talip olacak. Dün yapılan konuşma görevin ihmalidir. Binlerce insanı çadır hayatına mahkum etmek, insani desteği vermemek bunun bu şekilde ifade biçimidir. Ne için? Oy için" diye konuştu.
İBB kuruluşu İETT, toplu ulaşımı için yeni ve inovatif yatırımlarını sürdürüyor. Bu kapsamda akıllı ulaşım sistemlerine sahip, güçlü ve konforlu 150 otobüsün daha alımı yapıldı. İETT’nin aldığı 150 yeni otobüslerin ilk 20'si filoya katıldı. Kalan 130'u ise nisan ayına kadar filoya katılmış olacak. İETT’nin İkitelli Garajı’nda bugün düzenlenen “İstanbul’un Yeni Otobüsleri Tanıtım” programına Avcılar Belediye Başkanı Turan Hançerli, Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi ve CHP Başakşehir Belediye Başkan Adayı Mesut Öksüz de katıldı.
“BU KURUMLAR ÖZEL KURUMLAR”
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “İETT kurumumuz 153 yaşında İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin çok özel ve çok kadim kurumlarından bir tanesi. Geçen hafta İSKİ kurumumuzun emeklileriyle rutin hale getirilmiş olan bir buluşmalarına katıldım. Geçmiş dönem genel müdürlerimizden bazı arkadaşlarımız vardı. Geçmişte o kuruma emek vermiş insanlar vardı. Gururlandım. Çünkü İSKİ İstanbul'un su idaresi artık 90 yaşını aşmış kadim kurumlarından bir tanesi yine İstanbul Büyükşehir Belediyemizin. İnsanlarımızın evine temiz içme suyunu ulaştırmak yine atık su yönetimi ve özellikle bizim dönemle birlikte farklı yetki alanlarında başta yaşam vadileri olmak üzere İstanbul'un daha yeşil ve sürdürülebilir bir çevreye sahip olmasıyla ilgili özgün adımlar atan değerli bir kurumumuz. İşte her bir kurum aslında özenle saygı duyulması gereken ve her daim iş ve işlemleri takip edilirken toplum olarak bizler yöneticileri olarak ve aynı zamanda siyasi partiler olarak farklı noktalarda ve makamlarda da olursanız olun bu kurumlarla ilgili konuşurken gerçekten dikkat etmemiz gerekir. Çünkü geçmiş nesillerden bize aktarılmış ve gelecek nesillere taşımakla yükümlü olduğumuz özel kurumlar bu kurumlar. İşte tam da İstanbul'da İETT toplu taşımasında belki de en büyük göreve sahip olan kurumumuz” dedi.
“İETT OTOBÜSLERİ BİR GÜNDE DÜNYA ETRAFINDA 32 TUR ATIYOR”
İETT’nin günde 5 milyona varan yolculuk gerçekleştirdiğini kaydeden İmamoğlu, “Bunu da gece gündüz şehrimizin her noktasında yürütüyor. Öyle ki İETT'nin sadece bir günde yaptığı yol mesafesi 1 milyon 255 bin kilometre. Yani İETT'nin otobüsleri bir günde dünyanın etrafında tam 32 kez tur atacak kadar yol yapıyor. İETT'miz işte böylesine kıymetli ve böylesine önemli bir görevi yönetiyor ve binlerce insanımız, çalışanımız; yöneticisinden, emekçisine çok özel bir hizmeti 16 milyon insanımıza sunuyor. Bu kapsamda 150 adet daha güçlü, konforlu, akıllı ulaşım sistemlerine sahip yerli üretim otobüslerini şehrimize kazandırdık. Bunların 20 tanesi şu an arkamda yer alıyor ve bugün itibariyle görevlerine çıkacak. Hatlarda görevlerine başlayacak. Kalan 130 tanesinin teslimatı da önümüzdeki haftalar ve aylar içerisinde yakın zaman diliminde tamamlanarak İstanbul Büyükşehir Belediyemizin İETT kurumumuzun otobüs filosunun daha da gençleşmesine ve güçlenmesine ve özellikle bu kapasite ve bu ebattaki boyuttaki araçları ile bazı hatlarda eksik kalan sahalarda özellikle semt içlerinde ya da köy yolları diye tarifleyeceğimiz alanlarda daha etkili hizmeti büyüterek devam edeceğiz” diye konuştu.
“BİR KALEM VE BİR MÜREKKEBİ BURADAN UZAK TUTARAK İMZAYI ATMAYAN VE İŞİMİZİ ENGELLEYEN BİR TAVIRLA GÖREV YAPAN YÖNETİCİLER VAR”
“Çabamız İstanbul'un daha iyi hizmet almasıyla ilişkili bir çabadır” ifadelerini kullanan İmamoğlu, şöyle konuştu:
“Gerçekten bereketli bir bütçe yöneterek israfı bu şehrin hafızasından kazıyarak İstanbul'a bu güzel hizmetleri kazandırıyoruz. Arkamızda gördüğünüz başlangıcı olan 20 otobüsümüzle birlikte 150 otobüsümüz İstanbul'umuza hayırlı ve uğurlu olsun. Aldığımız ve almak istediğimiz araçlar sadece bunlar değil. Bazen biliyorsunuz bir imza krizi yaşıyoruz. Bazen UKOME'de imzalar ya da kararlar alınamıyor. Mesela UKOME'de 400’e yakın yeni hatlarla ilgili bir kararımız bekletiliyor. Ya da işte Beylikdüzü, Avcılar, Küçükçekmece, üç belediye başkanımız da burada. Yaklaşık 3,5 milyon insanımızın parasını bulduğumuz, kredisini bulduğumuz bir aşamada hızlıca başlayabileceğimiz Beylikdüzü metrosunun ihalesi hızlıca yapabileceğimiz bir çalışmanın bir imza, bir mürekkep, bir kalemle atılacak imza kefil olmuyor. Bakın bu imzayla beraber sadece yatırım planına dahil edilen bir işten bahsediyoruz. Yani bir kurum öbür kuruma kefil olmuyor. İstanbul itibarlı bir şehir. İstanbul dünyanın en kadim en güzel şehri. İstanbul'un her kurumu devletimizin ve milletimizin kurumu ve itibarlı hele hele bizim gibi şeffaf hesap verebilir, ahlaklı, erdemli bir şekilde bütçeyi yönetirseniz dünyanın her finans kurumu size özel ilgi gösterir. Ya bir kalem ve bir mürekkebi buradan uzak tutarak imzayı atmayan ve bu tür hamlelerle işimizi engelleyen bir tavırla görev yapan yöneticiler var. Üzüntüm şu. Bu UKOME'deki bir katılım şeklinde böyle dizilmiş yan yana talimatla çoğu zaman el kaldıran insanlar gibi davranan bir heyet ve onun yüzünden atılmayan imza ama daha acısı var. Bu Sayın Cumhurbaşkanı'na kadar tırmanan bir uygulama silsilesi. Ama şunu söyleyeyim. İmzalar atılmasa da biz hızla çalışmaya devam ediyoruz. Metroyu da engelliyorlar. Onu da engelliyorlar. Bunu da engelliyorlar. Hiç önemli değil. Evet bizi 300 otobüs alım kararı hem de meclisimizden ortak imzayla çıkmasına rağmen imza atmayarak hızlıca alabileceğimiz, hızlıca başlangıç yapabileceğimiz 300 tane aracı metrobüse katacağımız bir ortamda bizi engellemeye kalktılar. Sadece İstanbul'a biraz zaman kaybettirdiler ama biz ne yaptık? Kendi bütçemizde 5 yıllık dönemimizde 252 adet metrobüsü İstanbul Büyükşehir Belediyemizin İETT kurumuna kazandırdık.”
