CHP Grubu'nun, bazı haberlere getirilen erişim engellerinin araştırılmasına ilişkin verdiği Meclis araştırma önergesinin bugün TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmesi için getirdiği grup önerisi, AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Önerinin gerekçesini açıklayan CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer; "Aslında tekzip sistemi varken, mahkemeler kanalıyla tazminat ve ceza davaları açılabiliyorken bir sansür niteliğindeki erişim engellemelerine hiç gerek yoktur ama 'İlle de yapacağız' diyorsanız bu araştırma önergemizin kabulüyle bir Meclis komisyonu kurularak demokratik ve hukuk devletine yaraşır bir düzenlemenin çerçevesini birlikte belirleyebiliriz. Türkiye'de basın özgürlüğünün, haber alma hakkımızın korunması, toplumsal hafızanın yok edilmesinin engellenmesi için sorumluluk hepimizin omuzlarındadır" dedi.

CHP Grubu'nun, bazı haberlere getirilen erişim engellerinin araştırılmasına ilişkin verdiği Meclis araştırma önergesinin bugün TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmesi için getirdiği grup önerisi, AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Önerinin gerekçesini açıklayan CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer; "Aslında tekzip sistemi varken, mahkemeler kanalıyla tazminat ve ceza davaları açılabiliyorken bir sansür niteliğindeki erişim engellemelerine hiç gerek yoktur ama 'İlle de yapacağız' diyorsanız bu araştırma önergemizin kabulüyle bir Meclis komisyonu kurularak demokratik ve hukuk devletine yaraşır bir düzenlemenin çerçevesini birlikte belirleyebiliriz. Türkiye'de basın özgürlüğünün, haber alma hakkımızın korunması, toplumsal hafızanın yok edilmesinin engellenmesi için sorumluluk hepimizin omuzlarındadır" dedi.
CHP, TBMM Genel Kurulu'nda bazı haberlere getirilen erişim engellerinin araştırılması için verdiği Meclis araştırma önergesinin gündemin ön sıralarına alınarak bugün görüşülmesi için grup önerisi getirdi.
Önerinin gerekçesini açıklayan CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, şunları dile getirdi:
"TÜRKIYE'DE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN, HABER ALMA HAKKIMIZIN KORUNMASI, TOPLUMSAL HAFIZANIN YOK EDİLMESİNİN ENGELLENMESİ İÇİN SORUMLULUK HEPİMİZİN OMUZLARINDADIR"
"Bu iktidar döneminde gazeteciler üzerinde o kadar çok baskı var ki bir yandan siyasetin etkisi altındaki yargı eliyle yazıları, paylaşımları nedeniyle yargılanıp zindana atılıyorlar bir yandan da hedef gösteriliyor sokak ortasında öldürülüyor ya da dövülüyorlar. RTÜK eliyle televizyonlar, Basın İlan Kurumu eliyle gazeteler karatılıyor, sansür ediliyor. Türkiye'de 5651 sayılı kanunun 9. maddesi kapsamında son 10 yılda 35 bin haber erişime engellendi, 30 bin haber silindi ya da kaldırıldı. En fazla engelleme 6 bin 500 haberle 2022'de oldu, 5 bin 300 haber de arşivden, internetten kaldırıldı. Aralarında cumurbaşkanı, ailesi, bakanlar, milletvekilleri, valiler, bürokratlar gibi üst düzey kamu şahsiyetleri, iktidara yakın şirketlerin talepleri sonucu verildi bu kararlar. Hepsi gerçek, belgeli. Bu yılın sadece ilk haftasında 688 habere erişim engeli getirilmiş çünkü yolsuzluk, usulsüzlük, siyasetin, yargının para, mafya ile bağlantısı bilinmesin isteniyor. Zincirleme erişim engelleriyle karşı karşıyayız. Bir de bazı haberler için unutulma hakkı kararı çıkarılarak haber ve içerikler yayın ve arşivlerden çıkarılmakta tamamen yok edilmekte. Bu çok tehlikeli bir durum, basın arşivlerinde yer almasında kamu yararı bulunan haberlerin silinmesi