Bir Kadın, Bir Ordu, Bir Efsane: Kara Fatma 70 Yıl Sonra Aynı Kararlılıkla Anıldı


Üsteğmen Fatma Seher Erden ya da halkın bildiği adıyla Kara Fatma, vefatının 70. yılında Türk Kızılayı  ve Beyoğlu Belediyesi tarafından düzenlenen özel bir törenle anıldı. Tören, Kara Fatma’nın Beyoğlu Kulaksız Mezarlığı’ndaki Türk Kızılayı tarafından inşa edilen anıt mezarı başında gerçekleştirildi.

Anma törenine, Milli Mücadele’nin sembol isimlerinden Kazım Karabekir’in kızı Timsal Karabekir, Atatürk’ün manevi kızı Ülkü Adatepe’nin kızı Betül Adatepe, “Yörük Ali Paşa” lakabıyla tanınan emekli Tuğgeneral Ali Aydın, Kıbrıs Gazisi Sefa Altun Parmak, Beyoğlu Tarım İlçe Müdürü ve aynı zamanda Türk Kızılayı Beyoğlu Kadın Birim Başkanı Serap Öztürk ile yönetim kurulu, araştırmacı-yazar İlknur Bektaş ve çok sayıda vatandaş katıldı. Törende ayrıca Türk Kızılayı gönüllüleri, yerel sivil toplum temsilcileri, öğrenciler ve Beyoğlu halkı da hazır bulundu. Katılımcılar, Kara Fatma’nın anıt mezarı başında dualarla, konuşmalarla ve derin bir saygıyla tarihi sorumluluğun altını bir kez daha çizdi.


Dr:Zafer Tahmaz: “Onun izinde yürümek, bizim için onurdur”

Türk Kızılayı Beyoğlu Şube Başkanı Dr. Zafer Tahmaz, törende yaptığı konuşmada Kara Fatma’nın yalnızca bir asker değil, yardımseverlik timsali olduğuna dikkat çekti:

“Bugün 2 Temmuz, kahramanlıklarıyla tarihimize damga vuran, gazilik maaşını Türk Kızılayı’na bağışlayan Üsteğmen Fatma Seher Hanım’ı, Kızılay tarafından inşa edilen anıt mezarı önünde saygıyla anıyoruz. Bizler Türk Kızılayı ailesi olarak onun izinde yürümekten onur duyuyoruz. Kendisinin özveriyle sürdürdüğü insani yardım anlayışını yaşatmak, bu kıymetli emaneti geleceğe taşımak bizim için en büyük sorumluluktur. Bu inançla, Fatma Seher Hanım’ın kahramanlığını da merhametini de asla unutmayacağız. Ruhu şad olsun.”



İlknur Bektaş: “Sadece bir savaşçı değil, bir komutandı, bir anneydi”

Milli Mücadelenin Kahraman Kadınlarını Anma Derneği Başkanı ve araştırmacı-yazar İlknur Bektaş, Kara Fatma'nın unutulan yönlerine dikkat çekti:

“Yalnızca mücadele eden bir kadın değildi. Aynı zamanda bir komutandı ve bir anneydi. 43 kadın, 700 erkekten oluşan birliğiyle cepheden cepheye koştu. Hem ön saflarda savaştı hem de Türk kadınlarına örnek oldu. Kendisiyle birlikte cephelere gelmeleri için yüzlerce kadını davet etti. Cephede ve cephe gerisinde yapılacak o kadar çok iş vardı ki; hepsine elinden geldiğince yardım etti ve öncülük etti.”



Timsal Karabekir: “Türk evladı doğuştan askerdir”

Kazım Karabekir’in kızı Timsal Karabekir, törende duygu dolu ifadelerle konuştu:

“Duygu yüklüyüm. O yüce kadının manevi huzurunda bütün Türk kadınlarını, şöyle diyorum daha doğrusu, Türk evladı doğduğu andan itibaren askerdir; kadın olsun, erkek olsun. Dolayısıyla Allah o güçleri, bizleri onlarla sınamasın ama en ufak bir sıkıntıda erkeğinin yanında Türk kadını da vatan için ölümü göze almıştır. Biz böyle doğduk, böyle öleceğiz. Anlatacak çok şey var ama şunu diyorum ki, Türk evladı beşikten mezara kadar, kadın olsun, erkek olsun. Türkiye Cumhuriyeti’ne hizmet etmek borcumuzdur, görevimizdir, ibadetimizdir. Ne mutlu Türk’üm diyene.”



Betül Adatepe: “Kahramanlık cinsiyetle değil, yürekle ölçülür”

Atatürk’ün manevi kızı Ülkü Adatepe’nin kızı Betül Adatepe ise Kara Fatma’nın kadınlar için ne ifade ettiğini şu sözlerle anlattı:

“Çok değerli bu hanımefendi, sadece bir kadın değildi. Gerçekten kahraman bir kadındı. Her zaman söyleriz. Kahramanlık, yiğitlik sadece cinsiyetle orantılı değil diye. Tamamen yürekle orantılıydı. Nice düşmanlara bedel ödetti bu kadın. O yüzden de kendisinin manevi şahsında tüm kahraman Türk kadınlarını saygı ve sevgiyle anıyorum. Ruhu şad olsun diyorum.”