ENGELLENMESEYDİK 300 OTOBÜS DAHA ALABİLİRDİK: 150 adedi bu yeni otobüsler olmak üzere 293 adet daha otobüsü İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne kazandırdık. Bir baksınlar bakalım 4 buçuk yıllık bir zaman diliminde yani engellenmeseydik bunun üzerine 300 tane daha otobüs alabilirdik. Bu kadar aracı kuruma katabilmiş bir dönem var mıdır? Hem de yılların ihmallerini gideriyoruz. Bunun üzerine yeni bir düzeni, yeni bir sistemi başlattığımız ve İETT'nin hizmet vermeye başladığı Adalar'da da 252 adet de araç sistemimize katıldı. Biz aslında 800’e yakın aracı farklı statülerde, farklı ortamlarda İstanbul Büyükşehir Belediyemizin kurumu olan İETT'ye kazandırmış olduk.
YIPRATMAK İÇİN HER YOLU DENEDİLER: Tarihte hiç olmadığı kadar bu dönem ve bu süreç içerisindeki hizmetleri ile başarılı bir seviyeye kavuştu İETT. Tabii şunu söyleyeyim. Bu kadar başarıyla beraber zirve yaptık. Bir başka konuda daha bizi zirve yaptırmaya gayret ettiler. Hiçbir dönem olmadığı kadar bu dönem iktidar ve medyasının hedefi haline geldi İETT. Niye biliyor musunuz? İETT'de yanlış giden bir iş olduğundan değil. Rutinin ya da ortalamanın asla gerisine düşmeyen bir hizmet alanı olan İETT'de denetim vesaire ki alınan birçok tedbir var… Sadece İETT'yi karalamak İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin bu nitelikli çalışma sahasında bir kurban seçmiş gibi onun üstüne giderek Ekrem İmamoğlu belediye başkanlığı döneminde nasıl lekeleriz, nasıl onu zayıf düşürürüz çabası içerisinde bu kadim kurumu ve binlerce çalışanını yıpratmak için basın medya ve kendi siyasi bireyleri üzerinden her yolu denediler.
İŞİMİZİ AHLAKLI YAPIYORUZ: Çok ayıp ettiler. Çok vicdansızlık yaptılar. Size bir şey söyleyeyim. İETT'nin bütün kadim o geçmişe dair hizmetlerini dahi zan altında bırakacak eylem ve girişimlerde bulundular. Ama şunu söyleyeyim. Bu kurumlara zarar verme çabası üzerinden buradan kar elde ederim anlayışıyla hareket eden hiç kimse siyasette de kazanamaz. İnsanlıkta da kazanamaz. Hiçbir şey de kazanamaz. Bugün kazandım zanneder. İnsanların kalbinde, gönlünde bir kötülük, bir kara leke bırakmak için çaba sarf ederler. Allah'a şükürler olsun. Bu kardeşinize benim yol arkadaşlarıma çalışma arkadaşlarıma doksan binin üzerindeki emekçi ve kendini işine adamış iş arkadaşlarımıza o leke değmez. Çünkü biz işimizi ahlaklı, nitelikli ve kimlikli yapıyoruz. Kötü söz sahibine aittir. Öyle olmuştur. Öyle kalacaktır.
OTOBÜSLER KURUMSAL RENKTE BİRLEŞTİ: Özellikle İETT'nin kurumsallaşması adına çok güzel işler yaptık. Kah özel halk otobüsü olsun yine Eflatun renkli işletmeci araçları olsun hepsi İETT'nin sarı kurumsal rengi altında birleşti. Niye yaptık bunu? İstanbullulara çok daha kaliteli hizmet verebilelim diye. Eskiden dağınıklık vardı. Yok efendim. Şöyle bir arıza var, şöyle bir sıkıntı var. Yahu o halk otobüsü. Evet halk otobüsü. Farklı statüsü var. Farklı sorumluluklar alanları var ama günün sonunda İstanbul Büyükşehir Belediyesiyle, İETT'yle sözleşmeli. Sahalarda görev yapan İstanbulluya hizmet eden alanlar. Onun için o kontrolsüzlüğü ortadan kaldırmak için biz bunları sarı araçlar şeklinde bir kurumsal denetim altında toparladık. Peki o kontrolsüzlükte daha önceki kontrolsüz düzende ne oluyordu? Hatırlamak lazım. Kolay unutuyoruz bazen. Hani bizimle uğraşıyorlar ya, istedikleri kadar uğraşsınlar. Bakın bizden önceki dönemde ne yazık ki o kontrolsüz zaman dilimi içerisinde onlarca ölümlü otobüs kazası oldu.
