Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya, Saadet-Gelecek Partisi Ortak TBMM Grubu toplantısında; "Sayın Numan Kurtulmuş mahcubiyetinden olsa gerek yurt dışına kaçmış ve bir dizi temas adı altında bu Anayasa’yı imha eden bombayı Sayın Bekir Bozdağ'ın eline tutuşturarak, soluğu yurt dışında almıştır. Sayın Bozdağ da ihale üzerinde kalan Meclis Başkanvekili olarak tam bir görev adamı olarak duygularını, inandığı değerleri bir tarafa bırakarak bu ihalenin gereğini mahcup bir şekilde yerine getirmiştir" dedi. AKP'lilere seslenen Kaya, "Gittiğiniz yol yol değil. Siz sadece kendinizi sıfırlamıyorsunuz, içinden çıktığınız sosyolojiye büyük zararlar veriyorsunuz" diye konuştu.

Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya, Saadet-Gelecek Partisi Ortak TBMM Grubu toplantısında; "Sayın Numan Kurtulmuş mahcubiyetinden olsa gerek yurt dışına kaçmış ve bir dizi temas adı altında bu Anayasa’yı imha eden bombayı Sayın Bekir Bozdağ'ın eline tutuşturarak, soluğu yurt dışında almıştır. Sayın Bozdağ da ihale üzerinde kalan Meclis Başkanvekili olarak tam bir görev adamı olarak duygularını, inandığı değerleri bir tarafa bırakarak bu ihalenin gereğini mahcup bir şekilde yerine getirmiştir" dedi. AKP'lilere seslenen Kaya, "Gittiğiniz yol yol değil. Siz sadece kendinizi sıfırlamıyorsunuz, içinden çıktığınız sosyolojiye büyük zararlar veriyorsunuz" diye konuştu.
Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya, Saadet-Gelecek Grup Toplantısı'nda, cezaevindeki Can Atalay'ın milletvekilliğinin Anayasa Mahkemesi'nin iki kez verdiği ihlal kararına rağmen düşürülmesini değerlendirdi. Kaya, şunları söyledi:
"Dün bu Meclis çatısı altında bir utanca, bir hukuksuzluğa imza atıldı. Bu utancın ve bu hukuksuzluğun iki baş mimarı vardı. Biri Meclis Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş diğeri de görevli Meclis Başkanvekili Sayın Bekir Bozdağ. Siyasette yola çıkarken ettikleri büyük lafları, geçmiş mücadelelerini adeta çöpe atarak bir anayasa tanımazlığa birlikte imza attılar. Meclis Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş bu filmde talimat alan baş aktör rolünde idi. Sayın Bekir Bozdağ da bu filmde Anayasa’yı çiğneme ihalesi üzerine kalan aktör rolünde idi. Maalesef ikisi de bu oyunda mahcup birer figürandı. Sayın Numan Kurtulmuş mahcubiyetinden yurt dışına kaçmış ve bir dizi temas adı altında bu Anayasa’yı imha eden bombayı Sayın Bekir Bozdağ’ın eline tutuşturarak soluğu yurt dışında almıştı. Sayın Bekir Bozdağ da ihale üzerine kalan Meclis Başkanvekili olarak tam bir görev adamı olarak duygularını, inandığı değerleri bir tarafa bırakarak bu ihalenin gereğini mahcup bir şekilde yerine getirdi. Bütün itirazlara ve TBMM’de çalışma ortamı kalmamış olmasına rağmen mahcup bir şekilde vazifesini ifa ederek gündemi tamamlamadan Meclis’i terk edip kaçacak şekilde Genel Kurul’u kapattı.
