Demokrat Parti İstanbul İl Kongresinde konuşan Genel Başkan Gültekin Uysal, iktidarı eleştirdi. Uysal, “Yargıyı, yasamayı, yürütmeyi bir kişinin elinde toparlayalım zaman zaman bunun da propagandasını yaptılar. Ona tabi olalım o da ne biliyorsa okusun mantığı içerisinde maalesef bir galeyan hali içerisinde şaibeli bir referandumla beraber Türkiye'nin yaptığı değişikliklerin bir keyfi rejiminin inşa edilmesinin bugün hep beraber bedelini ödüyoruz. Keyfi bir rejimin sınırsız bir yetki sıfır denetim mantığı içerisinde oluşturulmuş hesap vermeyi aklının ucundan geçirmeyen, hesap verme günü geldiğinde verecek hesaplarının o olmadığını bilenler suça ortak ederek etraflarındakileri kirleterek, kendilerini sorgulayacak bir siyasi merkez kalmasın düşüncesi içerisindeler. Türkiye'de siyasetin topyekun sıkıştığı alan bunlar gitsin. Bunların yaptığı usulle biz bu ülkeyi yönetelim anlayışıdır" dedi.

Haber: OKTAY YILDIRIM Kamera: SADIK KARAKULOĞLU
Demokrat Parti İstanbul İl Kongresinde konuşan Genel Başkan Gültekin Uysal, iktidarı eleştirdi. Uysal, “Yargıyı, yasamayı, yürütmeyi bir kişinin elinde toparlayalım zaman zaman bunun da propagandasını yaptılar. Ona tabi olalım o da ne biliyorsa okusun mantığı içerisinde maalesef bir galeyan hali içerisinde şaibeli bir referandumla beraber Türkiye'nin yaptığı değişikliklerin bir keyfi rejiminin inşa edilmesinin bugün hep beraber bedelini ödüyoruz. Keyfi bir rejimin sınırsız bir yetki sıfır denetim mantığı içerisinde oluşturulmuş hesap vermeyi aklının ucundan geçirmeyen, hesap verme günü geldiğinde verecek hesaplarının o olmadığını bilenler suça ortak ederek etraflarındakileri kirleterek, kendilerini sorgulayacak bir siyasi merkez kalmasın düşüncesi içerisindeler. Türkiye'de siyasetin topyekun sıkıştığı alan bunlar gitsin. Bunların yaptığı usulle biz bu ülkeyi yönetelim anlayışıdır" dedi.
DP 16. İstanbul Olağan İl Kongresi Şişli’deki Cemil Candaş Kültür Merkezi’nde bugün yapıldı. Kongreye CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik de katıldı. DP İstanbul İl Başkanı Serdar Eriş’in ardından Genel Başkan Gültekin Uysal konuştu. Uysal’ın konuşması satır başları ile şöyle:
“BİR KEZ BAŞARMIŞ OLAN MİLLETLER BİRÇOK KEZ BAŞARABİLME KUDRETİNİ KENDİSİNDE GÖRÜR: İnsanlar gibi topluluklarda, milletlerde, devletler de zaman zaman buhran dönemleri yaşarlar. Büyük Milletler bir kez başarmış olan milletler birçok kez başarabilme kudretini kendisinde görür. Bu aziz millette pek çok dönem adına Fetret dönemi dediğimiz dönemleri yaşamış, buhran dönemi dediğimiz dönemleri yaşamış olmasına rağmen bir var olma yok olma çizgisinden büyük Atatürk'ün kurtuluş savaşıyla beraber çıkarttığı ve kurduğu Cumhuriyetle beraber nasıl derdine bir derman aramışsa belki o mahiyette olmasa da bugün de bir tarihe eşiktedir. O açıdan zamanın değerleri erozyona uğrattığı doğruların, yanlışların yer değiştirdiği böyle bir dönem içerisinde davası olanların başka kaygıları olmaz diyerek verdiğimiz mücadelede emek veren göz nuru akıtan, alın teri döken başta siz değerli mücadele arkadaşlarıma bu mücadeleyi hep beraber veriyor olmanın gururuyla şükran duyduğumu da sözlerimin başında ifade etmek isterim.
