Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Olağan Seçimli Genel Kurul Toplantısı'ndan ayrılan eski başkan Aziz Yıldırım'a bir kez daha canlı yayında tartışma çağrısında bulundu. Koç, Aziz Yıldırım'ın salağı terk edişinin ardından yaptığı açıklamada, Fenerbahçe'nin menfaati için kişisel çekişmeleri bir kenara bırakmaya hazır olduğunu ifade etti.

Fenerbahçe'nin mevcut başkanı Ali Koç, Seçimli Genel Kurul Toplantısı'ndaki konuşmasında toplantıyı terk eden başkanlıktaki rakibi Aziz Yıldırım'a yüklendi.
"Siz neymişsiniz ya!"
Konuşmalar devam ederken kürsüye çıkan ardından da genel kurul toplantısını terk eden Aziz Yıldırım'a tepki gösteren Ali Koç, "Kürsüye çıkmak için 25 kişiyle Divan Başkanımızın tabiriyle 'kürsüyü işgal' etmenize hiç ama hiç gerek yoktu. 'Kavga çıkacak Ali Koç' dedim, 'Kavga edelim' dedi demişsiniz. İş öyle değil Sayın Başkan, nasıl biliyor musunuz? Geldiniz, elimi sıktınız, 'hayırlı olsun, kavga çıkacak' dediniz. Ben de 'kavga çıkacaksa çıkacaktır' dedim. Hatırlayın. Hafızanızı zorlayın. 'Genel kurula divana gelirim, ama kendi emniyetlerini sağlayabilirler mi, konuşursam neler olacağının farkında değiller mi, 20-30 kişi karşısında Ali Bey dağıldı' dediniz. Siz neymişsiniz ya! Herkesi korkutuyorsunuz, herkes sizden kaçıyor. Biz kavga falan istemiyoruz ama her zaman geçen sefer de olduğu gibi, kürsüden de hitap etmiyorsunuz, insanları korkmakla, dağılmakla suçluyorsunuz. Yahu siz kongreye gelince biz niye kendimizi korumak zorundayız. Siz esas ağzınızdan çıkan lafa dikkat edin. Bugünkü Divan seçimine itiraz ediyorsunuz ve diyorsunuz ki hepimizi zan altında bırakıyorsunuz, hepimizi çift kol kaldırmakla itham ediyorsunuz. Delegelerin dörtte biri delege değildi, kaçak girdiler diyorsunuz. Güvenlik kartlarını başka bir şey olarak medyaya ifade ediyorsunuz. Fenerbahçe'nin haklarını savunamıyormuşuz, güya haksızlığa uğramışsınız ama kendi hakkınızı savunmadan kaçıp gidiyorsunuz" diye konuştu.
"Sizin Ali Koç nefretiniz Fenerbahçe sevginizin önüne geçmiş"
Genel Kurul'da yaşananlardan ve yaşatılanlardan dolayı üzgün olduğunu ifade eden Koç, Yıldırım'a seslenerek şunları söyledi:
"Fenerbahçe'ye büyük emekler verdiniz, uğruna hapis yattınız. Maddi manevi fedakarlık yaptınız. Her şeye minnettarız. Ancak, insan değişir. Siz de değiştiniz ama çok değiştiniz. Garip değiştiniz. Bu benim için içler acısı bir durumdur. Geçmişte çok büyük işler yapan siz, bugün Fenerbahçe'yi sevmiyorsunuz. Siz kendinizi Fenerbahçe'den daha çok seviyorsunuz. Siz Türkiye'nin, hepimizin göz bebeği, milli değerlerin karşılığı, dünyanın en büyük spor kulübü olan Fenerbahçe'yi kişisel ihtiraslarınızdan sahiplenmiyor, umursamıyorsunuz. Siz sadece Fenerbahçe'de başkan olmayı seviyor ve yahut başkanı olduğunuz Fenerbahçe'yi seviyorsunuz. Siz benden nefret ediyorsunuz, bu duyguyu aşamıyorsunuz. Ben sizden nefret etmiyorum. Sizin Ali Koç nefretiniz, Fenerbahçe sevginizin önüne geçmiş. Çok acı. Ben Fenerbahçe'yi çok seviyorum, elimden geleni yapıyorum, emek veriyorum. Benim niyetimi sorgulayamazsınız. Vereceğiniz en önmeli kararlardan bir tanesi, tüm hırsıyla adeta Fenerbahçe ile kavga eden bir profil mi yoksa Fenerbahçe için mücadele eden bir adayın tarafı mı olacaksınız? Tablo çok net."
