Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, “Sayın Cumhurbaşkanı’nın ‘Siyasi yumuşama dönemi başlamıştır’ ifadesini tarihi bir açıklama olarak görüyor ve destekliyoruz. Hepimiz biliyoruz, Sayın Erdoğan bir siyasi taktik dehasıdır. Siyasi yumuşama kararınız ve ifadeniz çok doğrudur, içini stratejik olarak doldurmak şartıyla. Ama amacınız, ‘İkinci parti konumuna düştüm. Bir müddet tartışmaları benim alanımdan çıkarıp muhalefetin içine taşımak için muhalefetin bir liderini öne çıkarıp diğerlerini göz ardı edeyim ve içeride böylece bir tartışma çıkartayım gibi bir taktik manevraysa Türkiye bir yerden diğer yere yine savrulur” dedi.

(ANKARA) - Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, “Sayın Cumhurbaşkanı’nın ‘Siyasi yumuşama dönemi başlamıştır’ ifadesini tarihi bir açıklama olarak görüyor ve destekliyoruz. Hepimiz biliyoruz, Sayın Erdoğan bir siyasi taktik dehasıdır. Siyasi yumuşama kararınız ve ifadeniz çok doğrudur, içini stratejik olarak doldurmak şartıyla. Ama amacınız, ‘İkinci parti konumuna düştüm. Bir müddet tartışmaları benim alanımdan çıkarıp muhalefetin içine taşımak için muhalefetin bir liderini öne çıkarıp diğerlerini göz ardı edeyim ve içeride böylece bir tartışma çıkartayım gibi bir taktik manevraysa Türkiye bir yerden diğer yere yine savrulur” dedi.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, bugün partisinin ‘Genişletilmiş İstişare Kampı’nın kapanış konuşmasını yaptı. Davutoğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“Kendi iklimini kurabilen, kendi kültürünü oluşturabilen siyasi partiler, kendi siyasi iklimini oluşturabilen ülkeler kalıcı kurumlar oluştururlar. Ve sorunlarla karşılaştıklarında akılla, yürekle bu sorunları çözmeyi başarılar. Siyasi partileri de ülkeleri de ayakta tutan, ortak ruhtur. Kurallar önemlidir ama iklim yoksa kuralların nasıl baypas edildiğini yakın dönemde ülkemizde müşahede ettik. Kuralları uygulayacağız ama iklimi kuracağız. Kampımızda, dört soruya cevap aradık. Bir: 31 Mart seçimlerinden sonra Türkiye’nin siyasi iklimi, görüntüsü, tablosu nedir ve ülkemizin nereye doğru gitmesi konusunda milletimiz hangi mesajları vermiştir? İkincisi: Alandan gelen bilgilerle Türkiye’nin her yerinden bu tabloya bakış açısı nedir? Üçüncü sorumuz: Partimizin bu tablo içindeki konumlanması ne olmalıdır? Dördüncü soru: Bu konumlanma esnasında alınması gereken tedbirler nelerdir?
"TOPLUMDA OTOKRASİYE DOĞRU GİDİŞ KAYGISININ YERİNİ, ‘DEMOKRATİK BİR DÖNEM BAŞLAYABİLİR AMA SONRASI NE OLACAK’ KAYGISI ALDI”
Çok önemli sonuçlara ulaştık. İlk soru için hepimizi kaygılandırması ama ümitlendirmesi gereken bir olgu var. Türkiye’de siyasetin psikolojisi çok çabuk değişiyor. Geçen sene, 14 ve 28 Mayıs seçimlerinden sonra ülkede iktidarın mutlak egemen olduğu ve artık bazı demokratik kazanımların dahi tehlikeye düşebileceği, AK Parti kitlelerinin dahi ‘Acaba nereye gidiyoruz’ sorusunu sorduğu bir iklim mevcuttu. Muhalefet partileri dağınık, kafalar karışık, iktidar aşırı bir özgüvenle, kibir halinde geleceğe bakıyordu. 31 Mart seçimleri bunun tam tersi bir tablo ortaya koydu. Bu sefer iktidar partisi ilk kez ikinci kez parti konumuna geriledi. Muhalefet yaşadığı bütün travmaya rağmen, özellikle öfke oylarıyla ana muhalefet partisi öne çıktı. Ve toplumda otokrasiye doğru gidiş kaygısının yerini, ‘Demokratik bir dönem başlayabilir ama sonrası ne olacak’ kaygısı aldı.