ADI KONMAMIŞ BUHRAN DÖNEMİ İÇERİSİNDEYİZ: Böyle bir adı konmamış buhran dönemi içerisindeyiz. Millete yaslanarak gelenlerin, devletin gücüyle beraber kendi fikirlerini millete dayattıkları kendi yanlışlarını içine düştükleri büyük ihtirasların sonucu olarak ülkeye yaşattıkları yanlışları kendi varlıklarını adeta kaçınılmaz bir kader haline getirmek isteyenlerin olduğu bir dönemde haklı tutup kaldırmak, doğrunun yanında hakikatin yanında yer alabilmek elbette zor bir tercihtir. Demokrasinin imkanlarından yararlananların demokrasimizi boğmak için taammüden bir çaba içerisinde olduğunu görüyoruz. Demokrasiyi bir tramvaya benzetenlerin zihinlerinin arkasındaki fikirleri ellerine güç geçtiğinde nasıl ortaya döktüklerini bugün daha iyi görebiliyoruz. Bu zihniyeti tanıyoruz. Demokrasiyi konjonktürel bir program olarak gören, inanan, demokrasiyi sıkıştığında, dara düştüğünde, zora düştüğünde, mağdur olduğunda bir muhalefet ideolojisi olarak benimsemiş bir zihniyetin gücü ele geçirdiğinde elbette lafsen söylediklerine ruhen inanmadıkları için başka bir icraat göstermesini de bekleyemeyiz. 20 yılı aşan bir zamandır adeta Türkiye Cumhuriyeti Devletini ele geçireceğiz diyerek yola çıkanların Türk siyasi tarihinde çok partili hayatımızda diğer siyasi iktidarların sahip olmadığı imkan ve kapasiteye rağmen bugün hala bir büyük mazeret ürettiğini görüyoruz.
BU DAYATMALARA KARŞI MİLLETİMİZ SABRETMİŞ VE BİR GÜN GEREĞİNİ YAPMIŞTIR: Oysa bilmiyorlar ki tarihin pek çok döneminde bu dayatmalara karşı milletimiz sabır etmiş, sabretmiş, sabretmiş ve bir gün gereğini yapmıştır. Bugün milletimizin suskun olduğunu zannedenlere, sineye çektiğini zannedenlere, bizim yaptıklarımızı nasıl olsa kabul ederler diyerek yaptıkları dayatmalara karşı milletimizin aslında susmadığını, yüreğinde büyüttüğü bu büyük ızdırabın meşru sınırları içerisinde ona ses verecek yiğitleri aradığı cesur insanları aradığı gerçeğini bilmek durumundayız. Söz yerde kalmayacaktır. Milletimizin sözü de asla ve kata yerde kalmayacaktır. Nasıl bugün son iki günde verdiğimiz şehitler dolayısıyla şehitlerimizin kanı yerde kalmayacaksa milletimizin de sözü yerde kalmayacaktır. O açıdan asırlardan asırlara, Anadolu büyüklüğündeki dava taşını yerine koymak için mücadele eden milletimizin mesuliyetini taşıyan insanlar olarak bu ülkeyi bir ve beraber yapabilmek adına bir büyük mücadeleyi vererek geldik. Bugün Türkiye'ye karşı okunan meydan okumalara Türkiye'nin milli güvenliğini tehdit edecek, kimi gelişmelere karşı elbette Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, güvenlik güçlerimiz canı pahasına bu mücadeleyi veriyor. Veriyor ama işte siyasetin vazifesi güvenlik güçlerimizi, askerimizi, polisimizi böyle bir kıskacın ortasına sokmamaktır. Terörle mücadelenin ne tereddüt ne de müsamaha kabul etmeyeceğini biliyoruz. Zaman zaman küçük siyasi hedefleri için terör örgütleriyle işbirliği yapan iktidarın yakında yaşadığımız seçimlerde de gördük kendi kabahatini unutmuş, bizleri muhalefeti suçlar hale gelmiş. Nafile çaba içerisindeler. O açıdan bugün bu mücadelede göğsünü geren şehitlerimizi, onların ailelerine hem rahmet ve hem başsağlığı diliyoruz, yaralı askerlerimize acil şifalar diliyoruz.