İnan Güney: “Ordu siyasetin değil, milletin evidir”

Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney, konuşmasında hem inanç hem de milli değerlere vurgu yaptı:

“Hazreti Muhammed hadisinde 'vatan sevgisi imandandır' diye buyurmuştur. Ve biz ordumuzu peygamber ocağı diye niteleriz. Peygamber ocağı diyerek niye niteleriz? Ordu tartışmaların dışındadır. Ordu siyasetin dışındadır. Ordu Türk milletinin kırmızı çizgisidir. Günlük siyasi dile terk edilemeyecek kadar kıymetlidir. Aynı şekilde Hz. Muhammed Efendimiz günlük siyasi dile terk edilemeyecek kadar hepimiz için kutsaldır. Hepimiz Hazreti Muhammed'e iman etmiş, dolayısıyla ona yapılacak bir saygısızlığın karşısında en net şekilde duracak insanlarız. Ancak bunun hesabını da sadece yaradana veririz. Bunun da altını özellikle çizmek istiyorum.”


“Kurtuluş Savaşı, kadın kahramanların eseridir”

Konuşmasının devamında Başkan Güney, şu ifadeleri kullandı:

“Gazi Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde, peygamber ocağı dediğimiz ordumuzun en büyük başarılarından birisi, en büyük kahramanlık destanlarını yazdığı Kurtuluş Savaşı yıllardır. Kuvayi Milliye ruhudur. Hep beraber o ruhu yaşatmak zorundayız. Nedir Kuvayi Milliye ruhu? Kuvayi Milliye ruhu işte Kara Fatma olmak demektir. İki tane çocuğundan, eşinden geçse de vatanından, toprağından vazgeçmemektir. Yine Şerife Bacı demektir. Yine bombanın üzerinde çocuğunun üzerindeki örtüyü alıp bombaya asan, ‘analar çok evlat doğurur’ diyen kadınlardır o kahramanlar. Mehmet Akif’in dediği gibi: İnşallah bu millete İstiklal Marşı'nı bir daha yazmak nasip olmaz. Ama bu millet bir daha yazmak gerekirse yine yazmaktan geri durmaz.”



Kara Fatma Kimdir?

Fatma Seher Erden (1888, Erzurum – 2 Temmuz 1955, İstanbul), Kurtuluş Savaşı’nın en tanınmış kadın kahramanlarından biri olup, “Kara Fatma” lakabını bizzat Mustafa Kemal Atatürk’ten almıştır. Cesareti, komutanlık yeteneği ve milletine olan bağlılığıyla tarihe geçen Kara Fatma, Türkiye’nin kadın askerleri arasında simgesel bir yere sahiptir.

İlk olarak aile çevresi ve köylülerinden oluşan küçük direniş grupları kuran Fatma Seher, zamanla bu yapıyı genişleterek düzenli orduya katılmış ve üç yıl boyunca cephelerde aktif rol almıştır. Emrinde 43 kadın ve 700 erkekten oluşan birliğiyle İzmit, İnönü, Sakarya ve Dumlupınar muharebelerinde savaşmıştır. İstiklâl Madalyası sahibidir.

Askerliğe onbaşı rütbesiyle başlayan Kara Fatma, özellikle Sakarya Savaşı sonrası gösterdiği başarılarla üsteğmenliğe kadar yükselmiş, bu rütbe bizzat Mustafa Kemal Paşa tarafından kendisine verilmiştir. Yurtiçinde ve yurtdışında büyük ilgi gören bu kadın komutan, New York Times başta olmak üzere dünya basınında da haber olmuştur.

Savaş sonrası gazilik maaşını Türk Kızılayı’na bağışlamış, hayatının son dönemlerinde ise geçim sıkıntısı yaşamıştır. 1955 yılında Darülaceze’de hayatını kaybeden Kara Fatma, Beyoğlu Kulaksız Mezarlığı’na defnedilmiştir.

2014 yılında Türk Kızılayı tarafından mezarı anıt mezara dönüştürülmüş, mezar taşına “Türk Kızılayı Bağışçısı Gazi Üsteğmen Fatma Seher Hanım nam-ı diğer Kara Fatma” ibaresi yazılmıştır.

Bugün Erzurum, Bursa ve İstanbul’da adı çeşitli mekanlara verilmiş, heykelleri dikilmiş, adına kütüphane ve meydanlar açılmıştır. Kara Fatma, sadece bir savaş kahramanı değil, aynı zamanda Türk kadınının cesaretinin ve fedakârlığının vücut bulmuş hâlidir.

Kaynak: Wikipedia – “Fatma Seher Erden” maddesi
(https://tr.wikipedia.org/wiki/Fatma_Seher_Erden)