"BOŞVERİN SÜSLÜ LAFLARI"
Ama emin olun bu utanç her ikisinin de yakasını ister yurt dışına gitsinler ister yurt içinde kalsınlar bırakmayacaktır. Bu günler gelir geçer ama bu hukuksuzluklar ve utançlar sahiplerinin boyunda bir yük olarak geleceğe taşınır. Bu günler gelir geçer ama bu hukuksuzluklar ve bu utançlar sahiplerinin boynunda yük alarak kalır. Sayın Numan Kurtulmuş; hani size 17-25 yolsuzluk operasyonlarının baş mimarlarından olan ve daha sonra Amerika’da itirafçı olarak hayatına devam eden Rıza Zarrab’a ihracat şampiyonu diye ödül verdirip onunla fotoğraf çektirerek yolsuzlukla mücadele algınızı yerle bir etmişlerdi ya işte dün de Anayasa’yı yok sayma işini yine size yaptırarak, demokrasi, özgürlük, hukuk devleti iddianızı da yerle bir ettiler. Artık bize yeni ve sivil anayasa ile gelmeyin. Uğruna Anayasa’yı bile çiğnemeyi göze aldığınız o makamın keyfini çıkarın. Boşverin süslü lafları. Nasıl olsa bu Anayasa’yı yok sayan göreviniz ile ikinci dönem de Meclis Başkanlığı’na seçilme hakkını şimdiden kavuşmuş olabilirsiniz. Ama maalesef ne çok şey kaybettiğinizi zaman ile göreceksiniz. İddianız idealiniz bittikten sonra Meclis Başkanı olsanız ne olur olmasanız ne olur. Onun için makamınızın keyfini çıkarabilirsiniz. Ama sakın ha iyi saatte olsunları da rahatsız etmeyin. Maalesef sizler bu hukuk tanımaz davranışlarınız sebebi ile sadece kendi iddialarınızı tüketmiyorsunuz. İçinden çıktığınız koca bir camianın omuzlarına da bu yükü, alınlarına da bu kara lekeyi çalıyorsunuz.
"DEMOKRASİ VE İNSAN HAKLARIN DİYE YOLA ÇIKANLAR, BUGÜN OTORİTER REJİMİ İNŞA EDİYORLAR"
İşte biz Saadet ve Gelecek Partililer olarak bu iddiayı bu idealleri sizin şahsi hırslarınıza kurban etmemek için buradayız. Bu mücadele tarihini sizin şahsi emellerinize kurban etmemek için buradayız. Uzun uzun Can Atalay kararının süreçlerini burada anlatmayacağım. Ama yapılmak istenen şey nedir biliyor musunuz? Bizzat demokrasi, hukuk, insan hakları diye yola çıkanlar, hukuksuz kararlara ve vesayet odaklarına karşı mücadele etmekle övünenlere bugün otoriter bir rejimi bizzat inşa ettiriyorlar. Dün mücadele ettiğiniz her kötülüğü bugün AK Partililer olarak sizlere yaptırıyorlar. Bu yeni otoriter rejimi bizzat size inşa ettirdikten sonra da sizi de tasfiye ederek bu otoriter rejimi sizden daha iyi işletecek bir aktöre bu ülkeyi yönettirmek istiyorlar. İşte asıl o zaman eyvah kazanımlarımız diye feryat edeceksiniz ama korkarım ki iş işten geçmiş olacak. Buradan AK Parti’deki vicdan sahibi milletvekilleri ile yöneticilere sesleniyorum. Bu dönüştürülmek istendiğiniz canavar siz olmamalısınız. Bu duruma en çok siz karşı çıkmalısınız. Biz vazifemizi yapıyoruz ve demokrasiden, insan haklarından, özgürlüklerden, adaletten yana tavır koyuyoruz. Korktuklarınız varsa korkularınızdan emin kılacak bir destek ve mücadele için işte buradayız. Yeter ki bu canavara dönüşmeyi reddedin. Gelin hukukun, adaletin, vicdanın yolunu hep birlikte açalım.
"ANAYASA MAHKEMESİ'NE ÖZGÜRLÜKLERİ KORUMA GELİŞTİRME MİSYONU YÜKLENMİŞTİR"
Anayasa değişikliği gerekçesinde ifade edildiği üzere bireysel başvuruyla birlikte Anayasa Mahkemesi’ne, özgürlükleri koruma ve geliştirme misyonu yüklenmiştir. Anayasa Mahkemesi’ne 23 Eylül 2012’den bu yana toplam 580 bin civarında başvuru yapılmış, bunun 485 bin kadarı yani yaklaşık yüzde 84’ü sonuçlandırılmıştır. Diğer yandan Anayasa Mahkemesi şu ana kadar toplam yaklaşık 74 bin ihlal kararı vermiştir. Bunların 57 bini makul sürede yargılanma hakkına ilişkindir. Yargıtay ilk derece son inceleme yeridir. Anayasa Mahkemesi’nin böyle bir yetkisi yok diye tam 17 bin aşkın kez Anayasa Mahkemesi kesinleşmiş kararlarla ilgili yeniden yargılama kararı verdi ve bu kararların tamamına uyuldu. Bugün her ne hikmetse herhalde cumhurun ruhunu keşfetmiş olmalılar ki Yargıtay Anayasa Mahkemesi'nin altında bir mahkeme değildir. Bu konu iki mahkeme arasındaki bir yetki uyuşmazlığıdır' diyerek akıllarınca yeni bir anayasa tartışmasını buradan yürütmeye çalışıyorlar. Bu iki mahkeme arasındaki bir uyuşmazlık değildir, iki zihniyet arasındaki bir uyuşmazlıktır. Zihniyetin biri, bizim de tarafında bulunduğumuz hukukun üstünlüğünü savunanlar diğer zihniyet ise kişinin hukukunu savunan vesayet odaklarının hakkını hukukunu savunanların yanıdır.
