Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, İsrail'in Filistin'e saldırılarının sonlanması için dünyadan ve Türkiye'den siyasetçi, akademisyen ve bilim insanlarından 115 imzacının bulunduğu Küresel Vicdan Bildirgesi’ni açıkladı. Davutoğlu, "Yaptığımız çağrı, siyasal yaptırımlar da dahil olmak üzere BM'nin temel ilkelerinin çiğnendiği bu durum karşısında, her türlü tedbirin alınması. Ayrıca UNİCEF'e Gazze'de yetim kalan, yaralı kalan çocuklarla ilgili acil bir eylem planı hazırlamasını, DSÖ'ye başta hamile kadınlar olmak üzere Gazze'de hastane yetersizliği dolayısıyla ciddi sağlık sorunları yaşayan Filistinlilere derhal acil bir yardım programı uygulamasını, Filistinli mülteciler için kurulmuş BM örgütüne, Gazze'de yerinden edilen bütün insanlar için derhal bir yerleşim programı uygulaması çağrısında bulunuyoruz" dedi.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, İsrail'in Filistin'e saldırılarının sonlanması için dünyadan ve Türkiye'den siyasetçi, akademisyen ve bilim insanlarından 115 imzacının bulunduğu Küresel Vicdan Bildirgesi’ni açıkladı. Davutoğlu, "Yaptığımız çağrı, siyasal yaptırımlar da dahil olmak üzere BM'nin temel ilkelerinin çiğnendiği bu durum karşısında, her türlü tedbirin alınması. Ayrıca UNİCEF'e Gazze'de yetim kalan, yaralı kalan çocuklarla ilgili acil bir eylem planı hazırlamasını, DSÖ'ye başta hamile kadınlar olmak üzere Gazze'de hastane yetersizliği dolayısıyla ciddi sağlık sorunları yaşayan Filistinlilere derhal acil bir yardım programı uygulamasını, Filistinli mülteciler için kurulmuş BM örgütüne, Gazze'de yerinden edilen bütün insanlar için derhal bir yerleşim programı uygulaması çağrısında bulunuyoruz" dedi.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, İsrail'in 7 Ekim'den beri Filistin'e saldırılarını kınayan dünyadan ve Türkiye’den çeşitli akademisyenlerin, siyasetçilerin ve bilim insanlarının imzalarını içeren “Küresel Vicdan Bildirgesi”ni, bugün TBMM'de düzenlediği basın toplantısı ile açıkladı. Davutoğlu, partisinin milletvekilleri ile düzenlediği basın toplantısında şunları dile getirdi:
"115 İMZACININ KATILDIĞI, GAZZE'DEKİ SOYKIRIMI DURDURMAK İÇİN KÜRESEL VİCDAN BİLDİRGESİNİ YAYIMLADIK"
"2,5 aydır insanlığın gözü önünde, tarihin gördüğü en büyük katliamlardan biri işleniyor. Bu sefer açık bir biçimde soykırım icra edenler bunu dünyanın gözü önünde canlı yayınla yapıyorlar ve kendi halklarına karşı bundan gururla bahsediyorlar. Olayın ortaya çıktığı ilk günden itibaren ben de geçmişte birlikte çalışmış olduğumuz devlet adamlarıyla, uluslararası hukukçularla, akademisyenlerle, STÖ'lerle devamlı temas halinde olduk. Yaklaşık bir aydır süren temaslarımız neticesinde 115 imzacının katıldığı, Gazze'deki soykırımı durdurmak için Küresel Vicdan Bildirgesi’ni yayımladık. Bu bildirge şu anda bütün dünyada, yaklaşık 40 ülkeden 115 imzacı bütün medya organlarını kullanarak, başta BM ve BM'ye üye ülkeler olmak üzere her kanaldan insanlığa bu çağrıyı iletiyorlar.
İnisiyatifi, dünyada uluslararası hukuk denince akla gelen ilk isimlerden ve BM Filistin Raportörlüğü yapmış olan Richard Fold ile başlattık. Bu çerçevede yaptığımız zoom toplantıları ve yazışmalar neticesinde 115 imzacı arasında; Tunus eski Cumhurbaşkanı Munsif el Merzuki, Malezya eski Başbakanı Mahathir Mohamad, dünyada Uluslarası Adalet Divanı'nda çalışması ve şu anda da BM'nin ve uluslararası ceza süreçlerinin içinde bulunan en kıdemli hukukçu olan George Abib Saab, Nobel Barış Ödülü sahibi Mayret Maguire, Arap Ligi eski Genel Sekreteri ve Mısır eski Dışişleri Bakanı Amul Musa, İran eski Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, Malezya eski Dışişleri Bakanı Hamid Albar, Mandela ile birlikte mücadele etmiş, Brezilya'da insan hakları deyince akla gelen en önemli isimlerden, İnsan Hakları Bakanlığı yapmış Paulo Sergio, Pulitzer Basın Ödülü’nü almış dünyanın en saygın basın mensuplarından Chris Jess, BM Medeniyetler İttifakı kıdemli mensuplarından John Esposito, Hindistan'dan insan hakları konusundaki çalışmalarıyla öne çıkmış olan Arundhati Roy, Filistin deyince akla gelen en önemli edebiyatçılardan Susanne Ebul Hava, BM Genel Sekreter Yardımcılığı yapmış Hans Von Sponeck, önemli gazetecilerden Philips Bemiks ve çok sayıda akademisyenin imzasını bu süre içerinde aldık.
İçinde uluslararası hukukçuların, siyasilerin, doğudan batıdan aydınların, bazı sanatçıların ve sivil toplum öncülerinin olduğu bu listede 115 imzacı şu konularda mutabık olduk:
"FİLİSTİNLİ MÜLTECİLER İÇİN KURULMUŞ BM ÖRGÜTÜNE, GAZZE'DE YERİNDEN EDİLEN BÜTÜN İNSANLAR İÇİN DERHAL BİR YERLEŞİM PROGRAMI UYGULAMASI ÇAĞRISINDA BULUNUYORUZ"
Birincisi, Gazze'de yürütülmekte olan saldırılar sıradan bir çatışma değil bir soykırımdır. 115 imzacının bu gerçeği haykırması başlı başına çok önemlidir. Soykırım muamelesi görmelidir. Bu soykırıma katılanlara BM ve uluslararası toplumun müeyyide uygulaması gerektiği konusunda mutabık kaldık. Bu müeyyideler çerçevesinde özellikle iki ülkenin adını zikrederek ABD ve İngiltere, Gazze açıklarındaki donanmada sağladıkları silah sevkiyatını ve diğer ülkelerin Gazze'ye yaptıkları sevkiyatların tümünün durdurulması çağrısında bulunuyoruz. Yaptığımız çağrı ise, siyasal yaptırımlar da dahil olmak üzere BM'nin temel ilkelerinin çiğnendiği bu durum karşısında, her türlü tedbirin alınması. Ayrıca UNİCEF'e Gazze'de yetim kalan, yaralı kalan çocuklarla ilgili acil bir eylem planı hazırlamasını, DSÖ'ye başta hamile kadınlar olmak üzere Gazze'de hastane yetersizliği dolayısıyla ciddi sağlık sorunları yaşayan Filistinlilere derhal acil bir yardım programı uygulamasını, Filistinli mülteciler için kurulmuş BM örgütüne, Gazze'de yerinden edilen bütün insanlar için derhal bir yerleşim programı uygulaması çağrısında bulunuyoruz. Bu bildiriyi arzu edenlerin imzasına açıyoruz.
