CHP Sözcüsü Deniz Yücel, “Bugün PM’mizde bazı belediye başkan adaylarımız belirlendi. 4’ü büyükşehir belediye başkan adayı olmak üzere 227 seçim çevresinde PM’mizde aldığımız kararla belediye başkan adaylarımızı belirledik. Açıklayacağımız 4 büyükşehirden 2’si zaten önceki Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel tarafından ilan edilmişti. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayımız; İstanbul'u AKP'nin talancı belediyecilik anlayışından kurtaran ve halkçı belediyecilik anlayışını getiren Sayın Ekrem İmamoğlu. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız ise Ankara'yı parsel parsel satanlardan kurtaran ve Ankara'yı sosyal belediyecilik anlayışıyla tanıştıran Sayın Mansur Yavaş. Bursa ve Balıkesir illerimizde de daha önce partimizin ve örgütümüzün üzerinde mutabakata vardığı, ayrıca anketlerde de kazandığını gördüğümüz isimler PM kararıyla bugün adaylaştı. Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayımız Sayın Mustafa Bozbey. Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkan Adayımız ise Sayın Ahmet Akın” dedi.

CHP Sözcüsü Deniz Yücel, “Bugün PM’mizde bazı belediye başkan adaylarımız belirlendi. 4’ü büyükşehir belediye başkan adayı olmak üzere 227 seçim çevresinde PM’mizde aldığımız kararla belediye başkan adaylarımızı belirledik. Açıklayacağımız 4 büyükşehirden 2’si zaten önceki Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel tarafından ilan edilmişti. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayımız; İstanbul'u AKP'nin talancı belediyecilik anlayışından kurtaran ve halkçı belediyecilik anlayışını getiren Sayın Ekrem İmamoğlu. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız ise Ankara'yı parsel parsel satanlardan kurtaran ve Ankara'yı sosyal belediyecilik anlayışıyla tanıştıran Sayın Mansur Yavaş. Bursa ve Balıkesir illerimizde de daha önce partimizin ve örgütümüzün üzerinde mutabakata vardığı, ayrıca anketlerde de kazandığını gördüğümüz isimler PM kararıyla bugün adaylaştı. Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayımız Sayın Mustafa Bozbey. Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkan Adayımız ise Sayın Ahmet Akın” dedi.
CHP Sözcüsü Deniz Yücel, parti genel merkezinde PM toplantısı gündemine ilişkin açıklama yaptı. Yücel’in açıklamaları şöyle:
"BİTMEZ'İN VEFATINI BÜYÜK BİR ÜZÜNTÜYLE ÖĞRENDİK. KENDİSİNE ALLAH'TAN RAHMET DİLİYORUZ”
“Öncelikle salı günü, Bütçe Görüşmeleri’nde yaptığı konuşma sırasında kalp krizi geçiren ve o günden beri tedavi altında bulunan Saadet Partisi Milletvekili Hasan Bitmez'in vefatını büyük bir üzüntüyle öğrendik. Kendisine Allah'tan rahmet, yakınlarına ve Saadet Partisi camiasına başsağlığı ve sabır diliyoruz. Hepimizin başı sağ olsun. Bugün MYK toplantımızın ardından PM toplantımız yapıldı ve hâlâ toplantımız devam etmekte. Ülke gündemine ilişkin değerlendirmelerimizin yanı sıra, yaklaşan yerel seçimlerle ilgili olarak içinde bazı büyük şehirlerin de olduğu 227 seçim çevresinin belediye başkan adayları, PM’mizin kararıyla kesinleşti.
"BU BÜTÇE BİZE AKP'NİN TÜRKİYE'Yİ DÜNYADAKİ İLK 10 EKONOMİ İÇİNDE SOKMA HEDEFİNİN BİR HAYALDEN İBARET OLDUĞUNU GÖSTERİYOR”
Bu hafta Meclis’te bütçe maratonu başladı. Bütçe, Meclis’in halk adına egemenlik yetkisini kullanması açısından önemli. Aynı zamanda iktidarın hizmet ve harcamalarda hangi anlayışla devleti yönettiğini de gösteriyor. Bu bütçe bize AKP'nin Türkiye'yi dünyadaki ilk 10 ekonomi içinde sokma hedefinin bir hayalden ibaret olduğunu gösteriyor. Ve aynı zamanda 25 bin dolar Gayrisafi Milli Hasıla (GSYH) hedefinin yarısına bile ulaşılamadığını, Türkiye'nin 21 yıl önce kişi başına milli gelirini 74’üncü sıradayken bugün 78’inci sırada olduğunu gösteriyor. Bu bütçede vatandaşın gelirinden doğrudan kesilen vergiler, 1 buçuk trilyondan yüzde 63’lük bir artışla 2 buçuk trilyona çıkıyor. Zenginin de fakirin de ödediği KDV, ÖTV ve tüm tüketim mallarından alınan dolaylı verdiler, 3 trilyondan yüzde 77’lik bir artışla 5 buçuk trilyona çıkıyor. Yani 2024’te de doğrudan ve dolaylı vergilerle tüm yük emekçilerin ve çalışanların sırtında.
"KENDİLERİNE BİN ODALI SARAY YAPTILAR, VATANDAŞIN CEBİNDE PARA YOK”
Bu durumda, AKP'nin Meclis’e getirdiği bu bütçe, tabii ki halk yararına hazırlanmış bir bütçe değil. Bütçe, AKP'ye sadece parasal bir unsur gibi gelebilir. Ama biz o paranın nereye harcandığıyla ilgileniyoruz. Çünkü bütçe aynı zamanda iktidarın yatırım ve tasarrufları hangi alanda yapmayı tercih ettiğini de gösteren bir kanundur. Bu ülkede üniversite yaptılar, içinde eğitim yok. Şehir hastaneleri yaptılar, içinde doktor yok. Havaalanı yaptılar, inen uçak yok. Adalet sarayları yaptılar, ülkede adalet yok. Kendilerine bin odalı saray yaptılar, vatandaşın cebinde para yok. İşte biz bu bütçe görüşmelerinde bunların hesabını soracağız. İşçinin emekçinin, çiftçinin, emeklinin, dar gelirlinin bütçesini savunmaya devam edeceğiz.
