CHP Sözcüsü Deniz Yücel, “Bugün PM’mizde bazı belediye başkan adaylarımız belirlendi. 4’ü büyükşehir belediye başkan adayı olmak üzere 227 seçim çevresinde PM’mizde aldığımız kararla belediye başkan adaylarımızı belirledik. Açıklayacağımız 4 büyükşehirden 2’si zaten önceki Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel tarafından ilan edilmişti. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayımız; İstanbul'u AKP'nin talancı belediyecilik anlayışından kurtaran ve halkçı belediyecilik anlayışını getiren Sayın Ekrem İmamoğlu. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız ise Ankara'yı parsel parsel satanlardan kurtaran ve Ankara'yı sosyal belediyecilik anlayışıyla tanıştıran Sayın Mansur Yavaş. Bursa ve Balıkesir illerimizde de daha önce partimizin ve örgütümüzün üzerinde mutabakata vardığı, ayrıca anketlerde de kazandığını gördüğümüz isimler PM kararıyla bugün adaylaştı. Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayımız Sayın Mustafa Bozbey. Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkan Adayımız ise Sayın Ahmet Akın” dedi.

CHP Sözcüsü Deniz Yücel, “Bugün PM’mizde bazı belediye başkan adaylarımız belirlendi. 4’ü büyükşehir belediye başkan adayı olmak üzere 227 seçim çevresinde PM’mizde aldığımız kararla belediye başkan adaylarımızı belirledik. Açıklayacağımız 4 büyükşehirden 2’si zaten önceki Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel tarafından ilan edilmişti. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayımız; İstanbul'u AKP'nin talancı belediyecilik anlayışından kurtaran ve halkçı belediyecilik anlayışını getiren Sayın Ekrem İmamoğlu. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız ise Ankara'yı parsel parsel satanlardan kurtaran ve Ankara'yı sosyal belediyecilik anlayışıyla tanıştıran Sayın Mansur Yavaş. Bursa ve Balıkesir illerimizde de daha önce partimizin ve örgütümüzün üzerinde mutabakata vardığı, ayrıca anketlerde de kazandığını gördüğümüz isimler PM kararıyla bugün adaylaştı. Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayımız Sayın Mustafa Bozbey. Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkan Adayımız ise Sayın Ahmet Akın” dedi.
CHP Sözcüsü Deniz Yücel, parti genel merkezinde PM toplantısı gündemine ilişkin açıklama yaptı. Yücel’in açıklamaları şöyle:
"BİTMEZ'İN VEFATINI BÜYÜK BİR ÜZÜNTÜYLE ÖĞRENDİK. KENDİSİNE ALLAH'TAN RAHMET DİLİYORUZ”
“Öncelikle salı günü, Bütçe Görüşmeleri’nde yaptığı konuşma sırasında kalp krizi geçiren ve o günden beri tedavi altında bulunan Saadet Partisi Milletvekili Hasan Bitmez'in vefatını büyük bir üzüntüyle öğrendik. Kendisine Allah'tan rahmet, yakınlarına ve Saadet Partisi camiasına başsağlığı ve sabır diliyoruz. Hepimizin başı sağ olsun. Bugün MYK toplantımızın ardından PM toplantımız yapıldı ve hâlâ toplantımız devam etmekte. Ülke gündemine ilişkin değerlendirmelerimizin yanı sıra, yaklaşan yerel seçimlerle ilgili olarak içinde bazı büyük şehirlerin de olduğu 227 seçim çevresinin belediye başkan adayları, PM’mizin kararıyla kesinleşti.
"BU BÜTÇE BİZE AKP'NİN TÜRKİYE'Yİ DÜNYADAKİ İLK 10 EKONOMİ İÇİNDE SOKMA HEDEFİNİN BİR HAYALDEN İBARET OLDUĞUNU GÖSTERİYOR”
Bu hafta Meclis’te bütçe maratonu başladı. Bütçe, Meclis’in halk adına egemenlik yetkisini kullanması açısından önemli. Aynı zamanda iktidarın hizmet ve harcamalarda hangi anlayışla devleti yönettiğini de gösteriyor. Bu bütçe bize AKP'nin Türkiye'yi dünyadaki ilk 10 ekonomi içinde sokma hedefinin bir hayalden ibaret olduğunu gösteriyor. Ve aynı zamanda 25 bin dolar Gayrisafi Milli Hasıla (GSYH) hedefinin yarısına bile ulaşılamadığını, Türkiye'nin 21 yıl önce kişi başına milli gelirini 74’üncü sıradayken bugün 78’inci sırada olduğunu gösteriyor. Bu bütçede vatandaşın gelirinden doğrudan kesilen vergiler, 1 buçuk trilyondan yüzde 63’lük bir artışla 2 buçuk trilyona çıkıyor. Zenginin de fakirin de ödediği KDV, ÖTV ve tüm tüketim mallarından alınan dolaylı verdiler, 3 trilyondan yüzde 77’lik bir artışla 5 buçuk trilyona çıkıyor. Yani 2024’te de doğrudan ve dolaylı vergilerle tüm yük emekçilerin ve çalışanların sırtında.
"KENDİLERİNE BİN ODALI SARAY YAPTILAR, VATANDAŞIN CEBİNDE PARA YOK”
Bu durumda, AKP'nin Meclis’e getirdiği bu bütçe, tabii ki halk yararına hazırlanmış bir bütçe değil. Bütçe, AKP'ye sadece parasal bir unsur gibi gelebilir. Ama biz o paranın nereye harcandığıyla ilgileniyoruz. Çünkü bütçe aynı zamanda iktidarın yatırım ve tasarrufları hangi alanda yapmayı tercih ettiğini de gösteren bir kanundur. Bu ülkede üniversite yaptılar, içinde eğitim yok. Şehir hastaneleri yaptılar, içinde doktor yok. Havaalanı yaptılar, inen uçak yok. Adalet sarayları yaptılar, ülkede adalet yok. Kendilerine bin odalı saray yaptılar, vatandaşın cebinde para yok. İşte biz bu bütçe görüşmelerinde bunların hesabını soracağız. İşçinin emekçinin, çiftçinin, emeklinin, dar gelirlinin bütçesini savunmaya devam edeceğiz.
"21 YILLIK AKP İKTİDARLARI DÖNEMİNDE, ASGARİ ÜCRET GÖRÜŞMELERİ BİR KEZ BİLE GERÇEK BİR UZLAŞMAYLA SONUÇLANDI MI”
Ülkemizde milyonları ilgilendiren Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun görüşmeleri başladı. Başka ülkelerde de asgari ücret belirleniyor ama hiçbir ülkede böylesine önemli bir gündem haline gelmiyor. Bir ülke düşünün ki bakkalda, markette, pazarda, sokakta herkes asgari ücretin ne olacağını konuşuyor. Çünkü ülkemizde çalışan nüfusun yarıya yakını asgari ücretle çalışıyor. Erdoğan Türkiye’sinde asgari ücret, olağan ücret haline geldi. Türkiye'de yoksul olmadığını, yüzü kızarmadan söyleyen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, asgari ücretle ilgili sürekli mesaj verme derdindeler. Sayın Erdoğan, şimdiye kadarki süreçlerde sanki işçilerin rızasını almış gibi, bu yılki görüşmelerde de işçilerin onayını alacağını iddia etti. Kendisine soruyoruz: 21 yıllık AKP iktidarları döneminde, asgari ücret görüşmeleri bir kez bile gerçek bir uzlaşmayla sonuçlandı mı?