BİZİM YAPTIĞIMIZ O DÖNEM YAPILSAYDI, 4 İSTANBULLU VATANDAŞIMIZ HAYATINI KAYBETMEYECEKTİ: Çok can yakıcı olaylar oldu. Yıl 2014 özel halk otobüsü, Beykoz Kavacık'ta kaza yapıyor. Ve ne yazık ki otobüs. Bir anda alev alev yanıyor. Ve ne yazık ki o yangında yanan otobüste dört vatandaşımız yanarak hayatını kaybediyor. Bilirkişi incelemesi çok acı bir gerçeği ortaya çıkarıyor. Niye o şekilde beklenmedik bir anda acı bir yangın çıkmış? Dönemin yöneticilerinin büyük bir eksikliği, büyük bir denetimsizliği yüzünden bakılmış ki, bilirkişi raporlarında mevcut araca mazot yerine yanık yağı kullanılmış. O kazada dört İstanbullu hayatını kaybetmiş dönemin yöneticilerinin ilgisizliği, bu tür tedbirlerin alınmasındaki gecikme nedeniyle vatandaşlarımız yaşamlarına veda ettiler. Şimdi bu dönem peki bize ne kazandırdı? Bu araçların, yani o diğer araçların da yakıtını biz karşılıyoruz. En güvenli yerlerden. Yakıtları tertemiz bir şekilde araçlara konuyor ve takip ediliyor. Bu kadar net. Eğer bizim şimdi yaptığımız o dönem yapılsaydı 4 vatandaşımız yaşamını kaybetmeyecekti. İETT'yi bugün suçlayanların geçmişi ne yazık ki bu tarz kötü olaylarla anmak ve hatırlamak dahi istemeyeceğimiz sicille doludur.
ADALETE VE KALKINMAYA BAK. BU ÇOK ACI BİR FOTOĞRAFTIR: Bu tür kötü sözlere karalayıcı o kötü görüntüleri insanlara servis eden anlayışa ne olur kulak asmayın. İtibar etmeyin. Şunu söyleyeyim: Eksik olabiliriz, hatamız olur. Biz yöneticileriz. Çıkarız özür de dileriz. Bizim milletimizden gizli saklı bir şeyimiz yok ki. Gördünüz yolun kenarına set kurmuşlar. İşi bir ajansa vermişler. Hani bize ajans ajans diyorlar ya. İstanbul'un her yerinde de çekim izni almışlar. Otobüsün önünde, arkasında yanıyor, duman hissi veren, bir görüntü… İçindeki adam da anlatıyor garibim diyor ki işte 15 bin lira aldık. Ajansa işveren kim? Adalet ve Kalkınma Partisi. Adalete ve kalkınmaya bak. Bu çok acı bir fotoğraftır.
BELEDİYE BAŞKANI BİR KİŞİYLE BİLE KÜSEMEZ: Yönetme anlayışı insanların topluma hizmet anlayışının tek karşılığı var. Ne biliyor musunuz? Oy. Bakın dün gibi hatırlıyorum. Başakşehir'i işaret ederek benden önceki dönem rahmetli Sayın Topbaş'ı görevinden istifa etmek zorunda bırakan anlayış yerine bir arkadaşı atamıştı. Ne demişti? ‘Tabii ki bize oy verenlere metro yapacağız’ demişti. Bunu toplumun huzurunda konuşarak miting gibi bir de onu alkışladılar. Bir kısım yol arkadaşı onu alkışladı. Ben dedim ya bu nasıl belediye başkanlığı, ayıptır. Bu denmez. Yani bir topluma belediye başkanı olan her insan o gün itibariyle herkesin belediye başkanıdır. Ben hep söylerim belediye başkanı bir kişiyle bile küsemez. Bir kişinin bile elini itemez. Herkesi dinlemekle yükümlüdür. Adalet dağıtmakla yükümlüdür. Garipsemiştim. Ben o kişiye dönük o garipsediğim duygularımı geri alıyorum. Çünkü kusurlu o değil ki.
DÜN YAPILAN KONUŞMA GÖREVİN İHMALİDİR: Cumhurbaşkanı’nın Hatay'daki sözlerini dinlediniz mi? Gerçekten analize muhtaç ifadelerdir. Vicdanen analize muhtaçtır. Hukuken muhtaçtır. Psikolojik olarak analize muhtaçtır. İnsana dair böyle bir duygu olmaz. Olamaz. Kendisini ve partisini tercih etmediği için hem de depremzedelerin önünde deprem bölgesinde 10 binlerce canın öldüğü ortamda bile isteye yardım etmediğinin ifadesi bu. Başka bir ifade değil. Ne için? Seçime bir buçuk ay kaldı diye sözüm ona insanları korkutarak siyaset yapacak ve itiraf ettiği bu durumundan ötürü insanların oyuna talip olacak. Yani bu iş bu tarz bu tutum bu tür davranışlar bence siyasetin konusu değil ve toplumun vicdanına emanettir. Ne olacak yani? Hataylı senden korkacak ve koşa koşa sana oy mu verecek? Ya da başka bir şehir. Tıbbın konusudur bu konu. Psikolojik olarak incelenmelidir. Bu ifadeler hafife alınacak ifadeler değildir. Ya bir ülkenin başına gelen bir insan hepimiz ondan şunu bekleriz. Toplumun her kesimine adalet dağıtan, toplumun her kesimiyle ilgili iyilikle, güzellikle konuşan bir insanın dilinde kötülük olur mu? Allah aşkına. Ya kaldı ki makamın büyüdükçe başın eğilir. Tevazun büyür. Oturursun bir çiftçiyle, bir emekçiyle, bir işverenle fark etmez… Bir öğrenciyle, bir çocukla, bir kadınla, bir köylüyle, bir kentliyle, bir sanatçıyla… Aynı seviyede, aynı bakış açısıyla konuşursunuz. Bu nasıl bir anlayış ya? Efendi, hükmeden, hakim! Milletin efendi olduğunu bunlar öğrenecek 31 Mart'ta. Millet efendi millet. Siz efendi değilsiniz. Dün yapılan konuşma görevin ihmalidir. Binlerce insanı çadır hayatına mahkum etmek, insani desteği vermemek bunun bu şekilde ifade biçimidir. Ne için? Oy için. Bir ülke düşünün. Yani tüm vatandaşlarını kucaklaması gereken bir insan kendi vatandaşlarına partiniz ayrıysa zulümü konuşurum diyecek kadar özensiz ve bunu itiraf ediyor.
BU TEHDİDİNİZİN KARŞILIĞI MİLYONLAR OLACAK, GÖRECEKSİNİZ: Yunus Emre'nin çok güzel bir sözü var; ‘Zulüm ile abad olanın ahiri berbad olur’. Onun için bu tehdidi milletimiz yutmaz. Bu tehdidin karşılığını bu millet öyle bir verir ki… Müthiş bir demokrasi cevabıydı 31 Mart'taki seçimi 6 Mayıs'ta iptal edip 23 Haziran'da aldıkları cevap 13 bin oyu küçümsediler, aradaki fark 806 bin oya çıktı. Bu tehdidinizin karşılığı milyonlar olacak, göreceksiniz. Sadece İstanbul'da değil, Türkiye'nin her yerinde bu tehdidin karşılığını milletimiz demokrasi şamarı gibi cevabını verecek. Efendim merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse dayanışma halinde olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez demiş. Bakar mısınız? Tehdide bakar mısınız? Peki niye tehdit biliyor musunuz? Niye tehdit? Söyleyeyim. Korkudan, korkuyorlar. Neyi, neden korkuyorlar? Koltukları kaybedecekler diye korkuyorlar!
