İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, mazbatasını İl Seçim Kurulu Başkanı Ramazan Seçkin’den aldı. “Halka güven vermeyen, sorunları çözme becerisi gösteremeyen yöneticilerin başarı şansının bulunmadığını söylemek zorundayız” diyen Seçkin’den mazbatasını alan İmamoğlu, İstanbul Adalet Sarayı önündeki meydanda kendisini bekleyen vatandaşlarla buluştu.

Ekrem İmamaoğlu Mazbatasını Aldı, Halkla Buluştu

Seçim sonrasında yaşanan bazı hukuksuz uygulamalara tepki gösteren İmamoğlu, “Çifte standart kararlar alınıyor. İstanbul'un bazı ilçelerindeki bir kısım sayımlar yapılıyor ama bazı ilçelerinde aynı biçimde yapılan itirazlar reddediliyor. Van'da yaşanan, tam bir garabet. Bu konuda demokrasiden, haktan, hukuktan ve adaletten yana olmaktan, bu kardeşiniz asla vazgeçmeyecek. Haksızlığa karşı durmayan, haksızlığı görüp de susan, dilsiz şeytan olur. Bana yapılınca haksızlık, başkasına yapılınca uzaktan seyretmek, bu memleketin hiçbir insanına yakışmaz. Allah şahit, ‘Hak yemem, hakkımı yedirmem’ derken, rakibim de olsa, hakkı yeniyorsa, gidip onun elini ayağa kaldırmayan namerttir. Bu bağlamda; yapılan haksızlıklara, hukuksuzluklara karşı sonuna kadar mücadelenin de bir neferi olacağını kimse unutmasın. Yani Ekrem İmamoğlu'nun işi, ‘seçim bitti, işim bitti’ değil. Benim işim yeni başlıyor” dedi.   

Tuzla, Beykoz ve Üsküdar’da süreç uzatılarak mazbata teslimlerinin geciktirildiğini aktaran İmamoğlu, “Bir dünya fark var Tuzla'da. Bir sürü ihbarlar alıyoruz. Bu şehri kendi malı mülkü gibi gören bazı kişiler, devretme erdemini bile gös-te-re-mez. Ne halt yiyeceklerini bilemeyiz. Bakın buradan açık çağrı yapıyorum. Birilerinin kötü niyetlerine, ekmeğine yağ sürmeyin. Tuzla'ya buradan mesaj veriyorum: Derhal arkadaşımın mazbatasını verin. Bu anlamsız, bu çifte standart uygulamaları Türkiye'nin neresinde olursa olsun, Van'dan Hatay'a, Sinop'tan İstanbul'un herhangi bir ilçesine takip edeceğiz. Milletimiz adına, adaletin savunucuları olmaya devam edeceğiz kardeşim” diye konuştu.


ŞİŞLİ / İSTANBUL 

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, üçüncü mazbatasını aldı. Mazbatasını almak için; CHP TBMM Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, CHP Yüksek Disiplin Kurulu Başkanı Turan Taşkın Özer, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, Parti Meclisi üyeleri, milletvekilleri ve eşi Dr. Dilek Kaya İmamoğlu ile birlikte 16.00 sıralarında İstanbul Adalet Sarayı Şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz Yerleşkesi’ne gelen İmamoğlu, alkışlarla karşılandı. Yerleşke içindeki konferans salonunda düzenlenen mazbata teslim töreninde ilk konuşmayı İstanbul İl Seçim Kurulu Başkanı Ramazan Seçkin yaptı.


İL SEÇİM KURULIU BAŞKANI SEÇKİN: “İTİRAZ GELSE BİLE, SONUCUN DEĞİŞTİRMEYECEĞİ AÇIKTIR”

Mazbatanın, kamusal bir göreve seçilen kişilere, o işin yerine getirilmesine ehil olduğunu, usül ve yasaya uygun bir şekilde seçildiğini gösteren bir belge olduğunu belirten Seçkin, “Sayın Ekrem İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na ilk olarak 2019 yılında seçilmiş ve 5 yıl sonra 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimlerde, yaklaşık yüz 51 civarında oy almış, ikinci kez seçilme başarısını göstermiştir. Artık Büyükşehir Belediyesi oylarına itiraz gelse bile, itirazın sonucu değiştirmeyeceği açıktır. Bu nedenle mazbata almaya, kendisi hak kazanmıştır. Gösterdiği başarıdan dolayı kendisini, şahsım ve temsil ettiğim İl Seçim Kurulu adına kutluyorum” dedi.