"ASGARİ ÜCRETLİNİN VE AİLESİNİN İNSAN ONURUNA YAKIŞIR BİR HAYAT SÜREBİLECEĞİ ÜCRET LÜTUF DEĞİLDİR, HAKTIR”
Enflasyonu, zincir marketleri tehdit ederek kontrol altına almak gibi dahiyane fikirleri olan ekonomist Erdoğan'a hatırlatacağımız rakamlar var: 2020 yılında, yüzde 29 olan enflasyon, bugün TÜİK'in bin bir müdahalesi sonucunda ancak yüzde 61 olabildi. Bağımsız araştırma kuruluşu ENAG’a göreyse enflasyon yüzde 129’a dokuza çıktı. 2002 yılında icra dairelerindeki icra takip dosya sayısı 8 buçuk milyon civarındayken bugün 22 milyona ulaşmış durumda. 21 yıl önce, hane halkının cebinden yaptığı sağlık harcaması 4 milyar civarındayken 2022 yılında bu rakam 56 kat. 56 kat artarak 112 milyara fırladı. Devlet, sağlık harcamasını azalttıkça halk, sağlığından olmamak için harcamayı arttırmak zorunda kalmış. İşte AKP'nin devrim yaptığını iddia ettiği sağlık politikalarının halk sağlığına mal olan hazin sonu. Bu ülkede çarkları döndüren milyonlarca işçinin belirlenecek asgari ücreti gerçekten onaylamasını istiyorsanız işçiye, emekçiye, sadaka gibi ücretleri dayatmayacaksınız. Asgari ücretlinin ve ailesinin insan onuruna yakışır bir hayat sürebileceği ücret lütuf değildir, haktır. AKP'nin ülkeyi batıran ekonomi politikaları nedeniyle, işçi ve emekçiler, yıllardır her türlü çalışma ve ücret dayatmasına razı olur hale geldiler. Çünkü günden güne derinleşen yoksulluk işçiyi, emekçiyi, emekliyi ölümle açlık arasında tercih yapmak zorunda bırakıyor. Ama biz CHP olarak asgari ücretin enflasyondaki artışa göre, yılda en az iki kez iyileştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz ve savunuyoruz.
"BAKAN ŞİMŞEK, ‘KİRA FİYATLARI DÜŞÜYOR’ DEMİŞ. BUNDAN KİRACILARIN HABERİ VAR MI”
Her hafta bir bakanın beyin yakan açıklamalarına maruz kalıyoruz. Bu açıklamaların maalesef sonu gelmiyor. Bu kez de Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ‘Kira fiyatları düşüyor’ demiş. Şimdi Sayın Mehmet Şimşek'e soruyorum: Bundan kiracıların haberi var mı? Ev sahiplerinin haberi var mı? Bundan emlakçıların haberi var mı? Sayın Şimşek, sanırım sadece Daily Mirror, The Guardian, Wall Street Journal gibi gazeteler okuyor. Şunu hatırlatalım: Oralarda Amerikan ve İngiliz ekonomisi anlatılıyor. Biraz da Türk basınını okusun da ülkenin gerçek gündeminden haberdar olsun. Sokaktaki insanın bu muayyen kira düşüşünden haberi yok. Kimse bu milletin aklını, zekasını hafife almasın. Sayın Şimşek'i bize, eskisine göre biraz daha sağduyulu ve rasyonel diye sundular. Ama görüyoruz ki o da AKP'nin hayal dünyasına kendisini kaptırmış.
"GEMİLERİN İSRAİL'E SEVKİYAT YAPMAYA DEVAM ETMESİNDEN DE ANLIYORUZ Kİ AKP'NİN GİTTİĞİ YOL YERLİ VE MİLLİ BİR YOL DEĞİL”
Biz CHP olarak defalarca sığınmacı sorunu büyümesinden duyduğumuz rahatsızlığı dile getirdik. Bu misafirlik çok uzadı. Bu gruplar ülkelerine derhal geri gönderilmeli. Ancak biz bunu söylerken birileri; daha fazla düzensiz göç yaşansın, daha çok yabancı Türkiye'ye yerleşsin diye kolaylık sağlama peşinde. Birçok ülke uyum sorunlarını görüp vatandaşlığı zorlaştırıyor. AKP ise ‘daha kolay nasıl yapabiliriz’ derdinde. Son yönetmelik ciddi tehlikeler çığırıyor. Özellikle tarım arazilerinin satılmasının önü açılacak. Yabancılara arsa satışlarının nasıl bir milli güvenlik sorunu haline geldiğini görmek için çok uzağa gitmeye gerek yok. Bu satışlara şiddetle karşıyız. Hükümet, sıcak para ve devşirme seçmen bulma derdinde. Bunları herkes görüyor. Ama şehit kanlarıyla sulanmış bu topraklarda, sizin vatandaşlık satarak getireceğiniz üç-beş doların, Suudi Arabistan Riyali'nin ya da Kuveyt Dinarı’nın zerre dahi değeri yok. Sizin para sevdanız batsın. Burada konu olan vatan toprağı. Gemilerin İsrail'e sevkiyat yapmaya devam etmesinden de anlıyoruz ki AKP'nin gittiği yol yerli ve milli bir yol değil.
"ERDOĞAN, ‘İZMİR'İ UNUTMA’ DEDİĞİ YUNANİSTAN İLE 15 AYRI ANLAŞMA İMZALADI”
Baştan altını çizmek gerekirse biz Türkiye'nin dünyayla her zaman iyi diyalog kurmasını, iletişim kanallarını açık tutmasını tercih ediyoruz. Sorun varsa dahi konuşmadan, müzakere edilmeden çözülemeyeceği gerçeğinin farkındayız. Ancak bu yapılırken Türkiye Cumhuriyeti'nin milli menfaatlerine uluslararası hukuk ve diplomasi kurallarına uygun, tutarlı ve istikrarlı bir çizgide yapılması gerekir. Dış politikamızın temeli, büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi, ‘Yurtta barış, dünyada barış’tır. Ülkemizin milli menfaatlerini ve yüksek çıkarlarını gözeterek tutarlı ve istikrarlı bir politika yürütülmesi gerekir. Eğer bir adım sonrasını düşünmezseniz, Sayın Erdoğan gibi U dönüşleri ya da geri vitesler yapmak zorunda kalırsınız. Biliyorsunuz, Erdoğan geçtiğimiz hafta, 6 yıl aradan sonra Yunanistan'ı ziyaret etti. ‘İzmir'i unutma’ dediği Yunanistan ile 15 ayrı anlaşma imzaladı. Türk vatandaşlarına 10 Yunan adasına vizesiz, 7 günlük seyahat serbestisi verildi. Peki bu görüşmede Yunanistan'ın işgal ettiği, Türkiye'ye ait adalarla ilgili bir şey konuşuldu mu? Hayır. İzmir, Muğla, Aydın il sınırları içerisinde bulunan 20 adamıza Yunanistan, 14 askeri üs inşa edip alenen silahlandırdı. Bu işgalden başta Erdoğan olmak üzere ilgili bakanlar sorumludur.
"İSRAİL-FİLİSTİN MESELESİNDE, İSRAİL'E NUMARADAN DA OLSA TEPKİ GÖSTEREN ERDOĞAN, YUNANİSTAN'IN ADALARIMIZI İŞGAL ETMESİNE ÇIT ÇIKARAMADI”
İsrail-Filistin meselesinde, İsrail'e numaradan da olsa tepki gösteren Erdoğan, Yunanistan'ın adalarımızı işgal etmesine çıt çıkaramadı. Numaradan, hatta çakma tepki diyorum çünkü basına da yansıyan gazeteci Metin Cihan'ın sosyal medya paylaşımlarını, İsrail'e sevkiyat yapan gemi sahipleri de resmi ağızlar da yalanlamadı. Bu ziyaretin magazin kısmını bir kenara bırakarak Sayın Erdoğan'a şu soruları sormak istiyoruz: Türkiye-Yunan ilişkilerinde son 10 ayda ne değişti? Lozan Anlaşması'nda belirtildiği şekliyle 23 ada gayri askeri statüsüne döndü mü? Egemenliği tartışmalı adaların durumunda bir değişiklik mi oldu? Yunanistan, Doğu Akdeniz'de deniz yetki alanlarına ilişkin akıl dışı isteklerinden vaz mı geçti? Batı Trakya'da arzu edilen demokratik ve özgür ortam tesis mi edildi? İmzaladığınız anlaşmaların maddelerini okuyor musunuz? Bu maddelerin içinde uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarımızı kullanmak istememiz halinde, Yunanistan'ın istismar edeceği düzenlemeler var. Adalar sorununu uçuş bilgi bölgesinin egemenlik sınırı kabul edilerek uçaklarımıza önleme yapılmasını, 10 millik hava sahası uygulamalarını, Batı Trakya'daki Türklerle ilgili sorunları görüşmede gündeme dahi getirmemenizin sebebi nedir? Unutmayın ki dış politikadaki u dönüşleriniz devlet ciddiyetini zayıflatır. Bu da bizi güvenilir ve kararlı olmaktan çıkarır ve caydırıcılık etkisini azaltır.