KENT YÖNETİMLERİNİ BİZE VERİN Kİ ŞEYTAN AZAPTA GEREK MİSALİ KENDİLERİNE ÇEKİDÜZEN VERMEYE DEVAM ETSİNLER: Tir tir titriyorlar. Milleti tehdit ederek oy gasp etmeye çalışıyorlar. Sevgili İstanbullular bu numarayı yutmadınız, yutmayacaksınız. Size şunu söyleyeyim. Her zaman olduğu gibi aslında hep kendilerini aldatılan diye tarif eden bu kesim, bu bir avuç insan şimdi toplumu, milleti aldatmaya ve kandırmaya çalışıyor. İstanbul’da biz belediyeyi kazanıp atom karınca gibi çalışmaya başlayınca başları döndü. Ben ne demiştim? 18 günde bile yaptığımız işlerle ortaya koyduğumuz. Performans bunları çıldırttı, seçimi iptal ettiler ya. Ben o zaman ne demiştim? 4 buçuk senede bunları deli edeceğiz. Deli divane edeceğiz demiştim. Onun için o günden beri panik halindeler. Onun için her gün saldırıyorlar. Biz 10 metroyu birden yapmaya başlayınca panik oldular. Nasıl yapıyorlar? 10 binlerce insan vızır vızır yeraltında çalıştığı bir İstanbul var ettik. Yıllardır yapamadıkları 3 metro için onlar da çalışmaya başladılar. İstanbul Havalimanı metrosu biz olduğumuz için iki sene, üç sene geç de olsa bitti. Yoksa onu da bitiremeyeceklerdi. Biz onlara da çalışmayı hatırlattık, öğrettik. İstanbul kazandı. Rekabet İstanbul'a kazandırdı. Hatırlayın hem merkezi hem yerel yönetim bunlardayken ne durumdaydı? 10 metrosu durmuş kente çivi çakılmıyordu. Bakın bu tamamen rahatlıktan. Hatırlayın Mecidiyeköy Meydanı'nın o pespaye halini gidin şimdiki haline bir bakın. Hatırlayın Sarayburnu'nun çöplük halini şimdi gidin pırlanta gibi haline bakın. Beşiktaş Meydanı, Kartal Meydanı. Hatırlayın Üsküdar'ın denizle bir olduğu hali şimdi gidin yağmurda ‘Üsküdar'a giderken’ türküsüyle, şarkısıyla Üsküdar'ın sahillerinde dolaşın. İstanbul'un her noktasında milyarlarca liralık yatırım. Hem yereli, hem geneli verirseniz, hele hele böyle işi gücü görev yapmak değil de millete hükmetmek, milleti korkutmak kavramıyla hareket eden, anlayışa sahipseler yan gelip yatarlar kardeşim. O yüzden yerel seçimde çok daha güçlü bir şekilde kent yönetimlerini milletimizin bize vermesini istiyoruz. Bize verin ki şeytan azapta gerek misali kendilerine çekidüzen vermeye devam etsinler. Bunlar da kendilerine çeki düzen verecek ahval de kalmadı. O ayrı ama inşallah verirler.
BU DİLE HAK ETTİĞİ CEVAP VERİLECEK: Millete efendilik hatta efelik yapmaya çalışan bu akla millet gerçek efendinin vatandaş olduğunu, millet olduğunu 31 Mart'ta gösterecek. Göreceksiniz çok daha güçlü bir şekilde bizler 31 Mart'ta bu millete hizmet için geleceğiz. Kendisini tehdit eden bu tür yöneticilere bu tür dile hak ettiği cevabı verecek.
SİSİ'YE Mİ OY VERECEKSİNİZ BİNALİ BEY'E Mİ DEDİ. BİNALİ BEY Mİ SİSİ Mİ DİYE MEYDANLARDA BAĞIRDI: Bu işler öyle sahte kabadayılıkla olmuyor. Hatırlayın NATO’ya ‘İsveç’i almayız’ dediler değil mi? İsveç'e terör yuvası dediler. Ne oldu peki? Fazla değil bu lafların denildiğinden bir ay sonra İsveç NATO'ya üye oldu. Doğru mu? Hatırlayın, benimle ilgili bir konuyu hatırlayın. Yani seçimi kazanmak adına bana ne dedi 2019’da? Sisi dedi. Sisi'ye mi oy vereceksiniz Binali Bey'e mi dedi. Binali Bey mi Sisi mi diye meydanlarda bağırdı. Ne oldu. Önümüzdeki hafta ziyarete ayağına gidiyorsunuz. Bunları niye anlatıyorum biliyor musunuz? Yapılmış işlere, sözlere bakarak önümüzdeki dönem ne kadar önemli bir işimiz olduğunu, milletimize hizmetlerimizi daha güçlü bir şekilde anlatmamız gerektiğini, daha büyük bir iş birliği içerisinde davranmamız gerektiğini sizlere hatırlatıyorum.
SİZİ KORKUTARAK SÖZÜM ONA OYUNUZU ALMAYA ÇALIŞAN ANLAYIŞA SİZ TAM TERSİNE BİR CEVAP VERECEĞİNİZE YÜREKTEN İNANIYORUM: Vatandaşlarımıza diyorum ki sizi tehdit eden anlayışa ve sizi korkutarak sözüm ona oyunuzu almaya çalışan anlayışa siz tam tersine bir cevap vereceğinize yürekten inanıyorum. Kaldı ki onun dediğinin tersini yapan kentler hizmet almada Türkiye'nin en şanslı kentleri oldu. Çünkü kendisi dediğinin tersini yapmakla ünlü birisi. Göreceksiniz milletimiz de gereğini yapacak. Ne yazık ki ekonomi, enflasyon, bugün insanların geldiği yoksulluk ortamı, dar gelirlilerin düştüğü durum, emeklilerin düştüğü durum üç haneli enflasyona doğru gidişimiz bütün bunlara bakarak sakın o tehdide kanmayın benim değerli vatandaşlarım.