"6 yılda olanları unutmaya razıyım"
Aziz Yıldırım'a zeytin dalı da uzatan Ali Koç şöyle devam etti: "Ben 6 yılda olanları unutmaya razıyım. Bizden bunu bekleyen taraftarların istediğini yapıp güç birliği yapalım. Bu camianın hak ettiği yere gelmesinde sizin de tuzunuz olsun. Söz veriyorum, sizinle ilgili hiçbir konuya girmeyeceğim, siz hazırsanız. Camianın buna ihtiyacı var. Ne Aziz Yıldırım ne Ali Koç kendi yöntemleriyle 20 senedir kanser gibi yerleşmiş Anti - Fenerbahçe lobisiyle mücadele edemez. Başkanlık yapanlar böyle olursa camia kökünden ayrışır. Ben her şeye razıyım, her şeyi sineye çekmeye razıyım yeter ki Fenerbahçe menfaat sağlasın."
"Pazartesi sabahından itibaren geçmişi unutum yeni sayfa açmamız lazım"
Camianın gücünü Fenerbahçe'nin başarısı için kullanmasını isteyen Koç, "Biz birbirimze karşı kullanıyoruz. Kim seçilirse seçilsin pazartesi sabahından itibaren geçmişi unutup yeni sayfa açmamız lazım. Elimden gelen her şeyi yapacağım. İnşallah sizler de bu yolculuğun parçası olursunuz. Ben size şu sözü vereceğim, Fenerbahçe ekonomik açıdan Türkiye'nin en güçlü kulübü olmalıdır. En iyi ekonomiyi yaratmak için Bankalar Birliği'nden çıkmamız lazım, hep faiz hep faiz. Ana para bu kadar yüksek oldukça faiz giderleri tüm gelirlerimizi götürüyor. Hükümetimiz çok güzel bir anlaşma yaptı. Onun gereklerini yerine getiriyoruz. Bir kere halka arz oranı en düşük kulüp Fenerbahçe. Stadyum ismimizi yenileyeceğiz, aralık ocak ayına yenileriz, 10 yıllık. Şu an 130-140 milyon dolar, 90 milyon dolar olmaz bu sefer. Kırdırttık, bunu verdik. Kırdırıp ne yapacağız, bankaya vereceğiz, ana parayı kullanacağız. O zaman çok daha sağlıklı seviyeye düşecek borcumuz." diye konuştu.
"Size, 'iyi ki Ali Başkan ile devam ettik' dedirteceğim"
Koç, taraftarlardan kendilerine güvenmelerini isteyerek, "Güvenmemeniz için çok sebep olabilir, onun için çok mahcubum, çok mahcubuz. Bu öyle bir mahcubiyet ki 3 sene sonra ifade ettiğim hayallerimin de fitilini ateşleyen bir mahcubiyet. 'İyi ki Ali Başkan ile devam ettik' dedirteceğim size! Bana karşı olumsuz düşünce içinde olan, Sayın Aziz Yıldırım'ı destekleyen, kararsız olup hiçbirimizi istemeyen, hepinize borcum var. Hiçbir kırgınlığım da yok inanın. Tek kırgınlığım Çubuklu formayı giyen çocuklara yapılan haksız tezahüratlar. Biz bu işi kafaya taktık. Cam tavanı kıracağız. Zincirleri kırıp ulusal ve uluslararası başarılar kazanacağız" dedi.