Filistin-İsrail savaşı, Türkiye-İsrail sevkiyatlarını durdurmaya yetmedi. AKP, Burak Erdoğan ve Erkam Yıldırım gibi isimlerin İsrail ile ticaret sürdürdüğü iddiasını yalanlamak yerine bu iddiaları ortaya atan gazeteci Metin Cihan'ın sosyal medya paylaşımlarına yasak getiriyorlar. Bu konuda başta Erdoğan ve diğer ilgililerden bir açıklama bekliyoruz.
"AKP İKTİDARI, TEK BİR PROJEYLE HEM DIŞ POLİTİKADA HEM DE ÜLKENİN TARIM POLİTİKASINDA AYNI ANDA YANLIŞ YAPMAYI BAŞARAN BİR İKTİDAR OLARAK TARİHE GEÇTİ”
Önemli gördüğümüz bir diğer konu da 21 yıllık AKP iktidarının Türk halkının parasıyla Sudan'da tarım çiftliği kurma projesinin iflas etmiş olmasıdır. Sayıştay raporlarına göre, 2020 dönemi için projenin yöneticilerine tam 416 bin 695 lira huzur hakkı ve ikramiye ödendi. Üstelik hiçbir üretim yapmadan 7 bakan eskiten bu projenin arazilerinin tarıma elverişli olmadığı 2021 yılında rapor edildi. Sadece Sudan'da kalmadılar, buğday yetişmeyen Endonezya'da buğday yetiştirmeye, ülkemizde yetişebilen domatesi de Nijer'de yetiştirmeye kalktılar. AKP kendi çiftçimizden esirgediği desteği, yurt dışı arayışlarında çarçur etti. Böylece AKP iktidarı, tek bir projeyle hem dış politikada hem de ülkenin tarım politikasında aynı anda yanlış yapmayı başaran bir iktidar olarak tarihe geçti. Tarım ve dış politika gibi birbirine bu kadar uzak iki konuyu tek bir yanlışta birleştirdi.
"ZİFİRİ KARANLIKTA OKULA GİDEN ÇOCUKLARIN DERDİ, ONLARIN DERDİ DEĞİL. ONLARIN DERDİ KARMA EĞİTİME DARBE VURMAK”
İçimizi rahatsız eden bir diğer konu da bu ülkede minicik öğrenciler, kalıcı yaz tatili uygulaması nedeniyle şafak operasyonuna gider gibi gün ağarmadan yollara düşüyor. Öğrenciler karanlıkta okula gidiyor. Veliler şikayetçi. Öğrenciler şikayetçi. Öğretmenler şikayetçi? Çalışanlar şikayetçi. Ama AKP memnun. ‘Kış saati yeniden getirilmeyecek’ diyorlar. Anladık ki zifiri karanlıkta okula giden çocukların derdi, onların derdi değil. Onların derdi karma eğitime darbe vurmak. Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) bağlı düzenlenen voleybol müsabakalarında, gençler arasında tartışma çıkma ihtimali gerekçe gösterilerek erkek öğrencilerin alınmamasına karar verildi. Bu karar, ülkemizde karma eğitime yönelik saldırıların tipik bir örneğidir. Aynı zamanda her fırsatta denedikleri laik ve çağdaş eğitimi ortadan kaldırma niyetine yönelik de siyasi bir hamledir. Bakanlık, gençler arasında çıkabilecek kavgaları gidermek istiyorsa fırsat eşitliğini sağlayan bir eğitim sistemini tesis ederek işe başlayabilir. Onların derdi eğitimi dinselleştirmek. ‘ÇEDES kapsamında’ diye başlayan her cümleye artık şüpheyle bakıyoruz. Bu ucube projeyle iktidar, toplumun dini duygularını eğitim üzerinden sömürmeye devam ediyor. MEB liselerde adabı muaşeret, orta okullardaysa görgü kuralları ve nezaket derslerini müfredata dahil etti. Eklenen bu derslerle çocuklarımıza aile ve sosyal hayata ilişkin din temelinde eğitim verilecek. Mesela ‘Türk Sosyal Hayatında Aile’ seçmeli dersinde, aile kurmanın fıtrata uygun olduğu anlatılacak. Yani bir taşla iki kuş vurmayı hedefliyorlar. Çocuklarımızı bilimin ışığında çağdaş, laik eğitim sisteminden uzaklaştırarak Türk aile yapısını da istedikleri gibi, kadını ikinci plana atan bir şehre sokmaya çalışıyor. Aile içi şiddeti önlemek üzere imzalanan İstanbul Sözleşmesi'ni reddeden iktidar, aile kurumunu ‘kol kırılır, yen içinde kalır’ anlayışıyla şekillendirmeye çalışıyor.
"'DOSTLUK KAZANSIN’ DİYE ÇIKILAN SAHALARA, ŞİDDETİ TAŞIYANLARI KINIYORUZ”
Ülkede her alanda ciddi bir çürüme var. Şiddet, emin olun ki bir gün herkese isabet edecek. Tıpkı hakem Halil Umut Meler'e isabet ettiği gibi. AKP kurucusu ve üyesi, Sayın Erdoğan'ın ev sahibi ve yakın dostu olan Faruk Hoca'nın attığı yumruğun gücünün nereden geldiğini herkes biliyor. Olayın ardından kınama mesajlarında failin adını bile anmadılar. Bakanların, hatta Cumhurbaşkanı’nın Faruk Hoca'nın ismini anmaması, failin AKP'yi eski vekil olduğu gerçeğini değiştirmiyor. İşte AKP'nin ‘benim failim iyidir’ anlayışı. Televizyonlardaki yorumculardan, sokaklardaki halk röportajlarına kadar herkes gündemin soğumasının ardından Faruk Hoca'nın serbest bırakılacağını ve ceza almayacağını düşünüyor. Biz, ‘dostluk kazansın’ diye çıkılan sahalara, şiddeti taşıyanları kınıyoruz.
"SAYIN BAKAN, SİZ ‘GÜNDEM FİLİSTİN’ DİYE SORULARDAN KAÇMAYA ÇALIŞIRKEN AKP'Lİ VEKİLLERİN GÜNDEMİ MANGAL PARTİSİYDİ”
Geçtiğimiz günlerde hepimizin yüreğini yakan bir olay daha yaşandı. Somali Cumhurbaşkanı'nın oğlu bir vatandaşımıza çarptı ve ölümüne neden oldu. Sonra da tarifeli uçağa binerek ülkeyi terk etti. AKP'nin Adalet Bakanı konuyla ilgili soruları, ‘Gündem Filistin’ diye geçiştirmeye çalıştı. Filistin'deki dram, elbette ki gündem ama İstanbul'un göbeğinde hayatını kaybeden emekçi kardeşimiz de gündem. Ardında gözü yaşlı bir eş ve iki çocuğu kaldı. Türkiye'de, bazı vatandaşlarımızın diğerlerinden daha az eşit olduğunu boşuna söylemedik. Çarpan kişi, yabancı bir devlet adamının oğlu olmasaydı yurt dışına elini, kolunu sallayarak kaçabilecek miydi?
Ayrıca Sayın Bakan, siz ‘Gündem Filistin’ diye sorulardan kaçmaya çalışırken AKP'li vekillerin gündemi mangal partisiydi. Millet evine ekmek alamıyor. Evine yarım kilo et, belki Kurban Bayramı'nda girdi. Öğrenciler öğün atlıyor. Ama bir grup AKP'li Meclis’te mangal partisi yapıyor. Sizin hiç mi vicdanınız yok? Hiç mi empati duygunuz yok? Hiç mi adalet duygunuz yok? Biz Yunus Emre Göçer'in geride kalan acılı ailesi için elimizden geleni yapacağız. İstanbul Büyükşehir Belediyemiz hem lise çağındaki hem de özel eğitim alması gereken iki çocuğumuz için elinden geleni yapacak. Biz CHP olarak konunun yakın takipçisi olmaya devam edeceğiz. İktidarın da uluslararası alanda bu işin takipçisi olmasını ve üzerine düşeni yapmasını bekliyoruz. Bu konunun AKP tarafından iç politika malzemesi haline getirip getirilmeyeceğinin de yine takipçisi olacağız. Ben de bir hukukçu milletvekili olarak bu davanın bütün süreçlerinin bizzat takipçisi olacağım.
