Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın emeklilere yaptığı zam oranını eleştirdi. Davutoğlu, "Sayın Cumhurbaşkanı 2024 yılını emekliler yılı ilan etti. Aman emekliler korksun. Allah muhafaza eylesin '2024 yılı emekliler yılı' denmişse, emeklilere Allah uzun ömür versin ama gömme yılı demektir. Neden? Mezarda emeklilik demektir" dedi. Hükümete seslenen Davutoğlu, “Gelişen her olay da muhalefeti mahkum etmek, muhalefeti kutuplaştırmak gibi sıradan, banal, süfli bir politika yerine doğru dürüst bir değerlendirme yapın” diye konuştu.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın emeklilere yaptığı zam oranını eleştirdi. Davutoğlu, "Sayın Cumhurbaşkanı 2024 yılını emekliler yılı ilan etti. Aman emekliler korksun. Allah muhafaza eylesin '2024 yılı emekliler yılı' denmişse, emeklilere Allah uzun ömür versin ama gömme yılı demektir. Neden? Mezarda emeklilik demektir" dedi. Hükümete seslenen Davutoğlu, “Gelişen her olay da muhalefeti mahkum etmek, muhalefeti kutuplaştırmak gibi sıradan, banal, süfli bir politika yerine doğru dürüst bir değerlendirme yapın” diye konuştu.
Saadet- Gelecek Partisi ortak grup toplantısı, bütçe görüşmeleri nedeniyle verilen iki haftalık aranın ardından bugün yapıldı. Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, grup toplantısına katıldı. Saadet Partisi adına grup konuşmasını Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Kaya yaptı.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu, grup toplantısında yaptığı konuşmada gündeme ilişkin şunları söyledi:
"HER OLAYDA MUHALEFETİ MAHKUM ETMEK SUFLİ VE BANAL BİR POLİTİKA"
"Maalesef Cumhuriyetimizin yüzüncü yılı büyük acılarla geçti. 6 Şubat depremi, terör saldırıları artan ve derinleşen yoksulluk emeklilerimizin içler acısı hali, tarımda geldiğimiz durum bizi üzdü. Bu ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlenenlere sesleniyorum, gelişen her olay da muhalefeti mahkum etmek, muhalefeti kutuplaştırmak gibi sıradan, banal, süfli bir politika yerine doğru dürüst bir değerlendirme yapın... Yanı başımızda iki doğrudan savaş yürüyor. Yüz günü aşkın bir süredir de bir soykırım sürüyor Gazze'de. Yemen'e bir hareket yaptı. Tam da bizim askerlerimizin şehit olduğu günlerde İngiltere ve Amerika... Yemen bombalandı. Bir müddet sonra Kuzey Irak'ta İran Erbil'i bombaladı. İsrail Lübnan'a saldırıda bulundu. Bu resmi görmeden, Türkiye'deki terör olayını, muhalefeti köşeye kıstırmak için bir fırsat görenler açık söylüyorum, dünyayı da okumuyorlar bu milletin geleceğini de düşünmüyorlar. 2024'te bizi bekleyen büyük krizleri de öngöremiyorlar.
"KİMİN NE DİYECEĞİNDEN KORKUMUZ YOK"
Dün bu saatlerde taktiksel bildiri savaşı yürürken Grup Başkanımız Selçuk Özdağ ve arkadaşlarımızın getirdiği öneriyle bu farklı bildiriler başkanlık tezkeresine dönüştürüldü ve TBMM'den tek bir ses yükseldi. Şu bilinsin, bizim grubumuz bölmeye, ayrıştırmaya değil birleştirmeye gönülleri bir araya getirmeye ayarlıdır. Bu milleti birleştirecek olan TBMM'nin güçlü sesi de Saadet- Gelecek Grubu'dur. Onlar ayrıştıracak. Kimin ne diyeceğinden korkumuz yok. Çünkü 24 saate değil, bir güne değil, bir yıla değil, asırlara ayarlıyız.