SİYASETİN MESULİYETİNİN ALTINI ÇİZME İHTİYACI HİSSEDİYORUZ: Türkiye'yi yanlış dış politik tercihlerin neticesinde Suriye başta olmak üzere nasıl on yıllara yayılacak şekilde ülkenin milli güvenliğini tehdit edecek gelişmelere açık hale getiren bir iktidar sanki hiçbir şey olmamış gibi ağıt yakarak buradaki mesuliyetini unutturmaya çalışıyor. Bugün 40 yıla yaklaşan terörle mücadelemiz başta olmak üzere PKK'yla mücadelemiz başta olmak üzere mahiyet değiştiren son yıllarda. İŞİD'den diğer bölgede oluşan terör örgütlerine karşı zaman zaman yanlış dış politik tercihlerimizin açığını kapatmak adına Fırat Kalkanı Harekatında, Afrin'de diğer bölgelerde evlatlarımızı şehit vererek bu açığı kapatıyoruz. Maalesef Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Türkiye'yi merkeze alarak ortaya koyması gereken dış politik tercihleri bir parti devletine dönüştürerek sadece ve sadece AKP'nin geleceğini merkeze alarak yaptığı tercihlerin neticesinde Suriye'de bir rejim değişikliği teşebbüsü içerisinde yanan ateşe adeta benzin döktü. Şimdi o ateşin neticesi olarak ortaya çıkmış iktidar boşluğunun sonucu PKK, ABD gözetiminde bir özerk alanı inşa etti. Daha birkaç gün evvel basına da yansıdı. 884 milyar dolarlık Pentagon'un, ABD'nin savunma bütçesi içerisinde PYD'ye 160 milyon dolarlık imkan kaynak sağlanıyor. Bunun üstüne binlerce TIR’lık mühimmat, silah, onları saymıyoruz. Maalesef Türkiye'ye yönelmesi mukadder, bu tehdidin oluşmasına, yanlış siyasetinizde imkan verirseniz ister ülke içerisinde, ister ülke dışında askerlerimizi de, güvenlik güçlerimizi de ateşe atmış olursunuz. O açıdan siyasetin mesuliyetinin altını çizme ihtiyacı hissediyoruz. Oynatılan taşların marifet diye ayıbını söylercesine Büyük Orta Doğu Projesi'nin eş başkanıyız diyerek yürütülen siyasi söylemlerin neticesi adeta Türkiye'de deprem üstüne doğru bölgede yönelir durumdadır.
DÜNYANIN GÖZÜ ÖNÜNDE BİR KATLİAM GERÇEKLEŞİYOR: Bugün Aralık 1917’de terk etmek mecburiyetinde kaldığımız Kudüs başta olmak üzere İslam dünyasının pek çok noktasında kan ve gözyaşı akıyor. Dünyanın gözü önünde bir katliam gerçekleştiriliyor. Türkiye başta olmak üzere bölgenin başat ülkeleri İran Arabistan'ı, Mısır'ı, bölgenin kendi meselelerini kendilerinin çözeceği zeminleri ve usulleri inşa etmediği ve etkin bir şekilde kullanmadığı için büyük güçlerin bir asır evvel bir siyasi kadastro geçirerek pek çok problemin pabucunu döşediği gibi bugün müdahale etmek için pek çok sebebi de kendileri geçmişte icat etmişlerdir. Oralara bakarak, oralardan medet umarak, Türkiye'de hükümet etme mesuliyeti taşıyanların, milleti meydanlara toplayıp ağıtlar yakarak bu meselelerde bir çözüm üretebilme imkanınız yoktur. Suriye'de rejim değiştireceğiz diyerek İsrail'in üzerinden Suriye'nin gölgesine alanlar şimdi ifade ettiğim gibi ellerinden başka bir şey gelmediği için meydanlarda milletimizi amiyane tabirle gaza getirerek birkaç kahve zinciri önünde organize edilmiş sefilleri göndererek milletimizin tepkisini azaltmak, kendi sorumluluklarından da kurtulma yoluna gittiklerini görüyoruz. Bu sorumluluktan kurtaramazsınız. Bu bölgenin yaşadığı depremlerin sadece bu ülkelerle sınırlı kalmayacağını akılsız atılan adımların neticesi olarak kademe kademe Türkiye de dahil olmak üzere bütün bu coğrafyaya sıçrayacağını hepimiz idrak etmek mecburiyetindeyiz. Türkiye'nin son 20 yıldır pek çok cephede yaşadığı sistematik çöküşün, FETÖ başta olmak üzere birlikte devleti ele geçireceğiz diyerek yola çıkanların bu ülkede kurumsal olarak yaşattıkları çöküşün neticesi olarak maalesef bir kurumsal aklın ülkede işlemediğini görüyoruz. Ortaya bir akıl koyamadıkları, bir alternatif tez koyamadıkları için bilerek ve isteyerek, 80 yıllık Cumhuriyete adeta bir devri sabık muamelesi uygularcasına yürüttükleri yıkım mühendisliği projesiyle beraber gelinen noktada işin içinden çıkamadıkları için Türkiye'den demokrasiyi boğarak ancak kendi iktidarlarını sürdüreceklerini düşünür hale geldiler.