"ANKARA ADAYIMIZ, MANSUR YAVAŞ. İSTANBUL ADAYIMIZ, EKREM İMAMOĞLU. BURSA ADAYIMIZ MUSTAFA BOZBEY. BALIKESİR ADAYIMIZ AHMET AKIN”
Bugün PM’mizde bazı belediye başkan adaylarımız belirlendi. 4’ü büyükşehir belediye başkan adayı olmak üzere 227 seçim çevresinde PM’mizde aldığımız kararla belediye başkan adaylarımızı belirledik. Açıklayacağımız 4 büyükşehirden 2’si zaten önceki Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel tarafından ilan edilmişti. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayımız; İstanbul'u AKP'nin talancı belediyecilik anlayışından kurtaran ve halkçı belediyecilik anlayışını getiren Sayın Ekrem İmamoğlu. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız ise Ankara'yı parsel parsel satanlardan kurtaran ve Ankara'yı sosyal belediyecilik anlayışıyla tanıştıran Sayın Mansur Yavaş. Bursa ve Balıkesir illerimizde de daha önce partimizin ve örgütümüzün üzerinde mutabakata vardığı, ayrıca anketlerde de kazandığını gördüğümüz isimler PM kararıyla bugün adaylaştı. Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayımız Sayın Mustafa Bozbey. Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkan Adayımız ise Sayın Ahmet Akın.
"23 SEÇİM ÇEVRESİNDE ÖRGÜT DENETİMİNDE ÖN SEÇİM YAPILMA KARARI ALINMIŞTIR. 58 SEÇİM ÇEVRESİNDE ÖRGÜT DENETİMİNDE ÖN SEÇİM YAPMA YETKİSİ VERİLMİŞTİR”
Burada basın toplantımızın bitiminde sizlerle isimleri paylaşacağımız diğer belediye başkan adaylarımızsa geçtiğimiz hafta PM toplantımızda örgüte yetki verdiğimiz il ve ilçelerde ve yetki verilmemiş olsa bile il ve ilçe örgütleri, milletvekili, PM üyelerimizin üzerinde tam bir mutabakat sağladığı seçim çevreleridir. CHP olarak biz 2019 yılından bu yana Türkiye'nin yarısını sosyal belediyecilik anlayışıyla tanıştırdık. Türkiye'nin yarısı, CHP’nin sosyal belediyecilik anlayışıyla yönetilmektedir. Bugün PM toplantımızda almış olduğumuz, sizlerle paylaşmadığım diğer kararlarımız: 23 seçim çevresinde, örgüt denetiminde ön seçim yapılma kararı alınmıştır. Ve yine 58 seçim çevresinde örgüt denetiminde ön seçim yapma yetkisi verilmiştir. Ve sizlerle paylaşacağımız listeyle az önce 4 büyükşehir belediye başkan adayımızı açıkladık. 6 il merkezi ve diğerleriyle birlikte bugün toplam 227 seçim bölgesinde belediye başkan adaylarımız, PM toplantımızda belirlendi ve kamuoyuyla paylaşılıyor. Belediyelerimiz, geçtiğimiz 4 buçuk yılda başta pandemi olmak üzere deprem, sel gibi doğal afet süreçlerinde halkımızın yanında oldular. Vatandaşımızın ihtiyaç ve taleplerini yüksek organizasyon yetenekleriyle iktidarın her türlü engellemesine, her türlü baskısına, her türlü soruşturma tehdidine rağmen hızlı bir şekilde karşıladılar. İnanıyoruz ki 31 Mart yerel seçimlerinde de insan odaklı politikalarımızla vatandaşımıza sıcak bir el uzatan belediye sayımızı arttıracağız.”
"BİZ İTTİFAKI SANDIKTA, TABANDA, SEÇMEN NEZDİNDE YAPACAĞIZ”
Yücel, “Bir işbirliği umudu hala korunuyor mu” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Biz Meclis’te grubu olan, temsil edilen her partiyle görüşürüz. Bizim siyaset anlayışımız bunu gerektiriyor. Diğer yandan İYİ Parti'nin ya da başka siyasi partilerin kendi yetkili kurullarında aldıkları kararları da tartışmayız. Bunlara saygı duyarız. Ancak biz başından beri şunu savunuyoruz: Biz ittifakı sandıkta, tabanda, seçmen nezdinde yapacağız. Dolayısıyla bu bakış anlayışımızı destekleyecek ya da kuvvetlendirecek, çeşitli seçim çevrelerinde birtakım gelişmeler olabilir. Bunları hep birlikte yaşayıp göreceğiz.”
Yorumlar
Yorum Yapın
İlginizi Çekebilir
İYİ Parti Lideri Dervişoğlu'ndan "İmralı Çağrısı"na Tepki: "Türkiye'nin Üniter Yapısı Pazarlık Konusu Yapılamaz"

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, terör örgütü PKK'nın elebaşı Abdullah Öcalan'a yönelik çağrıyla başlayan sürece sert tepki gösterdi. Dervişoğlu, "Terörsüz bir Türkiye'yi hepimiz istiyoruz ama adamlar başka bir şey istiyor. Terörle elde edemediklerini pazarlık masasında Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden almaya çalışıyorlar" ifadelerini kullandı.
İmralı ile ilgili sürecin yeniden gündeme gelmesiyle birlikte yapılan siyasi ziyaretlere işaret eden Dervişoğlu, hükümetin bu süreçte net bir tavır sergilemesi gerektiğini belirtti. "Türkiye'nin üniter devlet yapısını, milli birliğimizi ve milli kimliğimizi tartışıyorlar" diyen Dervişoğlu, konunun milli güvenlik meselesi olduğunu vurguladı.
"İmralı Postacıları Bize Bilgi Veremez"
Dervişoğlu, süreçle ilgili siyasi partilere yönelik ziyaretleri eleştirerek, kendilerine bilgi verilmesi gereken merciin hükümet olduğunu söyledi. "Bize bilgi vermesi gerekenler İmralı postacıları değildir. Eğer bilgi vermek ya da hesap vermek istiyorlarsa buyursun, Erdoğan gelsin konuyu bizimle konuşsun" diye konuştu.
İYİ Parti lideri, hükümetin terörle mücadelede net bir çizgide olması gerektiğini belirterek, "Bu meselede muğlak ifadeler ve belirsizlikler kabul edilemez. Terörle mücadele konusunda devletin kararlılığı asla zedelenmemelidir" dedi.
"El Öptürmek Siyasi Bir Gösteridir"
Dervişoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bir vatandaşın elini öptürmesi ve kendisine Fetih Suresi'nin 10. ayetinin yazılı olduğu bir tablo hediye edilmesi konularına da tepki gösterdi. "Devlet yönetiminde, dini referanslar üzerinden siyasi mesajlar verilmesi doğru değildir" diyen Dervişoğlu, bu tür sembolik eylemlerin halkın vicdanında karşılık bulmadığını ifade etti.
"Milletin iradesini temsil eden bir yöneticinin, toplumun farklı kesimlerini ortak bir noktada birleştirmesi gerekir. Siyasi liderlerin, dini ve manevi değerleri kendi politik ajandaları için kullanmaları kabul edilemez" ifadelerini kullanan Dervişoğlu, halkın demokrasi ve hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde yöneticilerden beklenti içinde olduğunu belirtti.
"Türkiye’nin Önceliği Milli Birliktir"
İYİ Parti Genel Başkanı, Türkiye’nin mevcut güvenlik politikalarının tavizsiz yürütülmesi gerektiğini belirterek, "Türkiye’nin önceliği, milli birlik ve beraberliğimizdir. Kimse Türkiye’nin üniter yapısını tartışmaya açamaz, bu devletin kırmızı çizgileri bellidir" ifadelerini kullandı.
Dervişoğlu, hükümetin terörle mücadele konusunda net ve açık bir strateji belirlemesi gerektiğini vurgulayarak, "Milletimizin geleceğini, bazı güç odaklarının beklentilerine göre şekillendiremeyiz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, terörle müzakere değil, mücadele eder" diye konuştu.