"YENİ BİR DÖNEM BAŞLIYOR. SİYASET ÖZGÜRLEŞİYOR”
Dün ve bugün yaptığımız istişarelerde geldiğimiz sonuçları paylaşmak isterim. Birincisi: Yeni bir dönem başlıyor. Belki de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni, hatta 2016’dan bu yana ilk kez siyasetin tartışma alanı ve önü açılıyor. Bu önemli bir değişimdir. Geçmişte, son 8 yıldır ittifak partileri, Cumhur İttifakı düşmanlaştırma, şeytanlaştırma, terörle işbirliği iddiasıyla yöntemlediği bir kutuplaştırma stratejisi takip etti. Toplum karpuz gibi ortadan ikiye bölündü neredeyse. Birbiriyle konuşamaz niteliğe dönüştü insanlar. Siz iktidarı eleştirdiğinizde hain oldunuz, muhalefette olduğunuzda dış güçlerin ajanı oldunuz. Ama iktidar içindekiler de kendi hallerinden hiç memnun değillerdi. Çünkü ahlaki meşruiyetlerini kaybetmeye başlamışlardı. İktidar içindeki tartışmalar kapalı kapılar ardından yapılıyordu. İktidar bağımlılığı oluşmuştu, uyuşturucu gibi iktidarı ‘nasıl olsa güç bizde’ ataletine sevk etmişti. Şimdi siyaset özgürleşiyor. Bu, siyasi partilerin aldığı oyların ötesinde bir gerçektir. Belki de en önemlisi iktidar unsurları, AK Parti’nin içerisindeki kesimler ilk defa özgürleşiyorlar. Bu sağlık işaretidir. Muhasebe yapacaklar. ‘Neden 22 sene sonra, mutlak bir iktidar imkanına sahipken AK Parti ikinci parti konumuna düştü?’
"ERDOĞAN’IN ‘SİYASİ YUMUŞAMA DÖNEMİ BAŞLAMIŞTIR’ İFADESİNİ TARİHİ BİR AÇIKLAMA OLARAK GÖRÜYOR VE DESTEKLİYORUZ”
Sayın Cumhurbaşkanı’nın ‘Millete küsmek olmaz. Oturup değerlendireceğiz’ sözünü ciddiye almıştık. Son attığı adımları, özellikle son cuma namazı çıkışı ‘Siyasi yumuşama dönemi başlamıştır’ ifadesini tarihi bir açıklama olarak görüyor ve destekliyoruz. Ancak içinin doldurulması lazım. Sayın Erdoğan’ın siyasi hayatının önemli bir kısmında yanında en yakın çalışma arkadaşı olarak bulunmuş, bir kısmında da yapılan yanlışlar karşısında hiç çekinmeden konuşmuş bir siyasetçi olarak şu soruyu sormak isterim kendisine: Bu siyasi yumuşama bir taktik manevra mı, Türkiye’nin geleceğini belirleyecek stratejik bir dönüşüm kararı mı? Hepimiz biliyoruz, Sayın Erdoğan bir siyasi taktik dehasıdır. Ama stratejik hedefler konusunda bir uçtan diğer uca gidecek esnekliğe de sahiptir. AK Parti içindeki arkadaşlarıma seslenerek ifade ediyorum: Onların taktik olarak gücü koruma sorusuna verdiği cevaplar, Türkiye’nin stratejik hedeflerini bir uçtan bir uca savrulur hale dönüştürmüştür. 2002’de, ekonomik kriz sonrası yolsuzluklarla, hortumlamalarla, siyasi ahlak açısından yaşanan büyük zaaflarla, yasaklarla boğuşan bir Türkiye’den AK Parti kurulurken bunu alıp özgürlüklere, demokrasiye, insan haklarına dayalı yeni bir siyasal düzen, yoksullaşmayı durduracak sosyal adalet anlayışı, ve temiz siyaset anlayışıyla Türkiye’yi bir yere taşımayı hedeflemiştik. Sayın Erdoğan’ın ve iktidardakilerin taktik güçlerini koruma düşüncesi o stratejik hedefi yok etti.
