Hikmet-i Hükümet Hikmet-i Siyasetçilerle Olur

NİLGÜN EGE
Cumhuriyet dönemi siyaset tarihinin gündemdeki tartışmalı kişisi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli.
Devlet Bahçeli'nin geçtiğimiz hafta MHP grup toplantısında yaptığı konuşmalarını boşa çıkaran yeni konuşmalarla Devlet Bahçeli'yi sevenler ve kendi dava arkadaşları ve tarafından bile anlaşılmakta zorluk çekiliyor ve eleştiriliyor.
Herkesin
konuştuğu, anlamakta zorluk çektiği bu tespitten sonra MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ''Abdullah Öcalan’ı'' ‘’meclise
çağırması, PKK terör örgütünü DEM Parti grup toplantısında lağvettiğini ilan
etmesini ve sonrasında da bu hizmetinden dolayı umut hakkının doğacağını
belirtmesi’’ ile siyasi hayatımızda olağanın dışında bir hareketlenme
yaşandı.
Ancak
Bahçeli’nin uzun süredir sergilediği şaşırtıcı, sürprizli siyasetine uygun
(gibi) ama terörün can yakıcılığında
(MHP tarafından) sıcak tutulan tabu siyasetine ‘küllî aykırı’ önerisi
halk nezdinde çok güven verici ve makbul olarak karşılanmadı, CHP Genel Başkanı
Özgür Özel’e söylediği deyimle günü kurtaran ‘siyaseten siyaset’ anlayışı olarak kabul edildi.
“Siyaset nedir, siyasetçi kimdir
veya siyaset ne olmalı, siyasetçi kim olmalıdır?” sözünün sorgulamasında yazacak
olursak: Bana göre siyaset toplumda sorun
olarak ortaya çıkan insan yaşamını ve duygularını ve düşüncelerini
zorlaştıran engellerin aklın geniş zemininde akıl bütünlüğü içinde çözülme
refleksinin ‘tüm öneri ve
alternatifleriyle birlikte konuşulması.’
Siyaset, bu konuşmaları çözüme ulaştırmak için gayret eden seçilmiş,seçilmemiş
siyaset kültürü birikimli insanların uygulayıcısına da siyasetçi denir.
Daha öz
deyimle; siyaset sorun çözme sanatı,
siyasetçi ise aklın, yüreğin, vicdanın yolunda geniş ortak paydada sorun çözme
sanatkârıdır.
Devlet Beyin
son siyasal çıkışıyla ilgili sosyal medyadaki lider-teşkilat-doktrin
üçgenindeki "sorgulamayız, sorgulatmayız, farklı
düşünce ve düşüncelere kapalıyız; lider karar verir, biz ona
uyarız-uygularız" ‘mealli’ destek yorumlarına baktığımızda ‘Bu çıkış devlet aklıdır, lider söylemiştir,
bir bildiği vardır, doğrudur’… ilkesini görüyoruz.
Fakat
herkesin bildiği gibi ülkücü camiada Devlet Bahçeli’nin son siyasal
atraksiyonunu bu yorumlarla kabulleniş (Abdullah Öcalan’ı mecliste konuşturma)
sığ, dar, mecburi, genel merkeze yakın olma-genel merkezin dikkatini çekme
merkezli mecburi kabulleniştir.
Çünkü bu
atraksiyonun toplum (Türk-Kürt toplumu) karşısında izlenirliği varsa da
güvenirliği söyleyenlerin, atraksiyonu hazırlayanların siyasal demeçlerindeki zikzaklı
siyasal şahıs intibaından dolayı
güvenirliği yoktur.
Bu
güvensizliğin Türk milletinin kutsal devlet kabulündeki ‘devlet aklı’ anlayışı (Hikmet-i Hükümet anlayışı) ile kabul
ettirilmeye zorlanması toplumda güvensizlik birikimiyle karşılanmaktadır.