"HASAN BİTMEZ GİBİ HİÇ BİTMEYEN BİR YÜREĞİMİZ VE HAKKI SESLENME İRADEMİZ VAR"
Önemli olan küresel vicdanın harekete geçmesi. Dünyanın farklı kıtalarından her bir köşesinden, isimler bulunmasına önem verdik. Bizim siyasi bir gücümüz yok ama vidan gücümüz var. Hasan Bitmez gibi hiç bitmeyen bir yüreğimiz ve hakkı seslenme irademiz var. Önce BM'ye ve BM'deki 193 ülkenin ofisine bu metin gönderilecek. Ümit ederiz bu yürümekte olan soykırıma karşı bir nebze olsun engelleyici bir tutum sergilemiş, içimiz içimize sığmıyor bir şeyler yapmak için. İnşallah bir gün Gazze'de bu soykırım sona erecek bu soykırımı yapanlar da mutlaka mahkeme önüne çıkacak. 115 imzacının 'bu bir soykırım' demesi devrim mahiyetinde bir açıklamadır."
İlgili bildirge şöyle:
"İsrail Hükümeti, çok gecikmiş ve kısa süren bir ‘insani duraklamanın’ ardından Gazze'deki Filistinlilere uyguladığı soykırım saldırısına 30 Kasım’da yeniden başladı. İsrail böylece insanlık vicdanını temsil eden kitlelerin dünya çapındaki protestolarını ve dünyanın dört bir yanındaki ahlaki, dini ve siyasi kanaat önderlerinin rehine/tutsak takası duraklamasının kalıcı bir ateşkese dönüştürülmesi yönündeki ısrarlı çağrılarını görmezden geldi.
Bu çağrıların öncelikli amacı Gazze halkının çektiği çilenin daha da kötüleşmesini önlemekti. Ayrıca, İsrail'e sadece insani nedenlerle değil, aynı zamanda hem Filistin hem de İsrail halkı için karşılıklı saygıya dayalı gerçek güvenlik ve kalıcı barış yolunu seçmesi yönünde güçlü mesajlar verildi. Ancak bu mesajlar karşılıksız kaldı. Gazze’de her geçen gün sokaklarda ölü bedenler yığılıyor, tıbbi sistem yaralılara tedavi sunamıyor ve yaygın açlık ve hastalık tehditleri yoğunlaşıyor.
Bu koşullar altında, bu Bildirimiz İsrail'in soykırım saldırısının kınanmasının ötesinde, aynı zamanda bu soykırımın kalıcı olarak önlenmesi için etkili adımlar atılması için çağrıda bulunmaktadır. Dünyanın her bir köşesinden Küresel aydınlar ve kanaat önderleri olarak, her gün daha da kötüleşen şartların aciliyetine istinaden Filistin halkının devam etmekte olan korkunç çilesine karşı çıkmak ve en önemlisi, bunu yapma gücüne ve dolayısıyla sorumluluğuna sahip olanları harekete geçmeye davet etmek üzere bir araya geldik.
İsrail'in kalıcı ateşkesi reddetmeye devam etmesi endişelerimizi artırıyor. İsrail'in 7 Ekim saldırısına verdiği son derece orantısız tepkinin neden olduğu haftalardır süren acımasız yıkım, İsrail'in intikamcı öfkesini sergilemeye devam ediyor. Bu öfke, ‘Hamas'ın İsrail'deki sivillere karşı uyguladığı korkunç şiddet’ veya işgal altındaki halka karşı uygulanması mümkün olmayan ‘meşru müdafaa’ iddialarıyla hiçbir şekilde mazur görülemez.
Aslında, ‘çatışmaya ara verme’ bile İsrail hükümeti tarafından esas olarak rehinelerin serbest bırakılmasını güvence altına almak için İsrail vatandaşlarından gelen baskıların bir sonucu olarak kabullenmek zorunda kalınmıştır. Öte yandan, kendini dünyaya insani kaygılara tamamen duyarsız olmadığını göstermek zorunda hisseden Amerika Birleşik Devletler hükümeti, bu baskıya destek vermiştir. Bu jest bile, Başbakan Netanyahu'nun daha ara başlamadan önce aranın hemen ardından savaşa devam edeceği yönündeki meydan okuyan ifadeleriyle baltalanmıştır.
Bu yedi günlük ateşkesi, ‘insani ara’ olarak değil İsrail'in Gazze'deki soykırım operasyonlarında bir duraklama olarak yorumlamak daha doğrudur. Eğer bu geçici ateşkes gerçekten ‘insani ara’ olsaydı, soykırıma son verme ve İsrailliler ile Filistinliler arasında kalıcı ve adil bir barışın koşullarını müzakere etme çabalarını yeniden başlatma umutları yok olmazdı.
İsrail'in Gazze'nin sivil halkına karşı yürüttüğü bu askeri harekatın yeniden başlatılması, BM’nin otoritesinin, genel hukuki ve ahlaki ilkelerin ve en basit şekliyle insani vicdanın reddedilmesi anlamına gelmektedir. Başta ABD ve İngiltere olmak üzere, Küresel Batı'nın önde gelen liberal demokrasilerinin İsrail'in bu eylemini elbirliğiyle onaylaması, duyduğumuz acıyı ve tiksintiyi daha da arttırmaktadır. Hukukun üstünlüğüne bağlılıkları ile gurur duyan bu hükümetler şimdiye kadar barış sağlama çabalarını İsrail'e fahiş eylemlerini daha ihtiyatlı bir şekilde yürütmesi yönünde telkinde bulunan halkla ilişkiler çabalarıyla sınırladılar. Bu tür hamleler, İsrail'in Gazze'deki soykırımcı davranışının keskin kenarlarını yumuşatmaktan başka bir işe yaramıyor. Aynı zamanda, İsrail'in, 1967 Savaşı'nın ardından BM tarafından da tescil edilen Savaşçı İşgal gözönünde bulundurulduğunda kullanılması mümkün olmayan “sahte meşru müdafaa” gerekçesini desteklemeye devam etmek, İsrail’i küstahça işlediği bu suçların yol açabileceği yasal ve siyasal kınamalardan ve müeyyidelerden korumaktadır.
