İnsanoğlunun Düşmanı Yine İnsan

Doğayı katleden, hayvanı ezen, kendi ırkına zulmeden bu “akıllı” varlık ne zaman aynaya bakacak?
Nilgün Ege
İnsanoğlu...
Yeryüzünün en akıllı canlısı olduğu söylenir.
Oysa yeryüzünde bu kadar acıyı organize edebilen başka bir canlı yoktur.
Doğduğu günden itibaren tüketmeye, sahip olmaya ve üstün olmaya programlanmış bir türden bahsediyoruz.
Ve ne gariptir ki, en çok acıyı da birbirine yaşatan yine bu sözde “akıllı tür”dür. İnsan, insana yapar her türlü kötülüğü. Sonra döner bir de masumiyet kisvesiyle sorar:
“Ben ne yaptım ki?”
İşte bu sorunun arkasında yatan inkâr, dünyanın çivisini çıkarmıştır zaten.
Kötülüğü yapan da, susturan da aynı karanlığa hizmet eder
Birine iftira atar, sonra unutmuş gibi davranır. Bir kadına şiddet uygular, sonra pişmanlık adı altında yeni bir cehennemin kapısını aralar. Bir çocuğun hayallerini çürütür, sonra anne-baba olduğunu iddia eder. Bir hayvanı aç susuz bırakır, sonra "hayvanseverim" yazılı bir paylaşım yapar. Bir ağacı keser, sonra oksijensizliğe çare arar. Ve tüm bu yıkımı gerçekleştiren insanoğlu, öyle bir yüzsüzlükle yoluna devam eder ki, yaptığı kötülüğü değil, kendini mağdur ettiği senaryoları hatırlar.
Çünkü artık vicdan değil, bahane çalışır içimizde.
İnsan sadece kötülük yapmaz; aynı zamanda o kötülüğün üstünü örtmede de ustadır.
Birinin gözlerinin içine baka baka yalan söyler.
Kandırır. Ezberlerle yaşar. Ezberlerle savunur kendini.
"Ben iyi niyetle söyledim."
"Ben öyle demek istemedim."
"Ben sadece gerçekleri söyledim."
Hayır!
Sen sadece zarar verdin. Ve şimdi de unutturmak için konuşuyorsun.
“Üç günlük dünya” dedikleri yerde bu kadar kin, bu kadar bencillik neden?
Her gün mezarlıklardan geçiyoruz. Her gün birinin ölüm haberini okuyoruz. Ama hâlâ anlamıyoruz: Bu dünya üç günlük, evet… Ama yaptığımız kötülüklerin izi kıyamete kadar kalıyor.
Bir kadın öldürüldüğünde, sadece bir can gitmez. Bir neslin korkusu, bir çocuğun inancı, bir toplumun umudu da birlikte toprağa gömülür. Sen bir hayvana eziyet ettiğinde, doğanın dengesi bozulur. Sen bir ağacı kestiğinde, bir kuşun yuvası da yok olur. Sen bir çocuğu küçümsediğinde, bir ömürlük cesaretini çalarsın. Ve sonra utanmadan sorarsın:
“Ben ne yaptım ki?”
Aslında sen çok iyi biliyorsun ne yaptığını. Sen, farkındalığını susturmayı tercih edenlerdensin.
Peki ya doğa?
Doğa konuşmaz. Sana “acıdım” demez. Ama sana karşılıksız da davranmaz. Dereyi taşla doldurursun, o da taşar ve evini alır.Ormanı yakarsın, sonra şehirde nefes alamazsın. Toprağı zehirle, sonra ürün bulamazsın. Hayvanları katledersin, sonra haşere istilasında mücadele edemezsin.
Doğa kin tutmaz. Hesap görür.
Ve o hesaplar hiç şaşmaz.
Artık yeter!
Dünya yaşlanıyor, vicdanlar köreliyor, yüzler maskeye dönüşüyor. Herkes "iyi" olduğunu iddia ediyor ama çok az kişi gerçekten iyi. Artık kimse “erdemli insan” olmak istemiyor.
Herkes güçlü olmak, kazanmak, ön planda olmak derdinde. Ama en büyük zafer; kendini frenleyebilen, kalbini koruyabilen, zalimleşmeyen insanların zaferidir.
Kendine dürüstçe bakabilenler için... İyiliği seçmek hâlâ mümkün. Ama önce inkârı bırakmak gerek. “Ben ne yaptım ki?” demeyi değil,
“Acaba birinin canını yaktım mı?” demeyi öğrenmek gerek. İnsanlığın tek kurtuluş yolu, kendine karşı dürüst olmaktan geçiyor. Yoksa, en büyük tehdit hâlâ ve sadece
“insan” olarak kalacak.
Bu yazıyı okuduktan sonra hala “benlik bir şey yok” diyorsan…
Belki de mesele sensindir. Çünkü kötülük sadece yapanla değil, görüp de susanla, duyup da yüz çevirenle, bile bile inkâr edenle büyür.
Unutma:
Bir gün senin de sustuğun yerde bir başkası ağlayacak.
Ve işte o zaman…
“Ben ne yaptım ki?” demek bile fazla geç olacak.
Hukuki Koruma Notu:
Bu yazı, yazarın kişisel düşünce ve gözlemlerine dayanarak kaleme alınmıştır.
Herhangi bir kişi, kurum ya da topluluğu hedef alma amacı taşımamaktadır.
Anayasa'nın 26. maddesi kapsamında, düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü çerçevesinde kamuoyuna sunulmuştur.
Yazının amacı; toplumsal farkındalık oluşturmak ve vicdani bir sorgulama alanı yaratmaktır.
Yazıdaki tüm içerik, genel kavramlar ve sembolik ifadelerle ifade edilmiş olup, herhangi bir özel kişi ya da olayla ilişkilendirilmemelidir.
İlk Yorum yapan siz olun!