"1 kuruş alacağım yok"
Fenerbahçeden 1 kuruş para alacağının olmadığını da açıklayan Koç, "Söylemekten mahcubiyet duyuyorum. Bu kulüpte alacağım 1 kuruş para yoktur. Hiç mahcubiyet duymadan, ben 150 milyon euro vermediysem beni mahkemeye verecekmiş. Hep tehdit, hep tehdit! Vermeyen namert olsun. Bir hukukçu bulursanız dava açacak, bir mahkeme bulursanız kabul edecek verin. Kulübümüzün 2014'ten önce kayıtları doğru dürüst yok. Tamer Yelkovan Bey, doğru dürüst yönetmemiş. Geçmişi bilmiyoruz. Bildiğimiz bir şey var ki ben ve arkadaşlarım, kulüple yaptığımız ticari ilişkide sizin yaptığınız gibi mahsuplaşma yapmadık. Ne verdiniz bilinmiyor, aldıklarınız, mahsuplaştıklarınız biliniyor. Hiçbir alacağınız olmadığı biliniyor. İnsanlara çamur atarken biraz da şöyle düşünün, kendime yapılmasını istemediğimi başkasına yapmamalıyım. O öfkeniz yok olacaktır böyle düşünürseniz. Sağlığınıza da faydalı olacaktır. Ben kendime yapılmasını istemediğim hiçbir şeyi size yapmadım" ifadelerini kullandı.
"Avrupa'nın finansal olarak en kötü kulübüydük"
6 yıllık başkanlık dönemini özetleyen Koç şöyle konuştu: "Kulübü aldığımızda Avrupa'nın finansal olarak en kötü kulübüydük. Dünyada pandemi oldu, faizler, enflasyon, kur uçtu, 6 yılda 100 milyon dolar yayın geliri kaybımız var, pandemiden 80, büyük sponsorlardan 18-20 milyon... Kontrolümüz dışındaki olaylara rağmen çok şükür ki bugünlere geldik. Allah bir daha o günleri bize göstermesin. Kulübe kendi ağzıyla batmış diyenler, tüm değişken faktörler yokken kulübü bu duruma getirdiler. Oturup şükredeceklerine devamlı belden aşağı vuruyorlar. Bugün bazı gerçekleri suratlarına bakarak söyleyecektim. Ayrılış şekline içim acıdı. Demokrasimize yakışmadı. İddialarının altının hepsi boş. Bir de konuşmayı basına vermişler. Yoksunuz burada. Sayın Başkan çok geç değil. Saat 5'e geliyor. Akşam istediğiniz yerde TV'ye çıkalım. Hadi burada size muhtelif sebeplerden hakkınız yendiğini savunabilirsiniz, bize göre öyle değil, kameralarda kayıtlı mevcut. Bizi çok yere şikayet ettiniz, şimdi de İçişleri Bakanlığı'na şikayet ediyorsunuz. Fırsat bu fırsat. Konuşmanızı yapamadınız. Bu çağrı tarihte son kez olacak, bir daha olmayacak. İstediğiniz yerde akşam buluşalım, söyleyemediklerinizi söyleyin. Ben söyleyemediklerimi yüzünüze bakıp söylemek istiyorum."
En büyük arzusunu açıkladı
Ali Koç, "Benim en büyük hayalim son 6 senede kayıtsız şartsız beni ve arkadaşlarımı destekleyen, yeri geldiğinde eleştiren insanlara bundan 3 sene sonra iyi ki yapmışız, iyi ki dayanmışız, bakın iş nereden nereye geldi dedirtmek. Bununla beraber kaldırım taşı çıksa dahi ona oy veririm diyen pek çok sebeple eleştiren bir kısmı haklı sebepler, kayıtsız şartsız beni istemeyenlere dahi 'iyi ki adam dayanmış' demeleri. Seçilirsek en büyük arzumuz budur" dedi.