Bu hükümetlerin, Tel Aviv'in inkâr etme zahmetine bile girmediği ağır savaş suçlarına yol açan İsrail'in savaş hedeflerini sürdürme niyetine genel destek vermeye devam ettiği gerçeğinden üzüntü duyuyoruz. Bu suçlar arasında yoğun bombardıman ve saldırıların yeniden başlaması, zorla tahliye gibi zalimce taktiklere başvurulmaya devam edilmesi, hastanelerin tahrip edilmesi, sivillerin barındığı mülteci kampları ve BM binaları ile pek çok yerleşim biriminin bombalanması ve Batı Şeria'da yerleşimcilerin başını çektiği şiddetin desteklenmesi ve etnik temizlik çabalarının tırmandırılması yer almaktadır.
Bu gelişmeler ışığında ulusal hükümetleri, özellikle de Doğu Akdeniz'de donanmaları bulunan ABD ve İngiltere'yi İsrail'e yönelik tüm silah sevkiyatını durdurmaya ve ambargo uygulamaya, BM Güvenlik Konseyi ve Genel Kurulu'nu da gecikmeksizin bu yönde karar almaya çağırıyoruz. Ayrıca, bu toprakların asli ve yerli halkı olarak Filistinlilerin, temel kurtuluş mücadeleleri için önerilen herhangi bir çözüme onay verme ya da vermeme yönündeki koşulsuz haklarını da destekliyoruz.
Kötüleşen şartlar, BM sistemini benzeri görülmemiş bir aciliyetle müdahale etmeye zorlayan acil bir insani durum teşkil etmektedir. Bu nedenle, özellikle UNICEF'i yaralı çocuklara ve ebeveynleri öldürülen ya da ağır yaralanan çocuklara yardım etmeye, DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü)'nü yaralı Filistinlilere, özellikle de hamile kadınlara ve çocuklara yardım etmek için elinden geleni yapmaya ve İsrail saldırıları nedeniyle tahrip olan hastanelerin derhal yeniden açılması için mümkün olduğunca etkili bir şekilde ısrar etmeye ve UNRWA'yı savaş nedeniyle yerlerinden edilen Gazze'deki mültecileri barındırmaya ve diğer yardımları sağlamaya devam etmeye çağırıyoruz. Bunun ötesinde UNESCO, dini ve kültürel mekanlara yönelik tehditlere karşı açık tavır almalı, başta Mescid-i Aksa olmak üzere bu mekanların her türlü ihlale karşı korunmalarına en yüksek önceliği vermeli ve İsrail Hükümetine bu mekanların korunmasına ilişkin koşulsuz yasal sorumluluğunu hatırlatmalıdır.
Ayrıca BM İnsan Hakları Konseyi'nin, Hamas saldırısı ve İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'deki askeri operasyonlarından kaynaklanan gerçekleri ve hukuku tespit etmekle görevli yüksek profilli bir uzman soruşturma komisyonu kurmak üzere hemen harekete geçmesini öneriyoruz. Komisyon, raporunda savaş suçu ve soykırım teşkil eden insan hakları normlarının ihlaline ilişkin sorumluluk ve hesap verebilirlikle ilgili tavsiyelerde bulunmalıdır.
Ayrıca, durumun vahametinin hükümetleri, uluslararası kurumları ve sivil toplumu konuşmanın yanı sıra harekete geçme ve Gazze'deki şiddeti derhal sona erdirmek için azami diplomatik ve ekonomik baskı uygulama sorumluluğuyla karşı karşıya bıraktığını düşünüyoruz!
Bu amaçla, bu Bildiriyi imzalayan bizler, İsrail'in Gazze, Batı Şeria ve Doğu Kudüs'e yönelik suç teşkil eden işgalinin bir an önce sona erdirilmesi amacıyla derhal ateşkes ilan edilmesi ve saygın ve tarafsız bir himaye altında diplomatik müzakerelerin başlatılması çağrısında bulunuyoruz. Bu süreç, BM kararlarına uygun olarak Filistinlilerin devredilemez kendi kaderini tayin etme haklarını garanti altına almalıdır."
Metni imzalayanların tam listesi de şu şekilde:
1. Ahmet Davutoğlu, Eski Dışişleri Bakanı ve Başbakan, Türkiye;
2. Richard Falk, 1967’den Bu Yana İşgal Altında Olan Filistin Topraklarındaki İnsan
Haklarının Durumu BM Özel Raportörü (2008-2014), Uluslararası Hukuk Profesörü,
Princeton Üniversitesi, ABD;
3. Dr. Moncef Marzouki, Eski Cumhurbaşkanı, Tunus;
4. Mahathir Mohamed, Eski Başbakan, Malezya;
5. Georges Abi-Saab, Profesör, Cenevre ve Kahire Üniversitesi Uluslararası Kalkınma Çalışmaları Lisansüstü Enstitüsü, BM Genel Sekreteri Eski Danışmanı, Uluslararası Adalet Divanı Eski Yargıcı, Mısır;
6. Mairead Maguire, Nobel Barış Ödülü Sahibi (1976), Russell Mahkemesi Üyesi, Kuzey İrlanda;
7. Amr Moussa, Arap Birliği Eski Genel Sekreteri, Mısır Eski Dışişleri Bakanı, BM Uluslararası Barış ve Güvenlik için Tehditler, Zorluklar ve Değişim Üst Düzey Paneli Üyesi, Mısır;
8. M. Javad Zarif, Profesör, Tahran Üniversitesi, Eski Dışişleri Bakanı, İran;
9. Hamid Albar, Eski Dışişleri Bakanı, Asia e Üniversitesi Rektörü, Malezya;
10. Brigette Mabandla, Eski Adalet Bakanı ve Apartheid Karşıtı Aktivist, Güney Afrika;
11. Paulo Sergia, Siyaset Bilimi Profesörü (USP) ve Eski İnsan Hakları Bakanı, Brezilya;
12. Chris Hedges, Pulitzer ödüllü muhabir ve The New York Times'ın eski Orta Doğu Büro Şefi, ABD;
13. Tu Weiming, BM Medeniyetler Arası Diyalog için Seçkin Kişiler Grubu Üyesi, Profesör, Harvard Üniversitesi, İleri Hümanistik Çalışmalar Enstitüsü Kurucu Direktörü, Pekin Üniversitesi, Çin/ ABD;
14. John Esposito, Uluslararası İlişkiler Profesörü, Müslüman-Hristiyan Anlayış Merkezi Kurucu Başkanı, Georgetown Üniversitesi, BM Medeniyetler İttifakı Üst Düzey Grubu Üyesi, ABD;