“HALKA GÜVEN VERMEYEN, SORUNLARI ÇÖZME BECERİSİ GÖSTEREMEYEN YÖNETİCİLERİN BAŞARI ŞANSI YOK”

16 milyonluk nüfusuyla İstanbul’un, adalet sorunlarından trafiğe, çevreden su kıtlığına kadar pek çok problemleri olduğuna dikkat çeken Seçkin, “Yılların getirdiği bazı problemlerin İstanbul gibi bir metropolde görülmemesini beklemek, gerçekçi değil. Halkın sorunlarını yerel düzeyde hissetme, onları pratik ve özverili bir şekilde çözme başarısını gösteren bir belediyecilik anlayışının günümüzde giderek değer kazandığı, herkesin malumu. Siyasetin asıl amacının da bu olduğunu, çözüm odaklı yapılması gerektiğini düşünüyorum. Aksi halde yerel halka güven vermeyen, sorunları çözme becerisi gösteremeyen yöneticilerin başarı şansının bulunmadığını söylemek zorundayız. Bu çerçevede, Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı’nın halktan aldığı güvenoyu ve meclis çoğunluğu ile İstanbul'un önemli sorunlarını zaman içerisinde azaltacağını umut ediyorum. Kendisini son seçimlerde gösterdiği başarıdan dolayı tebrik ediyor ve bundan sonra atacağı adımlarda başarılar diliyorum” diye konuştu.

İMAMOĞLU: “İL SEÇİM KURULU BAŞKANI’NIN ÇOK ÖZENLİ VE DEĞERLİ CÜMLELERİNE ŞAHSEN YÜREKTEN TEŞEKKÜR EDERİM”

Seçkin’den mazbatasını alan İmamoğlu da konuşmasında, “Benim için elbette çok özel bir an. Bu anı, ikinci kez yaşıyoruz. Çok mutluyum, çok onurluyum, gururluyum. Elbette sorumluluğumuzun farkındayız. Hem mazbata sürecine dair hem mazbatanın anlamına dair hem şehrine olan sorumlulukları ifadesiyle ve de bizden vatandaşların beklentisi, aynı zamanda şehrin ne kadar önemli detaylara sahip olduğu hususunda değerli İl Seçim Kurulu Başkanı’nın çok özenli ve çok değerli cümlelerine şahsen yürekten teşekkür ederim. Bu bağlamda, bugün burada İstanbul şehrimize yakışan, İstanbul gibi kadim bir kentin seçim sonrası dünyasına değer katan, böylesi bir ortamın hazırlanmasından ötürü de ayrıca teşekkür ediyorum. Güzel bir an olmuştur. İstanbul halkına yakışan bir ortam sağlanmıştır. Buna müteşekkiriz” ifadelerini kullandı.


“YÜKÜMÜZÜ HAFİFLETECEK TEK ŞEY VARDIR”

Aldığı mazbatanın sorumluluk yükünün farkında olduğuna vurgu yapan İmamoğlu, özetle şunları söyledi:

“Yükümüzü hafifletecek tek şey vardır. O da Türkiye'nin yetenekli insanlarının, dünyanın belki de en kıymetli insan kaynağının bulunduğu böylesi kadim bir şehrin her insanından, her bireyinden faydalanmanın yöntemlerini daha da yukarıya taşımak. Ki o da zaten çok güçlü bir demokrasi anlayışına denk düşüyor. Bu konuda da çok kararlı, çok istekli ve asla bu işin sahibi olduğunu değil, bu işin emanetçisi olduğunu ve temsilcisi olduğunu bilen bir anlayışla 5 yıla talibim. Ve bunu başaracağımızı, çok değerli bir 5 yıl geçirdiğimizi, bundan sonraki 5 yılda da bu değeri arttırarak, bu bilinci arttırarak daha da iyi bir 5 yıllı geçireceğimize eminim. Bu kapsamda emeği geçen çok insan var. Vatandaşlarımız, on altı milyon İstanbullu, dualarıyla Türkiye'nin her yerinden, dünyanın her yerinden bize katkı sunan nice insanlarımız, partimizin her bireyi… Başta değerli Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel olmak üzere, bütün bireylerine, emekçisine, İstanbul'un güçlü ittifakını kuran insanlara… 90 bin çalışanımıza, yöneticilerimize… Herkese tek tek teşekkür ediyorum.”