Ekrem İmamoğlu, Sancaktepe’de "Koru Park" Açılışında Konuştu: "Cumhurbaşkanlığı Yoluna Kararlılıkla Çıkıyorum"

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) ön seçimle belirlenecek cumhurbaşkanı aday adayı, Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Sancaktepe Belediyesi tarafından yapımı tamamlanan "Koru Park" açılışına katıldı. Abdurrahmangazi Mahallesi’nde düzenlenen ve vatandaşların yoğun ilgisi nedeniyle adeta mitinge dönüşen törende, İmamoğlu’na “Cumhurbaşkanı İmamoğlu” sloganlarıyla sevgi gösterisinde bulunuldu.
İBB Başkanı İmamoğlu’na, Sancaktepe Belediye Başkanı Alper Yeğin eşlik ederken, törene çok sayıda CHP’li belediye başkanı, milletvekili ve partili de katıldı. Ramazan ayının bereketini ve birlik ruhunu vurgulayan İmamoğlu, konuşmasına vatandaşların Ramazan'ını tebrik ederek başladı. "Ramazan, bolluk, bereket ve huzur ayıdır. Bizim insanımız iyiliğe dua eder, bedduayı sevmez" diyen İmamoğlu, hayatı boyunca kimseye beddua etmediğini vurguladı.
“Hizmette Engelleme Ayıptır, Abestir”
İmamoğlu, konuşmasında hizmet yarışının engellenmemesi gerektiğini belirterek, "Hizmette yarışılır ama birbirini engelleme kadar ayıp bir şey yoktur" dedi. Konuşması sırasında bir vatandaşın "Kıskanıyorlar seni, çekemiyorlar bizi" şeklindeki sözlerine cevap veren İmamoğlu, kıskançlığın kötü bir duygu olduğunu belirterek, "Kimseyi kıskanmadım ama kıskançlık kötü bir şeydir. Kıskançlık ihtirasa, hırsa dönüşebilir. Sonra çelme takmaya başlarsınız, sevimsiz olursunuz" ifadelerini kullandı.
İstanbul’un 39 ilçesine eşit hizmet götürdüğünü vurgulayan İmamoğlu, hiçbir belediye başkanını parti farkı gözetmeksizin desteklediğini belirtti. "Başka partiden seçilmiş belediye başkanları da milletin oyuyla seçildi. Onlara da saygı duyuyorum. Ama partizanlık yapanları, yargıyı yönlendirenleri, adaleti siyasete alet edenleri bu ülkenin yönetiminden uzaklaştıracağız" dedi.
“Ekrem’e Çelme Takacaklar Ama Korkmuyorum”
Vatandaşlardan gelen "Türkiye'nin umudu sensin" sözlerine teşekkür eden İmamoğlu, "Hep birlikte umuduz. Ama şunu söyleyeyim; Ekrem’e çelme takacaklar, engellemeye çalışacaklar. Ama şu saçımın teli bile titremiyor! Korkaklar, korkutmak için uğraşır. Biz korkmayız, kimseyi de korkutmayız. Sandığa çağırıyoruz, gelin hesaplaşalım, mertçe hesaplaşalım" ifadelerini kullandı.
“Halka Hizmet Kutsaldır, Bu Görev İbadettir”
Belediye başkanlığı görevini bir "ibadet" olarak gördüğünü belirten İmamoğlu, halka hizmet etmenin kutsal bir görev olduğunu vurguladı. "Bizim görevimiz, adil, eşit ve vicdanlı bir yönetim anlayışıyla halkımıza hizmet etmektir. Belediye başkanlığı, herkese nasip olmayan kutsal bir görevdir. İstanbul, bir ülke büyüklüğünde bir şehir. Buraya hizmet etmek sorumluluk ister" dedi.
“Cumhurbaşkanlığı Yoluna Çıktım”
İmamoğlu, konuşmasının en dikkat çeken bölümünde Cumhurbaşkanlığı adaylığına değinerek, "Güler yüzlü, adil ve insan odaklı bir yönetim anlayışıyla Türkiye'yi yönetmek için yola çıkıyorum. Buna kimse engel olamayacak. Sizlerin onayıyla, halkın iradesiyle, Cumhurbaşkanlığı yoluna çıkmış bulunuyorum. Türkiye’yi adalet, liyakat ve demokrasiyle buluşturacağız" dedi.
“Haksızlığa Uğrayan Belediye Başkanlarımızın Yanındayım”
Hükümetin, muhalif belediyelere baskı uyguladığını iddia eden İmamoğlu, haksızlığa uğradığını düşündüğü CHP’li belediye başkanları için de mücadele edeceğini söyledi. “Esenyurt Belediye Başkanımız Ahmet Özer, Beşiktaş Belediye Başkanımız Rıza Akpolat ve Beykoz Belediye Başkanımız Alaattin Köseler haksızlığa uğradı. Onların özgürlükleri için de mücadele edeceğim” dedi.
Kadınlar İçin Eşitlik Sözü
CHP'li kadın milletvekilleri ve parti yöneticilerini sahneye davet eden İmamoğlu, kadınların siyasette daha güçlü temsil edilmesi gerektiğini belirterek, "Bu ülkede kadınların emeğini asla erkeklerden aşağı görmeyecek bir yönetim anlayışını hayata geçireceğiz. Kadınların daha güçlü olduğu bir Türkiye inşa edeceğiz. Başta kızım, eşim, annem ve tüm kadınlar için söz veriyorum" dedi.
Sancaktepe Belediye Başkanı Yeğin: “Halkın İradesinin Önünde Hiçbir Güç Duramaz”
Törende konuşan Sancaktepe Belediye Başkanı Alper Yeğin, Türkiye’nin demokrasiye, özgürlüğe ve değişime ihtiyacı olduğunu vurguladı. "Bu büyük değişimin gerçekleşmesi için çıktığınız yolda, bir kardeşiniz olarak Sancaktepeliler olarak arkanızdayız. Halkın iradesinin önünde hiçbir güç duramayacaktır" dedi.
Tören, İmamoğlu ve belediye başkanlarının "Koru Park"ın açılış kurdelesini kesmesiyle sona erdi. Park, Sancaktepe halkının kullanımına sunulurken, vatandaşlar uzun süre İmamoğlu ile fotoğraf çektirdi.
#Ekremİmamoğlu #CumhurbaşkanlığıSeçimi #CHP #Sancaktepe #TürkiyeİçinUmut
Zelenskiy: "Putin, ABD-Ukrayna Destekli Ateşkesi Reddetmeye Hazırlanıyor"

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Ukrayna ile ABD arasında sağlanan geçici barış önerisine yönelik şüpheleri sürerken, Ukrayna'ya yönelik saldırılar devam ediyor. Harkiv Valisi Oleh Syniehubov, Rus insansız hava araçlarının saldırıları sonucu aralarında çocukların da bulunduğu birçok kişinin yaralandığını açıkladı.
Ukrayna Silahlı Kuvvetleri tarafından yapılan açıklamada, son 24 saat içinde Ukrayna ve Rus güçleri arasında 146 çatışma yaşandığı bildirildi. Çatışmalar, Putin’in 30 günlük geçici bir ateşkes ve cephe hattı boyunca çatışmalara ara verilmesini içeren ABD destekli ateşkesi sorguladığı bir döneme denk geldi.
Putin: "Ateşkes Fikrinin Üzerinde Çalışılmalı"
Moskova’da düzenlediği basın toplantısında konuşan Putin, ateşkes fikrinin doğru olduğunu ancak ABD ile ele alınması gereken kritik meseleler bulunduğunu söyledi. ABD'nin Ukrayna'yı bu ateşkesi kabul etmeye yönlendirmesinin asıl sebebinin savaşın gidişatı ve özellikle Kursk bölgesindeki çatışmalar olduğunu öne süren Putin, Rus güçlerinin bu bölgede ilerlediğini iddia etti.
"Orada bulunan Ukrayna birlikleri savaşmadan mı çıkacak? Yoksa Ukrayna yönetimi onlara silahlarını bırakıp teslim olmalarını mı emredecek?" diye soran Putin, cephe hattındaki durumun belirsizliğini koruduğunu belirtti.
Zelenskiy: "Moskova Süreci Sabote Etmeye Çalışıyor"
Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy, gece yaptığı açıklamada Putin’in tereddütlerinin aslında anlaşmayı reddetmeye hazırlandığı anlamına geldiğini söyledi.
