Turkuvaz Medya Grubu tarafından düzenlenen “3. Finansın Geleceği Zirvesi” Turkuvaz Medya Merkezi’nde başladı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, zirvenin açılışına gönderdiği video mesajında, finansman koşulları sıkılaşırken seçici finansman politikasının önem arz ettiğini vurgulayarak “Bu kapsamda kısa ve orta vadede reeskont başta olmak üzere ihracata yönelik teşviklerle, orta ve orta yüksek teknolojiye dayalı üretime ve ihracata yönelik uygulamaları destekliyoruz” dedi. Bütçe görüşmeleri nedeniyle zirveye video konferansla katılan Cevdet Yılmaz, mayısta seçimlerin ardından siyasi belirsizliklerin ortadan kalktığını, siyasi güven ve istikrarın geliştiğini dile getirerek yayımlanan 12. Kalkınma Planı, Orta Vadeli Program ve bütçe ile birlikte politika belirsizliklerinin de ortadan kalktığını vurguladı. Böylece öngörülebilirliğin sağlandığını, yaşanan dengelenmenin TL’yi desteklerken, TL varlıklara artan ilginin de rezervlerde artış yaratarak enflasyonla mücadeleyi desteklediğini ifade eden Yılmaz, “Ağustostan itibaren aylık enflasyon güçlenen bir düşüş trendine girdi. 2024 hedefleriyle uyumlu patikaya evrilmiş enflasyonda ivme kaybı net şekilde görülmüştür. 2024 yılının ikinci yarısında da yıllık enflasyonda güçlü bir düşüş bekliyoruz” diye konuştu. Brüt rezervlerin mayıs sonu itibariyle 98,5 milyar seviyesinden 15 Aralık itibariyle 142.5 milyar dolar seviyesine yükseldiğini dile getiren Yılmaz, kur korumalı mevduat hesaplarının 2023 Ağustos’unda 3 trilyon 408 milyar liradan 15 Aralık itibariyle 2 trilyon 682 milyar liraya gerilediğini kaydetti. Yılmaz, Türkiye’nin 5 yıllık iflas risk primi CDS’inin de en düşük seviyelerde olduğunu belirterek para, maliye ve gelirler politikalarında eşgüdüm güçlenirken önümüzdeki dönemde ise yapısal dönüşüme öncelik vereceklerine işaret etti.

Bankacılık sektörü sağlıklı görünüme sahip
Sağlam temellere oturan ekonomi ve maliyet politikalarını finansal hizmetlerle desteklediklerini, iyileşen finansal ortamın da makroekonomik istikrarı desteklediğini söyleyen Yılmaz, şöyle konuştu: “Sıkılaşan para politikasına bağlı olarak finansman maliyetleri artarken, yatırım ve ihracatı desteklemek için finansman maliyetini düşürülmesi ekonomimizin hem dezenflasyonist hem de büyüyebilen olmasını sağlayacak. Bu yönde önemli adım olarak Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi programını yeniden yapılandırarak hayata geçirdik. Teknoloji, strateji puanları dikkate alınarak miktarı toplam yatırım tutarı en az 1 milyar lira olan yatırım projeleri aracı bankalar kanalıyla bu krediyi kullanabilecekler.
Finansman koşulları sıkılaşırken seçici finansman önem arz etmektedir. Bu çerçevede kısa ve orta vadede reeskont kredileri başta olmak üzere ihracata yönelik teşviklerle, orta yüksek ve yüksek teknolojiye dayalı üretime ve ihracata yönelik uygulamaları destekliyoruz. Bankacılık sektörü de güçlü sermaye yapısı, aktif yapısıyla, karlılığıyla oldukça sağlıklı görünüme sahip. 2023 Ekim itibariyle sektörün yıllıklandırılmış özkaynak ve aktif kaynağı sırasıyla yüzde 35,6, yüzde 4,2 gerçekleşti. 2023 Ekim itibariyle SYR yüzde 18,4 ile yüzde 8 olan yasal asgari oranın üzerindedir, Yine 2023 Ekim itibariyle takibe dönüşen alacak oranı yüzde 1,5 ile sürdürülebilir düşük seviyede gerçekleşmiştir.”
İstanbul’u bölgesel ve küresel finans merkezi haline dönüştürme vizyonuyla İstanbul Finans Merkezi stratejisi ile eylem planının uygulanmaya başladığını ifade eden Yılmaz, şöyle konuştu: “Katılım finansın geliştirilmesi önemli potansiyelin harekete geçirilmesi anlamına geliyor. Katılım finans konusunda yeni düzenlemeler yapılacak. Değişen küresel sistemde İFM odağında rekabetçi bir finansal ekosistem oluşturulması öncelikli hedeflerimiz arasında bulunuyor. Finansta bankacılık ağırlıklı yapıyı dengelemek ve sermaye piyasalarının payını artırmak hedefler arasında. Yatırımcıların korunmasını ön planda tutacak teknolojik alt yapıyı güçlendirmeye devam ediyoruz. Sürdürülebilirlik de önemli alan. Yeşil borçlanma, sürdürülebilir borçlanma, yeşil ve sürdürülebilir kira sertifikaları bu amaçla geliştirildi. Girişim sermayesi, proje finansmanı gibi araçları güçlü şekilde kullanarak projesi olup kaynağı olmayanları desteklemeyi sürdüreceğiz.”