"ANAYASA MAHKEMESİ BİR YARGI ORGANININ TEMYİZ MERCİ DEĞİLDİR"
Bireysel başvurunun başarılı ve etkili bir hak arama yolu olarak yoluna devam etmesi ihlale neden olan yapısal sorunların çözümlenmesine, ihlal kaynaklarının ortadan kaldırılmasına bağlıdır. Bunun için ihlal kararının gereklerinin yerine getirilmesi, bilhassa da yeniden yargılamaya ilişkin olarak verilen kararların uygulanması hayati derecede önemlidir. Anayasa Mahkemesi’nce verilen ihlal kararlarına uyulmamasının gerekçesi olarak dün de AK Partili bir kısım milletvekilleri iki gerekçe ileri sürmektedir. Bu gerekçelerden birincisi, adli ve idari yargı sisteminde nihai ve bağlayıcı kararları verme yetkisinin ilgili yüksek mahkemelere yani Yargıtay'a ait olduğu, dolayısıyla iddiadır. Dolaysıyla kesinleşmiş kararları ortadan kaldırmaya yönelik ihlal kararları verilemeyeceği ileri sürülmektedir. Bu görüşün anayasal veya yasal hiçbir dayanağı olmadığı gibi bireysel başvuru kurumunun doğasıyla da bağdaşmaz. Anayasa’nın 148. maddesine göre bireysel başvuru kural olarak zaten olağan kanun yolları tüketildikten, yani onların tabiriyle 'Yargıtay yoluna başvurulduktan sonra nihai karar çıktıktan sonra başvurulacak bir hak arama yoludur. Anayasa koyucunun 148. maddeye ilişkin gerekçesinde de 'Bireysel başvuru ya da anayasa şikayeti, kamu gücü tarafından, temel hak ve özgürlükleri ihlal edilen bireylerin başvurdukları olağanüstü bir kanun yolu olarak tanımlanmaktadır.' Anayasa Mahkemesi bir yargı organının temyiz merci değildir.
"ADALET VE KALKINMA PARTİLİLER GEREKÇE OLARAK UYDURDULAR"
Diğer yandan adli ve idari yargıda da temyiz incelemesinden geçtikten sonra yapılan başvurularda ihlale karar verildiğinde ihlalin ve sonuçlarının giderilmesi çoğu kez yeniden yeniden yargılama sürecinin başlatılmasını ve kesinleşmiş kararın kaldırılmasını gerektirmektedir. Uygulamada bu konuda da genel olarak bir sorun bulunmamaktadır. Basit kararları uygulamak her kişinin zor kararları uygulamak da er kişinin hakkıdır... İhlal kararlarına uyulmamasının bir diğer gerekçesi olarak mahkemeler arasındaki çatışma yani 'yorum farklılığı' Adalet ve Kalkınma Partililer bir gerekçe olarak uydurdular. Elbette, yüksek mahkemeler dahil kamu gücü kullanan tüm organlar Anayasa’yı yorumlamaları gerekmektedir. Ancak bu yorumların yol açtığı uyuşmazlıklar norm denetimi veya bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesi’ne taşındığında Anayasa’yı nihai ve bağlayıcı şekilde yorumlayarak uyuşmazlığı karara bağlama yetkisi Anayasa Mahkemesi’ne verilmiştir. Tam da bu nedenle Anayasa’nın 153. maddesi Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığını özel olarak düzenlemiştir. Buna göre Anayasa Mahkemesi kararları kesindir ve Sayın Numan Kurtulmuş dahil olmak üzere yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri, kısacası herkesi ve Bekir Bozdağ'ı da bağlar.
