Aydın'ın Nazilli ilçesinde hayvancılıkla uğraşan Gökhan Kaya Kutlu, "Biz üretmeyi seviyoruz. Bu hayvanların doğduğu gün gece yarısı 2'de buraya gelip onun heyecanını yaşamyı seviyoruz. Bizler bu rezilliği çekmeyi seviyoruz. Artık üretici olmanın bir mantığı kalmadı. Burada yaklaşık benim 4 milyon tutarında hayvanım var. Ben bunları sattığım anda bunun parasını bankaya koysam aylık 300 bin liraya yakın gelir elde ederim. Sanki üretmeye değil de üretmemeye bir teşvik söz konusu gibi" dedi.

AYDIN NAZİLLİLİ BESİCİ: "ARTIK ÜRETİCİ OLMANIN BİR MANTIĞI KALMADI. SANKİ ÜRETMEYE DEĞİL ÜRETMEMEYE TEŞVİK SÖZ KONUSU"

Aydın'ın Nazilli ilçesinde hayvancılıkla uğraşan Gökhan Kaya Kutlu, "Biz üretmeyi seviyoruz. Bu hayvanların doğduğu gün gece yarısı 2'de buraya gelip onun heyecanını yaşamyı seviyoruz. Bizler bu rezilliği çekmeyi seviyoruz. Artık üretici olmanın bir mantığı kalmadı. Burada yaklaşık benim 4 milyon tutarında hayvanım var. Ben bunları sattığım anda bunun parasını bankaya koysam aylık 300 bin liraya yakın gelir elde ederim. Sanki üretmeye değil de üretmemeye bir teşvik söz konusu gibi" dedi.

Nazilli'de yaklaşık 100 hayvanı ile besicilik ve süt üreticiliği yapan Gökhan Kaya Kutlu, masraflarının maliyetlerini karşılamadığını belirtti. Kutlu, "Şu anda besilik bir buzağının anasından doğduğu anki fiyatı 30 bin lira. Bunun günlük masrafı 150 lira, aylık 4 bin 500 lira. 2 yılda bu hayvan kesildiğinde 100 bin lira gibi gider maliyeti var. 30 bin lira da doğum maliyetini koyduğun zaman bu rakam 130 bin liraya mal oluyor. Şu an ben kestirdiğim zaman 100 bin lira gibi bir rakam yapıyor. Enflasyonu düşüreceğiz, et fiyatları düşüreceğiz diye çiftçiyi, besiciyi bitirdiler. Bizler banka kredisi ile ayakta durabiliyoruz" diye konuştu. 

"HAYVANLARI KESTİRMEK ZORUNDA KALABİLİRİZ"

Gökhan Kaya Kutlu şunları söyledi:

"Nazilli'de hayvancılıkla uğraşıyorum. Bu işi yaklaşık 8 senedir yapıyorum. Hayvancılık olarak süt hayvancılığı yapıyorum. Ben bu işe başlamadan önce büyük hayallerle girdim ve bütün birikimimi harcadım. 5 sene buranın gelirlerinden hiç almayarak işletmeyi büyüttük. Şu anda zor ayakta durmaktayız. Her şeyden kısarak hayvanların beslemesini yapıyoruz. Böyle giderse hepsini kestirmek zorunda kalacağız. Şu anda 50'ye yakın sağılan hayvanımız var. Bunların süt geliri burada bulunan hayvanların beslenmesini karşılamıyor. Toplamda 100 hayvanımız var, burada 50 tane anaç, diğerleri buzağı ve dana. Bunların yem maliyetlerine her ay zam geliyor. Geçen sene 200- 250 lira olan yemler şu anda 600 lira bandına yaklaştı. Süte zam gelmeden yeme 2-3 defa zam geliyor. En son Süt Kurumu 6 ay önce 11 lira kadar fiyat açıklamıştı. Şimdi ise 6 ay sonra bu rakamı 13,5 liraya çıkardı. Açıklanan fiyat soğutulmuş süt. Daha önce fabrikalar fiyat açıklanmadan önce bu fiyatları veriyordu. Enflasyon yüzde 100'lere dayanmış durumdayken yüzde 20'lik süt artışı bizi kurtarmıyor.

"SÜT GELİRİNDEN BİR KARIMIZ YOK"

Ben artık ayakta durabilmek için süt firmasına sütü vermekten yana değil, mahalle mahalle satarak ayakta durmaya çalışıyorum. Süt firmasına verdiğimiz zaman kazanma olasılığımız zaten kalmıyor. Sütlerimizi şişeliyoruz, mahalle mahalle dağıtıyoruz. Yem fiyatları yerinde durmuyor. Bu fiyatlar her gün artıyor. Bu işletmenin günlük masrafları çok fazla. Mesala aylık kira giderimiz 30 bin lira. Bu işletmeyi yapmaya kalksan şu an en az 20 milyon maliyeti var. Elektrik giderleri, veteriner masrafı, ilaçlar da devamlı zamlı geliyor. Aylık toplama vurduğumuz zaman masraflar 100 bin lirayı geçiyor. Ay sonunda kazandığımız süt parası bizim giderlerimizi karşılamıyor. Yemleri daha önceden almamıza karşı bu işletmenin aylık 300 bin lira yem gideri var. Bunun dışında 100 lira kira ve diğer masraflarımız var. Bu rakam 400- 450 bin lirayı buluyor. Şu anda süt satışımız ise 400 bin liraya tekabül ediyor. Ucu ucuna çıkıyor çoğu zamanda çıkmıyor. Şu anda süt gelirinden maalesef bir karımız  yok. 