15. Arundhati Roy, “Küçük Şeylerin Tanrısı” Kitabının Yazarı, İnsan Hakları Aktivisti, Hindistan;
16. Susan Abulhawa, Filistinli roman yazarı, “Filistin Sabahları” isimli kitabın sahibi, ABD;
17. Hans von Sponeck, BM Eski Genel Sekreter Yardımcısı, Çatışma Araştırma Merkezi Öğretim Üyesi, Marburg Üniversitesi, Almanya;
18. Hilal Elver, Uluslararası Hukuk Profesörü, BM Gıda Hakkı Özel Raportörü (2014-2020), Türkiye;
19. Abdullah Ahsan, Eski Profesör, Malezya Uluslararası İslam Üniversitesi ve İstanbul Şehir Üniversitesi; ABD;
20. Phyllis Bennis, Gazeteci, Yazar ve Sosyal Aktivist, Politika Çalışmaları Enstitüsü, ABD;
21. Noura Erakat, Aktivist ve Profesör, Rutgers Üniversitesi, New Brunswick, Jadalliyah Kurucu Ortak Başkanı, ABD;
22. Jomo Kwame Sundaram, BM Ekonomik Kalkınmadan Sorumlu Eski Genel Sekreter Yardımcısı, BM Gıda ve Tarım Örgütü Direktör Yardımcısı, Malezya;
23. Victoria Brittain, Guardian'ın Eski Dış Haberler Editörü, Apartheid Karşıtı Aktivist, İngiltere'de her yıl düzenlenen Filistin Edebiyat Festivali'nin kurucusu, İngiltere;
24. Gayatri Chakravorty Spivak FBA, Profesör, Columbia Üniversitesi, 2012 Kyoto Sanat ve Felsefe Ödülü Sahibi, Hindistan;
25. Ali Bardakoğlu, İlahiyat Profesörü, Eski Diyanet İşleri Başkanı, Türkiye;
26. Mustafa Ceric, Bosna Başmüftüsü, Dünya Boşnak Kongresi Başkanı, UNESCO Felix Houphouet-Bougny Barış Ödülü eş sahibi, Bosna Hersek;
27. Maung Zarni, İnsan Hakları Aktivisti, Soykırım İzleme Örgütü Danışmanlar Kurulu Üyesi, Özgür Burma Koalisyonu, Özgür Rohingya Koalisyonu ve Güneydoğu Asya Yenilenme Güçleri Kurucu Üyesi, Myanmar;
28. Joseph Camilleri, Profesör, La Trobe Üniversitesi, SHAPE Melbourne Eşbaşkanı, Avustralya;
29. Mahmood Mamdani, Herbert Lehman Hükümet Profesörü Columbia Üniversitesi, Kampala Üniversitesi Rektörü, Uganda;
30. Marjorie Cohn, Uluslararası Hukuk Halklar Akademisi Dekanı, Profesör, Thomas Jefferson Hukuk Fakültesi, ABD;
31. Jan Oberg, Ulusötesi Barış ve Gelecek Araştırmaları Vakfı Başkanı, İsveç;
32. Ramzy Baroud, Yazar, Akademisyen, Palestine Chronicle Editörü, Filistin/ABD;
33. Saree Makdisi, Kaliforniya Üniversitesi, Karşılaştırmalı Edebiyat Profesörü, “Palestine Inside Out: An Everyday Occupation” kitabının yazarı, ABD;
34. Roger Leger, Emekli Felsefe Profesörü,, Saint-Jean Askeri Koleji, Kanada;
35. Usman Bugaje, Profesör, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Eski Danışmanı, Nijerya;
36. Chandra Muzaffar, Adil Bir Dünya için Uluslararası Hareket (JUST) Başkanı, Malezya;
37. Avery F. Gordon, Profesör, Kaliforniya Üniversitesi Santa Barbara, ABD;
38. Arlene Elizabeth Clemesha, Çağdaş Arap Tarihi Profesörü, Brezilya São Paulo Üniversitesi (USP), Brezilya;
39. Ömer Dinçer, Profesör, Eski Milli Eğitim Bakanı, İstanbul Şehir Üniversitesi Eski Mütevelli Heyeti Başkanı, Türkiye;
40. Fethi Jarray, Eski Eğitim Bakanı, İşkenceyi Önleme Ulusal Mekanizması Başkanı, Tunus;
41. Alfred de Zayas, Demokratik ve Adil Bir Uluslararası Düzenin Teşvik Edilmesi Konusunda BM Eski Bağımsız Uzmanı, ABD;
42. Walid Joumblatt, Milletvekili, İlerici Sosyalist Parti, Lübnan;
43. Elmira Akhmetova, Profesör, Bilgi Entegrasyonu Enstitüsü, Rusya;
44. George Sabra, Şam Deklarasyonu (2005) İmzacısı, Suriye Ulusal Konseyi Eski Başkanı, Suriye;
45. Ray McGovern, Aktivist, Barış İçin Savaşanlar (Veterans For Peace), “Not in Our Name” adlı savaş karşıtı grubun destekçisi, ABD;
46. Juan Cole, Michigan Üniversitesi, The Internatioanl Journal of Middle East Studies Dergisi Eski Editörü, ABD;
47. Penny Green, Hukuk ve Küreselleşme Profesörü, Uluslararası Devlet Suçları İnisiyatifi Direktörü, Londra Queen Mary Üniversitesi, İngiltere;
48. Bishnupriya Ghosh, İngilizce ve Küresel Çalışmalar Profesörü , UC Santa Barbara, ABD/Hindistan;
49. Nader Hashemi, Alwaleed Müslüman-Hıristiyan Anlayış Merkezi Direktörü, Georgetown Üniversitesi, ABD;
50. Ahmed Abbes, Matematikçi, Institut des Hautes Etudes Scientifiques Paris isimli kurumun araştırma direktörü, Fransa/Tunus;
51. Bhaskar Sarkar, Film ve Medya Profesörü, UC Santa Barbara, ABD/Hindistan;
52. Akeel Bilgrami, Felsefe Profesörü, Columbia Üniversitesi, ABD/ India;
53. Assaf Kfoury, Matematikçi ve Teorik Bilgisayar Bilimi Profesörü, Boston Üniversitesi, ABD;
54. Helena Cobban, Gazeteci, Yazar, Just World Educational Başkanı, ABD;
55. Bilijana Vankovska, Profesör ve Küresel İlişkiler Merkezi Başkanı, Cyril and Mehtodius Üniversitesi, Üsküp, Makedonya;
56. David Swanson, Yazar, World BEYOND War Direktörü, ABD;
57. Radmila Nakarada, Profesör, Siyasal Bilgiler Fakültesi, Belgrad Üniversitesi; Yugoslav Hakikat ve Uzlaşma Komitesi Sözcüsü, Sırbistan;
58. Fredrick S. Heffermehl, Avukat, Yazar, Norveç;
59. Anis Ahmad, Profesör ve Riphah Uluslararası Üniversitesi Başkanı İslamabad, Pakistan;
60. Lisa Hajjar, Profesör, Kaliforniya Üniversitesi, Santa Barbara, ABD;
61. Dr. Sayyid M. Syeed, Kuzey Amerika İslam Toplumu Onursal Başkanı;