ÇOK DEĞERLİ HİZMETLER YAPIYORUZ: Bugün İstanbul'un tamamında çok değerli hizmetler yapıyoruz. İETT'nin çok değerli yenilikçi hizmetleriyle İstanbulluları buluşturuyoruz. Size sadece İETT’nin bazı ilklerinden bahsetmek istiyorum.
İETT tarihinde ilk kez; 280 yolcu kapasiteli, çift körüklü, güçlü, konforlu, akıllı ulaşım sistemlerine sahip, yerli üretim otobüsleri şehrimize kazandırdık. İBB olarak kendi imkanlarımızla dizelden elektrikliye ilk otobüs dönüşümünü gerçekleştirdik. Ulusal standartlarda 10 farklı muayene istasyonu kurduk. Tüm Özel Halk Otobüslerinin denetimini İETT bünyesine alarak, tüm bu araçlarda şoför duygu –durum analizi, kaza uyarı sistemi gibi kapsamlı dijital dönüşüm projesini ilk kez hayata geçirdik. İstanbul’daki kapalı durak oranını ilk kez %35’ten %46’ya çıkardık. İlk kez 39 ilçenin tamamında hizmet vermekte başladık ve İETT’ye erişilebilirlik oranını %99’a çıkardık. Bugün İstanbul’un tamamında maksimum her 500 metrede bir İETT durağımız bulunuyor.
KADIN İSTİHDAMI: İETT tarihinde hiç kadın şoför görev almamıştı. Bu dönemde ilk kez başlattığımız uygulama ile kadın şoförlerimizi İETT’de ilk kez göreve başlattık ve bugün kadın şoför sayımızı 155’e ulaştırdık. Kadın çalışan sayımızı % 85 artırdık, kadın yönetici sayımızı ise 3 katına çıkardık. Bütün bunları yapabilmek için yönetim becerisi gerekir, organizasyon ve finansman becerisi gerekir, liyakat gerekir. Milletin evlatları ile milletin kurumlarını yönetmek. Böyle bir ahlakın temsilcisiyiz. Ama en çok da adalet duygusu, vatan, millet sevgisi gerekir. Siz eğer, ‘Bize oy vermeyen yerlere metro götürmüyoruz’ derseniz vatandaşlarımıza onlara ders vermek düşer. Her şey çok güzel olacak. Nasıl özellikle yöneticiler noktasında yolcuların partisini sormaya kadar bir süreci tariflemeye çalışsalar da biz herkese milletin evlatları olarak bakmaya devam edeceğiz.
ENERJİMİZ ÇOK YÜKSEK: 86 milyon insana eşit hizmet etmeyi önüne hedef olarak, ilke olarak koyacak ve buna sadık kalacak insanlardan olduk, olmaya devam edeceğiz. İnanın bu anlayışla İstanbul'u çok daha güzel günlere taşımak için kararlılığımız ve enerjimiz çok yüksek. Tabii ki buraya biz 20 otobüs için geldik ama inanın bu sözleri duyunca insan dertleniyor ve içi acıyor. Bunlarla ilgili de halkımızla dertleşmemiz gerekiyordu. Yarın o yaşadığımız depremin, o acı depremin 10 binlerce insanımızı kaybetti. Canımızı yitirdiğimiz, ciğerimizin dağlandığı paramparça olduğu depremin yıl dönümü. Yarın ben Hatay'da olacağım. Değerli Genel Başkanımızla beraber. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin değerli çalışanlarının özenli katkılarıyla birlikte İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak Kırıkhan'da bir lisenin temel atma törenini yapacağız. Bir liseyi Kırıkhan'da deprem döneminde katkılarımızı sunmak adına oraya kazandıracağız. Tabii ki katkılarımız ve takibimiz deprem bölgesinde devam etmekte. Yarın bu acı günün yıl dönümünde dualarımızı kaybettiğimiz canlarımız adına yapacağız ve kaybettiğimiz canlarla birlikte hayatını orada sürdüren 11 şehrimizdeki insanlarımızın biliyoruz ekonomik standartları aşağı düştü. Biliyoruz eğitim standartları aşağı indi. Yaşam koşulları çok kötü. Biliyoruz bir kısım hizmetler oraya yeterince ve zamanında götürülmedi. Ama size söz, şunu söylüyorum. Görevimiz, makamımız ne olursa olsun, o 11 şehirde yaşayan insanlarımızın seviyelerini bu ülkede yaşayan her insanımızın seviyesiyle eşitleyene kadar gece gündüz çalışacağımıza ve milletimize layık olma yönünde önce o coğrafyada yaşayan insanlarımızın bize dua ettiği, teşekkür ettiği hizmetlerimizi yapacağımızı buradan o bölge insanlarımıza da iletmek isterim. Allah bizi başta onlara, sonra milletimize, sonra da İstanbullu hemşehrilerimize mahcup etmesin. Otobüslerimiz İstanbul'umuza hayırlı ve uğurlu olsun. Hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.”
YÜKSEK KONFOR VE GÜVENLİK DONANIMI: Ekrem İmamoğlu konuşmasının ardından 20 otobüsün önünde İETT Genel Müdürü İrfan Demet’ten de bilgi aldı. Yaklaşık 1 milyar TL’lik yatırımla İstanbul’a kazandırılan araçlar konfor ve güvenlik donanımlarıyla dikkat çekiyor. 12 metre uzunluğundaki 100 yolcu kapasiteli otobüsler, 300 beygir güce sahip. Araçta dijital kamera ayna sistemleri, anlık şoför duygu durum analizi ve yolcu sayma sistemleri bulunuyor. Ayrıca araç verilerini anlık Filo Yönetim Merkezi ile paylaşabilme özelliği ile şoför kaza uyarı donanımı, Telemetri Sistemi ve sürücü için görüş kameraları da aracın diğer sistemleri arasında bulunuyor.”
Yorumlar
Yorum Yapın
İlginizi Çekebilir
Mersin’de düğün faciası: Çatıdan düğünü izleyen genç kurşunların hedefi oldu!

Mersin’de düğün faciası: Çatıdan düğünü izleyen genç kurşunların hedefi oldu
Mersin’in Akdeniz ilçesinde sokakta yapılan bir düğün, can kaybıyla sona erdi. Edinilen bilgilere göre, 20 yaşındaki Yakup Sarıca evinin çatısına çıkarak düğünü izlemeye başladı. Bu sırada düğünde havaya ateş açılması sonucu Sarıca göğsünden ve sırtından vuruldu.
Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Ağır yaralanan Sarıca, hastaneye kaldırıldı ancak tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Olayın ardından bölgede geniş çaplı inceleme başlatan polis, düğünde ateş eden kişilerin tespit edilmesi için çalışma başlattı.
Genç yaşta hayatını kaybeden Yakup Sarıca’nın ölümü, mahallede ve yakın çevresinde büyük üzüntüye yol açtı.
Okul önünde silah sesleri: Batman’da öğrenciler korku dolu anlar yaşadı!

Okul önünde silah sesleri: Batman’da öğrenciler korku dolu anlar yaşadı!
Batman’da bir lisenin önünde çıkan silahlı kavga, çevrede büyük paniğe neden oldu. İddiaya göre, aralarında husumet bulunan iki grup okul önünde karşı karşıya geldi. Tartışmanın kısa sürede büyümesiyle taraflar birbirine tabancayla ateş açtı.
Çatışma sırasında ölen ya da yaralanan olmadı, ancak park halindeki bazı araçlara kurşun isabet etti. Öğrenciler ve veliler yaşanan olay nedeniyle büyük korku yaşarken, çevrede güvenlik önlemleri artırıldı.
Polis ekipleri olaya karışan şüphelileri yakalamak için geniş çaplı çalışma başlattı.
İstanbul’da “sex bomb” dansı skandalı: Polis baskınıyla son buldu!!

İstanbul’da “sex bomb” dansı skandalı: Polis baskınıyla son buldu!
İstanbul’un Fatih ilçesinde, turistlere yönelik müstehcen gösteriler düzenlendiği belirlenen bir eğlence işletmesine polis ekipleri baskın düzenledi. “Sex bomb” dansı adı altında yapılan uygunsuz gösterilerin sosyal medyada yayılması üzerine harekete geçen ekipler, mekânda detaylı denetim gerçekleştirdi.
Yapılan baskında işletmede uygunsuz içerikli eğlencelerle turistlerin eğlendirildiği ortaya çıktı. Polis, işletmede bulunan bir kişiyi gözaltına alırken, söz konusu mekâna 120 bin 482 TL idari para cezası uygulandı.
Yetkililer, kamu düzenini ve toplumsal değerleri zedeleyen bu tür faaliyetlere izin verilmeyeceğini, denetimlerin artarak süreceğini belirtti.
Silivri’de Kayıp Vatandaş Sağ Olarak Bulundu

Silivri’nin Büyükkılıçlı Mahallesi’nde kaybolan bir vatandaş, İstanbul AFAD’ın koordinesinde yürütülen yoğun arama-kurtarma çalışmaları sonucunda sağ olarak bulundu.
AFAD Koordinesinde Ortak Çalışma
Kaybolma ihbarının ardından harekete geçen ekipler, İlçe Jandarma Komutanlığı, Silivri Belediyesi Arama ve Kurtarma (SAK) ekibi, sivil toplum kuruluşları (STK) ve gönüllülerin katılımıyla bölgede kapsamlı bir çalışma gerçekleştirdi. Koordineli arama çalışmaları sayesinde vatandaş kısa sürede sağ olarak bulundu.
Sağlık Kontrolleri İçin Hastaneye Sevk Edildi
Bulunan vatandaş, yapılan ilk müdahalenin ardından ambulansla hastaneye sevk edildi. Sağlık durumunun kontrol altında olduğu öğrenildi.
“Tüm kurumlara teşekkür ediyoruz”
Silivri Belediyesi’nden yapılan açıklamada, sürece katkı sağlayan tüm kurum, ekip ve gönüllülere teşekkür edilerek şu ifadelere yer verildi:
“Süreç boyunca özveriyle görev yapan tüm kurumlarımıza, ekiplerimize ve gönüllülerimize teşekkür ediyor; hemşehrimize geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.”
Esenyurt Adliye Sarayı İçin İlk Adım Atıldı

Esenyurt’ta uzun süredir beklenen Adliye Sarayı projesi için önemli bir gelişme yaşandı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile yapılan görüşmenin ardından sürecin resmen başladığı duyuruldu.
Yıl Sonuna Kadar Temel Atma Hazırlıkları Başlıyor
Görüşmeye Esenyurt Kaymakamı Fatih Çobanoğlu, AK Parti İlçe Başkanı Togay Çoban ve Esenyurt Belediye Başkan Vekili Can Aksoy katıldı. Yapılan istişareler sonucunda, yıl sonuna kadar Esenyurt Adliye Sarayı’nın temel atma hazırlıklarının başlayacağı açıklandı.
“Vatandaşlarımız Adalet Hizmetlerine Daha Kolay Ulaşacak”
AK Parti Esenyurt İlçe Başkanı Togay Çoban, ilçenin en büyük ihtiyaçlarından biri olan Adliye Sarayı’nın hayata geçirilmesiyle hem vatandaşların adalet hizmetlerine daha kolay erişebileceğini hem de Esenyurt’un kurumsal kimliğine değer katacağını vurguladı.
“Proje Bakanlığın Desteğiyle Hızla İlerleyecek”
Esenyurt Kaymakamı Fatih Çobanoğlu ise, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un desteğiyle projenin hızla ilerleyeceğini ifade ederek, yıl sonu itibarıyla çalışmaların somut şekilde başlayacağına dikkat çekti.
“İlçeye Büyük Katkı Sağlayacak”
Esenyurt Belediye Başkan Vekili Can Aksoy da, ilçenin böylesine önemli bir yatırıma kavuşmasının Esenyurt için büyük katkı sağlayacağını dile getirdi.
Modern ve Hızlı Hizmet Sunacak
Bakan Tunç’un onayıyla kısa süre içerisinde temeli atılacak olan Esenyurt Adliye Sarayı, ilçedeki adalet hizmetlerini tek çatı altında toplayarak vatandaşlara modern ve hızlı hizmet sunmayı hedefliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Teşekkür
Son olarak, böylesine önemli bir eserin Esenyurt’a kazandırılmasında gösterdiği güçlü irade ve destek için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a şükran ifade edildi.
AK Parti Esenyurt’ta “Türkiye Yüzyılı Buluşması” Düzenlendi

AK Parti Esenyurt İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen “Türkiye Yüzyılı Buluşması”, Esenyurt Recep Tayyip Erdoğan Eğitim Külliyesi’nde yoğun katılımla gerçekleştirildi. Programa, AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir, AK Parti Esenyurt İlçe Başkanı Togay Çoban, eski Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, AK Parti Kars Milletvekili Adem Çalkın, AK Parti İstanbul Milletvekili Seyithan İzsiz ve çok sayıda partili katıldı.