"MAHKEME KARARLARINI BEĞENMEDİĞİMİZ İÇİN DEĞİL, MAHKEME KARARI OLDUĞU İÇİN UYGULANMAK ZORUNDA"
Anayasa Mahkemesi, bir konuda karar verdikten ve son sözü söyledikten sonra katılmasak da buna uymak zorundayız. Bir yargı kararına katılmamak farklı, ona uymamak farklıdır. Birincisi meşru, ikincisi ise meşru değildir. Mahkeme kararları hatasız veya doğru olduğu yahut beğendiğimiz için değil, mahkeme kararı olduğu için uygulanmak zorundadır. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi'nin nihai ve bağlayıcı kararından sonra artık mahkemeler ya da anayasal organlar arasında ortaya çıkabilecek görüş, yorum veya yaklaşım farklılıkları sadece eleştiri konusu olabilir. Ancak bu farklılıklar Anayasa Mahkemesi kararının icra edilmemesinin hiçbir şekilde gerekçesi olamaz. Anayasa ve kanunlarda uyuşmazlıkların nasıl karara bağlanacağı belirtilmiştir. Bu çerçevede anayasal uyuşmazlıklar söz konusu olduğunda Anayasa Mahkemesi'nin konumu uyuşmazlığı çözen karar merci iken diğer kamu makamlarının konumu uyuşmazlığın tarafı olmaktan ibarettir. Herhangi bir yargısal uyuşmazlıkta tarafların yorumunun uyuşmazlığı çözen mahkemenin yorumundan üstün olduğu düşünülemeyeceği gibi bunun en temel hukuk mantığıyla bağdaştırılması da mümkün değildir.
"GİTTİĞİNİZ YOL YOL DEĞİLDİR"
Dolayısıyla 2012 yılından bu yana etkili ve başarılı bir hak arama yolu olarak uygulanan bireysel başvurunun etkililiğini kaybetmesi ihtimali bile başta milletvekilleri olmak üzere hepimizi teyakkuza geçirmelidir. Zira bu durumda insanımızın temel hak ve özgürlüklerinin korunması bakımından büyük bir kazanım olan bireysel başvuru kurumunun zarar göreceği izahtan varestedir. Diğer yandan Anayasa’ya aykırı her türlü tutum ve davranışın toplumun hukuka, adalete ve devlete olan güvenini sarsacağı, devlet organlarının kullandıkları gücün meşruiyetini zedeleyeceği açıktır. Bir kez daha Sayın Numan Kurutulmuş'a, Sayın Bekir Bozdağ'a, AK Partili vicdani olan milletvekillerine sesleniyoruz, gittiğiniz yol yol değil. Siz sadece kendinizi sıfırlamıyorsunuz. İçinden çıktığınız sosyolojiye büyük zararlar veriyorsunuz."
Yorumlar
Yorum Yapın
İlginizi Çekebilir
Okul önünde silah sesleri: Batman’da öğrenciler korku dolu anlar yaşadı!

Okul önünde silah sesleri: Batman’da öğrenciler korku dolu anlar yaşadı!
Batman’da bir lisenin önünde çıkan silahlı kavga, çevrede büyük paniğe neden oldu. İddiaya göre, aralarında husumet bulunan iki grup okul önünde karşı karşıya geldi. Tartışmanın kısa sürede büyümesiyle taraflar birbirine tabancayla ateş açtı.
Çatışma sırasında ölen ya da yaralanan olmadı, ancak park halindeki bazı araçlara kurşun isabet etti. Öğrenciler ve veliler yaşanan olay nedeniyle büyük korku yaşarken, çevrede güvenlik önlemleri artırıldı.
Polis ekipleri olaya karışan şüphelileri yakalamak için geniş çaplı çalışma başlattı.
İstanbul’da “sex bomb” dansı skandalı: Polis baskınıyla son buldu!!

İstanbul’da “sex bomb” dansı skandalı: Polis baskınıyla son buldu!
İstanbul’un Fatih ilçesinde, turistlere yönelik müstehcen gösteriler düzenlendiği belirlenen bir eğlence işletmesine polis ekipleri baskın düzenledi. “Sex bomb” dansı adı altında yapılan uygunsuz gösterilerin sosyal medyada yayılması üzerine harekete geçen ekipler, mekânda detaylı denetim gerçekleştirdi.
Yapılan baskında işletmede uygunsuz içerikli eğlencelerle turistlerin eğlendirildiği ortaya çıktı. Polis, işletmede bulunan bir kişiyi gözaltına alırken, söz konusu mekâna 120 bin 482 TL idari para cezası uygulandı.
Yetkililer, kamu düzenini ve toplumsal değerleri zedeleyen bu tür faaliyetlere izin verilmeyeceğini, denetimlerin artarak süreceğini belirtti.