TÜRKİYE’DE SİYASETİN TOPYEKÜN SIKIŞTIĞI ALAN ‘BUNLAR GİTSİN’: Bugün hukukta, demokraside, Türkiye'nin daha fazla etkin işleyen bir demokrasi etkin işleyen bir yargı düzeni talebi varken ne yapalım Türkiye birtakım meydan okumalarla karşı karşıya kuvvetlerin uyumu diyerek yargıyı, yasamayı, yürütmeyi bir kişinin elinde toparlayalım zaman zaman bunun da propagandasını yaptılar. Ona tabi olalım o da ne biliyorsa okusun mantığı içerisinde maalesef bir galeyan hali içerisinde şaibeli bir referandumla beraber Türkiye'nin yaptığı değişikliklerin bir keyfi rejiminin inşa edilmesinin bugün hep beraber bedelini ödüyoruz. Keyfi bir rejimin sınırsız bir yetki sıfır denetim mantığı içerisinde oluşturulmuş hesap vermeyi aklının ucundan geçirmeyen hesap verme günü geldiğinde verecek hesaplarının o olmadığını bilenler suça ortak ederek etraflarındakileri kirleterek kendilerini sorgulayacak bir siyasi merkez kalmasın düşüncesi içerisindeler. Türkiye'de siyasetin topyekun sıkıştığı alan bunlar gitsin. Bunların yaptığı usulle biz bu ülkeyi yönetelim anlayışıdır.
HER ZAMANKİNDEN DAHA FAZLA CUMHURİYETE DE DEMOKRASİSİNE DE LAİK SİSTEME DE SONUNA KADAR SAHİP ÇIKACAKTIR: Aksi takdirde bugün yaşadığımız yıkımların, bugün olmaz dediğimiz şeylerin bu ülkenin de yaşar hale geldiğini yakın zamanda yaşadıklarımız zaten ön göstergesidir. Türk demokrasisini, Türk hukuk sistemini, velhasıl yüzüncü yılını bir büyük gururla, bir büyük şanla şerefle kutlamamız gereken Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yönetenlerin niçin kutlamadığının bilinci içerisindeyiz. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu arkadaşların devleti değil. Onlar akılları sıra Cumhuriyetin 100’üncü yılında adeta yeni bir cumhuriyet kuracaklar. Bu yeni kurdukları cumhuriyetin travması 15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsü onun lideri de Erdoğan yaparak kendilerince bir düzen kurma gayretinin zihinlerinin arkasında sakladıklarını biliyoruz. Ruhunda cumhuriyeti yaşatan hiçbir vatandaşımız hiçbir şekilde bugün ülkeyi yönetenlerin layıkınca kutlama yapmamasından hiçbir hayıf duymamalı. Şuna inanıyorum, görüyorum. Cumhuriyeti ancak cumhuriyete inananlar, cumhuriyeti ruhunda yaşatanlar kutlar. Çok şükür milletimiz özellikle kaybetmeye yüz tutmuş değerlerimizin mücadelesinin verdiğimiz böyle bir dönemde her zamankinden daha fazla Cumhuriyete de demokrasisine de laik sisteme de sonuna kadar sahip çıkacağını her zamankinden daha fazla göstermektedir”
Yorumlar
Yorum Yapın
İlginizi Çekebilir
Silivri’de Kayıp Vatandaş Sağ Olarak Bulundu

Silivri’nin Büyükkılıçlı Mahallesi’nde kaybolan bir vatandaş, İstanbul AFAD’ın koordinesinde yürütülen yoğun arama-kurtarma çalışmaları sonucunda sağ olarak bulundu.
AFAD Koordinesinde Ortak Çalışma
Kaybolma ihbarının ardından harekete geçen ekipler, İlçe Jandarma Komutanlığı, Silivri Belediyesi Arama ve Kurtarma (SAK) ekibi, sivil toplum kuruluşları (STK) ve gönüllülerin katılımıyla bölgede kapsamlı bir çalışma gerçekleştirdi. Koordineli arama çalışmaları sayesinde vatandaş kısa sürede sağ olarak bulundu.
Sağlık Kontrolleri İçin Hastaneye Sevk Edildi
Bulunan vatandaş, yapılan ilk müdahalenin ardından ambulansla hastaneye sevk edildi. Sağlık durumunun kontrol altında olduğu öğrenildi.
“Tüm kurumlara teşekkür ediyoruz”
Silivri Belediyesi’nden yapılan açıklamada, sürece katkı sağlayan tüm kurum, ekip ve gönüllülere teşekkür edilerek şu ifadelere yer verildi:
“Süreç boyunca özveriyle görev yapan tüm kurumlarımıza, ekiplerimize ve gönüllülerimize teşekkür ediyor; hemşehrimize geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.”
Esenyurt Adliye Sarayı İçin İlk Adım Atıldı

Esenyurt’ta uzun süredir beklenen Adliye Sarayı projesi için önemli bir gelişme yaşandı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile yapılan görüşmenin ardından sürecin resmen başladığı duyuruldu.