"TERÖR KORKUSU ÜZERİNDEN ONAY ALIRLARSA OTORİTERLEŞME DERİNLEŞİR"
Biraz unutulmuş gibi görünse de iki üst yargı birbiri ile mücadele halinde. Anayasa Mahkemesi , Yargıtay meselesi. Yoksulluk almış başını gitmiş. Seçimlere doğru giderken ülkeyi kutuplaştırma siyaseti üzerinden prim yapmaya çalışan bir iktidar var. Çok kaygılıyım arkadaşlar. Bu kadar devlet tecrübesinden sonra bunu söylemek bana hüzün veriyor ama 2024 için çok kaygılıyım. Herkesi uyarıyorum ayağınızı denk alın, küçük hesaplarla bu ülkeyi mağdur etmeyin. 31 Mart eğer tekrar bu milletten terör korkusu üzerinden bir onay alırlarsa arkasından Türkiye'de otoriterleşmenin derinleşeceği, fikir özgürlüğünün tümüyle gündemden düşeceği, Türkiye'nin başka bazı ülkelerde göründüğü gibi yukarıdan aşağıya doğru her an kontrol edilen ve yukarıdakilerin de uluslararası güçler tarafından tasallut altına alındığı bir uydu devlete dönüşme riski vardır.
"TERÖRLE MÜCADELEDE ÖVÜNÜLMESİ GEREKEN ŞEY EN AZ ASKER KAYBIYLA KARŞI TARAFTA ETKİ UYANDIRAN OPERASYONDUR"
Dün Sayın Dışişleri Bakanı ve Sayın Savunma Bakanı'nı dinledim... Tabi Meclis’te kamuya açık oturumda konuşmanın sınırlarını yaşayan biri olarak bilirim, her şeyi paylaşamazsınız. Her şeyi konuşamayabilirsiniz. Ama ben isterdim ki ikisiyle de geçmişte çalışmış olan ve onların yapabileceklerini bilen bir başbakanları olarak ikisinden de daha vizyoner bir konuşma beklerdim. Bütün bu tehlikeleri gören millete güven veren bir konuşma beklerdim. Kaç terörist öldürüldü? Kaç askerimizi kaybettiğimiz... Sayıyla rakamların ötesinde, terörle mücadelede övünülmesi gereken şey, en az asker kaybıyla en fazla karşı tarafta etki uyandıran operasyon yapılmasıdır.
"DOLMABAHÇE OFİSİ’NDE LÜKS ODALARDA YAPILMAZ GÜVENLİK TOPLANTISI"
İlk baskını anlıyorum. Her ülke böyle baskın görebilir ama ikinci baskın... Nasıl oldu? Nasıl şehit verdik 9 kardeşimizi. Bunun hesabını sorardım muhalefete dönmeden önce. Devlet adamının görevi kendi altındakini sigaya çekmektir, muhalefeti değil. 9 şehidimizin acısı yüreğimizde ama beni daha çok yakan terör örgütüne karşı psikolojik üstünlüğü kaybettiler... Kim ikinci baskını yedi. Neden ilk baskından sonra gerekli tedbirler alınmadı? Neden riskli bölgeler gerekirse boşaltılmadı veya takviye birlik gönderilmedi? Neden lojistik koridorlar oluşturulmadı? Hava muhalefetiymiş. Hava muhalefeti terör örgütü için de var... Şehit cenazelerinde muhalefet liderlerinin katılımını engellemek için boy göstermekten başka ne yaptınız siz? Sayın Cumhurbaşkanı'na sesleniyorum, Dolmabahçe Ofisi’nde lüks odalarda yapılmaz güvenlik toplantısı sadece. Ben olsaydım aynı güvenlik toplantısını Hakkari'de, Silopi'de yapardım ve dünyaya gösterirdim.
"DERHAL BİR KRİZ MASASI KURUN"
Devlet yönetmek, her çıkan krizde siyasi rant elde etmek demek değildir. Devlet yönetmek, devletin menfaati ve geleceği söz konusu olduğunda bütün öfkeyi, kini, farklılığı içine gömüp basiretle davranmalıdır. Bakın sayıyorum, bir askeri soruşturma. İki; liderleri tek tek veya topluca çağırıp kapalı kapılar ardında onlara bilgiler vermek onların tecrübelerinden istifade etmek. Üç, şimdi tavsiye ediyorum, derhal daimi bir kriz masası kurun.