"ERDOĞAN CHP’YE GİDECEKSE BİZDEN BİR KÜÇÜK ÖZRÜ BORCU VAR”
İktidara ve Sayın Erdoğan’a seslenmek istiyorum: Siyasi yumuşama kararınız ve ifadeniz çok doğrudur, içini stratejik olarak doldurmak şartıyla. Ama amacınız, ‘İkinci parti konumuna düştüm. Bir müddet tartışmaları benim alanımdan çıkarıp muhalefetin içine taşımak için muhalefetin bir liderini öne çıkarıp diğerlerini göz ardı edeyim ve içeride böylece bir tartışma çıkartayım gibi bir taktik manevraysa Türkiye bir yerden diğer yere yine savrulur. Çok doğru bir tavır, eleştirmek için söylemiyorum; Sayın Erdoğan CHP Genel Merkez’e gidecekse bizden bir küçük özür borcu var. Eğer 2016 darbesinden sonra Yenikapı ruhu korunmuş olsaydı Türkiye’de ‘tek millet’ çağrısını her alanda söylemek gibi bir ihtiyaç hissetmeden milleti tek bir ruhta birleştirmek mümkün olmaz mıydı? Üslubumuzu bunda sonra değiştireceğiz, siyasi yumuşamaysa biz de aynısını yapacağız ama samimiyet görmek istiyoruz.
"TERÖRLE İŞBİRLİĞİYLE SUÇLADIĞINIZ CHP İLE GÖRÜŞÜYORSUNUZ DA NİYE EN YAKIN ARKADAŞLARINIZLA GÖRÜŞMÜYORSUNUZ”
Arkasından atılması gereken adımların şunlar olduğunu düşünüyorum: Siyasi yumuşamanın bütün kesimlere aynı ölçüde yansıması. Eğer siyasi yumuşamaysa Sayın Erdoğan’ın Gazze konusunda bir özür dileme ihtiyacı var. bayramlarda bile bizimle bayramlaşmaktan kaçan AK Parti, neyin yumuşamasını yapmış olur? AK Partili kardeşlerime sesleniyorum: Dönün, Sayın Erdoğan’a sorun, Daha geçen sene terörle işbirliğiyle suçladığınız CHP, Erdoğan görüşmesinden bir gün sonra DEM ile de görüşme yapıp Erdoğan da şimdi orayı ziyaret edecek -ki bunların hepsi doğru- bir sene önce, ‘Masanın altında HDP var’ deyip terörle işbirliği yapmakla suçladığınız CHP ile görüşüyorsunuz -ve doğru da- niye en yakın arkadaşlarınızla görüşmüyorsunuz? Anayasa tartışmalarına siyasi yumuşamanın yansıması lazım. Siyasi yumuşama, dikte ettirilmiş anayasa değişikliği veya oyalama taktikleriyle olmaz. Numan Kurtulmuş, anayasa görüşmesinde grubumuzu ziyaret ettiğinde, ‘Usul için geldik, detaya girmeyeceğiz’ demiş. Siyasi yumuşama varsa anayasa tartışmalarına limit konmamalı. Türkiye gerçek anlamda sivil bir anayasaya kavuşmalı.
"SİNAN ATEŞ CİNAYETİNE BULAŞAN HERKES EŞKIYADIR”
Yumuşama varsa görüşlerini beğenmesek bile milli iradeyle seçilmiş milletvekillerine saygı göstereceğiz. AYM kararının gereği olarak Can Atalay’ın TBMM’de göreve başlamasının önünü açacaksınız. AYM üzerindeki tartışmaları bitireceksiniz. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin gereği olan bireysel başvuru hakkını ortadan kaldıracak her teşebbüse karşı çıkacaksınız. Biliyorum, Sayın Bahçeli bunların hepsinde size karşı çıkacak. O zaman yol ayrımına geleceksiniz. Basın ve düşünce özgürlüğü başlıklı olarak hapishanelerde bulunan herkesi serbest bırakacaksınız. TRT başta olmak üzere sizin kontrolünüzdeki bütün basın kuruluşlarına, ‘Bundan sonra diğer siyasi partilere de söz hakkı tanıyın’ diye küçük mesaj göndereceksiniz. Türkiye'yi Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi diye Goebbelsvari bir yapının algı operasyonu yaptığı bir ülke halinden çıkaracaksınız. Sinan Ateş cinayetine bulaşan herkes eşkıyadır. Savunan da eşkıyadır vuran da eşkıyadır, katildir. Sayın Erdoğan, eşkıyayı korursanız siyasette yumuşama falan olmaz, herkes eşkıyalığa özenir. Devlet, katilin cezasını verir, maktulun de hakkını sorar ve arar. Devlet demişken devleti kastediyorum, ismi ‘Devlet’ olanları değil.