Yorumlar
Yorum Yapın
İlginizi Çekebilir
Kayseri’de Fuhuş Operasyonu: 17 Yabancı Uyruklu Kadın Yakalandı, Bazılarında HIV Tespit Edildi

Kayseri’de Fuhuş Operasyonu: 17 Yabancı Uyruklu Kadın Yakalandı, Bazılarında HIV Tespit Edildi
Kayseri’de polis ekiplerince düzenlenen fuhuş operasyonunda Kenya, Haiti ve Endonezya uyruklu 17 kadın yakalandı. İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin yürüttüğü operasyon kapsamında gözaltına alınan kadınlar, emniyetteki işlemlerinin ardından sınır dışı edildi.
Kadınlara yapılan sağlık kontrollerinde, bazı kişilerde HIV/AIDS virüsü tespit edildi. Yetkililer, bu durumun halk sağlığı açısından risk oluşturabileceğine dikkat çekti.
Emniyet kaynaklarından alınan bilgilere göre operasyon, fuhuş yaptırıldığı yönündeki ihbarlar üzerine başlatıldı. Belirlenen adreslere eş zamanlı baskın düzenleyen ekipler, 17 kadını gözaltına aldı. Kadınlarla birlikte fuhuşa aracılık ettiği değerlendirilen bazı şüphelilerin de ifadelerine başvuruldu.
Kadınların sınır dışı işlemlerinin tamamlandığı, soruşturmanın ise fuhuşa aracılık eden kişilerin tespitine yönelik sürdüğü öğrenildi.
İTÜ’de ‘Abdullah Çatlı’ Filmi Çekimi Krizi: Yangın Efekti Paniğe Neden Oldu

İTÜ’de ‘Abdullah Çatlı’ Filmi Çekimi Krizi: Yangın Efekti Paniğe Neden Oldu
İstanbul Teknik Üniversitesi’nde (İTÜ) tarihi Taşkışla binasında yapılan “Abdullah Çatlı” filminin çekimleri sırasında kriz yaşandı. Film ekibinin kullandığı yangın efektlerinin ağaçlara sıçraması sonucu kampüste kısa süreli panik yaşandı.
Üniversite bileşenlerinden haber verilmeden gerçekleştirilen çekimler, öğrenciler arasında tepkilere yol açtı. Öğrenciler, “Okulumuz dizi seti değildir!” sloganlarıyla protesto düzenleyerek, üniversite alanlarının izinsiz film çekimlerinde kullanılmasına karşı çıktı.
Yangın efektinin ağaçlara sıçraması üzerine üniversite güvenlik ekipleri ve itfaiye olaya müdahale etti. Yangın büyümeden kontrol altına alınırken, olayda can kaybı ya da yaralanma yaşanmadığı öğrenildi.
Öğrenciler, tarihi ve kültürel öneme sahip İTÜ Taşkışla binasında yapılan çekimlerin hem güvenlik hem de akademik ortam açısından risk oluşturduğunu belirterek yönetimden açıklama talep etti.
Üniversite yönetiminin, olayla ilgili inceleme başlattığı ve film ekibine yönelik izin süreçlerinin araştırıldığı bildirildi.
Zonguldak’ta Rıza Dışı Kürtaj İddiası: 2 Doktor Gözaltında

Zonguldak’ta Rıza Dışı Kürtaj İddiası: 2 Doktor Gözaltında
Zonguldak’ta 27 yaşındaki C.K. isimli kadına rızası dışında kürtaj yaptıkları iddia edilen iki doktor, polis ekiplerince gözaltına alındı. Şüpheli doktorlar Murat B. ve Ferhat T., ‘İrtikap’, ‘Görevi kötüye kullanma’ ve ‘Çocuk düşürtme’ suçlamalarıyla Zonguldak Adliyesi’ne sevk edildi.