"21 YILLIK AKP İKTİDARLARI DÖNEMİNDE, ASGARİ ÜCRET GÖRÜŞMELERİ BİR KEZ BİLE GERÇEK BİR UZLAŞMAYLA SONUÇLANDI MI”
Ülkemizde milyonları ilgilendiren Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun görüşmeleri başladı. Başka ülkelerde de asgari ücret belirleniyor ama hiçbir ülkede böylesine önemli bir gündem haline gelmiyor. Bir ülke düşünün ki bakkalda, markette, pazarda, sokakta herkes asgari ücretin ne olacağını konuşuyor. Çünkü ülkemizde çalışan nüfusun yarıya yakını asgari ücretle çalışıyor. Erdoğan Türkiye’sinde asgari ücret, olağan ücret haline geldi. Türkiye'de yoksul olmadığını, yüzü kızarmadan söyleyen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, asgari ücretle ilgili sürekli mesaj verme derdindeler. Sayın Erdoğan, şimdiye kadarki süreçlerde sanki işçilerin rızasını almış gibi, bu yılki görüşmelerde de işçilerin onayını alacağını iddia etti. Kendisine soruyoruz: 21 yıllık AKP iktidarları döneminde, asgari ücret görüşmeleri bir kez bile gerçek bir uzlaşmayla sonuçlandı mı?
"ASGARİ ÜCRETLİNİN VE AİLESİNİN İNSAN ONURUNA YAKIŞIR BİR HAYAT SÜREBİLECEĞİ ÜCRET LÜTUF DEĞİLDİR, HAKTIR”
Enflasyonu, zincir marketleri tehdit ederek kontrol altına almak gibi dahiyane fikirleri olan ekonomist Erdoğan'a hatırlatacağımız rakamlar var: 2020 yılında, yüzde 29 olan enflasyon, bugün TÜİK'in bin bir müdahalesi sonucunda ancak yüzde 61 olabildi. Bağımsız araştırma kuruluşu ENAG’a göreyse enflasyon yüzde 129’a dokuza çıktı. 2002 yılında icra dairelerindeki icra takip dosya sayısı 8 buçuk milyon civarındayken bugün 22 milyona ulaşmış durumda. 21 yıl önce, hane halkının cebinden yaptığı sağlık harcaması 4 milyar civarındayken 2022 yılında bu rakam 56 kat. 56 kat artarak 112 milyara fırladı. Devlet, sağlık harcamasını azalttıkça halk, sağlığından olmamak için harcamayı arttırmak zorunda kalmış. İşte AKP'nin devrim yaptığını iddia ettiği sağlık politikalarının halk sağlığına mal olan hazin sonu. Bu ülkede çarkları döndüren milyonlarca işçinin belirlenecek asgari ücreti gerçekten onaylamasını istiyorsanız işçiye, emekçiye, sadaka gibi ücretleri dayatmayacaksınız. Asgari ücretlinin ve ailesinin insan onuruna yakışır bir hayat sürebileceği ücret lütuf değildir, haktır. AKP'nin ülkeyi batıran ekonomi politikaları nedeniyle, işçi ve emekçiler, yıllardır her türlü çalışma ve ücret dayatmasına razı olur hale geldiler. Çünkü günden güne derinleşen yoksulluk işçiyi, emekçiyi, emekliyi ölümle açlık arasında tercih yapmak zorunda bırakıyor. Ama biz CHP olarak asgari ücretin enflasyondaki artışa göre, yılda en az iki kez iyileştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz ve savunuyoruz.
"BAKAN ŞİMŞEK, ‘KİRA FİYATLARI DÜŞÜYOR’ DEMİŞ. BUNDAN KİRACILARIN HABERİ VAR MI”
Her hafta bir bakanın beyin yakan açıklamalarına maruz kalıyoruz. Bu açıklamaların maalesef sonu gelmiyor. Bu kez de Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ‘Kira fiyatları düşüyor’ demiş. Şimdi Sayın Mehmet Şimşek'e soruyorum: Bundan kiracıların haberi var mı? Ev sahiplerinin haberi var mı? Bundan emlakçıların haberi var mı? Sayın Şimşek, sanırım sadece Daily Mirror, The Guardian, Wall Street Journal gibi gazeteler okuyor. Şunu hatırlatalım: Oralarda Amerikan ve İngiliz ekonomisi anlatılıyor. Biraz da Türk basınını okusun da ülkenin gerçek gündeminden haberdar olsun. Sokaktaki insanın bu muayyen kira düşüşünden haberi yok. Kimse bu milletin aklını, zekasını hafife almasın. Sayın Şimşek'i bize, eskisine göre biraz daha sağduyulu ve rasyonel diye sundular. Ama görüyoruz ki o da AKP'nin hayal dünyasına kendisini kaptırmış.
"GEMİLERİN İSRAİL'E SEVKİYAT YAPMAYA DEVAM ETMESİNDEN DE ANLIYORUZ Kİ AKP'NİN GİTTİĞİ YOL YERLİ VE MİLLİ BİR YOL DEĞİL”
Biz CHP olarak defalarca sığınmacı sorunu büyümesinden duyduğumuz rahatsızlığı dile getirdik. Bu misafirlik çok uzadı. Bu gruplar ülkelerine derhal geri gönderilmeli. Ancak biz bunu söylerken birileri; daha fazla düzensiz göç yaşansın, daha çok yabancı Türkiye'ye yerleşsin diye kolaylık sağlama peşinde. Birçok ülke uyum sorunlarını görüp vatandaşlığı zorlaştırıyor. AKP ise ‘daha kolay nasıl yapabiliriz’ derdinde. Son yönetmelik ciddi tehlikeler çığırıyor. Özellikle tarım arazilerinin satılmasının önü açılacak. Yabancılara arsa satışlarının nasıl bir milli güvenlik sorunu haline geldiğini görmek için çok uzağa gitmeye gerek yok. Bu satışlara şiddetle karşıyız. Hükümet, sıcak para ve devşirme seçmen bulma derdinde. Bunları herkes görüyor. Ama şehit kanlarıyla sulanmış bu topraklarda, sizin vatandaşlık satarak getireceğiniz üç-beş doların, Suudi Arabistan Riyali'nin ya da Kuveyt Dinarı’nın zerre dahi değeri yok. Sizin para sevdanız batsın. Burada konu olan vatan toprağı. Gemilerin İsrail'e sevkiyat yapmaya devam etmesinden de anlıyoruz ki AKP'nin gittiği yol yerli ve milli bir yol değil.