Yıl Sonuna Kadar Temel Atma Hazırlıkları Başlıyor
Görüşmeye Esenyurt Kaymakamı Fatih Çobanoğlu, AK Parti İlçe Başkanı Togay Çoban ve Esenyurt Belediye Başkan Vekili Can Aksoy katıldı. Yapılan istişareler sonucunda, yıl sonuna kadar Esenyurt Adliye Sarayı’nın temel atma hazırlıklarının başlayacağı açıklandı.
“Vatandaşlarımız Adalet Hizmetlerine Daha Kolay Ulaşacak”
AK Parti Esenyurt İlçe Başkanı Togay Çoban, ilçenin en büyük ihtiyaçlarından biri olan Adliye Sarayı’nın hayata geçirilmesiyle hem vatandaşların adalet hizmetlerine daha kolay erişebileceğini hem de Esenyurt’un kurumsal kimliğine değer katacağını vurguladı.
“Proje Bakanlığın Desteğiyle Hızla İlerleyecek”
Esenyurt Kaymakamı Fatih Çobanoğlu ise, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un desteğiyle projenin hızla ilerleyeceğini ifade ederek, yıl sonu itibarıyla çalışmaların somut şekilde başlayacağına dikkat çekti.
“İlçeye Büyük Katkı Sağlayacak”
Esenyurt Belediye Başkan Vekili Can Aksoy da, ilçenin böylesine önemli bir yatırıma kavuşmasının Esenyurt için büyük katkı sağlayacağını dile getirdi.
Modern ve Hızlı Hizmet Sunacak
Bakan Tunç’un onayıyla kısa süre içerisinde temeli atılacak olan Esenyurt Adliye Sarayı, ilçedeki adalet hizmetlerini tek çatı altında toplayarak vatandaşlara modern ve hızlı hizmet sunmayı hedefliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Teşekkür
Son olarak, böylesine önemli bir eserin Esenyurt’a kazandırılmasında gösterdiği güçlü irade ve destek için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a şükran ifade edildi.
AK Parti Esenyurt’ta “Türkiye Yüzyılı Buluşması” Düzenlendi

AK Parti Esenyurt İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen “Türkiye Yüzyılı Buluşması”, Esenyurt Recep Tayyip Erdoğan Eğitim Külliyesi’nde yoğun katılımla gerçekleştirildi. Programa, AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir, AK Parti Esenyurt İlçe Başkanı Togay Çoban, eski Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, AK Parti Kars Milletvekili Adem Çalkın, AK Parti İstanbul Milletvekili Seyithan İzsiz ve çok sayıda partili katıldı.
“Milletin iradesine karşı devlet dimdik duruyor”
Buluşmada konuşan AK Parti Esenyurt İlçe Başkanı Togay Çoban, Esenyurt’un kayyum tarafından yönetildiğini hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:
“Esenyurt ilçemiz şu an kayyum tarafından yönetilmektedir. Kayyum, devletin ta kendisidir! Milletimizin emaneti olan belediye, devletimizin güvencesi altındadır. Bu durum bir kez daha göstermiştir ki aziz milletin iradesini yok saymaya kalkan anlayışa karşı devletimiz dimdik durmaktadır.”
“Her kesime dokunuyoruz”
Çoban, Esenyurt’un demografik yapısına değinerek teşkilatın gücünü vurguladı:
-
İlçede yaklaşık 110 bin üyenin bulunduğunu söyledi.
-
Kongre sonrası 2 bin 746 yeni üyenin katıldığını açıkladı.
-
Üyelerin yarısının kadın, yarısının erkek olduğunu, ayrıca 7 binden fazla gencin AK Parti çatısı altında yer aldığını belirtti.
Çoban, “Bu tablo AK Parti’nin Esenyurt’ta her kesime dokunduğunun en güçlü ispatıdır. Dokunmadığımız tek bir yürek, girmediğimiz tek bir ev bırakmamaya kararlıyız. Ak noktamızda sürekli vatandaşlarımızla bir araya geliyor, doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine herkes ile yan yana oluyoruz.” dedi.
“Güçlü teşkilat kurduk”
Çoban, konuşmasında mahalle başkanları, yönetim kurulu üyeleri, meclis üyeleri, kadın ve gençlik kollarının fedakârlıklarını anarak teşekkür etti. İl Başkanı Abdullah Özdemir’in vizyonu ve liderliğinin İstanbul teşkilatına güç kattığını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür
Çoban, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a özel olarak teşekkür ederek şunları kaydetti:
“Onun güçlü liderliği, vizyonu ve milletimiz için gece gündüz demeden ortaya koyduğu gayret bizlere daima yol göstermektedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu irade sayesinde Türkiye, yalnızca kendi vatandaşlarının değil, aynı zamanda tüm mazlum coğrafyaların da umudu olmuştur.”
