Gecesi Gerdanlık , Gündüzü Seyranlık : Mardin

Bazı şehirler mutluluk verir, bazıları merak uyandırır, bazıları da büyüleyicidir. Mardin elbette bunların bir çoğunu dokusunda barındırıyor olsa da öne çıkan ne derseniz ;

          Gecesi Gerdanlık , Gündüzü Seyranlık : Mardin

Mardin mistik bir dille sizinle adeta konuşan yaşlı ama gizemli bir şehir gibi , Sizi her koşulda Misafirperverce ve dostça ağırlayan sıcacık insanları , sohbetleri ve hoş gönülleri ile insanlarının buna etkisi oldukça fazladır . Eşsiz mimarisi, arkeolojik tarihi ve göz alıcı görsel değerleri ile zamanın durduğu izlenimini veren Güneydoğumuzun en şiirsel kentlerinden biridir. Mardin'de, farklı dini inanışların çeşitliliği ile beraber sanatsal açıdan da tarihi değeri olan camiler, türbeler, kiliseler, manastır ve benzeri dini eserler bulunur. Sevgi ve hoşgörü kenti olan Mardin’de doğumda ,ölümde hatta dini törenlerde bile birbirine saygıyı asla elden bırakmayan Müslüman, Süryani, Ermeni,Yahudi, Kürt ve Arap halkları yıllarca barış ve kardeşlik içerisinde birlikte yaşamayı bilmişlerdir. Adını Süryanice kaleler kenti anlamına gelen “Marde”den alan kent, verimli Mezopotamya ovasının ortasında yükselir. Aslında Mardin’in özellikleri anlatamayacağım kadar çoktur . Tarihi tam olarak bilinmese de oldukça köklü bir tarihe sahip olduğu söylenir . İlk yerleşim yeri olarak kullanılmasının Milattan önce 4500’lü yıllara dayandığı bilinir .

Mardin’in kültürel özellikleri denilince ilk akla gelenler Deyrul-Zafaran Manastırı, Mardin Kalesi, Taş Evleri, Telkari Gümüş İşlemeciliği, Dara Harabeleri ,Mor Gabriel Manastırı ve Zinciriye Medresesi gibi muhteşem başlıklar karşılar bizleri . Güneyinde Suriye, batısında Şanlıurfa , kuzeyinde Diyarbakır ve Batman illeri, kuzeydoğusunda Siirt ile doğusunda Şırnak yer almaktadır . Yıllardır dilimize işlenen coşkulu Türküleri , yöresel kıyafetleri ve aynı zamanda ülkemizin önde gelen lezzetler diyarı diye adlandırdığımız güneydoğunun en özel gerdanlığıdır bu verimli topraklar ,bana kalırsa gezmeniz gereken yerlerin ilk sırasında tabii ki Mardin evleri ve Mardin Kalesi bulunmalıdır. Mardin Kalesi Hamdaniler tarafından 10. yüzyılda inşa edilen Mardin Kalesi içerisinde tarihsel bir çok yapı barındırmaktadır. Mardin şehrine hakim manzaraya sahip olan kale bir çok medeniyet tarafından kullanılmıştır. Yerli ve yabancı turistlerin sıklıkla ziyaret ettiği bu tarihi kale günümüzde tam anlamıyla ayakta olmasa da hatırı sayılır bölümleri hala görünebilmektedir. Deyrul - Zafaran Manastırı Mardin’in yaklaşık 4 km doğusundaki Deyrul Zafaran Manastırının yapımına 5.yy’da başlanmış olup farklı zamanlardaki eklemelerle bugünkü halini almıştır. Manastır milattan önce güneş tapınağı olan yerin üzerine kuruludur . Zinciriye Medresesi Mardin’in Merkez ilçesinde bulunan, 1985’te Aksaray Müzesi olarak da hizmet veren yapı, Selçuklu mimarisinin ve süslemelerinin en güzel örneklerinden biri. Bir kale görünümü sergileyen yapı, Osmanlı Devleti’nin son zamanında hapishane olarak kullanılırken, şimdilerde restore edilerek sosyal etkinliklerin düzenlendiği bir merkez görevi görüyor. Mor Gabriel Manastırı Bu manastır Midyat ‘ın güneydoğusunda bulunmaktadır. Manastır, Süryani Cemaati'nin ünlü ve büyük yapıtlarından biridir. Meşe ağaçları ile kaplı yüksekçe bir tepeye yapılmıştır .Bu Manastır Mor Samuel ve Mor simon tarafından dua edebilmek için 397 yılında temelleri atılmış ve yapı kısa sürede tamamlanmıştır.

Mardin’i bu kadarıyla bitirmek imkansız olsa da Geceleri gerdanlık , gündüzü seyranlık dediğim bu toprakların safran sarısı evlerini, boynunuzda telkâriniz ve dilinizde türküleriyle o sıcacık insanlarının samimi hikayelerini dinleyerek her köşesi gizemli bu şehrin size fısıltılarını en kısa zamanda duymanız dileğiyle …