Çünkü bu siyasal yumuşama görünümlü atraksiyonu
yapanlar geçmişte sorun üzerinden her türlü siyasal rant edinme sömürüsü ile
toplumu ayrıştırırken bu gün aynı kişiler ‘hükümetî
güçleri’ ile devletin bekası için devlet aklında birleşilmesini istiyorlar,
adeta dayatıyorlar.
Lakin bu sorunun bitmesi anlamında ümit besleyenler diyor ki; bu şahısların
yarın birgün akan kanın durması amaçlı bu önemli tekliflerinin olası ‘kitlesel
reddiyedeki’ durumu karşısında kaygan siyaset anlayışlarında ‘ ciddiye almayın siyaseten söyledik’ demeyeceklerini
kim iddia edebilir ki?
Tarihe ilgi
duyanlar bilir. Bundan 119 sene önce bir Cuma namazı sonrası cami çıkışında
saatli bomba ile öldürülmek istenen 2. Abdülhamit, kendi kurduğu mahkeme heyeti
tarafından idam cezası verilen Ermeni terörist Edward Jorris’i Fransa ve
Belçika’nın dayatması ile affediyor, sarayına çağırıyor, eline 500 altın verip,
Sirkeci Garından Fransa ve Belçika’ya şirin (!) gözükmek için Avrupa’ya
elleriyle yolcu ediyor.
Halk
arasında çıkabilecek gücünü ve kararını sarsıcı dedikoduları önlemek için
“Abdülhamit Han Ermeni terörist Edward Jorris’i muhbir olarak tutmuştur. Bundan
sonra Jorris Osmanlı devletine ve Abdülhamit han’a çalışacaktır kaydını devlet
belgelerine geçirmiş ve muhbirleri vasıtasıyla da devlet aklıdır, kimse başka
akıl üretmesin” lafını yaymıştır.
Ancak Ermeni
terörist Edward Jorris serbest kalıp Avrupa’ya gider gitmez şehir şehir, ülke
ülke gezerek Osmanlı siyaseti ve Abdülhamit ile alay eden siyasi mitingler,
toplantılar düzenlemiştir.
Bu durumda
bu nasıl devlet aklıdır diye adama sormazlar mı?
Keza yakın
tarihimize gelirsek.
Rahip
Bronson casusluktan yargılanırken “Bu fakir yaşadığı sürece o casus cezaevinden
çıkamayacak diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ABD Başkanı Trump'ın yazdığı
bir mektuptan sonra Rahip Bronson’u serbest bırakması ve Brandon’un serbest
kalışının ertesi günü o ABD Beyaz Saray’ından manidar teşekkürlü açıklama
yapmasındaki devlet aklı ile Abdülhamit’in kayıtlara geçirttiği devlet aklı
arasında bir fark var mıdır?
Keza yine
yakın tarihteki hem Türk hem de Alman vatandaşı olan gazeteci Deniz Yücel, 14
Şubat 2017'de"terör örgütü propagandası yapmak" ve "halkı kin ve
düşmanlığa alenen tahrik" suçlarından tutuklanmış ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca Yücel
hakkında 4 yıldan 18 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlanmıştı,
O zaman ki
Almanya başbakanı Angela Merkel’in bastırması ile 13 gün sonra 27
Şubat'ta serbest bırakılmış, o gün eşiyle birlikte özel bir uçakla Almanya'ya
gitmişti.
Bu tahliye
de yine devlet aklıydı… ki bu çelişkiyi Meral Akşener “Merkel ‘Tak’ dedi,
‘şak’ yaptılar” diye eleştirmişti.
Dün bugüne
baktığımızda hep kişileri siyaseten koruma içerikli bu devlet aklına millet
normal aklıyla akıl erdirebilir mi?
Milleti hem
gaza getiren, öfke dolduran sonra harici, dahili baskılarla zikzak yapan, sanki
hiçbir şey yokmuş gibi davranan, pasifliğini örtbas etmek için alına saygı
duyulmasını kesin biat edilmesini isteyen bu devlet aklına millet ne kadar
güven duyabilir?