Olay, yaklaşık bir yıl önce meydana geldi. İddiaya göre C.K. ve sevgilisi M.A. (27), özel bir hastanede görev yapan kadın doğum uzmanı Murat B.’ye başvurdu. Burada yapılan kürtajın ardından kadının rahminde fetüs parçası kaldığı belirlendi. C.K., bu kez Zonguldak Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nde görev yapan Ferhat T.’ye başvurarak ikinci kez kürtaj oldu.
Bir süre sonra sevgilisi tarafından terk edilen C.K., yaklaşık 6 ay önce polise başvurarak rızası dışında kürtaj yapıldığını iddia etti. Kadının şikayeti üzerine Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından başlatılan soruşturma kapsamında, Dr. Murat B. Ankara’da, Dr. Ferhat T. ise Zonguldak’ta gözaltına alındı.
Soruşturma kapsamında gözaltına alınan tıbbi sekreter Hilal K., ifadesinin ardından serbest bırakıldı. Doktorların emniyetteki işlemlerinin ardından savcılıktaki sorguları devam ederken, ifadelerinde “kadının rızasıyla işlem yaptıklarını” öne sürdükleri öğrenildi.
Öte yandan, kürtaj sırasında alınan fetüs numunesinin kaç haftalık olduğunun belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu’na gönderildiği, C.K.’nın eski sevgilisi M.A.’nın yakalanması için çalışmaların sürdüğü bildirildi.
Bakan Memişoğlu’ndan Organ Bağışı Çağrısı: “Artık e-Nabız ve e-Devlet Üzerinden Vasiyet Edilebiliyor”

Bakan Memişoğlu’ndan Organ Bağışı Çağrısı: “Artık e-Nabız ve e-Devlet Üzerinden Vasiyet Edilebiliyor”
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, vatandaşlara organ bağışı konusunda önemli bir çağrıda bulundu. Bakan Memişoğlu, artık organ bağışı sürecinin dijital ortamlarda çok daha kolay hale geldiğini belirterek, “Vatandaşlarımız hem e-Nabız hem de e-Devlet üzerinden organ bağışı vasiyetinde bulunabiliyor” dedi.
Organ bağışının, hayat kurtarmanın en anlamlı yollarından biri olduğunu vurgulayan Memişoğlu, toplumda farkındalığın artırılması gerektiğine dikkat çekti. Memişoğlu, “Bir kişinin yapacağı organ bağışı, birçok hastaya yeniden yaşama umudu olabiliyor. Her vatandaşımızı bu konuda duyarlı olmaya davet ediyorum” ifadelerini kullandı.
Sağlık Bakanlığı, dijitalleşme çalışmaları kapsamında organ bağışı işlemlerinin e-Nabız ve e-Devlet sistemlerine entegre edilmesiyle, vatandaşların hastanelere gitmeden vasiyet oluşturabilmesini sağladı. Bu sayede organ bağışı sürecinde hem erişim kolaylaştı hem de kayıtlar güvenli şekilde dijital ortama taşındı.
Bakan Memişoğlu’nun çağrısı, Türkiye’de organ bağışı bilincinin artırılması yönünde önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
50 İlde FETÖ Operasyonu: 286 Şüpheli Yakalandı, 154’ü Tutuklandı

50 İlde FETÖ Operasyonu: 286 Şüpheli Yakalandı, 154’ü Tutuklandı
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, FETÖ terör örgütüne yönelik son bir ayda gerçekleştirilen geniş çaplı operasyonlarda 286 şüphelinin yakalandığını, bunlardan 154’ünün tutuklandığını açıkladı.
Bakan Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, FETÖ’nün deşifre edilmesine yönelik çalışmaların kararlılıkla sürdüğünü belirtti. Yerlikaya, “50 ilde polisimiz tarafından son 1 aydır yürütülen operasyonlarda 286 şüpheli yakalandı, bunlardan 154’ü çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. 48 şüpheli hakkında adli kontrol kararı verildi” ifadelerini kullandı.