Silivri’de Kayıp Vatandaş Sağ Olarak Bulundu

Silivri’nin Büyükkılıçlı Mahallesi’nde kaybolan bir vatandaş, İstanbul AFAD’ın koordinesinde yürütülen yoğun arama-kurtarma çalışmaları sonucunda sağ olarak bulundu.
AFAD Koordinesinde Ortak Çalışma
Kaybolma ihbarının ardından harekete geçen ekipler, İlçe Jandarma Komutanlığı, Silivri Belediyesi Arama ve Kurtarma (SAK) ekibi, sivil toplum kuruluşları (STK) ve gönüllülerin katılımıyla bölgede kapsamlı bir çalışma gerçekleştirdi. Koordineli arama çalışmaları sayesinde vatandaş kısa sürede sağ olarak bulundu.
Sağlık Kontrolleri İçin Hastaneye Sevk Edildi
Bulunan vatandaş, yapılan ilk müdahalenin ardından ambulansla hastaneye sevk edildi. Sağlık durumunun kontrol altında olduğu öğrenildi.
“Tüm kurumlara teşekkür ediyoruz”
Silivri Belediyesi’nden yapılan açıklamada, sürece katkı sağlayan tüm kurum, ekip ve gönüllülere teşekkür edilerek şu ifadelere yer verildi:
“Süreç boyunca özveriyle görev yapan tüm kurumlarımıza, ekiplerimize ve gönüllülerimize teşekkür ediyor; hemşehrimize geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.”
Esenyurt Adliye Sarayı İçin İlk Adım Atıldı

Esenyurt’ta uzun süredir beklenen Adliye Sarayı projesi için önemli bir gelişme yaşandı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile yapılan görüşmenin ardından sürecin resmen başladığı duyuruldu.
Yıl Sonuna Kadar Temel Atma Hazırlıkları Başlıyor
Görüşmeye Esenyurt Kaymakamı Fatih Çobanoğlu, AK Parti İlçe Başkanı Togay Çoban ve Esenyurt Belediye Başkan Vekili Can Aksoy katıldı. Yapılan istişareler sonucunda, yıl sonuna kadar Esenyurt Adliye Sarayı’nın temel atma hazırlıklarının başlayacağı açıklandı.
“Vatandaşlarımız Adalet Hizmetlerine Daha Kolay Ulaşacak”
AK Parti Esenyurt İlçe Başkanı Togay Çoban, ilçenin en büyük ihtiyaçlarından biri olan Adliye Sarayı’nın hayata geçirilmesiyle hem vatandaşların adalet hizmetlerine daha kolay erişebileceğini hem de Esenyurt’un kurumsal kimliğine değer katacağını vurguladı.
“Proje Bakanlığın Desteğiyle Hızla İlerleyecek”
Esenyurt Kaymakamı Fatih Çobanoğlu ise, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un desteğiyle projenin hızla ilerleyeceğini ifade ederek, yıl sonu itibarıyla çalışmaların somut şekilde başlayacağına dikkat çekti.
“İlçeye Büyük Katkı Sağlayacak”
Esenyurt Belediye Başkan Vekili Can Aksoy da, ilçenin böylesine önemli bir yatırıma kavuşmasının Esenyurt için büyük katkı sağlayacağını dile getirdi.
Modern ve Hızlı Hizmet Sunacak
Bakan Tunç’un onayıyla kısa süre içerisinde temeli atılacak olan Esenyurt Adliye Sarayı, ilçedeki adalet hizmetlerini tek çatı altında toplayarak vatandaşlara modern ve hızlı hizmet sunmayı hedefliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Teşekkür
Son olarak, böylesine önemli bir eserin Esenyurt’a kazandırılmasında gösterdiği güçlü irade ve destek için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a şükran ifade edildi.
AK Parti Esenyurt’ta “Türkiye Yüzyılı Buluşması” Düzenlendi

AK Parti Esenyurt İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen “Türkiye Yüzyılı Buluşması”, Esenyurt Recep Tayyip Erdoğan Eğitim Külliyesi’nde yoğun katılımla gerçekleştirildi. Programa, AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir, AK Parti Esenyurt İlçe Başkanı Togay Çoban, eski Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, AK Parti Kars Milletvekili Adem Çalkın, AK Parti İstanbul Milletvekili Seyithan İzsiz ve çok sayıda partili katıldı.