62. Muhammed al-Ghazzali, İslam Sosyolojisi Profesörü, Pakistan Yüksek Mahkemesi Yargıcı, Pakistan;
63. Syed Azman Syed Ahmad, Eski Milletvekili, Barış ve Kalkınma için Asya Forumu (AFPAD) Başkanı, Malezya;
64. Osman Bakar, El-Gazali Epistemoloji ve Medeniyet Yenilenmesi Kürsüsü, Uluslararası İslam Düşüncesi ve Medeniyeti Enstitüsü, Malezya;
65. Ibrahim M Zein, İslami Çalışmalar Profesörü, Katar Vakfı, Katar;
66. Engin Deniz Akarlı, Tarih Profesörü, Brown Üniversitesi, Türkiye;
67. Francesco Della Puppa, Venedik Ca' Foscari Üniversitesi, İtalya;
68. Julio da Silveira Moreira, Profesör, Latin-Amerika Entegrasyonu Federal Üniversitesi, Brezilya;
69. Nabeel Rajab, Körfez İnsan Hakları Merkezi'nin kurucusu ve eski başkanı; Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu Eski Genel Sekreter Yardımcısı, Ion Ratiu Demokrasi ve İnsan Hakları Ödülü sahibi, Bahreyn;
70. Feroz Ahmad, Tarih ve Uluslararası İlişkiler Profesörü, Harvard Üniversitesi, ABD, Hindistan;
71. Serap Yazıcı, Anayasa Hukuku Profesörü, Milletvekili, Türkiye;
72. Natalie Brinham, Soykırım ve Devletsizlik Araştırmacısı, İngiltere;
73. Ayçin Kantoğlu, Yazar, Türkiye;
74. Imtiyaz Yusuf, Doç. Dr., Araştırmacı, Çağdaş İslam Dünyası Merkezi (CICW), Shenandoah Üniversitesi, ABD/Vietnam;
75. Kamar Oniah Kamuruzaman, Karşılaştırmalı Dinler Profesörü, Uluslararası İslam Üniversitesi, Malezya;
76. Ümit Yardım, Eski Tahran, Moskova ve Viyana Büyükelçisi, Türkiye;
77. Ahmet Ali Basic, Saraybosna Üniversitesi, Bosna Hersek;
78. Kani Torun, Eski Somali Büyükelçisi, Yeryüzü Doktorları Eski Başkanı, Milletvekili, Türkiye;
79. Ermin Sinanovic, Shenandoah Üniversitesi Çağdaş Dünyada İslam Merkezi,
ABD/Bosna Hersek;
80. Alkasum Abba, Tarih Profesörü, Abuja, Nijerya;
81. Hassan Ahmed Ibrahim, Tarih ve Medeniyet Profesörü, Eski Dekan, Hartum Üniversitesi, Sudan;
82. Anwar Alrasheed, Khiam Rehabilitasyon Merkezi, İşkence Mağdurları (KRC), Kuveyt Devleti ve Körfez İşbirliği Konseyi Ülkeleri Adil Yargılama ve İnsan Hakları Uluslararası Konseyi Temsilcisi, Kuveyt;
83. Mohd Hisham Mohd Kamal, Doç. Dr., Ahmad İbrahim Hukuk Fakültesi, Malezya/ Endonezya;
84. Syed Arabi Bin Syed Abdullah, Uluslararası İslam Üniversitesi Eski Rektörü, Malezya;
85. Yusuf Ziya Özcan, Eski YÖK Başkanı, Türkiye;
86. Mohamed Jawhar Hassan, Malezya Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Enstitüsü Eski Başkanı (ISIS), Malezya;
87. Shad Faruqi, Hukuk Profesörü, Malaya Üniversitesi, Malezya;
88. Mohammad Ahmadullah Siddiqi, Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Profesörü, Western Illinois Üniversitesi, Macomb IL ABD/ Hindistan;
89. Mohamed Tarawna, Temyiz Mahkemesi Yargıcı, Ürdün;
90. Etyen Mahcupyan, Yazar, Başbakan Eski Başdanışmanı, Türkiye;
91. Khawla Mattar, Kahire'deki Birleşmiş Milletler Enformasyon Merkezi Direktörü, BM Suriye Eski Özel Temsilci Yardımcısı, Bahreyn;
92. Aslam Abdullah, Kıdemli Gazeteci, ABD/ Hindistan;
93. Stuart Rees, Profesör, Sydney Üniversitesi;
94. Hatem Ete, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Sosyoloji Bölümü, Türkiye;
95. Camilo Pérez-Bustillo, Ulusal Tayvan Üniversitesi, Tayvan;
96. Bridget Anderson, Göç, Hareketlilik ve Vatandaşlık Profesörü, Bristol Üniversitesi, İngiltere;
97. William Spence, Teorik Fizik Profesörü, Londra Queen Mary Üniversitesi, İngiltere;
98. Mohammad Hashim Kamali, Hukuk Profesörü, Uluslararası İleri İslam Araştırmaları Enstitüsü Kurucu CEO'su, Malezya/Afganistan;
99. Ferid Muhic, Felsefe Profesörü , Krill Metodius Üniversitesi , Makedonya;
100. Frej Fenniche, Eski Kıdemli İnsan Hakları Görevlisi/BM OHCHR, İsviçre;
101. Sevinç Alkan Özcan, Doç. Dr., Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü, Türkiye;
102. Sigit Riyanto, Hukuk Profesörü, Endonezya;
103. Khaled Khoja, Suriye Ulusal Koalisyonu Eski Başkanı;
104. Tarık Çelenk, Ekopolitik Eski Başkanı, Türkiye;
105. M. Bassam Aisha, İnsan Hakları Uzmanı, Libya;
106. Naceur El-Ke, Akademisyen ve İnsan Hakları Aktivisti, Tunus;
107. Jean-Daniel Biéler, Eski Büyükelçi, Özel Danışman, Federal Dışişleri Bakanlığı, İnsani Güvenlik Bölümü, İsviçre;
108. Fajri Matahati Muhammadin, Gadjah Mada Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Endonezya;
109. Ahmet Okumuş, Bilim ve Sanat Vakfı Başkanı; Türkiye;
110. Khan Yasir, Hindistan İslami Çalışmalar ve Araştırma Enstitüsü Direktörü, Hindistan;
111. Mahmudul Hasan, Md., Profesör, Malezya Uluslararası İslam Üniversitesi, Malezya/Bangladeş;
112. Tara Reynor O’Grady, İnsan Hakları Sentineli Genel Sekreteri, ABD;
113. Nurullah Ardıç, İstanbul Teknik Üniversitesi;
114. Phar Kim Beng, Strategic Pan-Pacic Arena'nın Kurucu CEO'su, Malezya;
115. Dinar Dewi Kania, Trisakti Ulaştırma ve Lojistik Enstitüsü. Cakarta, Endonezya
Yorumlar
Yorum Yapın
İlginizi Çekebilir
Silivri’de Kayıp Vatandaş Sağ Olarak Bulundu

Silivri’nin Büyükkılıçlı Mahallesi’nde kaybolan bir vatandaş, İstanbul AFAD’ın koordinesinde yürütülen yoğun arama-kurtarma çalışmaları sonucunda sağ olarak bulundu.