"Putin, ABD Başkanı Donald Trump’a doğrudan bu savaşı sürdürmek ve Ukraynalıları öldürmek istediğini söylemekten korkuyor. Bu yüzden Moskova'da ateşkes fikrini, süreci çıkmaza sürükleyecek ön koşullarla çevreliyorlar."
Zelenskiy, Kremlin'in bu süreçte ateşkesi oyalamak ya da tamamen reddetmek için zaman kazanmaya çalıştığını ifade etti.
Trump: "Rusya'dan İyi Sinyaller Geliyor"
ABD Başkanı Donald Trump ise Rusya’dan gelen açıklamaları "umut verici" olarak değerlendirdi. "Putin’in açıklamaları olumlu ama eksik. Umarım Rusya bu fırsatı değerlendirir" diyen Trump, çatışmaların sona ermesini istediğini belirtti.
ABD basını, Trump'ın Rusya ve Ukrayna ile yürütülen müzakereler hakkında detaylı bilgi verdiğini ve taraflar arasında "muhafaza edilecek ve kaybedilecek topraklar" ile nihai anlaşmanın diğer unsurlarının tartışıldığını aktardı.
Trump, Rusya’yı bir anlaşmaya zorlamak için herhangi bir yaptırım planı olup olmadığı konusunda net bir yanıt vermekten kaçınırken, daha önce anlaşmaya varılmaması halinde Moskova’yı "finansal olarak çok kötü şeyler beklediği" konusunda uyarmıştı.
Moskova: "Batılı Güçlerin Ukrayna'da Bulunmasını Kabul Etmeyiz"
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova, Moskova’nın ateşkes müzakerelerine açık olduğunu ancak çatışmaların acil olarak durdurulmasına yönelik bir aceleleri olmadığını belirtti.
Zaharova ayrıca, Fransa ve İngiltere'nin öne sürdüğü, Batılı barış gücü askerlerinin Ukrayna’da konuşlandırılması önerisini kesinlikle kabul etmeyeceklerini yineledi.
Moskova’nın Ateşkes Şartları
Moskova yönetimi, Ukrayna ile yürütülen müzakerelerde savaşın sona erdirilmesi için temel taleplerini bir kez daha dile getirdi:
- Kiev’e yapılan askeri yardımların durdurulması
- Ukrayna’nın askerden arındırılması
- Ukrayna’nın NATO’ya katılmayacağını garanti etmesi
Ukrayna hükümeti ise kalıcı bir barış anlaşması için güvenlik garantilerinin sağlanmasını istiyor.
Kaynak:Euronews.
DHKP/C'ye Finans Sağlandığı İddiasıyla 12 Kişi Tutuklandı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, terör örgütü DHKP/C’ye belediyeler üzerinden finans sağlandığı iddiasıyla başlatılan operasyonda 34 şüpheli gözaltına alındı.
Aralarında eski Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, Manisa Şehzadeler Belediye Başkan Yardımcısı Melih Morsümbül, Kalender Özdemir ve Haydar Battal gibi isimlerin de bulunduğu 12 kişi, "terör örgütünü finanse etmek" suçlamasıyla tutuklandı.
DHKP/C İçin Kurulan 'İhtiyaç Komitesi' ve Soruşturma Detayları
Başsavcılık tarafından yapılan açıklamaya göre, DHKP/C’nin finansal ihtiyaçlarını karşılamak için ‘İhtiyaç Komitesi’ (İKOM) adında bir yapı oluşturulduğu belirlendi. Bu yapının, 2014-2016 yılları arasında bazı belediyeler aracılığıyla örgüte finansman sağladığı ve başka bir şirket üzerinden örgütün fonlandığı iddia ediliyor.
Savcılık, 2014-2015 yıllarında dört ilçe belediyesi tarafından DHKP/C'ye para aktarıldığını tespit ettiğini belirtti. 34 şüpheli, gözaltı işlemlerinin tamamlanmasının ardından İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edildi.
Kimler Tutuklandı?
Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edilen 26 şüpheliden 12’si tutuklanarak cezaevine gönderildi. Adli kontrol şartıyla serbest bırakılan 17 kişi için ise yurt dışı çıkış yasağı getirildi.
Tutuklanan isimler:
- Şükrü Genç (Eski Sarıyer Belediye Başkanı)
- İsmail Erdem
- Melih Morsümbül (Manisa Şehzadeler Belediye Başkan Yardımcısı)
- Mahmut Serdar Kızılay
- Kalender Özdemir
- Sinan Çetiz
- Haydar Battal
- Yunus Bolukoç
- Ahmet Serdar Demirtaş
- Dursun Ceylan
- Kaya Emir Dönmez
- İhsan Bulut
Şükrü Genç: "Ben Örgüte Değil, Devlete Hizmet Ettim"
Tutuklanan eski Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, emniyette verdiği ifadede suçlamaları reddetti. Genç, örgüt adına yapıldığı belirtilen bir binanın, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve Emniyet güçleriyle birlikte yıkıldığını söyledi.
"Bize bildirilen, mahkeme kararıyla hakkında yıkım kararı alınmış bir bina vardı. İBB, yıkıma araç göndermeyince, Sarıyer Belediyesi’ne ait araçlarla ve Emniyet güçlerinin gözetiminde bu binayı yıktık" diyen Genç, bu olayın ardından DHKP/C tarafından ölüm listesine alındığını iddia etti.
"Örgütün Beni Tehdit Ettiğini Emniyet Müdürü Söyledi"
Genç, esnaf ziyaretinde bir kişinin kendisine "Sizin adınız örgütün ölüm listesine alınmış" dediğini ve durumu Sarıyer İlçe Emniyet Müdürü’ne bildirdiğini belirtti. Emniyet Müdürü’nün de kendisine evinin gözetlendiğini ve korunması için tedbir alınacağını söylediğini ifade etti.
Bunun ardından İstanbul Valiliği tarafından kendisine koruma polisi tahsis edildiğini ve taşıma ruhsatlı silah sayısının artırıldığını söyleyen Genç, "Beni tehdit eden, beni hedef gösteren bir örgüte finans sağlamam söz konusu olamaz" dedi.
"DHKP/C'nin Belediyeye Para Cezası Kestiği İddiası"
Şükrü Genç, belediyeye 500 bin TL'lik bir ‘para cezası’ kesildiğine dair duyumlar aldığını, bunun örgüt tarafından yapılan binanın yıkımı nedeniyle verildiğinin söylendiğini belirtti. Ancak bu konuyu emniyete de bildirdiğini ve teyit edilmesini istediğini ifade etti.
"Örgüt Adına Para Ödemedim"
Genç, Yunus Güzel ve Hasan Öztürk adlı kişilerle ilişkisi sorulduğunda, Hasan Öztürk’ü sadece esnaf ziyaretlerinden tanıdığını, Yunus Güzel’i ise hiç tanımadığını söyledi. Örgüte finans sağladığı iddia edilen 25 bin TL’lik ödeme hakkında bilgisinin olmadığını belirtti.
"Kazova Tekstil Firmasını Tanımıyorum"
Soruşturma kapsamında adı geçen Kazova Tekstil firmasıyla ilgili de konuşan Genç, bu firmayı tanımadığını ve örgütle bağlantılı olabileceğini bilmediğini dile getirdi.
Sarıyer Belediyesi olarak 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinlikleri düzenlediklerini, hediyelik eşyalar yaptırdıklarını ancak organizasyonları doğrudan takip etmediğini söyledi.
"Ben Vatanını Seven Bir Türk Vatandaşıyım"
DHKP/C’nin özellikle Armutlu bölgesinde yoğun faaliyet gösterdiğini belirten Genç, mahkeme kararına dayanarak örgüte ait olduğu belirtilen binayı yıktıklarını ifade etti. Bu operasyon nedeniyle örgütün kendisini ölüm listesine aldığını belirten Genç, "Örgütün hedefinde olan bir insanın onlara yardım etmesi mümkün değildir. Ben vatanını seven bir Türk vatandaşıyım" dedi.
Soruşturma Devam Ediyor
Soruşturma kapsamında örgüte finans sağlandığı iddialarının araştırılmaya devam ettiği ve belediyeler ile bazı şirketlerin hesap hareketlerinin incelendiği öğrenildi.