“Milletin iradesine karşı devlet dimdik duruyor”
Buluşmada konuşan AK Parti Esenyurt İlçe Başkanı Togay Çoban, Esenyurt’un kayyum tarafından yönetildiğini hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:
“Esenyurt ilçemiz şu an kayyum tarafından yönetilmektedir. Kayyum, devletin ta kendisidir! Milletimizin emaneti olan belediye, devletimizin güvencesi altındadır. Bu durum bir kez daha göstermiştir ki aziz milletin iradesini yok saymaya kalkan anlayışa karşı devletimiz dimdik durmaktadır.”
“Her kesime dokunuyoruz”
Çoban, Esenyurt’un demografik yapısına değinerek teşkilatın gücünü vurguladı:
-
İlçede yaklaşık 110 bin üyenin bulunduğunu söyledi.
-
Kongre sonrası 2 bin 746 yeni üyenin katıldığını açıkladı.
-
Üyelerin yarısının kadın, yarısının erkek olduğunu, ayrıca 7 binden fazla gencin AK Parti çatısı altında yer aldığını belirtti.
Çoban, “Bu tablo AK Parti’nin Esenyurt’ta her kesime dokunduğunun en güçlü ispatıdır. Dokunmadığımız tek bir yürek, girmediğimiz tek bir ev bırakmamaya kararlıyız. Ak noktamızda sürekli vatandaşlarımızla bir araya geliyor, doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine herkes ile yan yana oluyoruz.” dedi.
“Güçlü teşkilat kurduk”
Çoban, konuşmasında mahalle başkanları, yönetim kurulu üyeleri, meclis üyeleri, kadın ve gençlik kollarının fedakârlıklarını anarak teşekkür etti. İl Başkanı Abdullah Özdemir’in vizyonu ve liderliğinin İstanbul teşkilatına güç kattığını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür
Çoban, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a özel olarak teşekkür ederek şunları kaydetti:
“Onun güçlü liderliği, vizyonu ve milletimiz için gece gündüz demeden ortaya koyduğu gayret bizlere daima yol göstermektedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu irade sayesinde Türkiye, yalnızca kendi vatandaşlarının değil, aynı zamanda tüm mazlum coğrafyaların da umudu olmuştur.”
“Esenyurt Türkiye’dir”
Konuşmasını birlik ve beraberlik mesajıyla tamamlayan Çoban,
“Biz sadece bir siyasi hareket değiliz. Biz bu milletin umudu, geleceği, birliği ve kardeşliğiyiz. Esenyurt için, AK Parti için, Türkiye için hep birlikte haykırıyoruz: Bir olacağız! İri olacağız! Diri olacağız! Hep birlikte güçlü olacağız! Esenyurt Türkiye’dir, Türkiye Esenyurt’tur!” sözleriyle salondaki coşkuya ortak oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ABD’de Yoğun Diplomasi Trafiği

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 80. Genel Kurulu için gittiği Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) New York kentinde yoğun bir diplomasi trafiği yürüttü. Erdoğan, BM Genel Kurulu’na hitabının yanı sıra çok sayıda liderle görüşmeler gerçekleştirdi, uluslararası konferanslara katıldı ve önemli iş birliği mesajları verdi.
Türk Yatırım Konferansı: “100 milyar dolarlık ticaret hedefi sürüyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 22 Eylül’de Türkiye-ABD İş Konseyi tarafından düzenlenen Türk Yatırım Konferansı’na katıldı. Enerji ve savunma sanayi iş birliğini öncelikli alanlar olarak gördüklerini belirten Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ile 2019 yılında belirlenen 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefinin sürdüğünü vurguladı.
Filistin Konferansı: “1967 sınırları temelinde bağımsız Filistin”
BM’de düzenlenen Filistin Konulu Yüksek Düzeyli Uluslararası Konferansa katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin’i tanıyan ülkeleri tebrik ederek şu mesajı verdi:
“Türkiye olarak 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, coğrafi bütünlüğe sahip Filistin Devleti kurulana kadar mücadeleye devam edeceğiz.”
Yoğun Lider Diplomasisi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, New York temasları çerçevesinde birçok lider ve üst düzey temsilciyle görüştü:
-
AB Konseyi Başkanı Antonio Costa ile Avrupa Birliği ilişkilerini değerlendirdi.
-
Kanada Başbakanı Mark Carney ile enerji, savunma sanayi ve NATO müttefikliği üzerine görüştü; Kanada’nın Filistin’i tanımasından memnuniyetini dile getirdi.
-
Kuveyt Veliaht Prensi Sabah Halid el-Hamed es-Sabah ile ticaret ve ikili ilişkilerin geliştirilmesi üzerine görüş alışverişinde bulundu.
-
Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi ile Libya’da kalıcı istikrar ve güvenlik için Türkiye’nin desteğini vurguladı.
-
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile Türkevi’nde yaptığı görüşmede, yaptırımların kaldırılması ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması mesajını verdi.
-
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile ikili ilişkiler, AB süreci ve Filistin meselesini ele aldı. Macron’un Filistin’i tanıma kararını memnuniyetle karşıladı.
-
Vietnam Devlet Başkanı Luong Cuong ile Filistin konusunda ortak duruşu değerlendirdi.
BM Genel Kurulu’nda Dünya Liderlerine Mesajlar
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulu kürsüsünden yaptığı konuşmada ağırlıklı olarak Gazze’de yaşanan soykırıma dikkat çekti.
“Gazze’de iki taraftan söz edilemez. Bir yanda en modern silahlarla donatılmış düzenli ordu, diğer yanda masum siviller vardır. Gün bugündür. Gün, insanlık adına Filistinli mazlumların yanında dimdik durma günüdür.”
Erdoğan, ayrıca Suriye, Rusya-Ukrayna savaşı, KKTC’nin tanınması ve BM reformu gibi başlıklarda da önemli mesajlar verdi.
ABD’de Türk Toplumuyla Buluşma
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi tarafından düzenlenen akşam yemeğine katılarak ABD’de yaşayan Türk vatandaşlarıyla bir araya geldi.
Türk-Amerikan ilişkilerinin müttefiklik ve stratejik ortaklık temelinde ilerlediğini belirten Erdoğan, Başkan Trump’ın ikinci döneminde kurumlar arası diyaloğun hız kazandığını söyledi.
Trump ile Zirve Görüşmesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, temaslarının sonunda Washington’a geçerek ABD Başkanı Donald Trump ile Beyaz Saray’da görüştü.