“Milletin iradesine karşı devlet dimdik duruyor”
Buluşmada konuşan AK Parti Esenyurt İlçe Başkanı Togay Çoban, Esenyurt’un kayyum tarafından yönetildiğini hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:
“Esenyurt ilçemiz şu an kayyum tarafından yönetilmektedir. Kayyum, devletin ta kendisidir! Milletimizin emaneti olan belediye, devletimizin güvencesi altındadır. Bu durum bir kez daha göstermiştir ki aziz milletin iradesini yok saymaya kalkan anlayışa karşı devletimiz dimdik durmaktadır.”
“Her kesime dokunuyoruz”
Çoban, Esenyurt’un demografik yapısına değinerek teşkilatın gücünü vurguladı:
-
İlçede yaklaşık 110 bin üyenin bulunduğunu söyledi.
-
Kongre sonrası 2 bin 746 yeni üyenin katıldığını açıkladı.
-
Üyelerin yarısının kadın, yarısının erkek olduğunu, ayrıca 7 binden fazla gencin AK Parti çatısı altında yer aldığını belirtti.
Çoban, “Bu tablo AK Parti’nin Esenyurt’ta her kesime dokunduğunun en güçlü ispatıdır. Dokunmadığımız tek bir yürek, girmediğimiz tek bir ev bırakmamaya kararlıyız. Ak noktamızda sürekli vatandaşlarımızla bir araya geliyor, doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine herkes ile yan yana oluyoruz.” dedi.
“Güçlü teşkilat kurduk”
Çoban, konuşmasında mahalle başkanları, yönetim kurulu üyeleri, meclis üyeleri, kadın ve gençlik kollarının fedakârlıklarını anarak teşekkür etti. İl Başkanı Abdullah Özdemir’in vizyonu ve liderliğinin İstanbul teşkilatına güç kattığını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür
Çoban, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a özel olarak teşekkür ederek şunları kaydetti:
“Onun güçlü liderliği, vizyonu ve milletimiz için gece gündüz demeden ortaya koyduğu gayret bizlere daima yol göstermektedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu irade sayesinde Türkiye, yalnızca kendi vatandaşlarının değil, aynı zamanda tüm mazlum coğrafyaların da umudu olmuştur.”
“Esenyurt Türkiye’dir”
Konuşmasını birlik ve beraberlik mesajıyla tamamlayan Çoban,
“Biz sadece bir siyasi hareket değiliz. Biz bu milletin umudu, geleceği, birliği ve kardeşliğiyiz. Esenyurt için, AK Parti için, Türkiye için hep birlikte haykırıyoruz: Bir olacağız! İri olacağız! Diri olacağız! Hep birlikte güçlü olacağız! Esenyurt Türkiye’dir, Türkiye Esenyurt’tur!” sözleriyle salondaki coşkuya ortak oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ABD’de Yoğun Diplomasi Trafiği

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 80. Genel Kurulu için gittiği Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) New York kentinde yoğun bir diplomasi trafiği yürüttü. Erdoğan, BM Genel Kurulu’na hitabının yanı sıra çok sayıda liderle görüşmeler gerçekleştirdi, uluslararası konferanslara katıldı ve önemli iş birliği mesajları verdi.
Türk Yatırım Konferansı: “100 milyar dolarlık ticaret hedefi sürüyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 22 Eylül’de Türkiye-ABD İş Konseyi tarafından düzenlenen Türk Yatırım Konferansı’na katıldı. Enerji ve savunma sanayi iş birliğini öncelikli alanlar olarak gördüklerini belirten Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ile 2019 yılında belirlenen 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefinin sürdüğünü vurguladı.
Filistin Konferansı: “1967 sınırları temelinde bağımsız Filistin”
BM’de düzenlenen Filistin Konulu Yüksek Düzeyli Uluslararası Konferansa katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin’i tanıyan ülkeleri tebrik ederek şu mesajı verdi:
“Türkiye olarak 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, coğrafi bütünlüğe sahip Filistin Devleti kurulana kadar mücadeleye devam edeceğiz.”
Yoğun Lider Diplomasisi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, New York temasları çerçevesinde birçok lider ve üst düzey temsilciyle görüştü:
-
AB Konseyi Başkanı Antonio Costa ile Avrupa Birliği ilişkilerini değerlendirdi.
-
Kanada Başbakanı Mark Carney ile enerji, savunma sanayi ve NATO müttefikliği üzerine görüştü; Kanada’nın Filistin’i tanımasından memnuniyetini dile getirdi.
-
Kuveyt Veliaht Prensi Sabah Halid el-Hamed es-Sabah ile ticaret ve ikili ilişkilerin geliştirilmesi üzerine görüş alışverişinde bulundu.
-
Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi ile Libya’da kalıcı istikrar ve güvenlik için Türkiye’nin desteğini vurguladı.
