Bugün Bayram,Bu gün 21 Haziran.!
Türk soylu biri olarak gönül isterdi ki , bütün Türk dünyasında kendisine "Türk" adını yakıştıranların ,günler öncesinden başlattıkları bir şenliğin hazırlıkları ülkemizde de son aşamasında ve üst düzeyde olsun.
Güneşin doğuşunu , saygın atalarının kurganlarında karşılama ve onların tinleriyle buluşma heyecanı her yanı sarsın.
Bu gün ,güneşin dünyaya en fazla gülümsediği bir gündür ve güneş kızıllığa bürünerek adeta Türk soyunun doğa ile bütünleşmiş yaşam biçimine onay verir haldedir.
Binlerce yıl öncesinde Türk soylular tarafından belirlenmiş en uzun günün önemi ,geçmişte kalmış ama var olanlarla yaşamlarını sürdüren ataların tinlerine saygı günüdür bu gün.
Günler öncesinde başlayan ,şenlik hazırlıklarının ilk eylemi, bütün aile üyelerinin en şık ve temiz urbalarını giyinerek alaca karanlıkta kurganlara gidilmesi ile başlar.
Büyük bir sessizlik içinde girilen kurganlık da ki (mezarlık) ataların kurganlarının temizlenmesi ile başlayan bu eylem, güneşin göğe yükselmesine kadar devam eder.
Güneşin yükselmeye başlamasıyla ,yine büyük bir sessizlik içinde ataların tinleriyle buluşma eylemi sonsuza kadar sürdürülebilmesi , töreye uygun , rahat ve kişilikli bir yaşamın varlığının gelecek kuşaklara aktarılabilmesi için şenlik alanına geçilir.
Şenlik alanında kurulan çadırlara ihtiyaç fazlası eşyalar ,ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması için çadırlara bırakılır.
Kimin ne getirdiğine ve kimin bu getirilenleri aldığına bakılmaması için , çocukların savaş oyunlarıyla ilgilenmesi sağlanır ki, çocuklar ailelerince çadırlara konulan eşyalar üzerinden , bir birine "üstünlük kurma yada aşağılama hareketleri" içinde bulunmasınlar ve gelecekte oluşabilecek bir düşman saldırısında birlik olabilsinler.!
Şenlik alanında ki geleneklerin bazıları ise şöyle sıralanabilir.!
Aşık oyunları ,at yarışları , ok atma , cirit fırlatma , güreş ,kılıç /kalkan vbg savaş oyunların olmasının altında yatan neden ise , çocukların ve gençlerin her an savaşa hazırlıklı olmalarının sağlanmasıdır.
Birliğin oluşmasının temel unsuru sayılan eşeğliliğin (cinsiyet ayrımcılığı) olmadığı takım oyunlarından biri de tepük oyunudur.
Bu oyun , yedi yada sekiz kişilik er ve hatun kişilerden oluşan takımların, top şekline getirilmiş ve at kılından yapılmış yuvarlak cismin karşı takımın sınırlarından öteye geçirerek sayı kazanmak amacıyla oynanır ( Günümüzde ki futbolun ilk uygulaması).!
Oyunlar oynanarak eğlenilirken , daha önceden hazırlanmış olan yiyeceklerin yanında belirlenmiş koçlar kesilerek ,şenlik alanında kurulan büyük kazanlara atılarak pişirilir ve topluca yemekler yenilir.
Gün boyu çeşitli etkinliklerle süren şenlik , müzik eşliğinde ,başlangıcında bey ve Hatun kişilerin olduğu ,kol kola girilmiş ,bir birini tamamlayan ve gittikçe çapı büyüyen ama herkesin bir birine bağlı olduğu daireler biçiminde ki halayın , sonrasında saz aşıklarının ve söylence anlatıcılarının süsleyerek aktardığı kahramanlık destanlarının devreye girmesiyle , daha sakin bir ortama bürünür.
Şenlik güneş tamamen kaybolana kadar devam eder.!
