Pembe düşlerimizin beyaz ülkesine özlemle…

Rahmetli Şenay Yüzbaşıoğlu’nun buğulu sesinde gideriz, pembe düşlerimizin beyaz ülkesine… Yalansız riyasız bir ülke özlemimizi ne güzel dile getirir, pop müziğimizin prensesi… Ama şarkı biter ve biz hayatın tüm acımasız gerçeğine tekrar döneriz… Ama beyaz ülke özlemimize de sıkı sıkı sarılırız… Gelelim, acı gerçeklerle donatılmış, mantık ve vicdandan uzak riya kokan ağır gündemimize…

Pembe düşlerimizin beyaz ülkesine özlemle…

Güneydoğu’yu faili meçhul cinayetler ve ağır yaralamalı işkencelerle kan gölüne çeviren Hizbullah’ın Madımak Oteli’nde yaktığı sayısız aydınımızın acısı tazeyken, bu zihniyetin 3 yöneticisinin AKP sıralarından Meclise girecek olması, içimizi dağlıyor. Konca Kuriş cinayetini üstlenirken, “laik dinsiz Türkiye Cumhuriyeti’nin din söylemlerine uyduğu için” cezalandırdıklarını açık seçik beyan eden bu eli kanlı terör örgütünün, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından tamamen yerli ve milli olarak nitelendirilen siyasi ayağı Hüda-Par’ın 3 yöneticisinin Gazi Meclisimizin sıralarına oturmalarını içinize sindirebiliyor musunuz?

Hırsızlığı, yolsuzluğu ayyuka çıkmış 20 yıllık iktidarın neredeyse eylem ve söylem birlikteliğini daha da ileriye taşımak için anti seküler Hüda-Par’la olan işbirliğine karşı çıkmak, ülkesine karşı sorumluluk hisseden her vatandaşın görevi olması gerekirken, bu suskunluğu anlamak mümkün değildir. Bu zihniyetle kol kola yürüyen Cumhur ittifakının, oy alabilmesi durumunda, seçmen zihniyetini de ahlakını da bir sorgulamak lazım…

Eli ve vicdanı kanlı terör örgütlerini hayatımıza sokan ama suçu muhalefete atarak nedense hep mağdur olan iktidarın, bu seçimlerde, bile isteye kol kola yürüdüğü Hüda-Par’ın başta kadın olmak üzere pek çok konuya olan yaklaşımı, korku filmi senaryolarını aratacak cinsten...

Hüda-Par kafa keser,

Bilinçli seçmen sorunu kökten çözer…

Amaca ulaşmak için her yol mubahtır ilkesizliği ile hareket etmekten çekinmeyen, sözümona muhalefeti terör örgütüyle aynı masaya oturmakla eleştiren AKP’nin Hüda-Par’ı meclise sokma çabasına dur diyecek bir yargı ne yazık ki yok. Eli kanlı terör örgütlerinin siyasi dayanağı olarak kendilerini aklama çabalarına maşa olan hiçbir siyasi oluşumun,ne Gazi Meclisimizde ne de hayatlarımızda yeri olmamasını sağlayacak bilinçli seçmene o kadar ihtiyacımız var ki...

AKP tarafından 20 yıldır hayatımızı kâbusa çeviren sayısız uygulamalar, elbette ki saymakla bitmez. Ama 14 Mayıs seçimlerine, Hizbullah’ın siyasi ayağı olan Hüda-Par’ı da yanına alarak katılacak olan Cumhur İttifakı, Türkiye Cumhuriyeti’nin bekasını hiçe saydığını bir kez daha açıkça göstermiştir.  Bardağı taşırması gereken bu son damlanın ve bu suskunluğun gölgesinde bazı gerçekleri bir kez daha hatırlayalım istedim…

 

 

Domuz Bağı ve Konca Kuriş

Kendisini imanlı bir feminist olarak tanıtan ve Kuran akımını benimseyen yazar Konca Kuriş, 16 Temmuz 1998 yılında kaçırıldı.  Hizbullah üyeleri tarafından 35 gün boyunca işkence görerek sorgulanan Kuriş, domuz bağı yöntemiyle öldürülerek, sorgulandığı evin bodrumuna gömüldü. Hizbullah evlerine 2000 yılında yapılan baskınla, ölümünün 555’nci gününde Kuriş ile birlikte 4 kişinin de cesedine ulaşıldı…

Sadece Kuran’da yer alan ayet-i kerimeler ışığında İslami feminizm kavramını dile getiren Kuriş’in söylemlerinden rahatsız olan Hizbullah, cinayeti şu ifadelerle üstlendi; “'İslam düşmanı ve laik-feminist Konca Kuriş, Allah ve Kuran-ı Kerim karşıtı fiilleri ve söylemleri nedeniyle Hizbullah savaşçıları tarafından kaçırılarak üslerimizde sorgulanmıştır. Dinsiz laik TC'nin resmi din söylemleri ile talimatları paralelinde hareket eden ve siyonistlerce de kullanılan Konca Kuriş, Müslümanları şüpheye sevk edecek fiiliyatlara giriştiği için şeri hükümler gereği cezalandırılmıştır.”