Türkiye'nin yüzyıllık tarihinde iki büyük kaybı vardır. Birisi Musul, birisi 12 adadır... Birisi de Batum'dur. Bunlar Misak-ı Milli içerisinde. Musul'da hiçbir savaş kaybedilmedi. Neden? Çünkü Osmanlı Devleti'nin bakiyesi olan Türkiye Cumhuriyeti'ni enerji kaynaklarından uzak tutmak istediler. Çünkü Ortadoğu halkı olan Türkleri, Kürtleri, Arapları özellikle Türkleri ve Kürtleri birbirine düşürmek istediler... PKK denilen örgüt böyle çıktı. Mazlum Kürt halkı hep sıkıntılar yaşadı. Türkiye Cumhuriyeti devleti eğer terörle mücadele edecekse, bu halkları birleştiren bir merhamet seferberliği açacak.
KAMUOYU 'KİM İMZA ATTI, KİM ATMADI' DİYE TARTIŞIYOR"
Kamuoyu bunu tartışmıyor. 'Kim imza attı' 'kim atmadı' 'kim ne yaptı, kim ne yapmadı.' Çünkü öyle isteniyor. Neden Erbil'de İran böyle bir operasyon yaptı. Dördüncü yapacakları şey derhal İran'la oturup bu operasyonun arka planı dahil kapsamlı stratejik istihbarı mekanizma kurun.
'Bizim ülkemizde zaten herhangi bir uluslararası suç işlenmez' diyebilmek lazım.
"BU MUYDU AK PARTİ'NİN KURMAK İSTEDİĞİ TÜRKİYE"
Bakıyorum da whatsapp gruplarında şunu yayıyorlarmış. Her şeyi meşru gösteren maşallah sivil toplumları var. Her şey meşru onlar için. Uluslararası Adalet Divanı'na Türkiye başvuramazmış, çünkü Roma şartına bağlı değilmiş, onun için Türkiye Güney Afrika Cumhuriyeti'ne belgeler sunmuş da Güney Afrika Cumhuriyeti başvurmuş. Aslında bu başvurunun gerçek sahibi Türkiye'ymiş. Ya Allah aşkına efsaneler üzerine fikir üretilmez. Uluslararası Adalet Divanı'na BM üyesi her ülke başvurabilir. Uluslararası Adalet Divanı'na Türkiye başvurabilir. Türkiye taraf değilmiş. Orası Uluslararası Adalet Divanı değil, Uluslararası Ceza Mahkemesi... O ayrı bir süreç. Ayrıca da çekinmemek lazım. Bizim ülkemizde zaten herhangi bir uluslararası suç işlenmez diyebilmek lazım. Bizim ülkemizde çeteler, mafyalar yok, uyuşturucu lobiler, baronları yok diyebilmek lazım.
Ama korkuyorlar. Eski Türkiye'nin korkuları bunlara da sirayet etti. 'Eski Türkiye'yi yıkıp yeni bir Türkiye kuracağız' diyenler 1990'lı yılların derin devlet retoriğine, 90'lı yılların uyuşturucu baronlarına teslim oldular. Bu muydu istediğimiz Türkiye. Bu muydu kurmak istediği AK Parti'nin kuruluş yıllarındaki Türkiye.
"GAZZE YÜZÜNCÜ GÜNÜNDE, NEDEN KİMSE TÜRKİYE'NİN NE DÜŞÜNDÜĞÜNÜ SORMUYOR"
Gazze bize asla ırak değildir. Gazze, yüreğimizde yanan bir yangın ve önümüzde yürüyen bir meşaledir. Hamas ile İsrail arasında geçici bir anlaşma sağlandı. Sağlayan kim? Katar. Ama kim destek oldu Fransa. Katar ve Fransa işbirliği ile bugün bir ateşkes sağlandı. Yahu yüzüncü gündesiniz, niye kimse Türkiye'nin ne düşündüğünü sormuyor? Neden? Eğer kendi halkınızı baskı altında tutarak susturmaya çalışırsanız, eğer kendi ülkenizi arkanızda muhalefeti ile birlikte bir ve beraber gösteremezseniz, eğer dünyaya söyleyecek sözünüz kalmamışsa kimse size itibar etmek, kimse sizi dinlemez. En yakın dostlarınız bile dinlemez.