"ENFLASYONU DÜŞÜRECEĞİZ DİYE ÇİFTÇİYİ BİTİRDİLER"

Hayvanlara verdiğimiz arpa kırmasının şu andaki fiyatı 10 lira buna da daha zam gelmedi. Bu rakam 3- 4 ay önce 6 liraydı. Zam geleceği söyleniyor. Besi yeminin şu andaki kilosu 12 lira. Bir hayvan yaklaşık kaba yem haricinde, 10 kilo yem yiyor. 120 lira yem gideri var. Bir dananın günlük maliyeti 200 lira. Nisan ayında karkas et 250 liraydı. Şu anda aynı fiyat değişmedi. Bizler yaklaşık 50 dönüm arazi kiralıyoruz. Bunları ekiyoruz. Gübresi örneklemek gerekirse bir çuval dap gübresi bin lira oldu. Çok yüksek bir gübre gideri, kira gideri. Barajlarda doluluk olursa suladığımızda mahsül alabiliyoruz. Ona baktığımızda giderleri karşılamıyor çünkü masrafları ağır. Şu anda besilik bir buzağının anasından doğduğu anki fiyatı 30 bin lira. Bunun günlük masrafı 150 lira, aylık 4 bin 500 lira. 2 yılda bu hayvan kesildiğinde 100 bin lira gibi gider maliyeti var. 30 bin lira da doğum maliyetini koyduğun zaman bu rakam 130 bin liraya mal oluyor. Şu an ben kestirdiğim zaman 100 bin lira gibi bir rakam yapıyor. Enflasyonu düşüreceğiz, et fiyatları düşüreceğiz diye çiftçiyi, besiciyi bitirdiler. Bizler banka kredisi ile ayakta durabiliyoruz. Kredi çekemeyen üreticilerin hepsi şu anda batmış durumda.

"ÜRETMEYE DEĞİL ÜRETMEMEYE TEŞVİK SÖZ KONUSU"

Biz üretmeyi seviyoruz. Bu hayvanların doğduğu gün gece yarısı 2'de buraya gelip onun heyecanını yaşamyı seviyoruz. Bizler bu rezilliği çekmeyi seviyoruz. Artık üretici olmanın bir mantığı kalmadı. Burada yaklaşık benim 4 milyon tutarında hayvanım var. Ben bunları sattığım anda bunun parasını bankaya koysam aylık 300 bin liraya yakın gelir elde ederim. Sanki üretmeye değil de üretmemeye bir teşvik söz konusu gibi. Bu işin sürdürebilmesi için mazotta, gübrede, yemde çiftçiyi desteklemesi gerekiyor. Çiftçiye tolerans geçip vergileri düşürmesi gerekiyor. Yoksa bu işin sürdürülebilir tarafı kalmadı. Bu işe gençleri sokamıyorsun. Gençlerin bu işi yapmamasını tek nedeni geleceğini göremediği için. Bizler daha önce aldığımız 70-80 ton yoncamız, 70- 80 ton samanımızı, pamuk çekirdeğimiz bunları yazdan stok ediyoruz. Yaklaşık 500 tona yakın sılaj depoluyoruz. Bunun maliyeti ise bir buçuk liradan 750 bin lira kadar bir maliyet yapıyor. Aldığımız yemleri toplu aldığımız aldı. Her ay bu yemlerimizi zamlı alıyoruz. Bunlara bakıldığında süte gelen zam senelik yüzde 20.

"DÜZEN YİNE AYNI, YOKSUL HEP EZİLİYOR"

Bir kahveye gidip kahve içip diyoruz, 15 lira. 1 kilo süt 13 lira. Burada bir vicdansızlık var. Biz sütümüzü yüzde 4,5 yağ oranlı üretiyoruz. Bu üretilen sütü firmalara veriyoruz. Bu verdiğimiz rakam 13 lira. Firmalar bunun yağını alıp tereyağı üretiyorlar ve yağsız sütü de 35- 40 liraya satıyorlar. Firmalar bu sütü açıklanan paradan almıyorlar. Örneklemek gerekirse köylünün iki ineği var bundan aldığı sütü soğutma sistemi olmadığı için 10 lira gibi bir rakamdan alıyorlar. Örneklemek yine gerekirse 500 tane ineği varsa 5 ton süt üretiyorsa günlük bunu da 14- 15 liradan alıyor çünkü bu soğutma sistemi olduğu için. Düzen yine yoksul hep eziliyor, zengin hep kalkınıyor."