NİLGÜN EGE

Zaman değiştikçe siyasetçiler de değişti. Bir dönem liyakat en önemli ölçütken bugün neredeyse tamamen ortadan kalktı. Siyasetin bir hizmet aracı olmaktan çıkıp, güç mücadelesine dönüştüğünü görmek biz vatandaşların yüreğini acıtıyor. Makam koltuklarında güç uğruna birbirlerine hakaret eden, kavga eden siyasetçilerin halktan ne kadar koptuklarını artık görmezden gelemiyoruz. Ne zaman halka dönüp, “Biz sizin hizmetkârınızız” diyeceklerini bilmiyoruz… Hatta açık söyleyeyim, diyebileceklerini de hiç sanmıyorum. Çünkü siyaset her geçen gün farklı bir yere evriliyor, güven duygusu yitip gidiyor. Bugün artık siyasete güvenin neredeyse sıfırlandığı bir dönemdeyiz.

İşte tam da böyle bir zamanda Tokat Belediye Başkanı Mehmet Kemal Yazıcıoğlu’nun sözleri bana bambaşka bir şey hissettirdi. Onun bir konuşmasını izledim. Babasından aldığı terbiyeyle kurduğu şu cümle içime su serpti sanki:

“Siz emredeceksiniz, biz yapacağız. Siz emir makamısınız, biz hizmet makamı.”

Bu sözlerde yalnızca bir belediye başkanının tavrını değil; rahmetli babası Vali Recep Yazıcıoğlu’ndan miras kalan devlet terbiyesini, halka hizmeti kutsal bilen bir anlayışı gördüm. Ve itiraf edeyim, uzun zamandır ilk defa siyasete dair içimde bir umut yeşerdi.

Rahmetli Vali Recep Yazıcıoğlu sadece bir bürokrat değildi. O, halkın yüreğine dokunan, devletin soğuk kapılarını aralayan, vatandaşa en yakın duran gerçek bir devlet adamıydı. Samimiyet, adalet ve halka hizmet onun adını duyduğumda aklıma ilk gelendir. Koltuğu bir güç değil, halkın hizmetine açılan bir görev olarak gördü. Halkla iç içeydi, mertti, sözünü sakınmazdı. Makam odasının kapısı halka her zaman açıktı.

Şimdi ise onun evladında aynı çizgiyi görmek bana farklı duygular yaşattı. Bir yandan geçmişe duyduğum özlem büyüdü, bir yandan da geleceğe dair içimde bir umut kıvılcımı belirdi sanki. Çünkü biliyorum ki bu ülkenin yeniden ayağa kalkması için en çok ihtiyaç duyduğumuz şey, işte bu ruh: Devletin halka yabancı olmadığı, yöneticilerin makamı bir güç değil, hizmet vesilesi olarak gördüğü günler…

Mehmet Kemal Yazıcıoğlu’nun “insanları arafta bırakmayacağız” sözleri de babasının mirasının günümüzdeki karşılığıydı. Netlik, şeffaflık, dürüstlük… Halkı boş vaatlerle oyalamayan, umut tacirliği yapmayan bir anlayış. Halkın yanında, halkla yan yana bir yönetim…

Benim için devlet adamlığı, makamların büyüklüğüyle değil; halkın gönlünde bırakılan izlerle ölçülür. İşte bu yüzden rahmetli Vali Yazıcıoğlu unutulmaz oldu. Ve bu yüzden bugün oğlu Mehmet Kemal Yazıcıoğlu’nun sözleri yüreğimde bu kadar derin yankı buldu heralde. Çünkü içimde bir yerlerde hâlâ o eski günlerin özlemi var. Ve tahmin ediyorum ki sizlerde bu özlemi duyuyorsunuz.

Bugün içim karmakarışık… Hem geçmişi özlüyorum, hem bugünün siyasetinden kırgınlık duyuyorum, hem de geleceğe umutla bakmak istiyorum. Belki de bu yüzden o sözler bana çok kıymetli geldi. Çünkü inanıyorum ki gerçek devlet adamlığı, halka hükmetmek değil; halkın hizmetinde diz çökmektir.

Ve işte o an, kalbime işleyen o cümle yeniden yankılanıyor:
“Siz emredeceksiniz, biz yapacağız.”