“Esenyurt Türkiye’dir”
Konuşmasını birlik ve beraberlik mesajıyla tamamlayan Çoban,
“Biz sadece bir siyasi hareket değiliz. Biz bu milletin umudu, geleceği, birliği ve kardeşliğiyiz. Esenyurt için, AK Parti için, Türkiye için hep birlikte haykırıyoruz: Bir olacağız! İri olacağız! Diri olacağız! Hep birlikte güçlü olacağız! Esenyurt Türkiye’dir, Türkiye Esenyurt’tur!” sözleriyle salondaki coşkuya ortak oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ABD’de Yoğun Diplomasi Trafiği

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 80. Genel Kurulu için gittiği Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) New York kentinde yoğun bir diplomasi trafiği yürüttü. Erdoğan, BM Genel Kurulu’na hitabının yanı sıra çok sayıda liderle görüşmeler gerçekleştirdi, uluslararası konferanslara katıldı ve önemli iş birliği mesajları verdi.
Türk Yatırım Konferansı: “100 milyar dolarlık ticaret hedefi sürüyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 22 Eylül’de Türkiye-ABD İş Konseyi tarafından düzenlenen Türk Yatırım Konferansı’na katıldı. Enerji ve savunma sanayi iş birliğini öncelikli alanlar olarak gördüklerini belirten Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ile 2019 yılında belirlenen 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefinin sürdüğünü vurguladı.
Filistin Konferansı: “1967 sınırları temelinde bağımsız Filistin”
BM’de düzenlenen Filistin Konulu Yüksek Düzeyli Uluslararası Konferansa katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin’i tanıyan ülkeleri tebrik ederek şu mesajı verdi:
“Türkiye olarak 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, coğrafi bütünlüğe sahip Filistin Devleti kurulana kadar mücadeleye devam edeceğiz.”
Yoğun Lider Diplomasisi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, New York temasları çerçevesinde birçok lider ve üst düzey temsilciyle görüştü:
-
AB Konseyi Başkanı Antonio Costa ile Avrupa Birliği ilişkilerini değerlendirdi.
-
Kanada Başbakanı Mark Carney ile enerji, savunma sanayi ve NATO müttefikliği üzerine görüştü; Kanada’nın Filistin’i tanımasından memnuniyetini dile getirdi.
-
Kuveyt Veliaht Prensi Sabah Halid el-Hamed es-Sabah ile ticaret ve ikili ilişkilerin geliştirilmesi üzerine görüş alışverişinde bulundu.
-
Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi ile Libya’da kalıcı istikrar ve güvenlik için Türkiye’nin desteğini vurguladı.
-
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile Türkevi’nde yaptığı görüşmede, yaptırımların kaldırılması ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması mesajını verdi.
-
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile ikili ilişkiler, AB süreci ve Filistin meselesini ele aldı. Macron’un Filistin’i tanıma kararını memnuniyetle karşıladı.
-
Vietnam Devlet Başkanı Luong Cuong ile Filistin konusunda ortak duruşu değerlendirdi.
BM Genel Kurulu’nda Dünya Liderlerine Mesajlar
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulu kürsüsünden yaptığı konuşmada ağırlıklı olarak Gazze’de yaşanan soykırıma dikkat çekti.
“Gazze’de iki taraftan söz edilemez. Bir yanda en modern silahlarla donatılmış düzenli ordu, diğer yanda masum siviller vardır. Gün bugündür. Gün, insanlık adına Filistinli mazlumların yanında dimdik durma günüdür.”
Erdoğan, ayrıca Suriye, Rusya-Ukrayna savaşı, KKTC’nin tanınması ve BM reformu gibi başlıklarda da önemli mesajlar verdi.
ABD’de Türk Toplumuyla Buluşma
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi tarafından düzenlenen akşam yemeğine katılarak ABD’de yaşayan Türk vatandaşlarıyla bir araya geldi.
Türk-Amerikan ilişkilerinin müttefiklik ve stratejik ortaklık temelinde ilerlediğini belirten Erdoğan, Başkan Trump’ın ikinci döneminde kurumlar arası diyaloğun hız kazandığını söyledi.
Trump ile Zirve Görüşmesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, temaslarının sonunda Washington’a geçerek ABD Başkanı Donald Trump ile Beyaz Saray’da görüştü.