Aktarmaya çalıştığımız bu ritüeller , Ataların ruhuna saygı kızıl güneş şenliğinden kısa kısa kesitlerdi.!
Yukarıda aktardığımız geleneklerin uygulamalarına dikkat edilirse , Türk töresine göre Türkçe yaşamın dört temel ilkesi olan ,özgürlük (Devlet anlamında tam bağımsızlık) , paylaşımcılık , ayrıcalıksızlık (imtiyazsızlık) ve katmansızlık (sınıfsızlık) ilkeleri , Türk soyluların Ulusal nitelik de ki dört şenliğinde de yer almaktadır. (Sırasıyla sayarsak , 21Haziran KIZIL GÜNEŞ/ataların ruhuna saygı, 21 Eylül KOÇ KATIMI son yaz, 21 Aralık NAR TUGAN Doğan güneş).!?
Peki bizler ,yani Türkiye cumhuriyetinde yaşayan Türk soylular olarak, neden bu şenlikleri geniş katılımlarla , yaşadığımız çağa uygun biçimde kutlayamıyoruz diyerek , kendimizi ve çevremizi sorgulama gereği duymayız.?!
Anadolu ve Trakyadan oluşan yaşadığımız coğrafyada yaşayan Türk soyluların bu şölenlerden habersiz olmalarının nedeni ; kendilerini "Türkçü, Milliyetçi, Ülkücü" diye adlandıran sivil toplum kuruluşlarının ve bu "akımların" lider yada yönetici konumunda ki kişilerin bu konuyla ilgili çalışma yapmamaları işin en acı yanı olsa gerektir.!?
Zaten batı taklitçiliği yapan "sosyal demokrat,sol" tayfa Türk sözünün geçtiği her yerde , hemen ırkçılığı ,faşizmi devreye sokarak kendilerince humanist olurlar ama "Atatürk" maskesi takmaktan da geri durmazlar.!
Daha da kötüsü ise bazı "akademisyenlerin" Türklerin böylesine "bayramlarının" olmadığı konusunda ki ısrarlı tutumlarıdır.!
Türkiye cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan ve bulundukları her ortamda Türk şenlikleri konusunda ki olumsuz tavırlarının altında yatan gerçeğin Bedevi kafasına göre oluşmuş bakış açıları olduğu gerçeği her geçen gün Türk soylular tarafından daha net biçimde anlaşılmaktadır.!
Bu "aydın" diye bilinen KÖZKAMANLAR geçtiğimiz yüz yılda etnikçilerce kullanılan YENİ GÜNÜN (Nevruz) Türk şenliklerinden birisi olduğunu topluma anlatmak yerine , devletçe yasaklanmasının da isteğini basın yayın organlarında dillendirmişlerdir.!
Söz açıldığında Turancılıktan ,kızıl elmadan dem vuran bu kişiler , küresel sömürgeciliğin ikinci paylaşım savaşından sonra geliştirdikleri toplum mühendisliği bilim dalının Türkiye de ki algı yaratan rahipleridirler.!
Türk soyluların üç büyük ülküsü olan TÜRK BİRLİĞİ, TURAN ve KIZIL ELMA ülkülerine ulaşmanın yakın ve uzak gelecekte ki dayanağının bu şölenler olduğunu bilen küresel toplum mühendislerinin yerli iş birlikçileri , bu şölenlerin yok sayılabilmesi için ellerinde ki her türlü iletişim araçlarını da kullanıyorlar.
Tavan da bunlar olurken ,taban da yaratılan algı ,düşünmeyen ,sorgulamayan ,araştırmayan , "liderlerine ,yol göstericilerine" körü körüne biat eden bir toplum yapısının yaratılması olmuştur.
Bu biat kültürünün temel argümanlarından olan "din ve bayrak" hassasiyetlerinin doğurduğu devletin kutsallığı ise yapılan olumsuzlukların aşılması konusunda ki en büyük set olarak karşımıza çıkmaktadır.!
Türk soylular
Saygınlığınızla anılın..
İlk Yorum yapan siz olun!