AFAD Koordinesinde Ortak Çalışma
Kaybolma ihbarının ardından harekete geçen ekipler, İlçe Jandarma Komutanlığı, Silivri Belediyesi Arama ve Kurtarma (SAK) ekibi, sivil toplum kuruluşları (STK) ve gönüllülerin katılımıyla bölgede kapsamlı bir çalışma gerçekleştirdi. Koordineli arama çalışmaları sayesinde vatandaş kısa sürede sağ olarak bulundu.
Sağlık Kontrolleri İçin Hastaneye Sevk Edildi
Bulunan vatandaş, yapılan ilk müdahalenin ardından ambulansla hastaneye sevk edildi. Sağlık durumunun kontrol altında olduğu öğrenildi.
“Tüm kurumlara teşekkür ediyoruz”
Silivri Belediyesi’nden yapılan açıklamada, sürece katkı sağlayan tüm kurum, ekip ve gönüllülere teşekkür edilerek şu ifadelere yer verildi:
“Süreç boyunca özveriyle görev yapan tüm kurumlarımıza, ekiplerimize ve gönüllülerimize teşekkür ediyor; hemşehrimize geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.”
Esenyurt Adliye Sarayı İçin İlk Adım Atıldı

Esenyurt’ta uzun süredir beklenen Adliye Sarayı projesi için önemli bir gelişme yaşandı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile yapılan görüşmenin ardından sürecin resmen başladığı duyuruldu.
Yıl Sonuna Kadar Temel Atma Hazırlıkları Başlıyor
Görüşmeye Esenyurt Kaymakamı Fatih Çobanoğlu, AK Parti İlçe Başkanı Togay Çoban ve Esenyurt Belediye Başkan Vekili Can Aksoy katıldı. Yapılan istişareler sonucunda, yıl sonuna kadar Esenyurt Adliye Sarayı’nın temel atma hazırlıklarının başlayacağı açıklandı.
“Vatandaşlarımız Adalet Hizmetlerine Daha Kolay Ulaşacak”
AK Parti Esenyurt İlçe Başkanı Togay Çoban, ilçenin en büyük ihtiyaçlarından biri olan Adliye Sarayı’nın hayata geçirilmesiyle hem vatandaşların adalet hizmetlerine daha kolay erişebileceğini hem de Esenyurt’un kurumsal kimliğine değer katacağını vurguladı.
“Proje Bakanlığın Desteğiyle Hızla İlerleyecek”
Esenyurt Kaymakamı Fatih Çobanoğlu ise, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un desteğiyle projenin hızla ilerleyeceğini ifade ederek, yıl sonu itibarıyla çalışmaların somut şekilde başlayacağına dikkat çekti.
“İlçeye Büyük Katkı Sağlayacak”
Esenyurt Belediye Başkan Vekili Can Aksoy da, ilçenin böylesine önemli bir yatırıma kavuşmasının Esenyurt için büyük katkı sağlayacağını dile getirdi.
Modern ve Hızlı Hizmet Sunacak
Bakan Tunç’un onayıyla kısa süre içerisinde temeli atılacak olan Esenyurt Adliye Sarayı, ilçedeki adalet hizmetlerini tek çatı altında toplayarak vatandaşlara modern ve hızlı hizmet sunmayı hedefliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Teşekkür
Son olarak, böylesine önemli bir eserin Esenyurt’a kazandırılmasında gösterdiği güçlü irade ve destek için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a şükran ifade edildi.
AK Parti Esenyurt’ta “Türkiye Yüzyılı Buluşması” Düzenlendi

AK Parti Esenyurt İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen “Türkiye Yüzyılı Buluşması”, Esenyurt Recep Tayyip Erdoğan Eğitim Külliyesi’nde yoğun katılımla gerçekleştirildi. Programa, AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir, AK Parti Esenyurt İlçe Başkanı Togay Çoban, eski Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, AK Parti Kars Milletvekili Adem Çalkın, AK Parti İstanbul Milletvekili Seyithan İzsiz ve çok sayıda partili katıldı.
“Milletin iradesine karşı devlet dimdik duruyor”
Buluşmada konuşan AK Parti Esenyurt İlçe Başkanı Togay Çoban, Esenyurt’un kayyum tarafından yönetildiğini hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:
“Esenyurt ilçemiz şu an kayyum tarafından yönetilmektedir. Kayyum, devletin ta kendisidir! Milletimizin emaneti olan belediye, devletimizin güvencesi altındadır. Bu durum bir kez daha göstermiştir ki aziz milletin iradesini yok saymaya kalkan anlayışa karşı devletimiz dimdik durmaktadır.”
“Her kesime dokunuyoruz”
Çoban, Esenyurt’un demografik yapısına değinerek teşkilatın gücünü vurguladı:
-
İlçede yaklaşık 110 bin üyenin bulunduğunu söyledi.
-
Kongre sonrası 2 bin 746 yeni üyenin katıldığını açıkladı.
-
Üyelerin yarısının kadın, yarısının erkek olduğunu, ayrıca 7 binden fazla gencin AK Parti çatısı altında yer aldığını belirtti.
Çoban, “Bu tablo AK Parti’nin Esenyurt’ta her kesime dokunduğunun en güçlü ispatıdır. Dokunmadığımız tek bir yürek, girmediğimiz tek bir ev bırakmamaya kararlıyız. Ak noktamızda sürekli vatandaşlarımızla bir araya geliyor, doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine herkes ile yan yana oluyoruz.” dedi.
“Güçlü teşkilat kurduk”
Çoban, konuşmasında mahalle başkanları, yönetim kurulu üyeleri, meclis üyeleri, kadın ve gençlik kollarının fedakârlıklarını anarak teşekkür etti. İl Başkanı Abdullah Özdemir’in vizyonu ve liderliğinin İstanbul teşkilatına güç kattığını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür
Çoban, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a özel olarak teşekkür ederek şunları kaydetti:
“Onun güçlü liderliği, vizyonu ve milletimiz için gece gündüz demeden ortaya koyduğu gayret bizlere daima yol göstermektedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu irade sayesinde Türkiye, yalnızca kendi vatandaşlarının değil, aynı zamanda tüm mazlum coğrafyaların da umudu olmuştur.”