-
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile Türkevi’nde yaptığı görüşmede, yaptırımların kaldırılması ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması mesajını verdi.
-
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile ikili ilişkiler, AB süreci ve Filistin meselesini ele aldı. Macron’un Filistin’i tanıma kararını memnuniyetle karşıladı.
-
Vietnam Devlet Başkanı Luong Cuong ile Filistin konusunda ortak duruşu değerlendirdi.
BM Genel Kurulu’nda Dünya Liderlerine Mesajlar
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulu kürsüsünden yaptığı konuşmada ağırlıklı olarak Gazze’de yaşanan soykırıma dikkat çekti.
“Gazze’de iki taraftan söz edilemez. Bir yanda en modern silahlarla donatılmış düzenli ordu, diğer yanda masum siviller vardır. Gün bugündür. Gün, insanlık adına Filistinli mazlumların yanında dimdik durma günüdür.”
Erdoğan, ayrıca Suriye, Rusya-Ukrayna savaşı, KKTC’nin tanınması ve BM reformu gibi başlıklarda da önemli mesajlar verdi.
ABD’de Türk Toplumuyla Buluşma
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi tarafından düzenlenen akşam yemeğine katılarak ABD’de yaşayan Türk vatandaşlarıyla bir araya geldi.
Türk-Amerikan ilişkilerinin müttefiklik ve stratejik ortaklık temelinde ilerlediğini belirten Erdoğan, Başkan Trump’ın ikinci döneminde kurumlar arası diyaloğun hız kazandığını söyledi.
Trump ile Zirve Görüşmesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, temaslarının sonunda Washington’a geçerek ABD Başkanı Donald Trump ile Beyaz Saray’da görüştü.
İki liderin görüşmesi 2 saat 20 dakika sürdü. Erdoğan, F-16 ve F-35 projeleri, Halkbank davası ve Heybeliada Ruhban Okulu konularını gündeme getirdi.
Görüşme kapsamında, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ile ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, iki ülke arasında Stratejik Sivil Nükleer İşbirliği Mutabakat Zaptı’nı imzaladı.
BM İklim Zirvesi: 2035 için emisyon hedefi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM İklim Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin 2035 yılına kadar 466 milyon ton emisyon azaltımı sağlamayı hedeflediğini ve yenilenebilir enerji payının yüzde 60’ın üzerine çıktığını açıkladı.
Beylikdüzü’ndeki Özel Bakım Merkezi İçin Kapatma Kararı

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, İstanbul Beylikdüzü’nde faaliyet gösteren özel bir bakım merkezine yönelik basında yer alan iddialar üzerine açıklama yaptı. Bakanlık, iddiaların ardından kurum hakkında derhal inceleme başlatıldığını, sorumluların görevden alındığını ve merkezin kapatıldığını duyurdu.
İnceleme ve Soruşturma Başlatıldı
Bakanlıktan yapılan açıklamada, söz konusu özel bakım merkeziyle ilgili iddiaların tespit edilmesinin ardından il müdürlüğü tarafından acil denetim sürecinin başlatıldığı ifade edildi.
İhmali bulunan kişilerin iş akitlerinin feshedildiği ve haklarında Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğu belirtildi.
Engelli Bireyler Başka Merkezlere Yerleştiriliyor
Bakanlık açıklamasında, merkezin kapatma kararı alındığı ve burada hizmet alan engelli bireylerin güvenli şekilde başka merkezlere yerleştirilme sürecinin başlatıldığı vurgulandı.
“Süreci Titizlikle Takip Ediyoruz”
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, ihmali bulunanların en ağır cezayı alması için sürecin bizzat takip edildiğini açıkladı:
“İhmali bulunanların en ağır cezayı alması için bizzat suç duyurusunda bulunduğumuz ve müdahil olduğumuz dava sürecini titizlikle takip edeceğiz.”
Bakanlık, kamuoyuna saygıyla duyuruda bulunarak gelişmelerin yakından izleneceğini belirtti.
Saral’dan mahkeme görüntülerine tepki: “Bu kalıpsıza bu şovları kim yaptırıyor?”

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı davalarda çekilen görüntülere tepki gösterdi. Saral, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda İmamoğlu için “bu kalıpsız” ifadesini kullanarak mahkeme salonuna görüntü cihazlarının sokulmasına sert sözlerle karşı çıktı.