"YUMUŞAMA İSTİYORSANIZ DARBECİLERLE İLTİSAKI OLMAYAN KHK’LILARIN HAKLARINI VERECEKSİNİZ”
Mafyatik yapılara karşı net bir tavır alın. Son beş yıldır siyaset mafyatik yapıların gölgesinde yapıldı. Sayın Erdoğan, o geçmişi bir temizleyin. Yumuşaması gereken en önemli unsurlardan biri yoksul halkla onun kanını sömürerek cebindeki son kuruşu çalarak oluşturulan rantiye sınıf arasındaki uçurumu kapatmalısınız. Bu halk, ıstakoz yiyenleri görüp nasıl yumuşasın? Niye siyasi ahlak yasasına hala ayak sürüyorsunuz? 15 Temmuz’un Çankaya’ya helikopterle inen darbecibaşını, kardeşini büyükelçi yapacaksınız; parasızlıktan burs alıp da o okullara giden çocukların anne-babalarını cezalandıracaksınız, sivil ölüme mahkum edeceksiniz. Yumuşama istiyorsanız darbecilerle iltisakı olmayan KHK’lıların da haklarını vereceksiniz. Özgür Özel ile bir resim verelim, demokrasi geri gelsin. Biz o resimleri çok gördük.
"ALTILI MASANIN OLUŞTURDUĞU YUMUŞAMA OLMASA YÜZDE 37’YE ÇIKABİLECEK MİYDİNİZ”
Altılı Masa’da bütün bu çabamızı sürdürdüğümüz için ve onun için bedeller ödediğimizi göre göre bize dönüp ‘Bizden şu kadar milletvekili aldınız’ diye hesaba çekenlere soruyorum şimdi: Eğer o masanın oluşturduğu yumuşama olmasaydı siz yüzde 37’ye çıkabilecek miydiniz? Oranlar değişir ama değişmeyecek olan tek şey ilkeleriyle davranan siyasetçilerin gün gelip halkın vicdanında hak ettiği yeri alacakları gerçeğidir.
"BÜTÜN PARTİLERE KAPIMIZ AÇIKTIR, BÜTÜN PARTİLERLE GÖRÜŞÜRÜZ”
Alanda bize büyük bir teveccüh vardı ama niye oya dönmedi? Bu önemli bir sorudur. İktidara yönelik öfkenin en büyük alternatife yönelmesi önemli bir sebeptir. Bunun bize uygulanan medya ambargolarıyla da ilgili sebepleri vardır. Yeni bir yönetime ihtiyacımız var. İstikametimiz doğrudur. Siz, Gelecek Partisi’nin milletvekillerini satılık mal, şahsiyetsiz insanlar mı zannettiniz? İşte buradan bu fitneyi çıkaran tilkilere, çakallara söylüyorum: Gelecek Partisi’nin neferleri, milletvekilleri, il başkanları, kurucuları aslanlar gibi burada. Bu yeni üslup içerisinde en zayıf tarafımızın iletişim olduğunu biliyoruz. Biz bu milletin yürekten yüreğe iletişimine talibiz. İlkesel olarak aldığımız kararı paylaşıyorum: Bütün partilere kapımız açıktır, bütün partilerle görüşürüz, milletten oy almış hiçbir partiyi dışlamayız. Bugün AK Parti ile CHP’nin böyle görüşüyor olması, bazı ipotekleri siyasetin üzerinden kaldırmıştır. Bizim AK Parti ile görüşmemiz halinde, -görüşme peşinde değiliz- hiçbir CHP’linin ‘AK Parti ile iş mi tutuyorsunuz’ deme hakkı yoktur.