Kuran ayetleri üzerinden hayatını şekillendirme çabaları ve ibadeti bile Kuriş’i, Hizbullah’ın kanlı hedefi olmaktan kurtaramadı. Kendisi gibi düşünmeyenleri en ağır biçimde cezalandırmayı hatta kafa kesmeyi hak gören bu zihniyetin, 21. Yüzyılda, laik Türkiye Cumhuriyeti’nin Meclisi’nde yer edinmesinin önündeki en büyük engel kadınlar olmalıdır…

Diyarbakır’ın “Gaffar Babası” Ali Gaffar Okkan

İnsanlığı ve saygın kişiliği ile “Gaffar Baba” olarak gönüllerde taht kurmuş olan Diyarbakır İl Emniyet Müdürü Gaffar Okan ve beş koruması, faili meçhul bir cinayete kurban gitti.  Makam aracı ile seyir halinde iken 24 Ocak 2001 günü saat 17.40’da kimliği belirsiz kişilerce pusuya düşürülerek, açılan ateş sonucu olay yerinde hayatını kaybetti.Türkiye, yeri doldurulamayacak bir evladını daha kalbine gömdü.

Okkan’ın cenazesinde binlerce kişinin “Kahrolsun Hizbullah” diyerek atığı sloganlar hala kulaklarımızda…Bugüne kadar çözülememiş bu cinayetlerle ilgili olarak Hizbullah’ın siyasi kanadı olan Hüda-Par Genel Başkan Danışmanı Bahattin Temel’in attığı 14 maddelik tweet zinciri,utanç duvarını aşmış kepazeliğin kan donduran hali gibi…Okkan’ı bağrına basmış Diyarbakır halkına terörist diyecek kadar utanmazlığı ele almış olan Temel’in şu ifadeleri yazarken, elinin de vicdanını da titremediği de çok açık;

"Gaffar O. Sırf inançlarından dolayı çok sayıda kişiyi inancından dolayı vahşi işkencelerden geçirdi. Gaffar O. Döneminde ilk olarak polis çizmeleriyle cami halılarına bastı. Bunu yapmak istemeyenler soruşturuldu. Gaffar O. Döneminde bir ilk olarak Mümine bacılar gözaltına alındı ve vahşi işkencelerden geçirildi. Gaffar O. Döneminde gözaltında birçok mümin ve müminelerin iffetlerine dokunuldu. Gaffar O. Döneminde birçok masum sırf inancını yaşamak istediği için yargısız infaz edildi. Gaffar O. Döneminde gözaltına alınan bazı Müslüman şahsiyetler, işkence ile şehit edildi. Gaffar O. Döneminde hukuki sınırlara aldırış edilmeksizin gözaltına alınan mümin şahsiyetlere aylarca işkence edildi. Gaffar O. Döneminde inancını yaşayanlara hayat hakkı tanınmazken PKK'ya alan açıldı. Gaffar O. PKK'ya alan açtığı için cenazesine de PKK sahip çıktı Apo'yu gömer gibi onu başlarına taç yaptı. Gaffar O.ın camiden uzaklaştırdığı nesil, bu gün şehirlerimizi çukurlarla harabeye dönüştürüp kaosa sürükleyen nesildir. Gaffar O. Döneminde emniyette en çok paralel örgütleme yapıldı. Gaffar O. İnancını yaşamak isteyenleri sindirip ateistleri semirttiğinin karşılığı olarak bu gün resmi törenlerle anılıyor. Gaffar O. Yaşattığı bunca mezalimi Mazlumlar adına Rabbimize şikâyet ediyor ve adli ilahiye havale ediyoruz."

Peki,Hüda-Par ne istiyor?

Web sitelerinde yer alan 64 sayfalık parti programında neler yok ki... Detaylı okuduğunuzda adeta kalbiniz sıkışıyor.Kadınlara yaşam hakkı tanımayan, ülkeyi bölmeye yönelik her türlü söylemin yer aldığı programın kısa özeti şöyle;

  •  İmam nikâhı suç olmaktan çıkarılsın
  • Eğitim ve Sağlıkta sadece kadınlar çalışmalıdır. Kadınların çalışma şartları cinsiyetlerinin gereklerine uygun hale getirilmelidir. Eğitim ve sağlık başta olmak üzere, kadınlara hizmet veren kurum ve kuruluşlarda sadece kadınlar istihdam edilmelidir.
  • Seçme hakkı 15 yaş olmalıdır.
  • Kürt isyanları... Özür dilenmeli ve tazminat verilmeli.  Devlet adına özür dilenmeli ve mağdurlara tazminat ödenmelidir.
  •  Kürtçe ikinci resmi dil olmalıdır.
  • Andımız kaldırılmalı. İlköğretim öğrencilerine okutulan, ırkçılık kokan ‘Andımız’ ve benzeri metinler kaldırılmalıdır. Muhtelif yerlerde yazılan ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’ gibi yazılar silinmeli, "Bir Türk dünyaya bedeldir." şeklindeki ırkçı söylemlere son verilmelidir. Zulüm ve ayrımcılık uygulamış olan tarihi şahsiyetlerin isimlerini taşıyan okul, kışla, cadde, sokak ve benzeri yerlerin isimleri derhal değiştirilmelidir.
  • Said-i Nursi, Şeyh Said ve Seyyid Rıza mezar yerleri açılsın.
  • Medreseler açılmalı resmi statü verilmeli.
  • Kur’an-ı Kerim, Arapça, hadis, ilmihal dersleri birinci sınıflardan itibaren okutulsun.  Camiler eğitim fonksiyonun içerisinde olsun
  • Karma eğitimden vazgeçilsin.
  • YÖK kaldırılmalı, evli yurtları oluşturulmalı.
  • Evlilik dışı ilişkiler yasak. Zina ve eşcinsellik suç unsurudur.
  • Kadınların fıtratına uygun işler… Kadınlarla ilgili düzenlemeler yapılırken inanç ve toplumsal değerler göz önünde tutulmalıdır. Kadının fıtratına uygun işlerde istihdamına dikkat edilmelidir.
  • Genelevler kapatılmalı.
  • Turizm geliri uğruna fuhuşa izin verilmesin!Daha çok inanç turizmine yatırım yapılmalıdır.