Finansal teknolojilerde strateji belgesi ocakta açıklanacak
Zirvede konuşan Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Göksel Aşan da finansal teknolojiler konusunda yapılan çalışmaları vurguladı. Küresel finans sistemindeki mevcut problemleri aşmanın bir yolunun da finansal teknolojiler konusunda yapılan çalışmalar olduğunu vurgulayan Aşan, “Bu alan küresel finans sisteminde standartları belirleyen unsurlara karşı bize önemli bir pencere açabilir. Önemli bir potansiyel barındıran ve güçlü bir alternatif olarak büyüyen finansal teknolojiler alanında biz de ciddi ve kapsamlı bir çalışma yürüterek strateji belgesi hazırladık. Bu strateji belgesini ocak ayının üçüncü haftasında açıklayacağız. Çok kapsamlı bir çalışma oldu. Bazı kurumlar bu alanda çalışmaya başladı bile. Ben de bu vesile ile tüm kurumlara finansal teknoloji konusunda farklı pencerelerden bakarak çalışma yapmalarını öneriyorum” ifadelerini kullandı.
Küresel anlamda finans sisteminin tehlikelerine ve önümüzdeki dönemde yaşanması muhtemel risklere değinen Göksel Aşan, “Burada temel ve çözülmesi gereken problemler var. 2008 krizinin üzerinden henüz 15 yıl geçti. Hatta pandemiyi bile unutuyoruz. Oysa o dönem tüm yayınlarda kapitalizmin sonuna geldiğimiz konuşuluyordu. Aslında üretim tarafında bir problem yok, ama burada problemi görünür kılan şey finans sistemi. Sistemin yıkılacağı tartışmalarını ortaya çıkaran durum daha çok finans sitemi ile ilgiliydi. Çünkü finans dediğimiz hikâye, insanların geçinmesini sağlayan üretim ile bütün sistemi darmadağın edecek hale gelmiş durumda. Bir yerde bir birikim varsa, orada finans sistemi vardır. Ama bir süre sonra finansman, onu var eden kaynaktan bağımsız kendini büyütme yetisine sahip oluyorsa, orada önemli bir problem vardır. Bir sonraki adım da finans sisteminin altındaki tüm kaynakları görünür kılmayacak şekilde kaplamasıdır” dedi.
“Bugün tüm dünya ülkelerinin üç katı bir GDP oluşmuş durumda” diyen Göksel Aşan, “Bu hiç sürdürülebilir bir büyüklük değil. Finans sistemi reel sektörler bir araya gelerek sürekli regülasyonlarla bu sistemi ayakta tutmaya çalışıyor. Umarım üretim ile finans arasındaki bağlantı dengeli şekilde devam eder. Bu bağ kopmaz ve finans tüm sistemi kaplamaz” şeklinde konuştu.
Bölgesel savaşlara da dikkat çeken Göksel Aşan, “Bu savaşların daha da büyümemesini ümit ediyoruz. Ancak şu an dünyanın geldiği son duruma baktığımızda, üretimi gerçekleştirenlerle finans sistemini elinde tutanların büyük bir ayrışma yaşadığını görüyoruz. Bu bize yeni bir gerilim alanı doğuruyor. ABD ile Çin arasındaki gerilimin de özünde bu var. Çünkü finansa dair her şeyi regüle etme yetkinliğine sahip ABD’nin karşısında regüle edilen bu sistemin kaynağını sağlayan başka ülkeler var. Bu durum dünyadaki genel sistemi tehdit eden çok büyük bir problem. Zaten yakın dönemde yine uluslararası hukuk kurumlarının pek işe yaramadığını, uluslararası vicdanın ortaya çıkmadığını gördük. Gazze’de binlerce çocuğun ölmesine karşı koyamayan bir hukuk sistemi ve vicdan var. Tüm bunlar da işleyen sistem ile alakalı. Çünkü finansal sistemde gücü bulunduran yapı standartları da belirliyor. Bu yapı istemezse sizler yurt dışındaki çocuklarınıza para bile gönderemezsiniz” ifadelerini kullandı.
Borçluluk probleminin de küresel ekonominin önündeki engellerden biri olduğunu belirten Göksel Aşan, “Buna enflasyonu da eklememiz gerekiyor. Küresel enflasyonun altında yatan sebeplerden biri de borçların ödenebilirliğini mümkün kılmaktı. O değer kaybından dolayı borçlarda bir azalma var, ama borçluluk finansal sistemi tehdit etmeye devam ediyor” dedi.
Ticari kredilerin seçici olarak kullandırılmasını bekliyoruz
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu, finans sektörünün özellikle de bankacılık sektörünün, sermaye birikimini hızlandırmak ve temin ettiği kaynakları verimli alanlara yönlendirmek suretiyle sağlıklı ve sürdürülebilir ekonomik büyüme sürecinde hayati öneme sahip olduğunu belirtti. Reel sektörün finansman olanaklarına erişiminin önem verdikleri konuların başında geldiğini ve bankalar kadar banka dışı kuruluşların da bu bilinçle hareket ettiğini dile getiren Kavcıoğlu, “Tasarruf sahiplerinin korunmasını ve kredi kanallarının etkin çalışmasını amaçlayan kurumumuz, bu amacın gerçekleşmesi için gerekli olan tedbirleri her zaman almıştır ve almaya devam edecektir” dedi. Ticari kredilerin yatırım, üretim, istihdam ve ihracatı önceleyen firmaları gözetecek şekilde daha seçici olarak kullandırılmasını beklediklerini vurgulayan Kavcıoğlu, “Öte yandan, bankacılık sektörünün güçlü bilanço yapısının, aktif kalitesi üzerinde oluşabilecek riskleri de azaltacağını değerlendiriyoruz. Bu çerçevede, kredilerin takibe dönüşüm oranı, likidite göstergeleri, yabancı para pozisyonu ve kaldıraç oranı makul düzeylerde seyretmekte, sermaye yeterliliği rasyosu, en güncel veri dönemi itibarıyla, uluslararası standartların öngördüğü asgari düzeyin oldukça üzerinde yüzde 18,4 seviyesinde bulunmaktadır. Kaliteli unsurlardan oluşan özkaynaklar, kurumumuz tarafından yapılan düzenlemelerin de etkisiyle gücünü korumuştur” dedi.