"BİR SİYASİ TUTUM BELGESİ KALEME ALACAĞIZ”
Bundan sonra yolumuz açık ve nettir. Bizimle görüşmek, birleşmek, bir yapı kurmak, bir şekilde kurumsal ilişki kurmak isteyen bize gelecek. Biz ise doğru bildiğimiz yolda, hiçbir fire vermeden milletin ihtiyaç hissettiği konularda kararlı bir şekilde yürüyüşümüzü sürdüreceğiz. Üç kanatlı yapımızdan üçer temsilciyle bir koordinasyon kurulu kuracağız. Bu kurul, partinin gidişatıyla ilgili hem yön verici ve koordine edici çalışmalar yapacak hem de parti organlarının vazifesini ne kadar yaptığıyla ilgili denetim görevini üstlenecek. Bu bağlamda bütün bu tartıştıklarımızı, konuştuklarımızı ve özellikle de siyasi partimizin kimliğini kamuoyuyla açık ve net bir şekilde paylaşmak, bundan sonraki yol haritamızın ana unsurlarını milletimize açıklama üzere bir siyasi tutum belgesi kaleme alacağız. En geç bir ay içinde bir toplantıyla kamuoyumuzla paylaşacağız."
Yorumlar
Yorum Yapın
İlginizi Çekebilir
Batman İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Murat Solmaz’dan Basın Mensuplarına Bayram Mesajı

BATMAN – Batman İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Murat Solmaz, Kurban Bayramı dolayısıyla basın mensuplarına yönelik bir kutlama mesajı yayımladı. Solmaz, mesajında basının toplum sağlığının korunmasında ve sağlık alanındaki gelişmelerin kamuoyuna duyurulmasında önemli bir görev üstlendiğini vurguladı.
Uzm. Dr. Solmaz mesajında şu ifadelere yer verdi:
“Toplum sağlığını ilgilendiren konularda halkı doğru bilgilendirme misyonunu büyük bir özveriyle yerine getiren tüm basın mensuplarımızın Kurban Bayramı’nı en içten dileklerimle kutluyor, aileleriyle birlikte sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir bayram geçirmelerini temenni ediyorum.”
Batman İl Sağlık Müdürlüğü Basın Birimi adına açıklamada bulunan M. Nurullah Öksüz de tüm basın emekçilerinin bayramını kutlayarak, sağlık ve huzur dolu nice bayramlar diledi.
İBB’den "Villa" İddialarına Yanıt: “Rüşvet De Taksitle Olmaz, Noterle Hiç Olmaz”

(İSTANBUL) – Son günlerde kamuoyunu meşgul eden "İSKİ’den ödeme çıkarılarak villa alındı" iddialarına İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden (İBB) detaylı ve belgeli bir açıklama geldi. İddiaların tamamen asılsız ve belgelerle çürütülmüş olduğu vurgulanan açıklamada, hedef alınan Ekrem İmamoğlu ve İmamoğlu İnşaat A.Ş.’ye yönelik suçlamaların siyasi manipülasyon amaçlı olduğu savunuldu.
İBB: İSKİ ile İmamoğlu İnşaat Arasında Herhangi Bir Ticari İlişki Yok
İBB açıklamasında, kamuoyunda sıkça dile getirilen İSKİ üzerinden villa satın alındığı iddialarına net bir yanıt verildi. Açıklamaya göre, İSKİ ile İmamoğlu İnşaat arasında doğrudan hiçbir ihale ya da ödeme ilişkisi bulunmuyor. Belgelerde yalnızca Güllüce Tarımcılık A.Ş. ile İmamoğlu İnşaat A.Ş. arasında noter onaylı ticari işlemler yer alıyor.
Villa Alımı İddialarına Noter Belgeli Yanıt
Gündemdeki "villa kamu kaynağıyla alındı" söylemine karşılık, İBB şunları kaydetti:
-
Güllüce Tarımcılık A.Ş.’nin tamamı, İmamoğlu İnşaat A.Ş. tarafından 48 milyon TL bedelle satın alındı (04.03.2024 tarihli noter onaylı karar defteri).
