Tam 65 gündür, havuzun sözde haber kanallarında sözde gazetecilere eşlik eden CHP kaçkını eski vekiller, demokrat ve Atatürk maskeli "dedim, dedi, söylemiş, düşünmüş..." gibi "at bi beşlik falına bakayım abi,abla " tarzı gazetecilikle şöhret olan albenili isimler. Her akşam aynı konu da aynı cümleyi kelimeleri yer değiştirerek yeni bir şeymiş gibi anlatıyor, "çevir kazı yanmasın aman efendimiz uyanmasın..." diyerek siyasi ve ekonomik gücün istediği "toplumu ülke gerçeklerinden uzak tutun" talimatına uygun olarak.

Bunların gündeminde; açlık yoksulluk işsizlik, 10 lira olan ekmek, 50 lira sınırını aşan Ayşe kadın fasulye, tarikatlara teslim edilen çocuklar, tarikatlarda cinsel istismarına uğrayan çocuklar, her gün artan kadın cinayetleri, İstanbul başta ülke genelinin Teksas’a dönmesi, halka yoksulluğun "cennete gitme referansı" olduğunu anlatıp, 3 er 5 er maaş alan bürokratlarıyla zırhlı araçlarıyla lüks içinde yaşayan Diyanet İşleri Başkanı , sosyal medyada Atatürk başta olmak üzere toplumun dini ve milli değerlerine hakaret edenler yok... Bu konuda en somut ve hala devam eden ormanların talan edilmesi de yok. Akbelen’de 90 yaşında ki nineler, korumaya çalıştıkları 100 yıllık ağaçlara sarılıp, jandarma tarafından itilerek su sıkılarak yerlerde sürüklenirken, gazetesinde ki köşesinde kişisel reklamını yapıp, "Barbie" bebek gündeminin peşinde koşan, sosyal medyada "Barbie aç kapıyı Uğur geldi..." paylaşımı yapan ve bunu alkışlayanların gündeminde de,"CHP'ye abim mi, abimin abisi mi genel başkan olsun" var.

Tele1 TV yedi gün karartılıyor, genel yayın yönetmeni Merdan Yanardağ 40 gündür tutsak, Barış Pehlivan bir haber nedeniyle hakkında düzenlenen iddianame baz alınarak şartlı tahliyesi bozularak yeniden cezaevine giriyor. Ama, ne gam; bu sıcak günlerde korunaklı mekanlarında tatilin keyfini çıkarıp uzaktan kumanda ile suni gündem belirleyip, dikkatleri iktidar üzerinden Ana muhalefet partisi üzerine çekmek, tüm sorunların sorumlusu olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nu göstermek, havuz medyası ve Ak troller tarafından CHP’li vekil, gazeteci, hukukçu diye tanımlanıp alkışlanan gazeteci olmak, bu karanlık ve sisli dönemin en geçer akçesi.

Kimi cebinde, eski, yeni vekil, kimi eski vekil. Kimi turkuaz renkli basın kartlı gazeteci, kimi İzmir Marşı soslu Atatürk'çü gazeteci, kimi efsane, korkusuz kimlikli gazeteci. Dünya’ya siyasetçi olarak geldiğine ve siyasetçi olarak yaşaması gerektiğine inanmış inandırılmışlar. Her ne kadar maskeleri deforme olmasın diye, yağmur kar yağarken, Rüzgar soldan sağa, sağdan sola eserken görünmeseler de, gerekli olduğu anda ortaya çıkan çıkarılanları okuyup dinlerken geçmişini, gördüğünüzde yüzlerine dikkatle bakın, özellikle maskenin gizleyemediği gözlerine, orada göreceğiniz gerçektir.

Toplum ve halk, pazar tezgahlarında, vitrinlerde çokça gördüğü, böyle dönemlerde satış rekorları kıran tek tip maske alıcı ve kullanıcılarını tanımakta geç kaldıkça; 

HER, cübbe giyip sarık saranı her takke takıp şalvar giyeni ,

Üç Kulhuvallah bir Elham okuyanı dini bütün, dini gereği gibi yaşayan,

MECLİS KÜRSÜSÜNDE BESMELE ÇEKİP HER TÜRLÜ YOLSUZLUK VE HIRSIZLIĞI AKLAMAK iÇiN EL KALDIRANI İSLAMCI,

Resmi kurumlarda TC ibaresinin kaldırılmasını, ANDIMIZIN OKULLARDA YASAKLANMASINI, MAFYA DİYE TANIMLANAN SUÇ ÖRGÜTÜ LİDERLERİ CEZAEVİNDEN ÇIKSIN DİYENLERİ MİLLİYETÇİ, 

YILLARDIR ÇAMUR GİBİ HER ŞEKLE GİRİP TOPAÇ GİBİ DÖNENLERİ ADAM, SEÇİM KAZANMAK İÇİN ALTI OKU KATİL SEVİCİLERİN YAKASINA TAKANLARI İLKELİ SİYASETÇİ, 

HER, Kalpak takıp İzmir Marşı ile dans edeni ATATÜRK’ÇÜ maskesi ile görüp ALKIŞLAYANLAR şunu hiç unutmamalı, 

ATATÜRK İLKE VE DEVRİMLERİNİ SİYASİ YA DA MESLEKİ KİŞİSEL ÇIKARLARINA ALET EDİP, ATATÜRK İLKE VE DEVRİMLERİNE BEDEL ÖDEYEREK SAHİP ÇIKANLARA LİNÇ ÇAĞRISI YAPANLAR AMAÇLARINA ULAŞMANIN ZAFERİNİ kutlamaya devam edecektir....