Türkiye'nin yakın tarihinin yok edilmesi demektir. Deniz Feneri soruşturması, Nesim Malki cinayeti, Susurluk soruşturması davası, yargıya neşter operasyonu, şarampol operasyonu gibi bir dönem kamuoyunda deprem yaratan soruşturma ve yargılamalarla ilgili haberlere artık ulaşılamamaktadır. Benzer biçimde FETÖ ve Adnan Oktar suç örgütüne ilişkin soruşturmalarla ilgili haberlere de erişime engelleri ve unutulma hakkı talepleri dikkat çekmektedir. Anayasa Mahkemesi basın kuruluşlarının açtığı ihlal davaları ile CHP'nin yaptığı başvurular sonrasında erişim engellemeleri konusunda 1 değil, tam 2 kez basın ve halkın haber alma hak ve özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi, 9. maddeyi iptal etti. Son olarak, Meclise 9 aylık bir süre tanıdı. Bu, aslında bizim için son bir fırsattır. Aslında tekzip sistemi varken, mahkemeler kanalıyla tazminat ve ceza davaları açılabiliyorken bir sansür niteliğindeki erişim engellemelerine hiç gerek yoktur ama 'İlle de yapacağız' diyorsanız bu araştırma önergemizin kabulüyle bir Meclis komisyonu kurularak demokratik ve hukuk devletine yaraşır bir düzenlemenin çerçevesini birlikte belirleyebiliriz. Türkiye'de basın özgürlüğünün, haber alma hakkımızın korunması, toplumsal hafızanın yok edilmesinin engellenmesi için sorumluluk hepimizin omuzlarındadır. Burada yıllar içindeki engellemeler, sadece son birkaç yılın raporları, bunların hepsi Türkiye'de bilinmesin, okunmasın, görülmesin denilen, erişim engelleriyle dolu kendileri erişime engelli raporlar. Bu ayıbı eğer ortadan kaldırmak istiyorsak bu önergemize destek verilmesini talep ediyoruz."
Önerinin gerekçesinin açıklanmasının ardından İYİ Parti Grubu adına söz alan İzmir Milletvekili Hüsmen Kırkpınar, şunları kaydetti:
"GAZETELERE VE GAZETECİLERE VERİLEN CEZALARLA MUHALİF BASIN VE HALKIN HABER ALMA HAKKI SUSTURULMAK İSTENMEKTEDİR"
"AK Parti kurulduğu ilk yıllarda kendileriyle ilgili kırıntı da olsa haber yapanları göklere çıkarırken bugün herhangi bir il veya ilçede belgeleriyle delilli, ispatlı usulsüzlük ve yolsuzlukla ilgili haber değeri yüksek kamu yararı içeren haberlere ya erişim engeli koyduruyor ya da o gazeteyle ilgili cumhuriyet savcısı tarafından soruşturma başlatılıyor. Türk medyasının Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde sıralaması 16 sıra birden düştü. 2022 yılında 180 ülke arasında 149'uncu sırada bulunan Türkiye medyasının basın özgürlüğü 2023'te 165'inci sıraya düşürüldü. Bu durumda Avrupa'da en çok basın özgürlüğü ihlallerinin yaşandığı iki ülkeden biri Türkiye oldu. Savaş yaşayan Ukrayna’yla aynı kategoriye konuldu. Basında uzun süredir talimatla ve sadece iktidarın izin verdiği konularda ve iktidarın izin verdiği kişilerce ve sadece iktidarı öven tartışmalar yapılabilmektedir. Arada sırada televizyon programlarına çıkmasına izin verilen muhalif görünümlü kişilerin pek çoğu da kontrollü konuşabilmektedir. Toplumun ihtiyaç duyduğu konularda gerçeğe dayalı aydınlatıcı konuşmalara tahammül edemeyen, izin vermeyen anlayış böyle devam edemez. Sansür yasası olan dezenformasyon yasasıyla haber sitelerine de istedikleri gibi müdahale ediyorlar, isteyene havuç, istemeyene sopa göstererek haberciliği bitirmeyene çalışıyorlar. Gazetecilik faaliyeti halkın haber alma hakkıdır. Gazetelere ve gazetecilere verilen cezalarla muhalif basın ve halkın haber alma hakkı susturulmak istenmektedir. Yargının basın üzerinde bir baskı aracı olarak kullanılması demokratik hukuk ve demokratik hukuk devletinden uzaklaştırıldığının açık göstergesidir."
