Çorum’da Başöğretmen Atatürk İmam Hatip Ortaokulu Müdürü Hacı Ömer Atılgan ile okul görevlisi Mehmet Öztürk’ün bir öğrencinin velisi ve yanındaki kişi tarafından zincirle darp edilmesi okul önünde protesto edildi. Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Abdülaziz Aydın, "Bugün eğitim çalışanlarının neredeyse rutin bir şekilde, pervasızca şiddete maruz kalmalarının ana sebebi, şiddetin ağırlaşan toplumsal maliyeti karşısında, ilgililerin çözüm üretmede yetersiz kalmaları veya isteksiz davranmalarıdır" dedi.

Çorum'da okul müdürünün darp edilmesi protesto edildi

ERKAN KARACA

(ÇORUM)- Çorum’da Başöğretmen Atatürk İmam Hatip Ortaokulu Müdürü Hacı Ömer Atılgan ile okul görevlisi Mehmet Öztürk’ün bir öğrencinin velisi ve yanındaki kişi tarafından zincirle darp edilmesi okul önünde protesto edildi. Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Abdülaziz Aydın, "Bugün eğitim çalışanlarının neredeyse rutin bir şekilde, pervasızca şiddete maruz kalmalarının ana sebebi, şiddetin ağırlaşan toplumsal maliyeti karşısında, ilgililerin çözüm üretmede yetersiz kalmaları veya isteksiz davranmalarıdır" dedi.

Çorum'da dün Başöğretmen Atatürk İmam Hatip Ortaokulu’nda meydana gelen olayda okul müdürü Hacı Ömer Atılgan, okulda rahatsızlanan bir öğrenciyi ambulans ile hastaneye gönderdi. Hastaneye göndermesinin ardından Hacı Ömer Atılgan ile okul görevlisi Mehmet Öztürk, fenalaşan öğrencinin babası ve yanındaki kişi tarafından zincirle darp edildi.

Eğitim-Bir-Sen, olayı bugün okul önünde protesto etti. Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Abdülaziz Aydın, şunları söyledi:

Münferit değil toplumsal bir sorun"

"Ne hazindir ki yaşadığımız bu olay, eğitimciye, öğretmene karşı şiddetin ne ilk örneğidir ve korkumuz odur ki ne de son örneği olacaktır. Eğitimciye yönelen şiddetin vakayı adiyeden bir hale geldiği bir dönemdeyiz. Eğitimciye şiddet tahammül sınırlarını aşmış; bir iş güvenliği sorununa dönüşmüştür. Hemen her yıl okulların açılmasıyla başlayan ve artarak devam eden şiddet olaylarının neredeyse günlük hayatın bir parçası haline gelmiş olması, sıradanlaşması maalesef acı bir realite olarak bizi endişelendirmektedir. Şiddetin fiziki ve psikolojik hasarı sadece maruz kalan eğitimcinin hayatını etkilemekle sınırlı kalmamakta, başta ailelerine ve öğrencilere olumsuz yansımalarıyla eğitim düzenini de etkilemektedir. Eğitim çalışanlarına yönelik şiddet olayları münferit eylemler olmaktan çıkmış, yaygın bir toplumsal sorun haline gelmiş ve toplumun geleceği açısından vazgeçilmez olan eğitim öğretim hizmetinin yürütülmesini sekteye uğratacak dereceye varmış bulunmaktadır. Bu şiddet eylemlerinde, şiddet uygulayan kişilerin bu eylemlerinin önemsenmeyeceği ve ciddi bir ceza yaptırımıyla karşılaşmayacakları inancı önemli bir rol oynamaktadır. 

"Hukuki ve cezai tedbirler alınmalıdır"

Bugün eğitim çalışanlarının neredeyse rutin bir şekilde, pervasızca şiddete maruz kalmalarının ana sebebi, şiddetin ağırlaşan toplumsal maliyeti karşısında, ilgililerin çözüm üretmede yetersiz kalmaları veya isteksiz davranmalarıdır. Bu konuya ısrarla dikkat çekip çözüm önerilerimizi sunduğumuz her durumda karşılaştığımız 'umursamazlık ve eylemsizlik' şeklindeki anlaşılmaz tutum, şiddetin ateşine benzin dökmekten başka bir anlama gelmemektedir. Bu doğrultuda eğitim çalışanlarına karşı eğitim öğretim kamu hizmetinin sunumundan kaynaklı şiddet eylemlerine yönelik cezai ve hukuki tedbirlerin alınması elzemdir. Eğitim çalışanları kendilerine yönelik şiddet olaylarına karşı caydırıcı nitelikte münhasıran bir cezai müeyyide getirilmesini, şiddete uğrayan çalışana da hukuki koruma sağlayacak türden yasal düzenlemelerin gerçekleştirilmesini acilen talep etmekte ve beklemektedir."

"Kavga etmek için hazırlıklı gelmişler"

Okul Müdürü Hacı Ömer Atılgan ise şunları söyledi:

"Dün öğrencimiz, bize saldıran velinin çocuğu koridorda düştü. Ambulans çağırdık. Müdür yardımcımız aileyi aradı, ona söyledi ki 'Gelin, çocuğunuzu hastaneye gönderiyoruz'. O da gelemeyeceğini söyledi. Biz de bir öğretmen arkadaşımızı ambulansa bindirdik. Öğrencimizi hastaneye gönderdik. Hastanede işte gerekli tetkik ve tedavi yapıldı ama o arada veli yanında birisiyle artık kim olmadığını bilmediğim birisiyle odama geldi. Odamda işte küfür etmeye, işte hakaret etmeye falan başladılar. Sonra hizmetli arkadaşımız ve güvenlikçi arkadaşımız odadaydı onlara saldıracaklar. Cebinde kocaman bir zincir, hazırlıklı gelmiş. Ucunda kocaman bir kilit mevcut. Onunla bize sallamaya vurmaya başladı. İşte biz de kendimizi koruduk. İşte koridorda bir itiş kakış sonra da kaçtılar. İşte olay bizi hastaneye götürdüler. Sonra da olay emniyete intikal etti. Burada bulunan bütün sendika temsilcilerine, bütün sendikalara, üyelere arkadaşlarıma hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum katılımlarından dolayı. Yanımızda olmaları eğitim çalışanlarının bu şekilde birbirine kenetlenip bir arada olmaları hani güzel bir duygu. Herkese de ayrıca da teşekkür ediyorum. Şikayetçi de oldum. Adli işlemler veya emniyet tarafından gerekli işlemler devam ettiriliyor."