"ERDOĞAN, ‘İZMİR'İ UNUTMA’ DEDİĞİ YUNANİSTAN İLE 15 AYRI ANLAŞMA İMZALADI”
Baştan altını çizmek gerekirse biz Türkiye'nin dünyayla her zaman iyi diyalog kurmasını, iletişim kanallarını açık tutmasını tercih ediyoruz. Sorun varsa dahi konuşmadan, müzakere edilmeden çözülemeyeceği gerçeğinin farkındayız. Ancak bu yapılırken Türkiye Cumhuriyeti'nin milli menfaatlerine uluslararası hukuk ve diplomasi kurallarına uygun, tutarlı ve istikrarlı bir çizgide yapılması gerekir. Dış politikamızın temeli, büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi, ‘Yurtta barış, dünyada barış’tır. Ülkemizin milli menfaatlerini ve yüksek çıkarlarını gözeterek tutarlı ve istikrarlı bir politika yürütülmesi gerekir. Eğer bir adım sonrasını düşünmezseniz, Sayın Erdoğan gibi U dönüşleri ya da geri vitesler yapmak zorunda kalırsınız. Biliyorsunuz, Erdoğan geçtiğimiz hafta, 6 yıl aradan sonra Yunanistan'ı ziyaret etti. ‘İzmir'i unutma’ dediği Yunanistan ile 15 ayrı anlaşma imzaladı. Türk vatandaşlarına 10 Yunan adasına vizesiz, 7 günlük seyahat serbestisi verildi. Peki bu görüşmede Yunanistan'ın işgal ettiği, Türkiye'ye ait adalarla ilgili bir şey konuşuldu mu? Hayır. İzmir, Muğla, Aydın il sınırları içerisinde bulunan 20 adamıza Yunanistan, 14 askeri üs inşa edip alenen silahlandırdı. Bu işgalden başta Erdoğan olmak üzere ilgili bakanlar sorumludur.
"İSRAİL-FİLİSTİN MESELESİNDE, İSRAİL'E NUMARADAN DA OLSA TEPKİ GÖSTEREN ERDOĞAN, YUNANİSTAN'IN ADALARIMIZI İŞGAL ETMESİNE ÇIT ÇIKARAMADI”
İsrail-Filistin meselesinde, İsrail'e numaradan da olsa tepki gösteren Erdoğan, Yunanistan'ın adalarımızı işgal etmesine çıt çıkaramadı. Numaradan, hatta çakma tepki diyorum çünkü basına da yansıyan gazeteci Metin Cihan'ın sosyal medya paylaşımlarını, İsrail'e sevkiyat yapan gemi sahipleri de resmi ağızlar da yalanlamadı. Bu ziyaretin magazin kısmını bir kenara bırakarak Sayın Erdoğan'a şu soruları sormak istiyoruz: Türkiye-Yunan ilişkilerinde son 10 ayda ne değişti? Lozan Anlaşması'nda belirtildiği şekliyle 23 ada gayri askeri statüsüne döndü mü? Egemenliği tartışmalı adaların durumunda bir değişiklik mi oldu? Yunanistan, Doğu Akdeniz'de deniz yetki alanlarına ilişkin akıl dışı isteklerinden vaz mı geçti? Batı Trakya'da arzu edilen demokratik ve özgür ortam tesis mi edildi? İmzaladığınız anlaşmaların maddelerini okuyor musunuz? Bu maddelerin içinde uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarımızı kullanmak istememiz halinde, Yunanistan'ın istismar edeceği düzenlemeler var. Adalar sorununu uçuş bilgi bölgesinin egemenlik sınırı kabul edilerek uçaklarımıza önleme yapılmasını, 10 millik hava sahası uygulamalarını, Batı Trakya'daki Türklerle ilgili sorunları görüşmede gündeme dahi getirmemenizin sebebi nedir? Unutmayın ki dış politikadaki u dönüşleriniz devlet ciddiyetini zayıflatır. Bu da bizi güvenilir ve kararlı olmaktan çıkarır ve caydırıcılık etkisini azaltır.
Filistin-İsrail savaşı, Türkiye-İsrail sevkiyatlarını durdurmaya yetmedi. AKP, Burak Erdoğan ve Erkam Yıldırım gibi isimlerin İsrail ile ticaret sürdürdüğü iddiasını yalanlamak yerine bu iddiaları ortaya atan gazeteci Metin Cihan'ın sosyal medya paylaşımlarına yasak getiriyorlar. Bu konuda başta Erdoğan ve diğer ilgililerden bir açıklama bekliyoruz.
"AKP İKTİDARI, TEK BİR PROJEYLE HEM DIŞ POLİTİKADA HEM DE ÜLKENİN TARIM POLİTİKASINDA AYNI ANDA YANLIŞ YAPMAYI BAŞARAN BİR İKTİDAR OLARAK TARİHE GEÇTİ”
Önemli gördüğümüz bir diğer konu da 21 yıllık AKP iktidarının Türk halkının parasıyla Sudan'da tarım çiftliği kurma projesinin iflas etmiş olmasıdır. Sayıştay raporlarına göre, 2020 dönemi için projenin yöneticilerine tam 416 bin 695 lira huzur hakkı ve ikramiye ödendi. Üstelik hiçbir üretim yapmadan 7 bakan eskiten bu projenin arazilerinin tarıma elverişli olmadığı 2021 yılında rapor edildi. Sadece Sudan'da kalmadılar, buğday yetişmeyen Endonezya'da buğday yetiştirmeye, ülkemizde yetişebilen domatesi de Nijer'de yetiştirmeye kalktılar. AKP kendi çiftçimizden esirgediği desteği, yurt dışı arayışlarında çarçur etti. Böylece AKP iktidarı, tek bir projeyle hem dış politikada hem de ülkenin tarım politikasında aynı anda yanlış yapmayı başaran bir iktidar olarak tarihe geçti. Tarım ve dış politika gibi birbirine bu kadar uzak iki konuyu tek bir yanlışta birleştirdi.