Dışişleri Bakanı Fidan: "PKK, İmralı’nın Çağrısına Kulak Vermeli"

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Abdullah Öcalan'ın yaptığı silah bırakma çağrısıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. TV100’de katıldığı programda gündemi değerlendiren Fidan, "Umarız PKK, İmralı’nın çağrısına kulak verir," diyerek, örgütün bu çağrıyı tarihi bir fırsat olarak görmesi gerektiğini vurguladı.
"Örgütün Kendini Feshetme Zamanı Geldi ve Geçti"
Fidan, Öcalan’ın açıklamasına atıfta bulunarak, "Örgütün kurucu lideri, örgütün kendisini feshetmesi zamanının geldiğini ve hatta geçtiğini söyledi. Bu çağrı, sürecin dönüm noktalarından biri olarak değerlendirilmeli" ifadelerini kullandı. Kurucu iradenin bu yönde bir talimat vermesinin önemli olduğunun altını çizen Fidan, örgütün artık varlığını sorgulaması gerektiğini söyledi.
Fidan’ın bu açıklamaları, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin kısa süre önce Abdullah Öcalan’ı “PKK’nın kurucu önderi” olarak tanımlamasıyla başlayan tartışmaların hemen ardından geldi. MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir de bu nitelemenin "teknik bir gerçeklik" olduğunu ifade etmişti.
"Suriye’de Örgüt Kandırıldı"
Örgütün 2013 yılında bu sürece girdiğini ancak Suriye’deki gelişmelerin süreci sekteye uğrattığını belirten Fidan, “Son 15 yıldır Türkiye’de demokratik reformlar hayata geçirilirken, hala eski metotlarla hareket eden yapılar kendilerini çoktan feshetmiş olmalıydı. Ancak Suriye’de bazı bölgesel aktörler, örgüte fırsatlar varmış gibi göstererek onları kandırdı,” dedi.
Fidan, örgütün bu süreçte aklını çelenlerin kim olduğunu bildiğini ifade ederek, Türkiye’nin terörle mücadelede 10 yıl öncesine kıyasla çok daha güçlü bir konumda olduğunu söyledi. “Geliştirdiğimiz yeni stratejiler, teknolojiler ve güvenlik anlayışı sayesinde sadece terörle mücadele değil, aynı anda birçok tehdide karşı etkin bir mücadele yürütüyoruz,” diye ekledi.
"DEM Parti Vesayet Altında Siyaset Yapıyor"
Dışişleri Bakanı, DEM Parti’nin uzun süredir PKK’nın vesayeti altında siyaset yapmaya çalıştığını iddia etti. “Silahlı bir yapının gölgesi altında siyaset yapmak, gerçek bir siyasi sorunun varlığına işaret etmez,” diyen Fidan, PKK’nın kendini feshetmesi halinde Türkiye ve bölge için yeni bir dönemin başlayacağını ifade etti.
"Bu fırsat penceresini değerlendirirlerse Türkiye ve bölge için büyük bir açılım olur. Ama eğer 2013’te olduğu gibi başkaları devreye girip örgütün aklını çelerse, bu onların bileceği iştir. Biz her türlü senaryoya hazırlıklıyız," şeklinde konuştu.
PKK’nın Ateşkes Kararı
Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta örgüte silah bırakma çağrısında bulunmasının ardından, PKK 1 Mart itibarıyla ateşkes ilan ettiğini duyurdu. Örgütün Yürütme Komitesi tarafından yapılan açıklamada, Öcalan’ın çağrısına tam anlamıyla katıldıkları belirtilerek, “Bugünden itibaren ateşkes ilan ediyoruz,” denildi.
Çözüm Süreci ve PKK’nın Geçmişi
Türkiye’de PKK ile devlet arasında 2013-2015 yılları arasında sürdürülen çözüm süreci, silah bırakma, demokratik reformlar ve Kürt kimliğine yönelik hakların genişletilmesini kapsıyordu. Ancak 2015 yılında çatışmaların yeniden başlamasıyla süreç sona erdi.
1978’de Diyarbakır’ın Lice ilçesinde kurulan PKK, Türkiye başta olmak üzere ABD, AB ve birçok ülke tarafından terör örgütü olarak kabul ediliyor. Örgütün gerçekleştirdiği saldırılar nedeniyle bugüne kadar yaklaşık 15 bin kişi hayatını kaybetti.
PKK’nın kurucusu Abdullah Öcalan, 1999 yılında yakalanarak müebbet hapis cezasına çarptırılmış ve o tarihten bu yana İmralı Cezaevi’nde tutuluyor.
Beylikdüzü'nde Gençler İçin Ramazan Sofrası Kuruldu

İstanbul Beylikdüzü ilçesinde, Fatih Sultan Mehmet Camii Gençlik Merkezi Ödevevinde bir iftar programı düzenlendi. Programa katılan gençler ile birlikte ramazan ayının bereketini paylaşmak ve dayanışmayı güçlendirmek amaçlandı. İftar programında gençlerle bir araya gelindiği belirtildi.
Ramazan Ayının Önemi Vurgulandı
İftar programında, Ramazan ayının manevi atmosferi ve sosyal sorumluluk bilincinin önemi vurgulandı. Gençlerin bu özel ayda birbirleriyle olan bağlarını kuvvetlendirmeleri ve toplumsal dayanışmaya katkıda bulunmaları teşvik edildi. Programın, gençlerin gelişimine yönelik faaliyetlere bir destek niteliği taşıdığı ifade edildi.
Gençlik Merkezlerinin Rolü
Fatih Sultan Mehmet Camii Gençlik Merkezi Ödevevi gibi gençlik merkezleri, öğrencilerin eğitimlerine destek olmanın yanı sıra sosyal ve kültürel etkinliklerle de gelişimlerine katkı sağlıyor. Bu tür mekanlar, gençlerin kendilerini ifade edebilecekleri, yeni beceriler edinebilecekleri ve sağlıklı bir ortamda vakit geçirebilecekleri alanlar sunuyor.
- Ödevevinde ders çalışma imkanı
- Sosyal etkinlikler ve kulüpler
- Kişisel gelişim seminerleri
Beylikdüzü Kaymakamı Bülent Karacan'ın gençlerle bir araya gelerek iftar yapması, ilçedeki gençlere verilen önemin bir göstergesi olarak değerlendirildi. Bu tür ziyaretler ve etkinlikler, yöneticilerin gençlerin sorunlarını yakından takip etmelerine ve onlara destek olmalarına olanak sağlıyor.
Programın sonunda katılımcılar, ramazan ayının getirdiği huzur ve bereketin tüm insanlığa yayılması dileğinde bulundu.
Esenyurt'ta Özel Çocuklar İçin Bilim Atölyesi Kuruldu

Esenyurt Belediyesi Engelliler Koordinasyon Merkezi bünyesinde kurulan Bilim Atölyesi ile özel gereksinimli çocuklar için bilimle iç içe bir eğitim ortamı oluşturuldu. Bu atölyede, çocuklar hem eğlenerek öğrenme fırsatı buluyor hem de bilimsel düşünme becerilerini geliştiriyor.
Atölyenin Amacı ve İçeriği
Bilim Atölyesi'nin temel amacı, özel gereksinimli çocukların bilime olan ilgisini artırmak ve potansiyellerini keşfetmelerine yardımcı olmaktır. Atölyede gerçekleştirilen etkinlikler, hem pratik uygulamaları hem de teorik bilgileri içeriyor. Çocuklar, basit deneylerle bilimsel prensipleri öğrenirken aynı zamanda problem çözme yeteneklerini de geliştiriyorlar.
Örneğin, atölyede suyun kaldırma kuvveti, elektrik devreleri veya manyetik alanlar gibi konular çeşitli deneyler aracılığıyla uygulamalı olarak öğretiliyor. Bu sayede çocuklar, soyut kavramları somutlaştırarak daha kolay anlayabiliyorlar.
Sosyalleşme ve Gelişim
Atölye çalışmaları sadece bilimsel öğrenimi değil, aynı zamanda çocukların sosyalleşmesine de katkıda bulunuyor. Grup halinde gerçekleştirilen deneyler, işbirliği yapmayı, iletişim kurmayı ve birbirlerine destek olmayı teşvik ediyor. Bu tür etkileşimler, çocukların sosyal becerilerini güçlendirerek topluma daha aktif katılımlarını sağlıyor.