Varlık kalitesinin önemli bir göstergesi olan takibe dönüşüm oranının ise Avrupa Birliği ortalamasının da altında olan yüzde 1,5 ile tarihi düşük seviyelerde seyrettiğini ifade eden Kavcıoğlu, yüksek oranda ayrılan karşılıkların da bankalar açısından önemli bir ilave kayıp ihtimalini azalttığını, likidite karşılama oranlarının yasal limitlerin çok üzerinde olduğunu kaydetti. Kavcıoğlu, banka dışı finansal kuruluşlarının da toplam finans sektörü içerisinde; aktif büyüklüğü bakımından yüzde 2,6, alacaklara göre yüzde 3,9, özkaynaklara göre ise yüzde 4,7 oranında paya sahip olduğunu ifade ederek şöyle konuştu: “İstediğimiz noktada olmasa da sektör gelişime açıktır ve Türk finans sisteminde kredi arz ve talebinin kayda değer bir kısmını karşılayan bankacılık sektörünün yanında önemli bir aktör olma potansiyeli taşımaktadır. Banka dışı mali kuruluşlarımızın uygulamada karşılaştığı sıkıntıların çözüme kavuşturulması, sistemik risk oluşturmayacak şekilde rekabetçi ortamda belirli bir hacme ulaşabilmeleri ve finansal sistem içerisindeki paylarının artırılması için üzerimize düşeni yapacağız.”
Tasarruf finansman şirketlerine yönelik mevzuat uyum denetimlerinin sürdüğünü, hazırladıkları mevzuat çalışmasını yakın zamanda hayata geçireceklerini söyleyen Kavcıoğlu, varlık yönetim şirketlerinin faaliyetlerinin daha da kurumsallaşması ve finansal tüketici aleyhine durumların oluşmamasını temin etmek için hazırladıkları mevzuat çalışmasında da nihai aşamaya gelindiğini duyurdu. Türkiye bankacılık mevzuatının uluslararası düzenlemelere tam uyumlu az sayıdaki birkaç örnekten birisi olduğunu kaydeden Kavcıoğlu, “Güçlü finansalları ve uluslararası en iyi uygulamalara uyumlu düzenleme çerçevesi ile bankacılık sektörü Türk ekonomisinin en önemli çıpalarından birisi olmayı sürdürecektir” dedi. Sürdürülebilirlik konusunda BDDK’nın aktif rol üslenerek, sektördeki oyuncuların stratejik bir odaklanma benimsemesini teşvik ediyor ve düzenlemeler ile finans sektörünü sürdürülebilirlik uygulamaları bakımından daha ileri bir seviyeye taşımasını sağladıklarını belirten Kavcıoğlu, finansal istikrarın önemli bir parçası da finansal tüketicinin haklarının korunması ve bilinçlendirilmesi olduğunu vurguladı. Kavcıoğlu “Bu amaca uygun olarak sektörde bireysel bankacılık faaliyetlerinin müşteri haklarına uygun olarak yürütülmesi, sektörün müşteri odaklılığının güçlendirilmesi amacına yönelik mevzuat ve uygulamalar geliştiriyoruz. Ayrıca finansal tüketiciler, bankalar ve diğer finansal kurumlar ile yaşadıkları sorunlarının çözümü için çeşitli kanallardan kurumuza her zaman başvuru yapabilmektedirler” dedi.
Şirketler piyasadan 79,3 milyar TL fon sağladı
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı İbrahim Ömer Gönül, 3. Finansın Geleceği Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, bu yıl sermaye piyasalarının arz ve talep yönlü yoğun ilgi gördüğünü belirtti. Şirketlerin piyasadan 79,3 milyar TL fon sağladığını söyleyen İbrahim Ömer Gönül, “Borsa yatırımcı sayısı, 8,6 milyon ile tüm zamanların zirvesini gördü. 20 Aralık 2023 itibarıyla 54 şirketin halka arzı gerçekleşti. Bu şirketlerin 19’u imalat, 9’u enerji, 9’u GYO, 4’ü finansal kuruluş, 3’ü tarım alanında ve 10’u diğer sektörlerde faaliyet göstermektedir” dedi.