GENİŞ AİLESİNE ÖZEL TEŞEKKÜR

“Ama çok daha önemlisi, bu yolda ne kadar şefkatli, zor, sorumluluğu çok büyük olduğunu bilerek bütün zorluklara, bütün baskılara, sıkıntılara rağmen, işimizin içinde değil ama bireysel olarak yanımızda her zaman dimdik duran, ruh hali olarak her zaman en büyük destekçimiz olan sevgili eşime, çocuklarıma, anneme, babama, kardeşime, hepsine yürekten teşekkür ediyorum. Umarım Türkiye'miz, bu yerel seçimle beraber daha nitelikli, daha sevgiyle dolu, daha saygılı, daha barışçıl, daha uzlaşı içerisinde, daha güçlü bir ortamın varlığıyla adil, birbirine iyi davranan bir siyaset dilini şehrimizde, ülkemizin her yerinde yaşar ve yaşatırız. En büyük sorumluluğumuz aynı zamanda bu. Siyasette söylenen her cümlenin en küçük çocuklarımızın bile kulağına gittiğini, her şeyi gördüğünü asla unutmadan konuşmayı her siyasi kimliğe, kişiliğe tavsiye ediyorum. Ben de bu tavsiyeden asla vazgeçmeden ve onu çiğnemeden hareket edeceğime, burada bütün insanlarımızın huzurunda söz veriyorum. Mazbata, yeni dönem şehrimize hayırlı olsun ve elbette ki Allah beni mahcup etmesin.”

HALKI MAZBATAYLA SELAMLADI

İmamoğlu, konuşmasının ardından salonu dolduran hemen herkesle, mazbata eşliğinde anı fotoğrafları çektirdi. Aynı mazbatayla birlikte, adliye önündeki alana konumlandırılan otobüsün üzerine çıkan İmamoğlu, meydanı dolduran coşkulu kalabalıkla buluştu. “Öncelikle şehrimizin mazbatası hayırlı uğurlu olsun” diyen İmamoğlu’nun konuşmasının satır başları şunlar oldu:

ŞİŞLİ’DEKİ FACİADA YAŞAMINI YİTİRENLERİ ANDI 

“Ne yazık ki çok talihsiz bir kaza yaşadık ve çok sayıda insanımızı kaybettik. Onun acısını yaşıyoruz. Hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diliyorum. Yakınlarına sabır diliyorum. Acı bir olay. İnşallah şehrimizde bu tür kazalar, bu tür kötü olayları hiç yaşamayız. Hayatımız hep güzelliklerle dolu olsun. İnşallah acılardan uzak, aynı zamanda afetlerden uzak ve bizim insanlarımızı üzen olaylardan uzak bir dönemi hep birlikte yaşarız.”

“16 MİLYON İSTANBULLU 31 MART’I DEMOKRASİ ŞÖLENİNE ÇEVİRDİ”

“16 milyon İstanbullunun 31 Mart'ı bir demokrasi bayramına dönüştürdüğünü söylemek isterim. Hep birlikte bunu yaptınız. Demokratik tercihlerinizi, bana oy vererek ya da vermeyerek ya da başka türlü tavırlarla, hiç fark etmiyor, çok değerli buluyorum bu süreçteki her türlü tavrı. Önümüzdeki 5 yılda, yine çok değerli bir süreci yaşıyor olacağız inşallah. Yeni dönemde en önemli şey, yine 16 milyon insanımızı eşit görerek ve yine halkın parasını, halkın çıkarı için kullanarak, bu şehrin çocukları mutlu olabilsinler diye, eşit koşullarda hayata hazırlanabilsinler diye, gençlerimiz gençliklerini doya doya yaşasınlar diye, geleceklerini bu şehirde görebilsinler diye çok çalışacağımıza hepinizin huzurunda söz veriyorum. Bu şehrin annelerinin, babalarının, işlerinin huzurlu olduğu bir dönemi var edeceğiz. Bu şehirde kimse kendisini yalnız ve çaresiz hissetmesin diye çok çalışacağız.”

“İSTANBUL, ÖNÜNE KOYDUĞU HER HEDEFE ULAŞABİLECEK BİR POTANSİYELE SAHİP”