“Esenyurt Türkiye’dir”
Konuşmasını birlik ve beraberlik mesajıyla tamamlayan Çoban,
“Biz sadece bir siyasi hareket değiliz. Biz bu milletin umudu, geleceği, birliği ve kardeşliğiyiz. Esenyurt için, AK Parti için, Türkiye için hep birlikte haykırıyoruz: Bir olacağız! İri olacağız! Diri olacağız! Hep birlikte güçlü olacağız! Esenyurt Türkiye’dir, Türkiye Esenyurt’tur!” sözleriyle salondaki coşkuya ortak oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ABD’de Yoğun Diplomasi Trafiği

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 80. Genel Kurulu için gittiği Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) New York kentinde yoğun bir diplomasi trafiği yürüttü. Erdoğan, BM Genel Kurulu’na hitabının yanı sıra çok sayıda liderle görüşmeler gerçekleştirdi, uluslararası konferanslara katıldı ve önemli iş birliği mesajları verdi.
Türk Yatırım Konferansı: “100 milyar dolarlık ticaret hedefi sürüyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 22 Eylül’de Türkiye-ABD İş Konseyi tarafından düzenlenen Türk Yatırım Konferansı’na katıldı. Enerji ve savunma sanayi iş birliğini öncelikli alanlar olarak gördüklerini belirten Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ile 2019 yılında belirlenen 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefinin sürdüğünü vurguladı.
Filistin Konferansı: “1967 sınırları temelinde bağımsız Filistin”
BM’de düzenlenen Filistin Konulu Yüksek Düzeyli Uluslararası Konferansa katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin’i tanıyan ülkeleri tebrik ederek şu mesajı verdi:
“Türkiye olarak 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, coğrafi bütünlüğe sahip Filistin Devleti kurulana kadar mücadeleye devam edeceğiz.”
Yoğun Lider Diplomasisi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, New York temasları çerçevesinde birçok lider ve üst düzey temsilciyle görüştü:
-
AB Konseyi Başkanı Antonio Costa ile Avrupa Birliği ilişkilerini değerlendirdi.
-
Kanada Başbakanı Mark Carney ile enerji, savunma sanayi ve NATO müttefikliği üzerine görüştü; Kanada’nın Filistin’i tanımasından memnuniyetini dile getirdi.
-
Kuveyt Veliaht Prensi Sabah Halid el-Hamed es-Sabah ile ticaret ve ikili ilişkilerin geliştirilmesi üzerine görüş alışverişinde bulundu.
-
Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi ile Libya’da kalıcı istikrar ve güvenlik için Türkiye’nin desteğini vurguladı.
-
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile Türkevi’nde yaptığı görüşmede, yaptırımların kaldırılması ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması mesajını verdi.
-
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile ikili ilişkiler, AB süreci ve Filistin meselesini ele aldı. Macron’un Filistin’i tanıma kararını memnuniyetle karşıladı.
-
Vietnam Devlet Başkanı Luong Cuong ile Filistin konusunda ortak duruşu değerlendirdi.
BM Genel Kurulu’nda Dünya Liderlerine Mesajlar
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulu kürsüsünden yaptığı konuşmada ağırlıklı olarak Gazze’de yaşanan soykırıma dikkat çekti.
“Gazze’de iki taraftan söz edilemez. Bir yanda en modern silahlarla donatılmış düzenli ordu, diğer yanda masum siviller vardır. Gün bugündür. Gün, insanlık adına Filistinli mazlumların yanında dimdik durma günüdür.”
Erdoğan, ayrıca Suriye, Rusya-Ukrayna savaşı, KKTC’nin tanınması ve BM reformu gibi başlıklarda da önemli mesajlar verdi.
ABD’de Türk Toplumuyla Buluşma
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi tarafından düzenlenen akşam yemeğine katılarak ABD’de yaşayan Türk vatandaşlarıyla bir araya geldi.
Türk-Amerikan ilişkilerinin müttefiklik ve stratejik ortaklık temelinde ilerlediğini belirten Erdoğan, Başkan Trump’ın ikinci döneminde kurumlar arası diyaloğun hız kazandığını söyledi.
Trump ile Zirve Görüşmesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, temaslarının sonunda Washington’a geçerek ABD Başkanı Donald Trump ile Beyaz Saray’da görüştü.
İki liderin görüşmesi 2 saat 20 dakika sürdü. Erdoğan, F-16 ve F-35 projeleri, Halkbank davası ve Heybeliada Ruhban Okulu konularını gündeme getirdi.
Görüşme kapsamında, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ile ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, iki ülke arasında Stratejik Sivil Nükleer İşbirliği Mutabakat Zaptı’nı imzaladı.
BM İklim Zirvesi: 2035 için emisyon hedefi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM İklim Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin 2035 yılına kadar 466 milyon ton emisyon azaltımı sağlamayı hedeflediğini ve yenilenebilir enerji payının yüzde 60’ın üzerine çıktığını açıkladı.
Beylikdüzü’ndeki Özel Bakım Merkezi İçin Kapatma Kararı

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, İstanbul Beylikdüzü’nde faaliyet gösteren özel bir bakım merkezine yönelik basında yer alan iddialar üzerine açıklama yaptı. Bakanlık, iddiaların ardından kurum hakkında derhal inceleme başlatıldığını, sorumluların görevden alındığını ve merkezin kapatıldığını duyurdu.
İnceleme ve Soruşturma Başlatıldı
Bakanlıktan yapılan açıklamada, söz konusu özel bakım merkeziyle ilgili iddiaların tespit edilmesinin ardından il müdürlüğü tarafından acil denetim sürecinin başlatıldığı ifade edildi.
İhmali bulunan kişilerin iş akitlerinin feshedildiği ve haklarında Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğu belirtildi.
Engelli Bireyler Başka Merkezlere Yerleştiriliyor
Bakanlık açıklamasında, merkezin kapatma kararı alındığı ve burada hizmet alan engelli bireylerin güvenli şekilde başka merkezlere yerleştirilme sürecinin başlatıldığı vurgulandı.
“Süreci Titizlikle Takip Ediyoruz”
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, ihmali bulunanların en ağır cezayı alması için sürecin bizzat takip edildiğini açıkladı:
“İhmali bulunanların en ağır cezayı alması için bizzat suç duyurusunda bulunduğumuz ve müdahil olduğumuz dava sürecini titizlikle takip edeceğiz.”
Bakanlık, kamuoyuna saygıyla duyuruda bulunarak gelişmelerin yakından izleneceğini belirtti.
Saral’dan mahkeme görüntülerine tepki: “Bu kalıpsıza bu şovları kim yaptırıyor?”