SPK Başkanı Gönül sözlerini şöyle sürdürdü: “Şirketler piyasadan 79,3 milyar TL fon sağladı. 2022’de 40 ve 2021’de 52 şirket halka arz edilmişti. Sadece halka arzlarla değil bunun yanında 33 şirket de bedelli sermaye artırım yoluyla piyasadan yaklaşık 76,8 milyar TL fon temin etti. 2023 yılının başından bugüne kadar borçlanma piyasasından sağlanan fon tutarı TL cinsinden yaklaşık 709,8 milyar TL’dir. Söz konusu fonun 356,9 milyar TL’si yurtiçi borçlanma yoluyla 352,9 milyar TL’si yurtdışı borçlanma yoluyla sağlandı.”
SPK Başkanı Gönül, yatırım fonları ve yatırım ortaklıklarına ilişkin de şu bilgileri paylaştı: “Mevcut durumda halka açık 9 adet menkul kıymet yatırım ortaklığı, 48 adet gayrimenkul yatırım ortaklığı ve 7 adet girişim sermayesi yatırım ortaklığı bulunmaktadır. 2023 yılında 9 adet GYO halka arz yoluyla yaklaşık 16 milyar TL fon elde etmiştir. 2023 yılında 2 adet GYO borçlanma aracı ihracı yoluyla yaklaşık 2,5 milyar TL fon toplamıştır. 2023 yılında 3 adet GYO bedelli sermaye artırımı ile 3,2 milyar TL fon toplamıştır. 64 adet portföy yönetim şirketinin yönettiği toplam portföy büyüklüğü aralık itibarıyla 3 trilyon TL’yi aşmıştır.”
Gönül, yatırımcıların korunduğunu vurgulayarak denetim ve gözetim faaliyetlerini sürekli yaptıklarını vurguladı. Başkan Gönül, dünkü yayımlanan bültendeki cezalar hariç olmak üzere yapılan denetimlerle ilgili şunları söyledi: “2023 yılının ilk 11 ayında 212 kişiye işlem yasağı getirildi. 90 kişiye 195 milyon TL idari para cezası verildi. 9 kişi hakkında suç duyurusunda bulunuldu ve konu adli makamlara intikal ettirildi. Borsa İstanbul tarafından; Tedbir Yönetim Sistemi kapsamında, menkul kıymet bazında toplam 13, yatırımcı bazında toplam 38, Volatilite Bazlı Tedbir Sistemi kapsamında menkul kıymet bazında toplam 699 tedbir uygulandı. 14 Aralık 2023 itibarıyla Türkiye’de yerleşik kişilere yönelik olarak internet aracılığıyla yurt dışında kaldıraçlı işlem yaptırıldığı belirlenen 1.321 adet internet sitesine erişimin engellenmesi için gerekli işlemler yapıldı.”
Finansın Geleceği Zirvesi’nde açılışında A Para Yayın Koordinatörü ve A Haber Ekonomi Müdürü Özlem Doğaner yaptı. Özlem Doğaner hem Türkiye hem de dünya olarak zor bir dönemden geçildiğini belirterek, şunları söyledi: “Tüm dünyada bir yandan enflasyon bir yandan resesyon finans sektörünü çok ciddi etkiledi. Sadece finans değil finansa ulaşmaya çalışanlar açısından da zor bir dönemden geçiyoruz. Türkiye de önemli badireler atlattı, atlatıyor. Bu dönemde fırsatlar da var. Örneğin İstanbul Finans Merkezi çok önemli oldu.”
Sabah Gazetesi Ekonomi Müdürü ve Köşe Yazarı Dilek Güngör, bankacılık sektörünü ekonomi yönetiminin seçici kredi politikasında desteklediklerini ve desteklemeye devam edeceklerini belirterek, zirvede 2024 stratejilerini ve önümüzdeki dönemin yol haritalarını alacaklarını dile getirdi.
Finansın Geleceği Zirvesi’nde Güçlü Sponsor Desteği
Finansın Geleceği Zirvesi’nin ana sponsorluğunu Türk Telekom, Halkbank, Ziraat Bankası, Vakıf Yatırım ve Denizbank üstlendi. Zirvede RHG Enertürk Enerji, Vakıf Katılım, Koza Altın, Kuzu Grup, Misyon Yatırım Bankası, IFM İstanbul Finans Merkezi co-sponsor, Koleksiyon Mobilya, Artemis Halı, Doğuş Çay, Damat Tween, Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği, Phillip Capital, Kuzey Marmara Otoyolu, Astaş, DAP Yapı, Papara, FKB Finans Kurumlar Birliği, Colendi ve Rixos ise destek sponsoru olarak yer aldı.
Yorumlar
Yorum Yapın
İlginizi Çekebilir
AK Partili Belediyelerde Eş Zamanlı Buluşma: Halkla 1. Yıl Değerlendirmesi

HABER/HASAN MESUT EKMEN
AK Partili belediyeler, yerel yönetimlerde geçen bir yılın ardından, halkla bütünleşen ve şeffaf yönetişim anlayışı çerçevesinde 19 Nisan Cumartesi günü anlamlı bir etkinliğe imza atacak.
AK Parti çatısı altındaki tüm belediyelerde eş zamanlı olarak düzenlenecek programda, belediye başkanları vatandaşlarla birebir buluşacak. Bu buluşmalarda, halkın soruları, önerileri ve talepleri doğrudan muhataplarına iletilecek.
Partiden yapılan açıklamada, bu buluşmaların “çözümün bir parçası olarak birlikte üretme” anlayışıyla şekilleneceği belirtildi. AK Partili belediyelerin hizmet odaklı çalışmalarını, 1 yılın sonunda halkla birlikte değerlendirecek olan başkanlar, yerel yönetimde katılımcı demokrasiye örnek teşkil edeceklerini vurguladı.