DEM Partisi Grubu adına söz alan Diyarbakır Mİlletvekili Adalet Kaya da şunları söyledi:
"YAYIN YASAĞI KALDIRMA KARARINA, YAYIN YASAĞI GETİRİLİYOR. TEKERLEME DEĞİL, SANSÜRÜN GELDİĞİ NOKTADAN BAHSEDİYORUM"
"Muhalif kanallardaki haber programlarını çok değil yarım saat izleseniz ülkedeki yolsuzlukları, hırsızlıkları ve bu suçlara bulaşmış olan bürokratları, yargıçları, kolluk güçlerini şaşkınlıkla izliyorsunuz. Aslında ülkede artık hiçbir şeye şaşırmıyoruz. Şaşırdığımız şey hem bu bürokratların, yargıçların bulaştığı suç oranları hem de suç repertuvarı o kadar genişlemiş ki inanamıyorsunuz. Hayalî arsa satışıyla yabancılara vatandaşlık verenler mi dersiniz, sahte ilaç ihracatı yapanlar mı, ülkede cirit atan IŞİD’ciler mi, yoksa uluslararası uyuşturucu baronlarıyla iş birliği yapanlar mı? Üç dakikada saymakla bitmeyecek skandalların her gün bir yenisi açığa çıkarken iktidar, suç çetelerini değil onları haber yapan, onları halka duyurmak isteyen gazetecileri engellemenin derdinde. Yayın yasağı kaldırma kararına, yayın yasağı getiriliyor. Tekerleme değil, sansürün geldiği noktadan bahsediyorum. En çok yayın yasağı getirilen konuların başında da çocuk istismarı haberleri geliyor. Depremde yurttaşlar can havliyle yakınlarını kurtarmaya çalışırken yayın yasağı getiren bu iktidardan zaten açıkçası başka bir şey beklemiyoruz. Bu söylediklerimiz etki eder mi, onu da bilmiyorum ancak yurttaşlar bu yasakların neden getirildiğinin gayet farkında. Hakikati karartamazsınız. Karartmak istediğiniz hakikat gün gelecek, sizin sonunuzu getirecek, mutlaka bu görülecek."
Konuşmaların ardından yapılan oylamada CHP Grubu'nun önerisi AKP ve MhP Milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.
Yorumlar
Yorum Yapın
İlginizi Çekebilir
Mersin’de düğün faciası: Çatıdan düğünü izleyen genç kurşunların hedefi oldu!

Mersin’de düğün faciası: Çatıdan düğünü izleyen genç kurşunların hedefi oldu
Mersin’in Akdeniz ilçesinde sokakta yapılan bir düğün, can kaybıyla sona erdi. Edinilen bilgilere göre, 20 yaşındaki Yakup Sarıca evinin çatısına çıkarak düğünü izlemeye başladı. Bu sırada düğünde havaya ateş açılması sonucu Sarıca göğsünden ve sırtından vuruldu.
Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Ağır yaralanan Sarıca, hastaneye kaldırıldı ancak tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Olayın ardından bölgede geniş çaplı inceleme başlatan polis, düğünde ateş eden kişilerin tespit edilmesi için çalışma başlattı.