İki liderin görüşmesi 2 saat 20 dakika sürdü. Erdoğan, F-16 ve F-35 projeleri, Halkbank davası ve Heybeliada Ruhban Okulu konularını gündeme getirdi.
Görüşme kapsamında, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ile ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, iki ülke arasında Stratejik Sivil Nükleer İşbirliği Mutabakat Zaptı’nı imzaladı.
BM İklim Zirvesi: 2035 için emisyon hedefi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM İklim Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin 2035 yılına kadar 466 milyon ton emisyon azaltımı sağlamayı hedeflediğini ve yenilenebilir enerji payının yüzde 60’ın üzerine çıktığını açıkladı.
Beylikdüzü’ndeki Özel Bakım Merkezi İçin Kapatma Kararı

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, İstanbul Beylikdüzü’nde faaliyet gösteren özel bir bakım merkezine yönelik basında yer alan iddialar üzerine açıklama yaptı. Bakanlık, iddiaların ardından kurum hakkında derhal inceleme başlatıldığını, sorumluların görevden alındığını ve merkezin kapatıldığını duyurdu.
İnceleme ve Soruşturma Başlatıldı
Bakanlıktan yapılan açıklamada, söz konusu özel bakım merkeziyle ilgili iddiaların tespit edilmesinin ardından il müdürlüğü tarafından acil denetim sürecinin başlatıldığı ifade edildi.
İhmali bulunan kişilerin iş akitlerinin feshedildiği ve haklarında Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğu belirtildi.
Engelli Bireyler Başka Merkezlere Yerleştiriliyor
Bakanlık açıklamasında, merkezin kapatma kararı alındığı ve burada hizmet alan engelli bireylerin güvenli şekilde başka merkezlere yerleştirilme sürecinin başlatıldığı vurgulandı.
“Süreci Titizlikle Takip Ediyoruz”
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, ihmali bulunanların en ağır cezayı alması için sürecin bizzat takip edildiğini açıkladı:
“İhmali bulunanların en ağır cezayı alması için bizzat suç duyurusunda bulunduğumuz ve müdahil olduğumuz dava sürecini titizlikle takip edeceğiz.”
Bakanlık, kamuoyuna saygıyla duyuruda bulunarak gelişmelerin yakından izleneceğini belirtti.
Saral’dan mahkeme görüntülerine tepki: “Bu kalıpsıza bu şovları kim yaptırıyor?”

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı davalarda çekilen görüntülere tepki gösterdi. Saral, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda İmamoğlu için “bu kalıpsız” ifadesini kullanarak mahkeme salonuna görüntü cihazlarının sokulmasına sert sözlerle karşı çıktı.
“Davalar basına kapalı yapılır”
Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı davalarda mahkeme salonundan paylaşılan görüntüler sosyal medyada gündem olurken, Oktay Saral bu duruma tepki gösterdi. Saral, davaların basına kapalı olarak yapılması gerektiğini hatırlatarak, telefon ve kamera gibi cihazların duruşma salonuna sokulmasının yasak olduğunu vurguladı.
Saral, paylaşımında şu ifadeleri kullandı:
“Bu kalıpsıza bu şovları kim yaptırıyor? Davalar basına kapalı olarak yapılır. Telefon ya da video kamera gibi cihazların duruşma salonuna sokulması yasaktır. Hal böyle iken bu çekimlerin yapılmasına göz yuman mahkeme heyeti acilen açığa alınmalıdır. HSK’yı göreve davet ediyorum.”
HSK’ya çağrı
Saral’ın bu paylaşımında Hakimler ve Savcılar Kurulu’nu (HSK) göreve davet etmesi dikkat çekti. İmamoğlu’nun duruşmalarında çekilen görüntülerin sosyal medyada geniş yankı uyandırması ve binlerce yorum almasının ardından yapılan bu çıkış, siyasette yeni bir tartışmayı da beraberinde getirdi.
Gürsel Tekin’den CHP’den İhraç Kararına Sert Tepki: “Bizi Değil, Vicdanlarını İhraç Ettiler”

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) eski İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, partiden ihraç edilmesine sert tepki gösterdi. Tekin, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Bu kararın bizim onurumuzu zedelemesi mümkün değildir. Bizi değil, kendi vicdanlarını ihraç ettiler” ifadelerini kullandı.
“Bu karar CHP tarihine gölge düşüremez”
Gürsel Tekin, açıklamasında partideki geçmişine vurgu yaparak şunları söyledi:
“Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir neferi olarak ömrümü verdiğim partidem, suça bulaşmış kişilerin, partinin değil kendi şahsi çıkarlarının temsilciliğini yapanların aldığı bir kararla ihraç edildik. Bu kararın bizim onurumuzu zedelemesi mümkün değildir.