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı davalarda çekilen görüntülere tepki gösterdi. Saral, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda İmamoğlu için “bu kalıpsız” ifadesini kullanarak mahkeme salonuna görüntü cihazlarının sokulmasına sert sözlerle karşı çıktı.
“Davalar basına kapalı yapılır”
Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı davalarda mahkeme salonundan paylaşılan görüntüler sosyal medyada gündem olurken, Oktay Saral bu duruma tepki gösterdi. Saral, davaların basına kapalı olarak yapılması gerektiğini hatırlatarak, telefon ve kamera gibi cihazların duruşma salonuna sokulmasının yasak olduğunu vurguladı.
Saral, paylaşımında şu ifadeleri kullandı:
“Bu kalıpsıza bu şovları kim yaptırıyor? Davalar basına kapalı olarak yapılır. Telefon ya da video kamera gibi cihazların duruşma salonuna sokulması yasaktır. Hal böyle iken bu çekimlerin yapılmasına göz yuman mahkeme heyeti acilen açığa alınmalıdır. HSK’yı göreve davet ediyorum.”
HSK’ya çağrı
Saral’ın bu paylaşımında Hakimler ve Savcılar Kurulu’nu (HSK) göreve davet etmesi dikkat çekti. İmamoğlu’nun duruşmalarında çekilen görüntülerin sosyal medyada geniş yankı uyandırması ve binlerce yorum almasının ardından yapılan bu çıkış, siyasette yeni bir tartışmayı da beraberinde getirdi.
Gürsel Tekin’den CHP’den İhraç Kararına Sert Tepki: “Bizi Değil, Vicdanlarını İhraç Ettiler”

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) eski İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, partiden ihraç edilmesine sert tepki gösterdi. Tekin, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Bu kararın bizim onurumuzu zedelemesi mümkün değildir. Bizi değil, kendi vicdanlarını ihraç ettiler” ifadelerini kullandı.
“Bu karar CHP tarihine gölge düşüremez”
Gürsel Tekin, açıklamasında partideki geçmişine vurgu yaparak şunları söyledi:
“Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir neferi olarak ömrümü verdiğim partidem, suça bulaşmış kişilerin, partinin değil kendi şahsi çıkarlarının temsilciliğini yapanların aldığı bir kararla ihraç edildik. Bu kararın bizim onurumuzu zedelemesi mümkün değildir.
Biz bu partinin emektarlarıyız. Bu partiye yıllarımızı, alın terimizi, mücadelemizi verdik. Bizimle aynı yolda yürüyen binlerce yol arkadaşımızın emeğini yok sayarak kendi düzenlerini sürdürmeye çalışanların vereceği hiçbir karar CHP tarihine gölge düşüremez.”
“CHP, şaibelerden arındığında daha da büyüyecek”
Tekin, ihraç kararını partinin geleceği açısından da değerlendirdi:
“Bugün bizi ihraç edenler bilsinler ki aslında ihraç ettikleri biz değiliz; ihraç ettikleri kendi vicdanlarıdır, partinin onurlu geçmişidir. Bizim varlığımızı yok edemezsiniz. Çünkü biz CHP’nin vicdanıyız, kökleriyiz, hafızasıyız.
Sizler bu partiden gittiğinizde, bu partiyi şaibelerden, kişisel hırslardan arındırdığınızda Cumhuriyet Halk Partisi daha da büyüyecek. Çünkü CHP, birkaç kişinin koltuğunu korumak için tasfiye ettiği insanların değil, Mustafa Kemal’in izinden giden milyonların partisidir.”
“Mücadelemiz sürecek”
Partiden ihraç edilmesinin kendisini susturamayacağını vurgulayan Gürsel Tekin, şu ifadelerle açıklamasını noktaladı:
“Bizler, partimizi namussuzlardan, şaibelerden ve kirli düzenlerden temizlemek için mücadelemize devam edeceğiz. İhraç kararlarıyla bizi susturamazsınız. Tarih, bugün alınan bu haksız kararları değil, bu kararların karşısında dimdik duran bizleri yazacaktır.”
İzmir’de “Twerk” Rezaletine 2 Gözaltı!

İzmir’de “Twerk” Rezaletine 2 Gözaltı
İzmir’de bir eğlence mekanında çekilen ve sosyal medyada büyük tepki toplayan görüntüler sonrası soruşturma başlatıldı. Görüntülerde tesettürlü bir kadının, erkek dansçılarla birlikte twerk yaptığı anlar yer alıyordu.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla harekete geçen polis ekipleri, kimlikleri tespit edilen 2 kişiyi gözaltına aldı. Olayla ilgili incelemeler sürerken, gözaltındaki şüphelilerin emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edileceği öğrenildi.
Sosyal medyada kısa sürede yayılan görüntüler, toplumun farklı kesimlerinden yoğun tepki aldı.
Ava Gitme” Dedi, Katliam Yaşandı: Annesini Av Tüfeğiyle Öldürdü!

“Ava Gitme” Dedi, Katliam Yaşandı: Annesini Av Tüfeğiyle Öldürdü
Muğla’nın Köyceğiz ilçesinde aile içi tartışma kanlı bitti. Edinilen bilgilere göre 22 yaşındaki S.S., ava gitmesine karşı çıkan annesiyle tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesi üzerine öfkelenen genç, evde bulunan av tüfeğini alarak annesini başından vurdu.
Ağır yaralanan anne olay yerinde hayatını kaybederken, mahallede büyük üzüntü yaşandı. İhbar üzerine olay yerine sağlık ve jandarma ekipleri sevk edildi. Sağlık ekiplerinin yaptığı incelemede kadının yaşamını yitirdiği belirlendi.
Olay sonrası S.S. jandarma ekipleri tarafından gözaltına alınırken, cenaze otopsi için Muğla Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Bursa’da Metroda Can Pazarı: Yaşlı Adam Raylara Düştü, Mucizevi Şekilde Kurtuldu!

Bursa’da Metroda Can Pazarı: Yaşlı Adam Raylara Düştü, Mucizevi Şekilde Kurtuldu
Bursa’da metro istasyonunda yaşanan olay, yürekleri ağza getirdi. İddiaya göre, peronda metro bekleyen iki öğrenci şakalaştıkları sırada 60 yaşındaki Abdulkadir Kavaklıgil’e çarptı. Çarpmanın etkisiyle dengesini kaybeden Kavaklıgil, raylara düştü.
O sırada istasyona yaklaşan metro makinisti, durumu fark ederek anında fren yaptı. Tren, raylara düşen Kavaklıgil’e çarpmadan durmayı başardı. Olay yerine gelen sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından yaralı adam hastaneye kaldırıldı.
Abdulkadir Kavaklıgil’in sağlık durumunun iyi olduğu öğrenilirken, olayla ilgili inceleme başlatıldı.
İlk Yorum yapan siz olun!