"ZİFİRİ KARANLIKTA OKULA GİDEN ÇOCUKLARIN DERDİ, ONLARIN DERDİ DEĞİL. ONLARIN DERDİ KARMA EĞİTİME DARBE VURMAK”
İçimizi rahatsız eden bir diğer konu da bu ülkede minicik öğrenciler, kalıcı yaz tatili uygulaması nedeniyle şafak operasyonuna gider gibi gün ağarmadan yollara düşüyor. Öğrenciler karanlıkta okula gidiyor. Veliler şikayetçi. Öğrenciler şikayetçi. Öğretmenler şikayetçi? Çalışanlar şikayetçi. Ama AKP memnun. ‘Kış saati yeniden getirilmeyecek’ diyorlar. Anladık ki zifiri karanlıkta okula giden çocukların derdi, onların derdi değil. Onların derdi karma eğitime darbe vurmak. Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) bağlı düzenlenen voleybol müsabakalarında, gençler arasında tartışma çıkma ihtimali gerekçe gösterilerek erkek öğrencilerin alınmamasına karar verildi. Bu karar, ülkemizde karma eğitime yönelik saldırıların tipik bir örneğidir. Aynı zamanda her fırsatta denedikleri laik ve çağdaş eğitimi ortadan kaldırma niyetine yönelik de siyasi bir hamledir. Bakanlık, gençler arasında çıkabilecek kavgaları gidermek istiyorsa fırsat eşitliğini sağlayan bir eğitim sistemini tesis ederek işe başlayabilir. Onların derdi eğitimi dinselleştirmek. ‘ÇEDES kapsamında’ diye başlayan her cümleye artık şüpheyle bakıyoruz. Bu ucube projeyle iktidar, toplumun dini duygularını eğitim üzerinden sömürmeye devam ediyor. MEB liselerde adabı muaşeret, orta okullardaysa görgü kuralları ve nezaket derslerini müfredata dahil etti. Eklenen bu derslerle çocuklarımıza aile ve sosyal hayata ilişkin din temelinde eğitim verilecek. Mesela ‘Türk Sosyal Hayatında Aile’ seçmeli dersinde, aile kurmanın fıtrata uygun olduğu anlatılacak. Yani bir taşla iki kuş vurmayı hedefliyorlar. Çocuklarımızı bilimin ışığında çağdaş, laik eğitim sisteminden uzaklaştırarak Türk aile yapısını da istedikleri gibi, kadını ikinci plana atan bir şehre sokmaya çalışıyor. Aile içi şiddeti önlemek üzere imzalanan İstanbul Sözleşmesi'ni reddeden iktidar, aile kurumunu ‘kol kırılır, yen içinde kalır’ anlayışıyla şekillendirmeye çalışıyor.
"'DOSTLUK KAZANSIN’ DİYE ÇIKILAN SAHALARA, ŞİDDETİ TAŞIYANLARI KINIYORUZ”
Ülkede her alanda ciddi bir çürüme var. Şiddet, emin olun ki bir gün herkese isabet edecek. Tıpkı hakem Halil Umut Meler'e isabet ettiği gibi. AKP kurucusu ve üyesi, Sayın Erdoğan'ın ev sahibi ve yakın dostu olan Faruk Hoca'nın attığı yumruğun gücünün nereden geldiğini herkes biliyor. Olayın ardından kınama mesajlarında failin adını bile anmadılar. Bakanların, hatta Cumhurbaşkanı’nın Faruk Hoca'nın ismini anmaması, failin AKP'yi eski vekil olduğu gerçeğini değiştirmiyor. İşte AKP'nin ‘benim failim iyidir’ anlayışı. Televizyonlardaki yorumculardan, sokaklardaki halk röportajlarına kadar herkes gündemin soğumasının ardından Faruk Hoca'nın serbest bırakılacağını ve ceza almayacağını düşünüyor. Biz, ‘dostluk kazansın’ diye çıkılan sahalara, şiddeti taşıyanları kınıyoruz.
"SAYIN BAKAN, SİZ ‘GÜNDEM FİLİSTİN’ DİYE SORULARDAN KAÇMAYA ÇALIŞIRKEN AKP'Lİ VEKİLLERİN GÜNDEMİ MANGAL PARTİSİYDİ”
Geçtiğimiz günlerde hepimizin yüreğini yakan bir olay daha yaşandı. Somali Cumhurbaşkanı'nın oğlu bir vatandaşımıza çarptı ve ölümüne neden oldu. Sonra da tarifeli uçağa binerek ülkeyi terk etti. AKP'nin Adalet Bakanı konuyla ilgili soruları, ‘Gündem Filistin’ diye geçiştirmeye çalıştı. Filistin'deki dram, elbette ki gündem ama İstanbul'un göbeğinde hayatını kaybeden emekçi kardeşimiz de gündem. Ardında gözü yaşlı bir eş ve iki çocuğu kaldı. Türkiye'de, bazı vatandaşlarımızın diğerlerinden daha az eşit olduğunu boşuna söylemedik. Çarpan kişi, yabancı bir devlet adamının oğlu olmasaydı yurt dışına elini, kolunu sallayarak kaçabilecek miydi?
Ayrıca Sayın Bakan, siz ‘Gündem Filistin’ diye sorulardan kaçmaya çalışırken AKP'li vekillerin gündemi mangal partisiydi. Millet evine ekmek alamıyor. Evine yarım kilo et, belki Kurban Bayramı'nda girdi. Öğrenciler öğün atlıyor. Ama bir grup AKP'li Meclis’te mangal partisi yapıyor. Sizin hiç mi vicdanınız yok? Hiç mi empati duygunuz yok? Hiç mi adalet duygunuz yok? Biz Yunus Emre Göçer'in geride kalan acılı ailesi için elimizden geleni yapacağız. İstanbul Büyükşehir Belediyemiz hem lise çağındaki hem de özel eğitim alması gereken iki çocuğumuz için elinden geleni yapacak. Biz CHP olarak konunun yakın takipçisi olmaya devam edeceğiz. İktidarın da uluslararası alanda bu işin takipçisi olmasını ve üzerine düşeni yapmasını bekliyoruz. Bu konunun AKP tarafından iç politika malzemesi haline getirip getirilmeyeceğinin de yine takipçisi olacağız. Ben de bir hukukçu milletvekili olarak bu davanın bütün süreçlerinin bizzat takipçisi olacağım.