Yerlikaya, devletin terör örgütleriyle mücadelesinin aralıksız devam edeceğini vurgulayarak, “FETÖ dahil tüm terör örgütlerine göz açtırmayacağız. Güvenlik güçlerimize emekleri ve fedakârlıkları için teşekkür ediyorum” dedi.
Emniyet birimleri tarafından yürütülen operasyonlarda çok sayıda dijital materyal, örgütsel doküman ve yasaklı yayınlara da el konuldu. Soruşturmaların, tespit edilen yeni bağlantılar doğrultusunda genişletilerek sürdüğü bildirildi.
İstanbul'da DEAŞ Operasyonu: 13 Şüpheli Gözaltına Alındı

İstanbul'da DEAŞ Operasyonu: 13 Şüpheli Gözaltına Alındı
İstanbul'da DEAŞ silahlı terör örgütüne finansal destek sağladıkları iddia edilen kişilere yönelik düzenlenen operasyonda 13 şüpheli gözaltına alındı.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, DEAŞ terör örgütünün faaliyetlerinin deşifre edilmesi ve engellenmesine yönelik yürüttükleri çalışmalar kapsamında harekete geçti. Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) tarafından hazırlanan raporlarda, örgütle bağlantılı olarak çatışma bölgelerine para transferi yapan kişilere fon sağlamak amacıyla para toplandığı tespit edildi.
Bu kapsamda, “silahlı terör örgütüne üye olma” ve “6415 sayılı Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanuna muhalefet” suçlarından 13 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildi. Sabah saatlerinde İstanbul’un 7 ilçesinde belirlenen 12 adrese eş zamanlı operasyonlar düzenlendi. Operasyonlarda 13 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı.
Adreslerde yapılan aramalarda çok sayıda dijital materyal ile faturasız ve reçetesiz farklı markalarda ilaçlar ele geçirildi.
Gözaltına alınan şüpheliler, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilecek. Olayla ilgili soruşturmanın devam ettiği öğrenildi.
Bahçeli’den Filistin Mesajı: “Bağımsız Filistin Cumhuriyeti Hakkın ve Hakikatin Gereğidir”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, İsrail’in saldırılarını sert sözlerle eleştirerek “1967 sınırlarıyla başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen bir Filistin Cumhuriyeti’nin kurulması bir lütuf değil, hakkın ve hakikatin gereğidir” dedi.
Bahçeli, Hamas-İsrail arasındaki geçici ateşkesin kalıcı bir güvenceye kavuşamadığını, İsrail’in sözde ateşkesi ihlal etmeye devam ettiğini söyledi. Refah bölgesine düzenlenen hava saldırısının, “haydut bir devletin barışa niyetli olmadığını” bir kez daha gösterdiğini belirtti.
“Zora, zorbalığa ve silaha yaslanarak bu hakikati çiğnemek, hukuken değilse bile ahlaken bağlayıcı bir suçtur. İsrail’e güven olmaz. Kalıcı ateşkesin sağlanması, ardından iki devletli barış anlaşmasının hayata geçmesi zorunludur.”
diyen Bahçeli, uluslararası topluma ve Birleşmiş Milletler’e de çağrıda bulundu:
“Artık mazlumların gözyaşı dinsin, Filistin Cumhuriyeti kurulsun.”
“İsrail Siyonist Bir Tehdittir”
Bahçeli, İsrail’in Güney Lübnan ve Gazze’deki saldırılarına da değinerek,
“İsrail bölge ve dünya barışına doğrultulmuş Siyonist bir silahtır. Bu silah susmadıkça ne istikrar ne huzur sağlanır.”
ifadelerini kullandı.
