Merhaba sevgili okurlar,

Bugünkü köşe yazımda Türkiye gündemini derinden sarsan, hepimizi hüzne boğan Narin Güran’ın cinayetinde yaşanan ilginç bir gelişmeyi ele alacağım. Olayı hepimiz yakından takip ettik; ancak bu trajik olaya çok uzaklardan, Moskova’dan gelen bir e-posta bambaşka bir boyut kattı. Gelin, bu gizemli olayın perde arkasına birlikte bakalım.

Moskova’dan Gelen Gizemli Mesaj

2 Eylül günü saat 19.14’te Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nün e-posta adresine Moskova’dan bir mesaj gönderildi. Mesajda yazanlar, hepimizin kanını dondurdu:

“Narin Güran’ıyı boğarak öldürdüler ve suya attılar. Cesedi ya suda ya da suya yakın bir yerde.”

Bu mesaj sonrası Türk yetkililer, Narin’in cesedini karada değil, suda aramaya başladı. Ancak 7 Eylül'e kadar yapılan arama çalışmalarından bir sonuç alınamadı. O zamana kadar belirsizlik sürerken, ayın 9'unda polis ve yetkililer Narin Güran’ın kaçırıldığını doğruladı ve olayın en acı gerçeği ortaya çıktı: Narin’in cansız bedeni bir torbaya koyulmuş, suya atılmış ve taşlarla kaplanmıştı.

Bilgiler Moskova’dan Nasıl Geldi?

Peki, Moskova'dan bu kadar doğru bilgi veren adam kimdi? Cinayetin her detayını bu kadar net bilen bir kişi, failden başkası olabilir mi diye düşünmeden edemiyoruz, değil mi? Ancak bu mesajın sahibi Rusya'da yaşayan ünlü bir rahip ve klinik psikolog olan Ziraddin Rzayev'di. Olağanüstü yetenekleriyle tanınan Rzayev, Türkiye'deki bu trajik olayla ilgili gördüklerini adeta bir kehanet gibi polise bildirdi.

Ziraddin Rzayev, televizyonda Narin Güran’ın haberini izlerken onun boğularak öldürüldüğünü ve cesedinin suya atıldığını “gördüğünü” iddia etti. Bu gördüklerini hemen Moskova'dan bir mektupla Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'ne iletti. Olayın çözülmesinde bu bilginin oynadığı rol gerçekten şaşırtıcıydı.

Polis Yetkililerini Şoke Eden Bilgiler

Ziraddin Rzayev’in verdiği bilgiler gerçekten ürpertici. Mektubunda şu net ifadeler yer alıyordu:

1. Narin öldürüldü,

2. Onu boğarak öldürdüler,

3. Cesedini suya attılar.

Bu kadar kesin ve doğru bilgiler, polis yetkililerini olduğu kadar, bizleri de şok etti. 2 Eylül’de Moskova'dan gönderilen bu mesaj, olayın çözümünde bir dönüm noktası oldu. Rzayev’in iddialarına göre, Narin Güran’ın son anlarını adeta bir "kehanet" gibi görmüş ve bunları yetkililere bildirmişti.

Kehanet mi Yardım mı?

Olayın çözülmesine katkıda bulunan bu e-posta, kamuoyunda büyük bir merak uyandırdı. Birçok kişi Ziraddin Rzayev’in bu olayda nasıl bu kadar doğru bilgilere sahip olduğunu sorguluyor. Peki, bu gerçekten bir kehanet miydi yoksa farklı bir şekilde olay hakkında bilgi mi edinildi? Henüz bu sorulara kesin bir yanıt verilemiyor. Ancak bu olay, Narin’in trajik sonunu hepimizin hafızasına kazıdı.

Sevgili okurlar, Narin kızımızın bu üzücü hikayesi, sadece bir aileyi değil, tüm Türkiye’yi yasa boğdu. Onun anısını yaşatırken, toplum olarak bu tür trajedilerin bir daha yaşanmaması için elimizden geleni yapmalıyız.

Bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle, esen kalın.