"ANKARA ADAYIMIZ, MANSUR YAVAŞ. İSTANBUL ADAYIMIZ, EKREM İMAMOĞLU. BURSA ADAYIMIZ MUSTAFA BOZBEY. BALIKESİR ADAYIMIZ AHMET AKIN”
Bugün PM’mizde bazı belediye başkan adaylarımız belirlendi. 4’ü büyükşehir belediye başkan adayı olmak üzere 227 seçim çevresinde PM’mizde aldığımız kararla belediye başkan adaylarımızı belirledik. Açıklayacağımız 4 büyükşehirden 2’si zaten önceki Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel tarafından ilan edilmişti. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayımız; İstanbul'u AKP'nin talancı belediyecilik anlayışından kurtaran ve halkçı belediyecilik anlayışını getiren Sayın Ekrem İmamoğlu. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız ise Ankara'yı parsel parsel satanlardan kurtaran ve Ankara'yı sosyal belediyecilik anlayışıyla tanıştıran Sayın Mansur Yavaş. Bursa ve Balıkesir illerimizde de daha önce partimizin ve örgütümüzün üzerinde mutabakata vardığı, ayrıca anketlerde de kazandığını gördüğümüz isimler PM kararıyla bugün adaylaştı. Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayımız Sayın Mustafa Bozbey. Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkan Adayımız ise Sayın Ahmet Akın.
"23 SEÇİM ÇEVRESİNDE ÖRGÜT DENETİMİNDE ÖN SEÇİM YAPILMA KARARI ALINMIŞTIR. 58 SEÇİM ÇEVRESİNDE ÖRGÜT DENETİMİNDE ÖN SEÇİM YAPMA YETKİSİ VERİLMİŞTİR”
Burada basın toplantımızın bitiminde sizlerle isimleri paylaşacağımız diğer belediye başkan adaylarımızsa geçtiğimiz hafta PM toplantımızda örgüte yetki verdiğimiz il ve ilçelerde ve yetki verilmemiş olsa bile il ve ilçe örgütleri, milletvekili, PM üyelerimizin üzerinde tam bir mutabakat sağladığı seçim çevreleridir. CHP olarak biz 2019 yılından bu yana Türkiye'nin yarısını sosyal belediyecilik anlayışıyla tanıştırdık. Türkiye'nin yarısı, CHP’nin sosyal belediyecilik anlayışıyla yönetilmektedir. Bugün PM toplantımızda almış olduğumuz, sizlerle paylaşmadığım diğer kararlarımız: 23 seçim çevresinde, örgüt denetiminde ön seçim yapılma kararı alınmıştır. Ve yine 58 seçim çevresinde örgüt denetiminde ön seçim yapma yetkisi verilmiştir. Ve sizlerle paylaşacağımız listeyle az önce 4 büyükşehir belediye başkan adayımızı açıkladık. 6 il merkezi ve diğerleriyle birlikte bugün toplam 227 seçim bölgesinde belediye başkan adaylarımız, PM toplantımızda belirlendi ve kamuoyuyla paylaşılıyor. Belediyelerimiz, geçtiğimiz 4 buçuk yılda başta pandemi olmak üzere deprem, sel gibi doğal afet süreçlerinde halkımızın yanında oldular. Vatandaşımızın ihtiyaç ve taleplerini yüksek organizasyon yetenekleriyle iktidarın her türlü engellemesine, her türlü baskısına, her türlü soruşturma tehdidine rağmen hızlı bir şekilde karşıladılar. İnanıyoruz ki 31 Mart yerel seçimlerinde de insan odaklı politikalarımızla vatandaşımıza sıcak bir el uzatan belediye sayımızı arttıracağız.”
"BİZ İTTİFAKI SANDIKTA, TABANDA, SEÇMEN NEZDİNDE YAPACAĞIZ”
Yücel, “Bir işbirliği umudu hala korunuyor mu” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Biz Meclis’te grubu olan, temsil edilen her partiyle görüşürüz. Bizim siyaset anlayışımız bunu gerektiriyor. Diğer yandan İYİ Parti'nin ya da başka siyasi partilerin kendi yetkili kurullarında aldıkları kararları da tartışmayız. Bunlara saygı duyarız. Ancak biz başından beri şunu savunuyoruz: Biz ittifakı sandıkta, tabanda, seçmen nezdinde yapacağız. Dolayısıyla bu bakış anlayışımızı destekleyecek ya da kuvvetlendirecek, çeşitli seçim çevrelerinde birtakım gelişmeler olabilir. Bunları hep birlikte yaşayıp göreceğiz.”
Yorumlar
Yorum Yapın
İlginizi Çekebilir
Silivri’de Kayıp Vatandaş Sağ Olarak Bulundu

Silivri’nin Büyükkılıçlı Mahallesi’nde kaybolan bir vatandaş, İstanbul AFAD’ın koordinesinde yürütülen yoğun arama-kurtarma çalışmaları sonucunda sağ olarak bulundu.
AFAD Koordinesinde Ortak Çalışma
Kaybolma ihbarının ardından harekete geçen ekipler, İlçe Jandarma Komutanlığı, Silivri Belediyesi Arama ve Kurtarma (SAK) ekibi, sivil toplum kuruluşları (STK) ve gönüllülerin katılımıyla bölgede kapsamlı bir çalışma gerçekleştirdi. Koordineli arama çalışmaları sayesinde vatandaş kısa sürede sağ olarak bulundu.
Sağlık Kontrolleri İçin Hastaneye Sevk Edildi
Bulunan vatandaş, yapılan ilk müdahalenin ardından ambulansla hastaneye sevk edildi. Sağlık durumunun kontrol altında olduğu öğrenildi.
“Tüm kurumlara teşekkür ediyoruz”
Silivri Belediyesi’nden yapılan açıklamada, sürece katkı sağlayan tüm kurum, ekip ve gönüllülere teşekkür edilerek şu ifadelere yer verildi:
“Süreç boyunca özveriyle görev yapan tüm kurumlarımıza, ekiplerimize ve gönüllülerimize teşekkür ediyor; hemşehrimize geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.”