"EMEKLİLER KORKSUN"
Sayın Cumhurbaşkanı 2024 yılını emekliler yılı ilan etti. Aman emekliler korksun. Allah muhafaza eylesin '2024 yılı emekliler yılı' denmişse, emeklilere Allah uzun ömür versin ama gömme yılı demektir. Neden? Mezarda emeklilik demektir. Emeklilerin maaşı, 2016'da asgari ücretin 1.2 misliydi. Şimdi Cumhurbaşkanı 10 bin lirayı müjde gibi söylüyor."
Yorumlar
Yorum Yapın
İlginizi Çekebilir
Okul önünde silah sesleri: Batman’da öğrenciler korku dolu anlar yaşadı!

Okul önünde silah sesleri: Batman’da öğrenciler korku dolu anlar yaşadı!
Batman’da bir lisenin önünde çıkan silahlı kavga, çevrede büyük paniğe neden oldu. İddiaya göre, aralarında husumet bulunan iki grup okul önünde karşı karşıya geldi. Tartışmanın kısa sürede büyümesiyle taraflar birbirine tabancayla ateş açtı.
Çatışma sırasında ölen ya da yaralanan olmadı, ancak park halindeki bazı araçlara kurşun isabet etti. Öğrenciler ve veliler yaşanan olay nedeniyle büyük korku yaşarken, çevrede güvenlik önlemleri artırıldı.
Polis ekipleri olaya karışan şüphelileri yakalamak için geniş çaplı çalışma başlattı.
İstanbul’da “sex bomb” dansı skandalı: Polis baskınıyla son buldu!!

İstanbul’da “sex bomb” dansı skandalı: Polis baskınıyla son buldu!
İstanbul’un Fatih ilçesinde, turistlere yönelik müstehcen gösteriler düzenlendiği belirlenen bir eğlence işletmesine polis ekipleri baskın düzenledi. “Sex bomb” dansı adı altında yapılan uygunsuz gösterilerin sosyal medyada yayılması üzerine harekete geçen ekipler, mekânda detaylı denetim gerçekleştirdi.
Yapılan baskında işletmede uygunsuz içerikli eğlencelerle turistlerin eğlendirildiği ortaya çıktı. Polis, işletmede bulunan bir kişiyi gözaltına alırken, söz konusu mekâna 120 bin 482 TL idari para cezası uygulandı.
Yetkililer, kamu düzenini ve toplumsal değerleri zedeleyen bu tür faaliyetlere izin verilmeyeceğini, denetimlerin artarak süreceğini belirtti.
Silivri’de Kayıp Vatandaş Sağ Olarak Bulundu

Silivri’nin Büyükkılıçlı Mahallesi’nde kaybolan bir vatandaş, İstanbul AFAD’ın koordinesinde yürütülen yoğun arama-kurtarma çalışmaları sonucunda sağ olarak bulundu.
AFAD Koordinesinde Ortak Çalışma
Kaybolma ihbarının ardından harekete geçen ekipler, İlçe Jandarma Komutanlığı, Silivri Belediyesi Arama ve Kurtarma (SAK) ekibi, sivil toplum kuruluşları (STK) ve gönüllülerin katılımıyla bölgede kapsamlı bir çalışma gerçekleştirdi. Koordineli arama çalışmaları sayesinde vatandaş kısa sürede sağ olarak bulundu.
Sağlık Kontrolleri İçin Hastaneye Sevk Edildi
Bulunan vatandaş, yapılan ilk müdahalenin ardından ambulansla hastaneye sevk edildi. Sağlık durumunun kontrol altında olduğu öğrenildi.
“Tüm kurumlara teşekkür ediyoruz”
Silivri Belediyesi’nden yapılan açıklamada, sürece katkı sağlayan tüm kurum, ekip ve gönüllülere teşekkür edilerek şu ifadelere yer verildi:
“Süreç boyunca özveriyle görev yapan tüm kurumlarımıza, ekiplerimize ve gönüllülerimize teşekkür ediyor; hemşehrimize geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.”