Hilvan’da Kayıp Olarak Aranan Yaşlı Adam Fıstık Tarlasında Ölü Bulundu

Hilvan’da Kayıp Olarak Aranan Yaşlı Adam Fıstık Tarlasında Ölü Bulundu
Şanlıurfa’nın Hilvan ilçesinde üç gündür kayıp olarak aranan 70 yaşındaki Alzheimer hastası S.Ç., fıstık tarlasında ölü bulundu. Yaşlı adamın cansız bedeni, kesin ölüm nedeninin belirlenebilmesi için Şanlıurfa Adli Tıp Kurumuna kaldırıldı.
Olay, Hilvan’a bağlı Karacurun Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, 18 Ekim tarihinde evinden ayrıldıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan S.Ç. için jandarma, AFAD ve mahalle sakinleri geniş çaplı bir arama çalışması başlattı. Hilvan ile Siverek arasında yer alan kırsal bölgede sürdürülen arama çalışmaları, üçüncü gününde acı bir sonla tamamlandı.
Sabah saatlerinde yapılan taramalarda, bir fıstık tarlasında yaşlı adamın cansız bedeni bulundu. Olay yerine gelen jandarma ve sağlık ekipleri bölgede inceleme yaptı. Yapılan ilk incelemelerde S.Ç.’nin vücudunda darp ya da şüpheli bir müdahale izine rastlanmadığı öğrenildi.
S.Ç.’nin cenazesi, ölüm nedeninin netleştirilebilmesi amacıyla otopsi yapılmak üzere Şanlıurfa Adli Tıp Kurumu morguna götürüldü. Günlerdir umutla bekleyen ailesi, acı haberle yasa boğulurken olayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Mesut Çavuş’tan Gazetecilere Saygı ve Teşekkür!

21 Ekim Gazeteciler Günü Kutlu Olsun!
Bilgiye ulaşmanın, gerçeği ortaya çıkarmanın ve toplumun sesi olmanın önemini her geçen gün daha iyi anlıyoruz. Gazeteciler, zaman zaman büyük riskler alarak doğruyu yazmak, haberi duyurmak ve kamuoyunu bilgilendirmek için gece gündüz çalışıyor.
UMFED Kahta İlçe Başkanı ve GENÇDER Kurucusu Mesut Çavuş olarak, mesleklerini özveriyle icra eden tüm gazetecilerin emeklerini ve cesaretlerini saygıyla anıyor; basın özgürlüğünün demokrasimizin en temel taşlarından biri olduğunu bir kez daha vurguluyoruz.
Gerçeğe olan bağlılıkları, toplumun bilinçlenmesine ve adaletin güçlenmesine katkı sağlıyor. Bu özel günde, tüm basın çalışanlarına başarı, güven ve güvenlik dolu bir çalışma hayatı diliyoruz.
Gazeteciler Gününüz kutlu olsun!
İçişleri Bakanı Yerlikaya: 50 İlde FETÖ Operasyonu – 154 Tutuklama

İçişleri Bakanı Yerlikaya: 50 İlde FETÖ Operasyonu – 154 Tutuklama
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, son bir ayda Türkiye genelinde FETÖ’ye yönelik düzenlenen operasyonlarla ilgili açıklamalarda bulundu. Bakan Yerlikaya, operasyonların 50 ilde polis ekiplerince yürütüldüğünü belirtti.
Açıklamaya göre, operasyonlar kapsamında 286 şüpheli yakalanırken, bunlardan 154’ü tutuklandı. Bakan Yerlikaya, soruşturmaların kararlılıkla devam ettiğini ve örgütle mücadelede hiçbir taviz verilmeyeceğini vurguladı.
Polis ekipleri, operasyonların örgütün finans, iletişim ve haberleşme ağlarına yönelik olarak planlandığını, şüphelilerin adli mercilere sevk edildiğini bildirdi. Yetkililer, Türkiye genelinde FETÖ ile mücadele çalışmalarının aralıksız sürdüğünü ifade etti.
İlk Yorum yapan siz olun!