YUMUŞAMA VE ÇÖZÜM
BARIŞ YAVAŞ
Kasım
2002’den günümüze kadar Erdoğan yönetimi altında yaşamaya çalışıyor olmamızın
nedeni, AKP 22 yıldır başarılı bir siyaset yürütüyor olduğu için değil,
muhalefetin apaçık başarısız olmasından kaynaklandığına Özgür Özel’in bile çok
itiraz edeceğini sanmıyorum.
Erdoğan’ın bunca yıldır karşıtlarını çeşitli dizaynlar içine sokmaya
çalışarak, gerektiğinde birbirleriyle çatıştırarak veya müttefik olmaya
zorlayarak seçimlere girip, yaşanan
muhalefet kaoslarından faydalanarak iktidarını sürdürebildiğini artık
babaannem bile biliyor. Bu Türkiye’nin muhalefet sorununu, muhalefet
partilerinin yıllardır aynı tuzaklara düşerek, dizayn eden taraf karşısında
dizayn edilmekten de pek rahatsız da olmadıklarından herhalde bazen
güdülmelerine de neden oluyor.
AKP-MHP bloğu, ne söylerse tersini yapan ‘’Atlantikçi, neoliberal,
Sünni ve siyasal islamcı’’ bir iktidardır. Günün sonunda her neoliberal
iktidar gibi, halkı yardıma muhtaç edip dogmalarla avutma yoluna gider.
AKP-MHP büyük burjuvaziyi memnun edip ‘’beyaz Türk’’ edebiyatı
yaparken kendi iş adamlarını (yeşil burjuvazisini) daha zengin etmek
için ‘’dava’’ adı altında halka kemer sıktırır.
Bunları, 1 Ekim’den bu yana yaşanan adeta planlanmış ve adım adım
izlenen iktidar siyasetini daha rahat anlayabilmemiz için anlatmaya çalıştım.
Bahçeli’nin 1 Ekim’de durup dururken ‘’bayram değil seyran değil eniştem
beni niye öptü?!’’ tarzı Öcalan çıkışı, TBMM’den yıllardır atılmasını ve
kapatılmasını savunduğu partiyle tokalaşması muhalefeti, ‘’Gelsin Mecliste
konuşsun’’ diyerek toplumu sarstığı açık. Bu çıkışın ardından muhalefette
ve toplumda yaşanacak şaşkınlığı tahmin etmek, iktidar için zor bir şey olmasa
gerek. İktidar yaratmayı başardığı şaşkınlıktan faydalanarak muhalefeti ve
toplumu sözde çözüm süreci projesi kanalize etmeye çalışıyor. Halbuki ortada ne
çözüm var ne de proje.
İktidar toplumu bu konuya kanalize etmeyi başarması pek zor değil
ellerinde ki manipülasyon imkanlarıyla ki öyle görünüyor ki başardı. Ancak
muhalefetin Bahçeli’nin Öcalan çıkışına mal bulmuş Mağribi gibi bu kadar çabuk
ve ‘’istekli istekli’’ atlamaları ülkemizde ne denli ağır bir muhalefet
sorunu olduğunu bir kez daha gösteriyor.
DEM
yöneticilerinin Bahçeli’nin bu çıkışı karşısında ‘’bu anı
bekliyorlarmışcasına’’ hemen şak diye atlayıp tokalaşmaları, Bahçeli’nin yapmış
olduğu ‘’teslim ol, bu iş burada kapansın’’ lütfunu büyük bir siyasi olgunluk
zannetmeleri, CHP’nin ise bunu ‘’yumuşama’’ hamlelerine karşılık AKP-MHP
bloğunun normalleşme adımı sanması. Gerçekten derin bir nefes çektiriyor
insana. Çünkü tüm bunlar bana kalırsa, 22 yıldır Erdoğan’ın psikolojik oyunları
karşısında hala ülke muhalefetinin aciziyet içerisinde olduklarını net bir
şekilde gösteriyor. Tabiri caizse Erdoğan MHP ve muhalefeti davar güder gibi
güdüyor. Bunu Bahçeli’nin Öcalan açıklamasından kısa bir süre sonra CHP’li bir
belediye başkanına PKK’lı olduğu iddiasıyla operasyon düzenlemesi ofansif mizah
yapmayı sevdiğinden değil bile isteye muhalefetin psikolojisini, dengesini, iç
yapısını bozmak ve kaos çıkartmak istemesindendir.
Peki
Erdoğan Bunu Neden Yapıyor?
Erdoğan ‘’yeni anayasa ile yeniden aday
olabildiğinde’’ karşısında kolay bir rakip olsun istiyor hepsi bu. Hatta
rakibini kendi belirleyebilirse ne mutlu.
ERDOĞAN
İMAMOĞLU’NU RAKİP OLARAK İSTEMİYOR!
İstanbul seçimlerinde
üç kez İmamoğlu’na yenildiğinden dolayı İmamoğlu’nun adaylığına engel olmak
istiyor. CHP içerisinde ki üç başlılık problemi nedeniyle bunun üzerine oyun
kurup CHP’yi içten bir karışıklığa sürükleyip güç kaybetmesini ve günün sonunda
kendisine İmamoğlu dışında başka bir rakip bulmak istiyor. Özgür Özel’de bunu
sezmiş olacak ki erken seçim istiyor, yeni anayasa yapmadan, daha fazla
belediyelere kayyum, belki İstanbul büyükşehir belediyesine kayyum atanmadan
erken seçim istiyor. Çünkü CHP asla kendisini sokakta savunacak hakkını
arayacak bir örgütlenmeye sahip değil. Yapabilecekleri sadece izlemek.
Erdoğan
tüm bu istediklerini yapabilecek mi? Bunu elbette zaman gösterecek. Ancak
şunu tahmin etmek zor değil, eğer muhalefet aman ağzımızın tadı kaçmasın saray
yumuşasın politikası izlemeye devam edecekse ben bir Rizeli olarak net
söyliyim,
Yumuşamayacak ve eminim hiç bir şeyi çözmek
gibi bir niyeti de yok.
Teşekkür ederim..
İlk Yorum yapan siz olun!