-
Şirketin 87 milyon TL’lik borcunun ödenmesi karşılığında Beylikdüzü’nde bulunan iki taşınmazın devri taahhüt edildi.
-
Taşınmaz devrinin yapı kullanım izni sonrası gerçekleşeceği, şirketin borçlarıyla birlikte devralındığı açıkça protokole işlendi.
Açıklamada çarpıcı bir ifade yer aldı:
“Rüşvet noter huzurunda, taksitle ve protokolle verilmez.”
İmamoğlu’nun Mal Beyanı Tartışması: “Kurum ile Kişi Karıştırılıyor”
"Villalar İmamoğlu’nun mal beyanında yok" iddiasına da cevap veren İBB, bahsi geçen taşınmazların İmamoğlu İnşaat A.Ş.'ye ait ticari varlıklar olduğunu, Ekrem İmamoğlu'nun kişisel mal varlığıyla ilgisinin bulunmadığını belirtti.
500 Milyon TL’lik Alacak, 1.5 Milyar TL’lik Rüşvet Mi? “Matematiksel Skandal”
İBB, bir iş insanının İSKİ’den 500 milyon TL'lik alacak için İmamoğlu’na 1.5 milyar TL’lik villa “rüşveti” verdiği iddiasını da mantık dışı buldu:
“Bir kişi, 500 milyon TL’lik alacağını tahsil etmek için nasıl olur da 1.5 milyar TL’lik mal verir? Bu iddia sadece ticari değil, matematiksel olarak da çökmüştür.”
Üstelik İSKİ, daha önce yaptığı açıklamada ne Ekrem İmamoğlu’yla ne de İmamoğlu İnşaat’la herhangi bir ticari işlem yapılmadığını duyurmuştu.
215 Milyon TL’lik Kayıt Dışı Transfer İddiası Yalanlandı
İBB ayrıca, İSKİ’nin banka hesaplarından 2020–2024 yıllarında 215 milyon TL’lik kayıt dışı para transferi yapıldığı yönündeki iddiayı da reddetti. Açıklamaya göre bu ödemeler, önceki dönem AK Parti yönetimine ait işlerin hakediş ödemeleri kapsamında yapıldı ve tamamı yasal süreçlerle gerçekleşti.
İBB: “Algı Operasyonu Belgelere Yenildi”
Açıklamanın sonunda şu ifadelerle özet yapıldı:
“İddialar belgeye değil, kasıtlı yorumlara dayanıyor. Noter kayıtları, ödeme planları ve tapu taahhütleri şeffaf şekilde ortadadır. Emirgan’daki 3 villa iddiası ise belgelerde geçen taşınmazlarla örtüşmemektedir. Tüm bu süreçte kamuya ait tek bir kuruş zarar görmemiştir.”
Ekrem İmamoğlu'ndan Cezaevinden Taksi İhalesi Mesajı: “Engellemelere Rağmen 2500 Yeni Taksi Geliyor”

(İSTANBUL) – Silivri Marmara Cezaevi’nde tutuklu bulunan CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu, İstanbul’un kronikleşmiş taksi sorununa çözüm getirmesi beklenen mobil uygulama destekli taksi sistemiyle ilgili önemli bir çağrıda bulundu.
İBB tarafından duyurulan 2500 yeni taksilik ihale süreci başladı. Mobil uygulama tabanlı sistemle hizmet verecek yeni nesil taksiler için ihale başvuruları 11 Haziran saat 12.00'ye kadar yapılabilecek. İhale ise 12 Haziran saat 10.00'da Dr. Mimar Kadir Topbaş Gösteri ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilecek.
İmamoğlu: “Bu Sadece Taksi Değil, Bir Direniştir”
Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi’nin sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda şu ifadelere yer verildi:
“Bütün engelleme çabalarına rağmen İstanbul’a yeni taksiler kazandırmak için verdiğimiz mücadelede ciddi bir kazanım elde ettik. Mobil uygulama ile çalışacak 2500 yeni taksinin ihalesi başlıyor. Dileyen herkesin katılabileceği bu ihaleye tüm ilgilileri davet ediyorum. ifadelerini kullandı.