İki liderin görüşmesi 2 saat 20 dakika sürdü. Erdoğan, F-16 ve F-35 projeleri, Halkbank davası ve Heybeliada Ruhban Okulu konularını gündeme getirdi.
Görüşme kapsamında, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ile ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, iki ülke arasında Stratejik Sivil Nükleer İşbirliği Mutabakat Zaptı’nı imzaladı.
BM İklim Zirvesi: 2035 için emisyon hedefi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM İklim Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin 2035 yılına kadar 466 milyon ton emisyon azaltımı sağlamayı hedeflediğini ve yenilenebilir enerji payının yüzde 60’ın üzerine çıktığını açıkladı.
Beylikdüzü’ndeki Özel Bakım Merkezi İçin Kapatma Kararı

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, İstanbul Beylikdüzü’nde faaliyet gösteren özel bir bakım merkezine yönelik basında yer alan iddialar üzerine açıklama yaptı. Bakanlık, iddiaların ardından kurum hakkında derhal inceleme başlatıldığını, sorumluların görevden alındığını ve merkezin kapatıldığını duyurdu.
İnceleme ve Soruşturma Başlatıldı
Bakanlıktan yapılan açıklamada, söz konusu özel bakım merkeziyle ilgili iddiaların tespit edilmesinin ardından il müdürlüğü tarafından acil denetim sürecinin başlatıldığı ifade edildi.
İhmali bulunan kişilerin iş akitlerinin feshedildiği ve haklarında Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğu belirtildi.
Engelli Bireyler Başka Merkezlere Yerleştiriliyor
Bakanlık açıklamasında, merkezin kapatma kararı alındığı ve burada hizmet alan engelli bireylerin güvenli şekilde başka merkezlere yerleştirilme sürecinin başlatıldığı vurgulandı.
“Süreci Titizlikle Takip Ediyoruz”
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, ihmali bulunanların en ağır cezayı alması için sürecin bizzat takip edildiğini açıkladı:
“İhmali bulunanların en ağır cezayı alması için bizzat suç duyurusunda bulunduğumuz ve müdahil olduğumuz dava sürecini titizlikle takip edeceğiz.”
Bakanlık, kamuoyuna saygıyla duyuruda bulunarak gelişmelerin yakından izleneceğini belirtti.
Saral’dan mahkeme görüntülerine tepki: “Bu kalıpsıza bu şovları kim yaptırıyor?”

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı davalarda çekilen görüntülere tepki gösterdi. Saral, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda İmamoğlu için “bu kalıpsız” ifadesini kullanarak mahkeme salonuna görüntü cihazlarının sokulmasına sert sözlerle karşı çıktı.
“Davalar basına kapalı yapılır”
Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı davalarda mahkeme salonundan paylaşılan görüntüler sosyal medyada gündem olurken, Oktay Saral bu duruma tepki gösterdi. Saral, davaların basına kapalı olarak yapılması gerektiğini hatırlatarak, telefon ve kamera gibi cihazların duruşma salonuna sokulmasının yasak olduğunu vurguladı.
Saral, paylaşımında şu ifadeleri kullandı:
“Bu kalıpsıza bu şovları kim yaptırıyor? Davalar basına kapalı olarak yapılır. Telefon ya da video kamera gibi cihazların duruşma salonuna sokulması yasaktır. Hal böyle iken bu çekimlerin yapılmasına göz yuman mahkeme heyeti acilen açığa alınmalıdır. HSK’yı göreve davet ediyorum.”
HSK’ya çağrı
Saral’ın bu paylaşımında Hakimler ve Savcılar Kurulu’nu (HSK) göreve davet etmesi dikkat çekti. İmamoğlu’nun duruşmalarında çekilen görüntülerin sosyal medyada geniş yankı uyandırması ve binlerce yorum almasının ardından yapılan bu çıkış, siyasette yeni bir tartışmayı da beraberinde getirdi.
Gürsel Tekin’den CHP’den İhraç Kararına Sert Tepki: “Bizi Değil, Vicdanlarını İhraç Ettiler”

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) eski İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, partiden ihraç edilmesine sert tepki gösterdi. Tekin, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Bu kararın bizim onurumuzu zedelemesi mümkün değildir. Bizi değil, kendi vicdanlarını ihraç ettiler” ifadelerini kullandı.
“Bu karar CHP tarihine gölge düşüremez”
Gürsel Tekin, açıklamasında partideki geçmişine vurgu yaparak şunları söyledi:
“Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir neferi olarak ömrümü verdiğim partidem, suça bulaşmış kişilerin, partinin değil kendi şahsi çıkarlarının temsilciliğini yapanların aldığı bir kararla ihraç edildik. Bu kararın bizim onurumuzu zedelemesi mümkün değildir.
Biz bu partinin emektarlarıyız. Bu partiye yıllarımızı, alın terimizi, mücadelemizi verdik. Bizimle aynı yolda yürüyen binlerce yol arkadaşımızın emeğini yok sayarak kendi düzenlerini sürdürmeye çalışanların vereceği hiçbir karar CHP tarihine gölge düşüremez.”
“CHP, şaibelerden arındığında daha da büyüyecek”
Tekin, ihraç kararını partinin geleceği açısından da değerlendirdi:
“Bugün bizi ihraç edenler bilsinler ki aslında ihraç ettikleri biz değiliz; ihraç ettikleri kendi vicdanlarıdır, partinin onurlu geçmişidir. Bizim varlığımızı yok edemezsiniz. Çünkü biz CHP’nin vicdanıyız, kökleriyiz, hafızasıyız.
Sizler bu partiden gittiğinizde, bu partiyi şaibelerden, kişisel hırslardan arındırdığınızda Cumhuriyet Halk Partisi daha da büyüyecek. Çünkü CHP, birkaç kişinin koltuğunu korumak için tasfiye ettiği insanların değil, Mustafa Kemal’in izinden giden milyonların partisidir.”
“Mücadelemiz sürecek”
Partiden ihraç edilmesinin kendisini susturamayacağını vurgulayan Gürsel Tekin, şu ifadelerle açıklamasını noktaladı:
“Bizler, partimizi namussuzlardan, şaibelerden ve kirli düzenlerden temizlemek için mücadelemize devam edeceğiz. İhraç kararlarıyla bizi susturamazsınız. Tarih, bugün alınan bu haksız kararları değil, bu kararların karşısında dimdik duran bizleri yazacaktır.”
İlk Yorum yapan siz olun!