“İstanbul'un meydanları, buluşma yerleri, parkları, sahillerinde her insanımız kardeşliği hissedecek, özgürlüğü, mutluluğu, huzuru hissedecek ve gerçekten bu şehirden keyif alacaklar. Göreceksiniz; daha iyilerini yapacağız. Önümüzdeki 5 yılda, şehrimizin dünyadaki konumunu çok daha yüksek seviyelere, hep birlikte taşıyacağız. Aktif ve öncü bir şehir olma niteliğini, daha da ön planda tutup, dünyaya örnek bir şehir haline getireceğiz. Uluslararası alanda bölgesine iyi duygularla liderlik eden demokraside liderlik eden, iyi yönetim anlayışında, dayanışmada, bilimde, teknolojide liderlik eden, çok özel bir dünya kenti haline gelmeye ve daha da büyük bir noktaya taşımaya devam edeceğiz. Biliyoruz ki İstanbul, önüne koyduğu her hedefe ulaşabilecek bir potansiyele sahip. Tabii geçtiğimiz 5 yılda, İstanbul'un bu tam yol ileri sürecini dönem dönem yavaşlatan, engelleyen girişimlere maruz kaldık. İnşallah bu engelleme girişimleri, bir daha olmaz. İnşallah buna son verirler. Hükümet ve belediye ilişkilerinde iş birliğine dayalı, saygılı ve özenli bir dönemi hep birlikte var ederiz. Temennim budur. Hem İstanbul hem ülkemiz bundan kazanır. Bu büyük bir kazanım olur.”

“İCRAATLA, HİZMET VE YATIRIMLA DOLU, ÇOK YOĞUN BİR DÖNEMİ DEVAM ETTİRECEĞİZ”

“İstanbullular, 31 Mart'ta bu talebi çok güçlü bir şekilde, burada bu mesajı verdi mi? Bu kadar net. Bu sesin Ankara'dan duyulacağına ve artık yanlış yaptıklarının, vatandaşla inatlaşmanın asla ve asla kendilerine de fayda vermediğinin farkına varırlar. O bakımdan biz, önümüzdeki süreçte de göreceksiniz icraatla, hizmet ve yatırımla dolu çok yoğun bir dönemi devam ettireceğiz ve göreceksiniz daha çok metro, daha çok altyapı yatırımları, daha çok yeşil alan, daha çok kültür-sanat ve spor, daha çok dayanışma, daha çok sosyal destek, daha çok tarihi yapıların restorasyonu, her alanda rekor düzeyde başardığımız işlerin önümüzdeki dönemde çok daha fazlasını, hepinizin huzurunda mazbatayı aldıktan sonra, bir kez daha vadediyoruz.”

“İSTANBUL İTTİFAKINI DAHA DA BÜYÜTECEĞİZ”

“Ben, 2019’dan bu yana her zaman kendimi kocaman İstanbul ittifakının ve İstanbul halkının adayı olarak tarifledim. Siyasi partilerin çok daha ötesinde bir süreçle; doğruluktan, iyilikten ve güzellikten yana kurduğu büyük bir haysiyet ittifakı olduğunun her yerde altını çizdim. Bunun içerisinde her siyasi görüşten, her renkten sesleri ve inanılmaz derecede keyifli, halkı kapsayan bir süreç kendi rengini, kendi sesini üretmiş ve büyük bir buluşmaya dönüşmüştür İstanbul ittifakı. Allah'ın izniyle, bunu daha da büyüteceğiz. İstanbul'un özünün ve ruhunun ortaya çıkardığı bu ittifak, ülkemize de iyi gelecek; öyle değil mi? Her yerin, ülkemizin o güzel bayrağının kırmızısıyla boyandığı zaman ne kadar güzel bir görüntü; öyle değil mi? İşte buradan, kendisini bu kıymetli İstanbul ittifakının bir parçası gören her bireye, yürekten teşekkür ediyorum. Elbette bu güzel ittifakın öncü gücü ve enerji kaynağı olan ve her zaman içi kıpır kıpır insanlarla dolu İstanbul Gönüllüleri’ne de teşekkür ediyorum. Ama özellikle İstanbul'da güçlü bir başarıyı ortaya koyan, her sandığa sahip çıkan ve güçlü bir başarının altına imza atan İstanbul örgütüne ve tabii ki değerli İl Başkanımız Özgür Çelik'e hepinizin huzurunda teşekkür ediyorum.”

“SANDIĞIN ADALETSİZLİĞE UĞRAMAMASI LAZIM”

“Bugünden itibaren hemşehrilerimin karşısına, 39 ilçe belediye başkanı arkadaşımla çıkacağım. Kim kazanırsa kazansın, önemli olan vatandaşın tercihine saygı duymaktır. Bu yönüyle ben, sandığa inanırım ve sandığa güvenirim. Sandık sonucu sizi yanıltmaz. Ama sandığın bir adaletsizliğe de uğramaması lazım. Bu kapsamda, özellikle sandıkta görev alan sandık üyelerine, sandık görevlilerine, sandık sorumlularına, ilçe seçim kurullarına, özellikle avukatlarımıza, bilişim sorumlularımıza, hepinizin huzurunda tek tek teşekkür ediyorum.