Esenyurt Adliye Sarayı İçin İlk Adım Atıldı

Esenyurt’ta uzun süredir beklenen Adliye Sarayı projesi için önemli bir gelişme yaşandı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile yapılan görüşmenin ardından sürecin resmen başladığı duyuruldu.
Yıl Sonuna Kadar Temel Atma Hazırlıkları Başlıyor
Görüşmeye Esenyurt Kaymakamı Fatih Çobanoğlu, AK Parti İlçe Başkanı Togay Çoban ve Esenyurt Belediye Başkan Vekili Can Aksoy katıldı. Yapılan istişareler sonucunda, yıl sonuna kadar Esenyurt Adliye Sarayı’nın temel atma hazırlıklarının başlayacağı açıklandı.
“Vatandaşlarımız Adalet Hizmetlerine Daha Kolay Ulaşacak”
AK Parti Esenyurt İlçe Başkanı Togay Çoban, ilçenin en büyük ihtiyaçlarından biri olan Adliye Sarayı’nın hayata geçirilmesiyle hem vatandaşların adalet hizmetlerine daha kolay erişebileceğini hem de Esenyurt’un kurumsal kimliğine değer katacağını vurguladı.
“Proje Bakanlığın Desteğiyle Hızla İlerleyecek”
Esenyurt Kaymakamı Fatih Çobanoğlu ise, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un desteğiyle projenin hızla ilerleyeceğini ifade ederek, yıl sonu itibarıyla çalışmaların somut şekilde başlayacağına dikkat çekti.
“İlçeye Büyük Katkı Sağlayacak”
Esenyurt Belediye Başkan Vekili Can Aksoy da, ilçenin böylesine önemli bir yatırıma kavuşmasının Esenyurt için büyük katkı sağlayacağını dile getirdi.
Modern ve Hızlı Hizmet Sunacak
Bakan Tunç’un onayıyla kısa süre içerisinde temeli atılacak olan Esenyurt Adliye Sarayı, ilçedeki adalet hizmetlerini tek çatı altında toplayarak vatandaşlara modern ve hızlı hizmet sunmayı hedefliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Teşekkür
Son olarak, böylesine önemli bir eserin Esenyurt’a kazandırılmasında gösterdiği güçlü irade ve destek için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a şükran ifade edildi.
AK Parti Esenyurt’ta “Türkiye Yüzyılı Buluşması” Düzenlendi

AK Parti Esenyurt İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen “Türkiye Yüzyılı Buluşması”, Esenyurt Recep Tayyip Erdoğan Eğitim Külliyesi’nde yoğun katılımla gerçekleştirildi. Programa, AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir, AK Parti Esenyurt İlçe Başkanı Togay Çoban, eski Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, AK Parti Kars Milletvekili Adem Çalkın, AK Parti İstanbul Milletvekili Seyithan İzsiz ve çok sayıda partili katıldı.
“Milletin iradesine karşı devlet dimdik duruyor”
Buluşmada konuşan AK Parti Esenyurt İlçe Başkanı Togay Çoban, Esenyurt’un kayyum tarafından yönetildiğini hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:
“Esenyurt ilçemiz şu an kayyum tarafından yönetilmektedir. Kayyum, devletin ta kendisidir! Milletimizin emaneti olan belediye, devletimizin güvencesi altındadır. Bu durum bir kez daha göstermiştir ki aziz milletin iradesini yok saymaya kalkan anlayışa karşı devletimiz dimdik durmaktadır.”
“Her kesime dokunuyoruz”
Çoban, Esenyurt’un demografik yapısına değinerek teşkilatın gücünü vurguladı:
-
İlçede yaklaşık 110 bin üyenin bulunduğunu söyledi.
-
Kongre sonrası 2 bin 746 yeni üyenin katıldığını açıkladı.
-
Üyelerin yarısının kadın, yarısının erkek olduğunu, ayrıca 7 binden fazla gencin AK Parti çatısı altında yer aldığını belirtti.
Çoban, “Bu tablo AK Parti’nin Esenyurt’ta her kesime dokunduğunun en güçlü ispatıdır. Dokunmadığımız tek bir yürek, girmediğimiz tek bir ev bırakmamaya kararlıyız. Ak noktamızda sürekli vatandaşlarımızla bir araya geliyor, doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine herkes ile yan yana oluyoruz.” dedi.