📍 Etkinlik Tarihi: 19 Nisan 2025, Cumartesi
📌 Yer: Tüm AK Partili Belediyeler
🗣 Katılımcılar: Belediye Başkanları ve Vatandaşlar
Yılmaz Tunç: "Adaletle Güçlenen İstikrarla Kalkınan Bir Türkiye Hedefliyoruz"

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türkiye’nin adalet sistemi ve ekonomik kalkınması üzerine önemli açıklamalarda bulundu. Tunç, “Adaletle güçlenen istikrarla kalkınan ve büyüyen bir Türkiye için çalışıyoruz” diyerek bakanlığının öncelikli hedeflerini net bir şekilde ortaya koydu. Bu vizyon doğrultusunda atılacak adımların ülke genelinde hukukun üstünlüğünün sağlanması ve ekonomik istikrarın desteklenmesi amacıyla hayata geçirileceği belirtildi.
Adalet Sistemindeki Reformlar
Bakan Tunç, adalet sisteminin etkinliğini artırmak için bir dizi reformun üzerinde çalışıldığını vurguladı. Bu reformların arasında duruşma süreçlerinin hızlandırılması, yargı personelinin eğitimi ve teknolojik altyapının güçlendirilmesi gibi önemli başlıklar yer alıyor. Özellikle son yıllarda mahkeme kararlarının icra edilmesindeki gecikmelerin önüne geçmek için yeni düzenlemeler yapıldığına dikkat çekildi.
Ekonomik Kalkınma ve Adaletin İlişkisi
Adalet Bakanı, adaletin ekonomik kalkınma ile doğrudan ilişkili olduğunu belirterek, şeffaf ve güvenilir bir hukuki zeminin yatırım ortamını iyileştireceğini ifade etti. Bu bağlamda, ticaretin kolaylaştırılması, sözleşmelerin ihlallerine karşı etkin koruma sağlanması ve fikri mülkiyet haklarının güvence altına alınmasının ekonomik büyüme için kritik öneme sahip olduğu vurgulandı.
Hukukun Üstünlüğü İlkesi
Tunç, bakanlık olarak hukukun üstünlüğü ilkesini her zaman ön planda tuttuklarını belirtti. Bu ilke çerçevesinde, vatandaşların hak ve özgürlüklerinin korunması, yargı bağımsızlığının sağlanması ve adalete erişimin kolaylaştırılması gibi konularda hassasiyet gösterdiklerini ifade etti. Ayrıca, uluslararası hukuk normlarına uygun hareket ederek Türkiye’nin hukuki saygınlığını artırmayı hedeflediklerini söyledi.
Örnek Uygulamalar
Bakan Tunç'un açıklamalarına göre, adalet sistemini güçlendirmek için başlatılan bazı projeler şunlardır:
- Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yöntemleri (AUÇY): Mahkemelerin yükünü hafifletmek ve uyuşmazlıkların daha hızlı çözülmesini sağlamak amacıyla AUÇY’nin yaygınlaştırılması.
- E Duruşma Sistemi: Duruşma süreçlerini dijitalleştirmek, şeffaflığı artırmak ve zamandan tasarruf sağlamak için e-duruşma sisteminin geliştirilmesi.
- Yargı Personeli Eğitimi: Hakimler, savcılar ve diğer yargı personelinin güncel hukuk mevzuatı ve yargılama teknikleri konusunda eğitilmesini sağlayacak programların düzenlenmesi.
Tunç, bu projelerin Türkiye’nin adalet sistemini daha etkin, verimli ve güvenilir hale getirmeyi amaçladığını belirtti.
İstanbul'da 3. Uluslararası Yeditepe Bienali Başladı

İstanbul'da 3. Uluslararası Yeditepe Bienali açıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bienalin ülkemize ve kültür sanat camiasına hayırlar getirmesini diledi. Gelenekselleşen etkinlik, bu yıl 15 farklı ülkeden 263 sanatçının 215 eserine ev sahipliği yapıyor.
Bienalde Yer Alan Eserler
Yeditepe Bienali, geniş bir yelpazede sanatsal çalışmaya yer veriyor. Resim, heykel, seramik, gravür gibi farklı disiplinlerdeki eserler, sanatseverlerin ilgisini çekmeyi hedefliyor. Bienale katılan sanatçılar arasında Türkiye'den ve dünyadan önde gelen isimler bulunuyor.
Etkinlik 2 Ay Sürecek
Bienal kapsamında çeşitli yan etkinlikler de düzenlenecek. Sanatçı söyleşileri, atölye çalışmaları ve panel tartışmaları ile bienalin zengin içeriği daha da genişletiliyor. Bu etkinliklerin amacı, sanatseverlerle sanatçılar arasında etkileşim kurmak ve sanata olan ilgiyi artırmak.
2 ay boyunca sürecek bienal, İstanbul'un kültürel yaşamına önemli bir katkı sağlaması bekleniyor. Bienalin, yerli ve yabancı turistler tarafından yoğun ilgi göreceği tahmin ediliyor. Etkinlik, sanatın evrenselliğini vurgularken, farklı kültürlerin etkileşimine de zemin hazırlıyor.