Genç yaşta hayatını kaybeden Yakup Sarıca’nın ölümü, mahallede ve yakın çevresinde büyük üzüntüye yol açtı.
Okul önünde silah sesleri: Batman’da öğrenciler korku dolu anlar yaşadı!

Okul önünde silah sesleri: Batman’da öğrenciler korku dolu anlar yaşadı!
Batman’da bir lisenin önünde çıkan silahlı kavga, çevrede büyük paniğe neden oldu. İddiaya göre, aralarında husumet bulunan iki grup okul önünde karşı karşıya geldi. Tartışmanın kısa sürede büyümesiyle taraflar birbirine tabancayla ateş açtı.
Çatışma sırasında ölen ya da yaralanan olmadı, ancak park halindeki bazı araçlara kurşun isabet etti. Öğrenciler ve veliler yaşanan olay nedeniyle büyük korku yaşarken, çevrede güvenlik önlemleri artırıldı.
Polis ekipleri olaya karışan şüphelileri yakalamak için geniş çaplı çalışma başlattı.
İstanbul’da “sex bomb” dansı skandalı: Polis baskınıyla son buldu!!

İstanbul’da “sex bomb” dansı skandalı: Polis baskınıyla son buldu!
İstanbul’un Fatih ilçesinde, turistlere yönelik müstehcen gösteriler düzenlendiği belirlenen bir eğlence işletmesine polis ekipleri baskın düzenledi. “Sex bomb” dansı adı altında yapılan uygunsuz gösterilerin sosyal medyada yayılması üzerine harekete geçen ekipler, mekânda detaylı denetim gerçekleştirdi.
Yapılan baskında işletmede uygunsuz içerikli eğlencelerle turistlerin eğlendirildiği ortaya çıktı. Polis, işletmede bulunan bir kişiyi gözaltına alırken, söz konusu mekâna 120 bin 482 TL idari para cezası uygulandı.
Yetkililer, kamu düzenini ve toplumsal değerleri zedeleyen bu tür faaliyetlere izin verilmeyeceğini, denetimlerin artarak süreceğini belirtti.
Silivri’de Kayıp Vatandaş Sağ Olarak Bulundu

Silivri’nin Büyükkılıçlı Mahallesi’nde kaybolan bir vatandaş, İstanbul AFAD’ın koordinesinde yürütülen yoğun arama-kurtarma çalışmaları sonucunda sağ olarak bulundu.
AFAD Koordinesinde Ortak Çalışma
Kaybolma ihbarının ardından harekete geçen ekipler, İlçe Jandarma Komutanlığı, Silivri Belediyesi Arama ve Kurtarma (SAK) ekibi, sivil toplum kuruluşları (STK) ve gönüllülerin katılımıyla bölgede kapsamlı bir çalışma gerçekleştirdi. Koordineli arama çalışmaları sayesinde vatandaş kısa sürede sağ olarak bulundu.
Sağlık Kontrolleri İçin Hastaneye Sevk Edildi
Bulunan vatandaş, yapılan ilk müdahalenin ardından ambulansla hastaneye sevk edildi. Sağlık durumunun kontrol altında olduğu öğrenildi.
“Tüm kurumlara teşekkür ediyoruz”
Silivri Belediyesi’nden yapılan açıklamada, sürece katkı sağlayan tüm kurum, ekip ve gönüllülere teşekkür edilerek şu ifadelere yer verildi:
“Süreç boyunca özveriyle görev yapan tüm kurumlarımıza, ekiplerimize ve gönüllülerimize teşekkür ediyor; hemşehrimize geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.”
Esenyurt Adliye Sarayı İçin İlk Adım Atıldı

Esenyurt’ta uzun süredir beklenen Adliye Sarayı projesi için önemli bir gelişme yaşandı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile yapılan görüşmenin ardından sürecin resmen başladığı duyuruldu.