“Davalar basına kapalı yapılır”
Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı davalarda mahkeme salonundan paylaşılan görüntüler sosyal medyada gündem olurken, Oktay Saral bu duruma tepki gösterdi. Saral, davaların basına kapalı olarak yapılması gerektiğini hatırlatarak, telefon ve kamera gibi cihazların duruşma salonuna sokulmasının yasak olduğunu vurguladı.
Saral, paylaşımında şu ifadeleri kullandı:
“Bu kalıpsıza bu şovları kim yaptırıyor? Davalar basına kapalı olarak yapılır. Telefon ya da video kamera gibi cihazların duruşma salonuna sokulması yasaktır. Hal böyle iken bu çekimlerin yapılmasına göz yuman mahkeme heyeti acilen açığa alınmalıdır. HSK’yı göreve davet ediyorum.”
HSK’ya çağrı
Saral’ın bu paylaşımında Hakimler ve Savcılar Kurulu’nu (HSK) göreve davet etmesi dikkat çekti. İmamoğlu’nun duruşmalarında çekilen görüntülerin sosyal medyada geniş yankı uyandırması ve binlerce yorum almasının ardından yapılan bu çıkış, siyasette yeni bir tartışmayı da beraberinde getirdi.
Gürsel Tekin’den CHP’den İhraç Kararına Sert Tepki: “Bizi Değil, Vicdanlarını İhraç Ettiler”

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) eski İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, partiden ihraç edilmesine sert tepki gösterdi. Tekin, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Bu kararın bizim onurumuzu zedelemesi mümkün değildir. Bizi değil, kendi vicdanlarını ihraç ettiler” ifadelerini kullandı.
“Bu karar CHP tarihine gölge düşüremez”
Gürsel Tekin, açıklamasında partideki geçmişine vurgu yaparak şunları söyledi:
“Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir neferi olarak ömrümü verdiğim partidem, suça bulaşmış kişilerin, partinin değil kendi şahsi çıkarlarının temsilciliğini yapanların aldığı bir kararla ihraç edildik. Bu kararın bizim onurumuzu zedelemesi mümkün değildir.
Biz bu partinin emektarlarıyız. Bu partiye yıllarımızı, alın terimizi, mücadelemizi verdik. Bizimle aynı yolda yürüyen binlerce yol arkadaşımızın emeğini yok sayarak kendi düzenlerini sürdürmeye çalışanların vereceği hiçbir karar CHP tarihine gölge düşüremez.”
“CHP, şaibelerden arındığında daha da büyüyecek”
Tekin, ihraç kararını partinin geleceği açısından da değerlendirdi:
“Bugün bizi ihraç edenler bilsinler ki aslında ihraç ettikleri biz değiliz; ihraç ettikleri kendi vicdanlarıdır, partinin onurlu geçmişidir. Bizim varlığımızı yok edemezsiniz. Çünkü biz CHP’nin vicdanıyız, kökleriyiz, hafızasıyız.
Sizler bu partiden gittiğinizde, bu partiyi şaibelerden, kişisel hırslardan arındırdığınızda Cumhuriyet Halk Partisi daha da büyüyecek. Çünkü CHP, birkaç kişinin koltuğunu korumak için tasfiye ettiği insanların değil, Mustafa Kemal’in izinden giden milyonların partisidir.”
“Mücadelemiz sürecek”
Partiden ihraç edilmesinin kendisini susturamayacağını vurgulayan Gürsel Tekin, şu ifadelerle açıklamasını noktaladı:
“Bizler, partimizi namussuzlardan, şaibelerden ve kirli düzenlerden temizlemek için mücadelemize devam edeceğiz. İhraç kararlarıyla bizi susturamazsınız. Tarih, bugün alınan bu haksız kararları değil, bu kararların karşısında dimdik duran bizleri yazacaktır.”
İzmir’de “Twerk” Rezaletine 2 Gözaltı!

İzmir’de “Twerk” Rezaletine 2 Gözaltı
İzmir’de bir eğlence mekanında çekilen ve sosyal medyada büyük tepki toplayan görüntüler sonrası soruşturma başlatıldı. Görüntülerde tesettürlü bir kadının, erkek dansçılarla birlikte twerk yaptığı anlar yer alıyordu.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla harekete geçen polis ekipleri, kimlikleri tespit edilen 2 kişiyi gözaltına aldı. Olayla ilgili incelemeler sürerken, gözaltındaki şüphelilerin emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edileceği öğrenildi.
Sosyal medyada kısa sürede yayılan görüntüler, toplumun farklı kesimlerinden yoğun tepki aldı.
İlk Yorum yapan siz olun!