Belediyenin Destekleri Devam Edecek
Esenyurt Belediyesi yetkilileri, özel gereksinimli çocuklara yönelik eğitim çalışmalarına önem verdiklerini ve bu tür projelerin sayısını artırmayı hedeflediklerini belirtti. Atölye çalışmalarıyla ilgili yapılan açıklamada, "Her bir öğrencimizin destekçisi olmaya devam edeceğiz." ifadelerine yer verildi.
Belediye ayrıca, Engelliler Koordinasyon Merkezi aracılığıyla özel gereksinimli bireylere yönelik çeşitli eğitimler, rehabilitasyon programları ve sosyal etkinlikler düzenlemeye devam ediyor. Bu çalışmalarla, özel çocukların yaşam kalitesini yükseltmek ve topluma tam katılımını sağlamak hedefleniyor.
- Bilim Atölyesi'nde deneyler yaparak bilimsel düşünme becerileri geliştiriliyor.
- Atölye çalışmaları sosyalleşmeyi teşvik ediyor.
- Esenyurt Belediyesi, özel gereksinimli çocuklara yönelik eğitimlere destek vermeye devam edecek.
İmamoğlu, Ümraniye’de Örs Ailesi ile Birlikte İftar Açtı

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, ramazan ayında vatandaşlarla bir araya gelmeye devam ediyor. Bu akşam iftar vaktini Ümraniye'de yaşayan Örs ailesiyle birlikte geçiren İmamoğlu, aile sofrasına konuk oldu.
Emekçi Aile ile Sıcak Bir Buluşma
İmamoğlu, Ümraniye’deki bir evde emekçi Mithat Örs ve ailesi tarafından hazırlanan iftar yemeğini kabul etti. Sofrada Örs ailesinin yanı sıra mahalle sakinleri de yer aldı. İmamoğlu, ailenin misafirperverliğinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, aile ile sohbet etti ve onların gündelik yaşamlarına dair bilgi alışverişinde bulundu.
Ramazan Ayının Bereketi
İftar sofrasında konuşan İmamoğlu, ramazan ayının manevi atmosferine vurgu yaptı. Tüm İslam aleminin bu mübarek ayda birlik ve beraberlik içinde huzurla geçirmesini dilediğini belirtti. Tutulan oruçların kabul edilmesini temenni eden İmamoğlu, iftar sofralarının dayanışma ve paylaşmanın önemini taşıdığını ifade etti.
Vatandaşlarla Bağları Güçlendirme Çalışmaları
Ekrem İmamoğlu’nun bu tür ziyaretleri, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin vatandaşlarla doğrudan temas kurarak onların sorunlarını yerinde tespit etme ve çözüm üretme çabalarının bir parçası olarak değerlendiriliyor. İmamoğlu daha önce de farklı ilçelerde benzer buluşmalarda bulunmuştu. Bu ziyaretler aracılığıyla vatandaşların beklentileri ve önerileri ilk ağızdan dinleniyor, belediye hizmetlerinin bu geri bildirimlere göre şekillenmesi hedefleniyor.
Örs ailesi ise İmamoğlu’nun kendilerini ziyaret etmesinden duydukları memnuniyeti dile getirdi. Aile, belediye başkanının sıcak ve samimi yaklaşımından etkilenerek teşekkürlerini sundu.
Balkanlardan Soğuk Hava Türkiye'yi Etkileyecek: Sıcaklıklar Mevsim Normallerinin Altına Düşüyor

Türkiye genelinde 18 Mart Salı gününden itibaren Balkanlar'dan gelen soğuk ve yağışlı hava etkili olmaya başlayacak. Meteoroloji uzmanları, soğuk havanın özellikle Çarşamba günü daha belirgin hale geleceğini ve sıcaklıkların önemli ölçüde düşeceğini belirtiyor.
Sıcaklıkta Düşüş Beklentisi
Çarşamba günü ülke genelinde sıcaklıklar 10 ila 15 derece arasında düşerek mevsim normallerinin altına inecek. Bu durum, özellikle yüksek rakımlı bölgelerde kar yağışına neden olabilirken, düşük rakımlarda ise kuvvetli sağanak bekleniyor. Yetkililer, vatandaşların bu soğuk havaya karşı hazırlıklı olması ve gerekli önlemleri alması konusunda uyarıda bulunuyor.
Yağışlı Hava Etkili Olacak
Balkanlar'dan gelen soğuk hava kütlesiyle birlikte yağmurun etkili olacağı bölgeler arasında Karadeniz, Marmara, İç Ege ve Akdeniz kıyıları yer alıyor. Yağışların bazı bölgelerde şiddetli olabileceği belirtiliyor. Özellikle denizlerde rüzgarın kuvvetli esmesi bekleniyor, bu nedenle deniz ulaşımında aksamalar yaşanabilir.
Vatandaşlara Uyarılar
Meteoroloji Genel Müdürlüğü, vatandaşlardan aşağıdaki konularda dikkatli olmalarını istiyor:
- Soğuk havaya karşı uygun giysiler tercih edin.
- Ani sıcaklık değişimlerine karşı hazırlıklı olun.
- Yağışlı havalarda dışarı çıkarken şemsiye veya yağmurluk kullanın.
- Deniz ulaşımında olası aksamaları takip edin.
- Yüksek rakımlı bölgelerde kar yağışı nedeniyle çığ riskine karşı dikkatli olun.
Sokak hayvanlarını soğuktan korumak için gerekli önlemlerin alınması da önem arz ediyor. Vatandaşlar, barınma imkanı olmayan hayvanlara mama ve su bırakarak destek olabilirler. Bu soğuk havanın ne kadar süre etkili olacağı henüz netleşmezken, meteoroloji uzmanları güncel hava durumu tahminlerini takip etme çağrısında bulunuyor.
Üsküdar'da 14 Mart Tıp Bayramı ve Ramazan Buluşması

Üsküdar Belediyesi, 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla ve Ramazan ayının bereketini paylaşmak amacıyla sağlık çalışanları için bir iftar yemeği düzenledi. Etkinlikte, İlçe Sağlık Müdürü ve çok sayıda doktor, hemşire ile diğer sağlık personeli bir araya geldi.
Sağlık Çalışanlarına Teşekkür
İftar programında konuşan Üsküdar Belediye Başkanı, sağlık çalışanlarının özverili çalışmalarına dikkat çekti. Özellikle pandemi döneminde gösterilen fedakarlıkların tüm toplum tarafından takdir edildiğini vurgulayan Başkan, sağlık çalışanlarının her zaman yanlarında olacaklarını belirtti.
Belediye Başkanı konuşmasında, "Sağlık çalışanlarımız, hasta ve yaralılara şifa dağıtmak için gece gündüz demeden çalışıyorlar. Bu kutsal görevi yerine getirirken gösterdikleri özveri ve fedakarlık gerçekten takdire şayan. Biz de Üsküdar Belediyesi olarak, onların her zaman yanında olduğumuzu göstermek istedik." ifadelerini kullandı.
Ramazan'ın Bereketiyle Bir Arada
İftar yemeği, sağlık çalışanlarının kaynaşmasına ve moral bulmasına olanak sağladı. Programda, Ramazan ayının manevi atmosferi içerisinde sohbetler edildi ve dualar yapıldı. Sağlık çalışanları, bu anlamlı organizasyondan duydukları memnuniyeti dile getirdiler.
- İftar yemeği, Üsküdar Belediyesi tarafından organize edildi.
- Etkinliğe İlçe Sağlık Müdürü ve çok sayıda sağlık personeli katıldı.
- Belediye Başkanı, sağlık çalışanlarına teşekkür etti ve desteklerini iletti.
Sağlık emekçilerinin özverili çalışmaları, toplum sağlığı için hayati önem taşıyor. Bu tür etkinlikler, onların motivasyonunu artırarak daha iyi hizmet vermelerine katkı sağlıyor. Üsküdar Belediyesi'nin bu anlamlı organizasyonu, sağlık çalışanlarına verilen değeri gösteren önemli bir örnek olarak değerlendiriliyor.
İlk Yorum yapan siz olun!