Yıl Sonuna Kadar Temel Atma Hazırlıkları Başlıyor
Görüşmeye Esenyurt Kaymakamı Fatih Çobanoğlu, AK Parti İlçe Başkanı Togay Çoban ve Esenyurt Belediye Başkan Vekili Can Aksoy katıldı. Yapılan istişareler sonucunda, yıl sonuna kadar Esenyurt Adliye Sarayı’nın temel atma hazırlıklarının başlayacağı açıklandı.
“Vatandaşlarımız Adalet Hizmetlerine Daha Kolay Ulaşacak”
AK Parti Esenyurt İlçe Başkanı Togay Çoban, ilçenin en büyük ihtiyaçlarından biri olan Adliye Sarayı’nın hayata geçirilmesiyle hem vatandaşların adalet hizmetlerine daha kolay erişebileceğini hem de Esenyurt’un kurumsal kimliğine değer katacağını vurguladı.
“Proje Bakanlığın Desteğiyle Hızla İlerleyecek”
Esenyurt Kaymakamı Fatih Çobanoğlu ise, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un desteğiyle projenin hızla ilerleyeceğini ifade ederek, yıl sonu itibarıyla çalışmaların somut şekilde başlayacağına dikkat çekti.
“İlçeye Büyük Katkı Sağlayacak”
Esenyurt Belediye Başkan Vekili Can Aksoy da, ilçenin böylesine önemli bir yatırıma kavuşmasının Esenyurt için büyük katkı sağlayacağını dile getirdi.
Modern ve Hızlı Hizmet Sunacak
Bakan Tunç’un onayıyla kısa süre içerisinde temeli atılacak olan Esenyurt Adliye Sarayı, ilçedeki adalet hizmetlerini tek çatı altında toplayarak vatandaşlara modern ve hızlı hizmet sunmayı hedefliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Teşekkür
Son olarak, böylesine önemli bir eserin Esenyurt’a kazandırılmasında gösterdiği güçlü irade ve destek için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a şükran ifade edildi.
AK Parti Esenyurt’ta “Türkiye Yüzyılı Buluşması” Düzenlendi

AK Parti Esenyurt İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen “Türkiye Yüzyılı Buluşması”, Esenyurt Recep Tayyip Erdoğan Eğitim Külliyesi’nde yoğun katılımla gerçekleştirildi. Programa, AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir, AK Parti Esenyurt İlçe Başkanı Togay Çoban, eski Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, AK Parti Kars Milletvekili Adem Çalkın, AK Parti İstanbul Milletvekili Seyithan İzsiz ve çok sayıda partili katıldı.
“Milletin iradesine karşı devlet dimdik duruyor”
Buluşmada konuşan AK Parti Esenyurt İlçe Başkanı Togay Çoban, Esenyurt’un kayyum tarafından yönetildiğini hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:
“Esenyurt ilçemiz şu an kayyum tarafından yönetilmektedir. Kayyum, devletin ta kendisidir! Milletimizin emaneti olan belediye, devletimizin güvencesi altındadır. Bu durum bir kez daha göstermiştir ki aziz milletin iradesini yok saymaya kalkan anlayışa karşı devletimiz dimdik durmaktadır.”
“Her kesime dokunuyoruz”
Çoban, Esenyurt’un demografik yapısına değinerek teşkilatın gücünü vurguladı:
-
İlçede yaklaşık 110 bin üyenin bulunduğunu söyledi.
-
Kongre sonrası 2 bin 746 yeni üyenin katıldığını açıkladı.
-
Üyelerin yarısının kadın, yarısının erkek olduğunu, ayrıca 7 binden fazla gencin AK Parti çatısı altında yer aldığını belirtti.
Çoban, “Bu tablo AK Parti’nin Esenyurt’ta her kesime dokunduğunun en güçlü ispatıdır. Dokunmadığımız tek bir yürek, girmediğimiz tek bir ev bırakmamaya kararlıyız. Ak noktamızda sürekli vatandaşlarımızla bir araya geliyor, doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine herkes ile yan yana oluyoruz.” dedi.