Çatalca Belediyesi, 18 Nisan Uluslararası Anıtlar ve Sitler Günü'nü Kutladı

Çatalca ilçesinde tarihi ve kültürel mirasın korunması amacıyla yapılan çalışmalarla bilinen Çatalca Belediyesi, 18 Nisan Uluslararası Anıtlar ve Sitler Günü dolayısıyla bir açıklama yaptı. Açıklamada, ilçenin zengin tarihi dokusuna dikkat çekilerek, geçmişten günümüze uzanan mirası koruma ve gelecek nesillere aktarma çabalarının devam edeceği vurgulandı.
Çatalca'nın Tarihi Dokusu
Çatalca, İstanbul'a yakın konumu ve tarihi boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapması sebebiyle önemli bir kültürel mirasa sahip. İlçe sınırları içerisinde bulunan antik kalıntılar, tarihi camiler, kiliseler ve Osmanlı döneminden kalan eserler, Çatalca’nın geçmişine ışık tutuyor. Özellikle Çatalca Kalesi, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde stratejik öneme sahip olmuş ve günümüze kadar korunmuş önemli bir yapı olarak dikkat çekiyor.
Belediye'nin Miras Koruma Çalışmaları
Çatalca Belediyesi, tarihi yapıların restorasyonu ve bakımına büyük önem veriyor. Son yıllarda yapılan çalışmalarla birçok tarihi eser restore edilerek turizme kazandırıldı. Bunlar arasında;
- Tarihi Çatalca Merkez Camii'nin minare onarımı
- Köy içindeki eski taş evlerin cephelerinin yenilenmesi
- Roma dönemine ait kalıntıların bulunduğu alanlarda arkeolojik kazı çalışmaları desteklenmesi
Geleceğe Yönelik Hedefler
Belediye yetkilileri, 18 Nisan Uluslararası Anıtlar ve Sitler Günü vesilesiyle yaptıkları açıklamada, kültürel mirasın korunması konusunda daha fazla adım atacaklarını belirtti. Çatalca'nın tarihi değerlerinin tanıtımı için çeşitli etkinliklerin düzenleneceği, yerel halkın ve turistlerin bu eserlere olan ilgisinin artırılmasının hedeflendiği ifade edildi. Ayrıca, genç nesillerin tarihi bilincini güçlendirmek amacıyla okullarda yönelik eğitim programlarının da planlandığı öğrenildi.
Çatalca Belediyesi'nin açıklaması, ilçenin tarihi ve kültürel mirasına verilen önemin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. İlçe sakinleri ise belediyenin bu çalışmalarını takdirle karşılıyor ve Çatalca’nın geçmişten günümüze taşıdığı değerlerin korunmasına destek veriyor.
Beylikdüzü Belediyesi'nden Genç Sporculara Destek

Beylikdüzü Belediyesi, genç sporcuların hayallerine ulaşmalarına destek olmak amacıyla düzenlediği Spor Akademileri Sınavlarına Hazırlık Kurslarına kayıtlar devam ediyor. Bu kurslar, spor alanında eğitim almak isteyen ve çeşitli üniversitelerin beden eğitimi öğretmenliği veya spor bilimleri bölümlerini hedefleyen öğrencilere yönelik kapsamlı bir hazırlık imkanı sunuyor.
Kursların İçeriği ve Hedef Kitle
Hazırlık kursları, sınavda başarıya ulaşmak için gerekli olan teorik bilgilerin yanı sıra pratik uygulamaları da içeriyor. Kurs programı; anatomi, fizyoloji, spor psikolojisi, antrenman metodları gibi konularda uzman eğitmenler tarafından veriliyor. Özellikle son yıllarda spor alanına olan ilgi ve üniversitelerin bu bölümlere olan talebi göz önünde bulundurulduğunda, kurslar öğrencilere önemli bir avantaj sağlıyor.
Kayıt İşlemleri ve İletişim Bilgileri
Kurslara kayıt yaptırmak isteyen adayların, 444 09 39 numaralı çağrı merkezinden 7948 nolu dahiliden bilgi alabileceği belirtildi. Kayıt sürecinde öğrencilerin, gerekli belgeleri hazırlamaları ve belirlenen tarihler arasında başvurularını tamamlamaları gerekiyor. Beylikdüzü Belediyesi yetkilileri, kursların kontenjanının sınırlı olduğunu ve başvuru yapacak adayların acele etmelerini tavsiye ediyor.
Beylikdüzü'nde Sporun Teşvik Edilmesi
Beylikdüzü Belediyesi, sporun teşvik edilmesi ve gençlerin sağlıklı yaşam alışkanlıkları kazanması amacıyla çeşitli projeler yürütüyor. Bu kapsamda düzenlenen hazırlık kursları, öğrencilerin hem akademik başarılarını desteklemeyi hem de spor yeteneklerini geliştirmeyi amaçlıyor. Belediye tarafından hayata geçirilen bu tür çalışmalar, ilçe genelinde sporun daha geniş kitlelere ulaşmasına katkıda bulunuyor.
