Dünya tarihinin en eski tuz madenlerinin bulunduğu hallstatt ,Unesco dünya mirasları listesinde yer almaktadır . Güzelliği ile tüm dünyada dillere destan olan  bu sahil kasabasında yaşanan turizm patlamasından dolayı Çin Halk Cumhuriyeti  bu köyün bir replikasını kendine kopyalamayı da ihmal etmemiştir . Bu dünyalar tatlısı kıskanılası köy adını yanında kurulduğu Hallstatt Gölü’nden alıyor. Zaten Hallstatt’ın da parçası olduğu bu bölge Avusturya’nın “Göller Bölgesi”, yani orijinal adıyla “Salzkammergut” olarak biliniyor. Civarda 70’in üzerinde göl mevcut , Avrupa coğrafyasının en eski yerleşim yerlerinden biri olan Hallstatt Keltler’in de yerleşik hayata geçtiği ilk bölgedir .Burada tuz ihtiyaçlarını karşılamak için madenlerin ,tatlı su ihtiyaçlarını karşılamak içinse gölün kıyıları tercih etmelerinin etkileri bulunur .

Geçmişi 7000 yıl öncesine dayanan ve yaklaşık olarak hemen hemen  bin kişinin yaşam sürdüğü bu şirin köye araç kiralayarak ya da trenle gelinmesi oldukça keyiflidir . Sıcak ve ılıman bir iklime sahip olan Hallstatt’ta kışları ocak ayında tamamen karlarla örtülü ve sırtını Alp ‘lere dayamış eşsiz bir manzara ile başbaşa kalırsınız .Temmuz aylarında ise gündüzleri uzunca doğa yürüyüşleri yaparak bol bol fotoğraf çekerek ve aşırı oksijenin vermiş olduğu rehavetle huzur içinde otelinize dönebilirsiniz, çünkü geceleri sosyal hayatı tam anlamıyla ölü olan bu kasabanın geceleri gündüzleri kadar renkli değildir . Ancak kışın gitmeyi tercih ederseniz gölde tekne turu yapmak veya fünikülere binmek gibi bazı aktiviteleri  yapamayacağınızı da unutmayın.

Heidi ‘nin köyünü andıran ana meydana geldiğinizde yukarıdan aşağıya doğru yürürken üçgen çatılı bu rengarenk evlerin dizili olduğu inanılmaz sokaklar görüyorsunuz ,ayrıca küçük kafelerin ve fırınlarında bulunduğu merkez bölgesi köyün kalbinin attığı nokta olduğundan yerli halkın arasına karışıp gezebilir ya da leziz ve meşhur Viyana Şinitzelllerinizi söyleyip buranın tadını çıkarabilirsiniz .Köyün önünüze serilen eşsiz manzarası da cabası .

Hallstatt ‘ta başlıca gezilecek yerler arasında ; Beinhaus ,Skywalk ,Tuz madeni , Hallstatt gölü ve Hallstatt müzesi bulunmaktadır .

Hallstatt’ın büyüleyici güzelliği dışında ilginizi çekeceğine emin olduğumuz bir şey daha var: Beinhaus . Aslında burası bayağı ürkütücü ve korkulası  bir yer, ancak kesinlikle görülesi  bir yer  olduğunu düşünüyorum . Beinhaus’un İngilizcesi “Bone House”. Yani “Kemik Evi” Çünkü Beinhaus’un içinde 1200’ün üzerinde kafatası ve insan kemikleri var. Bu kafataslarının 600 tanesinden fazlası aile adlarına göre boyanmış ve isimlendirilmiş bir şekilde binanın içinde duruyor. Hallstatt Mezarlığı’nda yer kalmadığı için, eski mezarları açarak kafataslarını Beinhaus’un içine yerleştirmişler. 1700’lü yıllardan itibaren bir geleneğe dönüşmüş ve zamanla kafataslarının üzerine ailelerin isimleri ile  birlikte çeşitli çiçek motifleri de çizmeye başlamışlar.

Daha önce yukarıda bahsettiğim füniküler gezilerinde ise tepelere yapılan ziyaretlerde eşsiz ve uçsuz bucaksız Skywalk tepelerinde Avusturya ile Slovenya hatta Çek Cumhuriyetine hiç abartısız tepeden bakacağınız çılgın bir mazara sarmalına girmeniz mümkündür .

 Salzburg ‘dan günü birlik turlarla yaklaşık bir saat sonra ulaşabildiğiniz ve tamamını bir günde gezebileceğiniz Hallstatt ,Viyana ‘yı gölgede bırakan ve dünyanın en güzel köyü olan haklı  ünvanıyla sizlere tam bir göz ziyafeti sunuyor . 

Avusturya ‘dan Viyana ‘ ya , Salzburg ‘dan Hallstatt ‘a ama mutlaka en kısa zamanda rotalar masallar diyarına …