“Güçlü teşkilat kurduk”
Çoban, konuşmasında mahalle başkanları, yönetim kurulu üyeleri, meclis üyeleri, kadın ve gençlik kollarının fedakârlıklarını anarak teşekkür etti. İl Başkanı Abdullah Özdemir’in vizyonu ve liderliğinin İstanbul teşkilatına güç kattığını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür
Çoban, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a özel olarak teşekkür ederek şunları kaydetti:
“Onun güçlü liderliği, vizyonu ve milletimiz için gece gündüz demeden ortaya koyduğu gayret bizlere daima yol göstermektedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu irade sayesinde Türkiye, yalnızca kendi vatandaşlarının değil, aynı zamanda tüm mazlum coğrafyaların da umudu olmuştur.”
“Esenyurt Türkiye’dir”
Konuşmasını birlik ve beraberlik mesajıyla tamamlayan Çoban,
“Biz sadece bir siyasi hareket değiliz. Biz bu milletin umudu, geleceği, birliği ve kardeşliğiyiz. Esenyurt için, AK Parti için, Türkiye için hep birlikte haykırıyoruz: Bir olacağız! İri olacağız! Diri olacağız! Hep birlikte güçlü olacağız! Esenyurt Türkiye’dir, Türkiye Esenyurt’tur!” sözleriyle salondaki coşkuya ortak oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ABD’de Yoğun Diplomasi Trafiği

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 80. Genel Kurulu için gittiği Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) New York kentinde yoğun bir diplomasi trafiği yürüttü. Erdoğan, BM Genel Kurulu’na hitabının yanı sıra çok sayıda liderle görüşmeler gerçekleştirdi, uluslararası konferanslara katıldı ve önemli iş birliği mesajları verdi.
Türk Yatırım Konferansı: “100 milyar dolarlık ticaret hedefi sürüyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 22 Eylül’de Türkiye-ABD İş Konseyi tarafından düzenlenen Türk Yatırım Konferansı’na katıldı. Enerji ve savunma sanayi iş birliğini öncelikli alanlar olarak gördüklerini belirten Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ile 2019 yılında belirlenen 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefinin sürdüğünü vurguladı.
Filistin Konferansı: “1967 sınırları temelinde bağımsız Filistin”
BM’de düzenlenen Filistin Konulu Yüksek Düzeyli Uluslararası Konferansa katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin’i tanıyan ülkeleri tebrik ederek şu mesajı verdi:
“Türkiye olarak 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, coğrafi bütünlüğe sahip Filistin Devleti kurulana kadar mücadeleye devam edeceğiz.”
Yoğun Lider Diplomasisi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, New York temasları çerçevesinde birçok lider ve üst düzey temsilciyle görüştü:
-
AB Konseyi Başkanı Antonio Costa ile Avrupa Birliği ilişkilerini değerlendirdi.
-
Kanada Başbakanı Mark Carney ile enerji, savunma sanayi ve NATO müttefikliği üzerine görüştü; Kanada’nın Filistin’i tanımasından memnuniyetini dile getirdi.
-
Kuveyt Veliaht Prensi Sabah Halid el-Hamed es-Sabah ile ticaret ve ikili ilişkilerin geliştirilmesi üzerine görüş alışverişinde bulundu.
-
Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi ile Libya’da kalıcı istikrar ve güvenlik için Türkiye’nin desteğini vurguladı.
-
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile Türkevi’nde yaptığı görüşmede, yaptırımların kaldırılması ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması mesajını verdi.
-
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile ikili ilişkiler, AB süreci ve Filistin meselesini ele aldı. Macron’un Filistin’i tanıma kararını memnuniyetle karşıladı.
-
Vietnam Devlet Başkanı Luong Cuong ile Filistin konusunda ortak duruşu değerlendirdi.
BM Genel Kurulu’nda Dünya Liderlerine Mesajlar
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulu kürsüsünden yaptığı konuşmada ağırlıklı olarak Gazze’de yaşanan soykırıma dikkat çekti.