Esenyurt Adliye Sarayı İçin İlk Adım Atıldı

Esenyurt’ta uzun süredir beklenen Adliye Sarayı projesi için önemli bir gelişme yaşandı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile yapılan görüşmenin ardından sürecin resmen başladığı duyuruldu.
Yıl Sonuna Kadar Temel Atma Hazırlıkları Başlıyor
Görüşmeye Esenyurt Kaymakamı Fatih Çobanoğlu, AK Parti İlçe Başkanı Togay Çoban ve Esenyurt Belediye Başkan Vekili Can Aksoy katıldı. Yapılan istişareler sonucunda, yıl sonuna kadar Esenyurt Adliye Sarayı’nın temel atma hazırlıklarının başlayacağı açıklandı.
“Vatandaşlarımız Adalet Hizmetlerine Daha Kolay Ulaşacak”
AK Parti Esenyurt İlçe Başkanı Togay Çoban, ilçenin en büyük ihtiyaçlarından biri olan Adliye Sarayı’nın hayata geçirilmesiyle hem vatandaşların adalet hizmetlerine daha kolay erişebileceğini hem de Esenyurt’un kurumsal kimliğine değer katacağını vurguladı.
“Proje Bakanlığın Desteğiyle Hızla İlerleyecek”
Esenyurt Kaymakamı Fatih Çobanoğlu ise, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un desteğiyle projenin hızla ilerleyeceğini ifade ederek, yıl sonu itibarıyla çalışmaların somut şekilde başlayacağına dikkat çekti.
“İlçeye Büyük Katkı Sağlayacak”
Esenyurt Belediye Başkan Vekili Can Aksoy da, ilçenin böylesine önemli bir yatırıma kavuşmasının Esenyurt için büyük katkı sağlayacağını dile getirdi.
Modern ve Hızlı Hizmet Sunacak
Bakan Tunç’un onayıyla kısa süre içerisinde temeli atılacak olan Esenyurt Adliye Sarayı, ilçedeki adalet hizmetlerini tek çatı altında toplayarak vatandaşlara modern ve hızlı hizmet sunmayı hedefliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Teşekkür
Son olarak, böylesine önemli bir eserin Esenyurt’a kazandırılmasında gösterdiği güçlü irade ve destek için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a şükran ifade edildi.
AK Parti Esenyurt’ta “Türkiye Yüzyılı Buluşması” Düzenlendi

AK Parti Esenyurt İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen “Türkiye Yüzyılı Buluşması”, Esenyurt Recep Tayyip Erdoğan Eğitim Külliyesi’nde yoğun katılımla gerçekleştirildi. Programa, AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir, AK Parti Esenyurt İlçe Başkanı Togay Çoban, eski Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, AK Parti Kars Milletvekili Adem Çalkın, AK Parti İstanbul Milletvekili Seyithan İzsiz ve çok sayıda partili katıldı.
“Milletin iradesine karşı devlet dimdik duruyor”
Buluşmada konuşan AK Parti Esenyurt İlçe Başkanı Togay Çoban, Esenyurt’un kayyum tarafından yönetildiğini hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:
“Esenyurt ilçemiz şu an kayyum tarafından yönetilmektedir. Kayyum, devletin ta kendisidir! Milletimizin emaneti olan belediye, devletimizin güvencesi altındadır. Bu durum bir kez daha göstermiştir ki aziz milletin iradesini yok saymaya kalkan anlayışa karşı devletimiz dimdik durmaktadır.”
“Her kesime dokunuyoruz”
Çoban, Esenyurt’un demografik yapısına değinerek teşkilatın gücünü vurguladı:
-
İlçede yaklaşık 110 bin üyenin bulunduğunu söyledi.
-
Kongre sonrası 2 bin 746 yeni üyenin katıldığını açıkladı.
-
Üyelerin yarısının kadın, yarısının erkek olduğunu, ayrıca 7 binden fazla gencin AK Parti çatısı altında yer aldığını belirtti.
Çoban, “Bu tablo AK Parti’nin Esenyurt’ta her kesime dokunduğunun en güçlü ispatıdır. Dokunmadığımız tek bir yürek, girmediğimiz tek bir ev bırakmamaya kararlıyız. Ak noktamızda sürekli vatandaşlarımızla bir araya geliyor, doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine herkes ile yan yana oluyoruz.” dedi.
“Güçlü teşkilat kurduk”
Çoban, konuşmasında mahalle başkanları, yönetim kurulu üyeleri, meclis üyeleri, kadın ve gençlik kollarının fedakârlıklarını anarak teşekkür etti. İl Başkanı Abdullah Özdemir’in vizyonu ve liderliğinin İstanbul teşkilatına güç kattığını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür
Çoban, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a özel olarak teşekkür ederek şunları kaydetti:
“Onun güçlü liderliği, vizyonu ve milletimiz için gece gündüz demeden ortaya koyduğu gayret bizlere daima yol göstermektedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu irade sayesinde Türkiye, yalnızca kendi vatandaşlarının değil, aynı zamanda tüm mazlum coğrafyaların da umudu olmuştur.”
“Esenyurt Türkiye’dir”
Konuşmasını birlik ve beraberlik mesajıyla tamamlayan Çoban,
“Biz sadece bir siyasi hareket değiliz. Biz bu milletin umudu, geleceği, birliği ve kardeşliğiyiz. Esenyurt için, AK Parti için, Türkiye için hep birlikte haykırıyoruz: Bir olacağız! İri olacağız! Diri olacağız! Hep birlikte güçlü olacağız! Esenyurt Türkiye’dir, Türkiye Esenyurt’tur!” sözleriyle salondaki coşkuya ortak oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ABD’de Yoğun Diplomasi Trafiği

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 80. Genel Kurulu için gittiği Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) New York kentinde yoğun bir diplomasi trafiği yürüttü. Erdoğan, BM Genel Kurulu’na hitabının yanı sıra çok sayıda liderle görüşmeler gerçekleştirdi, uluslararası konferanslara katıldı ve önemli iş birliği mesajları verdi.