Bu aşamadan sonra, tabii ki bütün ilçe belediye başkanları, benim belediye başkanı arkadaşım bütün meclis üyeleri özellikle büyükşehir meclis üyeleri benim değerli meclis üyesi arkadaşlarım.”

“EKREM İMAMOĞLU'NUN İŞİ, ‘SEÇİM BİTTİ, İŞİM BİTTİ’ DEĞİL”

“Şu anda arzu etmediğimiz ve kaygılandığımız birtakım hususlar, birtakım çifte standart kararlar alınıyor. Bunları ilgiyle ve titizlikle takip ediyorum. İstanbul'un bazı ilçelerindeki bir kısım sayımlar yapılıyor ama bazı ilçelerinde aynı biçimde yapılan itirazlar reddediliyor. Van'da yaşanan, tam bir garabet. Şimdi bütün bu hususları, hassas ve titiz bir şekilde takip ediyorum. Ve bu konuda demokrasiden, haktan, hukuktan ve adaletten yana olmaktan, bu kardeşiniz asla vazgeçmeyecek, onu söyleyeyim, asla vazgeçmeyecek. Haksızlığa karşı durmayan, haksızlığı görüp de susan, dilsiz şeytan olur. Bunu unutmayın. Sevgili dostlar, bana yapılınca haksızlık, başkasına yapılınca uzaktan seyretmek, bu memleketin hiçbir insanına yakışmaz. Ben, Allah şahit, ‘Hak yemem, hakkımı yedirmem’ derken, rakibim de olsa, hakkı yeniyorsa, gidip onun elini ayağa kaldırmayan namerttir. Bu bağlamda; yapılan haksızlıklara, hukuksuzluklara karşı sonuna kadar mücadelenin de bir neferi olacağını kimse unutmasın. Yani Ekrem İmamoğlu'nun işi, ‘seçim bitti, işim bitti’ değil. Benim işim yeni başlıyor.”

“BİR SÜRÜ İHBARLAR ALIYORUZ”

“Buradan bir hatırlatma daha yapacağım. Az önce haber aldım. Mesela Tuzla'da, Beykoz'da süreç uzatıyorlar. Ya bir dünya fark var Tuzla'da. Bir sürü ihbarlar alıyoruz. Bu şehri kendi malı mülkü gibi gören bazı kişiler, devretme erdemini bile gös-te-re-mez. Ne halt yiyeceklerini bilemeyiz. Bakın buradan açık çağrı yapıyorum. Birilerinin kötü niyetlerine, ekmeğine yağ sürmeyin. Tuzla'ya buradan mesaj veriyorum: Derhal arkadaşımın mazbatasını verin. Başka ilçelerde de bazı gecikmeler görüyorum, oy saydırmalar görüyorum, oyalamalar görüyorum. Yarın saat 10.30’da, Saraçhane’de çalışanlarımızla, değerli, yetkili ve katılımcı arkadaşlarımla birlikte bazı açıklamalarım ve geniş mesajlarım olacak. Dolayısıyla umut ederim bu anlamsız, bu çifte standart uygulamaları Türkiye'nin neresinde olursa olsun, Van'dan Hatay'a, Sinop'tan İstanbul'un herhangi bir ilçesine takip edeceğiz. Milletimiz adına, adaletin savunucuları olmaya devam edeceğiz kardeşim.”

“HEMEN VERİN ADAMA GÖREVİNİ”

“Benim memleketimin her insanının bu anlamdaki sürecini takip etme mecburiyetim var. 16 milyon insanı adına Belediye Başkanlığı yapan bir insan milletinin hak, hukuk, adalet noktasında da takipçisi olmak zorundadır. Dolayısıyla, yarın sabaha kadar bekliyorum. Ama buradan söylüyorum. Tuzla ve diğer ilçelerimiz var. Bekletiliyor. Yok efendim pazar günü. Niye? Daha çok dosya mı gitsin diye. Başka işlemler yapılsın diye mi? Hemen verin adama görevini. Bir an önce verin. Üsküdar; verin kardeşim. Verin, niye bekliyorsunuz? Verin. Bir an önce verin. Hepsini verin. Verin, insanlarımız işine başlasın. Yaşasın demokrasi, yaşasın Cumhuriyet, yaşasın Mustafa Kemal Atatürk'ün bize emaneti, bu memleketin değerleri.”