“Gazze’de iki taraftan söz edilemez. Bir yanda en modern silahlarla donatılmış düzenli ordu, diğer yanda masum siviller vardır. Gün bugündür. Gün, insanlık adına Filistinli mazlumların yanında dimdik durma günüdür.”
Erdoğan, ayrıca Suriye, Rusya-Ukrayna savaşı, KKTC’nin tanınması ve BM reformu gibi başlıklarda da önemli mesajlar verdi.
ABD’de Türk Toplumuyla Buluşma
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi tarafından düzenlenen akşam yemeğine katılarak ABD’de yaşayan Türk vatandaşlarıyla bir araya geldi.
Türk-Amerikan ilişkilerinin müttefiklik ve stratejik ortaklık temelinde ilerlediğini belirten Erdoğan, Başkan Trump’ın ikinci döneminde kurumlar arası diyaloğun hız kazandığını söyledi.
Trump ile Zirve Görüşmesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, temaslarının sonunda Washington’a geçerek ABD Başkanı Donald Trump ile Beyaz Saray’da görüştü.
İki liderin görüşmesi 2 saat 20 dakika sürdü. Erdoğan, F-16 ve F-35 projeleri, Halkbank davası ve Heybeliada Ruhban Okulu konularını gündeme getirdi.
Görüşme kapsamında, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ile ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, iki ülke arasında Stratejik Sivil Nükleer İşbirliği Mutabakat Zaptı’nı imzaladı.
BM İklim Zirvesi: 2035 için emisyon hedefi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM İklim Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin 2035 yılına kadar 466 milyon ton emisyon azaltımı sağlamayı hedeflediğini ve yenilenebilir enerji payının yüzde 60’ın üzerine çıktığını açıkladı.
Beylikdüzü’ndeki Özel Bakım Merkezi İçin Kapatma Kararı

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, İstanbul Beylikdüzü’nde faaliyet gösteren özel bir bakım merkezine yönelik basında yer alan iddialar üzerine açıklama yaptı. Bakanlık, iddiaların ardından kurum hakkında derhal inceleme başlatıldığını, sorumluların görevden alındığını ve merkezin kapatıldığını duyurdu.
İnceleme ve Soruşturma Başlatıldı
Bakanlıktan yapılan açıklamada, söz konusu özel bakım merkeziyle ilgili iddiaların tespit edilmesinin ardından il müdürlüğü tarafından acil denetim sürecinin başlatıldığı ifade edildi.
İhmali bulunan kişilerin iş akitlerinin feshedildiği ve haklarında Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğu belirtildi.
Engelli Bireyler Başka Merkezlere Yerleştiriliyor
Bakanlık açıklamasında, merkezin kapatma kararı alındığı ve burada hizmet alan engelli bireylerin güvenli şekilde başka merkezlere yerleştirilme sürecinin başlatıldığı vurgulandı.
“Süreci Titizlikle Takip Ediyoruz”
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, ihmali bulunanların en ağır cezayı alması için sürecin bizzat takip edildiğini açıkladı:
“İhmali bulunanların en ağır cezayı alması için bizzat suç duyurusunda bulunduğumuz ve müdahil olduğumuz dava sürecini titizlikle takip edeceğiz.”
Bakanlık, kamuoyuna saygıyla duyuruda bulunarak gelişmelerin yakından izleneceğini belirtti.
Saral’dan mahkeme görüntülerine tepki: “Bu kalıpsıza bu şovları kim yaptırıyor?”

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı davalarda çekilen görüntülere tepki gösterdi. Saral, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda İmamoğlu için “bu kalıpsız” ifadesini kullanarak mahkeme salonuna görüntü cihazlarının sokulmasına sert sözlerle karşı çıktı.
“Davalar basına kapalı yapılır”
Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı davalarda mahkeme salonundan paylaşılan görüntüler sosyal medyada gündem olurken, Oktay Saral bu duruma tepki gösterdi. Saral, davaların basına kapalı olarak yapılması gerektiğini hatırlatarak, telefon ve kamera gibi cihazların duruşma salonuna sokulmasının yasak olduğunu vurguladı.