- Kurslar uzman eğitmenler tarafından veriliyor
- Sınav içeriğine uygun ders anlatımı yapılıyor
- Pratik uygulamalarla öğrencinin başarısı destekleniyor
İsrail'in Filistin Politikalarına Tepkiler Artıyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’in Filistin topraklarında sürdürdüğü politikaları eleştirdi. Yaptığı açıklamada, yıllardır özgürlük, hak ve hukuktan bahsedenlerin, İsrail'in uyguladığı katliam politikası karşısında sessiz kaldığını belirtti. Bu durumun, uluslararası arenada çifte standartlara işaret ettiğini vurguladı.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Vurgusu
Erdoğan, açıklamasında İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ne atıfta bulunarak, bu beyannamenin prensiplerinin İsrail tarafından ihlal edildiğini savundu. Filistin topraklarında yaşanan olayların, temel insan haklarına aykırı olduğunu ve uluslararası toplumun bu duruma sessiz kalmasının kabul edilemez olduğunu ifade etti.
Batılı Devletlere Eleştiri
En ufak bir olayda ambargo uygulayan Batılı devletlerin, İsrail’e karşı neden aynı tavrı sergilemediği sorusunu yöneltti. Bu durumun, uluslararası ilişkilerdeki adaletsizliği gözler önüne çıkardığını belirtti. Uluslararası hukuk ve insan hakları ilkeleri çerçevesinde, tüm ülkelerin eşit mesafede olması gerektiğinin altını çizdi.
Filistin'de Yaşanan Son Durum
Filistin topraklarında yaşanan gerginlikler son zamanlarda artış gösterdi. İsrail ordusunun düzenlediği operasyonlar ve Filistinlilerin tepkileri, bölgedeki durumu daha da karmaşık hale getiriyor. Bu gelişmelerle birlikte uluslararası toplumdan gelen çağrılar, çatışmanın tırmanmasını engellemeye yönelik diplomatik çabaları içeriyor.
- İsrail'in Filistin politikalarına yönelik eleştiriler
- Uluslararası hukuk ihlalleri iddiaları
- Batılı devletlerin tutumu sorgulanıyor
ABD, Suriye'den Askerlerini Çekmeye Başladı

New York Times gazetesinin haberine göre ABD, Suriye’den yüzlerce askerini geri çekmeye başladı. Gazete, bu bilgiyi iki üst düzey ABD yetkilisine dayandırarak, Pentagon’un Suriye’nin kuzeydoğusundaki 8 üsten 3’ünü kapatmayı planladığını belirtti. Bu hamle, bölgedeki güvenlik dinamiklerini etkilemesi beklenen önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
Geri Çekilmenin Kapsamı ve Detayları
ABD'nin Suriye'deki askeri varlığı yaklaşık 2 bin askerden oluşuyor. Geri çekilme planı kapsamında, öncelikle kuzeydoğu bölgesindeki üslerin kapatılması hedefleniyor. Bu üsler, IŞİD ile mücadelede önemli bir rol oynadı ve bölgedeki Kürt güçlerine destek sağlıyordu. Yetkililer, geri çekilmenin kademeli olarak gerçekleşeceğini ve operasyonel ihtiyaçlara göre takvimin belirleneceğini ifade ediyorlar.
Geri Çekilme Kararının Ardındaki Nedenler
ABD'nin Suriye'den askerlerini çekme kararı, çeşitli faktörlerin bir araya gelmesiyle alındı. Bunlar arasında:
- IŞİD’in askeri olarak yenilmesi
- Bölgedeki istikrarsızlığın artması
- ABD’nin iç politik önceliklerinin değişmesi
yer alıyor. Birçok analist, bu kararın ABD'nin Suriye politikasında bir dönüm noktası olduğunu ve bölgedeki güç dengelerini değiştirebileceğini vurguluyor.
Bölgesel Etkiler ve Olası Senaryolar
ABD askerlerinin geri çekilmesi, Suriye’deki mevcut durumu karmaşıklaştırabilir. Özellikle Kürt grupların güvenliği konusunda endişeler artıyor. Geri çekilmenin ardından bölgede farklı aktörlerin güçlenmesi ve çatışmaların yeniden alevlenmesi riski bulunuyor. Uzmanlar, Türkiye'nin bu süreçte daha aktif bir rol oynayabileceğini belirtiyorlar. Ayrıca, Rusya ve İran’ın da Suriye’deki etkisini artırma potansiyeli değerlendiriliyor.
ABD’li yetkililer, geri çekilmenin IŞİD ile mücadeleyi zayıflatmayacağını, bölgedeki ortaklarla koordineli bir şekilde hareket edileceğini vurguluyor. Ancak, bu konuda henüz net bir strateji kamuoyuyla paylaşılmadı. Suriye'deki durumun gelişimi, önümüzdeki dönemde yakından takip edilecek.
6 Farklı Organize Suç Örgütü Üyesi Operasyonla Çökertildi: 158 Şüpheli Yakalandı

İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, 6 farklı organize suç örgütüne yönelik eş zamanlı operasyonlar düzenlendi. Operasyonlarda toplam 158 şüpheli gözaltına alındı. Operasyonların Adana, İstanbul, Antalya ve İzmir illerinde gerçekleştirildiği belirtildi.
Elebaşılardan Yurt Dışı Bağlantıları
Operasyonun merkezinde, farklı şehirlerde faaliyet gösteren organize suç örgütlerinin elebaşıları yer alıyor. Adana'da S.B., İstanbul'da H.Y. ve B.B., Antalya'da A.B., İzmir'de ise S.A.'nın yurt dışında olduğu ve U.G.’nin cezaevinde bulunduğu tespit edildi. Yurt dışından talimat verdiği iddia edilen bu elebaşlarının, Türkiye'deki suç faaliyetlerini yönettiği öne sürülüyor.