Kısacası
devletin önemli görevinde bulunan bürokratlar, siyasetçiler ne devleti, ne
devlet adamını ne de devlet aklını tartışılır hale getirmeli. Tartışmalı hale
gelen siyasetçiler ve akılları bir gün doğru bile söyleseler güven yitiminden
dolayı ‘hem kendi taraflarında hem de
karşı tarafta’ etkileyiciliğini ve belirleyiciliğini yitirirler.
Bu duruma
düşmemek ve devleti bu duruma düşürmemek için, koltuk ve makamları işgal
edilmiş hale getirmemek için , hikmeti
hükümet için hikmeti siyasetçi özelliğinizi korumalısınız…
HİKMET-İ HÜKÜMET NEDİR?
Hikmet-i hükümet hikmet-i
siyasetçilerle olur.
Hikmet-i Hükümet ; Devletin
kendisini bizatihi bir amaç olarak gören ve devletin bekası söz konusu olduğu
vakit, her türlü kuraldan muaf tutulması gerektiğini savunan siyasal
anlayış “Hikmet-i Hükümet” olarak adlandırılır. Bu anlayış, Türkçemize “devlet
gereği” ya da “devlet aklı” olarak çevrilen Fransızca “Raison D’etat”
kavramıyla yakından ilişkili bir anlayıştır.
Hikmet kelimesi Arapça bir sözcük
olup, “bilgelik, bilinmeyen neden, gizli sebep” gibi anlamlara gelir.
Bu bağlamda “Hikmet-i Hükümet” kavramıyla kastedilen, devlet icraatındaki asıl maksadın, gözetilen faydanın ya da gösterilen bilgeliğin bilinemeyeceğidir.
Özetle, devlet aklı ve hikmet-i hükümet uygulamalarının halk nezdinde kabul görebilmesi için devlet yöneticilerinin güven yaratması, toplumda güveni sarsacak zikzaklardan kaçınmaları şarttır. Siyasetçi ise her şeyden önce tutarlılığı ve halkın nabzını göz önünde bulunduran bir yapıya sahip olmalıdır.
Yine muhteşem yorumlar ve cesaretli vurgular ardındaki gerçekleri orneklemelerle okuyucusuna aktarılan müthiş bir haber haberi Kıymet li yapan yazının sahibinin bilgi ve kaynakları örneklemesi önplana çıkıyor ve ne yazik ki bu olaylara vede uygulamalara göz yuman siyasilerin tümü farklı vurgunları yapan ve yaşayanlar olarak vatandaşın yaşadığı ve Gerek ideallerin gerek duyuların geçmişe yaşadıkları acı reçeteleri bizzat yaşamaları sebebiyle sn Bahçeminim yorumunun kişide kabulü veya reddi bizzat-i bu olaylardaki aile fertlerinin canını seve seve şehadete koşanların hakkına TECAVUZ olduğu düşüncesi ile Sn Bahcelinin 1) Ya Terörü gerçek ten bitirme adına atılmış bir adım?? Ki adama sormazlar mı?? Madem böyle bir dahiane fikrin var di niye 10 yıl önce yapmadınız demezlermi ? Yadaaaa şu yüzüne çıkan Tıpkı Rahmet diliyorum Sinan ATEŞ Cinayetinin mahkeme bugün e doğru birtakım endişelerin yaşanma sebebi ile Ortaya çıkacaklar için özel bir mahkeme heyeti kurulması gibi hepsi menfaatler için olabiliyoru gördü bütün gözler bu sebeple siyaset güveni kaybolmuş-doğru yapılanın bile altında bir buzağı var şeklinde algılanıyor sn Nilgün EGE Hanımefendi Hemserim eline , Yüreği ne, kaleminize sağlık müthiş örnekle , Müthiş Tespitler sonuna kadar soluksuz okudum
Vedat Yurtdagülen
Ekim 29 2024