“Güçlü teşkilat kurduk”
Çoban, konuşmasında mahalle başkanları, yönetim kurulu üyeleri, meclis üyeleri, kadın ve gençlik kollarının fedakârlıklarını anarak teşekkür etti. İl Başkanı Abdullah Özdemir’in vizyonu ve liderliğinin İstanbul teşkilatına güç kattığını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür
Çoban, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a özel olarak teşekkür ederek şunları kaydetti:
“Onun güçlü liderliği, vizyonu ve milletimiz için gece gündüz demeden ortaya koyduğu gayret bizlere daima yol göstermektedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu irade sayesinde Türkiye, yalnızca kendi vatandaşlarının değil, aynı zamanda tüm mazlum coğrafyaların da umudu olmuştur.”
“Esenyurt Türkiye’dir”
Konuşmasını birlik ve beraberlik mesajıyla tamamlayan Çoban,
“Biz sadece bir siyasi hareket değiliz. Biz bu milletin umudu, geleceği, birliği ve kardeşliğiyiz. Esenyurt için, AK Parti için, Türkiye için hep birlikte haykırıyoruz: Bir olacağız! İri olacağız! Diri olacağız! Hep birlikte güçlü olacağız! Esenyurt Türkiye’dir, Türkiye Esenyurt’tur!” sözleriyle salondaki coşkuya ortak oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ABD’de Yoğun Diplomasi Trafiği

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 80. Genel Kurulu için gittiği Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) New York kentinde yoğun bir diplomasi trafiği yürüttü. Erdoğan, BM Genel Kurulu’na hitabının yanı sıra çok sayıda liderle görüşmeler gerçekleştirdi, uluslararası konferanslara katıldı ve önemli iş birliği mesajları verdi.
Türk Yatırım Konferansı: “100 milyar dolarlık ticaret hedefi sürüyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 22 Eylül’de Türkiye-ABD İş Konseyi tarafından düzenlenen Türk Yatırım Konferansı’na katıldı. Enerji ve savunma sanayi iş birliğini öncelikli alanlar olarak gördüklerini belirten Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ile 2019 yılında belirlenen 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefinin sürdüğünü vurguladı.
Filistin Konferansı: “1967 sınırları temelinde bağımsız Filistin”
BM’de düzenlenen Filistin Konulu Yüksek Düzeyli Uluslararası Konferansa katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin’i tanıyan ülkeleri tebrik ederek şu mesajı verdi:
“Türkiye olarak 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, coğrafi bütünlüğe sahip Filistin Devleti kurulana kadar mücadeleye devam edeceğiz.”
Yoğun Lider Diplomasisi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, New York temasları çerçevesinde birçok lider ve üst düzey temsilciyle görüştü:
-
AB Konseyi Başkanı Antonio Costa ile Avrupa Birliği ilişkilerini değerlendirdi.
-
Kanada Başbakanı Mark Carney ile enerji, savunma sanayi ve NATO müttefikliği üzerine görüştü; Kanada’nın Filistin’i tanımasından memnuniyetini dile getirdi.
-
Kuveyt Veliaht Prensi Sabah Halid el-Hamed es-Sabah ile ticaret ve ikili ilişkilerin geliştirilmesi üzerine görüş alışverişinde bulundu.
-
Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi ile Libya’da kalıcı istikrar ve güvenlik için Türkiye’nin desteğini vurguladı.
-
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile Türkevi’nde yaptığı görüşmede, yaptırımların kaldırılması ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması mesajını verdi.
-
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile ikili ilişkiler, AB süreci ve Filistin meselesini ele aldı. Macron’un Filistin’i tanıma kararını memnuniyetle karşıladı.
-
Vietnam Devlet Başkanı Luong Cuong ile Filistin konusunda ortak duruşu değerlendirdi.