Operasyonların Kapsamı
Yapılan operasyonlar çerçevesinde çeşitli suç unsurlarına el konulduğu bildirildi. Bu kapsamda şüphelilerin ev ve iş yerlerinde yapılan aramalarda uyuşturucu madde, silah, sahte belge ve nakit para ele geçirildi. Yetkililer, operasyonların organize suç örgütlerinin finans kaynaklarını kurutmaya yönelik olduğunu vurguladı.
Şüphelilerin Tutukluluk Durumu
Gözaltına alınan 158 şüphelinin emniyetteki işlemleri devam ediyor. Şüphelilerden bir kısmının çıkarıldığı mahkemece tutuklandığı, diğerlerinin ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığı öğrenildi. Operasyonun ardından bölgedeki güvenlik güçleri, organize suç örgütlerine yönelik takibini sürdürüyor.
Organize Suçla Mücadele Devam Edecek
İçişleri Bakanlığı yetkilileri, organize suçlarla mücadelede kararlılıkla devam edileceğini vurguladı. Vatandaşların huzur ve güvenliğini sağlamak amacıyla bu tür operasyonların sıklıkla gerçekleştirileceği belirtildi. Yetkililer ayrıca, organize suç örgütlerinin eylemlerine karışan herkesin adalet önüne çıkarılacağını ifade etti.
ABD Dışişleri Bakanından Rusya-Ukrayna Savaşı İçin Zaman Uyarısı

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın taraflarına ve Avrupa’ya “zamanlarının daraldığı” mesajını verdi. Yapılan açıklamada, savaşın sona erdirilmesinin mümkün olup olmadığının kısa sürede belirlenmesi gerektiği vurgulandı.
Savaşın Sonu İçin Belirleyici Anlar
Rubio, "Savaşı sona erdirmenin mümkün olup olmadığını belirlememiz gerekiyor. Netleştirmek için birkaç günden bahsediyoruz," ifadelerini kullandı. Bu açıklama, savaşın seyrini değiştirebilecek kritik bir döneme girildiğine işaret ediyor. Diplomatik çabaların ve müzakerelerin bu kısa zaman dilimi içerisinde yoğunlaşması bekleniyor.
Alternatif Senaryo: Başkan Trump'a Dönüş
Rubio, savaşın sona erdirilmesinin mümkün olmadığı takdirde ise eski Başkan Donald Trump’ın devreye girebileceği sinyalini verdi. Bu durum, ABD dış politikasında olası bir değişikliğe ve yeni bir stratejiye işaret ediyor. Savaşın uzaması halinde, farklı aktörlerin arabuluculuk rolü üstlenmesi ihtimali gündeme gelebilir.
Avrupa'ya Yönelik Uyarı
Rubio’nun Avrupa’ya yönelik “zamanınız bitiyor” mesajı ise kıta üzerindeki güvenlik kaygılarını artırdı. Bu uyarı, Avrupa ülkelerinin enerji bağımlılığı ve savunma stratejileri konusunda daha hızlı adımlar atması gerektiğini gösteriyor. Avrupa'nın Rusya
- Savaşın sona erdirilmesi için birkaç günün belirleyici olacağı vurgulandı.
- Eski Başkan Trump’ın devreye girebileceği sinyali verildi.
- Avrupa'ya yönelik zaman uyarısı yapıldı.
Galatasaray'ın Bodrum FK Maçında Alman Hakem Görev Yapacak

Süper Lig’de heyecan devam ediyor. Galatasaray, deplasmanda karşılaşacağı Bodrum FK maçında hakem Markus Schmidt tarafından yönetilecek. Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Merkez Hakem Kurulu (MHK), kritik mücadele için yapılan hakem atamasını duyurdu.
VAR Merkezi'nde Alman İsmi
Galatasaray’ın 2023 2024 sezonunda oynayacağı Bodrum FK karşılaşmasında, VAR merkezinde de Alman bir isim görev alacak. Bu durum, maçın hakem kararlarının daha yakından inceleneceği anlamına geliyor. MHK tarafından yapılan açıklamada, hakem Schmidt'in deneyimli ve uluslararası arenada da görev yapmış bir hakem olduğu vurgulandı.
Maç Öncesi Hazırlıklar
Galatasaray, Bodrum FK karşılaşması için hazırlıklarını tüm hızıyla sürdürüyor. Teknik direktör yönetimindeki antrenmanlarda oyuncular, taktiksel çalışmalar yapıyor ve fiziksel olarak kendilerini geliştiriyor. Bodrum FK da kendi sahasında Galatasaray'ı ağırlamak için yoğun bir hazırlık süreci izliyor.
Süper Lig'de Hakem Uygulamaları
Son yıllarda Süper Lig’de hakem uygulamalarında VAR sistemi önemli bir rol oynuyor. Özellikle tartışmalı pozisyonlarda hakemlerin doğru kararlar vermesine yardımcı olan bu sistem, ligin kalitesini artırmayı hedefliyor. MHK, hakem atamalarını yaparken deneyimi ve performansı göz önünde bulunduruyor.
- Galatasaray, Süper Lig'de şu ana kadar oynadığı maçlarda başarılı bir performans sergiliyor.
- Bodrum FK ise ligdeki ilk sezonunda dikkat çekici sonuçlar elde etti.
- Hakem Markus Schmidt daha önce birçok önemli karşılaşmayı yönetti.
İlk Yorum yapan siz olun!