Saral, paylaşımında şu ifadeleri kullandı:
“Bu kalıpsıza bu şovları kim yaptırıyor? Davalar basına kapalı olarak yapılır. Telefon ya da video kamera gibi cihazların duruşma salonuna sokulması yasaktır. Hal böyle iken bu çekimlerin yapılmasına göz yuman mahkeme heyeti acilen açığa alınmalıdır. HSK’yı göreve davet ediyorum.”
HSK’ya çağrı
Saral’ın bu paylaşımında Hakimler ve Savcılar Kurulu’nu (HSK) göreve davet etmesi dikkat çekti. İmamoğlu’nun duruşmalarında çekilen görüntülerin sosyal medyada geniş yankı uyandırması ve binlerce yorum almasının ardından yapılan bu çıkış, siyasette yeni bir tartışmayı da beraberinde getirdi.
Gürsel Tekin’den CHP’den İhraç Kararına Sert Tepki: “Bizi Değil, Vicdanlarını İhraç Ettiler”

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) eski İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, partiden ihraç edilmesine sert tepki gösterdi. Tekin, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Bu kararın bizim onurumuzu zedelemesi mümkün değildir. Bizi değil, kendi vicdanlarını ihraç ettiler” ifadelerini kullandı.
“Bu karar CHP tarihine gölge düşüremez”
Gürsel Tekin, açıklamasında partideki geçmişine vurgu yaparak şunları söyledi:
“Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir neferi olarak ömrümü verdiğim partidem, suça bulaşmış kişilerin, partinin değil kendi şahsi çıkarlarının temsilciliğini yapanların aldığı bir kararla ihraç edildik. Bu kararın bizim onurumuzu zedelemesi mümkün değildir.
Biz bu partinin emektarlarıyız. Bu partiye yıllarımızı, alın terimizi, mücadelemizi verdik. Bizimle aynı yolda yürüyen binlerce yol arkadaşımızın emeğini yok sayarak kendi düzenlerini sürdürmeye çalışanların vereceği hiçbir karar CHP tarihine gölge düşüremez.”
“CHP, şaibelerden arındığında daha da büyüyecek”
Tekin, ihraç kararını partinin geleceği açısından da değerlendirdi:
“Bugün bizi ihraç edenler bilsinler ki aslında ihraç ettikleri biz değiliz; ihraç ettikleri kendi vicdanlarıdır, partinin onurlu geçmişidir. Bizim varlığımızı yok edemezsiniz. Çünkü biz CHP’nin vicdanıyız, kökleriyiz, hafızasıyız.
Sizler bu partiden gittiğinizde, bu partiyi şaibelerden, kişisel hırslardan arındırdığınızda Cumhuriyet Halk Partisi daha da büyüyecek. Çünkü CHP, birkaç kişinin koltuğunu korumak için tasfiye ettiği insanların değil, Mustafa Kemal’in izinden giden milyonların partisidir.”
“Mücadelemiz sürecek”
Partiden ihraç edilmesinin kendisini susturamayacağını vurgulayan Gürsel Tekin, şu ifadelerle açıklamasını noktaladı:
“Bizler, partimizi namussuzlardan, şaibelerden ve kirli düzenlerden temizlemek için mücadelemize devam edeceğiz. İhraç kararlarıyla bizi susturamazsınız. Tarih, bugün alınan bu haksız kararları değil, bu kararların karşısında dimdik duran bizleri yazacaktır.”
İzmir’de “Twerk” Rezaletine 2 Gözaltı!

İzmir’de “Twerk” Rezaletine 2 Gözaltı
İzmir’de bir eğlence mekanında çekilen ve sosyal medyada büyük tepki toplayan görüntüler sonrası soruşturma başlatıldı. Görüntülerde tesettürlü bir kadının, erkek dansçılarla birlikte twerk yaptığı anlar yer alıyordu.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla harekete geçen polis ekipleri, kimlikleri tespit edilen 2 kişiyi gözaltına aldı. Olayla ilgili incelemeler sürerken, gözaltındaki şüphelilerin emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edileceği öğrenildi.
Sosyal medyada kısa sürede yayılan görüntüler, toplumun farklı kesimlerinden yoğun tepki aldı.
İlk Yorum yapan siz olun!