BM Genel Kurulu’nda Dünya Liderlerine Mesajlar
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulu kürsüsünden yaptığı konuşmada ağırlıklı olarak Gazze’de yaşanan soykırıma dikkat çekti.
“Gazze’de iki taraftan söz edilemez. Bir yanda en modern silahlarla donatılmış düzenli ordu, diğer yanda masum siviller vardır. Gün bugündür. Gün, insanlık adına Filistinli mazlumların yanında dimdik durma günüdür.”
Erdoğan, ayrıca Suriye, Rusya-Ukrayna savaşı, KKTC’nin tanınması ve BM reformu gibi başlıklarda da önemli mesajlar verdi.
ABD’de Türk Toplumuyla Buluşma
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi tarafından düzenlenen akşam yemeğine katılarak ABD’de yaşayan Türk vatandaşlarıyla bir araya geldi.
Türk-Amerikan ilişkilerinin müttefiklik ve stratejik ortaklık temelinde ilerlediğini belirten Erdoğan, Başkan Trump’ın ikinci döneminde kurumlar arası diyaloğun hız kazandığını söyledi.
Trump ile Zirve Görüşmesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, temaslarının sonunda Washington’a geçerek ABD Başkanı Donald Trump ile Beyaz Saray’da görüştü.
İki liderin görüşmesi 2 saat 20 dakika sürdü. Erdoğan, F-16 ve F-35 projeleri, Halkbank davası ve Heybeliada Ruhban Okulu konularını gündeme getirdi.
Görüşme kapsamında, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ile ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, iki ülke arasında Stratejik Sivil Nükleer İşbirliği Mutabakat Zaptı’nı imzaladı.
BM İklim Zirvesi: 2035 için emisyon hedefi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM İklim Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin 2035 yılına kadar 466 milyon ton emisyon azaltımı sağlamayı hedeflediğini ve yenilenebilir enerji payının yüzde 60’ın üzerine çıktığını açıkladı.
Beylikdüzü’ndeki Özel Bakım Merkezi İçin Kapatma Kararı

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, İstanbul Beylikdüzü’nde faaliyet gösteren özel bir bakım merkezine yönelik basında yer alan iddialar üzerine açıklama yaptı. Bakanlık, iddiaların ardından kurum hakkında derhal inceleme başlatıldığını, sorumluların görevden alındığını ve merkezin kapatıldığını duyurdu.
İnceleme ve Soruşturma Başlatıldı
Bakanlıktan yapılan açıklamada, söz konusu özel bakım merkeziyle ilgili iddiaların tespit edilmesinin ardından il müdürlüğü tarafından acil denetim sürecinin başlatıldığı ifade edildi.
İhmali bulunan kişilerin iş akitlerinin feshedildiği ve haklarında Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğu belirtildi.
Engelli Bireyler Başka Merkezlere Yerleştiriliyor
Bakanlık açıklamasında, merkezin kapatma kararı alındığı ve burada hizmet alan engelli bireylerin güvenli şekilde başka merkezlere yerleştirilme sürecinin başlatıldığı vurgulandı.
“Süreci Titizlikle Takip Ediyoruz”
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, ihmali bulunanların en ağır cezayı alması için sürecin bizzat takip edildiğini açıkladı:
“İhmali bulunanların en ağır cezayı alması için bizzat suç duyurusunda bulunduğumuz ve müdahil olduğumuz dava sürecini titizlikle takip edeceğiz.”
Bakanlık, kamuoyuna saygıyla duyuruda bulunarak gelişmelerin yakından izleneceğini belirtti.
Saral’dan mahkeme görüntülerine tepki: “Bu kalıpsıza bu şovları kim yaptırıyor?”

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı davalarda çekilen görüntülere tepki gösterdi. Saral, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda İmamoğlu için “bu kalıpsız” ifadesini kullanarak mahkeme salonuna görüntü cihazlarının sokulmasına sert sözlerle karşı çıktı.