Biz bu partinin emektarlarıyız. Bu partiye yıllarımızı, alın terimizi, mücadelemizi verdik. Bizimle aynı yolda yürüyen binlerce yol arkadaşımızın emeğini yok sayarak kendi düzenlerini sürdürmeye çalışanların vereceği hiçbir karar CHP tarihine gölge düşüremez.”
“CHP, şaibelerden arındığında daha da büyüyecek”
Tekin, ihraç kararını partinin geleceği açısından da değerlendirdi:
“Bugün bizi ihraç edenler bilsinler ki aslında ihraç ettikleri biz değiliz; ihraç ettikleri kendi vicdanlarıdır, partinin onurlu geçmişidir. Bizim varlığımızı yok edemezsiniz. Çünkü biz CHP’nin vicdanıyız, kökleriyiz, hafızasıyız.
Sizler bu partiden gittiğinizde, bu partiyi şaibelerden, kişisel hırslardan arındırdığınızda Cumhuriyet Halk Partisi daha da büyüyecek. Çünkü CHP, birkaç kişinin koltuğunu korumak için tasfiye ettiği insanların değil, Mustafa Kemal’in izinden giden milyonların partisidir.”
“Mücadelemiz sürecek”
Partiden ihraç edilmesinin kendisini susturamayacağını vurgulayan Gürsel Tekin, şu ifadelerle açıklamasını noktaladı:
“Bizler, partimizi namussuzlardan, şaibelerden ve kirli düzenlerden temizlemek için mücadelemize devam edeceğiz. İhraç kararlarıyla bizi susturamazsınız. Tarih, bugün alınan bu haksız kararları değil, bu kararların karşısında dimdik duran bizleri yazacaktır.”
İzmir’de “Twerk” Rezaletine 2 Gözaltı!

İzmir’de “Twerk” Rezaletine 2 Gözaltı
İzmir’de bir eğlence mekanında çekilen ve sosyal medyada büyük tepki toplayan görüntüler sonrası soruşturma başlatıldı. Görüntülerde tesettürlü bir kadının, erkek dansçılarla birlikte twerk yaptığı anlar yer alıyordu.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla harekete geçen polis ekipleri, kimlikleri tespit edilen 2 kişiyi gözaltına aldı. Olayla ilgili incelemeler sürerken, gözaltındaki şüphelilerin emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edileceği öğrenildi.
Sosyal medyada kısa sürede yayılan görüntüler, toplumun farklı kesimlerinden yoğun tepki aldı.
Ava Gitme” Dedi, Katliam Yaşandı: Annesini Av Tüfeğiyle Öldürdü!

“Ava Gitme” Dedi, Katliam Yaşandı: Annesini Av Tüfeğiyle Öldürdü
Muğla’nın Köyceğiz ilçesinde aile içi tartışma kanlı bitti. Edinilen bilgilere göre 22 yaşındaki S.S., ava gitmesine karşı çıkan annesiyle tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesi üzerine öfkelenen genç, evde bulunan av tüfeğini alarak annesini başından vurdu.
Ağır yaralanan anne olay yerinde hayatını kaybederken, mahallede büyük üzüntü yaşandı. İhbar üzerine olay yerine sağlık ve jandarma ekipleri sevk edildi. Sağlık ekiplerinin yaptığı incelemede kadının yaşamını yitirdiği belirlendi.
Olay sonrası S.S. jandarma ekipleri tarafından gözaltına alınırken, cenaze otopsi için Muğla Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Bursa’da Metroda Can Pazarı: Yaşlı Adam Raylara Düştü, Mucizevi Şekilde Kurtuldu!

Bursa’da Metroda Can Pazarı: Yaşlı Adam Raylara Düştü, Mucizevi Şekilde Kurtuldu
Bursa’da metro istasyonunda yaşanan olay, yürekleri ağza getirdi. İddiaya göre, peronda metro bekleyen iki öğrenci şakalaştıkları sırada 60 yaşındaki Abdulkadir Kavaklıgil’e çarptı. Çarpmanın etkisiyle dengesini kaybeden Kavaklıgil, raylara düştü.
O sırada istasyona yaklaşan metro makinisti, durumu fark ederek anında fren yaptı. Tren, raylara düşen Kavaklıgil’e çarpmadan durmayı başardı. Olay yerine gelen sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından yaralı adam hastaneye kaldırıldı.
Abdulkadir Kavaklıgil’in sağlık durumunun iyi olduğu öğrenilirken, olayla ilgili inceleme başlatıldı.
İlk Yorum yapan siz olun!