Türk Yatırım Konferansı: “100 milyar dolarlık ticaret hedefi sürüyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 22 Eylül’de Türkiye-ABD İş Konseyi tarafından düzenlenen Türk Yatırım Konferansı’na katıldı. Enerji ve savunma sanayi iş birliğini öncelikli alanlar olarak gördüklerini belirten Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ile 2019 yılında belirlenen 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefinin sürdüğünü vurguladı.
Filistin Konferansı: “1967 sınırları temelinde bağımsız Filistin”
BM’de düzenlenen Filistin Konulu Yüksek Düzeyli Uluslararası Konferansa katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin’i tanıyan ülkeleri tebrik ederek şu mesajı verdi:
“Türkiye olarak 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, coğrafi bütünlüğe sahip Filistin Devleti kurulana kadar mücadeleye devam edeceğiz.”
Yoğun Lider Diplomasisi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, New York temasları çerçevesinde birçok lider ve üst düzey temsilciyle görüştü:
-
AB Konseyi Başkanı Antonio Costa ile Avrupa Birliği ilişkilerini değerlendirdi.
-
Kanada Başbakanı Mark Carney ile enerji, savunma sanayi ve NATO müttefikliği üzerine görüştü; Kanada’nın Filistin’i tanımasından memnuniyetini dile getirdi.
-
Kuveyt Veliaht Prensi Sabah Halid el-Hamed es-Sabah ile ticaret ve ikili ilişkilerin geliştirilmesi üzerine görüş alışverişinde bulundu.
-
Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi ile Libya’da kalıcı istikrar ve güvenlik için Türkiye’nin desteğini vurguladı.
-
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile Türkevi’nde yaptığı görüşmede, yaptırımların kaldırılması ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması mesajını verdi.
-
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile ikili ilişkiler, AB süreci ve Filistin meselesini ele aldı. Macron’un Filistin’i tanıma kararını memnuniyetle karşıladı.
-
Vietnam Devlet Başkanı Luong Cuong ile Filistin konusunda ortak duruşu değerlendirdi.
BM Genel Kurulu’nda Dünya Liderlerine Mesajlar
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulu kürsüsünden yaptığı konuşmada ağırlıklı olarak Gazze’de yaşanan soykırıma dikkat çekti.
“Gazze’de iki taraftan söz edilemez. Bir yanda en modern silahlarla donatılmış düzenli ordu, diğer yanda masum siviller vardır. Gün bugündür. Gün, insanlık adına Filistinli mazlumların yanında dimdik durma günüdür.”
Erdoğan, ayrıca Suriye, Rusya-Ukrayna savaşı, KKTC’nin tanınması ve BM reformu gibi başlıklarda da önemli mesajlar verdi.
ABD’de Türk Toplumuyla Buluşma
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi tarafından düzenlenen akşam yemeğine katılarak ABD’de yaşayan Türk vatandaşlarıyla bir araya geldi.
Türk-Amerikan ilişkilerinin müttefiklik ve stratejik ortaklık temelinde ilerlediğini belirten Erdoğan, Başkan Trump’ın ikinci döneminde kurumlar arası diyaloğun hız kazandığını söyledi.
Trump ile Zirve Görüşmesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, temaslarının sonunda Washington’a geçerek ABD Başkanı Donald Trump ile Beyaz Saray’da görüştü.
İki liderin görüşmesi 2 saat 20 dakika sürdü. Erdoğan, F-16 ve F-35 projeleri, Halkbank davası ve Heybeliada Ruhban Okulu konularını gündeme getirdi.
Görüşme kapsamında, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ile ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, iki ülke arasında Stratejik Sivil Nükleer İşbirliği Mutabakat Zaptı’nı imzaladı.
BM İklim Zirvesi: 2035 için emisyon hedefi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM İklim Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin 2035 yılına kadar 466 milyon ton emisyon azaltımı sağlamayı hedeflediğini ve yenilenebilir enerji payının yüzde 60’ın üzerine çıktığını açıkladı.
Beylikdüzü’ndeki Özel Bakım Merkezi İçin Kapatma Kararı

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, İstanbul Beylikdüzü’nde faaliyet gösteren özel bir bakım merkezine yönelik basında yer alan iddialar üzerine açıklama yaptı. Bakanlık, iddiaların ardından kurum hakkında derhal inceleme başlatıldığını, sorumluların görevden alındığını ve merkezin kapatıldığını duyurdu.
İnceleme ve Soruşturma Başlatıldı
Bakanlıktan yapılan açıklamada, söz konusu özel bakım merkeziyle ilgili iddiaların tespit edilmesinin ardından il müdürlüğü tarafından acil denetim sürecinin başlatıldığı ifade edildi.
İhmali bulunan kişilerin iş akitlerinin feshedildiği ve haklarında Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğu belirtildi.
Engelli Bireyler Başka Merkezlere Yerleştiriliyor
Bakanlık açıklamasında, merkezin kapatma kararı alındığı ve burada hizmet alan engelli bireylerin güvenli şekilde başka merkezlere yerleştirilme sürecinin başlatıldığı vurgulandı.
“Süreci Titizlikle Takip Ediyoruz”
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, ihmali bulunanların en ağır cezayı alması için sürecin bizzat takip edildiğini açıkladı:
“İhmali bulunanların en ağır cezayı alması için bizzat suç duyurusunda bulunduğumuz ve müdahil olduğumuz dava sürecini titizlikle takip edeceğiz.”
Bakanlık, kamuoyuna saygıyla duyuruda bulunarak gelişmelerin yakından izleneceğini belirtti.
Saral’dan mahkeme görüntülerine tepki: “Bu kalıpsıza bu şovları kim yaptırıyor?”

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı davalarda çekilen görüntülere tepki gösterdi. Saral, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda İmamoğlu için “bu kalıpsız” ifadesini kullanarak mahkeme salonuna görüntü cihazlarının sokulmasına sert sözlerle karşı çıktı.
“Davalar basına kapalı yapılır”
Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı davalarda mahkeme salonundan paylaşılan görüntüler sosyal medyada gündem olurken, Oktay Saral bu duruma tepki gösterdi. Saral, davaların basına kapalı olarak yapılması gerektiğini hatırlatarak, telefon ve kamera gibi cihazların duruşma salonuna sokulmasının yasak olduğunu vurguladı.