“Davalar basına kapalı yapılır”
Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı davalarda mahkeme salonundan paylaşılan görüntüler sosyal medyada gündem olurken, Oktay Saral bu duruma tepki gösterdi. Saral, davaların basına kapalı olarak yapılması gerektiğini hatırlatarak, telefon ve kamera gibi cihazların duruşma salonuna sokulmasının yasak olduğunu vurguladı.
Saral, paylaşımında şu ifadeleri kullandı:
“Bu kalıpsıza bu şovları kim yaptırıyor? Davalar basına kapalı olarak yapılır. Telefon ya da video kamera gibi cihazların duruşma salonuna sokulması yasaktır. Hal böyle iken bu çekimlerin yapılmasına göz yuman mahkeme heyeti acilen açığa alınmalıdır. HSK’yı göreve davet ediyorum.”
HSK’ya çağrı
Saral’ın bu paylaşımında Hakimler ve Savcılar Kurulu’nu (HSK) göreve davet etmesi dikkat çekti. İmamoğlu’nun duruşmalarında çekilen görüntülerin sosyal medyada geniş yankı uyandırması ve binlerce yorum almasının ardından yapılan bu çıkış, siyasette yeni bir tartışmayı da beraberinde getirdi.
Gürsel Tekin’den CHP’den İhraç Kararına Sert Tepki: “Bizi Değil, Vicdanlarını İhraç Ettiler”

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) eski İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, partiden ihraç edilmesine sert tepki gösterdi. Tekin, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Bu kararın bizim onurumuzu zedelemesi mümkün değildir. Bizi değil, kendi vicdanlarını ihraç ettiler” ifadelerini kullandı.
“Bu karar CHP tarihine gölge düşüremez”
Gürsel Tekin, açıklamasında partideki geçmişine vurgu yaparak şunları söyledi:
“Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir neferi olarak ömrümü verdiğim partidem, suça bulaşmış kişilerin, partinin değil kendi şahsi çıkarlarının temsilciliğini yapanların aldığı bir kararla ihraç edildik. Bu kararın bizim onurumuzu zedelemesi mümkün değildir.
Biz bu partinin emektarlarıyız. Bu partiye yıllarımızı, alın terimizi, mücadelemizi verdik. Bizimle aynı yolda yürüyen binlerce yol arkadaşımızın emeğini yok sayarak kendi düzenlerini sürdürmeye çalışanların vereceği hiçbir karar CHP tarihine gölge düşüremez.”
“CHP, şaibelerden arındığında daha da büyüyecek”
Tekin, ihraç kararını partinin geleceği açısından da değerlendirdi:
“Bugün bizi ihraç edenler bilsinler ki aslında ihraç ettikleri biz değiliz; ihraç ettikleri kendi vicdanlarıdır, partinin onurlu geçmişidir. Bizim varlığımızı yok edemezsiniz. Çünkü biz CHP’nin vicdanıyız, kökleriyiz, hafızasıyız.
Sizler bu partiden gittiğinizde, bu partiyi şaibelerden, kişisel hırslardan arındırdığınızda Cumhuriyet Halk Partisi daha da büyüyecek. Çünkü CHP, birkaç kişinin koltuğunu korumak için tasfiye ettiği insanların değil, Mustafa Kemal’in izinden giden milyonların partisidir.”
“Mücadelemiz sürecek”
Partiden ihraç edilmesinin kendisini susturamayacağını vurgulayan Gürsel Tekin, şu ifadelerle açıklamasını noktaladı:
“Bizler, partimizi namussuzlardan, şaibelerden ve kirli düzenlerden temizlemek için mücadelemize devam edeceğiz. İhraç kararlarıyla bizi susturamazsınız. Tarih, bugün alınan bu haksız kararları değil, bu kararların karşısında dimdik duran bizleri yazacaktır.”
İlk Yorum yapan siz olun!