Diyarbakır’daki Yangın Faciası: Adalet Bakanı Tunç’tan Taziye Mesajı ve Soruşturma Talimatı

ANKARA – Diyarbakır’da bir apartman dairesinde çıkan yangında anne ve üç çocuğu hayatını kaybetti. Türkiye’yi yasa boğan olay sonrası Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, sosyal medya hesabından hem taziye mesajı yayımladı hem de olayla ilgili adli soruşturmanın başlatıldığını duyurdu.
Bakan Tunç açıklamasında, “Diyarbakır ilimizde meydana gelen elim yangın faciasında hayatını kaybeden üç yavrumuza ve annelerine Allah’tan rahmet, kederli ailelerine sabır ve başsağlığı diliyorum. Hepimizi derinden yaralayan bu trajik olayla ilgili Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından derhal adli soruşturma başlatılmıştır.” ifadelerine yer verdi.
Soruşturma Titizlikle Yürütülüyor
Bakanlık kaynaklarından edinilen bilgilere göre, soruşturma süreci bir başsavcıvekili koordinasyonunda yürütülüyor. Ayrıca iki Cumhuriyet savcısı da görevlendirilerek olayın tüm yönleriyle aydınlatılması için kapsamlı inceleme başlatıldı.
Yangının çıkış nedeni ve ihmallerin olup olmadığına ilişkin araştırmaların hızla sürdüğü belirtilirken, kamuoyu gelişmeler hakkında bilgilendirilecek.
Elon Musk’tan Trump’a Şok Çıkış: “Azledilsin, Yerine JD Vance Gelsin!”

.ABD’nin en sansasyonel iş insanlarından Elon Musk, Beyaz Saray’daki görevinden ayrıldıktan sonra hedef tahtasına yerleştirdiği eski dostu Donald Trump’a çok sert yüklendi. Trump’ın görevden alınmasını açıkça destekleyen Musk, koltuğun Başkan Yardımcısı JD Vance’e devredilmesi gerektiğini savundu.
Musk, sosyal medya platformu X’te yaptığı paylaşımda, takipçilerinden Ian Miles Cheong’un “Başkan mı Elon mu? Kim kazanır? Benim param Elon’a. Trump azledilmeli, yerine JD Vance getirilmeli.” sözlerine tek kelimeyle “Evet.” diyerek onay verdi. Bu destek, ABD siyasetinde bomba etkisi yarattı.
Oval Ofis’te Gerilim: Trump “Şaşkın ve Kırgın”
Trump ile Musk arasındaki ipler ise Perşembe günü Oval Ofis’te tamamen koptu. Almanya Şansölyesi Friedrich Merz ile görüşen Trump, gazetecilere yaptığı açıklamada Musk’ın vergi politikalarına karşı başlattığı kampanyadan dolayı “şaşkın ve hayal kırıklığı içinde” olduğunu itiraf etti.
Musk: “Trump Epstein Dosyalarında Var!”
Elon Musk ise durmadı. Aynı gün yaptığı başka bir paylaşımda Trump’ı yerle bir eden bir iddiayı ortaya attı. Musk, hüküm giymiş finansçı Jeffrey Epstein’ın karanlık ağına Trump’ın da adının karıştığını ileri sürdü. Daha da ileri giderek, “Trump Epstein dosyalarında geçiyor. Bu dosyaların neden hâlâ açıklanmadığını artık anlıyoruz. Bu paylaşımı geleceğe not edin. Gerçekler ortaya çıkacak.” ifadelerini kullandı.
Siyasette Soğuk Savaş Başladı
Trump ve Musk arasındaki bu çatışma sadece kişisel değil, siyasi dengeleri de sarsacağa benziyor. Bir zamanlar yakın ilişkiler içinde olan ikilinin arasındaki bağ tamamen koparken, Elon Musk’ın “başkanlık kartını” açık oynamaya başlaması ABD’de yeni bir siyasi hesaplaşmanın fitilini ateşlemiş durumda.
Diyarbakır'da 13 Katlı Binada Yangın: 3 Ölü, 17 Yaralı

Diyarbakır'da bulunan 13 katlı bir binada çıkan yangın, acı sonuçlar doğurdu.