Saral, paylaşımında şu ifadeleri kullandı:
“Bu kalıpsıza bu şovları kim yaptırıyor? Davalar basına kapalı olarak yapılır. Telefon ya da video kamera gibi cihazların duruşma salonuna sokulması yasaktır. Hal böyle iken bu çekimlerin yapılmasına göz yuman mahkeme heyeti acilen açığa alınmalıdır. HSK’yı göreve davet ediyorum.”
HSK’ya çağrı
Saral’ın bu paylaşımında Hakimler ve Savcılar Kurulu’nu (HSK) göreve davet etmesi dikkat çekti. İmamoğlu’nun duruşmalarında çekilen görüntülerin sosyal medyada geniş yankı uyandırması ve binlerce yorum almasının ardından yapılan bu çıkış, siyasette yeni bir tartışmayı da beraberinde getirdi.
Gürsel Tekin’den CHP’den İhraç Kararına Sert Tepki: “Bizi Değil, Vicdanlarını İhraç Ettiler”

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) eski İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, partiden ihraç edilmesine sert tepki gösterdi. Tekin, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Bu kararın bizim onurumuzu zedelemesi mümkün değildir. Bizi değil, kendi vicdanlarını ihraç ettiler” ifadelerini kullandı.
“Bu karar CHP tarihine gölge düşüremez”
Gürsel Tekin, açıklamasında partideki geçmişine vurgu yaparak şunları söyledi:
“Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir neferi olarak ömrümü verdiğim partidem, suça bulaşmış kişilerin, partinin değil kendi şahsi çıkarlarının temsilciliğini yapanların aldığı bir kararla ihraç edildik. Bu kararın bizim onurumuzu zedelemesi mümkün değildir.
Biz bu partinin emektarlarıyız. Bu partiye yıllarımızı, alın terimizi, mücadelemizi verdik. Bizimle aynı yolda yürüyen binlerce yol arkadaşımızın emeğini yok sayarak kendi düzenlerini sürdürmeye çalışanların vereceği hiçbir karar CHP tarihine gölge düşüremez.”
“CHP, şaibelerden arındığında daha da büyüyecek”
Tekin, ihraç kararını partinin geleceği açısından da değerlendirdi:
“Bugün bizi ihraç edenler bilsinler ki aslında ihraç ettikleri biz değiliz; ihraç ettikleri kendi vicdanlarıdır, partinin onurlu geçmişidir. Bizim varlığımızı yok edemezsiniz. Çünkü biz CHP’nin vicdanıyız, kökleriyiz, hafızasıyız.
Sizler bu partiden gittiğinizde, bu partiyi şaibelerden, kişisel hırslardan arındırdığınızda Cumhuriyet Halk Partisi daha da büyüyecek. Çünkü CHP, birkaç kişinin koltuğunu korumak için tasfiye ettiği insanların değil, Mustafa Kemal’in izinden giden milyonların partisidir.”
“Mücadelemiz sürecek”
Partiden ihraç edilmesinin kendisini susturamayacağını vurgulayan Gürsel Tekin, şu ifadelerle açıklamasını noktaladı:
“Bizler, partimizi namussuzlardan, şaibelerden ve kirli düzenlerden temizlemek için mücadelemize devam edeceğiz. İhraç kararlarıyla bizi susturamazsınız. Tarih, bugün alınan bu haksız kararları değil, bu kararların karşısında dimdik duran bizleri yazacaktır.”
İzmir’de “Twerk” Rezaletine 2 Gözaltı!

İzmir’de “Twerk” Rezaletine 2 Gözaltı
İzmir’de bir eğlence mekanında çekilen ve sosyal medyada büyük tepki toplayan görüntüler sonrası soruşturma başlatıldı. Görüntülerde tesettürlü bir kadının, erkek dansçılarla birlikte twerk yaptığı anlar yer alıyordu.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla harekete geçen polis ekipleri, kimlikleri tespit edilen 2 kişiyi gözaltına aldı. Olayla ilgili incelemeler sürerken, gözaltındaki şüphelilerin emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edileceği öğrenildi.
Sosyal medyada kısa sürede yayılan görüntüler, toplumun farklı kesimlerinden yoğun tepki aldı.
Ava Gitme” Dedi, Katliam Yaşandı: Annesini Av Tüfeğiyle Öldürdü!

“Ava Gitme” Dedi, Katliam Yaşandı: Annesini Av Tüfeğiyle Öldürdü
Muğla’nın Köyceğiz ilçesinde aile içi tartışma kanlı bitti. Edinilen bilgilere göre 22 yaşındaki S.S., ava gitmesine karşı çıkan annesiyle tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesi üzerine öfkelenen genç, evde bulunan av tüfeğini alarak annesini başından vurdu.
Ağır yaralanan anne olay yerinde hayatını kaybederken, mahallede büyük üzüntü yaşandı. İhbar üzerine olay yerine sağlık ve jandarma ekipleri sevk edildi. Sağlık ekiplerinin yaptığı incelemede kadının yaşamını yitirdiği belirlendi.
Olay sonrası S.S. jandarma ekipleri tarafından gözaltına alınırken, cenaze otopsi için Muğla Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Bursa’da Metroda Can Pazarı: Yaşlı Adam Raylara Düştü, Mucizevi Şekilde Kurtuldu!

Bursa’da Metroda Can Pazarı: Yaşlı Adam Raylara Düştü, Mucizevi Şekilde Kurtuldu
Bursa’da metro istasyonunda yaşanan olay, yürekleri ağza getirdi. İddiaya göre, peronda metro bekleyen iki öğrenci şakalaştıkları sırada 60 yaşındaki Abdulkadir Kavaklıgil’e çarptı. Çarpmanın etkisiyle dengesini kaybeden Kavaklıgil, raylara düştü.
O sırada istasyona yaklaşan metro makinisti, durumu fark ederek anında fren yaptı. Tren, raylara düşen Kavaklıgil’e çarpmadan durmayı başardı. Olay yerine gelen sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından yaralı adam hastaneye kaldırıldı.
Abdulkadir Kavaklıgil’in sağlık durumunun iyi olduğu öğrenilirken, olayla ilgili inceleme başlatıldı.
İlk Yorum yapan siz olun!