Diyarbakır Valisi Murat Zorluoğlu yaptığı açıklamada, yangın nedeniyle hastaneye kaldırılan 17 kişiden 3'ünün hayatını kaybettiğini belirtti. Hayatını kaybedenlerden ikisinin çocuk olduğu öğrenildi.
Yangının çıkış nedeni ve diğer detaylar hakkında ise henüz bir açıklama yapılmadı. Yetkililer, olayla ilgili soruşturma başlattı.
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek: Vergi Denetimleri Aralıksız Sürüyor

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, vergi adaleti ve etkinliğini artırmaya yönelik çalışmaların ve denetimlerin aralıksız devam ettiğini açıkladı.
Bakan Şimşek, yapılan analizler sonucunda kazançlarını eksik beyan eden mükelleflerin tespit edildiğini ve bu kişilerin izaha davet edildiğini belirtti. Bakan, mükelleflerin gönüllü uyuma teşvik edildiğini de vurguladı.
Vergi denetimlerinin amacı hakkında bir açıklama yapmayan Bakan Şimşek, çalışmaların vergi sisteminin şeffaflığını ve güvenilirliğini artırmaya yönelik olduğunu kaydetti.
Elon Musk, Donald Trump’ın 1992 Yılına Ait Epstein Partisi Görüntülerini Paylaştı

Trump’ın Epstein ile Görüntüleri Sosyal Medyada Yankı Uyandırdı
Elon Musk, kişisel sosyal medya hesabı üzerinden, Donald Trump’ın 1992 yılında Jeffrey Epstein ile bir partide çekilmiş fotoğraflarını paylaştı. Görüntüler, Trump’ın Epstein ile olan ilişkisine dair tartışmaları yeniden alevlendirdi.
Musk, fotoğrafların kaynağına dair herhangi bir açıklama yapmadı. Paylaşımın ardından kısa sürede büyük ilgi gördü ve çeşitli yorumlara yol açtı.
Görüntülerde, Trump ve Epstein’ın partide birlikte olduğu görülüyor. Fotoğrafların içeriği ve tam olarak hangi etkinlikte çekildiği henüz netleşmedi.
Paylaşımın ardından Trump cephesinden henüz bir açıklama gelmedi. Gelişmelerin devamında yeni detayların ortaya çıkması bekleniyor.
Silivri'de Kurban Bayramı Buluşması

Silivri Kaymakamı Tolga Toğan’ın ev sahipliğinde Kurban Bayramı dolayısıyla bir bayramlaşma töreni düzenlendi.
Törende Silivri Belediye Başkanı Bora Balcıoğlu ile ilçe protokolü bir araya geldi.
Bayramlaşma töreninde, Kaymakam Toğan ve Başkan Balcıoğlu, ilçe protokol üyeleriyle karşılıklı bayram dileklerinde bulundu. Etkinlikte sıcak bir atmosfer hakimdi.
Esenyurt Belediyesi, İhtiyaç Sahibi Vatandaşlara Evde Kişisel Bakım Desteği Sağlıyor

Esenyurt Belediyesi, ihtiyaç sahibi vatandaşlarının yaşam kalitesini artırmak amacıyla Evde Kişisel Bakım hizmetini sürdürüyor. Bu kapsamda, kimsesiz veya bakıma muhtaç olan vatandaşların kişisel temizlik ihtiyaçları karşılanıyor.
Belediye ekipleri, belirlenen hanelerde yaşayan vatandaşların temizlik ve kişisel bakım işlerini gerçekleştirerek, onların günlük yaşamlarını kolaylaştırmayı hedefliyor. Hizmet, ihtiyaç sahibi vatandaşların evlerinde sunuluyor.
Esenyurt Belediyesi yetkilileri, bu çalışmanın önemini vurgulayarak, "İhtiyaç sahibi vatandaşlarımızın her türlü temizlik ve kişisel bakımlarını gerçekleştiriyoruz. İşimizi sevgiyle yapıyoruz çünkü biz büyük bir aileyiz" ifadelerini kullandılar.
Bu hizmetten yararlanmak isteyen vatandaşlar, Esenyurt Belediyesi’nin ilgili birimlerine başvurarak detaylı bilgi alabilirler.
İlk Yorum yapan siz olun!